19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1985 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TURKIYE'den Menkul kıymet satışlarında aslan payı Hazine'nin Savunma sanayii içîn özel sektör kolları sıvadı Garip bir sermaye piyasası NECMİ ÇELİK İlk dokuz ayın menkul kıymet tablosu Bankalar Borsa bankerleri 43.7 milyar 4.7 milyar 854 milyon 23.1 milyar 12 milyon 72.474 milyar Hazine bonosu 205.3 milyar Devlet tahvili 46.0milyar Hisse senedi 936 milyon » özel sektör tahvili 7.5 milyar Gelir ortaklığı senetleri ...61.4 milyar TOPLAM NE DEDtLER? Eczacıbaşt Genborsa GeYapı ve Kredi Menkul Değernel Müdürü Bankast Genel ler A.Ş. Genel TUncay Artun: Müdür YarMüdürü Atilia Hazine'nin serdımcısı Osman Nizamoğlu: maye piyasasıErki özel kem düzenlemek sim menkul Hazine, vade gibi bir amaç kıymet satışlayapısım ihtiyalaşıdığım sanrında henüz ana göre istedimıyorum. Sabeklenen canği gibi belirlidece iç finanslanmayok Firyor. özel kesiman ihtiyacını malara biraz me 2 ytldan dakarşılamak için bekleyelim tavha az vadeli ek fon yaratma çabası içinde. rı hâkim. Hazine'nin kısa vadeli tahvil çıkarma olanağı veriimeKamunun sermaye piyasasına enstrümanlan karşısında özel miş. Bu nedenle özel ve kamu yapacağı en büyük iyilik bu pi sektörün de halkın tasarrufJan kaynaklı menkul kıymetler arayasamn daha rantabi hale gelme önünde rekabet edebilecek yeni sında eşit rekabet koşultan yok.si için kendisine bağlı sanayi iş alternatiflere ihtiyacı var. Turk Hazine kendi ihtiyaçlarım denletmelerinin hisse senetlerini çı halkı kısa vadeli düşünmeye atış gelerden, özel kesimin iç finanskararak bu piyasaya sokması mış. Etap eıap uzun vadeye ge man dengeferini alt üst etmemeolacaklır. çiş sağtanmalt. lidir. şarhğı'nın kamu finansmanıyla görevli üst düzeyde bir yöneticisi "Biz olmasaydık, kâgıl kıymetler piyasasında böylesine büyük bir hacim olusantazdı. Amacımız mali sistemi eğitmek, balkı bu tip tasarruf araçlanna yöneltmektir. Hazine bonosu veya devlet tahvillerini ihraç ederken sadece kamunun finasman ihtiyacını karşılamayı düşünmuyor, aynı zamanda sermaye piyasasını düzenleyici bir rol almaya çalışıyoruz. Biz çekilirsek özel seklör kaynaklı kâğıt kıymetlere oluşmuş bir piyasa bırakacağız" diye konuşuyor. Hazine'nin her aldığı kararda mali sistemdeki tüm kurumları etkilemeyi ve harekete geçirmeyi amaçladığını savunan aynı yetkili sözlerini şöyle sürdürüyor: "Hazine olarak özel sektörün yeni finans kaynakları yaratmasına engel olduğumuzu sanmıyorum. Piyasaya mümkun olduğu nca çok çeşitli araçlar surmeye çalışıyoruz. Hazine bonoları ile para pivasasına hareket getirdik. Artık bankalar ve aracı kuruluşlar bu kıymetlerin vade farklanndan gelir sağlamaya başladılar. İkinci el piyasada vadesine 1 ay, 20 gün, 10 gün kalmış Hazine bonlannın ayrı ayn faizlerinin oluştuğunu görüyoruz. Şimdi kamu kaynaklı kağıt kıymetlerinin vadesini uzatarak özel sektör tahvil ve hisse senetlerinin satışını teşvik etmeye çalışıyoruz. Daha önce iki yıl vadeli devlet tahvili çıkardık, ancak piyasa kabul etmeyince geri çekmek zorunda kaldık. Ama gelecek yıl kesinlikle iki yıl vadeli devlet tahvili piyasasını da oluştu racağız. Sermaye piyasasında özel kesim menkul kıymetlerinin satışında ortaya çıkan sorunlar bir geçiş dönemi sızlamasıdır. Sermaye pivasasının tam olgunlaşması ekonominin ve özelde de enflasyonun istikrara ulaşmasına sıkı sıkıya bağlıdır." 321.136 milyar EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Faralyalı: Bu işi tek firma yapmalı ELAZlG (ANKA) Türk savunma sanayiinin kurulması için özel sektör kolları sıvadı. Kasım ayı sonunda Milli Savunma Bakanlığı ile özel sektör temsilcılen arasında baslayacak goruşmelerden sonra savunma sanayiinin kurulması için özel sektöre görev verilecek. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Ersin Faralyalı, Türkiye'de millı bir savunma sanayiinin kurulmasının zamanı geldığını belirterek, bu konuda özel sektörün "lokomotif" görevini üstleneceğini söyledi. Faralyalı, Birleşik Amerika ile surdürülen savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasına ilişkin gorüş bildirmekten kaçınarak, savunma sanayinın kendi kaynaklarımıza dayalı olarak kurulması gerektiğini vurguladı. Ersin Faralyalı, savunma sanayiinin kurulması konusunda üst düzeyde uzun süreden berı düşünülduğünu belirterek, "Biz hükümetten ve Genelkurmaydan milli savunma sanayiini kunnak üzcre talimal aldık" dedi. Faralyalı, kaynakların yerinde kullanılabilmesi için tek firma tercihinin yapılmasının zorunluluğuna değinerek söz konusu tek fırmanın DPT, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, devletin ilgili organlan, özel sektör ve Silahiı Kuvvetler temsilcilerinden oluşacak bir komisyon tarafından saptanacağını belirtti. Hükümetin eğiliminin de tek firma olduğunu söyleyen TOB Başkanı, "Savunma sanayiini kurmak btzim için bir ifalirastır. isteğüniz hiçbtr ülkeye muhtaç olmadan öz kaynaklanmızla kalkınmaktır" dedi. Fuar ve sergi düzenleyene kolaylık ANKARA (ANKA) Fuar, sergi ve panayır düzenlenmesi için gerekli koşullarda değişiklik yapılarak, düzenleyicilere kolaylık sağlandı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın fuar ve sergi açılışına izin verebilmesi için aranan, "Organizasyona en az 50 firmanın ücret ödeyerek katılmasa" koşulu 20 firma olarak değiştirildi. Ayrıca daha önce fuar sahası için en az 500 metrekare stand alanı gerekirken, yapılan düzenleme ile bu hüküm "kapalı yerierde en az 250 metrekare stand alanı" biçiminde değişikliğe uğradı. Fuar, sergi ve panayır düzenlemek isteyenlerin, eskiden olduğu gibi en az 10 milyon lira tescilli sermayeye sahip olmaları gerekecek. Yeni yönetmelik 3 Şubat 1986'da yürürlüğe girecek. Hazine'nin esas amaç olarak iç finansman ihtiyacını karşılamak üzere çıkardığı Hazine bonoları ve devlet tahvilleri sermaye piyasası işlemlerine büyük ölçüde egemen oldu. Hazine^nin iç borçlanmada trilyon sınınnı zorlayarak sermaye piyasasına böylesine büyük boyutta girişi özel sektörün finansman ve yeni kaynak yaratmadaki sorunlannı daha da zorlaştıran bir unsur olarak görülüyor. Yılın ilk dokuz ayında bankalar ve aracı kurutuşlar diye nitelenen borsa bankerleri tarafından gerçekleştirilen toplam 400 milyarlık kâğıt kıymet saüşının yaklaşık 300 milyarlık kısmı sadece Hazine bonosu ve devlet tahvili satışlartndan oluştu. Kamu tarafından satışa sunulan köprü, baraj gelir ortaklığı senetleri de 400 milyarlık satış cirosu içinde 61.4 milyar düzeyinde bir pay aldı. Kamu kaynaklı menkul kıymetlerin toplam cironun yüzde 90'ından fazlasını oluşturduğu sermaye piyasası işlemlerinde özel sektör kaynaklı tahvil ve hisse senedi satışı aynı dönemde ancak 32.3 milyara ulaşabildi. Hazine bonosu ve devlet tahvili satışlarında en büyük payı bankalar tutuyor. Bankalar menkul kıymetler merkezleri aracılığıyla eylül sonu itibarıyla 9 aylık sürede 205.3 milyan Hazine bonosu, 46 milyan da devlet tahvili olmak üzere toplam 251.3 milyarlık kamu kaynaklı kâğıt kıymet satışı gerçekleştirdıler. 8 borsa bankerinin devlet tahvili ve Hazine bonosu satış cirosu aynı sürede 47.4 milyarda kaldı. HAZİNE: AMACIMIZ MALİ SİSTEMt ECİTMEK Hazine ve Dış Ticaret Müste 1985Vn ilk dokuz ayında, bankalar ve borsa bankerleri tarafından gerçekleştirilen toplam 400 milyarlık köğıt kıymet satışının yaklaşık 300 milyarlık kısmmı sadece devlet tahvili ve Hazine bonoları oluşturuyor. 1985i de Galip Bitiren Enflasyon ve Hayal Tacirleri... F.AImanya'da yıllık enflasyon oranı yüzde 2 dolaymda. Bir yıllık bir aradan sonra F. Almanya'ya gidip fiyat etiketlerine şöyle bir göz attığınızda pek çok malın fiyatının hiç değişmemiş olduğunu görüyorsunuz. Çarşıda pazarda, günlük alışverişlerde bir markın de£ü, markın yüzde biri olan her feniğin hesabı soruluyor. Örneğin aldığınız bir malın fiyatı 3 mark 38 fenig ise satıcı, verdiğiniz 4 markın üstünü derhal 62 fenig olarak geri veriyor Sokakta bir feniği yere düşürürseniz eğilip alıyorsunuz, çünkü her feniğin bir değeri var. Kalkıp Türkiye'ye geliyorsunuz, bindiğiniz taksinin taksimetresi 725 lira yazıyor, şoföre 1000 lira uzatıyorsunuz, 300 lira geri veriyor. Hakkı olan 25 lirayı talep bile etmiyor. Kuruşlar zaten tarihe karıştı, artık vatandaş 25 lirayı sokakta bulsa eğilip almayacak duruma gelmiş. Türk parası bu ölçüde anlamını yitirmiş. Gazeteleri bir açıyorsunuz, yurt dışında bulunduğunuz bir hafta içinde hemen herkesin yaşamını yakından etkileyecek bir dizi temel mala bir defada yüzde 30'a kadar varan zamlar yapılmış. Son iki yıl içinde 1516 kere zam gören pek çok mal ve hizmet var. En yetkili noktada bulunanların, zamları ve zamlara karşı do' ğan tepkiyi yorumlayış biçimleri bir başka âlem. "Millet alıştı, zamistiyor", "zamlar hayatın bir parçasıdır", "basın zam istiyor, biz yardımcı oluyoruz" gibi beyanlar, sürekli zamlarla şaşkına çevrilen halkla düpedüz alay etmekten başka bir şey değil. Hükümet, zam yumruklarıyia ayakta duramaz hale getirdiği halkla alay eden şımarık boksör görünümünde ringde dolaşıyor. Yumruk atma alışkanlığını çeşitli nedenlerle kaybetmiş görünen rakibine arada bir yeni bir yumruk atıp dalgasını geçiyor. En yetkiii noktadaki kişinin v Başbakan'ın görüşlerini kendi sesiyle duymak için TV'deki "lcraatın İçinden" prbgramını izliyorsunuz. Her zamanki gibi açık konuşacağını belirten Sayın Başbakan, "Bugün hepimizin bildiği gibi, hepinizin içinde yaşadığı gibi memlekette bir enflasyon mevcuttur. Yani nispi bir hayat pahahlığı vardır... Bunlan, ülkede mevcut nispi bir hayat pahalılığı yüzünden dış dünyaya karşı kendimizi ezik hissetmeyelim diye söylüyorum" diyor. Sayın Başbakan bundan sonra malum nakaratına başlıyor, çiftçiye daha fazla taban fiyat vermenin, işçinin ücretini, memurun maaşını daha fazla artırmanın, daha fazla para basmayı gerektireceğini, bunun da enflasyonu artıracağını anlatıyor, "Dış itibarımız fevkalâde" diye konuşuyor. Zengin ülkelerin "çok çalışarak" kalkındıklarını belirten Sayın Başbakan, yoksul ülkelerde ise ortak bir hastalık gördüğünü, bu hastalığın adının "hayal tacirliği" olduğunu söylüyor. Sayın Özal bu hastalığın, ülke ekonomisinin kaldırabileceğinden çok fazlasını vaat eden yöneticilerden kaynaklandığını belirtirken, başmüşavirı Adnan Kahveci, Ankara'da yayımlanan Daily News gazetesine yazdığı yazıda "hayal tacirliği" hastalığının adeta bir virüs gibi bünyeyi sardığını ve hafıza kaybına yol açtığını yazıyor. Kahveci'ye göre "hayal tacirleri", "memur maaşlarını arttıncağız, ücretleri yükselteceğiz, köylüye daha yüksek taban fiyat vereceğiz" diye ortaya çıkıyorlar. Sayın Başbakanla başmüşayirinin ortaklaşa terennüm ettikleri bu "hayal tacirleri" metodisi akla bazı sorular getiriyor. Kendileri iki yıldır iktidardalar, savunduklan enflasyonu düşürme modeli ise beş yıldan beri uygulanıyor. Bu beş yıl içinde hatırladığım kadar hiç onların anladığı anlamda "hayal tacirliği" yapılmadı. Ne çiftçiye yüksek taban fiyat verildi, ne işçiye, ne de memura yüksek ücret, maaş artışı sağlandı. Tersine, resmi veriler dahil tüm rakamlar işçininmemurun son beş yıl içinde önemli reel gelir kayıplarına uğradığını gösteriyor. O halde neden oluk gibi para basılıyor ve enflasyon yüzde 40'ların altına indirilemiyor? Yoksa enflasyonun, taban fiyatlarından, işçi ve memur ücretlerinden çok başka nedenleri mi var? Ve asıl hayal tacirleri, "Enflasyonu bir yıl içinde yüzde 25'e, birkaç yıl /ç/nfife yüzde 10'a çekeceğiz" diyenler mi? "Hayal taciri" olmadıklarını iddia edenlerin daha iki yıl önce halka neler vaat ettiklerini hatırlamak için hükümet programını açıp bakıyoruz ve şunları okuyoruz: "İlk hedefimiz, aşırı enflasyonu kontrol altına alarak dar gelirlinin belini büken pahalılığı önlemek için fiyat artışlarını yavaşlatmaktır. Aşırı enflasyonun olduğu her ülkede gelir dağılımı hep fakirin, dar gelirlinin aieyhine gelişmiştir. Enflasyonu yüzde 10'ların altına indirmedikçe gelir dağılımını düzeltemeyiz. Bu bakımdan hakiki ve gerçekçi sosyal adalet anlayışına sahip hükümetimizin ilk hedefi, enflasyonla ne pahasına olursa olsun mücadele etmektir." Aynı programın bir başka yerinde "ortadirek" denen kesimin güçlendirilmesi için ilk olarak enflasyonun aşağı çekilmesinin gerekli olduğu belirtiliyor ve "Hükümetimiz enflasyonu çok aşağı seviyelere düşürmeye kararlıdır" deniyor. iki yıllık Anavatan iktidarı eğer çok ciddi bir hafıza kaybına uğramadıysa bu vaatlerini hatırlamalı ve enflasyonla mücadele cephesmde 1985 yılı da tam bir hezimetle sonuçlanırken asılhayal tacirinin kim olduğunu iyice düşünmelidir. Vural Arıkan: Islam bankacıüğı teşvik ediliyor tSTANBUL (UBA) Eski Maliye Bakanı ve Izmir Bağımsız Milletvekili Vural Arıkan, Türkiye'de 1984'den beri Islam bankacıüğı, özel fınans kurumlan bulunduğunu ve bunların faizle çalışmadığını hatırlatarak, bunların iş ortaklığı şeklinde kamufle edildiğini belirtti. Arıkan, burada sakınca doğduğunu milli bankaya gjdip faiz geliri elde eden kişitutulduğunu ve n j n tevkifata . Eski Maliye Bakanı Ankan Yem vergi paketi fakiri daha fakır yapacak. h â ] â b u o r a n ı n y ü z d e 1 0o ! u p yakında yüzde 25'lere çıkabileceğini bildirerek "Ama bu tslam bankalanna gidenler iş ortaklığı olarak göründuklerinden hiçbir vergi ödemeyeceklerdir. Böylece İslam bankacılığını kamufle edilmiş bir biçimde teşvik ediyorlar" dedi. Arıkan, milli bankaların bankalar kanununa göre, buna intibak edemeyeceğini konunun tehlikeli boyutunun da milli bankacılığa getirdiği bu dezavantaj olduğunu savundu. Hükümetin yeni vergi paketiyle ilgili "Yeni Gündem" dergisinin çeşitli konulardaki sorulannı yanıtlayan eski Maliye Bakanı Arıkan, yeni vergi paketinin zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmaya yönelik olduğuna dikkat çekti. Yunanistan'la sayılarda da anlaşamıyoruz Türkiye'nin, Yunanistan'a petrol dışsatımı 59.2 milyon dolar olarak gözükürken, Yunanistan, "39 bin dolarlık petrol aldık"diyor. tZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye istatistiklerine göre, 1984 yılında Yunanistan'a 59.2 milyon dolarlık petrol ürünleri ihracatı gerçekleşirken, Yunan istatistikleri, Türkiye'den 39 bin dolarlık petrol ithal edildiğini gösteriyor. Türkiye'nin, Atina Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müşavirliği tarafından son olarak hazırlanan, "1984 yılında Yunanistan'ın ekonomik durumu ve Türkiye Yunanistan ticareti" konulu raporda, iki ülke istatistikleri arasındaki büyük fark dikkati çekti. İki ülkenin ithalat ihracat verilerindeki farkhlık ise raporda, "Yunan Milli tstatistik Servisi'nin dış ticaret istatistikleri, ülkemiz istatistikleri ile mutabık olmadıgı gibi, Yunan Merkez Bankası istatistikleri ile de mutlak değerler açısından farkhlık göstermektedir" biçiminde açıklandı. Türk ve Yunan gemi ile uçaklarının karşılıklı olarak limanlarda yapılan yakıt ikmalinin her iki ülke istatistiklerinde ihracat ya da ithalat olarak yer aldığı belirtilen veriler ve sayısal çelişki şöyle açıklandı: "Ancak ahşverişler ülke istatistiklerine aynı miktar ve degerlerde yansımamaktadır. Örneğin 1984 yılı ele alındığında, ülkemiz ihracat istatistiklerinde Yunanistan'a toplam 59.2 milyon dolar değerinde petrol ürünleri ihracatı yapıldığı, buna karşılık Yunanistan ithalat istatistiklerinde aynı yıl ülkemizden 39 bin dolar değerinde petrol ürunü ithal edilidiği görülmektedir. İthalat istatistiklerimize göre ise, 1984 yılında Yunanistan'dan 6.3 milyon dolar değerinde petrol ürünleri ithal edilmiştir. Yunanistan istatistiklerinde, ülkenin bu ürünlerde ülkemize ihracatı 5.4 milyon dolar olarak gösterilmektedir" Renault gibi çağdışı fabrikaları temizlemeli Ford'un Avrupa Grubu Başkanı bir sempozyumda yaptığı konuşmada, "Renault, Austin, Rover gibi fabrikalar, yeni üretim teknolojilerine ayak uydurmaya çalışan diğer fabrikaların sırtmdan geçiniyor" dedi. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Avrupa Parlamentosu Ekonomi ve Maliye Komisyonu önünde yapılan bir tartışrnada, sorulan soru "2000 yılında Avrupa otomotiv sanayii mevcut olacak mı?" oldu. Bu soruya, Ford Avrupa Fabrikaları Başkanı Bernard Lutz ile Fiat Yönetim Kurulu Başkanı L'mberto Angelli'nin verdiği cevap "üç şartla" oldu. Bu şartlar Japon rekabetinin engellenmesi, Avrupa iç pazarının standartlaştırılarak kanuni hukümlerin tek olması ve Avrupa otomotiv sanayiinin yeni teknolojilere ayak uydurması olarak sıralandı. AE T danışma organı bünyesinde gerçekleştirilen bir sempozyumda özellikle iki konu ağırlık taşıdı. Bunlardan birincisi, Japon otomobil sanayinin AET pazarlanna hâkim olması ve Avrupa otomobil fabrikalarmın bununla rekabet edecek yetenekte olmaması oldu. Sempozyumda yapılan açıklamalara göre, her bir otomobili üretmek için İngiltere'de 74 saat işgücü, Federal Almanya'da 35 saat işgücü gerekirken bu saat süresi Japonya'da 18'e düşmekte. "Robotik" adı verilen ve üretimde hem kaliteyi artırıp hem de işgücü saati sayısını azaltan yeni teknolojilerin Avrupa otomobil sanayiinde hâkim olmaması, Japon firmalarının Avrupa pazarlannda "haksız rekabet" yaparak paylarını artırmaları, AET otomotiv sanayinin önündeki en büyük engel olarak gösterildi. Sempozyumda uzerinde durulan ikinci nokta, AET iç pazarının ne hukiki yönden ne de mali açıdan standardize edilmemiş olması oldu. Bu önemli sempozyumda dikkati çeken başka bir nokta ise, Ford Avrupa Grubu Başkanı Lutzun "Avrupa'da fazladan 2.3 milyon araba üreliliyor. Renault, Austin, Rover gibi fabrikalar, piyasaya ve yeni üretim teknolojilerine ayak uydurmaya çalışan diğer fabrikaların sırtmdan geçinerek bu fazla uretime sebep oluyorlar. Bu çağdaşı kalmış fabrikaları temizlemek gerekir" şeklinde konuşması oldu. Ford Avrupa Grubu Başkanı Lutz: SEMİNER, SERGİ, KONFERANS SİSAV, Siyasi ve Sosyal Araştırma Vakfı tarafından işadamlan ve eski bakanlann da katılacağı bir toplanu düzenlendi. Bugün saat !3.0O'te başlayacak toplantıda Türkiye'nin ekonomik, politik ve kultürel sorunları tartışılacak. TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen I. Otomotiv ve Yan Sanayii sempozyumu bugün saat lO.OO'da Bursa Kültür Park Taylan Gazinosu'nda yapılacak. 1985 SONBAHARI'nda Ekonomik Durum ve tzlenen Politikalar konulu bir seminer düzenlendi. Seminer Istanbul Sheraton Oteli'nde 7 kasım günü yapılacak. MESS Olağanüstu Yönetım Kurulu toplantısı 8 kasım cuma günü Hiiton'da yapılacak. YASED, "Karşılaştırmalı Üstünlük ve Optimal Yabancı Yatırım Kararlan" konulu bir konferans düzenledi. 8 kasım günü yapılacak konferans saat 15.30'da başlayacak ve Destek Reasurans salonlannda yapılacak. DUNYA'dan Eureka projesînde Paris'in baskısı Ekonomi Servisi Hannover'de bu hafta bakanlar düzeyinde toplantıların başlayacağı EUREKA projesinde Paris, gerekli fonları artırmayı bir türlü kabul etmeyen Federal Almanya üzerinde baskısını artırmaya başladı. Federal Almanya EUREKA projesine olan katkısının 1 milyar Fransız Frangı olmasına karşı çıkmıştı. Münih'te bir açıklama yapan Fransa'nın Bonn Büyükelçisi Jacques Morizet, Fransız F. Almanya ticaretinin gerilemesini de eleştirerek, her iki ülkenin de diğerinin en önemli ticari ortağı olduğunu söyledi. SERMAYE PIYASASEVDAN HAZIRLAYAN YENER KAYA Dünyu borsalarında geçen hafta EVfF, Filipinler'i cezalandırdı Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (1MF) Reagan'ın da desteğiyle, Devlet Başkanı Ferdinand Marcos'un söz verdiği reformlan yerine getirmemesi üzerine Filipinler'e vereceği 113 milyon dolarlık krediyi tutuyor. 1 eylülde verilmesi öngörülen söz konusu kredi diliminin bugüne kadar verilmeyişinin, Marcos'un yakınlan tarafından kontrol edilen şeker ve hindistancevizi tekelinin 'kınlmayaşı'na bağlandığı belinildi. Uluslararası Kalkınma Ajansı yetkililerinden Charles Greenleaf de kendi ajanslannın da IMF ile birlikte Marcos rejimini değişmeye zorlamak amacıyla önlemler alacağını belirtti. ferdinand Marcos Ürdün ithalatı kısıtladı AMMAN, (ANKA) Ürdün hükümeti, korumacı bir politika izleyerek, yerli sanayiyi korumak ve ekonomiyi canlandırmak amacıyla ithalatta kısıtlama kararı aldı. Türkiye'nin Ürdün Ekonomi ve Ticaret Müşavirliği'nden yapılan açıklamada, Ürdün hükümetinin ekonomiyi caniandırma ve yerli sanayiciyi koruyucu ve ithalatı kısıtlayıcı karar aldığı belirtildi. Açıklamada, alınan karar uyarınca, içeride uretilen veya şimdiye kadar dışalım yoluyla sağlanan benzer malların ithalatı yasaklanırken, lüks mallar ithalatında uygulanan giimrük vergilerinin de arttırıldığı kaydediliyor. ANKARA ŞOFÖRLER DERNEĞİ UYARDI: Dizel motor siııısarları sırada bekliyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Derneği, Türkiye Halk Bankası aracılığı ile dizel motor için kredi dağıtımına başladı. Kredi isteyen her taksicinin yararlanabildiği 850 bin liralık kredi için Ankara Şoförler Derneği'ne başvurulması gerekiyor. Yüzde 48 banka faizli kredinin geri ödenmesi 6 ay, 12 ay, 18 ay içerisinde ikişer ayda bir taksitle olacak. Ankara Şoförler Derneği Başkanı Derviş Günday üyelerini uyararak "Kredi alan meslektaşlanmızın bize danışmadan araçlanna dizel motor taktırmamalarını rica ediyoruz. Çünkü dizel simsarları esnafımızın kanını emmek için sırada bekliyoriar" dedi. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şılini 1 Batı Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florıni 1 isveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dınarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz Ahş 549.35 382.79 30.02 210.35 10.39 69.10 186.60 69.98 256.11 31.21 261.84 1874.27 788.87 150.55 Döviz Satış 554.82 386.60 30.32 212.44 10.49 69.79 188.46 70.68 258.66 31.52 264.45 1892.92 796.72 152.05 Efektif Efektıf Satış Ahş 549.35 560.34 363.65 390.45 30.62 30.02 210.35 214.56 9.87 10.60 69.10 70.48 186.60 190.33 .69.98 71.38 256.11 261.23 29.65 31.83 248.75 267.08 1780.56 1911.76 788.87 804.65 143.02 153.56 TOKYO Yemn dolar karşısmda değer kazanması, Japonya'nm Borsa Teknik Yönetmeliği'ni olumlu karşılayan "yeniler" ABD'ye yaptığı en buyük ihracal ise, sistemin işleyip işlemeyeceğini zamanın göstereceğini olan "dolar ihracannı" dizginlerken, içerdeki faizlerın yukselmesi söylüyorlar. de yatınmalann ülke içi yatırımGeçen hafta 2. Olağanüstu nü iddia ederek, "Hangi Anayalara ve hisse senedi alımına yönel Genel Kurulu'nu yapan Istanbul sa'da •meslek satılır' hiikmü varmesine yol açn. Dolar, hafta sonu Menkul Kıymetler Borsası'nın dır?" dedi. Teknik yönetmeliğin na doğru 209.65 yene kadar duser genel kurulca onaylanan yeni hazırlanış çalışmalannı sürekli ken, buna koşut olaizlediğini ve taslaklarda kendileri rak hisse senetlerine yönelik tale teknik yönetmeliği eski borsa üyelerinin tepkisine yol açtı. Bor lehine gelişmeleri memnunlukla bin artması ile hafta ortasında karşıladığmı belirten Borsa Mec12,908.66 puan olan Nikkei Dow sanın anayasası oiarak adlandılis uyesi Emin Ertem, ancak SerEndeksi de, 12,936 puana kadar nlan yeni teknik yönetmenliğin sermayesi piyasasına hiçbir şey yükseldi maye Piyasası Kurulu yetkililerikazandırmayacağını savunan nin eski borsa acentalarını tanıSEW YORK ABD Merkez Menkul Kıymetler ve Kambiyo Bankası FED ve diğer ülkelerin mamaktaki ısrarlı davranış ve tubankalanmn doları aşağı çekme gı Borsası Meclis üyesi, Acenta tumlarının "ne yazık ki" yeni rişimleri sürerken, ABD faiz oran Emin Ertem yeni teknik yönet teknik yönetmelige tam anlamıylarının duseceği yonunde borsada meliğin Anayasaya ters düştüğüla yansıdıcnnı One ^ürdu. Soz kohâkim olan beklentiler, H'all Streeı'te de hareketli bir hafta geçmesine yol açtı. DB40 125.54 Bütiin bu gelişmeler sonucunda hafıayı 1353 puandan açan Dow Hisse Senedi Jones Endeksi sürekli yukselerek, Fiyat Endeksinin, 1372.48 puana utaştı. Eylül ayına oranla hızını kayHaftalık FRANKFLRT Yabancı yatırımcılar "favorikâğıtlara"yonelir betmiş görünen DB40 endeksi Gelisimi lerken, Frankfurt Borsası'nın da haftayı 0.63 puanlık bir yükselson haftalarda geçirdiğı konsoli me ile kapatırken 124.54 puana dasyon döneminden kendini sıyı ulaştı. Ancak, endeks içinde yaprarak, faiz oranları tehdidinden tığımız araştırmaya göre hisse sekurtulduğu gözlemlendi. Salı günü, nedi piyasasındaki fiyat makine endüstrisine olan dış talebin yüzde 14 ani/ğı yönünde açık tırmanışlannın gerılemesi arızi lanan bir raporun da olumlu etki olarak görülüyor. Geçen hafta sıyle, Frankfurt Borsası 'nda hisse DB40'daki yükselmenin yavaşlaması esas olarak bir hissenin senetlerine yoğun bir yonelme gö»16 54 rütdüğü ve Commerzbank Endek gerçek anlamda fiyatının düşmesı'nin hafta basından sonuna kadar si ile dığer bir hissenin de serma1707 puandan 1770.3 puana yük ye artırımından ötürü yeni selirken, son bır ay içindeki 14. re değerinin oluşmasından kaynaklanıyor. Nııekiın. hatırlanacağı korunu kırdığı bıldiriliyor. gibi eylül ayında yüzde 6.28'Iik bir verimlilik sağlayan hisse piyasaLOSDRA WallStreeften gesında ekim ayı içinde piyasanın aynı pe> formansı göstermese bile yuzlen olumlu sinyaller ve sterlinm de 5'lik bir verimlilik sağlayacağını vurgulamıştık. Buna gore, eylül hafta içinde dolara karşı değer kazanarak 1.44 doları aşması piyasa ayının son haftasının kapanışı kriter olarak alındığında DB40 ennın giivenılırliğıni guçlemürirken, deksi 5.8'lik bir artış gösteriyor. Oysa, yine aynı endeks içinde ekim hisse saıışlarında da canlı bir haf ayının yalnız dört haftası kıstas alındığında ise DB40 Hisse Senedi ta gözlemlendi. Bu olumlu gelısme Fiyat Endeksi'nin artışı yüzde 4.23 olarak belirleniyor. Her iki krilere bağlı olarak FTJ00 Endeksi lere göre yine de hisse senedi piyasasındaki verimlilik durumu dev7 hafta içinde 1347 puandan I3 9 let tahvili, Ha/ine bonosu, banka tasarruf nıevduatı ve Ozel finans puana kadar yükseldi. kurumları verimliliğinin en a? yüzde bir üstunde oltıvor. Ifeni yönetmelige eski borsacıların tepkisi sert nusu yeni yönetmelikle haysiyetli bir geçmişi olan borsanın çalıştırılamayacağını savunan Ertem, "Hiçbir kanuni hüküm giymemiş eski borsa üyelerinin müktesep haklarının bir kanun bükmünde kararname ve ona bağlı bir dizi tebliğ ve yönetmelikle ellerinden alınması anayasal bir suçtur" şeklinde konuştu. Sermaye Piyasası Kurulu'nun kuruIuş temellerinin köşebaşı bankerlerinin iflas ettiği 1980'li yılların başında atılmasını bir talihsizlik olarak yorumlayan Ertem, "Bö>le bir psikoz altında temelleşen bir kurulun sermaye pivasasının gelişmesi ve selameti hususunda olumlu ürünler ortaya çıkarmasının imkânı yoktu. Nitekim. bu kurul kendi üyelerine Çin'den Maçin'e kadar bol bol dış seyahatler yaplırmaktan öteye herhangi yararlı bir Urün ortaya koyamamışlır" dedi. Öte yandan, tstanbul Menkal Borsası'nın yeni üyeleri ise borsa teknik yönetmeliği hakkındaki görüşlerinin olumlu olduğunu v urguladılar. Borsa yönetimine yakın çevrelerden edinilen bilgilere göre söz konusu yönetmeliğin esas itibarıyla bir sistem meselesi olduğunu belirtirken, "önemli olan bu sistemin işletilebilmesi için borsa üyelerinin istekli davranışlarıdır" diyorlar. Ayrıca, eski borsa üyelerinin yeni teknik yönetmelige itiraz etmelerinin olumiu bir davranış olmadığını vurgulayan bir üye, "Söz konusu teknik yonetmelikte eski borsa acentalarının intibak süreleri ve intibak şartları aslında gayet uyumlu bir şekilde hazırlanmıştır. Öyleki, kaydiye ücreti bile 24 ay vadeye uzatılmış durumdadır" dedi. 5 Aşırı iş bolumu huzursuzluk yumtıyor KAYSERİ (THA) Erciyes Üniversitesi İktisadi ve ldari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nurettin Kaldırımcı, "Seri üretim yapan işletmelerde aşırı işbölümü yabancılaşma ve huzursuzluğa neden oluyor" dedi. Nurettin Kaldınmcı yaptığı açıklamada bir işin sürekli ve aynı tempoda yapılmasının, işgörenleri aşırı yorgunlak ve bıkkınlık içine düşürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Bir işi mümkun olan en kücük parçalara bölerek yaptırmak şeklinde özetleyebileceğimiz aşın işbölümü, maliyetleri düşürmek ve verimliliği arttırmak amacına yöneliklir. Bu nedenle çalışanların basit ve rutin işler yapmalarını öngören üretim teknolojileri geliştirilmiştir. Fakat bu birtakım sorunlann ortaya çıkmasına yol açmıştır. Monotonluk, yabancılaşma, moral duşüklügü, huzursuzluk, işi ve organizasyonu benimsemerae bunlar arasında sayılabilir." Kaldınmcı, çağdaş işletme yönetiminin, kısa vadeli kârlılık ve büyüme amaçlan uğruna insan unsurunu feda etmemesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Bu durumu ortadan kaldırmak için, birkaç işin bir araya getirilmesi, iş rotasyonları. işi birbiriyle anlaşan gruplara verme, işgörenlere yetki ve sorumluluk yukleme, samimi ve sosyal ilişkiler geiiştirmek gibi önlemler alınmalı." Nurettin Kaldınmcı, verimliliği insanı dışta bırakan duzenlej melerle, insan psikolojisine aykı rı karar ve yontemlerle sağlamaya çalışmanın. en büyük engelinin yine insan olacağını sözlerine ekledi. DB40 endeksinde yavaşlama var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle