11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 18 EYLÜL 1984 TELEVIZYON 19.29 19.30 Açılış ve Program Yurttan Sesler Programda lstanbul Radyosu Türk Halk Müziği sanatçılan sırasıyla şu eserleri seslendiriyorlar: Çay benim çeşme benim, Seraceme al isîerim, Bağa gel bostana gel ve Yine dertli dertli inliyorsun. Genç yetenek olmanın güçlükleri üzerine... KORAL ÇALGAN Gittikçe çoğalan "yetenekli gençler" arasmda yeni yeni adını duyurmaya başlayan bir kemancımız Çagıl Yücelen. Halen 22 yaşında olan genç sanatçı kemana 4.5 yaşında, babası Aksit Yücelen ile başladı. Daha sonra Belçikalı keman öğretmeni Jules Higny'nin örencisi olan Çağıl Yücelen, Ajıkara Devlet Konservatuvarı'ndaki eğitimini de aynı öğretmenle sürdurdü, bir yü da Suna Kan ile çalışarak 1979 yılında "pekiyi" dereceyle mezun oldu. 16 yaşında ilk kez Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Mendelssohn'un "Mi minör Keman Konçertosu'nu seslendirdi. Bu konseri İstanbul ve lzmir Devlet Senfoni Orkestralan ile verdiği konserler izledi. 1979 yazında Italya'run Sienna kentindeki Chigiana Müzik Akademisi kurslanna katılarak Prof. S.Accardo ile keman, Prof. P.Farulii ile oda müziği çaüştı. Aynı yılın ekim ayında da Avusturya devlet bursunu kazanarak Viyana Müzik Yüksekokulu'na Prof. Josef Sivo'nun öğrenciliğine kabul edildi. 10 YAŞINDA İLK KONSER Kemancı Çağıl Yücelen 1979 yılında Ankara Devlet Konservatu van'ndaki eğitimini pekiyi dereceyle tamamladı. ttalya'da ve A vusturya 'da öğrenim gördü. tlk önemli konserini ise 16 yaşındayken verdi. TRTnin 1985 yayın planı reddediUü A.NKAJRA (Cumhuriyet Bürosu) Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu, TRT Genel Mudürlüğü tarafından hazırlanan 1985 yayın planmı, "Yayın ilkelerinin Kurul tarafından tespit edilmesi gerektiği ve 1985 yayın planı ilkelerinin Kurul'a danışılmadan hazıriandığı" gerekçesiyle Genel Müdürlüğe geri verdi. Radyo Televizyon Yüksek Kurulu dün Ankara'da TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'uı da katılmasıyla toplandı. Toplantıda Genel Müdürlük tarafından hazırlanan 1985 yayın planı ele aiındı. Yayın planı, her yıl olduğu gibi söz ve müzik yayınlannın oranları, saatleri, hangi programlann işleneceği, kültür programıysa ne gibi konulan içereceği ve işleneceği, eğitim programı ise hangi kitleye nasıl sesleneceği gibi genel noktaları içeriyor. TRT Genel Müdürlüğü her yıl olduğu gibi bu yıl da 1985 yılına ilişkin yayın planmı haarlayarak dünkü toplantıda Kunjl'a sundu. Kurul tarafından yayın planının onaylaııması beklenirken ilginç bir gelişme gözlendi ve Yüksek Kurul 1985 yayın planını reddetti. Sağlanan bilgilere göre, yayın planı reddedilirken Kurul üyeleri, "TRT Yasası'na göre yayın planının ilkelerini belirlemede Kurul'un yetkili olduğunu" savundular. Yine Kurul üyeleri "Yayın planı hazırianırken, yeni yayın döıteminde saptanan ilkelerin kendilerine danışılmadanoluş turuiduÇunu" gerekçegösterdiler. Yayın planının geri gönderilmesinden sonra, Yüksek Kurul önce önümüzdeki yılda uygulanacak yayın ilkelerini saptayacak. Bu ilkeler TRT Genel Müdürlüğü tarafından "rehber olarak" göz önünde bulundurularak, bu çerçeve içinde yeni bir yayın pla' nı hazırlanacak. TRTMN ICENDEN MAHMUT T. ÖNGOREN Hıldır Hıldır, Efendim Bir göbek atıyor, bir göbek atıyor, sormayın efendim. Sonra "aziz seyircilere" soruyor: "Güm güm yapar mısınız efendim?" Niçin yapmasınlar? Ve elindeki mikrofonla "güm, güm" yapıyor. "Aziz seyirciler" de onunla beraber "güm, güm" yapıyor. Çıldırmışlar mı, efendim? Hayır, efendim. Herkes hıldır hıldır, efendim. Başta bir sunuluyor, bir sunuluyor, efendim. Demeyin gitsin... Ne büyük sözler, ne parlak sözcükler onlar öyle! Ve ne içtenlikle söyleniyor hepsi, teker teker. Bir de derler ki, bu ülkede sanatçının değeri bilinmez. Geçin efendim, geçin. Bodrum'da sanatçılar da vardır, efendim. O ne pozlar, o ne kıvırışlar, ayol öyle! Bu memleketin sırtı yere gelmez, böyle sanatçılan oldukça. Televizyon iyi ki var efendim. Yoksa sanatçılanmızı tanıyamazdık. Onların kınlıp döküldüklerini göremezdik. Gözümüz gönlümüz açılmazdı. Bodrum Kalesi'nde nasıi kar yağdınldığını, kalenin Sen Jan Şövalyeleri'nden beri ilk kez nasıl dumana boğulduğunu izleyemezdik. O ne guzel sahnelerdi öyle! İyi ki televizyon arabeske yer vermiyor. Onun yerine bol bol "hıldır hıldır", efendim. Biz sanırdık ki, Bodrum Kalesi bir müzedir ve de bir sanat merkezidır. Meğer "güneş" de doğarmış orada efendim. Böyle güneştere açın ülkenin tüm kalelerinin kapılannı, efendim. Açın ki, içerı her çeşit güneş girsin de, tek sanat girmesin efendim. Şu güneş uğrana ne sanatlar batıyor televizyonda efendim. Ses mi kötü? Görüntü mü iyi degil? O ne konuşma mı? Bozuk müzik kalitesi mi, efendim? Geçiniz, geçiniz efendim? Bir millet uyanıyor onunla efendim. Ve bırlık ve beraberlik ruhu gelişiyor. Herkes birbirine kenetlenip özgürlükşarkıları... Şey efendim... "güm, güm" diyor efendim. Bir de basm var, efendim. En güzel pozları, en ince davranışları, en tatlı yakarışları, kaçırmamak için, bir çalışıyor, bir çalışıyor en ön sıralarda efendim. En ön sıralarda, bir de çocuğunu şey etmesi için oraya göndermeye çalışan genç bir anne vardı, bilmem dikkatinizi çekti mi? Şey etmeyin, televizyonu izleyin efendim. Çok yararlı seyler gösteriyorlar, hıldır hıldır, efendim. 19.55 Joey And Redhawk Sürekli filmin bugün yayınlanacak olan bölümünde Joey, yaralanan babasını kente götürebilmek için çareler aramaktadır. Bu arada Emma'ya rastlarlar. Babası Harker'ı, Emma'nm evine taşıyarak ilk tedavisini yaparlar. 20.30 21.00 21.10 21.20 Haberler Hava Durumu Uykudan Önce Turizm ve Ekonomi Program, gunümüzde turizm ve turistin hizmet arayıştarınt, beklentilerini dile getiriyor. Ayrıca turizmden bekleneni bulabilmemiz için gereken şartlar ele alınıyor. Austria vVienBeşiktaş Avrupa Kupa Galipleri Futbol Maçı 23.20 Haberler 23.30 Kapanış 21.35 ÎZLEYİCİ GÖZÜYLE Acaba niçin, niçin? Karataş'm dosyalan Iş görürken ol masanda, TRT'ye Engel Müdür Olsan da bir otmasan da. Söyler misin Saym Toskay Saç tutmayan başın için, Sık sık kıyım listeleri Arz eylersin neden niçin?.. NEZİHt GÜLCÜOĞLU/htanbul 1yi ya da kötü kopya Bu yazın başında Viyana Müzik Yüksekokulu'nu "ausgezekhnet" derecesi ile bitiren Çağıl Yücelen güç ve uzun keman öğrenimini böylece Ustün bir başarıyla noktalamış oldu. Diplomasına yazdırmayı başardığı bu yabancı sözcüğün dilimizdeki sözluk anlamı "fevkalade iyi, mükemmel, kusursuz" gibi övücü sözcüklerle tanımlanıyor. Böyle bir tanımlamaya karşın bir müzik eleştirmeni için genç yaştaki yetenekler hakkında, daha öğretmenlerinin denetimindeyken bir yargıya varmak çok güçtür. Çünkü gençlerin pek çoğu öğrenim yıllannda papağan gibidirler ve doğal olarak etkisi altında kaldıklan öğretmenlerini taklit ederler; sözgelimi siz Çagü'ı dinliyorum sanırsınız, ama aslında karşınızdaki Suna Kan ya da Josef Sivo'nun iyi ya da kötü bir kopyasıdır. Kendilerini yetiştiren ağacın dalından kopunca, gölgelerinden uzaklaşmca çürüyüp gidecekler mi, serpilip gelişecekler mi, kestinnek kolay değildir. Bu yüzden bazı gençlerimizin profesyonel yasama başladıktan bir süre sonra sennayeyi tükettiklerini anımsarsak, asıl sınavların bundan sonraki konserleriyle baslayacağını bilmem söylemeye gerek var mı? gini ve dinleyicilerle sıcak ilişki kurma yeteneğini görebildi. Piyanist büyük bir oigunlukla kendisine eşlik etti. Soliste konser bmunca güvenilir ve duygulu bir atmosfer sağladı. Piyanist, özel özen ve büyiik eşlik kapasitesi ile gerçekten eserlerin müzikal gelişimini sağladı ve solistle diyalogu derinleştirdi..." RADYO TRTI 05.00 Açılış, program ve lusa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesei yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Günun içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Türküiergeçidi. 11.25 Çeşitli sololar. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 RekJamJar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk ve sorunlarımız 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğJeden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Şarkılar. 16.25 Hafif müzik. 16.40 Türkülcr ve Oyun Havalan. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümüz köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 11.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Erkekler fasıl heyetinden acem fash. 18.50 Hafıf mttzik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Beraber ve solo sarkılar. 20.30 TürküJer. 20.45 Tfirkçe sözlü hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Konuların içinden. 21.35 Türk halk müziği dinleyici istekleri. 22.00 Sevüen eserler. 22.30 Solistlerden seçmeler. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Türköler ve oyun havalan 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Solistler geçidi. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler. 10.40 Nobel. 11.00 Küçük koro. 11J0 Türküler. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Yurttan sesler kadınlar topluluğu. 12.30 Beraber ve solo şarkılar. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Türküler geçidi. 14.00 Şarkılar. 14.15 Hafif müzik. 14.30 Yabancı dil öğrenelim. 15.30 Barok müzik. 16.00 Halk müziğj dünyamız. 16.20 Arkası yann. 16.40 Şarkılar. 17.00 Saz eserleri. 17.10 Turkçe sözlü hafif müzik. 17.30 Çağdas Türk sanat müziği. 18.00 Yurttan sesler. 18.30 Dın ve ahlak. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.30 Dunden bugüne tango 20.30 Yabancı dil öğrenelim. 21.30 Küçük konser. 22.00 Solistlerden birer şarkı. 22.30 Bir roman / Bir yazardan hikâyeler. 22.45 Türkçe sözlü hafif müzik. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafif müzik. 23.55 Çaglar boyu oda müziği. 00.55 Program ve kapanıs. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Güne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Carly Simon'ın Boys In The Tress Albümü. 09.30 Barok müzik. 10.00 Caz müziği. 10.30 Her hafta sizlerie. 11.00 ögleye doğnı. 12.00 Haberler. 12.12 Diskotegimizden. 13.00 Konser saati. 14.30 Caz müziği. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Pop dünyasından. 19.00 Haberler. 19.12 Müzik dünyasından. 20.00 Melodıler geçidi. 20.30 TRT lstanbul Hafıf Müzik ve Caz Orkestrası. 21.00 SaJı konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Dört mevsımden. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. Yüksek teknik ve profesyonel düzey Ermin Dizdari imzasıyla yayınlanan diğer bir eleştiride de şu satırlar yer alıyor: "Kemancı Çağıl Yücelen'in çalısındaki yüksek teknik ve profesyonel düzey, onun erişmiş olduğu artistik olgunluğu gösteriyordu. O Mozart, Beethoven, Brahms biçimlerinin iyi bir yorumcnsuydu. Türk müziğinin foıklorik öğelerinin hissedildigi A.Adnan Saygun'un 'Demet' adlı süitinin yorumunda da özel bir etki bıraktı, eserdeki Türk müziğinin bu olgulan. sanatçı tarafından doğnı olarak özümlendi. Profesyonel bir kültür ve artistik bir ustalıkla yorumlandı. Bu kaliteler ve piyanist Judith llug'un olgua eşligi ile ortaya çıkan bu eser balk üzerinde iyi bir etki bıraktı ve candan benimsendi..." Kemanamızın seçtiği bu çetin yoldaki başanlarının devamını dilerken, edindiği tüm bilgileri aynı eğitimi yapan Türk çocukiarına aktarmasının bir vatan borcu olduğunu da anımsatmak istiyorum. Kimbilir, belki bir gün konservatuvarlanmızda ders vermekten kaçınan büyük lerine örnek olur... HEMİNGW:4Y VE KURTULUŞ SAVAŞRnZ TRT III "Güneş de Doğar" 1926 yüında rekorlar kırıyor ABD'ye dönen genç Ernest artık 21 yaşındadır ve kısa süre sonra bir toplantıda, Elisabeth Hadley Ricbardson'la tanışır. Uzun boylu, açık renk gözlü, kestane saçlı bu Amerikan giızeli onun aklını basından alır. "Toronto Star"ın magazin sayfalarına yazılar veren, ama öykülerini yayımlatamayan Hemingway, güzel Elisabeth Hadley'le evlenir. Genç kan koca Avrupa'da, Fransa'nın ve sanatın merkezi Paris'te yaşamaya kararhdırlar. Paris, Hemingway için edebiyat serüveninin gerçek başlangıcı olur. ABD edebiyatının ilginç adı Gertnıde Stein'la, ünlü Shakespeare and Co. Kitabevi'nin sahibi Sylvia Beacb'le, verdiği boks dersleri karşılğında kendisini yazmaya iten ünJü ozan Ezra Pound'la, Scott Fitzgerald'la orada tanışır. Ondaki yeteneği ilk sezenlerden olan ve bir edebiyat dergisinde ilk öyküsünü yayınlatan ünlü yazar Sberwood Anderson'u da yine Paris'te tanıyacaktır. Ernest yasamıru hâlâ gazeteci olarak kazanmakta ve bu durum, kansı Hadley'i üzmektedir. Ama yargılannın doğruluğu, aynntılan sezişteki ustalığı, haber çıkarmaktaki ustalığıyla iyi bir gazetecidir. Görevle gittiği Ispanya'da 1920'lerde yine ilk kez boğa güreşiyle tanışacaktır. Bu ölümün üstesinden gelme tutkusu, Hemingway'in başını döndürür. Ve o yaz, hem kayıtsız şartsız bir boğa güreşi savunucusu, hem de artık imzası görülen bir yazar olur. Ne yazık ki 300 adet basılan üç öykü ve on şiir karın doyurmaz. Hadley çocuk beklemekte, geleceği düşünmek gerekmektedir. Amerika'ya, daha doğrusu iyi para sağlayan "Toronto Star"ın çıktığı Kanada'ya dönmeye karar verirler. Ancak bu iş topu topu dört ay sürer. Hemingway gazetenin yazı işleri müdürüyle kavga edecek, kansı ve yeni doğan 2 TRTII Arnavutluk konserleri Daha yolun başındayken görevimiz gereği böyle bir uyanda bulunduktan sonra, gelelim genç kemancımıan bu sö'zünü ettiğim ilk sınavına; ögrencilik kimliğini zor bir diploma sınavıyla üzerinden attıktan kısa bir süre sonra, Türkiye Cumhuriyeti ve Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti arasındaki kültürel değişim antlaşması çerçevesinde piyanist Juditb Uluğ ile birlikte konserler verdi. Elimize ulaşan gazetelerdeki eleştirilerde sanatçılarımızdan övguyle soz ediliyor. Gezim Laro imzasıyla yayınlanan eleştiride. "Konser programı Mozart, Beethoven, Brabms ve Frank'ın Oda Müziği eserierinin yanı sıra, Türk bestecisi Adnan Saygun'un 'Demel' adlı suitini de kapsıyordu. Programdaki eserlerin başanlı yorumu, sanatçüann zengin sanat deneyiminin, yüksek >orum tekniğinia ve yeteneklerinin bir kanıtı. Bu ikj sanatçımn, dinleyicilere zengin, seçkin, gerçekçi izlenimler ilefebilrne yetenekleri ve eserin içeriğini, sttlini, heyecanım sunabilme kapasiteleri Umdı. A. Adnan Saygun'un eserinde, Türk balkının şarkılanndaki, danslanndaki dinamizm ve karakter, sanalçıların başaniı yonımuyla dikkati çekti. Genel olarak Çağıl Yücelen in yorumunda, kişi, O'nun yüksek, etkili yorum olgunluğunu, tekni BULMACA oğlu John Hadley Nicanor'la birlikte tekrar Paris yolunu tutacaklardır. Bu kez bir dülger atölyesinin üstündeki tavan arasına yerleşirler Hemingway gazetecilikten kopmaktadır. 1925 yazında yine Pamplona'ya kadar uzamr ve dostlanyla birlikte boğa güreşlerini izler. Bu yolculuk ünlü romanı "Güneş de Doğar"a esin kaynağı olacaktır. Roman 1926 yılında ABD'de yayımlarur ve en çok satan kitaplann arasına gırer. Ernest'in dört kızkardeşi vardır, dört de karısı olacaktır. Günün birinde ileri görüşlü bir arkadaşı Hadley Hemingvvay'i uyanr: Ernest kendisini aldatacaktır. Gerçekten de, sanki bir şeytan itrnektedir Ernest'i dostlarına ve sevdiklerine karşı çıkmaya. Ve böyle zamanlarda acımasız, hatta nankör olabilmektedir. Oysa karısına çok şey borçludur. Hadley onu hep yazarlığa itmiş, en sıkıntılı günlerini paylaşmıştır. M Sonra sonunda komite adına çiçekler veriliyor, resmen. Kültür ve Turizm Bakanlığı çok yaşasın, efendim. "Güneş'i koruyorlar çünkü. Güneş korunmaz da, sanat mı korunur, bir başka deyişle efendim. Başta bir sunuldu, bir sunuldu da, sonda niçin sunulmadı acaba? Çok meraklandık, efendim. Yoksa sunucumuza bir şey mi oldu? Aman "güneşler" korvsun onu! El öpmeyip de, sunucunun elini yanağına konduran "güneşler... "Ayol, o ne zerafet, ne incelik, öyle! Ayten Hanım, videosuna kayıt etti, o ince, o tatlı davranışı. Arada sırada görün//.Z/K/.I K Y/ ,K»I< V .V tüyü dondurup dondurup izleyecek. Bir de sonlara doğru zaptedilemeyen gülüşler vardı ya? Onlar da şimdi köşebaşımızdaki videocunun bantında efendim. Hiç meraklanmayın. Ama nasıl meraklanmazsınız, efendim? Bu gidişin sonu ne olacak acaba? Enflasyon mı? Pahalılık mı? Okumamazlık mı? YÖK mü? Fakirin eğlencesi mi? Bunlar mı daha önemli efendim? Peki, "güneş'ie bunların bir ürünü, değil mi efendim? ıv. Çıkmış meydane, televizyonda hiç sakıncasız "hıldır hıldır" diye şarkı söylüyor, ehaliye "güm, güm" ettiriyor merdane. Ettirir, efendim ettirir. Bakalım, daha neler ettirir? Efendim? Antolya'ya katüaıcak ANTALYA (Cumhuriyet) 2229 eylü tarihleri arasında yapılacak 21. Antalya Film Festivali'ne 15 filmin katüacağı açıklandı. Belediye Başkanı Yener UIusoy, yaptığı basın toplantısında AntaJya Film Festivali'nin ana SIKINTILI YILLAR Kansı Hadleyie Paris'e yerleşen Ernest He etkinliğinin Altın Portakal Film m'mgway, sıkıntılı günler geçirecektir. Ama Fransa başkentinin ben Yarışması olduğunu vurguladı zersiz sanat ortamı onun verimli bir üretkenlik dönemine girmesini ve, "21. Altın Portakal Film Yanşması daha etkin bir bale getisağlayacaktır. rilmiştir. Önümüzdeki yüdan itipantolonla yine limanda gezer. Doğu Afrika'daki Ingiliz sömür baren bu yanşma kurulacak vakGöbeklenmiştir, ama kollan ve gelerine ulasmıştır. Bu pahalı se f uı bünyesinde organize edilecekomuzları alabildiğine adaleli ve feri karısının amcası düzenle Ur," dedi. Belediye Başkanı Ulusoy'un geniştir. Meksika Körfezi'nin su mekte, Hemjngway de böyle bir lannda orkinos ve kılıç avlamak parasal desteği doğal bulmakta yaptığı açıklamaya göre Festivalen hoşlandığı sporlann başında dır. Bir sürü karaca öldürdükten de yarışacak filrnJer şunlar: "Firar", Bizim Mahalle", gelmektedir. 1931 yılında, yeni sonra, Tanganika'da ilk aslanıkitabı "Öğleden Sonra Ölüm" nı vurur. Ama kansı aslan vur "Kardesim Benim", "Nefret", üzerinde çalışmak amacıyla makta ondan önce davranmıştır "Günah", "Bir Yudum Sevgi", Ispanya'ya gider. Bu kitabı tave bu Ernest'in canını sıkmakta "Seni Seviyorum", "Pehliyan", "Türkiyem", "Kaşık Düşmam", mamlamadan önce en az bin bo dır. "Namuslu", "Fahriye Abla", ğanın ölümünü gördüğünü öne En can sıkıcı roman "Beyaz Ölüm", "thtiras sürecektir. Fuiınası" ve "Öç" Yağmur mevsimi başlayınca 1933 yılında çağın ünlü yönet10 kişilik seçici kurul da, Lötkan koca Avrupa'ya dönerler. fi Akad (yönetmen) Umur Bumeni Frank Borzage, "SilahlaAfrika'daki avlarının oyküsü gay (senarist), Rekin Teksoy (sira Veda">ı çevirmeye karar vermiştir. Gary Cooper, Helen Ha nü "Esquire" dergisine buyük nema eleştirmeni), Sadri Alışık bir ustahkla ve çok pahalıya sa (sinema oyuncusu), Yıldız Kenyes ve Adolphe Menjou'nun tan Hemingvvay, kesesini doldu ter (tiyatrosinema oyuncusu) Obaşrollerini paylastıklan bu filnır ve 11 metre uzunluğunda bir hat ÇiftçiH (Kültür ve Turizm Bamin çekimi sürerken, git gide dayat yaptıracak duruma gelir. kanlığı Sinema Dairesi Başkanı) ha büyük heyecanlar arayan Er"Pilar" adını verdiği bu teknek Semra Yener (Kültür ve Turizm nest Hemingway Afrika yollaye, en sevdigi sporjardan balık Bakanlığı temsilcisi) Emin Gernndadır. İkinci kansı Pauline'çılığa verir kendini. le Marsilya'dan gemiye binmiş, çeker (TRT prodüktörü), Necati 1935 yılının kış aylannda Slo Onural (Antalya temsilcisi) Sema Port Said'i ve Kızıldeniz'i aşıp opy Joe Ban'nda İcafayı tütsü Ece (Antalya temsilcisi) gibi ad4. KARISIYLA leyen kılıç avcısı, iki nefîs yara lardan oluşuyor. Ernest tığın içeri girdiğini görtir. Kay Hemingway ve West'te tatil yapan bir ana kızson kansı Mary dır bu iki kişi. Ana güzeldir ama 1959'da. O kız nefis bir yaratıktır. Martha sıralar şöyle Gellhorn'la Ernest Hemingway diyordu ünlü hemen yakınlaşırlar. Genç kız yazar: "Yazmak bir roman yayımlamış, gazetecibenim için tek liğe de az biraz bulaşmıştır. ErKültür Servisi Japon geletutku ve en nest havalarda uçmaktadır. An neksel Batik sanatı "Roketsuzobüyük zevk artık. cak kansı Pauline keyifsizdir. me"nin ünlü adlarından, el saAncak ölüm Olup bitecekleri anlamıştır san natçısı Prof. Muneo Nishide, yabunu ki. pıtlannı sergilemek uzere 20 Eydurdurabilir." 18 haziran 1936'da Ispanya İç lül 1984 günü Türkiye'ye geliSavaşı patlar. İkinci vatanı say yor. Prof. Nishide yapıtlarını dığı bu ülkedeki savaşla çok ya 2124 Eylül 1984 tarihleri arasınkından ilgilenen kişılerdendir Er da, Japonya'nm Ankara Büyünest Hemingvvay. En nefret et kelçisi'nin başkentteki resmi tiği sey de faşizmdir. 60 gazete konutunda (Nenehatun Caddeyi içeren bir genel mudürü savaşı si, 66, Gaziosmanpaşa) ve izlemesini isteyince, Hemingvvay 262728 eylül tarihlerinde de hemen kabul eder, savaş muha 12.0018.00 arasında Istanbul'biri olarak Ispanya İç Savaşı'nı da, Maçka'daki Destek Sanat izlemeyi. 38 yaşındadır, 18 Ha Galerisi'nde sergileyecek. ziran 1937 günü Barcelona ken1917 yılında Osaka'da doğan tine ayak bastığında. Prof. Nishide, halen Osaka Shoen Kız Koleji'nde öğretim üyesi §I)RE€EK olarak çalışıyor. belirlendi 15 film Dört ayda 80 bin SilahIara Veda" SOLDAN SAĞA gesi. 4/ Huzur... özellikle Kars yö1/ Boya vuruşundan doğan görün resinde yaygın telli bir müzik aracı. tünün, insanın iç coşkusunu anlat 5/ Kimi yerlerde kadınlann boydan maya yeter olduguna inanan soyut boya örtündükleri çarşaf... Taht. 6/ resim anlayışı; taşizm. 2/ Harman Safha, merhale... Gümüşün yerindeki tahılın taş ve toprakla ka simgesi.7/ Bir harfimizin okunusu... nşık kalıntısı... Oyundacezah çocuk. Konut... Bayağı. 8/ Ispanyol beste3/ Sureç... Hayat arkadası.4/ Yar ci Albeniz'in en ünlü yapıtı... Isim. dım istendiğini anlatan bir söz... Bir 9/ Güneydoğudan esen yel. araştırmarun, bir tartışmamn temeli olan ana öğe; done. 5/ Lityumun simgesi... Yemeğin sulu kısrru. 6/ Arapça'da "ben"... Bir nota... Bir renk. 7/ Tellürün simgesi... Boru sesi. 8/ Kınlımş taş doşenip silindiı geçirilerek yapılan yol.9/ Dünya Nimetieri. Dar K*pı, Pastonu Senfoni gibi yapıtlanyla taaınmış ünlü Fransız yazan. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Maltanın başkenti. 2/ Kadınsı davranışlan olan erkek. 3/ Judo ve karatede hareketleri çabuklasurmak için yapılan bir dizi egzersize verilen ad... Mendelevyum elementinin sim Turhan Selçuk'un Buzkarlı Lâyih a'sı çalındı Kültür Servisi Turhan Selçuk'un sergisinde yer alan "Buzul tnsanlan" bant karikatür romanın kahramanlarından Buzkar gezegeni Başkanı'nın kızı Lâyiha'nın renkli 26x28 cm ebadındaki tablosu çerçevesiyle birlikte çalındı. Sanatçının daha önce de sergilenmek üzere renklendirip hazırladığı on iki adet Abdülcanbaz bantı kaybolmuştu. Turhan Selçuk, son, 'çalıntı" olayıyla ilgili şunları söyledi: "Şimdiye kadar Buzkarlı Lâyiha'nın çalındığının farkında değildim. Abdülcanbaz külliyatının 13. sayısına kapak yapmak üzere aradığım tabloyu diğer karikaturlerimin yanında bulamadım. Aralık ayında İstanbul'da açacağım sergiye, bu çalınan tabloyu yeniden oluştunıp, koyacağım." Ama Hadley'in yakın bir arkadaşına, Pauline Pfeiffer'e âsıktır artık Ernest. Bu ufak tefek, kısacık saçlı, kalkık burunlu, esmer kadın, ünlü "Vogue" dergisinin Paris bürosunda görevlidir vcErnest Hemingvvay'in aklını basından almıştır. İki kadın arasında yasamak onu yiyip bitirmektedir. Vicdan azabı içindedir, kendini suçlar, hatta ağlar. Yine de, John Dos Passos'un övdüğü Florida yakınındaki Kay West Adası'na yerleşir Pauline'le. "Silahlara Veda" da, piyasaya çıkar çıkmaz büyük ilgi görür. Dört ayda 80 bin satar. Yazar, henüz eline geçmeyen yayın haklarını hesaplayıp borç harç ederek denize bakan verandalı bir ev satın alır. Makine basına oturmadığı zamanlar, sırtında yırtık bir gömlek, kirli bir beyaz Batik sanatçısı Muneo Nishıde, Türkiye'de Sayı: 983/8 Mahkememizde 983/8 esas numarası ile A. Dudullu 1001 parsel hakkında davaası Orman ldaresi ve davabJan Sabri Çil, Şaban Çil olan davanın yapılan dunışması sonunda: Asağı Dudullu Birliği 1001 parselin Mehmet çocuklan Sabri Çil ve Şaban Çil adına eşit olarak müştereken tesciline 1984/92 karar numarası ile 17.5.1984 tarihinde karar verilmistir, Davahlann açık adresleri belli olmadığından yukandaki karar ılanen tebliğ olunur. 27.8.1984 Basın: 24349 USKUDAR TAPULAMA HÂKİMLİĞİNDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle