13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TURK • ABD IUŞKILERI Dişişleri Bakanı Vahit Halefoğlu başkanhğındaki Türk heyetinin, ABD'deki temasları sırasmda Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri ile olanaklar ölçüsünde "tek tek" görüşme yapacakları belirtiliyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Turgut Özal Hükümeti'nin ABD yönetimine Türkiye ile ilgıli olumsuz kararlarla ilgili olarak 6 kasımda yapılacak seçimlerin sonrası için verdigi süre, ABD Anayasası'na göre fiilen yeni yılın ocak ayı ortalanna kadar uzuyor. Amerikan Kongresi'nin iç tüzük kurallarına göre, seçimlerden sonra "Topal Ördek Oturumu Lame Sahıbi: Cumhuriyel Matbaacıiık ve Gazelecilik TünrAnonım Şirkeli adına Nadir Nadi, # Genel Vayın Müdüru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Emine Uşaklıgil, Yazı Işleri Muduru: Oka> Gonensin, • Haber Merkezi Muduru: Yalcm Bayer, Sa>fa Duzeni V'onecmenı: Ali Acar. TAKVİM 21 Eylül 1984 Imsak: 5.17 Guneş: 6.43 Temsi/ciler: ANKARA: Yalçın Doğan, İZMIR: Hıkmel Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servis Şeflerı: İstanbul Haberlen: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman L'laga), Kultur A\dın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucelman, Du^elınıc: Refik Durbaş, Araşnrma' Şahin Alpay, IşSendika: Şukran Kelenci. Ikındi: 16.28 Akşam: 19.11 Yatsı: 20.32 Burolur: # Ankara: Ziya Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmir: Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3. Tel: 1455019731 • Basun \e Yayan: Çumhuri)el Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk OcaSı Cad. 39 41, Cağaloğlu, Isl PK 246lst Tel: 5209703 Telev 22246 "" Öğle: 13.02 Halefoğlu'nun "ikna heyeti" bugün New York'a gidiyor Duck Session" adı verilen görüşmelerde, kongre üyeleri, secimi kaybetmiş olsalar bile biraraya gelerek herhangi bir kararı yasalaştırabiliyorlar. Bugün New York'a hareket edecek olan Dişişleri Bakanı Vahit Halefoğlu başkanhğındaki Türk heyetinin ABD'deki temaslan sırasında Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri ile olanaklar ölçüsünde "tek tek" görüşme yapacakları belirtiliyor. Dişişleri Bakanlığı yetkilileri Amerikan Kongresi'nde Türkiye aleyhine yaraülan kötü havanın Kongre'nin seçimler için tatile gireceği 4 ekimde ortadan kalkmayacağı görüşündeler. Bu tarihten seçimin yapılacağı 6 kasıma kadar da seçim propagandası olarak sürdürulebilecek. Bu "kampanya"run, seçimlerden sonra yeniden Kongre içine taşınabileceği düşüncesindeler. Bu durumda, henüz Senato Genel Kurulu'na gelmemiş olan, Türkiye açısından olumsuz kararlann seçimlerden sonraki 22.5 aylık süre içinde de görüşülüp kesinleştirilmeleri mümkün. Ankara'daki ABD Büyükelçiliği yetkilileri yönetimin Kongre'deki kararların "kadük" olması için şu ana kadar harcadığı çabalann "umut verici" olduğunu ve söz konusu kararların muhakkak surette önleneceğini belirtirlerken, Dişişleri Bakanlığı yetkilileri, konunun Türkiye için bir "bekle gör" politikası konusu olmadığını, ABD'de de başta Washington Büyükelçliği olmak üzere, Türkiye'nin Kongre nezdinde aktif girişimler yürüttüğünü ve yüriiteceğini ifade ediyorlar. Dişişleri Bakanı Halefoğlu'nun yaklaşık iki hafta sürecek ABD gezisi sırasında özellikle New York Dış Politika Enstitüsü'nde Türk dış politikası üzerine yapacağı konuşmayı izlemek üzere çok sayıda Kongre üyesinin gelmesinin beklendıği ifade ediliyor. Türk heyetinin burada Kongre üyeleri ile yakından görüşmeler yapma olanağı bulacaklan belirtiliyor. Halefoğlu başkanhğındaki heyete, çok taraflı ilişkiler Genel Müdür Yarduncısı Oktay Aksoy, Siyaşet Planlama Dairesi Başkanı Ömer Ersun, Enformasyon Genel Müdürvekili Yalım Eralp, Kıbrıs Yunan Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Tugay Uluçevik ve Dişişleri Bakanlığı Özel Müşaviri Oktay Giindem bulunuyor. Türkİş 1. Bölge Temsilcisi Topkar görevden alındı İSTANBUL, (UBA) Türklş 1. Bolge Temsilcisi Ismail Topkar dün görevinden alındı. Topkar'ın yerine Danışma Meclisi eski üyesi ve Teksif Sendikası Genel Sekreterlerinden Vahap Güvenç getirildi. Türklş 1. Bölge TemsilciliğTne gelen, Türklş Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Balaban, önce İsmail Topkar'la gorüştü, daha sonra, Vahap Güvenç de toplantıya katılarak görüşme üçlü olarak surdürüldü. Görüşmeden sonra kısa bir açıklama yapan Balaban, teşkilat içinde seçimle işbaşında olanların var oiduğu gibi, atama yolu ile de görev yapanların bulunduğunu belirterek, Topkar'ın değiştirilmesini uygun gördüklerini söyledi. Görevden alınan İsmail Topkar ise, "Fazla açıklama yapmak islemedigini, konunun 25 e>lüldeki Türkİş Başkanlar Kurulu toplantısında ele SABAHIS' ÜÇÜ TfSK ile TeksiJ arasında 80 işçiyi Ugilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin öncekigece yapılan 9 saatlik son raun alınacagım" belirtmekle yetindi. dunda da bir sonuç sağlanamazken, TİSK Genel Başkanı Halit Narin yine de neşeli görünüyordu. Narin, sabaha karşı 03.30'da sendika Türkİş 1. Bölge Temsilciliği'merkezinden yanında Talha Altınbaşak (sağda) olduğu halde aynbrken, espri üzerine espri yapıyordı. (Fotoğraf: CUMHURİYET) ne atanan DM eski üyesi Vahap Güvenç ise, göreve başladıfını bildirerek, üretimi ve geliri arttıncı biçimde çalışacağını ifade etti. Altızlann yaşayan dördünün şansı açıldı Sağlık durumlan iyiye giden 7 aylık dört bebeğe, İzmir Belediye Başkanı da sahip çıkacaklarmı söyledi. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bii nun 1.5 yıldır da kısırlık tedavirosu) Kısırlık tedavisi görür si gördüğünü belirten Tolgay ken altız doğuran kadının hayat özel kuvöze konulan bebeklerin ta kalan 4 bebeğinden biri yoğun özel bakım istediğine işaret edebakıma alındı. Bu arada Ana rek, "Çocuklann en az kendilekent Belediye Başkanı Burhan rine gelinceye dek özel bakımda Özfatura çocuklara sahip çıka tutulmalan gerekiyor. Bu da bir hayli masraflı bir işlern" dedi. caklanru söyledi. Kısırhk tedavisi gören bir kaBu arada dün Akif ve Asudının bir batında altız doğurma man Mencu'yu hastanede ziyasını "tıp tarihinde ender rastla ret eden Anakent Belediye Başnan bir olay" olarak niteleyen kanı Burhan özfatura, "Çocukdoktorlar, yapılan kontrollerde lara sahip çıkacağız" dedi. hayatta kalan 4 bebekten üçünün sağlık durumunun iyiye git Türkiye'de ilk kez bir batında altiğini söylediler. Doğumu ger tız doğduğunu belirten özfatuçekleştiren Prof. Dr. Sedat Tol ra, "Kentimizde böyiesi bir olay gay, bebeklerden üçünün anne meydana gelmesi bizi sevindirsinin yanında olduğunu ve sağ miştir. Hayatta kalan çocuklann lıklarının iyi olduğunu söyledi. yaşayabilmesi için gereken her Çocuk Hastanesi'ne nakledilen türlü yardım yapılacaktır. Belebebek ile ilgili olarak da "900 diye olarak çocuklara sahip çıgram doğdu. Erken dogumun da kacağız" biçiminde konuştu. etkisi var. Bu nedenie bebegi yoDört bebekten üçü, yasamsai gun bakıma aldık" dedi. Mani tehlikeyi atlattı ve kuvözden çısalı çiftçi Akif Mencu ile eşi Asu karıldı. Bebeklere Mehmet, Osman mencu'nun 7 yıldır evli ol man, Tolga ve Nihan adları konduklannı ve Asuman Mencu' du. KİLİTLENEN SÖZLEŞMELERDE SON DURUM Teksifte uzlaşmaya doğru Tekstil işverenleri ile Teksif Sendikası arasında 80 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde taraflar arasında temel konularda anlaşma sağlandı. Zonguldak'ta Madentş'le Türkiye Kömür İşletmeleri arasında sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkîa sonuçlandı. tşSendika Servisi Tekstil tşverenleri ile Teksif Sendikası arasında 80 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma konusunda önemli yaklaşımlar sağlandı. Ankara'daki Türkiye Kömür İşletmeleri ile Zonguldak Genel Madenlş Sendikası'nın yaklaşık iki aydır süren toplu iş sözleşme görüşmeleri ise "uyuşmazlıkîa" sonuçlandı. Yaklaşık 80 bin işçiyi kapsayan Tekstil tşveren Sendikası ile Teksif arasındaki uyuşmazlıkîa kesilen görüşmeler önceki gece iki taraf ve aynı zamanda TISK Türklş Genel Başkanlan Halit Narin ile Şevket Yümazın bir araya gelmeleriyle yeniden başladı. Önceki gece saat 18'de Tekstil İşverenleri Sendikası'nın Akaretler'deki binasında bir araya gelen Narin'le Yılmaz saat 03.30'a kadar 9.5 saat süren bir görüşme yaptılar. Elektriklerin kesilmesi ile yarım saat mum ışığında ve biraz da "romantik" bir havada devam eden görüşmeden yine de bir "sonuç" çıkmadı. tki başkan sabaha karşı toplantıdan çıkarken, işçilerin başkanı konuşmak istemedi. Işverenlerin başkanı ise oldukça neşeliydi. Narin, "Cumhuriyel" muhabirine önce şöyie dedi: "Benim bugün gelecegimi hemen hemen kinıse bümiyordu. Hatta bizim çevremizdekiler dahi. Siz nereden ögrendiniz?" Sonra da, "Toplantı devam ediyor diye yaz" dedi ve şöyle konuştu: "Biz şu anda anlayacağın flört ediyoruz. Flörtte iımil ettiğin olmaz. Ama hiç ümit etmediğinden çok memnun kahrsın. 3 çocuğunu göremeyen şarkıcı intihar etti KÜTAHYA (THA) Türk Sanat Müziği şarkıcısı Songül Soner çocuklannın hasretine dayanamayarak intihar etti. Yetkililerden alınan bilgiye göre 3 çocuk annesi olan Songül Soner, gazino programmı bitirdikten sonra kaldığı otele döndü. Saat 03.30 sıralannda otelin ikinci kat penceresinden atlayan genç şarkıcı otel personeli tarafından Kütahya Devlet Hastanesine kaldınldi. Burada yapılan müdahaleye rağmen 27 yaşındaki şarkı cı kurtanlamadı. Songül Soner'in olay gecesi oldukça alkollü olduğunu belirten gazınodaki arkadaşları ise şunları söylediler: "Songül eşinden 11 yıl önce aynlmıştı. Sık sık 3 çocuğunu gönnesine izin vermedikleriaden yakınır, "artık yaşamasının bir anlamı kalmadığını söylerdi. Çocuktannı çok özlüyordu. Onlann hasretine artık dayanamadıgını söyleyerek surekli gözjuşı döküyordu." Ama sonuç alacafız. SonuçlanBazı maddelerde anlaştık. Uyuşdırmak için oturduk. Türkiye'mazlıgın çözümu için ugraşıyode işçinin menfaati ve çıkarlan ruz. Taraflar paraf etmeden bir kadar, işverenin menfaati de ülşey söyleyemem. 28 temel hüke çıkarlan için önemlidir." küm vardı, 18'inde anlaştık, 10 Yılmaz ise bir açıklama yaptanesi dunıyor. Büyük derelermadı ve Narin'e "iyi sabahlar" den gectik, küçük dereler kaldı, dileyip ayrıldı. biraz yaklaşım var " dedi. Dün saat 19'da başlayan göGörüşmeierin daha başmda, rüşmeler ise geç saatlere kadar lşverenler Sendikası'ndaki videsürdü. Toplantıya girerken, Na odan film seyretmek için bir görin şöyle konuştu: revli kaset almaya gönderildi. "Epeyce yol aldık. Başlangıçta ekiplerden biri işi >okuşa su TKt'DE UYUŞMAZLIK Zonguldak Madenlş Sendirer, sonra anlaşırlar. Prensipleri hallettik. Maddeler ise. teknik kası ile Türkiye Kömür İşletmeekiplerin işi. Ben madde faJan leri arasında yaklaşık iki aydan anlamam. Prensip olarak anlaş bu yana sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkîa soma oldu. Atı sağlam kazıga bagladık. nuçlandı. Bundan sonraki aşamalarda Zonguldak Madenlş SendiŞevket başkanın katı tutumu söz kası Genel Sekreteri Bahattin konusu olmazsa, görüşmeler Gezer THA'ya yaptığı açıklamaolumlu sonuçlanır, çünkü o da da, işverenin ağır şartlarda çalıtaviz verdi, ben de verdim. Men şan 40 bin maden işçisine "yüzfaatlerimiz ortaktır." de 20 artı 2 bin lira" ücret artışı Türklş Genel Başkanı Şevket Önerdiğini söyledi. Maden işçisiYılmaz, "Halit beyin seyahati nin yararına bir sonuç alınamavar. Mısır ve Londra'ya gidecek dığı için işverenle uyuşmazlık ler. Bizim toplu iş sözleşmemiz zaptı imzalandığmı ifade eden 1.9.1984'ten geçerli olmak iize Gezer, Koordinasyon Kurulu'nun redir. Dün akşam oturduk, hiç aldjğı ilke karannın toplu sözleşbir şey yapmadık. Temel hü me görüşmelerini etkilediğini kümlerde uyuşmazlıklar oldu. belirtti. Servis otosu ile işçi minibüsü çarpıştı: 5 ölü EDİRNE (Cumhuriyet) Edirneİstanbul karayolunun 6. kilometresinde dun sabaha karşı meydana gelen trafik kazasmda 5 kişi öldü, 15 kişi yaralandı.Kaza, yurt dışından izinli olarak gelen ve iznini geçirdikten sonra tekrar çalışmakta oiduğu Almanya'ya dönmek üzere Eskişehir'den yola çıkan Gazi Deveci yönetimindeki LESW471 plakalı minibüs ile Behçet Arslaner yönetimindeki bir tekstil fabrikasına ait işçi servisi minibüsünün çarpışması sonucu meydana geldi. Kazada Alman plakalı minibüste bulunan Gazi Deveci, Ayşe Deveci, Aliye Deveci, Emine Ankara ile 22 DZ 261 plakalı servis minibüsünde bulunan Ali Yassıtepe oldu, 14 kişi de yaralandı. Yarahlar, Mustafa Ankara, Makbule Ankara, Ömer Deveci, Ali Durmaz, Leyla Tuna, Şengül Kuru, Muzaffer tşanlar, Nebiye Tunalı, Neşe Vanş, Maiımut Gülsen, Şaban Şahin, Orhan Yaman, Meryem Yaman, Zeki Özkalaycı, Saip Yeni Edirne'de tedavi altına alındılar. BRUKSEEden HADİ ULUENGİN BEYRUT AYNASEVDA ORTADOGU '84 Şehirden Çizgi Romana... Caddei Kebir'den Burgaz'a, İstanbul, Sait Faik^en sorulur. Aragon Paris'in köylüsüdür, Samsa Prag'ın yalnız ve hüzünlü hamamböceği. Joyce'suz Dublin'de Liffey, Nagai'siz Tokyo'da Sumida, Böll'süz Köln'de Ren, aynı köprülerin altında akmaz. New York Woody Allerfm merceğinde saydamdır. Tsirkas Kudüs'ün avlularındaki çeşmeden akar. İblis Bulgakov ile Moskova'da buluşur. Ümmü Gü.'süm Kahire'yi ağlar, Chopin Varşova'yı. Kentler, sanatçılann yaratıcılığı ile bütünleştiği ölçüde aynı şehirler olmaktan çıkıyorlar. Yeni bir boyut kazanıyorlar. Bu boyut, nesnel mekân kavramının dışında, soyut, hatta bilinç ötesi bir çağrışım yaratıyor. Kentler bir anlamda sanatçının simgesi, sanatçı kentin uzantısı oluyor. Brüksel, işte son ytrmi beş yılda mimari açıdan canına en çok okunan, kimliğini en çok yitiren Batı Avrupa kentlerinden biri. Ortak Pazar'ından çok uluslu bankalarına kadar bir alay şirketin sağa sola serpiştirilmiş çirkin ve zevksiz gökdelenleri, hiç durmadan yer altına girip çıkan tünelleriyle otomobil uygarlığının damgasını taşıyan kent. Büroların boşalma saatinden sonra çöle dönüşen caddeıer Havaalanında, istasyonda inen yolcuya kişiliksizliğin erdemini savunan şehir. Ama bu, görünenin bir yanı. Görünmeyen yanı ne Brüksel: in? Kim bu kentin sanatçısı, sanatı? Öteki boyutu? Magrittg nin tablolarındaki hiç bitmeyen ve duru perspektifler mi? Delvaux"nun, peronlarda çıplak dolaşan, gerçek mi gerçeküstü mü olduğuna pek karar verilemeyen büyülü büyücü kadınları mı? Mertens'in, kahvelerde, sokaklarda, başka kentlerin başka kahveletini, başka sokaklarını arayan bunalmış taşra aydınlan mı? Herhafde bunfarın hepsi. Ama bence Brüksel en çok çizgiromanın şehri. "Terrten"\r\, "Fındık"\n, "Patavatsız Gastorf'un şehri. Çağdaş çizgiromanın yaratıcısı belki en büyük ustası Georges RĞmy'nm, namı diğer Hargö'nin her fırça darbesinde bu kent var. Kaptan Haddock'un kapısını çaldıgı bu ev biraz ötedeki caddede degil mi? Franguinln burnundan ateş soluyan patronu dün de bana yolda omuz vurup geçmedi mi? Çizgiroman. İşte Brüksel ile özdeşleşen sanat. Kentin öteki boyutu. Kenti evrenselleştiren küçük kahramanların büyük üstatları. Yeryüzünün hemen hemen bütün dillerine çevrilmiş, milyonlarca basılmış aibümler. İlkokul çağlarında başka, büyüyünce başka okunan metinler, başka bakılan resimler. Hiç çıkmadan yapılmış yolculuklar. Kentli kültürünün yeni edebiyatı çizgiroman Brüksel'in simgesi. Biz çizgiroman okuyor muyuz? Corto Mattese ile, Güney Çin Denizinden Sibirya'yı aşıp Venedik'teki delhize girerken biraz ürperiyor muyuz? Martin Veyron cinsellikte uyumu ararken sevgilimizle nasıl öpüştüğümüz hakkında düşünüyor muyuz? Kaç çağdaş çizgiroman Türkçeye uyarlanıp yayınlandı? Kaç ressam, kaç senaryo yazarı bizi Karaköy'den Osmanbey'e yürüttü. Hangisi Ağrı Dağı'nda Nuh'un Gemisini buldurttu? Arabesk fotoromanlar gazete sayfalannı doldurup ucuz düşlerin olayından görüntülerken, çizerleri, karikatürcüleri hiç de yabana atılmayacak bir ülkeye düşlerin ufkunu genışleten çizgiroman ne zaman gelecek? Ne zaman Dedektif Osman köprüde Orhan Veli'nin yolunu kesecek? Ne zaman Beyoğlu'nun dar sokaklarında Sait Faik "Yosma Gülsüm"ün peşine takılacak? Ne zaman "Robot Murat" 2500 yılında Erdek'ten füzeye binip 20 dakika sonra kendini Merih'te bulacak? Kent kültürünün köy kültürüne gaiebe çalması, kentliliğin köyıülüğe şamar indirmesı, hünkarbeğendinin lahmacunu dışlaması, UM Cemal Erkin'in ibrahim TatHsesr\n sesini acı sese çevirmesi biraz çizgiromanın karelerinden geçiyor. Ortadoğu'da dananın kuyruğunun kopması, paııııık ipliğine bağlı Tüm bölgeyi kasıp kavuracak gelişmeler, herhangi bir ülkenin iç durumundaki değişiklikle kolayca harekete geçebilecek nitelikte. Suriye'yi atlayarak Ortadoğu'da nüfuz sahibi olmak mümkün değil. Bu "hata"ya düşen Libya'mn ayağı maşnktan kesildiği için magripe, Fas'a yanaşmak zorunda kaldı. BEYRUT Lübnan başkentinin nasılsa elektrik kesilmeyen bir gecesinde, bir evde ülkenin tamnmış sinema yönetmeni Jean Chamoun'un (ünlü sağcı Hıristiyan lider Camille Chamoun ile bir ilgisi yoktur) Beyrut kuşatması sırasında çektiği nefis ve etkileyici belgeseli izliyoruz. Insanın yüreğine en oturan sahneler Sabra ve Şatila'daki katliam görüntüleri, fosfor bombalanyla kavrulan insanlann hastane odalarında kıvranışı kadar, FKÖ birliklerinin Beyrut'a veda ettiği görüntüler. Odadakilerden biri Jean'a aniden dönüp soruyor, "Abu Ammar seyretti mi bu filmi?" Jean, "Evet" diye yanıtlıyor. Filmi Paris'te yıkatıp banyo ettikten sonra Tunus'a gidip, FKÖ lideri Yaser Arafat'a da seyrettirmiş. Bu kez soru sorma sırası bize geliyor: "Sahi ne yapıyor şiradi Abu Ammar? Neler anlalıyor? Nelerden bahsedijor?" Jean gülerek, "Bildiğin Abu Ammar işle" diyor. "Hiçbir değişiklik yok. Aynı jestler, aynı mimikler. Bundan önce nelerden söz eder, neleri vurgularsa, şimdi de aynısını yapıyor. Hiç degişiklik yok." Bunun üzerine bir başkası söyleşiye kanşıyor: "Pes. Zaten şu V\O underliği bu bölgeyi altüst edecek iki değişikliği bir türlü kavramadı: 1. Bu bölgede 1979 yılında İran'da b,ir İslam Devrimi olmuştur. 2. Lübnan adındaki ülke İsrail larafından işgal edilmiş. İsrailliler bir Arap ülkesinin başkentine girmişlerdir. Az şey mi bu olanlar.? Abu Ammar'a bakın, bugün radyoda Bagdat'a gittiğini haber veriyorlardı. Kdrfez Savaşı'nın deetmesinin Filistin davasını gözlerden sakladıgını, bir an önce durdurulrnası gerektiğini bildiriyormuş. Hiçbir şey değişmemiş gibi davranıyorlar." Bu tepki ve yorum uzerine fazla itirazlar da yukselmiyor. Çünkü, o akşam o odadaki herkes, şu sıralarda Ortadoğu'nun her köşesindeki birçok insan gibi, acıyla ve hüzünle de olsa, Filistin meselesinin takibinin belirsiz bir süre için ertelendiğinin, en azından FKÖ'nün artık eskisi gibi uluslararası spot ışıklan altında olamayacağının farkında. vam vır konusunda da aynlıyorlarmış. Her ikisi de Suriye'ye girmeleri yasakl^nmış bu iki liderden Abu Cihad Suriye ile koprülerin yeniden kurulmasından yana. Bu görüşu diğer bazı FKÖ ileri gelenlerince de destekleniyor. Nitekim, FKÖ Siyasi Daire Başkanı Faruk Kaddumi. bu amaçla Şam'a gitmişti. Arafat ise Hafız Esad önunde boyun eğmiş görunmek istemiyor. Tüm yollar Şanı'dan Şu sırada ElFetih liderleri arasındaki bu kırgınhklar ve alınganlıklar gıderilmiş, ama ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU ArafatEsadaynbğı bugün kimsenin Aden deklarasyonuFKÖ'nün etkisizleşmesinde en büyük etken. Arafat, Esad'aboyun nun geçerliliğinden söz ettiği eğmek, önünde diz çökmtk istemiyor. Şimdilerde Orıadoğu'nun en yok. Hem sonra Aden deklarasyonu ile iş bitmiyor. Şam'm tavrı güçlü adamı Hafız Esad. Dışlanması mümkün değiL önemli. Şam, Arafat hakkında ziran sonunda Guney Yemen belge olarak basına yansıtıldı. hucum kampanyasını olanca şıdbaşkenti Aden'de yapılan topdetiyle surdurüyor. Bu durumlantı oluşturdu. ElFetih ile muAncak, Beyrut'ta öğreniyoruz da, Filistin Parlamentosu nitelihalif örgütler Halk Cephesi, De ki, Aden deklarasyonu şu sıra ğindeki Filistin Ulusal Konseyi'mokratik Cephe ve Filistin Ko da bir kâğıt değerinden öteye gil nin toplanacağı kuşkulu. Toplamünist Partisi (son iki yıl içinde miyor. Çünku, Aden'de vanlan nıp alacağı kararlar da Şam taortaya çıkan Moskova yanlısı bir kararlar Arafat'ın iktidarına cid rafından bloke edilirse, fiiliyatgrup) görüş ayrılıklarını gidere di kısıtlamalar getiriyor, Mısır ile ta nasıl bir geçerliliği olacak ki? rek Filistin Ulusal Birliğini yeni yakınlaşma politikasının önune Arafat, Suriye ile ilişkilerin den kurmak amacıyla gorüştu setler çekiyormuş. Bu nedenie yeniden bir raya oturmasını Şam ler. ElFetih'i Abu Cihad (Halil de, Arafat tarafından benimsen rejimı içinde ilişkıde bulunduğu ElVezir), Halk Cephesi ve De memiş ve hatta en çetin sınav an Rifat Esad'ın nüfuzuna bağlamokratik Cephe'yı iıderleri Ge larında kader birliği yapan Ara mıştı. Bir süredir kapalı kapılar orge Habbaş ile Nayif Havatme fat ile Abu Cihad'ın arasına aç ardında sürüp giden Hafız temsil etmişlerdi. Sonuçta yayuı mış. Abu Cihad kusüp koşesine Esad'ın halefiyet mucadelesinde lanan Aden deklarasyonu, Filis çekilmiş ve Aden deklarasyonu Rifat Esad kaybeden taraf gozütin Ulusal Birliği'nin yeniden nun uygulanamazlığını kabullen kuyor. Rifat Esad'ın hasırnları. sağlanması umutlarını besler bir miş. İki lider, Suriye'ye karşı ta Savunma Bakanı Mustafa Tlas, Özel Birlikler komutanı Ali Haydar. Askeri İstihbarar Ba;kanı Ali Duba \e Ali Aslan gibi unMirİartn ağır bastığı bfv.ciiı. Rital tsad, ağube>i larafından Cenevre'de "mecburi ikamef'e zorıdncı Dolayısıyla. yakın gelecekte FKÖ'nün akıbetı Suriye'nın tartışılmaz tek önderi Hafız Esad'ın iki dudağı arasında duruyor. Hafız Esad"ın şahsında Suriye, bu yazı dızisinde daha once de değinildiği gibi, oylesine merkezi bir rol kazandı ki, Orıadoiu'da Stıriye'.M atlayarak, bjgımsı/ 1,abalarla bir nufuz sahibi oiır.ak >inıdi ınunıkun deeıl. FKÖ'de neler oluyor? Peki, FKO ne yapıyor? Tunus ve FKÖ isyancılarının merkezi Şam arasında gidip gelen ve taraflarla sürekli ilişki içinde olanlann bilgilerine ve gözlemlerine başvuruyoruz. Anlaşılan, FKÖ'nün 1984 boyunca esas faaliyetini Yaser Arafat'ın önderlik konumunu teyid ettirmek ve buna karşı mücadele oluşturmuş. Yani, Filistinliler, içe kapanrnış, iç sorunlarıyla meşguller. Bu yönde en önemli adımı ha Bu "hata"ya Lıbya ve hderi Kaddafi düştuğü için, Libya'nın ayağı bölgeden kesildi. Beyrut"taki Libya Büyükelçiiiği "meçhul eller" tarafından yerle bir edildi. Kaddafi'nin temsilcileri Beyrut'ta ortadan kayboldular. Libya, bilindiği gibimagrip ve maşrık arasında yalpalayan. jeopolitik konumu nedeniyle, Arap dünyasının iki kefesinden birine yerleşmek zorunda olan bir ulke. Maşrıkta Suriye'nin kırmızı ışığının, Libya'yı Fas'la yakınlaşmaya iten nedenlerin en başında geldiği, Beyrut'taki siyasi mahfiilerde belirtiliyor. Kral Hüseyin'in Kaddafi gibi bir coğrafi "şansı" da yok. O nedenie artan Suriye gucu, buna karşılık ABD'nin kendisine tum kapıları kapalı tutması yüzünden sessizliğe girdi. Ne var ki, Suriye'nin en büyuk zaafı liderliğin tek kişide olağanüstü ölçude merkezileşmesi. Hafız Esad'dan sonra ne olur, ülke nasıl bir iktidar mücadelesine bu, kesin gorunüyorsurüklenir, bu mucadeleden kim kazançlı çıkar; bütün bunlar şimdiden kestirilemiyor. Aynı sorun, İmam Humeyni'nin otoritesi \e gucu yerine kim gelirse gelsin doldurulamavacağı için, Iran bakımından da söz konusu. Ve tabii, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse>in, dahası, Ürdün Kralı Hüseyin için. Dolayısıyla, gunümüz Ortadoğu'sunda hiçbir sorun çözülmemiş. hatta daha da ağırlaşmış olarak beklerken, tum bölgeyi kasıp kavuracak gelişmeler herhangi bir ülkenin iç durumundaki değişiklikle kolayca harekete geçebilecek nitelikte. öır anlamda. Ortadoğu 84'un manzarası pamuk ipliğine bağlı bir görece ve geçici tıkanıklığı gosteriyor. Dayanılmaz biçimde değişim ihtiyacının belirdiği ve kabuğu zorladığı bölgede, denge, birbirini kilitleyen ulkeler ve rejimler uzerinde oluşmuş durumda. Altta, çarpıcı yeni dinamikler olanca hızlarıyla hareket ederken. yukarıda, bildiğımiz akıorler yerleri doldurulmaz bir goruntüde hukümlerini surdüru>orlar \e siyasi hava her şeye rağmen 1984 sonbahannda donuk gozukuyor. Biı ulkede pamuk ipliği kopluğu anda, nynı /amanda (ııııı bölgede dananın kuyruğu da kopacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle