19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hnda Dublin'de toplanan ve aralannda Türkiye'nin de bulunduğu Parlamento Birliği, çocuklann bedensel, düşünsel ve töresel korunma onlemleri konusunda kararlar almıştır. 1959 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Haklan Bildirisi 5. maddesinde "Bedence, zihince ya da toplumsal bakımdan güçlüğü olan çocuğa özel durumunun gerektirdiği özel sağaltım, öğretim, eğitim ve özen sağlanacaktır..." ilkesini getinnektedir. 14 Şubat 1962 tarihU 7. Milli Eğitim Şurasında ve 28 Haziran 1963 tarihli UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 7. Genel Kurulu'nda kabul edilen Türk Çocuk Hakları Bildiri de 5. maddesinde özürlü ve uyumsuz çocuklann temel gereksinimlerinin karşılanma Ukesine değinmiştir. Aynca BM tnsan Haklan Evrensel Bildirisinin 25 ve 26. maddelerinde benzer ilkeler yeralmaktadır. Tüm insanuğın gelecek için umudu olan evrensel bildiriler, özel yıllar ve günler, yasalar, şematik yaklaşım biçimlerinden sıynlıp, yaşama yansıtılabildiğı ölçude ve süreklilikte değer kazanır. Özürlü bir çocuğu yeteneğinin elverdiği ölçude eğitimden yararlandırmak ailenin de, devletin de görevidir. Ama, yazık ki ancak ^o 7'sini eğitebiliyoruz. ÖZÜRLÜLER EGtTtMİNDE" YENt BİR BOYUT: KAVNAŞTIRMA Önceleri belirli türdeki özürlülerin bir kurumda toplanarak eğitilmeleri biçiminde yürütülen yaklaşımların bazı sakıncalan görülmüştür: Hizmetin günbojoı sürmesi dolayısıyla giderlerin artması, kurumun gerçek toplumdan soyutlayıcı nitelik göstermesi, salt özür türüne göre değişikliklerin yapılması; merdiven, dönerkapı gibi yapı elemanlannın yarattığı olumsuz etkilerin giderilmesi, fıziksel uyumdan toplumsal uyuma geçişi sağlayan Günümüzde toplumdan so bir değer taşır. Özürlülerin sınıryutlayıcı, ayn kurumlarda yürülandınlmamış, daraltılmamış bir tülen özürlüler eğitimi yerine, ortamda yaşamalan gerçekleştionun içinde yaşadığı ve yaşayarilebilir. cağı topluma uyumunu sağlayan ACI BİR ÖRNEK "normal çocuklar arasında A.Ç.A., kassal yetersizlik göseğitim" ilkesi ağırlık kazanmakteren, bu nedenle tekerlekli koltadır. Özürlüleri, özel okullarda toplayarak normal gelişme gös tuğa bağımlı kalan bir çocuktur. teren yaşıtlanndan ayırmak ye İlköğrenimini başan ile tamamlayan öğrenci, Ankara'da B. Lirine, onlarla birlikte eğitmek lesinin orta kısmına kaydedilir. çağdaş uygulama biçimidir. Bu Derslerin başladığı gün okulun uygulama ile özürlü çocuğun ilerde içinde yaşayacağı topluma matematik öğretmenlerinden birinin öncülüğünde çocuğa karşı etkili ve dengeli uyumu, öğrenim sürecinde başlayabüecektir. Ger tutum alınır. "Eli yazmayan öğçekte uyum, dinamik bir süreç renciyi ben okutamam" denir. olup iki yönlüdür: Özürlülerin Öğrenim yaşantısından yıldırma amaçlanır. Oysa çocuğun zekâ. toplumsal uyumu yanında normallerin de özürlülere uyum ya yaşı yanısıra sosyal olgunluk yapabihne, bir başka sözcükle şı, dil gelişim yaşı ve benzeri ge"benimseme" boyutu söz konu lişimsel süreçleri gerçek yaşından sudur. Toplum da "normaller yukarda ölçülmüştür. Özel Eğiarasmda eğitim" uygulamasıyla time Muhtaç Çocuklar Yasası'özürlülerin varhğına uyum yapa nın 6. maddesinde yetkili kılınan bilecek, onlann ne olduklannı ve Rehberlik ve Araştırma Merkebelki daha önemlisi, ne olmadık zi'nin 2.10.1984 tarihli yazısı da lan konusunda ilk elden bilgi ve çocuğun yerleştirileceği öğrenim yaşam sağlayarak sorunlarını kurumunun normal bir okul orbenimseyebilecektir. tamı olduğunu belirtir. Bu görüş aynı tarihli Hacettepe ÜniversiYukardaki bölümde değinilen tesi FTR Psikososyal Rehabili2916 sayıh özel Eğitime Muhtaç tasyon Ünitesi yazısıyla da desÇocuklar Yasası'nın alıntı yapı teklenir. Ancak öğretmenler kolan 4. maddesi bu nitelikte bir şullandırılmış bazı oğrenci veliuygulamayı yansıtmaktadır. Ne İerinin de desteğini sağlayarak var ki, kaynaştıncı uygulama, A.Ç.A.'nın eğitim hakkını enöğretmen yetiştirme ve öğret gelleme çabasım arttmr. Acımamenlerin uzman personelle des sız ve anlamsız bir yıldırma giteklenmesi gibi önemli girişimler rişimidir bu. A.Ç.A tekerlekli yanısıra özürlü çocuğun mima koltuğunda eğitim yaşantısını riyle olan çelişkilerinin gideril sürdürebilmesinin onurlu çabamesini de kapsamaktadır. Kent sını vermeye devam ediyor günüleşme çalışmalarında özürlülerin müzde. Yazık, acı bir olay. Son konumu, sosyal binalann onla söz: Okul kapılan, özürlüler için nn kuUarumuıa açüması; konut umutsuzluk kapılan olmamahlarda, okullarda genel ve özel de dır. senlenen yapay bir ortamda yalıtıcı, giderek olumsuz içerikli etiketlendirme eğilimi bunlar arasında sayılabilir. 29 OCAK 1985 Toplumdan soyutlayıcı, ayrı kurumlarda yürütülen özürlüler eğitimi yerine, onun içinde yaşadığı ve yaşayacağı topluma uyumunu sağlayan "normal çocuklar arasında eğitim" ilkesi ağırlık kazanmıştır günümüzde. Bu, çağdaş ve gerçekçi bir eğitim anlayışıdır. Dr. TEMEL PAMİR Hacettepe Üniversitesi Küçükler için değil, büyükler için bilinçlenme yıh olması umuduyla 1979, Dünya Çocuk Yüıydı. 1981, Uluslararası Sakatlar Yüı olarak belirlenmişti. Amaç oldukça yalın: Sağlam ya da özürlü çocuk ve yetiskinlerin uygar ve işler nitelikte bir toplutnsal konum edinebilmeleri. Evrensel bildirilerdeki dileklerin yaşama geçirilmesi. Yaşama ve eğitim gibi temel haklannı kullanabilmeleri. Toplumun bu yönde duyarlanması, ilginin yoğunlaşması. özürlü bireyin kendine yeterli olabilmesi için olanakların düzenlenmesi, özerkliğini, bağımsızlığını kazanması. Kendini gerçekleştirmesi, gücüne, varoluşuna, değerine yabancılaşmaması... Bunlar birer duş müdür? Sophokles'in Antigon'unda koronun sesine kulak verilirse "... insanlar alınlarına yazünuş olan felaketlerden hiçbir zaman kaçıp kurtulamazlar." Antik çağ yazanna göre yazgı, değiştirilemeyecek olan bir sonucun önceden belirlenmesidir. Bu yönüyle insanın özgürlüğü yoktur. O çağın "tanrıların öfkesine uğrayan" anlaşılamayan insan kavramından ekonomik, toplumsal, kültürel gelişme ve örgütlenmeye bağlı olarak "tanınan, anlaşılan, kavranan" insan gerçeğine ulaşılmıştır. Bu bağlamda insan kavramı yaşatma, koruma, eğitme gibi temel yükümlülükleri karşılamayı gerekli kılar. ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN GÜVENCESİ: EVRENSEL BİLDİRİLER VE YASALAR Genel olarak özürlü çocuk deyimi uyum ve gelişme güçlüğü gösteren çocuklan kapsamaktadır. Gelişim ruhbiliminin belirlediği gelişimin üç temel alanına göre kümelendirmede özürleri bedensel, zihinsel, davranış, uyum ve toplumsal gelişme boyutlarında toplamak olasıdır. Değinilen özür kümelerinüı ülkemizde eğitim ve korunlanna ilişkin yasal duzenlemeler oldukça guçlüdür. Örneğin 1982 Anayasası 61. maddesinde sakatlann eğitim hak ve devlet yukümlülügüne değinmektedir. 222 sayılı Ilköğretim ve Eğitim Yasası'run 12. maddesinde "zorunlu ilköğrenim çağında bulunduklan halde zihnen, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan özürlü olan çocukların özel eğitim ve öğretim göımeleri sağlanır" yukümlülüğü bulunmaktadır. 1739 sayıh Milli Eğitim Temel Yasası'nın 6 ve 8. maddeleri benzer düzenlemeleri getirmektedir. Konuya ilişkin en yeni ve aynntıh düzenleme 2916 sayıh özel Eğitime Özürlülerin Egltinıinde Bekleııtiler ve Düş Kınklıklan İLHAN SELÇUK Muhtaç Çocuklar Yasası olup 418 yaş dilimindeki çocuklart kapsamaktadır. Yasamn temel ilkeleri arasmda özel eğitime gereksinen her çocuğun özür tür ve derecesine bakılmaksızın eğitimden yararlandınlmasına, hizmetin elden geldiğince çocuğun ayağına götürülmesine değinilmektedir. Çağdaş eğitim ve uyumlandırma (rehabilitasyon) etkinliklerinin ana öğesi olan bütünleştirmekaynaştırma niteliği (entegrationmainstreaming) yasanın 4. maddesi " e " fıkrasında şöyle açıklanmaktadır: "Durunüan ve özeüikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocuklann, normal çocuklann egitimleri icin açılmış olan okul ve eğitim kunımlarında normal akranlan arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır." Eğitimin her çocuk için doğal bir hak olduğu görüşü, uluslararası düzeyde ve Anayasa'nın 90. maddesine göre yasa niteliğinde olan anlaşmalar ve evrensel bildirilerde dile getirilmiştir. Altında Gazi Mustafa Kemal imzası bulunan 1923 Cenevre Bildirisi, özürlü ya da sağlam tüm çocuklann yaşam, bakım ve eğitim görmesini, çocuklann etkin insan sevgisiyle eğitilmesini benimsemiştir. Bu bildiri 1948 yıhnda genişletilmiştir. 1950 yı aglamak yegülmek 2. baskı ederi 400 lira Çağdaş Yayınlan, Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İstanbul ANMA Kıymetli eşim E. General ölümünün 1. yılında saygı, sevgi ve bitmeyen özlemle anıyorum. EŞt: NADtRE ÖZKAN ÖMER ÖZKAN'ı SAHİBİNDEN SATILIK Taksim Hastanesi karşısında 170 metrekare, telefonlu, konforlu daire satılıktır. Tel.: 573 91 06 Saat: 16 18 arası HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN TRT'nin ikiyuzü aşkın kelimenin kullantlmasını istemedtğini ve kendi kurumunda bunlann kullanılmasını yasakladığını günlerdir gazeteler yazıyor. Şaşılacak bir durum. Belki de gülünecek bir durum. Acaba TRT'nin gücü, bu kelimelerin, yaşayan canlt kelimelerin, halkın yaşamına girmiş kelimelerin kullanılmasını önlemeye yetecek mi? Dışsatım, dışalım. devrim demeyeceğiz, olanak, olasıhk, içerik vb. kelimeleri kullanmayacağız işıe o zaman TRT'nin önündeki engel kalkmış olacak. Daha güzel programlar yapacak, haberleri yansız verecek, geçim sıkıntısmdan ve vergi yükünden bunalmış, suratı asılmış halkım bayramlarda, yübaşındaki müzik eğlence programlanyla güldürecek öyle mi? Sedense bir iş yapamayanlar, bir eser meydana getiremeyenler, ya da gücü buna yetmeyenler kendilerinden söz ettirebilmek için olumsuz bir davramşta bulunarak şimşekleri üstlerine çekmek isterler. 1985 yıh "Gençlik Yılı" efendiler. Hiç olmazsa bu yıl onlann diliyle uğraşmayın. Yaşhlarm, kendilerini yenileyemeyenlerin diliyle konujmaya zorlamayın sayın TRT yöneticileri ve beyler... MVHİTTİS ORHAN HORASAN IZMtR İLAN SAKARYA İŞ MAHKEMESİNDEN Sayr. 1983/470 Davacı: BağKur Genel Müdürlüğü, Davalılar: 1 Omer Faruk Dalay, 2 Vlehmet Sait Düşkün, Adresi meçhul, Dava: Tazminat, Davacı BağKur Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Ömer Faruk Dalay ve Mehmet Sait Düşkun aleyhlerine açılan 419.943,96.lirahk tazminat davasının 27.I2.19SS tarihli duruşmasına davalılardan adresi meçhul Mehmet Sait Duşkün gelmediğinden, mahkememizce gıyap karan verilmiş olmakla duruşma 27.2.1985 gunu saat 9.30'a bırakılmıştır. O gün ve saatte duruşmaya gelinmediği takdirde davanın, Mehmet Sait Duşkun gıyabında devam edecegı hususu, gıyap davetiyesi yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 10946 Kimi İşler... İstanbul'un Belediye Başkanı Sayın Dalan, göze çarpıcı ve ilgi çekici olabilmenin yollarına sık sık başvuruyor. Her hafta demeçler veriyor, gözünün tuttuğu kişileri yanına alıp yıkıntı alanlannı gösteriyor, Haliç'in lağım sulanna bakıp bakıp "Gözlerim gibi masmavı yapacağım" derken, bir yandan da eski yapıları yıkttrıyor. Baklıyat satan işyerlerinin Haliç sularını lağımlaştırmayacağını hiç düşünmeden. Bereket aydın sorumluluğunun bilincınde olanlar. gerekli uyarıyı yapıyor. 15 Ocak günlü Milliyet Sanat Dergisi'nde Gülen Yamaner imzasıyla çıkan yazı gibi. O yazının bir bötümünü alıyorum: "Konunun ekonomik boyutunun yanı sıra, kültürel boyutuna gelince, yakın geçmişten somut bir örnekle israfı belgeleyebiliriz. Ekim ayının başlarına kadar Mürse/paşa Caddas/ 224 No., 2261 ada, 6 numaralı parselde bulunan ve kendi halinde ayakta durmaya çalışan bir Fener Evi (eski Venedik sefarathanesi), Anakent Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan'ın emriyle buldozerlerle yerle bir edilmiştir. Bu tarihe kadar yapının sadece ön cephesi ayakta kaiabilmiş ve özel önemi, Fener Evleri'nın kısmen de ofea ayaWaf kalabilen en eski ömeği olmasından ileri gelmekteydi. Haliç'in nasıl kurîanlacağı sorununu çözmeye çalışırken, bir tarafta, imalathane, depo ve benzeri insan sağlığına zarariıtesisdururk&n restore edilmesi kaçınılmaz olan bu yapıları buidozerlerin kepçesıne teslim etmek için üniversite mezunu mu olmak gerekiyor? Bilinçli kişilerin konuya sahip çıkmadığı sürece Haliç'in kurtarılması operasyonu, tarihî çevrenin yok edilmesi operasyonuna dönüşecektir." Dalan'ın yıktırma hevesi, Dolmabahçe Sarayı'nın yüksek duvarlannı yıktırma girişimiyle başladı. Sayın Başkan. bunu bir çeşit 'halkçılık' gösterisi saymış, o duvarların bir toplum döneminin simgesi olduğunu düşünememişti. Saray duvarlan aydın çevrelerin tepkisiyle kurtanldı. Umarız Haliç'te kalmış en son tarih mirasları da kurtarılır! Gülen Yamaner'ın bilinçli çıkışı bu umudu veriyor. Bu arada, Sayın Dalan bir başka alana el attı. İstanbul'un arapsaçı gidişgeliş düzensizliğini deniz taşımacılığıyla çözümlemek. Aslında olumlu bir konu: Bilgiyle ve gerekli ciddilikle ele alınırsa! Dalan, Pendik'ten İstanbul'a ve Boğaz'a bir çeşit deniz otobüsü, küçük vapurlar işleteceğim, diyor. Pendik, Kartal, Maltepe, Bostancı, Suadiye, Caddebostan. Kalamış, Moda, Kadıköy iskelelerinden kalkacak deniz otobüsleri, Yenikapı, Eminönü. Kabataş'a yolcu taşıyacak. Büyük yanılgı. Yukarıda adları yazılı semtlerin kıyı şeridinde oturan insanlar, bol gelirli ve birkaç otomobilli ailelerdir. Şehre inmek için deniz otobüsü beklemezler iskelelerde. Kıyı şeridıne paralel yollarda oturanlar ise, sayıları yüz binleri bulanlar, önlerinden geçen banlıyö trenini, otobüs ve minibüsü bırakıp da Dalan'tn hatırma kıyıya inmezler. Böylesi bir düşünce, tozpembe düşlerden öteye bir yanılgıdır. İstanbul'u hiç tanımamaktır. Dahası var. İstanbul'un ünlü lodos fırtınalan, yılın pek çok ayında oralarda vapur işletmeciliğini engeller. Adalar'a işleyen vapurların bordlannın yüksek ve büyük olması, denizi göğüslemek içindir. Dalan'm düşündüklerinın yanlış olduğunu soylemek, istanbul'da deniz yolu işletmeciliğinin yersizliğini soylemek anlamına gelmez. Çok gereklidir. Trafik kürsüsünün (Teknik Üniversite) bilgisine akıl danışmak, ülke ve istanbul gerçeklenne saygı göstermek koşuluyla. Hele o deniz otobüsleri gırişiminin yabancı işletmecilere verilmesini ileri sürmek, Cumhuriyet Türkiye'sinde bir kabotaj yasasının yürürlükte olduğunu bilmemek demektir. Kabotaj Yasası, Türkiye denizlerinde taşımacılığı Türk yurttaşlarına vermiştir. Yabancılar yapamaz. Teknik üniversite diplomalı sayın Dalan, her yıl 1 Temmuz günü Beşiktaş'ta Barbaros Anıtı alanında kutlanan Denizcilik Bayramı'nın anlamını hiç mi düşünmedi? İstanbul'un Başbelediye Başkanı Sayın Dalan çok dağılıyor. Bu arada, başkan seçilmeden bağlandığı özel girişımli ortaklıklar, danışmanlıklar da var. Seçildiği günlerde basına açıklama yaparken, özel işlerini bırakmayacağını, telefon görüşmeleriyle yürütebileceğini belirtmişti. Dahası var. Hürriyet'in 20 Ocak günlü sayısında çıkan 'İstanbul'a dev bir otel' yazısında, yirmi milyar Türk lirasına çıkacak otelin ortakları arasında Bedrettin Dalan'ın da bulunduğu ileri sürülüyor. Sayın Dalan'ın durumu zor. Ozel işleriyle kamu yararını nasıl ayırt edecek? Kolay çözümlenemeyecek bir sorun! AOubu 1001 TRT ve vasaklı kelimeler olarak adlandınlmıstır. Aynca bu vesileyle tçişleri Bakanhğının 24.3.1982 günlü ve 4105 sayılı genelgeleri hatırlatılarak cadde ve sokaklarda da bu tarz adlara rastlandığı taktirde, mahalli, tarihi ve milli değerleri olanlarla değistirilmesi istenmistir. NURETTİN TURAN USAK VALİSİ Bir okura Gazetenizin 29.11.1984 ve 10.12.1984 tarihli nüshlarımn 2. sayfasında yayımlanan "emekli maasım bağlanmadı" ve "Sosyal Sigortalar Kurumu neden cevap vermiyor" başlıklı yazılar incelenmiştir. Yazılarda konu edilen Selim Atikln Sosyal Sigortalar Kurumu 'na tabi hizmetleri SSK İstanbul thtiyaruk büvüK ekonomi Bulaşığınızda en büyük yardımcınız Pril, sizlere Bio Tursil'den indirim sağlıyor. Şimdi Pril etiketlerini indirim kuponu olarak kullanıp, Bio Tursil'i daha ucuza alacaksınız. Pril ekonomisinden nasıl yararlanacaksınız? LSatın aldığınız Pril şişesinin indirimli etiketini*tamamen çıkartın. 2. Etiketi kullandığınız boş Bio Tursil kutusunun önyüzüne yapıştırıp bakkalınıza verin. 3. Pril'in size sağladığı 50100150 TL'lık indirimden yararlanın. "Dikkat: Pril etiketleri çift katlıdır. Bıçak ucu ile birbirinden ayınp üst etiketi tamamen çıkarbnız. ş şimdi Pril'den Sigortası Bolge Müdürlüğü 'nün 1 Şubat 1984 ve 23.11.1984 tarihli yazılan ile T.C. Emekli Sandığı'na bildirilmiş olup, tahsis işlemlerinin adı geçen sandıkça yapılacağı anlaşılmıstır. İSMAÎL AŞÇIOĞLU ÇAL1ŞMA VE SOSYAL GÜVENL/K BAKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLtŞKlLER MÜSAVtRt Uşak ValisVnin açıklaması Gazetemizin 13.1.1985 gün ve 21689 sayısının 1 ve 11. sahifelerinde yayımlanan, "Uşak Vaüsi Emir Verdi: Şehirde Öztürkçe Isim Kalmasın" başhklı haberin başlığındaki "... Şehirde Öztürkçe İsim Kalmasın" ve metnindeki "Turan... öztürkçe adlarmın kaldırılmasını istedi" şeklindeki ifadeler kesinlikle gerçek dısıdır. Başlık ve haberin bu iki unsur dışındaki kısımları tarafımdan aynen ifade edihnis ve nedeni aşağıda belirtilmiştir. Üç yıl süre ile resmi belgelerde ve Uşak'ta "Atatürk tlkokuhı" olarak geçen ve bilinen, aynca Atatürk MahallesVnde bulunan bir okula mahatte sakinlerinin tepkisine rağmen hiçbir sebep gösterilmeksizin 25.10.1978 tarihinde "Banş" adının verilmesi manasız ve maksatlı olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle de "Bans" adı kaldırılarak okul 17.1.1985 tarihinde yeniden "Atatürk tlkokulu" Limoniu Pril ile ptnl ptni TER YETKİLİ REZ[RVASTQN Kartalkaya PerşembePazar 45.OOO.TL. 4 Gun 3 Gece B o k l ' K & T t a l Puar Perşembe 60.000TL. S Gun4Gece « K. D. V. OtOİ FAL YOzmetuvuzhı Diskotek Beşçayı Skilifüer Tam pansiyonKonaklama ve Rehberlik hizmetkri dahfl. ^^^^^^^^^^^^^^ \ Merlteı : BEŞİKTAŞ, Bafbvo* Bulvan 35 Ist. Tel: 161 10 74 161 82 26 Telex: 26105 oror tr. Vi Şube : KAOIKÖY, Allıyol, Sevimli S»ron« t$t Tel: 336 16 60 ^ ^ » ^ . » ^ ^ Pril, bir "TURYAĞ A.Ş" Izmir, ürünüdür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle