17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER içeriğini bilmiyoruz. Ama, saym bakanın açıklamalarından yürürlükteki olumsuz duzene yenilerinin de katılarak daha da kötü bir duruma düşebileceğimiz kuşkusu doğmaktadır. KÖTÜYE GtDtŞtN KAYNAKLARI Bu nedenle biz, geçmişi bilmeyen ve arayıp da bulamayan ıyi niyetlilere, doğruları dile getiremeyen veya getirmeyen bürokrat ve teknokratlarm ulusal sorumluluklarını yukümlenip bu kötüye gidişin kaynaklannı göstermeye çalışacağız. Önce özet verelim sonra da açalım: Bu olumsuzlukların ana kaynağı: Teknoloji ve ekonomi kurallan ile ulusal çıkarların ön planda tutulması yerine, salt kişisel ve zumresel kâr ekseninde işleyen bir özelcilik politikasının, Ataturk'ün olumlu sonuç veren devlet ağırlıklı karma ekonomi deneyimıne rağmen, oturtulmasıdır. tste açıklaması: Yürürlükteki Maden Kanunu, özelci POLlTtKACILARIN yabancılara hazuiattığı bir yasadır. Bununla ulusal kaynaklarımızın aranması ve işletilmesi yerü ve yabancı özel teşebbüse tam olarak açılmıştır. Onlerinde rekabet çekişmelerinden başka hiçbir engel yoktur. Olumsuzluk, bu yasanın kurduğu duzenden kaynaklanıyor. Bınlerce tür maden arasında sadece iki kalemde yapılan (bor tuzları ve linyit) devletleştırmeyi, üretim cıhzlığı nedeni olarak göstermek tutarsızdır ve yanlıştır. Evet, bir yeni yasa gereklidir ama bu, açıklanan gerekçe doğrultusunda değil, doğal faktörleri dikkate alan teknik ve ekonomik bir yapıda olmaiıdır. Konuyu birlikte irdeleyelim: Yurdumuz, yedi bin yıldan beri birbirini izleyen birçok uygarlığın geliştiği bir ulkedir. Batıdan doğuya ve tersine, büyük orduların birçok kez geçtiği bir köprüdür. Bu yüzden, yüzeyde kolayca bulunup görülebilen zengin maden yataklan erken tüketilmiştir. Maden yataklarının derinlerdeki depolarına işaret eden, yol gösteren izler ve belirtiler, bu yasayla ehliyetsiz ve yeteneksiz kişilerle vurguncuların talanına açılmıştır. Hemen hemen tümü yok edilmiştir. Bu nedenle, derinlerdeki büyük kaynaklann bulunup işletilmesi şansı ve büyıık ama fakir cevherlerin değerlendirifmesi olanakları, modern ve pahalı yöntemlerin uygulanmasına bağlı bulunmaktadır. Bundan başka, bu işlerin hem kısa sürelerde sonuçlandırılması hem de yatırılan sermayenin geri alınıp kâra geçilmesi geç oluşur. TANINAN SÜRE DE YETERStZDt Oysa, maden kanununda arayıcıya tanınan süre sadece iki yıldır. Bu süre, ayak üstü yapılan "al güJüm ver gülüm" ticaretine bile çoğu kez yeterli olmaz. Bunun kadar önemii olarak da aramak ve işletmek ayrı haklara bölünmuştür. Gerçi, arayıcının işletme hakkı elde etmekte önceliği vardır ama, arayıcıya çeşitli yollardan ve POLİTIK baskılarla engel çıkararak işletme hakkı verilmeyebilir de. BÖYLESİ GÜVENSİZ bir düzene (yerliyabancı) hangi ciddi sermayeci teslim olur da yatırun yapar?... Nitekim 30 yıllık uygulama sonuçlan, bu gerçeği gözümüze sokarcasına kanıtlamaktadır. Ama, anlayan beri gele... Enerji darboğazından kurtulmak ve yabancıların zararlı rekabetinden korunmak için linyitlerle bor tuzlan uzerine konulan kısıtlamalann kaldınlmasını amaçlayan bir yasal düzenleme, gerçekçi bir çözüm olamaz. Acıklı bir aldanmadır. Üretim artışına ulusal planda değil, kişisel ve zumresel planda cevap verebilecek bir tutumdur. Taşkömürünün pahalılığı bir gerçektir. Dış alımı da zorunludur. Ama bu olgu, devlet işletmeciliğinden değil, teknoloji ve ekonomi kurallan yerine POLtTİKANIN otunulmuş olmasından kök almaktadır. Enerji ve petrol üretimindeki cılızlığm kökeninde de aynı neden yatmaktadır. Bunlan da ikinci bir yazı ile açıklamaya çalışacağım. 25 ŞUBA T 1985 Madeıı Üretimi ve Politikacı Maden konusunda iktidarı ellerinde tutanlar, ulusal yarar doğrultusundaki yazıları bulup okumuyorlar. Başlarını "özel girişim" kumluğuna sokmuşlar. Bu nedenle madencilikteki cılızlığımızın gerçek nedenlerini görmezlikten gelip, gerçekdışı anlayışlarla yeni iasanlar hazırhyorlar. Yeni bir yasa gerekli ama, madenciliğimizi bilimsel ve çağdaş teknolojiye, ekonomiye dayandırmak koşuluyla. Özel girişime peşkeş çekerek değil. OKURLARA OIC4Y oğun kış koşulları tüm yaşamımızla birlikte gazetelerin okurlara ulaşmasmı da büyük ölçüde etkiledi. Zaten en olağan ve yumuşak koşullarda kimi il ve ilçelerimıze öğleden sonra ya da bir sonraki gün gazete ulaşabilirken serîleşen hava kimi yörelere gazetelerin birkaç gün gidememesine yol açtı. Sayfaları daha erken hazırlayıp, baskılara daha erken başlayıp okura zamanında gazete ulaştırabilme çabalanmız her zaman başanlı olarnadı. Ama GAMEDA'nın tüm çalışanları ve özellikle şoförleri en tehlikeli yollarda gazete yüklü kamyonları hedeflerine ulaştırmada olağanüstü çabaiar gösterdiler. Bunlardan bin saatlerce mahsur kalınca önce, donmamak için yakılabilecek her şeyi yakıyor, en sonunda kurtarılmayı beklerken gazete paketlerini yakmak zorunda kalıyordu. Uçak seferlerindeki belirsizlik sürdükçe de, bir yandan da gazetelerin şoförleri Ankara, İzmir ve Adana'daki baskı merkezlerine gazete matrislerini ulaştırabilmek için hiç kimsenin kalkışmaya cesaret edemeyeceğı yolculuklan, canlarını hiçe sayarak, inanılmaz sürelerde gerçekleştiriyorlardı. Gazetelerin Ocak 1985 satışlanna ilişkin kesin rakamlar belli oldu: 50 liralık gazeteler Cumhuriyet 104.211 + 10.918 Milliyet 281.138 + 85.344 Tercüman 211.471 + 31.935 161.912 16.154 Güneş Hürriyet 716.602 1.571 Yeni Asır 79.577 + 7.210 30 liralık gazeteler Günaydır ı 207.072 7.265 Bulvar 214.212 + 105 20 liralık gazeteler Tan 738.863 8.252 107.662 28.849 Posta ?4 Saat 24 875 1.304 Son iki ayda en büyük tiraj "patlamasını" gerçekleştiren, Milliyet ve Bulvar gazeteleri oldu. Milliyet, 30 kupon karşılığı üç dilde sözlük kampanyasımn büyük ilgi görmesinin ardından kampanyasını bu kez de Türkçe sözlükle devam ettirdi ve şu anda 300 binin ustünde satışa ulaştı; bir yandan da şu sıralar yeni bir renkli TVVideo kampanyası başlatıyor. Bulvar, yüzde olarak belki de en büyük satış sıçramasını kupon karşılığı Atlas, ansiklopedi ve karayollan haritası kampanyasıyla gerçekleştirdi. Posta ise Milli Pıyango kampanyasıyla ocakta büyük bir sıçrama yaparken bu ay fiyatını da 30 liraya yükseltti. Cumhuriyet'in satışının 10 binin üstünde artmasında ıse ocak başındaki Gençlik eklerinin yanı sıra Ufuk Güldemir'in "Spain anlatıyor", Nilgün Cerrahoğlu'nun "Ispanya'da Denıokrasiye Geçiş" dizilerinin, Yılmaz Şipal'in memur emekli ikramiyeleri hesaplamasının ve Özdağlar olayıyla Kıbrıs Zirvesinin canlı haberlerle izlenmesinin etkili olduğu anlaşılıyor. KADRİ YERSEL Emekli Maden îşleri Genel Müdürü Yurdumuz, 20. yüzyıl başlannda yoksul, madenleri ile zengin bir ülke olarak tanınırdı. Daha sonraları bir maden hazinesi olduğu söylenceleri (efsaneleri) yayıldı. Bu hazinenin kapılannı, POLİTtKACILAR, yerli ve yabana ÖZEL TEŞEBBÜSE ardına kadar açtılar. Ama, ne geleceği umulan yabancı sermaye akü, ne özel teşebbüs büyük yatınmlar yaptı. Ne de üretim istenilen düzeye çıktı. Bugün de, diin olduğu gibi, maden üretiminin ulusal gelirdeki payı cılız mı cüız. Devletin üretip pazarladığı "bor tuzları ile kömürleri" hesaptan çıkanrsak bu cılızlığın SISKALIK düzeyinde olduğu görülecektir. Sattığından çok dışalım yapan bir ülkeyiz. Ulusal gereksinmemizi karşılayabilecek yakit rezervlerine sahip olduğumuz halde, kömür dışalımı yapıyoruz. Onnanlanmızı yakarak yitiriyor, gübrelerimizi de tarlaya veremiyoruz. Ham petroldeki cdız üretim de duşüş çizgisinde. Söylenenlerin tersine, enerji dışalamının da daha uzun süreler devam etmesi olasıdır. Sağlıklı bir sanayileşmeye yönelebüirsek bu olasılık kesinliğe donüşur. GERÇEK NEDENLER, ZAMANINDA GÖSTERİLMİŞTİR Bu kötuye gidişin ve ekonomik olumsuzluğun gerçek nedenleri, yıllar öncesinin meslek odası dergilerinde ve başta Cumhuriyet olmak üzere "gerçek ulusçu basın"da yer alan uyan ve irdeleme yazılannda vardır. Millet Meclisi'nin ilgili komisyon tutanaklannda da görülebilir. Üşengeç olmayanlar bunlan belgeliklerde (arşivlerde) ve kitaplıklarda bulabilirler. Teknokratlarla bürokratlann ve meslek odalarının zonınlu suskunluklan sürdüğü için, bunlara eklenecek yeni uyarı ve irdeleme yapıtı da yok denecek kadar azdır. Günümüzdeki POLİTÎKA yöneticilerinin, üşenmeyi yenseler bile (dünküler gibi başlarını ÖZEL TEŞEBBÜS kumluğuna gömdüklerinden) ulusal yarar doğrultusundaki yayuılan bulup, irdelemelerden yararlanıp bilinçlenerek doğru önlemler saptamaları çok kuşkulu bir olasılıktır. Nitekim sayın Enerji Bakanı'nın pek yakınlarda basın ve yayın organlarmda yer almış olan açıklamalan, bu kuşkuya hak verdirecek niteliktedir. Bu açıklamaların özeti şöyledir: 1) Yeni bir yasal düzenlemeyle, devletleştirilmiş olan madenleri özel teşebbüse iade ederek onlann girişimcilik ve ekonomi alanındaki üstun yeteneklerinden yararlanıp yabancı sermaye akımı ve üretim artışı sağlayacağız. 2) Yerü taşkömürü pahalıdır. Gereksinimi, üretim artışı yerine ithal yoluyla karşılayacağız. Sözü edilen yasa tasansının y Kış Bitmezken EVET/HAYIR OKTM AKBAL 'Cumhuriyet'i arada bir alıp okuyanlar var, her gün izleyenler de... Önce de yazmıştım, son haftalarda okurlardan gelen mektuplar birkaç kat arttı. Ara sıra, bu sütunda okur mektuplarından parçalar alıyorum. Ne var kı her gün gazetenin bütün sayfalarını bu mektuplara ayirsak yetmez. Dert, sorun dağlar gibi... Övgüler, güç veren sözler de var, ama eleştiriler, suçlayıcı mektuplar da... Yasalar çizgisinde yazmak zorundayız, bunu bilmeyen var mı hâlâ? Ben, her zaman yasalara ki beğenmesem, değiştirilmesinden yana olsam da uydum, Bir ülkede düzenı, yasalar sağlar. Dünyanın her ülkesinde böyledir. Demokrasilerde olsun, tek parti yönetimlerinde olsun... Kim yasaya ters düşerse cezalandırılır. Denecek ki cezalanmayı göze almalı zamanında, yerinde... Ne var ki bir gazete yazan gızli bir eylemci değildir, açık açık konuşan, eleştirilerini apaçık yapan bir kişidir. Olağanüstü dönemlerde ki bu dönemler çoğu zaman oldukça uzun sürer köşesinde her gün konuşan bir yazar bin bir projektörün aydınlığı altındadır. Her yazısı titizlikle incelenir, dıdik dıdik edilir. Ne denli yasalara uysa da, uyduğunu sansa da, herhangi bir yazısıyla, herhangı bir gün başı kolayca derde girebilir. Neden en çok hapislere duşen gazeteciler, yazarlardır? Yasalara bile bıle saygısız, aldırışsız davrandıklarından mı? Değil, görev gereği başa gelen bir şeydir bu... Son günlerde kimi okurlar hem de imzasız mektuplarla bizleri bütün acılığı, katdığı ile yurt gerçeklerini sergilemeye çağınyorlar... Sürekli okurlarımız yurl gerçeklerini, görebildigimiz, anlayabildiğimiz ve bu koşullarda yazabildiğımiz oranda gözler önüne serdiğimizi; yıllardan ben çeşitli yönetimler süresinde eleştıri, uyarma, aydınlatma görevini yaptığımızı bilirler. Ama gazetemizi arada bir alıp da, o gün yazınsal bir konunun işlendiğini gören bir okur, kalemi eline alır, 'Şimdi böyte güzel söyleşilerin sırası mı?' diye çıkışabilir! Oysa o kişi, surekli gazetemizi izlese köşe yazılannda onun dilediği kadar sert, katı olmasa da günün koşullanna, gazetecilik yöntemlerine uyarak eleştıri görevinin yerine getirildiğini görecektir. Niye bu yazıyı yazdım? Aldığım kimi imzalı, çoğu imzasız birtakım 'ihbar' mektuplarında 'Cumhuriyet' yazarlarını act gerçeklere değinmemek, her şeyi bütün çıplaklığıyla okurlara duyurmamak gıbı haksız suçlamalara yanıt vermek istediğim için... Hem kendi imzasını atmaktan çekinir, hemde bizterden olağanüstü "kahramanlık" bekler!... Böyie bir işe ancak Don Kişotluk adı verilmelidir oysa!... Yel değirmenlerine saldıran ünlü mahzun şövalye ancak şiirterde, romanlarda güzeldir. Ama gerçek yaşam, roman değildir, şiir hiç değildir. işte belgesel bir açıklama... Ankara Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin yayımladığı "Basın 8084" adlı kitapta 198184 arasında hakkında en çok soruşturma, kovuşturma ve dava açılan gazetelerin başında 'Cumhuriyet'in yer aldığı belirtilmektedir. Son dört yılda son yıl dışında gazetemize 28 dava, soruşturma, kovuşturma açılmış. Hürrıyet'e 14, Milliyet'e 11... Gazetemiz 4 kez kapatılmış; süresi de 41 gün... Yazı işleri Müdürümüz Gönensin bu süre ıçinde 8 kez ifade vermek için yargı mercilerine gitmiş... Demek 'Cumhuriyet' doğru olduğuna inandığı gerçekleri duyurmak için yürürlükteki Anayasa ve yasalar çizgisinde görevini yerine getirmiş ve getiriyor... Bu görev sırasında ötekı gazetelerden çok dertlere katlanmış, zararlara uğramış, gazetemiz yazarlan tutuklanmış, gözaltına alınmış... Bugün bıle adalet önünde aklanmaya çalışan arkadaşlarımız var, bunu herkes biliyor... Öyleyse, 'Cumhuriyet' yazarlannı, sorumlularını işi hafife almak, gereği gibi görev yapmamak suçlaması baştanbaşa yanlıştır... Böyle ters görüşleri belirtenler gerçek okurlarımız değildir, gazetemizi arada bir alıp şöyle bir göz gezdirenlerdir... OKURLARDAN Kütüphane öğretmen lerinin ayrıcahğı kaldırılsın Bizler çeşitli çocuk kütüphanelerinde, kütüphaneci öğretmen olarak görev yapmaktayıı. Kız meslek lisesi çocuk gelişimi ve eğitimi böliimü mezunu olup, çocuk psikolojisi eğitimi gördüğümüz için çocuk kütüphanelerine öğretmen olarak tayin edildik. 1985 yıkna kadar yan ödeme ahyorduk, fakat 1985 yılında maaşlanmu artacak diye sevinirken, kadrolanmızuı memur olarak değiştirilmesinden dolayı, eski maaşımız ile şimdiki maaşımız arasında çok cüzi bir fark oldu. Bize göre memurlara daha fazla artış oldu. MM Eğitim 'de, aynı okul çıkışlı arkadaşlarımız, yan ödeme olarak tazminat ve ders ücreti olarak daha fazla ahyorlar. Eğitim ve öğretim sınıfından ahnarak genel idare hizmetler sınıfına geçirilmemiz, bizleri üzdüğü gibi, maaşlarımızda da düşüş oldu. Ayncahğımız Kultür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı çabşmaktan mı kaynaklanıyor? Bizlere de ya MiUi Eğitim Bakanlığı'nda görev verilsin, ya ücret durumumuz, diğer öğretmenlerle eşit düzeye getirilsin. arkadasımızdan fazla vergi vermiştir'" demesi, kimüerinin nasınna basıtmış gibi öfkelenmelerine neden oldu. Birçok tüccar ve işadamının kazançlan oranmda vergi vermediklerini bilmeyen mi var. Ticaret erbabı doğru düriıst vergi vermekte olsaydı, şimdi şikâyet ettikleri KDV Yasasmın çıkanlmasına gerek kalır mıydı... Vergi kaçınldığını kabul eden, KDVyi olumlu karşılayan tacirler de var, elbette. 6 Ocak 1985 günü IstanbuVdan Ankara''ya gelirken, yanımdaki koltukta oturan, işyeri İstanbul'da olan Erzurumlu bir tüccara KDVyi nasıl karşıhyorsunuz diye sordum: "Valla şimdiye kadar doğru düriist vergi vermetUk, biraz da vergi vermeliyiz" diye yanıtladı. Bir tarihte de Ankaralı bir işadamına, "Verdiğiniz bu kadarcık vergi, yaşantınıza göre çok az değil mi?" diyesi oldum. (Zira bu vatandaşımız üç çocuğunu paralı okullarda okutmakta, tatillerini de her yaz yurt dışında geçirmekteydi.) O da "Vallahi insanın gönlü ile vergi vermesi zor oluyor" diye karşıladı. Bu olgu karşısında, vergi dairelerinin buuınduğu binaların on yüzüne "İRADESİ İLE KENDİNİ VERGİLENDİREN HALK MİLLETTİR." tümcesini görünce, o yazüara yapılan masrafa acırım. Vergi Usül Yasası'nda değişiklik yapılarak, fatura kesme, küçük alım satımlarda, yazar kasa kullanma zorunluğu getirilebilirdi. Yazar kasanın anahtan da, faturanın kaynağı da Maliyenin elinde olmalı. Radyo ve TV ile halk sürekli vergi konusunda eğüilmeli. S'eden Batı ülkelerinde vergi kaçırmaktan çok korkulduğu halde, Türkiye'nin adı vergi cennetine çıkıyor? K1LIÇASLAN ANKARA ŞENOL / Doğruları Yazmak Görevi... BİR GRUP KÜTÜPHANE OĞRETMENİ Faturalı yaşam ve KDV Saym Sakıp Sabancı 'mn, İstanbul'da işadamlannın yaptığı bir toplantıda bir gerçeği dile getirerek, "Sümbül Hanım, bizim birçok işadamı SENI DUSUNMEK/ EZGİNİN GÜNLÜĞÜ Gördüğünüz "tuş"a basabilen herkes bu bilgisayan kullanabilir! Dünyanın en gelişmiş bilgisayarı Türkiye'de! Madntosh Apple, geleceğin bilgisayarını yarattı! (Bütün dünya şimdi Madntosh'u konuşuyor!) • En ileri... en yalın bilgisayar dili. • Komutları ezberlemeyi gereksiz kılan klavyesiz kuUanım: MOUSE'ınM tuşuna basın, istediğiniz işleme, aııında ulaşın! • En ileri ofis sistemi. • Eksiksiz, portatif... ve en hızlı kişisel bilgisayar! • Bütün Apple'lar gibi: Servis desteği tam! Madntosh'u herkes istiyor. Çunkü herkes kullanabilir. Madntosh'u yakından tanıyın! Madntosh'tan yararlanın! (ı) MOUSE Sıgara pakeb bttyOklatünde de uyumlu "dev" bir kumanda ayz*ı.Appte'ın gdi}tndı{ı en üen, en baat kullannn sistemi! MDP'ye Fatiha DEĞERLER A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞFNDAN Şirketimiz ortaklan Olağan Genel Kurul toplantısı 13 Man 1985 Çarşamba günü saat 16.30'da aşağıdakı gündemı göruşmek uzere, şirket merkezinde yapılacağından, sayın ortaklanmızın veya vekıllerinin mezkur gun ve saatte toplantıya teşrifleri rica olunur. Bilanço, kâr ve zarar hesaplarımn 27 Şubat 1985 gıinünden itibaren sayın ortaklanmıan tetkikine haar bulundurulacağını arz ederiz. Şirket merkezi: Canıhan, Barboros Bulvan No: 125 Beşiktaş/İST. Gündem: 1. Başkanlık Divanı secimi ve Başkanhk Divanı'na Genel Kurul tutanağını imza yetkisi verılmesi. 2. Şirketimiz 1984 yılı çalışmalan hakkında Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporlannın okunması. 3. 1984 yılı bilançosu ile kârzarar hesaplannın tetkiki ve onayı, Yönetim Kurulu Uyelen ve denetçilerin ibra^ırı. 4. 1984 yılı kânnın dağıüm şeklı ve tarihi hakkında karar alınması. 5. Istifa nedeniyle boşalan kurucu Yönetim kurulu üyelerinin, surelerini tamamlamak üzere seçilen üyelerin onayı. 6. Denetleme Kurulu oluşturmak üzere atanan denetçinin onayı. 7. Yönetim Kurulu üyelerinin ve denetçilerin seçımi ve ucretlennin saptanması. 8. Yönetim Kurulu uyelerine T.T.K 334 ve 335. maddeleri uyarınca izın verilmesı. 9. Dilek ve temennıier. CAMİŞ MENKUL HAFTALIK HABER DERGISJ tükenmeden alınî İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIGINDAN 1) Buyuk Şehir Beledıye saglık hızmetlerınde kullanılmak uzere 40 adet ambulans, 168.000.000. liralık tahmin bedel dahilinde ihale olunacaktır. Ilk teminatı 5.040 000. liradır. (Makıne Elektrık veSanayı İşleri Mudurluğunde) Tahmin bedel ve suresı ile ilk teminat mıktarı yukarıda yazılı ış 14 Mart 1985 Perşembe gunu saat 11.00"de İstanbul Buyuk Şehir Belediye merkez bınasında loplanan Buyuk Şehir Beledı>e Encumeninde kapalı zarf, eksilıme usulu ile 2886 sayılı kanunun 36'ncı maddesine göre şartnamesi veçhile ihale olunacaktır Şannamesi ilgili mudurlukle bedelsız olarak görulebılır veya tespit olunan ücreti mukabılinde satın alınabilir. Kapalı zarf eksiltmesıne iştirak etmek isteyenlerin ilk teminat makbuz veya banka temınat mektuplan ile 1985 yılı Ticaret Odası vesıkası veya bağlı oldukları dernek belgesını havı olarak hazırlayacakları kapalı zarf teklıf mekıuplarını ihale gunu saat 9 30'dan 10.00'a kadar İstanbul Bu>uk Şehir Beledıye Encumenı'ne vermelen lazımdır. Basın: 12154 Aynntdı bilgi için teiefonlan araynuz. Apple Turkiye Genel Satıcısı: Apple Bavüeri: ANKARA: TEKDlL Cinnah Cad. 12 Td. 26 30 11 GAZİANTEP: AYMA Atarürk Bulv. 26/13 Tel. 324 88, 129 55 tSKENDERUN: RANDJ Mareşal Çakmak Cad. 32/3 Tel. 224 30, 214 56 İSTANBUL: MtKROSARAY PORBEM Rumeti Cad. Villa Han A Blok, k. 3 Nişantaşı Td. 141 14 89, 147 10 91 Bilgisayar ve özel Eğitim Hizmetleri A.Ş. Abdi Ipekçi Cad., Gün Ap. 16/3 Nişantaşı/lstanbul Tel: 146 20 70 (3 hat) (Bayilik için basvunıların BİLKOM A.Ş.'ne yapılması rica olunur.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle