13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 10 ölü Ozal, ErdenL, Mavi1. Tren biçti: işaretinden başka hiçbir ön(Baştarafi Sayfada) yolu lannda Eskişehir'e 12 kilometre lem yoktu. Yılmaz ve uzakhktaki Çukurhisar istasyoDün saat 07'de yoluna devam nu yakınlarındaki hemzemin geeden trenin 11.30'da Ankara'ya gelen Tanrıyur'la çitte meydanatedavisi kazada ya gelen yolculan garda yakınları ralananlann Eskişehir'tarafından sevinç içinde karşılandeki hastanelerde sürdürülüyor. dı. a.a!ya göre, Süleyman Kara3 saat lstanbul'dan Ankara'ya gitkumlukçu, "Otobüs 200 metre mekte olan Mavi Tren, bariyeri siiriiklendi. Öğrendiğimize göre, gorüştu bulunmayan geçitten geçmekte otobüs şoförü geçitte trenin gelfstanbul Haber Servisi tstanbul'da bulunan Basbakan Turgol Özal dün bazı bakanlarla bir toplantı yaptı. Özal dün saat 13 sıralarında eşi Semra ve kızı Zeynep Özal ile biriikte Baltalimanı'ndaki Içişleri Bakanlığı Köşkü'ne geldi. Özal'ın Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz ve Içişleri Bakanı Ali Tannyar ile görüşmesi sürerken, eşi ve kızı otomobille buradan ayrıldılar. Yaklasık 3 saat siiren toplantıdan sonra evine giden Basbakan Özal bir soru uzerine, "Her toplantının amacı sö>lenir mi?" diyerek bir açıklama yapmadı. Basbakan Özal bugün saat 10'da Ankara'ya dönecek. olan 16 EC 094 plakalı otobüse şiddetle bindirdi. 200 metre kadar sürüklenen otobüs ikiye bölündü, adeta demir yığını haline Reldi. Olen yolcular şunlar: Mehmet Eğer (şoför), Lütfıye Yonar, Sibel Yonar, Mahmure Önder, Sebahattin Önder, Kadriye Açkar, Nermin Bosnalı, Sadi Gök, Cavide Zengin, Pınar Açkar. 44 yolcusu bulunan otobüsün şoförü olarak açıklanan Mehmet Eger, kaldınldığı Devlet Demiryolları Hastanesinde, ölmeden önce "Ben arabayı kullanmıyordum. Arabanın sahibiydim" dedi. Yaralı otobüs yolcuları Eskişehir'in DDY, SSK ve Devlet hastaneierinde tedavi altına aımdılar. Yaralılardan isimleri saptanabilenler şunlar: Miişeref Şenol, Leyla Şenocak, Ercan Şenocak, Evren Şenocak, Gükam Ay, Ali Rıza Uslukan, Fatma Uslukan, Muslaİstanbul Haber Servisi Bas fa Akçay, Osraan Ertiirk, Alp bakan Turgut Özal, dün akşam Ügen (8), Miişerref Turan, EsTercüman Gazetesi sahibi Kemal ra Turan, Şaziye Uçar, Sevda Ilıcak'ın Etap Marmara Oteli Bilge, Haşim Özen, Bahattin Yonar, Vedat Aydemir, Şener nde verdiği yemeğe katıldı. Ilıcak'ın yemeğine, Bakanlar Yonar, Ahmet Tekin, Sedat dan Kaya Erdem, Sudi Tttrel, Bayram, Tuna Şahin, Adnan Mesut Yılmaz ile Vural Arıkan Kahraman. la Genel Başkan Yardımcısı HaEskişehirBozüyük karayolulil Şıvgın katıldılar. Yemekte ba nun asfaltlama çalışmaları nedezı gazetelerin sahip, yönetici ve niyle iki aydır trafığe kapatılması yazarlarıyla, işadamları Ali Koç nedeniyle araçlar Tnönü yolunu man, Mehmet Yazar, Sakıp Sa kullanıyorlardı. Bu güzergâhı bancı, Erol Sabancı, Nuh Kuşçu kullanan araçlar da, Eskişehir'e lu, tbrahim Bodur. Erol Akso>. 12 kilometre uzakhktaki ÇukurMesut Erez, Jak Kamhi, Şarık hisar İstasyonu yakınındaki tren geçidinden geçerek, yoUanna deTara, Raif Dinçkök, Erdoğan Demirören, Ali Rıza Çarmıklı. vam ediyorlardı. Nitekim, kaza bu geçitte oldu. Geçitte, demirKâtnil Yazıcı bulundular. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ 17EYLÜL 1984 Geldikleri Gibi Giderler... Kanada Müsteşarı Harry Sterling ile eşi Lynnerın verdikleri kokteyldeydik, dınlenceden yeni döndüğüm günlerdeydi, Lynne Sterling bir ara: • Amerika'ya giderseniz, sizi otobüse almazlar, diye takıldı. Öylesine yanmışım ki, Taşucu'nda zenciye dönmüşüm demek... Kanadalılann geleneksel "Uluslararası Şarap PeynirGünü" ndeydik. Harry ile eşi Lynne, evlerinde güzel bir toplantı düzenlemişlerdi. Vedat Dalokay, Deniz Baykal, Prof. Necmi Özgür de oradaydılar. Yiyecek olarak binbir çeşit peynir vardı. Sterling'ler resmi seviyorlar. Kokteylde, ressamlar, yontucular da var. Cuma akşamı, Fransız büyükelçisi F. Rouillonîa, bir dost evinde yemekteydik. Bilmiyordum, Fransız elçisinin ozanlığı da varmış. Şiirler yazıyormuş, ama kimse bilmiyormuş ozanlığını. Türkiye ile Fransa arasındakı soğukluğu gidermek için, elinden gelen çabayı gösterdiği izlenimi bıraktı. O günkü duruşmaya da, Fransız Basın Ataşesi Jacquelıne Sejean gelmişti. Türkiye'de bir yıldır, radyo ve TV'lerde Fransız şarkılarının çalınıp, söylenmediğini biliyordum. Tiyatrolarda, Fransız yazarlarının oyunlan oynanmıyordu. Fransız hükumetinin, Türkiye için ayırdığı öğrenci bursları ile, uzmanlık burslan geri çevriliyordu. Fransız yazarlarının oyunlan, devlet tiyatrolarında oynanmıyordu ya, bu yıl İstanbul'da Albert Camus'nün'Ca/ıgu/a'sıoynanacak. Gencay Gürün bunu gerçekleştiriyor. W/rnaz Güney'ın, Paris'te "Kürt Enstitüsü"nden kaldırılışı olayını büyükelçiye sordum. Özetle şöyle karşılık verdi: Kürt Enstitüsü, Paris'te, oradaki Kürüerin, aydtnlannın toplandıkları bir enstitüdür. Bunun kuruluş amacında, kuruluşa izln verilmesinde, Türkiye 'de bir Kürdistan oluşturulması diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü, Fransa Lozan Antlaşmasına bağlıdır. Belleğimi yokladım, Lozan Antlaşması'nı uzun yıllar imzalamayan bir devlet geldi usuma: Amerika... Yine Amerika uzun yıllar, Anadolu hükümetini görmezden gelıp, büyükelçiliğini İstanbul'da tuttu, Ankara'ya çoook sonralan taşındı. Türk diplomatları ilk, Amerika'da, Ermeni militanlarınca öldürüldüler. Basında, çeşitli çevrelerde yapılan tüm uyarılara karşın, yeterli tepki gösterilmedi. Dünya jandarması Amerika'da Ermeni yıldırılan sürerken, öç anitları dikilirken, hemen hemen çıt çıkmadı. Üzüntü bildirilmekle yetinildi. Hiçbir Türk büyükelçisi, Hasan Esat Işık'm, valizini alarak Paris'i terketmesi örneğini vermedi. Neymiş neymiş, ABD büyük devletmiş, hem ondan yardım alıyormuşuz; son Amerikan Temsilciler Meclisi'nde alınan kararı konuşuyorduk. Amerikan kovboy şarkılarını radyo programlanndan çıkarmanın ne yararı olabilir? Geldikieri gibi giderler! demiş Mustafa Kemal. Unutmayalım... inönü, anılannda. Birinci Dünya Savaşı'nda Almanlardan çektiklerini anlatır. Sabahattin Selek'm kaleme aldığı anılarda, Inönü "Almanlar Türkiye'yegitmeküzeregelmemişlerdir" der. Birinci cildin sonu şöyle biter: "...Bu bahsi bağlarken birkaç söz söylemek istJyorum. Birinci Cihan Harbi'nde Almanlarla beraber çahştık. Anlaştığımız zamanlar oldu, çatıştığımız zamanlar oldu. Çok defa Almanlar da bizden şikâyetçi olmuşlardır. Almanlarla münasebetlerimizin hususiyetini belirtmek için şunu işaret etmek isterim kı, TürkAlman İttifakı içinde beraber çalıştığımız Almanların, Alman İmparatorluğu menfaatıne bırtakım hesaplan vardı Bilhassa Suriye'de ve Arabistan'da hususi birpolitika güdüyorlardı. Bize, yüzümüze karşı açıkça söylediklerine göre, Ermenilere yapılan muameleden son derece kınlmışlardı. Gerçi onlar zulüm görmüşlerdi, kötü muamele görmuşlerdi. Almanlar da buna üzülüyorlardı, ama Ermeniler de bize yapmışlardı. Bu noktayı hiç hesaba katmıyorlardı. Almanların Araplara karşı politikalan büsbütün başkaydı, onlara hususi bir muamele yapıyorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Almanların istedikleri ölçüde kesin bir zafer kazansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacaktı. Açıkça görünüyordu ki, Türkiye'ye gitmek üzere gelmemişler..." inönü'nün satır arasında söylemek istedikleri, bilmem anlaşılıyor mu? 24 eylül. İsmet İnönü'nün doğumunun yüzüncü yilt. Güzel bir rastlantıyla, dünyada gençlik yılı. Bu yıl içinde, "Ankara Notları"nöa Inönü, anılarla yaşatılmaya çahşılacak... diğini görmüş, geçerim diye hareket etmiş, hatta yan tarafta trenin geçmesini bekleyen kamyon şoförü tarafından da ikaz edilmiş" dedi. Nilgün Erkek, "Çok korktum" derken, Mualla Ertenü, "Yaralı ve ölülerin vagonlann altından çıkanldığını" anlattı. Eskişehir Hava Hastanesi'ndeki yaralılardan Haşim Özel ve Ahmet Aydemir adlı erler, "Otobüs çok süratli gidiyordu ve sık sık fren yapıyordu" dediler. 4 ÖLÜ DAHA " BELKAHVE'DE KARŞILAND1 îzmir'e girmeden önce Belkahve'de karşılanan tnönü, hmir tl örgütü tarafından Agamemnan Özel Idare tesislerinde onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. hmir Belediye Başkan adayı thsan Alyanak kendisine ayrılan yerdeprotokolde olmaması nedeniyle yemeğe katılmadı. (Fotoğraf: HAKAN KARA) Inönü: Hükümetin içînde anarşi var (Baştarafi 1. Sayfada) davranışlar gene göriilüyor. 12 Eyliil 1980 öncesi dönemdeki sendika ve dernek etkinliklcri için açılmış baa davalar hâlâ sonuçlanmamıstır. Lniversitelerde, anayasa gereği olan bilimsel özerkliği yeniden kurmak için çaba sarfedilmiyor. Sendikalann toplu sddeşme düzenini yasalardaki gibi yurülmesine çeşitli engeller getiriliyor. 1402 sayılı yasa ile görevlerinden alınanlann durumlannı düzeltmek için girişimde bulunulmuyor. Bu luturaun artık degişmesini bekliyoruz. Hükümet bu konulardaki sorumlulugunu görmelidir." İnonü konuşmasının bu bölümünde "Biz SODEP olarak ekonomik ve sosyal olaylar ile demokrasi alanındaki görevlerin birlikte ele alınması gerektiğine inanıyoruz. ANAP iktidannın temel yaklasımından en beiirgin farkımız budur" dedi ve "Yani biz iktidarın ciddi bir alternatifiyiz" biçiminde konuştu. Inönü, daha sonra Karşıyaka Emek Mahallesi'nde bir kahvehanede yurttaşlarla sohbet etti. ANAP'hların seçimlerde gecekondulara lapu vereceklerıni vaat ettiklerini hatırlatarak, "tapu alan oldu mu?" diye sordu. Bunun üzerine yurttaşlann "Tapu yerine dozer geldi", "Pirinçle kazandılar", "Parayla kazandılar", "Tişörtle kazandılar", "Yeminli bürolar bizi soyuyorlar" diye karşılık verdiği görüldu. Daha sonra Lozan kapısının yanında bulunan partililerle Fuar'a giren İnönü, burada bir çay bahçesinde yapüğı konuşmada erken seçim konusuna değinerek, "Biriki sene içinde erken seçim olabilir" dedi. tnönü, seçimiere ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: "Bııgiın bir seçim yapılsa daha iyi olur, oy alır mıydık, bileraeyiz. Bu gezide bunu araştmyonız, gözlüyoruz. Bu bir seçim gezisi değil, ancak seçimlerin yapılması için bazı işaretler var. Seçiralerden sonra gazeteciler bana erken seçimi sorduklarında 'olmaz' diyordum. ANAP büyiık oy almıştı. Ancak aradan geçen altı ay içinde vaatlerini gerçekleştiremediler. Biıtiin bunlar halkımızda yeni bir özlem yarattı. Şimdiki iktidardan kurtulma özlemi. Ancak bu özlem ne kadar kuvvetli görecegiz. Çabuk bir iktidar beklememeliyiz. Hemen iktidara gelmek için tertipiere gelmek de doğru değil. tktidar partisi Meclisteki çoğunluğunu kaybedebilir. O zaman yeni arayışlar ortaya çıkar. Biriki sene sonra bir erken seçim gündeme gelebilir. ANAP'ın iktidar dönemi kısalır." Erdal înönü, daha sonra Fuar'daki "Cumhuriyet Kitap Kulübü" pavyonuna giderek kulübe üye oldu. Böyle bir olayın çok iyi bir şey olduğunu söyledi ve kitapları inceledi. Latife Tekin'in "Sevgili Arsız Ölüm" ile Adalet Ağaoğlu'nun "Fikrirnin tnce Gülü" adlı kitaplannı satın aldı. Bu arada Kitap Kulübü'nde bulunan bir okuyucu, Inönü'ye elindeki Abdi lpekçi'nin "İnönü, Atatürk'ü Anlatıyor" adlı yapıtını imzalattı. Bir başka okuyucu da "Size de bir irnza günii açalım" deyince tnönü, "Once iyi eserler vermek lanm" diye karşıladı. Daha sonra Urla'ya giderek SODEP'li Belediye Başkanı'nın verdiği yemeğe katılan İnönu bugün Kemalpaşa, Armutlu, Tire, Torbalı ve Ödemiş'i gezecek. Ihcak'ın yemeğine Ozalf işadamları ve gazeteciler katıldı Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesi girişinde Edirne'den tstanbul'a gitmekte olan İsmail Sert yönetimindeki 34 R 7592 plakalı yolcu otobusü anayola çıkmakta olan Mustafa Çavdar'ın kullandığı bir vinçle çarpıştı. Kazada otobüs yolculanndan Akşit Soyal, Mehmet Yonga, Hayri Yazıcı ve Zübeyde Güneş hayatlarını kaybetti, yaraianan 6 kişi Lüleburgaz ve Çorlu Devlet hastaneierinde tedavi altına ahndılar. Bariyer yok (Baştarafi 1. Sayfada) geniş olması, yolun düz olması nedeniyle geçitte banyer bulunmadığtnı belırtıi. Devlet Demiryollan Genel Müdurü Ender Çetinkaya, kaza ile ilgili olarak şu bilgiyı verdi: "lstanbul'dan saat 23.00'te hareket eden 1002 nolu Mavi Tren, saat 04sıralarında Bursa'dan gelmekte olan 16 EC 094 plakalı yolcu otobüsüne çarpmıştır. Kaza esnasmda otobüs, hemzemin geçitten geçiyormuş. Kaza ile ilgili soruşturma sürmektedir. Hemzemin geçide yaklaşım noktalannda gerekli ikaz işaretleri vardır. Kaza yerindeki görüs açısı çok geniştir. Yol düzdür. Otobüs soförünün çevresini gö'rmeme imkânı yoktur. Ancak, tahkikat sona ermeden de hatalı tarafı tespit etme imkânı yoktur." Genel Müdür Çetinkaya, hemzemin geçitte bariyer bulunup bulunmadığı yolundaki soruya ise, "Gerekli ikaz işaretleri vardır. Ancak görüş açısının geniş ve yolun düz olduğu yerlerde bariyer konulmamaktadır" karşılığını verdı. Osmanh'danOrta Asya'ya (Baştarafi 1. Sayfada) liğinde Orta Asya'ya doğru "şöyle bir" uzanıldı. "Asya bozkırlannda dolaşan atlar"ın sesi, enstrumanlardan yansırken, bir başka parçada Kırgız eski milli marşı söylendi. TopIuTuk, programını bitirip giderken, alkışlar üzerine tekrar geri döndü. Son iki parçasını söylemeye başladığı sırada Vehbi Dinçerler salona girdi, yerine oturdu. Ve önündeki sehpada bulunan telefon çaldı. Konuştu. Şarkı bitti. Bakan telefonu bırakıp alkışladı. Topluiuk, selam verip yerinden kalktı. Giderken Bakan'ın telefon konuşması bitti, "Neden gidiyorsunuz?" dedi. "Tamam dediniz" dediler. Bakan, "Tamam değil, devam dedim" dedi. Yerinden kalktı, "Bir iki şey yapın da ben de bir iki şey sorayım. Çok memnun oldum, çok sevinç duydura" dedi. Bakan'ın memnuniyeti ve sevinci üzerine konser yeniden başladı. Bu kez saz ve sese dans da eklendi. Rebap ve Rıbap'lann eşliğinde dans edenler omuz ve bilekten kollarını ani hareketlerle kıvırıp kollarını aşağı >oıkarı salIıyorlar, dirsekten açıp kapıyorlar, başlannı iki omuz arasında oynatıyorlar, dizlerini kırıp bacaklarını ileri geri hareket ettiriyorlar, kısacası, müziğin kıvrak ritmi ile biraz titriyorlar, biraz da kurtlarını döküyorlardı. BARDAKÇI Kimi izleyenlerin de mırıldanarak eşlik ettiği konser alkış tufanı içinde bittiği zaman, Dinçerler ayağa kalkıp topluiuk elemanlarım tek tek kutladı. Sonra sunuculuğunu Söğüt Lisesi Edebiyat Öğretmeni Ülfet Kaşıkçf nın ustlendiği ve "tmparatorluğun ölmezliğinin dile getirilecegini" soyledıği sempozyuma geçildi. Orta Asya'dan tekrar Söğüt'e dönülünce, ilk sözü Organisazyon Komitesi Başkanı Söğüt Kaymakamı Mehmet Kahraman aldı. "Tarihin meçhul kalmış yerlerine ışık tutmak üzere" duzenlediği bu sempozyuma "Tercüman" gazetesi yazarları Ahmet Kabaklı ile Ûhan Bardakçı'yı özellikle davet eden Kaymakam Kahraman, her ikisini de salonda görememenin üzüntüsü içindeydi. Oysa llhan Bardakçı bir makalesine "Söğüt'te bulusalım" başhğını atmış, üstelik fesrival adının "şenlik" olarak değiştirilmesini istemişti. Kaymakam Kahraman da, Bardakçı'yı dinlemiş ısmarlanan sigaralardan kazıtamasa bile festival adını bile Söğüt Şenliği olarak değiştirmişti. Ne yazık ki, Bardakçı, tstanbul'daki 12 Eylül seminerine katıldığından gelemezken, Kabaklı ise sempozyum başladıktan sonra Soğüt'e yetişebilmişti, Kaymakam Kahraman'dan sonra sözü Bakan Dinçerler aldı ve böyle "kutsal" bir günde böylesine "kutsal" topraklarda bulunmaktan duyduğu sevinci, gururu ve huzuru anlatıp Osmanlı dönemini öven uzun bir konuşma yaptı. Sonra sözü Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli iç politikalarından olan milli eğitime getirdi. Ve hükümetin milli eğitim politikasımn ne olduğunu açıkça açıkladı: "Türk İslam sentezi içinde yoğurup yavrulanmızı bu esaslara göre yetiştirmemiz lâzım." KENDİMtZE DÖNMEK Osmanlı'dan "miras" kalan bu "esas"ları bu öğretim yılından itibaren okullarda uygulamaya başlayacaklarını da söyledi. Bakan, hızını alamayıp, 13. yuzyılda Söğüt'te başlatılan "hak yolundaki mücadele"ye kendilerinin de gireceğini dünya âleme ilan etti. 20. yüzyılın sonlanna gelindiği 1984 yılının 15 eylülünde, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, "Biz kendimize dönmeliyiz. Biz kendimizi bulmalıyız" derken, bu işin nasıl yapılacağını açıklamadı. Bağımsız bir Lübnan hayal oldu (Baştarafi 1. Sayfada) ğildi. Kendisine selam bıraktık. Birkaç ay sonra, bir gece yansı tsrail ile isbirliği yapan ajanlar tarafından evinin, defalarca konuk kaldığımız evinin merdivenlerini tırmanırken arkasından vurularak öldürüldü. GÜNEY DtPDİRİ Sadece Şeyh Ragıp ElHarb'ı değil, yine Nabatiye'nin Cebşit köyünden Bilal Fahs'ı da göremeyecektik. Geçen yıl, Cebşit'e gittiğimizde kucaklaştığımız Bilal Fahs'ı o sırada kendi köyündekilerden başka tanıyan yoktu. Bilal Fahs, kısa bir süre önce bomba dolu bir Mercedes ile bir Israil zırhh konvoyu arasına dalmış, kendisiyle birlikte çok sayıda işgalciyi havaya uçurmuştu. Bilal Fahs adı şimdi Lübnanda Israil'e karşı direnişin bayrağı gibi dalgalanıyor. Tüm hucrelerine dek çürüyen, biçimsel bir devletin dışında artık egemen bir devletin varlığmdan soz edilemeyecek olan Lübnan'da tek diri unsur, direnen Güney, Güney'deki direnisin durdurulamaması ve kararlılığı. Iç dengeleri altüst olan, sürekli bir siyasi, iktisadi ve ahlaki bir bunalım ve toplurnsal kutuplaşma içinde yaşayan îsrail, Güney Lübnan'dan çekilmeye mecbur. Yeni kurulan Şimon Peres hükumetinin gündemindeki en önemli maddelerden biri Güney Lübnan'dan çekilişin takvünini saptamak olacak. İSRAtLİN LÜBNAN POLtTİKASI Kendisi bunalım içinde kıvranan ve Lübnan serüveninden sıyrılmanın yollarını arayan Îsrail çekilecek ama çekilirken de Lübnan'ı paramparça ederek gidecek. BeginŞaron ikilisinin siyaset doruğundan inmesinden sonra, İsrail'in Lubnan politikası da değişti. tzak Şamir Hükümeti'nin Savunma Bakanı Moşe Arens'in izlediği ve İsrail'in Lübnan uzmanı Uri Lubrani tarafından planlanan Israii'in yeni Lübnan politikası, PeresŞamir koalisyonu ve bu koalisyonun Savunma Bakanı Yitzhak Rabin tarafından da izleneceğe benziyor. "Bunalım, Değişim ve Seçenekler" ana başlığı, "1984 Başında Israil'de Siyasi Düşünce" alt başhğıyla ocak ayında hazırlanan ve İsrail'in Lübnan'a ilişkin politikasımn ne olduğunu ve bunun gerekçelerini içeren rapor, bazı kanallardan Lübnan'daki bir kısım siyaset adamı ve gözlemcinin eline ulaşmış. 10 sayfalık rapor şöyle başlıyor: "tsrail'de Lübnan'a ilişkin temel degişiklikler meydana geliyor. Giiçİü, birlesik, bağımsız ve dostça bir Lübnan'ın giderek olabilirliğini yitirdigi inancıyla, değişik senaryolar hazırianmakta, tartışılmakta ve planlanmaktadır a. tsrail'de Lübnan'ın özdlikle Hıristiyan cemaatine ilişkin olarak, kötü bir imajı vardır. b. Emin Cemayel'in görevi başarabileeeği güçlü, birlesik, bağımsız ve dostça bir Lübnançok kuşkuludur. Lübnan'a ilişkin yeni tsrail politikası şudur: "Lübnan bir piyano gibidir: Birçok melodi çalınabilecekse, niçin tek bir melodi çalalım." "Arens'in tümüyle desteklediği ve Uri Lubrani'nin eseri olan bu görüş iki ilkeye dayanıyor: 1 Hiçbir kesime özel muamele yok, olsa olsa önceiik var. 2 Dürzilerle açık ve sıkı ilişkiler, Şülerle daha iyi bir anlayış. Arens, Lübnan'ın bir çıkmaz olduğuna ve banşın kapısı olmadıgına artık inanmaya başladı. Şimdilik, Şamir hükumetinin mümkun olan en kısa süre içinde Lübnan'ı terk etmeklen başka hiçbir kesin ve açık hedefi yok. Durnmu daha da kötü hale sokan, Cumhurbaşkanı Emin'in de açık hiçbir hedefi bulunmadığıdır. Birlesik bir Lübnan'da güçlü bir merkezi hükümetin tsrail'in ulusal güvenlik çıkarlanna uygun oldugu savı, eger bu yeni Lübnan, fsrail'e bağlanmamış ya da en azından Israil'e dost değilse, kabul edilemez." 1984 sonbaharında Lübnan'da ulaşılan nokta, Güney'deki yürekli direnişe rağmen, Lübnan'da artık güçlü bir merkezi devletin kurulmasının hayal olduğu, ülkede devlet otoritesinin ortadan kalktığı, ülkenin mezhepler ve dinler temeli üzerinde parçalanmış olduğu ve bağınısızlığından söz edilemeyeceğidir. Artık, Hıristiyanlann denetimindeki 1943 Anayasası'na bu anayasa değiştirilmiş olmamakla birlikte dayah bir Lübnan ortadan kalkmıştır ama bunun yerini bağımsız ve hakça bir Lübnan da almamıştır. Bugün Lübnan demek, kaderinin belirlenmesinde esas olarak Îsrail, Suriye ve lran'ın, belirli ölçülerde de diğer Arap ülkelerinin ve perde gerisinde büyük güçlerin rol aldığı, siyasi geleceğini belirlediği Ortadoğu'nun laboratuvarı demektir. Lübnan'da bugün yaşanan çıkmaz, aslında Ortadoğu'da meydana gelen bir tıkanıklığı, Lübnanlı aydmlann genel kanısına göre Yalta dengesinin 1980'lerde Ortoğu'da değişiminin gerekliliğini ifade ediyor. Lübnan'ı seyrederken, bu nedenle, ister istemez îsrail'in ve Lübnanlı yerel güçlerin yanı sıra Suriye'yi, lran'ı ve diğer bölge ülkelerinin politikalannı, hatta iç durumlarını irdelemek gerekli. LONDRA oteluçak dahıl yalnız uçak HER CUMARTESİ 7 GÜNLÛK gezileri 195.000.TL. 155.000.TL. KADIKÖY, AJOyol. Onur Işhanı No. 408 43, ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Oğuldan, anaya aylık" SORU: Oğlum eşi ile birlikte bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Bir tek kız çocuklan vardı. O da, oksiız ve yetim kaldı. Torunum heniiz 13 yaşında ve okula gitmektedir. Eşimi de oğlumun ölümunden bir >ıl önce kaybeftim. Kimim kimsem yok. "Oguldan, anaya aylık bağianırmış" dediler. Doğru mudur? Oğlum 25 yıllık sigortalıydı. N. S. YANTT: Sosyal Sigortalar Yasası'nın ölüm sigortasından yararlanabilmek için ölen sigortalının "Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün Malullük, Yaşhlık ve ölüm Sigortalan primi ödemiş durumda" olması koşulu aranmaktadır. Bu koşulu yerine getirdikten sonra ölenlerin "hak sahiplerine aylık bağlanır". Bu durumda hak sahipleri, ölen sigortalının eşi, çocuklan ile ana ve babalandır. "Ana ve Babaya Aylık Bağlanması" için; "Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklanna bağlanması gereken aylıklann toplamı"ndan arta kalanı "ana ve babasına aylık olarak verilir. Ancak, bunlann her birinin hissesi sigortalıya ait aylığın °7o25'ini geçemez." ölüm ayhğı, ölen sigortalının kendisine bağlanacak aylığm; 1 Çocuğu olmayan dul eşine %75'i, geri kalan %25'i ise "eşit hisseler halinde, geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" (Ikisinin varlığı durumunda %12,5'er eşit hisse olarak, birinin varlığı durumunda ise ^o25 hissenin tümü), 2 Dul eşin ] çocuğu varsa %50 dul ese, To25 tek çocuğa geriye kalan %25 hisse ana ve babaya, 3 Dul eşin 2 çocuğu varsa Vo50 dul eşe ve her iki çocuğa da %25'er olarak toplam "folOO hisse eş ve çocuklar arasında dağıtılır. 2 ve 2'den çok çocuk olması durumunda, ana va babaya hisse düşmez. 4 Sizin durumunuzda olan ve ölen sigortalının yalnız bir tek çocuğu varsa SSO hisse çocuğa ve %25 hisse de "geçiminin' sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen anaya" aylık olarak verilir. ^ T«l: 337 O i J î a J Ş ^ > HAFTAIIK HABER DERG&I SA4DA BİRLISME •<lufu • Otobüs ve feribotla fNGİLİZCE ÖCRENİMİ İAVRUPAGEZİLERİI Uçak.a ISTANBUL • PARİS • MADRID LIZBON LONDRA NICE ROMA ISTANBUL ıllc gezı 21 09 1984 ve her 15 gunde bir 18'er gun 300 000 TL ve S00 dolaı MARMARIS RODOS GezUeri her cuma gunlen 10 gun Gıdış ile donuş ve LUKS PARADİSECAPCISGOLDEN BEACH oteilennde yar.m paraıyon konaldama dahfl 20 000 TL + Î95180 ve 170 dolaı Londra'nın en se^kın 6 okulundc Huna jıl Turkıc hd/.rljnmı, ronll' BROŞÜR''cMmı/ ^liwnlcrL hcmcn ^jndcnlır î DÜNYAYI GEZDİREN ACENTA CENETİKMÜHENDİSLİĞİ Astan Başlı Keçıden. fjbnkasyon ıısana... FENERBAHÇEFİORENTİNA UEFA KUPASI MAC GEZİSİ • tkım 1984 de ü O 4 gun 150 000 TL 260 dolar 7 gun 150 000 TL + 320 dolar ISTANBULFLORANSAROMAISTANBUL Gezı ucredne jçak. 4 yıldtzlı Dtelterde konaklama translener ve mac bılelı dahıldır Uçakla KAHIRE (LuxorAswanIskendenye) geolen 23 10.84 ve 20.11 84 tanhlermde 10'aı gün 153.000 TL ve 450 dolar ücfe'e Ucal> Transrertef lu^s oceHe> h^iujfü we a*safn yernâKlen ile sehı' iurtân tan> C " \vnca, Ka^ım ve Arahk a>larında AtRİKA I . ( , I N K N AMKRİKA turlan Islayenlere BBOStlB göngenUr H*?r Pâ2ârttü ^e Çarşamba gunlen uçakla KIBRIS yezılen •İKITALARARASI GEZİLER • UZAKDOĞU TURU ISTANBUL PARİS BANGKOK • SINGAPORE MANILA TOKYO SEOUL HONGKONG PARİS • ISTANBUL 01 lOve 26 10.1984de 22'şer gün : 582 000 TL ve 800 doıaı • GELENEKSEL DÜNYA TURU ISTANBUL BANGKOK HONGKONG SINGAPORE TOKYOHONOLULU LOS ANGELES LAS VEGAS • SAN TRANCISCO • M1AM1 • NEW YORK ISTANBUL 30 09 1984 lanhınde 33 gun 1 035 000 TL ve 1400 dolaı ARlyol Onur IfA Na: 407. T«l 337 32 77 338 39 03 • KUZET A M E R İ K A TURD ISTANBUL N E W YORK VVASHINGTON MIAMI NEW ORLEANS LAS VEGAS SAN FRANCISCO LOS ANGELES NEW YORK ISTANBUL 03 10 1984 tanhınde 21 gun 59O0O0TL ve 1000 dolar ~ı "1 ABD'ye (Baştarafi 1. Sayfada) Türkiye'nin de, Yunanistan'ın 1974'te yaptığı gibi, "İttifakm askeri kanadından çekilmesi gündeme gelebilir mi?" yolundaki soruya ise aynı yetkili, "Yanıt vermemeyi tercih ettigini" söyledi. • tstanbul Üniversitesi Siya&al Bilgiler Fakültesi'nden aldığım kütüphane kimlik kartırru kaybettim. Hükümsuzdür. SÜLEYMAN ÖĞÜS Partller. SAĞDA BİRLEŞME HP'de kongre hazırlıkları RP Genel Sekreteri A.Nedim CETİN: "İdarei maslahatçılık, demokrasinin azgın düşmanıdır" SODEP yurt gezisinde AHIa SAV: "Devlet ureticiyi tuccarın insafına terketmiştir" ÖZAL'ın yan resmi Almanya ziyareti Türkiş: Mantıkyanlış. Muzaffer SARAÇ: "En yoğun insan sevgisi işçilerdedir" BİR KONUK: Zekl MÜREN "Tek rakibin Muazzez ABACI olurdu" BASINDAN HABERLER: Mehmet Ali BİRAND "Kitabım basılmadan, Sayın EVREN okudu" CİNSEL HAYAT: Erkekler hareketli kadınlardan hoşlanır Çocuklar "iş" başına (Baştarafi 1. Sayfada) artan miktarda, hepsi en az babalan, anneleri kadar "çalışacak. " Haftada 4050 saat kitap ve defterler arasında "istikbal" kovalayacaklar. "Koca" tatil biterken, çoğu çocuğun kafasında yeni tatillerin hesabı da var. Bu öğretim yüında I9'u bayram olmak üzere 86 gün tatil var. Kayıt tarihleri ilkokuüarda 28 eylül, ortaokullarda 5 ekime kadar uzatıldı. Belgeleri eksik olan öğrenciler, okul açıldıktan sonra bunlan tamamlayabilecek. "Ağır işçiler"in en küçükleri olan 6 yaşmdaküerin bazılan, ' 'müsait bir okul'' bulabilirken, bazdan bu yıl da kapıda kalacak. Oğrencilerin kesin listeleri 1 ekimde Milli Eğitim Müdürlüklerinde ilan edüecek. Bu arada "öğretmen kurulları" bu yıl oldukça "roferans/ı" gözüküyor. Bakan Dinçerler'in "bunu özellikle istediği" belirtüiyor. Kurullarda çok sayıda öğrencinin "başanlı" sayildığı kaydediliyor. Vzmanlar,, ağır kitap ve çanta taşıyan çocuklarda omuz düşüklüğü ve omurga eğrtterinin meydana geldiğini belirtirken, ANKA 'ya açıklama yapan Prof. Atalay Yörükoğlu da "dersyükünün çok ağır olması"na dikkat çekti. 12728 numaralı san basm kartımı kaybettim. Yenisini alacağımdan hukümsüzdür. KAMİL DENİZ SOM. • Harbty* IstlkUI CM No 365 Cumhuriy»! C*d T«l 143 ?6 5O(5 ttn) No. 243. 143 79 96 144 89 95 Tel 141 12 M 144 46 51 (5 hat> > Kıtalararasi gezılenmn ucıetlenne luks otelieı ve amenkan • Ankara * S«4amiç«tm« • BMurkay ItHnbul C M AUIurfc Bulvan B*4dal Cad No «3. Ho 221^2. Pelin Htom Tel 34 48 44 Tel 355 53 89 NESLİ TURİZM, 34 48 45 359 78 46 Tel 570 13 62 uçaklaı transferler. lcahvaltıtar dahüdır • Bodrum Karmntinm Cmu No 31 Tel 1413 A713
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle