23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lisi'nde parlamenterlerimiz 1984 katılmayacağını" açıklamış olması hatırlanırsa, bu defaki kayılında yeniden yerlerini almışlardır. Hükümetlerarası kuruluş rara şaşmamak gerekir. Şaşmalardan askeri bir savunma orgü mak gerekir, ama üzülmemek de tü olan NATO hariç, sadece Av mümkün değildir. rupa Komisyonu Bakanlar KoEsasen, başkanlık konusu bimitesi'nde, Türkiye 1949'dan raz da kendi kendimize yarattıberi sürekli olarak üye bulun ğımız bir sorundur. Sorunun aslı makta ve Komite'nin çalışmala şöyledir: 1981 ilkbaharında, Banna muntazaman katümaktadır. kanlar Komitesi'nde Türkiye'deAvrupa Konseyi'nin parla ki durum hakkmda ciddi endişemento kanadından Türkiye'ye ler hissedilmeye başlanılmıştı. karşı haklı ve çok kez de haksız Özellikle sol kanattaki siyasi sesler yükselmektedir. Ancak partiler ve işçi sendikalan Konkonseyin Bakanlar Komitesi, ül sey üzerinde, Türkiye'ye karşı kemize karşı her zaman anlayışh tavır takınması için daimi bir ve munis davranmışur. Bunu, 12 baskıyı sürdürmekteydiler. 1981 Eylül 1980'den 1983 yılı sonla sonbahannda Komite ikinci başrına kadar olan dönemde bile kanlığı altı ay için Türkiye'ye gemüşahade etmek olanağını bul lecek. 1982 mayısından ıtibaren de Türkiye altı ay başkanlık yaduk. Hükümetimizin, Batı Avru pacaktı. Bakanlar Komitesi'nin pa'nın demokratik rejimlere sa Türkiye'de demokrasinin mevhip ulkelerinin bir tür itibar bor cut olmadığı bir dönemde başkanlık yapmasına karşı çıkacasası olan ve temel özgürlüklerin ğı anlaşılmaktaydı. Zor bir duve insan haklanmn mabedi sayılan Avrupa Konseyi'nin Bakan ruma düşmemek için, teşebbusü biz aldık ve kulisi de hanrladıklar Komitesi'ne karşı takındığı ani değişiklik ve uzaklaşma po tan sonra, başkanhktan Türkilitikasımn gerçek nedeni anlaşı ye'de demokrasinin yeniden kurulacağı tarihe kadar sarfı nazar lamamaktadır. edeceğimizi, bu anlayış jestimiBakanlar Komitesi, Fede ze karşı da komite iç tüzüğüne ral Almanya Dışişleri Baka göre, alfabe sırasındaki yeriminı Genscher'in çağnsı uzerine zi on buçuk yıl beklemeden, deStrasbourg'ta dün başlayan ola mokrasinin kurulmasıyla birlikte ğanüstü bir toplantı yapmakta, başkanlığın Türkiye'ye verilmesi komite içinde "siyasi diyaloğun için iç tüzükte değişiklik yapılderinleştirilmesi" konusunda masını istedik. Bu değişiklik için Avusturya ve Isviçre hukümet oybirliği şarttı. Yunanistan ve leri tarafından ortaklaşa hazır Kıbns Rum kesimi büyükelçileri lanan bir belgeyi tartışmaktadır. de anlayış gösterdiler. Itiraz etAmaç, AET Bakanlar Komitesi mediler ve oybirliği sağladılar. dışında kalan ülkeler hükumet Demokrasiye dönüşün, serbest lerinin de katılmalarıyla Avrupa seçimlerle, parlamentonun kuve dünya siyasi olaylannı Avru rulması ile gerçekleşeceği husupa Konseyi'nin 21 üyelik kadro sunda da uyuşma sağlandı. suyla inceleyebilmektir. tncelenecek konular arasında Ortado1984 kasım ayında, Bakanlar ğu ve Irak Iran savaşı gibi Komitesi'nde Dışişleri BakanıTürkiye'yi'yakından ilgilendiren mız, bu hakkımızı derhal kullanve Türkiye'nin göruşlerinin Av mak istediğimizi açıkladı. Oysa rupalılarca dikkatle dinleneceği ikinci başkanlık sırası tesadüfen konulara da yer verilmiştir. Dı Yunanistan'a gelmişti. Komite, şişleri Bakanlığımız, Komite Yunanistan ile Türkiye arasında Başkanlığı'nın Türkiye'ye veril bir tercih yapmak durumuyla memesi nedeniyle kırgınlığımızı karşı karşıya geldi. Yunanistan, göstermek için Dışişleri Bakanı başkan yardımcıhğını Türkiye'mızın bu toplantıya katılmaya ye devretmek istemiyordu. Biz cağıru ve Türkiye'yi Strasbourg' de Yunanistan'ın aynı konuda taki daimi delegemizin temsil 1981'de bize karşı yaptığı anlaedeceğini açıklamıştır. Bakanlar yış jestini unutmuş gorünüyorKomitesi'nin kasım 1984'teki duk. Israr ettik, konseyden aytoplantısı sırasında, Başbakan nlabileceğimizi söyledik. Komite Özal'ın "Başkanlığı Türkiye'ye Başkanı Fransız Devlet Bakanı vermezlerse konseyden çıkarız" Dumas, ortalama bir çıkış yolu demesi, Dışişleri Bakanımızın da buldu. "Vakit darlığı nedeniyle, "Bundan böyle Bakanlar Komi Türkiye'nin isteğinin tetkikine tesi toplantılarına şahsen olanak bulunmadığını, konunun 1985 ma>ıs toplantısında karara bağlanabileceğini" açıkladı. Dışişleri Bakanımız da "Bundan böyle Bakanlar Komitesi toplantılarına katılmayacağını" belirtti. Batıhlara karşı kendi sorunlarımızı bir Yunanistan Türkiye anlaşmazlığı halinde götürüp, dostlarımızdan aramızda bir tercih yapmalannı her isteyiş anında, karşı tarafı felce uğratmış olmaktayu. Türkiye'nin geçiş dönemi halinde bile olsa demokrasiye yeniden kavuştugunu, başkan yardımcılığına 1985 mayısında, başkanhğa 1985 kasımında talip olduğunu, böylece Strasbourg'a yeni atanan büyükelçinin de meslektaşlannı tanımak ve dosyaları incelemek için zaman bulacağını söyleseydik, sanıyorum ki, herhangi tatsız bir durum ortaya çıkmazdı. 1985 mayısında Yunanistan'ın yardımcısı durumuna düşeceğimiz endişesi de yersizdir. Konseyde, ikinci başkanlık, başkanın maiyetinde yardımcı olmak değil, Avrupa Konseyi'nin ikinci başkanlık görevini yüklenmek demektir. İkinci başkan aynı zamanda bir önceki başkan ve o tarihteki başkan ile birlikte, Başkanlık Divanı üyesidir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ndeki yerimizi tekrar almak ve bu yeniz duyguya kapılmadan 1985'te başkanlığı kabul etmek ve böylece Avrupa ile bağlarımızı koparmamaya gayret etmek zorundayız. Batı Avrupa'nın dışında kalacak bir Türkiye, Batı'daki tek desteği ABD'de aramak seçeneksizliği içine düşecektir. Gerçi ABD Türkiye'nin müttefiki ve dostudur, ama Washington için Türkiye belki de ikinci sınıf bir müttefiktir. Herhalde bir İsrail değildir. ABD, Türkiye'nin dostluğunu en ucuza mal etmeye alışmıştır. Bugun, modası geçmiş askeri malzeme yardımını bile yaparken, bunu siyasi koşullara bağlayabilmek, Türkiye'nin ulusal davalarında Ankara Üzerinde yüksek düzeyde baskı yapabilmek, Temsilciler Meclisi'nde Türkiye'ye karşı lobilerin kışkırtıcı faaliyeti karşısında kayıtsız kalabilmek itiyadını almıştır. Avrupa'dan kopmuş bir Türkiye, Washington'un dostluğunun ağırlığı altında ezüebilecektir. Diplomasi, amatör bir spor dalı değildir. 30 OCAK 1985 Batı Avrupa'sız Batı Politikaıııız Olaınaz Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ndeki yerimizi tekrar almak, Avrupa ile bağlanmızı koparmamak için çaba harcamalıyız. ABD, Türkiye'nin dostudur, ama Washington için Türkiye, belki de, ikinci sınıf bir müttefıkiir. Avrupa'dan kopmuş bir Türkiye, ABD dostluğunun ağırlığı altında ezüebilecektir. Test hazırlama otoriteleri SEMİH GÜNVER Emekli Büyükelçi Batı Avrupa bütünleşmesi, AET içinde 1986 başında, Ispanya ve Portekiz'in de topluluğa tam üye olarak katılmalanyla, 12 üyelik kadrosu ile gerçekleşmek yoluna girmiştir. Yunanistan, Topluluk bünyesinde istediği mali destegi sağlamak amacıyla Portekiz ve Ispanya'da iktidarda bulunan kardeş sosyalist partüere karşın "bu iki ülkenin üyeliğini veto etmek tehdidinde bulunabilecek kadar kendisini güçlü hissetmektedir. 1959 yazında Ortak Pazar'a katılabilmek için zamanın Dışişleri Bakanı'nın uzak görüşlülüğü ile Brüksel'de hazırlayıcı görüşmelere başlamış olan ve 1959 sonunda, kendisinden daha önce başvumda bulunan Yunanistan ile müzakereler bakımından aradaki mesafeyi bir aya indirmiş bulunan Türkiye, 1985 başlannda Batı Avrupa bütünleşmesinin dışında kalmış durumdadır. AET ile ilişkilerimiz dondunümuştu. Dördüncü protokolle bize vaat edilmiş bulunan mali yardım bloke edilmiştir. Türk ihraç mallarına her geçen gün yeni kısıtlamalar getirilmektedir. Avrupa Parlamentosu ve Siyasi Komisyonu, Türkiye'yi eleştirmeye devam etmekte, henüz geçiş devresini, ağır bir tempo ile yaşayan, ülkemizdeki nevi şahsına mahsus demokrasimizi ve ana özgürlükler, insan haklan ve hukuk devleti anlayışımızı, AET içinde yer almamızı önleyen bir uygulama olarak değerlendirtnekte ve bununla da kalmayarak Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tehdit eden yıkıcı ve bölücü Çaaliyete destek olmakta. Ermeni iddialarını gündemine alarak, siyasi komisyon içinde rapor hazırlanmasıru karara bağlayacak kadar ileri gidebilmektedir. Avrupa Parlamentosu, TürkAET Karma Komisyonun Avrupalı üyelerini seçtirmemekte ve bu yüzden TBMM tarafından seçilen Karma Komisyon'un Türk üyeleri Strasbourg'tan elleri boş dönmek zorunda kalmaktadırlar. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Danışma Meclisi ile Siyamlı ikizler gibi yanyana yaşamaktadır. Aralarmda, Türkiye'deki durumu ortaklaşa inceleyebilmek için bir karma komisyon mevcuttur. tki parlamento, birleşik kaplar gibi birbirlerine bağlıdır. Avrupa Parlamentosu, AET Komisyonu ve Bakanlar Komitesi üzerinde etki sahibidir. Bu otorite hele AET üyesi olmayan Türkiye gibi bir zayıf ve yaralı ortak üye bahis konusu olunca, fazla kendisini hissettirmektedir. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'ye karşı takip ettiği olumsuz siyaseti, Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nden yeşil ışık almadıkça değiştirmesi söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle, Türk devlet adaralarının zihinlerinde, "Bize faydadan çok zaran olan Avrupa Konseyi'ne sırt çevirir, AET'ye yanaşır ve Avnıpahlaria işbirligimizi Topluluk içinde geliştiririz" diye bir fikir mevcut ise, bu görüş tamamen yanlış bir değerlendirmcdir. AET'ye giriş kapısı Avrupa Konseyi'dir. Ispanya ve Portekiz de, AET'ye tam üye olarak kabul edilmelerini sağlamak için önce, Avrupa Konseyi'ne girerek çoğulcu demokratik özgürlüklere ve insan haklarına saygılı birer hukuk devleti olduklannı ispatlamışiardır. Başbakan özaj'ın, 1985 içinde, tam üyelik için AET'ye resmen müracaat karannı açıklayabileceği söylenmektedir. Siyaset ve işadamlanmızın, AET Türkiye Karma Karma Komisyonu'na üye seçilen parlamenterlerimizden bazılannın da aynı temenniyi ifade ettiklerini basından öğrenmekteyiz. îstekler başka, gerçekler bambaşkadır. AET'ye katılmak, bir iç politika sorunu değildir ki, hükümetin tek başına alacağı bir kararla uygulansın. Üyeliğin iktisadi ve sosyal olduğu kadar öncelikle siyasal koşullarını ciddiyetle hanrlamak gereklidir. Bu koşullann başında, Türkiye'de gerçek demokrasiyi en kısa zamanda yeniden kurmak konusu gelmektedir. Türkiye, bu geçiş devresindeki uygulamalan yumuşatmak, siyasi partiler arasında eşitliğı sağlamak, siyasi nitelikte davalan suratle sonuçlandırmak, kısmi bir affı daha fazla geciktirmemek, TRT'nin tekelciliği ve basındaki dolayısıyla sansür konularını halletmek, Batı'nın bizden bekledikleri kararlardır. Batılı parlamenterler ve hükumetler, bu isteklerini iyi niyetle ve demokrasi prensiplerine inanç ve bağlılıklan dolayısıyla ileri sürmekte iseler de, Türkiye'ye karşı mücadele eden yabancı lobilerin yıkra ve bölücü uçlann da sık sık oyunlanna gelmekte, çok defa Türkiye'ye karşı eleştirilerinde iyi niyet smırlannı farkına varmadan aşmakta ve içişlerimize haksız müdahalelerde bulunmak durumuna girmektedirler. Hükümet ve parlamentomuz, bir yandan iç bünyemizde gerekli ayarlamalan her alanda yaparken, öbür yanda da, Batılılarla diyaloğu koparmamaya ve Avrupalılararası kuruluşlarda sahayı bize karşı mücadele edenlere boş bırakmamaya çalışmalıdırlar. Avrupa Parlamentosu'nda Türk parlamenterleri üye değildirler. AET Komisyonu'nda ve Bakanlar Komitesi'nde Türkiye'nin yeri yoktur. Buna karşın, Avrupa Konseyi Danışma Mec Sabahlan çahşacak genç İÇ HASTALIKLARI UZMANI aranıyor. (Bay) Tel: 575 25 96 575 00 61 SAHİBtNDEN SATILIK Taksim Hastanesi karşısında 170 metrekare, telefonlu, konforlu daire satılıktır. Tel.: 573 91 06 Saat: 16 18 arası sııyiRSiz MUTEAHHITLIK KARNESI ARANIYOR Tel: (1851) / 3128 Corln SATILIK APARTMAN Beyoğlu Tepebaşı'nda 7 daireli apartmanın tümü acele satılıktır. Mur: 1485284 1470662 İLAN İSTANBUL İL SEÇİM KURULU'NDAN Bakırköy llcesine bağlı, "Güneşli, Kirazlı köyii, Mahmutbey. İkitelli köyii, AUşalan köyii" mahalleleri, yetkili kurullar tarafından kaldınlıp, bu yerlerin idari sınırlan içinde, (1 Fevri Çakmak, 2 Demirkapt, 4 Piri Reis, 5 Göztepe, 6 Kemalpaşa, 7100. Yü, 8 Malkoçoğlu, 9 Mehmet Akif, 10 Atatiirk, 11 Ziya Gökalp, 12 Turgut Reis, 13 Havaalam, 14 Cevdetpaşa, 15 Kemer, 16 Birlik, 17 Karabayır, 18 SuHan Çiftliği, 19 Bağlar, 20 Hürriyet, 21 Evren, 22Merkez,) adlarında, yirmi iki yeni mahallc kurulmuştur. Yeni kurulan bu mahallelerde, 2972 sayılı yasanın 33. maddesi uyarınca, durumun, îl Seçim Kurulu'nca usuli şekilde ilanından sonraki (60) günü takip eden 31.3.1985 Pazar giinü "Mahalle muhtarı ile ihtiyar rıeyeti üyesi" seçimleri yapılacağı ilan olunur. 28.1.1985 gün ve 985/7 sayıhdır. Basın: 11008 Kızınuz EVET/HAyiR OKTAY AKBAL "Demokrasıye ne zaman geçilecek? Bunu kimse soyleyemez." Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp TV'de milyonlarca izleyicinin önünde bu sözteri söyledi: "Demokrasinin gereklerini yerine getirmek için birtakım makamlardan icazet almak zorundaysak demokrasiye geçmiş sayılmayız." Demokrasiye geçmek!.. 1945ten beri yinelenen bir söz bu! Geçtik, geçiyoruz, geçecegiz!.. Kırk yıldır ulaşılamayan bir amaç! Tam 'işte demokratik ortamdayız' derken bir de bakıyoruz demokrasinin sağladığı özgürlükler, haklar elimızden gidivermiş. Haydi al baştan, sil baştan! Başyazarımız Nadir Nadi'nin 'Sil Baştan' adlı kitabında dediği gibi: "Demokrasiyi, 'Halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesi' diye tanımlıyoruz, 'Cumhuriyet' bu tanımlamayı toplum yaşamına katıldığı gün, 7 Mayıs 1924'te yayımlanan ılk sayısında ülkü olarak benimsedığini ilan etmiştir. Ülkü, bugünden yarına gerçekleşir bir amaç değildir. O, varılmak istenen. bin bir engelle çarpışarak, adım adım yaklaşılan, yaklaştıkça bizi yeni engelleri aşmaya zorlayan bir erektir. Daima uzağımızda, daima parlayan, daıma bizi kendine doğru çeken, iç aydınlatıcı bir yıldız, bir sevgilidir o." Uzakta parlayan demokrasi yıldızına yaklaştıkça, ya da yaklaştığımızı sandıkça, bakıyoruz ancak bir avuç yol gitmişiz! O, hep uzakta, o hep dillerde, o hep yazılarda. düşlerde, umutlarda. . Çok partıli düzen demişiz. Böyle dediğimizde demokrasiye kavuştuk sanmışız. Anlayamamışız ki, hepsi aynı çizgide, hepsi az çok eş düşüncede, görüşte, kısacası hepsi sağda yer alan partilerle demokrasiye geçilemez. Tek kanatlı kuş nasıl uçamazsa, tek yönlü, tek yanlı bir demokrasi de olamaz... 'Demokrasi halkın egemenliğidir' der sözlükler. TBMM toplantı salonunun ön duvarırva koskoca yazılarla 'Egemenlik Ulusundur' levhası asılmıştır. Bütün politikacılar halktan yana olduklannı, halkı temsil ettiklerini söyler. Oysa halkın temsilcileri nasıl seçilir, kimler seçer? Daha doğrusu seçmenin karşısına aday olarak çıkmak olanağını kimler bulabilir? Parti yöneticilerinin belirlediği, illerde, ilçelerde parti önseçmenlerinin türlü biçimler, oyunlarla onayladıgı kişilerdir aday olabilenler... Halka düşen, karşısına çıkarılan bir avuç 'seçkln' kişiden kimilerine oy vermektir. Üstelik de meydandaki partiler belli koşullara uymak zorunda olan oluşturulmuş partilerdir. Hemen hepsi 'sağda', ya da olsa olsa 'ortanın azıctk şolunda' yer almışlardır. Demokrasi, gerçek bir denge düzenidir, her türlü görüşün, eğilimin serbestçe, korkusuzca, apaçık tartışıldığı bir ortamdır. Böyle bir demokrasiyi biz daha görmedik, yaşamadık! Bu yüzden de kırk yıldır demokrasiye geçemedik... Gandhi "Benim görüşüme göre demokrasi en güçsüz kişiye de en güçlüye tanınan hakları sağlamalıdır" der. Lincoln "Bir köle olmak istemediğim gibi köleci olmak da istemem. Benim demokrasi anlayışım budur. Bunun tersi uygulama demokrasi değildir" der. Daha daha neler söylenmemiştir, yazılmamıştır. Kırk yıldır gazetelerimizde yazılan, secimlerde yinelenen, Meclislerde dillerden düşürülmeyen 'demokrasi', gerçek anlamıyla bir türlü toplumumuza benimsetilmemiştir. Herkes bir ucunu göstermiştir, 'demokrasi budur' demiştir. Bu kadarla yetinin, gerisi bize lükstü^ demiştir. Zaman zaman demokrasi tutkunlarının yolu kesilmiş, soluğu tıkanmıştır... Caip'ın sözüne ben hiç şaşrnadım. Bilmediğimiz bir şey değil! Nasıl 1961 Anayasası bile ki ulusumuza yakışan bir anayasaydı Türkiye'de dsmokrasinin kurulmasını, dengeli bir düzenin kurulmasını sağlayamamışsa, 1982 Anayasas; aa sağlayamayacaktır. Yeni Anayasa onaylanıp yürürlüğe girince kimileri sandılar ki demokrasiye geçiş aşaması tamamlandı, ya da yanlandı. Oysa herşey eskisi gibi, değişen bir şey yok!.. Hep dikkatli olmak, hep tetikte durmak, her sözümüze, yazımıza 'acaba şunlar bunlar ne derler, başımıza ne işler açılır?' diye kuşkular duymak... Sonrada 'demokrasiye geçtik, geçiyoruz' diye sevinmek! Bir çelişki değil midir bu? Nadir Nadi 'Sil Baştan'dakı yazısını şöyle bitiriyordu: "Bizden sonra gelecek kuşaklara daha mutlu, daha ileri yaşam düzeni bırakabilırsek görevimizi başarmış olmanın rahatlıgını son nefesimizde duyabiliriz. Bizden sonra gelecek kuşakları, daha büyük, daha zor görevlerin beklediğini de unutuyor değiliz." Yıllardır yazarak, söyleyerek, savaşım vererek 'demokrasi' ülküsünü canlı tutmaya çalışmışsak, bu uğurda nice özvenıere katlanmışsak amacımız, bir görevı yerine getirme'Ktir... OGRETMEN/OGRENCI YONETEN MUAMMER TUNCER Partizanca uygulamalar tedirgin ediyor Emekli ilkokul öğretmeni ve ANAP ilçe başkanıyım. Toplumumuzda kangren haline gelmiş bir yarayı dile getirmek istiyorum. Yetkililere yaptığımız tüm başvurulara karşın sonuç alamadığım için sorunu sizin aracılığınızla duyurmakta yarar gördum. Bugün adam kayırma giderek yaygınlaşmaktadır. Size ilçemden örnekler vererek birkaç soru sormak istiyorum. Kırşehir ili Kaman ilçesi merkez ilkokullanndan dördünün müdurlükleri açık bulunmakta idi. Bildiğiniz gibi, ilkokul müdürlüklerine atamalar şimdi valiliklerce yapılmaktadır. Bu uygulamanın gerekçesi haksız atamaların giderilmesidir. Ne yazık ki, bizim ilçemizdeki örneğe bakıhrsa, tam tersi oldu: Kırşehir MEGS müdürü, valinin onayım alarak MeTkez Yavuz Selim tlkokulu'na 810 yıllık, yine Merkez 60. Yıl Ilkokulu'na 12 yıllık meslek kıdemleri bulunan müdürler atadı. Müdürlük için başvuranlar arasında 1820 yıl kıdemleri bulunan deneyimli öğretmenler varken bu kişilerin siyasal hesaplarla atanmaları şaşkmhk ve üzüntü yarattı. Konuyu Sayın Vehbi Dinçerler'e iletmeye gittim, ama ne yazık ki görüştürmediler. Şimdi sizin aracılığinızla sormak istiyorum: Bu uygulama dürüst, çalışkan ve kıdemlf öğretmenlerimize güvensizlik, hatta hakaret değü de nedir? Yönetimin bu yanh tutumu karşısında değerli öğTetmenlerden hangi yüzle verimli bir çalışma bekleyebiliriz? Bu tutum içinde olanları, başta partim mensuplarını ve yetkilileri kamuoyıına açıklama yapmaya çağınyorum. Ayrıca yasal hiçbir dayanağı bulunmayan bu tür partizanca ve ideolojik amaçlı uygulamaların Türk Milli Eğitimi'ni zedeleyeceğini, büyük sakmcalar doğuracağını belirtmek istiyorum. tBRAHİM ÇİĞDEM KAMAN ANAP İLÇE KURULU BAŞKANI YASEMÎN'in dünyaya gelişini tüm dost ve akrabalara müjdeleriz. BtLGEAHMET BURCU 29.1.1985 İSTANBUL Demokrasiye Geçmek... r Önce ögrerün, sanra satmaihn. Okullarda denetun çağdaşlaştırılınalı • tstanbul'da öteden beri pek çok Bakanlık Müfettişi, okul yönetimlerini ve öğretmenleri denetiemektedirler. Bu denetimlerde gözlediğimiz genel tutum, öğretmeni katı binakım ilkeler doğrultusunda kıskıvrak bağlamaktu*. Kişiliksiz ve duruk bir eğitim öğretim uygulaması istenmektedir. Böyle bir uygulamanın ne gibi sonuçlar vereceğini düşünmek bile istemiyoruz. Ayrıca, müfettişlerin kimi teknik konularda bile fikir birliği içinde olmadıkları anlaşılmaktadır. Örneğin, bir müfettiş yıllık planın yöntemle ilgili bölümune "aktif' yazmamızı isterken, komşu okulda teftiş yapan bir başkası bunun tam tersini istemektedir. Başka bir olumsuz tutum da şöyle: Müfettişlerin çoğu, öğretmende sürekli kusur bulma çabası içindedirler. Bizlerden kendimizi yenilememiz istenmekte, ama müfettişlerin de kendilerini yenilemeye çaba harcamadıkları gözlenmektedir. MEGS Bakanhğında denetim düzeni için önlemler düşünülüyor mu? Istanbul, Kadıköy'den bir öğretmen * Okullarda denetimin çağdaş eğitim bilimi ilkelerine daha uygun duruma getirilmesi, eğitimcilerin öteden beri savunduklan bir konudur. Ne yazık ki, teftişin gerek ilköğretimde, gerek ortaöğretimde giderek öğretmenin korkulu rüyası haline getirildiği, bize gelen yakmma mektuplarından anlaşılmaktadır. Bakanlıkta bu konuda nasıl bir çalışma olduğunu öğrenemedik. Ancak, gerçek eğitimci niteliklerine sahip bazı müfettişleri tedirgin edecek bir dizi "önlemler" getirileceği beürtiliyor. nıflar sınavı: 15 Mayıs 1985 çarşamba. Atatürk'u Anma Gençlik ve Spor Bayramı, a) tlkokullarda (yatılı ilköğretim bölge okullanndaki ortaokullar dahil) 19 Majıs 1985 pazar. b) Ortaokul ve Ortaöğretim kurumlan ile Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüleri ve bağımsız pratik kız sanat okullannda: 19 Mayıs 1985 pazar sabahı başlar, 20 Mayıs 1985 pazartesi akşamı sona erer. (SÜRECEK) Butün dunyada sadece ufleyebılen elektnklı supurgeler "super'dır. Sımtel Super, super uüer Ulkemızde ufleyebılen, "super" başka hıçbır elektnklı supurge yoktur. SÜPER ÖZELLİKLER SİZE NELER KAZANDIRIR?• Kopuk kopuk hah yıkarsınız. Ulkemızde yalnız Simtel Super hah yıkar. • Boya, badana yaparsınız. Ulkemızde yalnız Sımtel Super boya badana yapar. • Ilaçlama yapar, dezenfekte edersiniz. Ulkemızde yalnız Sımtel Super ilaçlama yapar, dezeniekte eder. • Ufleyerek de temızlık yapıarsınız Çunku (gardrop alü gibi) ulaşılamayan yerlerle (avıze gibi) bazı ozel eşya ve aksesuarlar ancak uflenerek temızlenebıhr. OkuUarın 19841985 çakşma takvimi Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri'nde derslerin kesilmesi ve öğrencilerin atölye ve işyerlerinde uygulamalı yaz eğitimi çalışmalanmn başlaması: 10 Mayıs 1985 cuma. Devlet Parasız Yatılı tlkokul sonu sınavı: 9 Mayıs 1985 perşembe. Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri'nde öğretmenkr kunılu toplantısı: 13 Mayıs 1985 pazartesi. Köy ilkokullannda öğrenci yetiştirme kurslarının başlaması ve sona ermesi. (Yetiştirme kurs sonu sınavlan da bu tarihler içinde yapılacaktır.) 13 Mayıs 1985 pazartesi başlar, 24 Mayıs 1985 cuma akşamı sona erer. Özel Türk Ana ve İlkokullannda aday kayıtlarının başlaması ve sona ermesi: 13 Mayıs 1985 pazartesi sabahı başlar, 20 Ma>ıs 1985 pazartesi akşamı sona erer. Devlet Parasız Yatılı ortaokul sonu sınavı: 14 Mayıs 1985 salı. Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri'nde bekleme ve sorumluluk sınavı: 14 Mayıs 1985 salı sabahı başlar, 24 Mayıs 1985 cuma akşamı sona erer. Devlet Parasız Yatılı ara st Ulkemızde yalnız Sımtel Super ufleyerek de temızlık yapar • Üstelik doverek de temizler... • Hatta soba, mangal, barbeku yakmada da Simtel Super'ın ufleme ozelliğinden yararlanabilırsınız. EN YÜKSEK EMİŞ GÜCÜSimtel Super en duşuk elektnk sarfıyaü ile en yuksek emış gucüne sahıptır, (1700 mm/ss) ENZENGÎN AKSESUARSımtel Super en zengin aksesuar çeşıdıne sahıp elektnklı supurgedır. Ustebk şımdı vıbrasyonlu hah dovme cıhazı, hrçalı radyator emıcı de Sımtel Super ile beraber bedava Sıradan, standart, elektnklı supurgelerden hiçbınnde bu modem ozellıklen bulamazsımz. Sız de alacaksanız bir defa ahn, "Süper" athn. Özetle • tstanbuVdan S. Özsoy'a: Fen Liselen sınavına, resmi ortaokullar ile denkliği kabul edilmiş bulunan özel ortaokul ve öğretim bakımından ortaokula denk okulların son sınıf öğrencileri girecektir. Bu öğrencilerin orta 2. sınıfta Türkçe, matematik vefen bilgisi derslerinin sınıf geçme notunun 5 'ten, bu derslerin üçünün not ortatamasımn da 7'den aşağı olmaması gerekmektedir. Ancak altı buçukyedi olarak kabul edilir. Vı* "EnJjüyükdektrlkllsUpüıgeUreüclslrderı" "StMTEL SÜPER" GENEL DAÖITIM: StMTEL PAZARLAMA AJŞ.: IshkJai Caddesı No 280 Sımte'. Han Beyoğlu lstanbul Teü. 145 38 22 (8 Hat) Telex 22819 yaKs tr AAD ÜRETtM: StMTEL TtCARET VE SANAYÎ Munzevı Kışia Caddesı No.50 EyupTopçularlslanbul Tel!. 576 15 30 (5 Hât) Telex 23444 osa tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle