27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 1985 HABERLER CUMHURtYET/7 Meclis'te 'sıkıyönetitrf atışması SHP'Ii Seyfi Oktay, "Sıkıyönetimin kalkması talebi, hükümete rağmen ordudan geldi" deyince, Başbakan Özal ve ANAP'hlar sıra kapaklannı vurarak protesto etîiler. Oktay, sıkıyönetimce işlerine son verüenlerin, yeniden işe alınmamalarını da eleştirdi. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Istanbul'da 6 yıl 10 ay 24 gündür devam eden Sıkıyönetim uygulamasma 19 Kasım 1985 salı günü son verilecek. TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen hükümet tezkeresine göre, tstanbul ile birlikte sıkıyönetim uygulaması 19 kasımdan itibaren kaldırılan 7 ilde 4 ay süreyle olağanüstü hal uygulanacak. Böylece sıkıyönetim uygulanan il sayısı 9'a düşerken. 16 ilde de olağanüstü hal uygulaması sürdürülecek. Edirne, Erzincan, Kahramanmaras ve Kocaeli illerinde ise 19 kasımdan itibaren olağanüstü hal uygulamasma son verilerek normal düzene geçilecek. Içişleri Bakanı Vıldınm AkbuInt TBMM Genel Kurulu'nda, sıkıyönetimin bazı illerden kaldırılması.bazı illerde uzatılması önerisi görüşülürken yaptığı konuşmada, sıkıyönetimin en son uzatıldığı 19 temmuz tarihinden bu yana loplam 1065 militan yakalandığını bildirdi. Yakalanan militanlardan 553'ünün aşın sol, 281'inin bölücü örgüt,124'ünun YALÇiM Dl\T>lK/GÖKDİK den bir garsona bakarak gözlere "bayram" yaptırılır mı demeyin.. Bu kasabada mümkündü. Çünkü ilginç bir rastlantı sonucu garsonun adı "Bayram"dı. Bu durumda ne yaparsınız? Doğal olarak hayal kurarsınız değil mi? Ortalıkta hayal kurmaya uygun daha müstehcen nesneler olmadığından ben ağırlığı televizyon ve gazetelere verdim. İnsanın önünde televızyondan ve gazetelerden başka bir esin kaynağı olmayınca ne hayal eder? Kesinlikle tahmin edemezsiniz. İnsan en münasebetsiz olanını hayal etmeye başlıyor Yanı başbakan olmay.. Önce şöyle düşündüm. "Acaba ben başbakan olabilir miyim?" Biraz düşününce '^Olabilirirn" fikrine vardım. Öyle ya, ülke yönetmeye uygun olabilecek hiçbir mesleğin eğitimini yapmamıştım. Yani ülke yönetmek konusunda hemen hemen hiçbir şey bilmiyordum. Kilo durumuma gelince başbakan olmak için biraz sıskaydım, ama Bayram'ın lokantasında bunun da yolu bulunacak gibi görünüyordu. Burada tatılımi biraz daha uzatırken, gelmiş geçmiş başbakanlarımızdan hiçbir farkım kalmayacaktı. "Öyleyse, diye düşündüm kendi kendime, "Sen başbakan olmak için biçilmiş kaftansın oğlum." Böyle düşününce gerisi kclaylaşıyor. Başbakan olur olmaz çıkardım televizyona "Bu sene, derdim, enflasyon yüzde yirmibeşe düşecek." Olmadı mı? Gelecek sene aynı lafı yinelerdim. Yine mi olmadı? "Gelecek sene yüzde 15'e düşecek" derdim. Hâlâ yüzde ellilerde mi dolaşıyor? Sırtımda yumurta küfesi yok ya, bu kez "Gelecek sene yüzde 10'a düşecek" derdim. Ve böylece idare ederdim. Arada "icraatın içine" çıkardım. Verirdim eski solculardan birinin eline beş yüz bın lira.. "Yaz, derdim bana güzel bir nutuk." Başka bir eski solcuyu bulup ona da verirdim bir beş yüz bin lira.. "Çek bakalım benim güzel bir filmimi (Her ne kadar liberal ekonomik düzenden yana isem de, her işin iyisini bu eski solcular yapıyordu çünkü. Hatta liberal ekonomik düzenin bile...) Gerisi bir tükenmez kalemi ileri geri oynatmaktan ibaretti. Bunu da becerebılirdim herhalde.. Böylece "içeriyi" bir güzel idare ederdim. Bu arada yurt dışında ıtıbarımız mı azalıyor? Hemen dostlarıma bana Amerika'daki Bijan mağazasından birkaç kravat almasını rica ederdim. Eski İran başbakanının kayınbiraderi olan Bijan da Orhan Boran'ın kayınbiraderi değil ya. Durumu anlar, Time dergisine çarşaf çarşaf ilanlar verir, 500 bin lira maaşlı Türk başbakanının 5 milyon liraya bir giysi alınan mağazasından gıyindiğini dosta. düşmana açıklardı. Böylece memleketin yurt dışındaki itibarı da düzelirdi.. Tabii gazeteciler pek kül yutmazlar (Bunu kendimden biliyorum) bana soracaklardı: Ne olacak bu enflasyonun hali?" Onlann yüzüne karşı "ha, ha, ha" diye gülerdim. Seçime sokulmayan eski parti başkanları çıktıkları gezilerde 2,5 kilometrelik konvoylarla mı karşılanıyor? Buna da yanıtım hazırdı: "Yorum yok." Fazla üstüme gelenler olursa, onlara da "amigolar" der geçerdim. İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, Oktay'a cevap verirken, "Hükümetin sıkıyönetimi kaldıracağını kavramaya yapısı müsait değil. IMF'den söz ediyor.Biz 1978'de IMF ile yapılan anlaşmaya son verdik. " dedi. Bu sözleri de SHP'liler protesto ettiler. irticaij'sinin de aşın sağ kesimden olduğunu belirten Akbulut, operasyonlarda aynca 50 otomatik silah, 54 tabanca 5143 mermi, 57 bomba, 169 dinamit lokumu ele geçirildiğini söyledi. Akbulut, "Guvenlik kuvvetleri, terör mihraklarının biiyük bir bölümiinıin yurt içindeki faaliyetlerine son vererek, etkinliklerini asgari ölçüye indirmiş ve bu suretle devlet otoritesini temin edebilmiştir. Buna rağmen, dış gıiçlerden kuvvet alan bazı güçler, giiç ve eylem birliği oluşlurarak faaliyetlerine hız kazandırmak istemekte \e saldırılara levessiil etmektedir" diye konuştu. SHP Grubu adına konuşan Grup Başkan Vekili Seyfi Oktay, özellikle İstanbul gibi buyuk bır ilde sıkıyönetim kalkması talebinin iktidara karşın, asker kanadından geldiğdni bildirdi. Oktay, "Bö\le bir talebin hükümete, sivil yönetime karşın asker kanadından gelmesi, ordumuzun demokrasiye olan inancının da en son göstergesini ohıştunnuştur" deyince, başta Başbakan Turgut ANAP Sarayköylü müzisyenlere vaat etti 30 kisilik bando takımı de işe alacaklannı, aynca TARİŞ için 23 yeni kadro getirildiğini, seçim sonuçlarına göre buralara işçi alınacağını vaat ettikleri bildirildi. Alaçatı'ya seçimden önceki son hafta hizmet "yağdıran" ANAP o ölçüde olmasa da Sarayköy'de kişisel "vaaf'lerini arttırdı. ANAP'ın, salon ve açıkhava toplantılan Ue ilgi toplayamayınca, kapalı kapılar ardında propaganda çalışmalarını yurüttüğü ve çeşitli sözler verdiği öne sürüldü. Sosyal demokratların güçlü olduğu Aşağı Mahalle'de TARlŞ Sarayköy Müdürlüğü'ne 23 yeni kadro getirtildiği belirtilerek, bu kadrolara seçim sonuçlanna göre işçi alınacağına ilişkin söz verildiği bildirildi. Bu arada, kent planında hastane için aynlan arsanın çevresindeki arsaların değerini arttırmak için hastane yapımımn hızlandınldığı öne sürüldü. Muhalefet partilerinin yöneticileri "Alaçatı senaryosunun Sarayköy'de yinelenemeyecegi" göruşünde birleştiler. SHP II Başkanı Adnan Keskin yapılanlan kınayarak şunlan söyledi: "ANAP'ın siyasi ilkesi yalancılık ve şantaj. Ekonomik ilkesi ise yağmacılık. Sarayköy halkı Türkiye gendinde ANAP iktidanna gerekli dersi vereceklir. Seçim ler, ANAP iktidarının can çekiştiği larih olarak ortaya çıkacaktır." DYP II Başkanı Mehmet Goz lükaya da ANAP kurmaylannın "siyaset adamı" değil, "siyaset kurnazı" olduklarını söyledi. Gözlükaya, "Demokratik yollarla kazanamayacaklan secimi birtakım oyunlar ile almaya çalışan ANAP. hayal kınklığına uğrayacak. Bu millet Ozal'ın da söylediği gibi akıllıdır. Oyuna bir kez gelir. Bir daha kazık yemez" dedi. Sarayköy Belediye seçimlerı öncesi Denizli'de yayımlanan "Denizli Gazetesi" 600 kişiyi kapsayan bir ankeı çalışması yaptı. Ankete göre seçimleri SHP adayı Ali Cengiz kazanacak. muhalefet partilerinin yöneticileri, 'Alaçatı Senarvosu'nun Sarayköy'de yinelenemeyeceğini vurguladı. SHP İl Başkanı Keskin, "ANAP'ın siyasi ilkesi yalancılık ve şantaj, ekonomik ilkesi ise yağmacıhk" dedi. AİVAP, seçimlerden sonra belediyede kurulacak bando takımına 30 kişi alınacağınıyTARİŞiçin 23 yeni kadro getirildiğini, seçim sonuçlarına göre buralara işçi alınacağını vaat ediyor. M. ALİ ÇETİN ÖMER YURTSEVEN DENİZLİ Seçim günü yaklaşırken ANAP Sarayköy'de, Alaçatı'dakine benzer vaatlerini yoğunlaştırdı. ANAP yöneticilerinin, müzisyenlerin oturduğu mahalleye giderek, kazanırlarsa belediyeye bağlı "bando takımı" kuracaklannı ve 30 müzisyeni belediye Özal ve bazı bakanlar ile ANAP'hlar oturdukları yerden sıra kapaklanna vurarak ve bağırarak itiraz ettiler. Oktay'ın bu sözleri ile ilgili olarak sataşma olduğu gerekçesiyle daha sonra söz alan İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, Oktay'ın, hükümetin sıkıyönetimi kaldıracağını kavrayamadığını öne sürerek, "Çünkü yapısı müsait değil. Burada IMF'den söz ediyor. Ama IMF Ue 1978'de anlaşma yapıldı. Biz buna son verdik. Bunlar meydanlarda konuşulur. Ama burada konuşamazsınız. Birtakım mihrakları harekete geçirir davranışlarda bulunmak memlekete yarar getirmez" diye konuştu. İçişleri Bakanının bu sözleri de SHP'liler tarafından tepkiyle karşılandı. Seyfi Oktay konuşmasmda, hükümetin sıkıyönetim kaldırılan illerde 4 ay süre ile olağanustü hal ilanını otomatikleştirdiğini belirtti. Hükümetin, sıkıyönetim komutanlıklarınca işlerine son verüenlerin haklanndaki kararlar geri almmasına karşın işe döndürülmemesini de eleştirerek. "Bu nasıl bir hukuk ve demokrasi anlayışıdu ki, bu insanlar hâlâ sokaklarda işsiz güçsüz, aç ve perişan gezmektedirler?" diye sordu. MDP Grubu adına söz alan Musa Ögün ise, lstanbul'dan sıkıyönetimin kaldırılmasını fevkalade bir gelişme olarak niteledi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin yabana radyo ve televizyonlann tasallutu altında olduğunu bildiren Oğün, bu bölgeye özel bir y<»yın programı yapılmasım önerdi. ANAP Grubunun görüşlerini açıklayan Bülen! Akarcalı da, SHP sözcüsü Oktay'ın sıkıyönetim konusunda gönlş açıklarken ekonomik sorunlara ve IMFye değinmesini eleştirerek, "Sıkıyönetim konuşulurken, bunu aşüreye benzetip başka konulan konuşmak doğnı değildir" dedi. Ben başbakan olsaydım Kısmetsizliği anlatmak için "Ağustosta suya girsem balta kesmez buz olur" diye bir söz vardır. Çok şükür bu söz benim için geçerlı değildir. Çünkü ben ne zaman ağustosta suya gırsem su gayet sıcak olur. Biraz bu şansıma güvenerek, biraz da yakın bir arkadaşımın "ekim, kasım aylarında güney güneşinin tadına doyum olmayacağı" yolundakı sözlerine güvenerek bu tarihler arasını güney kasabalarımızdan birinde suya gırmeye çalışarak geçirdim. Ve girdim de.. Ancak bu su Akdeniz'in suyu değil, durmadan yağan yağmurlann sularıydı. Daha İzmir Havaalanı'nda karşılaştığım ve benim gideceğim yerlerden dönmekte olan bir iki arkadaş ilk uyarıyı vermişti, ama anlayan kim? MDP grup kararı ANKARA, (Cumhuriyet Bnrosu) MDP Meclis Grubu, DYP ile birleşme, bütünleşme görüşmelerinin bir ay içinde bitirilmesini kararlaşür'dı. Görüşmeler sonuçlanana değin anayasanın 84. maddesiyle ilgili tartışmaların askıya ahnması da grupta benimsendi. MDP grubunun dünkü toplantısında konuşan Genel Başkan Ülkü Söylemezoglu, DYP ile yapılan görüşmeler hakkında üyelere bilgi verdi. Söylemezoglu, önkoşulsuz olarak bu birleşmenin gerçekleştirilrhesini iste diklerini belirterek, şu ana kadar yapılan çalışmalann olumlu olduğunu belirtti. Edinilen bilgilere göre, cuma günü çalışmalara başlayacak olan MDPDYP ortak komisyonunda MDP görüşü olarak solda birleşme örneği bir formul olarak DYP'ye anlatılacak. MDP, yasalara uygun birleşmenin DYP'nin kendisini feshederek MDP çatısı.altında birleşmesi olduğu görüşünü savunacak. Birleşme görüşmeleri 1 ay içinde bitîrilecek Sarayköy Belediye Başkanı'nı öldürmekten sanık Kopal: Cezamı çekmeye razı DENİZLİ (Cumhuriyet) Seçim heyecanı surerken, dun tüm dikkatler Sarayköy Belediye Başkanı Ali Rıza Kapancıoğlu'nun oldürülmesiyle ilgili da\ a uzerinde toplarıdı. Dunku duruşmada Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde idam talebiyle yargılanmaları suren sanıklardan Hasan Kopal, "Cezamı çekmeye razıyım" derken, ağabeyi Ali Can Kopal ve olayda kullanılan tabancayı sağlayan Hüseyin Polat suçsuz olduklarını one sürerek tahliyelerini istediler. Geniş guvenlik öniemleri altında başlayan duruşmaya öldürülen Belediye Başkanı'nın eşi Rifadiye Kapancıoğlu ve oğlu Rıfat da katıldı. Duruşma boyunca ağlamamak için kendini zorlayan Rifadiye Kapancıoğlu. "Cinayet, izinden döndükten iki gün sonra işlendi. Ali Can Kopal izne çıkacağımız günün sabahı evimize gelerek eşimden su sorununun çözümlenmesini istedi. Çok ısrarlıydı. Sık sık izinden ne zaman döneceğimizi soruyordu. Bizi epeyce oyaladıktan sonra siniıii bir şekilde evden ay rıldı" dedi. Duruşma, 10 aralık tarihine ertelendi. Nereye gıdiyorsun, diye sormuşlardı. Güneye, demiştim. Ne yapmaya? Biraz güneşlenip, denize girmeye.. Yoksa Afrika'nın güneyıne mi gidiyorsun diye takılmışlardı. Ama dediğım gibi anlayan kim? Arkadaşlarımın sözleri kulaklarımda çınlıyordu. "Ekim, kasım aylarında güney güneşinin tadına doyulmaz." Gerçekten doyulmuyordu. Çünkü ortada yoktu. Veya ben ne zaman ayağımı pansıyonun önündeki kaldırım taşlarına değdirsem, münasebetsiz bir bulut üzerinı örtüveriyordu. Bir iki adım attıktan sonra da Nuh tufamnı aratacaktürden birsu bolluğu ortalıkta hüküm sürmeye başlıyordu. Böylece ben gazetelerimizi kaplamış olan üstsüz turistler yerine kasabanın açık kalmış tek lokantasının tek müşterisi olarak, lokantanın tek garsonuna kadeh kaldırarak gözüme "bayram" yaptırmaya başladım. Bıyık rekortmenlerımız Diğer fırsatları da kaçırmazdım tabıi. Baktım ki TRT kameramanı karşıma geçmiş bekliyor, hemen mikrofonu elime ' alır, "Elektronik, istikbalin geleceğidir" diye bir vecize ortaya atar, böylece mıllete neler diyebileceğimi bir kere daha kanıtlardım. Ne yaparsınız, insan bir tatil kasabasında yağmur yüzünden sokağa çıkamayınca işte böyle abuk sabuk şeyler düşünüyor. . ,^ Neyse tatil bırtı de bu hayallerden kurtuldum.. ANKARA AHMETTAN "Söyleyen değil, söylenen millet..." TBMM Dilekçe Komisyonu, "dertli yurttaşlar"ın son başvuru yeridir. Ama buraya gönderilen diiekçe ve mektupların sayısına bakarsanız ya Türkiye'nin Monaco Prenslıği kadar sorunsuz olduğunu, ya da ülkemızde kâğıt kalem ve zarfların AIDS virüsü taşıdığını sanırsınız. Bu durumu Attila İlhan'ın, "Biz şifahi milletiz'i ya da Çelik Gülersoy'un Türkleri "söyleyen değil. söylenen bir millet" teşhisı ile açıklamak mümkün. Ancak milletimizin bu genel karakteri ile fazla uyuşmayan bır kesım de var. Bugün bu kesimden bir küçük kesit sunalım ıstedik: daş 'hakkında kurumla ilişiğinin kesilmesine ilişkin bir karar vardır (fotokopisı ilişikte). Ancak bu karar, Sanayi Bakanı'nın keyfi bir kararı ile yok sayılmış ve söz konusu kişi görevıne devam etmektedir. Olur mu böyle? (Adı Saklı) PARAMIZI İSTERİZ • ~ 1964 yılında Dıl Tarih Çoğrafya Fakültesi öğrencisi iken, şimdi profesör ve Türk Küttürü Dergisı yöneticisi olan Talip Yücel doçent idi. Bizden "Avrupa Ekonomik Yapısı" adlı bır kitap için 45 lira para topladı. Ancak kitabın fasiküllerı hiçbir zaman tamamlanmadı. Bizim de paralarımız verildiği ile kaldı. O zaman altının gramı 15 lira ıdi. 3 gram altın vermiş sayılırdık. Şimdi 5 bin lira. Yani 15 bin liramızı Profesör Talip Yücel'in ödemesini beklıyoruz. Adımı yayımlamayın. Çünkü. bir ilçede öğretmenim. Bu adamların kolu uzundur." (Adı Saklı) KİRLİ ÖĞRENCİLER DIN DERSİ 1402'lısiniz diye pinpontopu gibi oynanan öğretmen İsmet Güngör'le ilgili, köşenizdeki yazıyı dehşetle okudum. "Kuzum biz nasıl ınsanlarız?" Elinde Sıkıyönetim Komutanlığının, Genelkurmay'ın "1402 ile atıldığınıza ilişkin bızde bir işlem yoktur" yazıları bulunan bir kimseyi bakanlık nasıl 1402 ile atıldınız diye başından atar. Ve yanıt vermez. Bu durum sıkıyönetimi ve devleti yıpratmaz mı? Din dersı mecburi oldu. Bu mu din? Din, gündelik yaşantıda bir eylemdir, iyi ahlaktır. Bu kamu görevlilerinin dinlerı var mı? Evvela din dersi onlara lazım değil mi? F. AKŞİN (KızılayAnkara) KEYFİ ATAMA Size Özal hükümetının memurlar arasmda yaptığı ayırımla ilgili bir belge gönderıyorum. DemirÇelik Tşletmelerı Erzurum Depo Şefi Saffet Da~ OCTÜ yurtlarında daha önce sıcak su akardı. Şimdi soğuk suya hasretız. Arada soguk su gelıyor. ama soğuk su ile yıkanmak her zaman kolay olmuyor. Demlikte su ısıtarak keselenmek de fazla pratik değil. Yöneticilerimize sıcak su diyecek olduk, "Amma lüks oldunuz" diye başlarından savdılar. Yıkanmaya hasret insanların temiz düşünceler üretmeleri kolay değil. Derslerde ya yağmur duası oğretsınler, ya da bize su versinler. (İmzalarımızı saklayın okuldan atarlar) gi özel yetkıyle donatılmıştır? Hukuk düzenimiz bir bakaniığın bürokratlarına kendi dışındaki tüzelkışilıklerin içişlerine karışma yetkısını vermiş midır? Bürokratların tehditle adam attırma eylemi hangi hukuk devletinde görülür bir olaydır? Üzülerek belirtmek gerekir ki, Türkiye'de yapılan hukuk dışı işlemlerin hesabı sorulamamakta ve kural tanımaz kışiler, devlet yönetimmde söz sahıbı yapılmaktadır. Şahsım ve yaşadığım toplum adına kaygı verici olan bu olayları ibretle izlemekteyiz. Türkiye Cumhunyeti'nde hukuk düzeninın hâkim olması dileğiyle saygılarımı sunarım." Mustafa Kemal Öke BİR DE ŞİİR Kimi yurttaşlar da mektup ile yetinmeyip içlerini şiirle ortaya döküyorlar. Oengiz Ekinci de bunlardan biri. Şiır kısaltmak, yağlıboya tablo küçultmek gibi bir işgüzarlık. Bu yüzden ozan Ekinci, kısaltmay "densızliğe değil, yersizliğe" versin. Çokşükür geçti fırsat artık vefanın eline, / Taze haklar tanındı eski milletvekıline. / Dâvet olundu törene derken sâbık meb'usan / Rahmet mısali yağdı enkaz üzerine ihsan; / Açıldı lokanta tekrar bizım iştah ehline / Boya imkânı sağlandı Mecliste iskarpine. / Lütfedildi nihayet berberi zeminde tıraş; / Gitsek arzı şükran için Necmeddin'e pür telâş, / v«r V / s ı n A frihfi \ n Kuraklık nedeni ile açlık çeken Afrika ulkelerine yardım \ UUIl S1.JI I f M * yu k a m n a{an K w l a y , m d e n i . y o l h Ue Somali'yegöndereceği ilk partimalzemeninyüklenmesine Kuruçeşme'deki iskelelerden başiandı. Tüm nakliye masrafları devlet tarafından karşılanacak yardım malzemesinin Sudan, Moritanya, Senegal, Gambiya, Gine Bissau, Mali, S'ijerya, Çad, Burgine Fason ve Kap Verdi'ye gönderileceği ve partiler halinde gemilere yuklenecek olan malzeme arasmda, çeşitli yiyecek ve ilaçların yer aldığı bildiriliyor. Gönderilecek olan yardım malzemesiSomali'nin Barbera Limanı'na boşaltılarak dağıtım yapılacak. iFotoğraf: CÜROL KARA) MKYK ataırıa yapacak SHP'nin 25 ilde başı ağrıyor Genel Sekreter Angın: SHP örgütlerinin tamamlanması, mümkün olan en kısa sürede bitecek. Çiinkü bu yüzden çalışamaz haldeyiz. ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Sekreter Yardımcılarının gorev alanları belirlendi. Buna göre; Sahir Koçak seçim işleri, İbrahim Önen ve M. Vasıf Yücel yönetmelik, yazı işleri, hukuk, Sırn Özbek tanıtma, Halil Akyüz üye yazımı,* meslek kuruluşları ve sendikalar, M. Vasıf Yucel, Sım Özbek, Metin Şahin ve Hızır Ekşi örgut işleri, Metin Şahin ve M. Vasıf Yücel de basın işlerinden sorumlu olacaklar. Bu arada SHP Genel Sekreteri Cahit Angın, orgütleri SHP yönetimlerinin yeniden oluşmasına yardıma olmaya ve bir an önce örgütlenmeyi tamamlamaya çağırdı. 36 ilde örgütlenme tamamlanıp onaylamrken, bugüne kadar anlaşmadıklan için görevden alınan 25 ilde SHP yönetimleri yeniden belirlenecek. Geri kalan, birden çok seçim bolgesi bulunan Ankara, İstanbul, İzmir, Manisa, Zonguldak ve Bursa Genel Sekreter yardımaları Koçak, Önen, Yücel, Özbek, Akyüz, Şahin ve Ekşi görev bölümü yaptılar. SHP yönetimleri konusunu, tüzük gereği Aydın Güven Gürkan ve Erdal İnönü çözecek. SHP Genel Sekreteri Cahit Angın; Afyon, Amasya, Aydın, Bitlis, Bolu, Burdur, Diyarbakır, Edirne, Elaağ, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, Içel, Kars, Kırşehir, Kutahya, Mardin, Muğla, Nevşehir, Siirt, Tokat, Tunceli, Uşak, Van ve Yozgat illerindeki yönetimlerin boşaltıldığını "mümkün olan en kısa sürede" ve "en saglıklı. güçlü" yönetimlerin belirlenerek atamalarının tamamlanacağını açıkladı. Angın, şöyle dedi: "Birleşme ve bütünleşmenin son aşaması, ortak il yönetimlerinin atanmasıdır. 36 il ve 186 ilcede SHP yönetimleri onaylandı. Bunlar geçici yonelimler. Üye kaydı çalışmalannı tamamladıktan sonra önce ilçeler, sonra iller kongrelere giderek, 1986 or. tasında yapılacak kurultay delegelerini ve yönetimlerini belirleyecekler. Ancak 25 ilde HP ve SODEP orgütleri ortak yönetimlerini belirleyemediler. Bilindiği gibi MKYK anlaşamayan SHP yönetimlerini boşalttı. Ben tüm arkadaşlanmdan rica ediyorum, yönetime yardımcı olsunlar. Bu yonetimler geçicidir. SHP'yi en iyi biçimde temsil edecek, tabanda en iyi çalısmayı yapacak arkadaşlar gorev alsınlar." SHP genel sekreteri, 25 ildeki SHP yonetiminin belirlenmesi için yapılacak çalışmalan ise şöyle anlattr. "Milletvekillerimizle de konuştum. Kendi illerindeki yönetimlerin oluşmasında onların da katkısı ye bilgisinden yararlanılacak. Örgütlenme için ekipler oluşacak. En kısa sürede SHP örgütlerinin tamamlanması ve dışa dönük çalışmalann başlatüması gerekiyor. Çünkü bu yüzden çalışamaz, başka işe bakamaz hale geldik. Mümkün olan en kısa sürede SHP'ye en yararlı olacak ve en saglıklı yonetimler atanacaktır. Dar, hizipsel görüş açılanndan bakılmadan bu iş tamamlanacaktır. İktidara giden, hızla gelişen, giderek çok geniş yığınlann umudu durumuna gelen bu sosyal demokrat oluşuma sekle vurduracak, golge duşürecek, zaafa uğratacak hiçbir harekete müsamaha edilmeyecek. Aksi takdirde bu sosyal demokrat oluşum çalkantı içine girer ve çürümeye başlar. Bunu aşacagımıza inanıyorum." Onaylanmaları Gürkan ve İnönü tarafından yapılacak birden çok seçim bolgesi olan 6 il orgütünden SHP il başkanlığına Ankara'da eski SODEP İl Başkanı Onur Kumbaracı, İstanbul'da eski HP İl Başkanı Turgut Sanca, İzmir'de ise eski SODEP İl Başkanı Şeref Bakşık'ın getirilmesi bekleniyor. Öte yandan Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin daha önce tartışmalara neden olan altı oklu amblemi Yüksck Seçim K u r u l u ' n c a onaylandı. Calp, SHP kokteyline katıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP"nin Anadolu kulubünde gazetecilere verdiği kokteyle eski HP Genel Başkanı Necdet Calp de katıldı. SHP Genel Başkanı Aydın Guven Gürkan kokteyl sırasında Calp'in yanına gelerek eşinin sağlık durumunu sordu ve bir süre onunla konuştu. SHP Genel Sekreteri Cahit Angın da, Calp'in eşinin sağlığını sorduktan sonra Calp. kendisini kutlamaya geleceğini söyledi. Calp'in kokteyle katılması SHP'lilerce memnunlukla karşılandı. Ancak Erdal Inonü'nun kokteyle gelmediği görüldü. Öte yandan Calp, SHP kulisinde eski MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp ile oıururken birleşmeyle ilgili sorumuza "Sonucu zaman gösterecektir, örgütlerde bazı tereddutler var" dedi GERÇIK olan soyadım, GERÇEK olarak Ist. 10. Asliye hukuk Mahkemesi'nin 1985/240429 sayılı kararı ile düzeltilmiştir. EROL GERÇEK Sevgilinize sağlam bir kalp veriniz. EVREN'E MEKTUBUN KOPYASI Bu mektup da çalıştığı sendikadan Çalışma Bakanlığı yetkililerinin baskısı ile işinden atılan eski bir İş Müfettişinden. Sağlık Sokak 10/6 Ankara adresinden yazıyor. Bır kopyasının Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiği mektubu özetle şöyle: "Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı yetkilileri, anayasal çalışma hakkımın elimden alınması konusunda han/ Tac etsek başımıza Divanı, meserret ile. / Verelim gel hâkimiyet zincirinde el ele. • Hasılı işte devran; nimeti var, külfetı var. / Kiminın serveti saman, kimınin zilleti var. / Koy vebalin boynuma terk et insan sevdasını, / Nimete kul olmanın Allah vekil lezzeti var. TOPKAPI HASTANESI Tel 524 19 194hat Kolejlilere FRANSIZCA ders verilir 161 58 93 (Akşam)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle