27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17ŞUBAT 1985 DIŞ HABERLER ABD, SOVYETLER'E SÖZ HAKK1 ÖNERECEK CUMHURİYET/3 ABD, Suudi Özetle İ! I! I * Arabistan'a 250 milyon dolarlık hava savunma sistemi satacak ABD Savunma Bakanhğı Suudi Arabistan 'a 250 milyon dolarlık "hava savunma sistemi" satılması için Kongreye başvurdu. Başvuruda Birleşik Arap Emirlikleri'ne de 45 tane Hawk uçaksavar füzesi satılması istendi. Amerikan Kongresi öneriyi 30 gün içinde karara bağlayacak. Satışın gerçekleşmesi halinde Suudi Arabistan 629 adet hava savunma sistemi (FOE) alacak. Dost uçaklara takılan bu sistemler yer savunmaya sinyal yollayarak kendilerinm hedef olmasını önlüyor. LsraiJ Sayda'yı boşalttı Sayda halkı, Israü'in boşalttığı bölgeye giren Lübnan askerlerine pirinç serpti. Başbakan Karami: Tarihi bir gün Şii lideri Berri: Kurtuluşun ilk adımı. SAYDA, (AP) tsrail, Lübnan'dan çekilme planının ilk aşamasını dün tamamlarken, ABD yönetiminin sah gunkü görüşmelerde, tsrail ile diplomatik ilişki kurması karşılığında Ortadoğu barış sürecinde söz hakkı önereceği bildirildi. tsrail'in dün öğleden sonra Evveli IrmağYnın gerisine çekilmesinin hemen ardından bin Lubnan askeri ve tanklar, Israil'in boşalttığı 40 kilometrelik şeride yerleşti. İki buçuk yıllık işgalin sonunda tsrail birlikleri geride "yeni çatışmalarıa önlenmesi" çağrısında bulunan afışler bırakırken, bölge halkı Lübnan birliklerini büyük sevinç gösterileriyle, askerlere pirinç serperek ve bayrak sallayarak karşıladı. Başbakan Raşid Karami, "Bu tarihi bir gündür" diyerek, geri çekilmenin tam olması ve koşulsuz gerçekleşmesi için çaba gösterme çağnsında bulundu. Şii Emel örgütü lideri ve Güney Lübnan'dan Sorumlu Devlet Bakanı Nebih Berri olayı "Kurtuluş yolunda ilk adım" Ymıaııistaııdaki üsler için ABD Atina'yı uyardı Washington, Amerikan üslerinin kapatılması ihtimalinden "endişe" duyduğunu bildirdi. STELYO BERBERAKÎS ATİNA Yunanistan'daki Amerikan üslerinin geleceği, Washington'la Papandreu hükümeti arasındaki gerginliğin yeni bir aşamaya gelmesine yol açarken, Washington Posl gazetesinde çıkan ve Pentagon'un (ABD Savunma Bakanhğı) Yunanistan'daki ABD üslerini kaldırıp, Türkiye'ye nakletmeyi planladığı yolundaki haber, Atina'da tartışmalara neden oldu. Amerikan yönetimi, Yunanistan'da bulunan 4 Amerikan ussunü kapatma hazırhğında olan Yunan hükümetine "endişelerini" bildirdi. Amerikan yönetiminin bu konudaki görüşunü açıklayan Dışişleri Bakanhğı sözcüsü Edward Direjyan, Yunanistan'la 1983 yılında imzalanan üslerle ilgili anlaşmanın "Her iki üJkenin de çıkanna oldugu için yapıldıgını" ve ABD'nin diğer müttefıkleri ile yaptığı anlaşmalara benzediğini bildirdi. Yunanistan'daki 4'ü büyük üs olmak üzere 20 dolayındaki Amerikan askeri tesisinde 4.000 kadar Amerikalı görev yapıyor. Yunan Başbakanı Andreas Papandreu, bu yıl yapılacak seçimleri kazandığı takdirde, üslerin statüsünü yenilemeyeceğini birkaç kez açıklamıştı. öte yandan Yunan basını \Vashington Post'un haberini, ABD'nin Türkiye'ye daha çok yardıma yönelmesi ve Yunan hükumetine baskı yapması şeklinde yorumladı. Gazete, önceki gunkü haberinde Papandreu'nun ABD aleyhtarı tutumunu Washington'u kaygılandırdığını ve Pentagon'un Yunanistan'daki usleri büyük bir olasılıkla Türkiye'ye nakletmeyi planladığını bildirmişti. Sorumlu İnsan... SAMİM LÜTFÜ İçimde gitlikçe kısalan günlerimin acısı, sabahın ilk |Şğp birlikte beton yığınına bakan penceremı açıyorum. Günü ilk adımlarında yakalamak amacım. Dokunulmamış aydınltkla birlikte başlıyor benim, tüm yaşını başını almış, gidecek yerı, okuyup yazmaktan başka işi olmayanlarınki gibi, hepsi birbirine ve her biri de pazara benzeyen gecikmiş erken günlerim. Ama bir süredır, bunlar içinde pazarlar öbürlerine benzemez oldular. Pazarlan her zaman olduğundan biraz^daha geç elime geçen gazeteler içinden "Cumhuriyefi aldığımda, gözüm en sağda yukarıdan aşağıya tüm sekizinci sütün boyunca uzayan, Parıs, New York, Londra, Berlin, Bonn, Brüksel, Roma, Madrid, Atina anonslarıyla altlarındakı yazılara ilişince, odama dört bir yandan yeni pencereler açılmış gibi oluyor ve içeriye uzak diyarların esintileri doluyor. Çeşıtlı ülkelerden gelen haberler, yorumlar arasından özellikle üzerinde durmak ıstediğim ıkisi iki hafta önce Hadi Uluengın'ın Bruksel, Tanju Akerson'un ise New York'tan gönderdikleri ve o günden bu yana sürekli usumu kurcalayıp duran yazılar. 3 şubat pazar günü Uluengın de, Akerson da hâlâ gündemde olan bir konuyu, Etıyopya'dakı açlığı, daha doğrusu bu olayın bulundukiarı yerlerde nasıl algılandığmı, ne gibi tepkilere yol açtığını anlatıyorlardı. Hadı Uluengin, Brüksel'de büyük mağazalarda cıkışta. yazar kasaların hemen yanına yerleşiırılmiş buyük sepetlere müşterilerin nasıl fasulye, pirinç, yağ, konserve ve makarna paketlerini attıklarını, kendisinin de çözümön çok daha köktenci önlemleri gerektırdiğıni bildiği, düşünce olarak hiç de önünde sergilenen çozümü benimsemediği halde, elle tutulan açlık oradayken, tüm bu düşünceleri bir kenara iterek, aldığı iki torbayı, yavaşça yardım sepetine bırakıverdiğini anlatıyordu. Tanju Âkerson ise New York'tan ABD'dekı çabaları, bu arada Paul Nevvman'ın 250.000 dotariık yardım çekiyle, herkesi bu arenada yarışa çağıran meydan okuyuşunu aktarıyordu. Walt Street'iyle en büyük ekonomik gücün odağı, New York ve AET ile NATO'nun merkezi Brüksel... Bılim ve teknolojinin, kaynaklarımızı doğru degerlendirip kullandığımız zaman temel vaıiığımızla ilgili sorunlarımızın kolayca çözülmesini sağlayacak derecede gelişmiş olduğu günümüzde, açlığın kol gezmesinin suçluluğunun adeta sımgesı halıne gelmiş iki kent değil mi New York ve Brüksel? 20. yüzyılda insanlığın çoğunluğunun beslenme sorunu çözülmemişken bugün silahlanmaya astronomik paraların harcanması, dünya ekonomik düzenının hep azgelişmiş yoksullar zararına işlemesindeki çarpıkltğı biraz irdelemeye kalktığımızda, hemen ilk adımda New York ve Brüksel'deki bazı adreslerın kapısı önünde bulmuyor muyuz kendimızi? Madem öyle bu iki kent tüm yönlerı ve tüm yaşayanlarıyla lanetlenecek birer Sodom ve Gomora değiller mi? Olaylara bu dar açıdan bakmak yüzeysel ve yanıltıcıdır. Günümüz dünyası kolay sloganların aceleyle gösterilmiş salt iyilik ve kötülük hedeflerinın ötesınde, çok şükür ki, daha karmaşık bir yapıya sahıptır. Tüm dünyayı ve bu arada özellikle Batıyı değerlendinrken bu gerçeği hiç gözden kaçırmamak zorundayız. Gerek Uluengin, gerek Akerson, Etiyopya'daki açlık üzerine New York ve Brüksel'de kendilerini yaşadıkları çağdan sorumlu gören birçok kişinın harekete geçtiğini belirten yazılarında bu gerçeği de vurguluyorlardı sanırım Hiç kuşku yok ki, iki kentte de olaya yetersiz, hatta tümden yanlış açıdan yaklaşanlar vardır. Hatta belki de bunlar çoğunluktadırlar ve bu yetersizliklerle yanlışlar sorunun çözümünü gecikterecek ya da güçleştireceklerdir. Ama harekete geçirılmesi gereken güç kıpırdamış olduğuna, insanlar Etiyopya'daki açlık karşısındaki tutumla çağlarının sorunlarından sorumlu olduklannın bilincine vardıklarını bir kez daha kanıtladıklarına göre en önemli adım atılmış demektir. Çağından sorumluluk ve dünyayı değiştirme zorunluluğunun bilıncme varma... Bu iki düşünce çağdaş uygarlığın temel taşlarını oluşturan iki önemli öğedir. "Bana ne?" "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!" ya da "Böyle gelmiş, böyle gıder!" çağdaş uygarlığın düşmanı, zıddı olan düşüncelerdir. Çağdaş uygarlık bu düşünceleri yadsıdığı ve altettiği için vardır. Pau! Nevvman'ın 250.000 dolarlık çeki, Brüksel'in büyük mağazalarındakı yardım sepetlerı çağdaş insanın çağından sorumluluğunun ve dünyayı değiştirmesinin zorunluluğunun bilincinin kanıtları olarak duruyorlar. Batıya bakarken bu ikilemi iyi görmeliyiz. Birçok sorunumuzun kaynağı ve sorumlusu olarak gördüğümüz bu dunyanın sanıldığı kadar yalın olmayıp çok daha karmaşık gerçeklerden oluştuğunu birkaç yıl önce, başka bir olay dolayısıyla da anlama olanağını bulmuştum. Hâlâ ülkesınde ınsan hakları tam bir güvence altında olmadığı için adını vermeyeceğim bir Mısırlı dostum, Nâsır sonrası dönemde, çağdaş dunyanın hiçbir şekılde kabul edemeyeceği bir nedenle, bir düşünce suçu, (delit d'opinion) yüzünden hapse düşmuştu. Uzaktan uzağa, gazetelerden Avrupa'da birlikte yıllar geçirdiğimiz bu gençlik dostumun durumunu izliyordum. Aradan bir süre geçince ülkesinin yöneticileri, kendileri için tehlikenin başka yönden geldıği sonucuna vararak onu serbest bıraktılar. Bir gün yine Avrupalı ortak bir dostumuzun evinde birlikte olduk. Bana hapıslik yıllarından söz ederken söylediği şu sözleri hic unutmuyorum: "Bilıyor musun? Yaşadığım bu olayın da yararı oldu. Bu vesileyle çağımızın göründüğü kadar basıt olmadığım, hiç de sandığımız denli yalnız olmadığımızı gördüm ve belki ınanması güç, ama o günlerde edindiğim deneylerie, daha iyimser bir insan oldum. Hapishaneme bir sürü mektup ve kart geliyordu. Bunlarm çoğu uzun yıllar ulkemdekı kötülüklerden haklı olarak sorumlu tuttuğum İngiltereden postalanmıştı ve aralarında. daha yazmayı yeni öğrenmış küçük çocukların resimler yaparak susledikleri kartları da vardı. Herhalde bu çocuklara anne babaları 'Piramitler'in bulunduğu Mısır denen uzak ve sıcak ülkede bir adam insanlığın. hepimizin ortak ülküleri için hapis yatıyor ve acı çekiyor. Bız burada eğlenip Noeli kutlarken, o acı çeken insanı unutmadığımızı kendısine bıldırmeli, bu yolla ona cesaret ve biraz da mutluluk vermeliyiz' demişlerdi. Bu çağrı üzerine onlar da oturup, kargacık burgacık yazılar ve çarpuk çurpuk çizgilerle yüreklerini karta döküp, bana göndermişlerdi. Düşünebiliyor musun? Daha 67 yaşında bu uyarılarla yetisen ve o çağlarda uzakta, tanımadığı bir insanın sorumluluğunu duyup, sevgislyle onun koşullannı değiştirmeye çabalayan o çocuklar bir gün büyüyecekler." O, bunları anlatırken, ben kendisine ulaşmak için yeterince çaba harcamadığımı, ona bir kart bile gönderemedığimi düşünerek ezilmiştim. İki hafta önce New York ve Brüksel'den gelen haberler işte bunları yeniden düşünmeme neden oldu. Yine her sabah kısalan günlerimin acısıyla uyanıyor, günü ilk adımlarında yakalamaya çaiışıyorum. Ama bir süredir. bir pazar günü açılan pencereden ulaşan aydınlıkta, çağının sorumlusu olan ve dünyayı değiştirmeye çabalayan ınsanlarla birlikte yaşadığımı görebildiğim için kıvançlıyım. Batüı doktorlar, "Sovyetler Birttği lideri Konstantin Çemenko 'nun çok yakında öleceğine artık inanılması gerektiğini" belirtiyor. Doktorlar, "uerlemiş astımı bulunan 73 yaşmdaki Çernenko 'nun sorununun sadece zor nefes almak olmadığına, aynı zamanda kalp hastası olduğuna" dikkati çekiyor. Batıh gözlemciler, ' 'Çemenko 'nun altı aydan fazla yaşayamayacağtna ve ölümünden sonra Kremlin 'in iki numarah adamı Mihaü Gorbaçev 'in başkanlık görevini üstleneceğine inandıklannı" beürtiyor. Çernenko'nun 6 aylık ömrü var Emekli boksör diplomasi yapıyor Muhammed Ali BeyruVta KURTULUŞ SEVİNCİ Saydalılar. iki buçuk yıllık tsrail isgalinden kurtulmuş olmamn sevincini sokaklarda coşkun bir sekilde sergilediler. Kente giren Lubnan Ordusuna bağlı askerlerin üzerine pirinç atan kadınerkek kalabalık, tanklann, ciplerin üstünde oynayarak bayram yaşadı. (Fotoğraf: AP) olarak niteleyerek, "Tüm dün ABD'nin Sovyetler'e, Israil ile diplomatik ilişki kurulmasının yaya banş içinde bir arada yaşayanı sıra, Sovyetler Birliği'ndemaya hazır olduğumuzu ki Yahudilere göç imkânı tanınkanıtlamalıyız" dedi. ması halinde, Ortadoğu barış Ortadoğu konusunda iki sugöruşmelerinde söz hakkı tanıper güç arasında salı günü yapılmayı önereceği öğrenildi. ması beklenen görüşmelerde BEYRUT, (AP/a.a.) Eski ağır sıklet dünya boks şampiyonu Muhammed Ali, bir Suudi diplomatını ve 4 Amerikalıyı kaçıran Lübnanlı Şii teröristlerle görüşmek için Beyrut'a geldi. Şii terör örgütü "İslami Cihad" ise elindeki 4 Amerikalı rehineden birini "idam edecegini" bildirdi. Dün aksam ustü Beyrut Havaalanı'na inişinde yorgun görünen Muhammed Ali gazetecilerle konuşmayı reddetti. Bir yardımcısı, eski boksörün 17 Ocak 1984'te kaçınlan Suudi Konsolosu Hüseyin Abdullah Faraş'ı ve 1984 yılı içinde kaçınlan Amerikahlan kurtarmaya çalışacağını söyledi. lslami Cihad'ın elindeki beşinci Amerikalı rehine olan Cable Network Ajansı'nın Beyrut büro şefı Jeremy Levin 11 aylık esaretten sonra perşembe günü kaçarak Suriye yetkililerine teslim olmuştu. îslami Cihad ise, Levin'in orgüt tarafından serbest bırakıldığı iddiasında bulundu. Walesa işçilere genel grev çağrısı yaptı Polonya 'da kapatılan Dayanısma Sendikası lideri Lech tValesa, Gdanksk 'ta düzenlenen Dayanısma toplantısıyla ilgili olarak dün polis tarafından sorguya çekilip serbest bırakudıktan sonra hükümetin yasağına rağmen isçileri 28 şubatta 15 dakikalık genel grev yapmaya çağırdı. Walesa bir buçuk saatlik sorgusu sonunda savcınm kendisine, "bu tür eylemlerini sürdürürse kendisini değisik bir konumda bulacağını söylediğini" belirtti. IValesa, "savcıya faaliyetlerimi sürdüreceğimi söyledim ve hemen bu sözümü yerime getiriyorum" dedi. (AP) ANZUS Anlaşması çatırdıyor WASHINGTON/WELLINGTON, (ANKA) ABD, Yeni Zelanda ve Avustralya arasında 1951 yüında imzalanmış olan "ANZUS Ortak Güvenlik Anlaşması" son gelişmelerden sonra geçerliliğini vitirmeye yuz tuttu. Yeni Zelanda'nın ABD nükleer gemilerine ülkeye gelme izni vermemesi üzerine, Washington da gelecek ay yapılması öngörülen ortak tatbikattan çekilmişti. ABD son olarak, önümüzdeki hafta Yeni Zelanda ile yapacaklan tatbikatı da iptal ettiğini açıkladı. Böylece ABD, Yeni Zelanda'ya misilleme olarak 10 gün içinde iki tatbikatı iptal etti. ABD Kıbrıs için harekete geçiyor Dışişleri Bakanhğı Kıbrıs Koordinatörü Richard Haas Lefkoşe'ye geliyor. şan haberlere göre, ABD Dışişleri Bakanhğı Kıbrıs Işleri Koordinatörü Richard Haas, mart ayında Lefkoşe'ye gelerek taraflarla temaslar yapacak. Richard Haas'ın temaslannın, iki toplumu yeni bir üst düzey toplantısına götürme yönünde yoğunlaşması bekleniyor. Richard Haas, önceki gün lerini destekleyen Amerika Birleşik Devletleri'nin, Kıbrıs sorunu konusunda önümüzdeki haftalarda yeniden harekete geçeceği bildirildi. New York'tan Lefkoşe'ye ulaKıbrıslı Rumlarla Yunanlıların Washington'daki bir toplantısında yaptığı konuşmada, "BM Genel Sekreteri'nin iki toplumu bir araya getirmek için yapmakta olduğu girişimleri ve iyi niyet gorevini sebatla desleklemek bizim siyasetimizdi ve öyle olma>a devam ediyor. Tarafların bir anlaşmaya varamamış olmalanndan, düş kınklığına ugranıış olmakla birlikte son aylarda çok seyler başanldıgına inanıyoruz. Basardan iierlemenin heba ounasına müsaade edemeyiz. Gönişmeler yoluyla çözum arayışı devam etmelidir" dedi. öte yandan Lefkoşe'de yayımlanan Rumca gazeteler, tngiltere'nin Kıbns sorunu konusunda arabuluculuk görevi yapacağını iddia ettiler. Gazeteler, Kipriyanu'nun 28 şubatta Başbakan Thatcher ile yapacağı görüşmenin Kıbns sorununun seyTİ açısından çok önemli bir görüşme olacağını bildirdiler. ABD, Yeni Zelanda ile LEFKOŞE, (a.a.) Birleşmiş bir tatbikatı daha iptal Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs sorununa etti. barışçı bir çözüm bulma girişim KAMPLÇYA SAVAŞ1NDA FİNAL Mİ? Atmosferdeki karbondioksit miktarı ABD Dışişleri Bakanhğı: Ulusal hareket bastırılmış değil. BANGKOK, (AP) Kampuçya'da Kınl Kmer gerillalarının son kozlan olan Pnom Malai ve Phum Thmei'yi önceki gün ele geçiren Vietnam birlikleri, Tayland sınırındaki dağlara çekilen gerillaların son direniş noktalarına karşı büyük saldınlar düzenliyor. Taylandh askeri yetkililerin bildirdiğine göre, Vietnam birlikleriyle gerillalar dün Tayland sınırı yakınlanndaki dar bir arazide çatıştı. Karargâhı Koh Kong Vietnam, son direnişi bastırıyor kentinde bulunan Vietnam bırliklerinin dördüncü bölü^ünün gerillaların son direniş noktalannı da kırmak amacıyla çok sayıda si'ah ve cephaneyle Metoek nehrini geçtiHeri bildiriliyor. Vietnam birlikleriyle Kızıl Kmer gerillaları arasında önceki gün meydana gelen çatışmalarda gerillaların ağır kayıp verdiği sanılıyor. Vietnam'ın gerillalara karşı ülkeyi işgal ettiği 1978 yılından beri en büyük zaferi kazandığına dikkat çekiliyor. Vietnam birliklerinin önceki gün gerillalann son siperlerini ele geçirmeleriyle sonuçlanan saldırısında 20 bin Vietnam askeri 10 bin Kızıl Kmerle çarpışmıştı. Vietnamlıların kampları ateşe vermeleri üzerine çıkan yangın hâlâ sürüyor. ABD Dışişleri Bakanhğı sözcüsu Edvtard Direjyan,"Son gelişmelerden Vietnam birliklerinin Tayland sınınndaki 64 kilometrelik araziyi ele geçirdiğinin anlaşıldıgını, ancak bunun Vietnam'ın Kampuçya'daki ulusal harekeüeri bastırabildigi anlamına gelmedigini" söyledi. Resmi bir ziyaret için Hindistan 'da bulunan Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Patrick Obası, önümüzdeki 50 yıl içerisinde atmosferdeki karbondioksit miktannm iki kat artmasının beklendiğini bildirdi. Yeni Delhi'de bir basın toplantısı düzenleyen Nijeryalı meteoroloji uzmanı Obası, karbondioksit oranınm artmasının sonuçlarmdan biri olarak dünyada iklimin daha sıcaklasacağim açıkladı. Adres Yalılar Duragı No 239/B Telefon 162 00 18 . SECKİN FILM|E.RI İLE YENIKOY'DE 13 YAŞINDA gerittası. Kızıl Kmer dış icarette ıızlı ve ^ârlı çözüm: Esbank İthalat ve ihracatla ilgili her türlü sorununuzu hızlı ve kârlı biçimde çözümleyen bir bankanın ihtiyacını duyuyorsunuz. ESBANK, BU İHTİYACINIZI KARŞILAYACAKTIR. Çünkü ESBANK, bilgisayar teknolojisiyle donatılmış uzman şubeleri ve dışdünyanın ticaret merkezlerindeki muhabir bankalarıyla size aktif bankacılık hizmeti verir. ESBANK, sizi yormadan, daha çabuk ve daha çok kazandıran bankadır. YUVANIZIN.MUTFAĞINIZIN OOSTU ANKARA PAZARLARI BİLGİSAVARLA KOLEJLERE HAZIRLIK ÜERSLERİ Tel 1635779 ETİLER ESBANK "tedbirli ve kararlı"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle