19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Aile baskısı, birbiri peşinden smavlar, karnedeki kınklar öğrencileri bunahma sürüklüyor. Bundan bir hafta önce Özel Kadıköy Kız Lisesi Fen Bölümü 2. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki trem Mehveş Sönmez de aynı nedenlerle yaşamına son vermişti... Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonim Şırketi adına Nadir Nadi, 0 Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Emine Uşaklıgil.Yazı Işlen Muduru: Oka> Gonensin. • Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar. TAKVİM 29 Ocak 1985 İmsak: 5.43 Günes: 7.11 Temsıtaler ANKARA: Yalçın Dogan. IZMIR: Hikmet Çetinkaya, ADANA Mehmet Mercan. 9 Servıs Şeflerı: Istanbul Haberlen: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı: Osman Ulagay, Kultur: Aydın Emeç, Ma gazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Vucelman, Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, İşSendika Şukran Ketenci. Burolar: • Ankara: Zıya Gokalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmir: Halit Zıya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecihk T.A.Ş. Turk Ocafcı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246İst Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Öğle: 12.22 İkindi: 14.59 Akşam: 17.23 Yatsı: 18.45 Kömürde Yaşamak FACİADAN BUGÜNE Yazı ve fotoğraflar: Deniz SomÜmit Kıvanç 1984 kasımında en kıdemli yeraltı işçisinin en fazla yevmiyesi brüt 2 bin 335 lira oldu. Bir ay yeraltında çalışmasının karşılığı brüt 70 bin 50 lira. Haftalık izin sadece bir gün. Sözleşmeden sonra işe girenlerin yevmiyesi bir kilo et fiyatı bile değil, bin 35 lira. Yani bir ay kazma sallamanın bedeli brüt 31 bin 50 lira. NATO Komutanı: Turkiye Yunanistan için tehdit oluşturmuyor NEW YORK (a.a.) Güney Avnıpa Müttefık Kuvvetleri Komutanı Amiral VVilliam Small, Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik bir tehdit oluşturduğunu sanmadığını soyledi. Napoli'deki karargâhında Newsweek dergisine bir demeç veren Amiral Small, ittifalcın günden güne daha modern hale geldiğini vurguladı, ancak Yunanistan'ın bazı NATO manevralanna katılmayışının ittifakın etkinliğini tam olarak göstermesini engellediğini söyledi. Amiral Small, N ATO'nun güney kanadının yıllardan beri ilk kez ittifak kuvvetlerinin modemleştirilmesi ve birliklerin egitimi açısından "en iyi durnmda" olduğunu belirtti. Hem Yunanistan'ın, hem de Türkiye'nin NATO'yu diğer tarafı desteklemekle suçladığını söyleyen Small, "Her iki ülkeyi de memnun etmek için adil tavnmızı muhafaza ediyoruz" dedi. Small, Akdeniz'deki Sovyet kuvvetlerinin son 20 yılda bir büyüme kaydetmediklerini ve SSCB'nin Akdeniz'de üs ve destek sıkıntısı çektiğini bildirdi. Small, "SSCB Akdeniz'de yeni limanlar bulmak için her zaman herekete geçebilir" dedi. Small, Sovyet gemileri ve uçaklannın düzenli olarak Libya litnanlarını ve havaalanlarını kullanmakta olduklarını, ancak bunlara Libya dışında askeri faaliyette bulunmalan için kolayhk sağlandığuıa dair bir işaret olmadığmı da sözlerine ekledi. I I zayıf için, canına kıydı I Ozel K»dH<6y Ku üsesı ajrencısı Irem Matıveş denlennın 1 kmk oiması üzenne. elekink fcabtosunu boynuna doOyarak. 'Karne intiharı' Dokuz zayıfı ^babasıyla y ilk kez tartıştı... Oysa Murat Yaşar, 3 yıl önce Adıyaman'dan gelmeden önce ne başarılı bir öğrenciydi! Ortaokulda okurken, "Doğu illeri matematik yarışması" birincisi bile olmuştu. Şimdiyse saati 6 bin lıradan ozel ders alıyordu başansındaki düşüşu onleyebilmek için.. Ve karnede getirilen 9 kırık.. Üstelik bunlann içinde beden eğitimi dersinin bile oluşu.. Murat'ın teyzesi, "Düşünün bir kere beden dersinden bile dört vermişler. Bu olacak şey m i ? " derken, Göztepe'deki evinin kapısını kapamasına yardımcı olan ve öğretmen olduğunu belınen bir bayan arkadaşı da "Suçun ögretmenlerde oldugunu, çocuklara çok fazla yıiklenildiğini" söyluyordu. Tarhan Lisesi'nin adını vermeyen müdür muavinlerinden biri de Murat Yaşar'ın "Genel olarak zayıf ögrencilerden biri" olduğunu vurgularken şöyle konuşuyordu: "Öğrendigimize göre babası) la tartışması yüzunden boyle bir işe kalkışmış. Üzücü bir ola\.." Aynı mudur muavini Murat'ın arkadaşlarıyla ilişkileri ve ruhsal durumu konusunda ise herhangi bir şey soylememeyi yeğliyordu. Dayısı Sefer Özsu, "Baba ve anne peygamber gibi insanlar. Bir dediğini iki etmiyorlar. Neden böyle yaptı. Bir tiirlü anlam veremiyorum" derken, şöyle ekliyordu Cerrahpaşa Hastanesi Acil Servisi'nin kapısı önünde: "Daha once gerçi bir iki kınk getiriyordu, ama sınıf ını doğrudan geçiyordu. Bu kez 9 kırık getirdi. Fazla bir şej söylenmedi. Ara sıra babasının arabasını izinsiz kullandığı için kiiçiik tartışmalar olu>ordu. O gün de tartışmışlar. Ama ö>le hakaret filan edilmemiş. Bence bu olayda ailenin bir sorumluluğu yok. Başka nedenler var mı, bilemiyorum.." Arkadaşları ise, sık sık yattığı yere uğrayıp Murat Yaşar'ın sağlık durumunu öğreniyorlar. Merakh, tedirgin bekliyorlar. "Yaşamayı seven, çok esprili coşkulu ve renkli kişilikli biriydi. Bu işi yapacak yapıda bir çocuk değildi" diyorlar. Ama Alp Giingör, "Günttmiiz en iyilerin günii. En iyi yerlere en iyi olabilenler gelebiliyor. Eğitim sistemi biryarış içinde geçiyor. İnsan sevdiği şeylerden bile bıluyor" derken, belki bir gerçeği dile getirivordu. Zonguldak'ın geleceği sendikaya göre karanhk^TTK'ya göre aycbnlık Genel Maden lşçileri Sendikası Genel Başkanı Mehmet Tezer, Ankara'ya gitmişti. Genel Sekreter Bahattin Gezer'le görüştük. Gezer, "Hükümet Zonguldak'ı gözden çıkardı. Havza'yı Türk ekonomisinin sırtında bir kambur gibi görüyorlar" dedi. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cemal Biiyiikbaş ile eski Devlet Bakanı İsmail Özdağlar, toplu iş sözleşmeleri göruşülürken bir ara sendikacılara Başbakan Turgul Özal'ın bir "değerlendirme"sini aktarmışlar: "23 bin kişi 40 milyon ton linyit çıkanyor, 40 bin kişi 2 milyon ton taşkömüni. Taşkömüriine bu kadar para baglamaktansa Amerika'dan ithal ederiz. Amerika'da bacaağzında tonu 70 dolar, nakliyesiyle birlikte bize 100 dolara gelir... " Sendikaalar, Başbakan Özal'ın Zonguldak'tan taşkomüru çıkarılmasma karşı olduğunu hem DPT'deki yıllarından. hem de Başbakan Yardımcılığı döneminden bildiklerini söyluyorlar. Sendika |983'ü "grizu faciası" ile geçirmiştı. 1984'ü ise "koordinasyon faciası" ile geride bırakmış. Bahattin Gezer anlattı: "Yüzde 30 artı 3 bin diyorlar, başka bir şe> demiyorlardı. Koordinasyon Kurulu'na değil gitmek, oradaki sıradan memuru bile aşamadık. Adam, dosyaya bakıp, bizim dedigimizi mi anlamıyorsunuz, yoksa biz mi anlatamıyoruz, diyerek dosyayı pat diye fırlatıp atıyordu..." 1984 temmuzunda başlayan toplu iş sozleşmesi görüşmeleri uyuşmazlığa da giderek 1984 kasımında tamamlandığı zaman "iş degerlendirme puanı"na gore yuzde 26 ile yuzde 44 arasında değişen oranlarda ucretlere zam yapıldı. Ama sonuçta işverenin kasasından yüzde 30 artı 3 binden fazlası cıkmadı. En kıdemli yeraltı işçisinin en fazla yevmiyesi brüt 2 bin 335 lira oldu. Bir ay yeraltında çalışmanın karşılığı brüt 70 bin 50 lira. Haftahk izin ise sadece bir gün. En az yevmiye bin 935 lira, yani aylık ucret brüt 58 bin 50 lira. Sözleşmeden sonra işe girenlerin yevmiyesi ise bir kilo et fiyatı bile değil; bin 35 lira ya da bir ay kazma sallamanın bedeli brut 31 bin 50 lira. Zonguldak'ta iki goz gecekondunun bulunabilirse kirası 15 bin lıradan başbyor. Bir kilo kıyma, bin bin 200 lira... İşçiye para verilmediği gibi, yıllardır havzaya yatınm da yapılmamış. Bahattin Gezer, "20 yddır bir tek çivi çakümadığı için iş güvenliği her geçen gün daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor" dedi. HABER YOK Altı aylık söıleşme farkmdan ve aralık ikramiyesinden henüz haber yok... ıo le elamayacaktık. Onun için imza ettim. Maden işçileri arkadaşlanm nziilmesinler. Bu sözleşme Tann yapısı degildir. Bir buçuk yıl sonra yeniden sözleşme masasına oturulacaktır." TTK Genel Müdurlüğü, Zonguldak'a hâkim bir tepede, görkemli bir binada calışıyor. Girişteki geniş salonda, büyük bir maket var. Yeraltı ve yerustü tesisleri ile bir maden havzası bu. Plastikten yapUmış işçiler siyaha boyanmış tahtalann arasında komur çıkanyor. Gunlerden cumartesi olmasına rağmen Genel Mudür Fuat Üçünciı, makam odasındaydı. Genel Mudur, sendikacılann çizdiği olumsuz tablonun aksine, doğal olarak şöyle dedi: "Bu yıl havzaya büyük bir yatınm planlıyoruz. S yıllık plana göre 72 milyar liralık dış kredi kullanmayı ve havzada modern teknoloji ile çalışmayı amaçlıyoruz." Havzaya 1952 yılmda 150 milyon dolar, 1967'de 17 milyon dolar ve 1972'de de 10 milyon dolar yatırım yapıldıktan sonra 1985'e kadar bir "çivi" bile çakılmamış. Şimdi bir değil, birkaç "çivi" çakılacak gibi. Kömürün kazılmasından, nakledilmesine, yıkanmasına, ocak içi emniyetine kadar bir dizi proje var. Geriye bir tek " ş e y " kalıyor. O da " p a r a . " Genel Müdür Fuat Üçüncü'nün söylediğine göre, bu yıl projelerin uygulanmasına başlanacak. Ya da sendikacılann söylediğine gore havza iyice gözden çıkanlacak. Genel Müdür, işçilerin yeterli ücret zammıru alamadıklan şeklindeki görüşlere de katılmıyor. Üçüncü'ye göre, primi ile birlikte yeraltında çalışan bir işçinin eline 100 bin liradan fazla para geçiyor. Ozetle, sendikaya göre Zonguldak ve havalisinin geleceği karanlık, TTK'ya göre aydınük. Oaha önce yayımlanan "teknik" konulan da içeren Genel Mudur'le göruşmemiz, Yönetim Kurulu toplanusı nedeniyle fazla uzun surmedi. * * * "Kömürde Yaşamak" böylece bitiyor. Komurde yaşayanlar ise oylece çahşmaya devam ediyor. Bir de TTK'dan sorumlu Devlet Bakanı Ahmet Karaevli'nin söyledikleri var. Yazı dizisinin başladığı günlerde, bizim ocağa inmemize ilişkin göruşünü soran Ankara büromuzdan arkadaşlara söyledikleri: " Ç o k kızdım bu işe." • * * Ocağa inenlere "selametle", çıkanlara "geçmiş olsun."... Kendini 3. kat camından atan Murat Yaşar için arkadaşları, "O yaşamayı seven biriydi" diyorlar. "Çok esprili ve renkli kişiliği vardı." Dayısı ise "babası ve annesi peygamber gibi insanlar" diyor. İstanbul Haber Servisi Murat Yaşar, önceki akşam oturdukları dairenin salon penceresine doğru koştu ve camları kırarak 3. kattan aşağıya atladı. On metre aşağıdaki beton zeminde ölumü kucaklamaku amacı. Ancak üstuste gelen talihsizliklerin yol açtığı ölum düşüşü, sol kolunda, topuğunda kınklar ve kafasında ezilmelerle sonuçlandı. Arkadaşlarının deyişiyle "Yaşamayı seven, çok esprili, coşkulu ve renkli kişilikli" Tarhan Lisesi 3. sınıf öğrencisi niçin koşmuştu ölüme? Oysa teyzesinin ve dayısının anlattığına göre. "Mutlu, huzurlu bir aile ortamında, peygamber gibi bir anne ve babaya" sahipti. Arkadaşı Alp Giıngor, "Güniimiiz, en iyilerin giinu. En iyi yerlere, en iyi olabilenler gelebiliyor" derken, Murat'ın da bu göruşlerıni paylaştığını belirtiyor ve bunun kanıtı olarak durmaksızın özel dersler almasını gösteriyordu. Ama yine de karnesinde 9 kırığın yer almasını önleyememişti bu. Özel dersler, hafta sonları ozel dershanelerde universiteye hazırhk kursları, sınavlar, odevler, her yıl birinci karnede birkaç zayıf getirilse de sınıfın doğrudan geçıliyor olması, ailenin yoğun ilgisi, dişçilik fakültesinde okuyan başarılı bir kızkardeş.. Öte yanda 17 yaşın tum coşkusu. Cuma gunü karne aldı Murat Yaşar. Ancak 9 zayıfı vardı. "Çok kötü" dedi ve o akşam e\e gidemedi. Bir arkadaşının evinden aradılar ailesini ve durumu haber verdiler. Beklediğinin aksine normal karşılandı ailesince. Ancak okula devamsızlığı nedeniyle eleştirildi. Yine de ertesı akşam saat 10.30'da oldukça neşeli ayrıldı arkadaşlarından. Ancak bu tek tek talihsiz rastlantılan ertesi gün başkaları izledi. Pazar sabahı 05.00'de kalktı \e kimseye duyurmadan aldı babasının arabasını. Bir arkadasıyla buluştu ve dolaştılar bir süre; ancak tam dönecekken kuçük bir kaza geçirdiler ve çarptılar arabayı. Akşamına dersaneden çıkışta babası karşıladı Murat'ı ve arabaya davet ettiği bir arkadaşına, " B i z M u r a t ' l a özel şeyler konuşacağız" dedı. Ve baba, çocuk hastalıkları uzmanı Hasan Yaşar, oğluyla o akşam ilk kez tartıştı. Sonrasını ise biliyoruz. 'KKTC seçimi' bugün Kıırııcu Mecli§te görüştilüyor tZZET RIZA YALIN LEFKOŞE KKTC'deki genel seçimlerin 23 haziranda yapılması yönünde alınan kararla ilgili olarak haarlanan resmi yazı, Kurucu Meclisin bugünkü birleşiminde Kurucu Meclis Başkanlığı'na sunulacak.. Kararla ilgili "resmi yazı" hazırlanarak Başbakan Nejat Konuk'a sunuldu. KKTC Başsavcıhğı'nın yasal yönden olumlu görüş belirttiği seçimler konusuyla ilgili yazı bugün Meclise sunulduktan sonra Hukuk Komitesi'ne iletilecek. Genel Kurul'un, bunu onaması için, 36 kabul oyu yeterli sayıhyor. Mecliste, yetmiş üye bulunuyor. "17 Ocak 1985 zirvesindeki paketin reddedilmesi üzerine yeni bir paketin hazırlanmasına kadar Kıbns Türkleri'nin kendi demokratik sistemlerinin gerektirdiği faaliyetleri durdurmayacaklannı" belirten Cumhurbaşkanı Denktaş, "Kıbns konusunda yeni bir girişimin yapılmasını beklemenin hazırlık ve yetki gerektirdigine" dikkati çekerek, "Halka gitmeden yeni bir diyaloga giremem. Benim görüşümle halkımın gorüşu bu ise, bizi kimse, zorla hazırlıksız görüşme masasına götüremez." dedi. "Bu basit gerçeğin BM Genel Sekreteri'nin girişimlerini torpillemek şeklinde yorumlamanın iyi niyetle bağdaştırılamıyncagına" işaret ederek, "Altmış birinci doğum yıldönumünü kutiarken görüşmelere, hazırlıklı ve yeni bir ruhla halkımızdan güç alınarak gidilmelidir, diyoruz. Hür dunya, iyi niyetli dostlar ve genel sekreterin, bunu anlayışla karşılayacağından eminiz" şeklinde konuştu. DERT ÇOK Hem de hayattaki tek servet olarak.» Turkiye Taşkömürü Kurumu'nda toplam 38 bin 88 kişi çalışıyor. Bunlann 23 bin 468'i yeraltında. 1984 yılında ocaklardan taş, toprak ve taşkomüru olarak 7 milyon 104 bin ton " t ü \ o n a n " çıkanlmış. Bunun 3 milyon 630 bin tonu satılabilir taşkomüru. Randıman yarı yanya. Yatırım yapılmadığı için işçi boşuna kazma sallıyor. Toplu iş sozleşmesi görüşmeleri sırasında sendika ile işveren arasında atılan köprüler henuz yeniden kurulmuş değil. işveren de bir yerde haklı sa>ıhr. Maden işçisinin grev yapması söz konusu değil. Sendika, işverenin kasasında duran 40 milyon lıralık işçi aidatını mahkeme karan ile bile alamaz, çünkü devlet malı haczedilemiyor. Temmuz 1984'ten bu yana birikmiş sözlesme farklarını ödemesi için bir acelesi de yok. îşçilerin aralık ikramiyelerinin aralık ayında ödeneceğine daır Resmi Gazete'de kararname çıkmış olsa bile bunun da acelesi yok... Genel Başkan Mehmet Tezer, Ankara'daydı, ama GMİS'nın "Toplu iş sözleşmemiz hayırlı olsun" manşetli gazetesi masanın üstundeydi. Gazetede Mehmet Tezer'in de bir yazısı vardı: "Halen sorumluluk taşıyan insan ve bir sendika başkanı olarak yine soruyorum: Zonguldak kömür havzasında üretim niçin düşüyor? Turkiye Taşkömürü Kurumu neden zara ediyor? Bunun sorumluları, kendilerine devlet kasasından milvarlarca lira odenen, uretimin çok pahalıya mal olmasına sebep olan işveren vekilleridir. Üretim araç ve gereçlerinden yoksun olarak çalışan ve ücretleri artan fiyatlann çok gerisinde kalan maden işçisinin bunda bir sorumluluğu yoktur. Bütun yetkililere bugunün şartlan ile böyle bir sözleşme yapılamayacagını anlattığım halde, söz geçiremedim ve imza etmek mecburiyetinde kaldım. İmza etmeseydim, durum Yüksek Hakem Kurulu'na gidecek, belki de bugün elde ettiğimiz hakları bi BtTTt ILO'NUN TURKİYE DEKİ OCAKLARA İLİŞKCS RAPORU Yaralannıaların önemli bir kısmı asit yanıklarına bağlı Uluslararası Çalışma Orgutu'nun (1LO) Türkiye'deki maden ocaklarına ilişkin "gizli" raporunda, ocaklardaki eksiklikler, aksaklıklar ihtiyatlı bir dille sayılıp dökülüyor. 1983 yılı içinde Türkiye'ye gelerek ocaklarda incelemeler yapan, ilgili pek çok kişiyle temaslar yürüten ILO ozel gorevlisinin gozlem ve tespitlerine dayanılarak hazırlanan rapor, "Kömür Ocaklarında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği" başlığını taşıyor. ILO raporunun girişinde, kuruluşun ozel gorevlisinin Türkiye'ye geliş amaçlanndan ikisi şöyle ifade edilmiş: " . . . Maden kazalannda riski azallma amacına yönelik koruyucu onlemleri geliştirmek için teknoloji, rnevzuat ve denetîm ile mesleki eğitim işlemlerinin ne şekilde geliştirileceğini belirlemek amacıyla Türkiye'de en az bir maden ocağında inceleme yapmak... Yıirurlukteki mevzuatı degerlendirmek ve Maden İşletmelerinde Alınacak Emniyet Tedbirleri Hakkında Ni/amname'nin geçerli uluslararası standarllara uygun olarak ve özellikle de yeraltındaki patlamaları onleme konusuna önem verilerek değiştirilmesine yardımcı olmak..." Zonguldak havzasında, 1983 mart faciasının meydana geldiği Kandilli dahil üç ocakta incelemeler yapan ILO gorevlisinin tespitlerine gore, " . . . maden ocaklarından bazıları, uzun süredir işletiliyor olmalarının >e fay oluşumlarının çokluğu ile bozuk jeolojik koşullardan kaynaklanan güçlüklerin yarattıgı özel sorunlarla karşı karşıya." Raporda, yeraltındaki emniyeti ilgılendiren çeşıtlı konularda saptanan eksiklikler şoyle belirtiliyor: • Grizulu ocaklarda aleve dayanıklılık açısından güvenilirliği kuşkulu teçhizatın bulundurulması, muhtemel bir tehlike oluşturmaktadır. Gerekli teçhizatın ithal edilebilmesi ya da doğru bir biçimde korunabilmesini sağlayacak olanakların yaratılması için her türlü çaba gösterilmelidir. • Yaıalanmalann onemli bir kısmınm asit yanıklarına bağlandığı ve bunlann sayısının her geçen yıl daha da arttığı gorüldü. Yeraltında çalışan madencilerce kullanılan lambalann akü muhafazalarının kalitesiz olması, bu tür kazaların başlıca nederu. • Komur tozlu bir ortam nedeniyle patlamalann yayılma tehlikesine fazla onem verilmediği ortaya çıktı. Bununla birlikte, son zamanlarda yaşanan bir patlamada, komur tozunun da etkili olmuş olabileceği yolunda bazı işaretler var. Biriken komur tozlarının surekli olarak temizlenmesi ya da etkisiz hale getırilmesinde daha yüksek standartlara gereksınım duyulduğu vurgulandı. • Kızışma, ya da kendiliğinden yanması, incelenen maden ocaklarında bildirilen temel sorunlardan biridir. Çıkanlan komurun niteliği ve guç jeolojik koşullar nedeniyle grizu patlamalannm temel nedeni olduğu soylenen bu olaylar ozel dikkat isteyen bir unsuru oluşturmaktadır. • Temiz madeneılık yapabilmek için her türlu çabayı harcamanın yani sira, bu tehlıkenin varolduğu alanlarda rambleli çalışma sisteminin uygulanması düşunülmelidir. • Gezilen her madendeki kıdemli mühendisler ile işverenlerin (TISK) ve uç sendikal grubun temsilcilerinin tumu, eğitim yetersizliğinin, Turkiye'deki kömür madenlerinde iş kazası oranının yüksek olmasının başlıca nedeni olduğunu vurguladılar. • Türkiye'de madenlerde iş güvenliğine ilişkin yeni tuzuğe, tüm maden işçilerine özel maske verilmesini zorunlu kılan bir hukum eklenmesi... (Arkası U. Sayfada) insan Hakları Komisyonu Türkiye'yi denetliyor ANKARA, (Cumhuriyet Bnrosu) Danimarka, Fransa, Hollanda, Norveç ve Isveç'in Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na Turkiye aleyhindeki başvurularına ilişkin olarak, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'ndan bir heyet önceki gün Türkiye'ye geldi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre heyet, "Türkiye'nin Avnıpa İnsan Haklan Sözleşmesi'nden doğan yükümlülüklerine dair mevcut durum hakkında Uk elden bilgi derleyecek." Heyet 2 şubat tarihine kadar Türkiye'de kalacak. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nca 6 Aralık 1983'te kabul edilen Danimarka, Fransa, Hollanda, Norveç ve İsveç'in Turkiye aleyhine başvuruları ardından, Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 28 (b) maddesine göre Türkiye'ye gelen İnsan Hakları Heyeti'nde, parlamenterler, hukukçular, oğretim üyeleri, gazeteciler, sendikacılar, hukümet üyeleri ve kamu görevlileri bulunuyor. GAZ MASKESt Avrupa'da maden işçisi ocağa ferdigaz maskesi olmadan inmiyor. Bizde ise içinde yiyecek bulunan naylon torbası olmadan...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle