Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 7AĞUSTOS 1984 TELEVTZYON 13.30 Açılış ve Program 13.31 Açık Öğretim Prof. Dr. Turgut Akıntürk Temel Hukuk dersinî veriyor. TVde Sinema Çoksatan bir romandan beyaz perdeye Kartal Kondu (Eagie has Landed)/ Yöneımen: John Sturges / Oyuncular. Michael Caine, Donald Sutherland, Robert Duvall, Donald Pleasance, Jenny Agutter, Anthony Quayle, Larry Hagman, Judie Geeson / 1976 yapımı / 130 dakika. 2. Dünya Savaşı'nda bir Alman casus grubu paraşütle İngiltere'ye iner. Amaçlan, Churchiiri kaçırarak savaşın gidişini Almanlann lehine değiştirmektir. Jack Higgins'in çoksatan romanından birçok filmde ve TV dizisinde katkısı bulunan Tom Mankiewicz tarafından senaryolaştırılmış bir öyküyü, serüven filmlerinin buyük ustası John Sturges filme almış. Birkaç yıl önce ülkemizde de gösterilerek ilgi gören fılm, fantezi bir dttşünce üstüne kurulu yakın tarih ve TRT'NIN ÎÇINDEN MAHMUT T. ONGOREN 14.00 Olimpiyatlar 14.0015.30 Özetyayın, 15.3017.00 Atlama, 17.0020.20 Atleıizm. 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.10 Uykudan Önce 21.20 Misakı Milli Beyannamesi Özel Progranu 21.35 TV'de Sinema: Kartal Kondu (Ayrıntılı bilgi yandaki sütunlarımızda) Şu Yerli Drama Dedikleri Nesne Gerçekte bu yazının adı "Üretim, Üretim, Üretim" de olabilirdi. Ya da "Sanayileşmenin Neresinde Değiliz" diye de başlık atabilirdim. Ama bir önceki hafta devletin tekelindeki TRT'nin zavallılığını görünce, "YerliDrama" adında karar kıldım. Geçen temmuzun son günlerinde, yağmurlu bir akşam, TRT'nin TV yayıncılığının daha "A "sında bile olmadığını, ama "Z"yi de çoktan geride bıraktığını anladık. "Sanayileşmenin Neresindeyiz?" adlı açıkoturumu izlerken oluşan elektrik kestntileri sonucunda televizyonun düştüğü duruma tanıklık edince... Ne var ki, aynı akşam TRT televizyonu övünç duyulması gereken bir başka yapıma da yer vermişti. Reşat Nuri Güntekm'in "Eski Hastalık" adlı romanından Ziya Öztan tarafından senaryosu yazılmış ve yönetilmiş bir TV filmiydi bu. Kısa, ama insanlar arasındaki pek çok ilişkiyi içeren bir öykü vardı bu TV filminde. Senaryo ustalıkla yazılmış ve film akıllıca yönetilmişti. CHURCHlLUt KAÇIRMAK "Kartal Kondu" 2. Dünya Savaşı sırasmda geçiyor ve savaşı Almanya lehine çevirmek isteyen bir casus grubunun,Churchilt'ikaçırmak için harcadığıçabakonualmıyor. savaş serüvenlerinin tipik bir örneği. Bir dizi usta oyuncu görevlerini gereği gibi yerine getiriyorlar. Bunlar arasında TVde pek az filmini izlediğimiz Michael Caine ve Donald Sutherland, geçtiğimiz yılın en iyi erkek oyuncu Oscar'ını alan Robert Duvall, küçük bir rolde "Dallas"ın "JR"ı Larry Hagman sayılabilir. Ama filmin belki de en ilginç oyuncusu Churchill'i canlandıran kişi. Adını bilmediğimiz bu oyuncunun ünlü devlet adamıyla şaşırtıcı bir benzerliği var. Çok satan bir roman okurmuş gibi, vakit geçirmek amacıyla izlenebilecek bir film. Oyuncular da çok iyi seçilmişler ve ustalıkla oynuyorlardı. Ne anlatımda, ne de oyunda en küçük bir abartı yoktu. Beceri de buradan geliyordu. Ama gerek televizyondaki ve gerek sinemamızdaki yerli dramaların abartılı öyküleriyle, abartılı anlatımlarıyla ve abartılı oyuncularıyla koşullanmış olan kimi izleyiciler "Yusuf ile Züleyha"y\ biraz yadırgamış olabilirler. Öte yanda, bu gibi işlerden çok iyi anladıklannı sananlar da bu yerli dramada çeşitli kusuriar bulabilirler. Fakat bu yapım, TRT Televizyonu'nun kadrolu yönetmeni Ziya Öztan'ın sayesinde yalın film anlatımının başanlı bir örneği olarak kabul edilebilecek belki de ilk adım sayılmalıdır. Ne yazık ki, bu olgunun üzerinde yeterince durmaya olanak bulamadan, aynı akşam bir başka yerli drama ya da bir başka "yertidram" da geldi ekrana. Bu yerli dramın açıkoturum sunucusu, son derece saygılı ve yumuşaktı. Oturuma katılan konuşmacılar da çok efendi insanlardı. Sunucu da, efendiler de birbirlerıne çok büyük bir anlayışla davranıyorlar ve "sanayileşmenin neresıne geldiğimizi" milyonlarca izleyiciye anlatmak için birbirleriyle incelikli bir yarışa girmekten kaçınmıyoriardı. Doğrusu, içimi çok rahatJattı bu açıkoturum. 1970'Ü yılların başındaki bunalımlı dönemde de TRT Haber Merkezi'nin çok iş bilen elemanlarının çabalarıyla, o günlerde halka açılan büyük şirketlerimizin reklamını açıkça ve tek yanlı yapan sürüyle TV yapımı izlemiştik. "Hani nerede, içinde bulunduğumuz dönemde de böyle tek yanlı açık oturumlar?" derken, üzüntümüzün boşuna olduğunu hemen anladık. "Sanayileşmemizin neresinde olduğumuzu" anlatırken, oturumdaki efendilerin karşısına çıkarak karşıt görüşleri belirtecek uzman kişiler neden bu yerli drama çağrılmamıştı acaba? Ama bu yapımın gorüntü bantına kayıt edilmesinden önce, her şey ve herkes öyle bır biçimde ayartanmış, öyle düzenlenmişti ki, birbiriyle bu denli anlaşan konuşmacıların ve onlara bu denli saygılı davranan sunucunun arasına karşıt görüşlü birini sokmak, gerçeklen "/7a/Mfc"olurdu. Birbirine bu denli uyumlu kişileri arasıra televizyonda görürsek, "Birlik ve beraberlik ruhu"r\ur\ nasıl geliştiğini daha iyi anlayacağız. Bu nedenle, televizyondaki aynı tür yerli dramlann sürdürülmesini sayın Toskay'dan özellikle diliyoruz. Ama TRT Genel Müdürü, elektrik kesintilerinın araya gırip hainlik etmesine ve "sanayileşmenin neresinde olduğumuzu" gerçekçı bir uygulamayla göstermesine engel olmalıdır. Çünkü elektrik kısıntısı, aynı zamanda TV yayıncılığımızın nereden kalkıp nereye geldiğini de gözler önüne koyuyor. "Üretim, üretim, üretim" diyerek ekranda üretim ilişkilerini unutturmaya çalışan sanayicilerimizle de ne denli övünsek azdır. Fakat kimi zaman izleyiciler böyle açıkoturum yerli dramlarından sonra çizgi filmlerinin göstenleceğini de sanmıyor değiller. Sonunda da çizgi filmi gösterilmeyince, "kuçüklere masallar" değil, "buyüklere masalları" izlediklerini hemen anlıyorlar. Yoksa bu yazımın başlığını "Buyüklere Masallar" diye mi değiştirseydım? 23.15 Olimpiyatlar 23.1524.00 Boks, 24.0001.00 Güreş. 01.00 Haberler 01.05 Kapanış RADYO TRT I kükr. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Yurttan sesler kadınlar topluluğu. 12.30 05.00 Açılış, program ve kısa haber Beraber ve solo şarkılar. 13.00 Haler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkı berler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 lar ve oyun havalan. 06.00 Köye ha Türküler geçidi. 14.00 Şarkılar. berler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 14.15 Hafif müzik. 14.30 Yabancı dü Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 ögrenelim. 15.30 Barok müzik. 16.00 Günün içinden. 10.00 Arkası yann. Halk müziği dünyamız. 16.20 Arkası 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haber yann. 16.40 Şarkılar. 17.00 Saz eserler. 11.05 Türküler geçidi. 11.25 Çe İeri. 17.10 Türkçe sözlü hafif müzik. şitli sololar. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kı 17.30 Çaglar boyu Türk sanat müsa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 ziği. 18.00 Yurttan sesler. 18.30 Din öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve rad ve ahlak. 19.00 Haberler ve olaylayo programlan. 13.00 Haberler. nn içinden. 20.00 Dünden bugüne 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel ya tango. 20.30 Yabancı dil ögrenelim. yın ve reklamlar. 14.45 Hukuk ve so 20.45 Hafif müzik. 21.00 Haberler. runlanmız 15.00 Kısa haberler. 15.05 21.30 Küçük konser. 22.00 Solistlerögleden sonra. 16.00 Kısa haberler. den birer şarkı. 22.30 Bir roman / 16.05 Şarkılar. 16.25 Hafif müzik. Bir yazardan hikâyeler. 22.45 Türkçe 16.40 Türküler ve oyun havalan. sözlü hafif müzik. 23.00 Haberler. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümüz 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafif ASUMAN AVAR köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve müzik. 23.55 Çağlar boyu oda müreklamlar. 18.00 Çocuk bahçesı. tZMİR Dokuz Eylül Üniziği. 00.55 Program ve kapanış. 18.15 Haftanın çocuk şarlusı. 18.20 versitesi Güzel Sanatlar FakülteErkekler fash. 18.50 Hafif müzik ve si Sahne ve Görüntü Sanatlan reklamlar. 19.00 Haberler ve olayların içinden. 20.00 Beraber ve solo 07.00 Açılış ve program. 07.02 Gü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özdemir Nutku, Tiyatro Bölümü şarkılar. 20MTürküler. 20.45Türk ne başlarken. 08.00 Sabah konseri. içinde ayrı bir dal olarak eğitim çe sözlü hafif müzik. 21.00 Kısa ha 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Manberler. 21.05 Konuların içinden. hattan Transfer'in Mecca For Mo veren Dramatik yazarlığın şu an21J5 Türk müziği dinleyici istekle derns Albümü. 09.30 Barok muzik. da hâlâ, İngiltere dışında Avruri. 22.00 Sevilen eserler. 22.30 Solist10.00 Caz müziği. 10.30 Her hafta pa'da yalnız Türkiye'de bulunlerden seçmeler. 23.00Haberler. sizlerle. 11.00 Ogleye doğru. 12.00 duğunu, Avrupa'da bir bölüm 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün Haberler. 12.12 Diskoteğımızden. olarak değil, yalnızca ders olahaberlerinden özetler. 01.00 Prog13.00 Konser saati. 14.30 Caz raü rak okutulduğunu belirtti. ram ve kapanış. 01.0505.00 Gece ziği. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 yayıru. Günün konseri. 17.00 Haberler. "Dramatik Yazarlık", 17.12 Sizler için. 18.00 Pop dünya"Oyunculuk" ve "Sahne Tasasından. 19.00 Haberler. 19.12 MüTRT II zik dünyasından. 20.00 Melodiler ge nmı", olarak ayrı bölümler ha07.00 Açılış ve program. 07.02 So çidi. 20.30 TRT lstanbul Hafif Mü linde eğitim veren Tiyatro Bölülistkrden seçmeler. 07.30 Haberler zik ve Caz Orkestrası. 21.00 Salı mü eğitim programının 1976'da 07.40 Türküler ve oyun havaları konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Ge kurulduğunu ve uluslararası ti08.00 Sabah için muzik. 09.00 Solist cenin getirdikleri. 23.00 Dort mevyatro eğitimi kongresince de kaler geçidi. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler. 10.40 No simden. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 bul edildiği gibi Avrupa'da tek örnek olma özelliğini sürdürdübel. 11.00 Küçük koro. 11.30 Tür Program ve kapanış. Dramatik oyun yazarlığı eğitimi Prof. Özdemir Nutku, dramatik oyun yazarlığı eğitiminin bağımsız bir bölüm olarak İngiltere dışında bir tek Türkiye'de bulunduğunu belirtiyor başanlannı nasıl degerlendiriyorsunuz? Ö.N. Belki okulumuzdan her mezun olan yazar olmayacaktır. Her on kişiden biri yazar olsa bu iyi bir durum sayılabilir. Ama bu mezunlar, yazmayı bilen incelemeci, arastırmacı, eleştirmen olacaklardır. Şimdiye kadar açıkta kalan mezunumuz yoktur. Mezunlanmız, iyi bir eğitimden geçmektedirler. Bir eleştirmen, oyunun nerde aksadığını bu eğitimden geçtikten sonra anlayabilir. Bu kişilerin de tiyatroya yararı olacağı kanısındayım Tiyatro eğitiminin geleceği konusunda neler söyleyebilirsiniz? Ö.N. Yannın Türkiye'sindeki oyuncuların kitap okuyabilen, tartışabilen, dünya görüşüne sahip ve çevresindeki olaylara duyarlı sanatçılar olmasını istiyoruz. Bizim okulumuzda, tiyatronun temel üç unsuru, birlikte ealışma ve işbirliği içine girebiliyor. Bütün Türkiye üniversitelerinde bu sistemin, geliştirilerek yaygınlaşnnlmasını isterim. Yoksa, bu kopukluk devam eder. Tiyatro kollektif bir sanat olduğuna göre, eğitiminin de tiyatronun bu özelliğine göre sistemleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Izmir'de Avrupcfya örnek olacak uygıdama: TRT m BULMACA ğünü açıklayan Prof. Dr. Nutku, Cumhuriyet muhabirinin sorulannı şöyle yanıtladı: mi yoksa, yazar adeta dilsiz duruma gelir veya bir sahne tasarımı yoksa, sahnede ne olduğunu anlamayabilır. Tiyatronun üç temel eğitimi, sahne tasarımı, oyunculuk ve yazarlık, ayrı ayrı müfredat programıyla ama ortaklaşa yürüyebilir. Böylece, yazar ve sahne arasındaki kopukluk da önlenmiş olur. Böylece, kuramdan yoksun olan o>unculuğa kuram dersleri, uvgularnadan yoksun olan yazarlıga da uygulamah dersler koyarak, eksiklikler tamamlanmış ve bütunlük sağlanmış oluyor diyebilir mi>iz? Ö.N. Elbette. Bu sistemle, bölümlerin hem meslek dersleri oluyor, hem de ortaklaşa, birlik SOLDAN S A G A 1/ Kütahya ilinde zengin linyit yataklan bulunan bir yer. 2/Çalı çırpıdan yapılmış kulübe... Tavlada bir sayı. 3/ Platinin sımgesi... Arap erkeklennin kefiyelerinin üzerine bağladıkları yünden örme kalın bağ. 4/ Bir çeşit ince ve hafif spor yelkenlisi... Göklerin en yüksek katı. 5/ Seciye, karakter... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 6/ Boy... tki tarla arasındaki sınır. 7/ Lütesyumun sirngesi... Ağaç oymaya yarar balta. 8/ Uzaklaşmak... Bir zaman birimi. 9/ Eskiden esnafın giydiği sivri tepeli külah. YUKARIDAN AŞAG1YA 1/ Doğru yoldan aynlma. 2/ Koleraya neden olan bir mikrop... Sınır nişanı. 3/ Şaşma ifade eden bir ünlem... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Bir renk. 4/ Kira.. Metal parlaklığı verilmiş deri. 5/ Çeşitli bitkilerden elde edilerek hekimlikte kullaıulan bir zamk ve öz su... Lahza. 6/ Dâhi... Damarlı ve yan saydam bir taş. 7/ Bir çoğul takısı. 8/ Notada duraklama zamaru... Sabıroto adı da verilen ve vatanı Meksika olan gösterişli bir sus bitkisi. 9/ XVI. yüzyılda Afganistan'da kurulan, kıble tutmayı ve abdesl almayı gereksiz sayan, bu nedenle Sünnilerce Müsluman sayümayan bir tarikat. U L j 1 İNŞAAT YAPTIRILACAKTIR T.K.İ. ALPAGUTDODURGA LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Müessesemizce yaptınlacak EKONAMA binası inşaau işi 8/2574 sayılı Bakanlar Kurulu kararaamesi esaslarına göre kapalı zarf yöntemiyle ihaleye çıkanlmıştır. 1 Bayındırhk ve lskân Bakanlığı 1984 yılı birira fiatlanna göre işin tahmini keşif bedeli 10.500.000. TL. olup, geçici teminatı 315.000. TL. müteahhitlik karne grubu C dir. 2 Eksiltme 24.8.1984 günü saat 15.00'te müessesemizde yapılacaktır. 3 Eksiltme işine ait dosya TKİ. Kurumu Genel Müdürluğü lnşaat Dairesi Başkanlığında (Hipodrum Cad. Kömür deposu yanı Yenimahalle/ANKARA) ve Müessesemiz Inşaat Şube Müdürlüğünde görülebilır. 4 Eksiltmeye katılabilmek için isteklilerin Eksiltme Şartnamesinin 5. maddesindeki belgeler ile 21.8.1984 günü saat 14.00'e kadar müessese müdurlüğumüze müracaat ederek yeterlilik belgesi alması şarttır. 5 Yeterlilik belgesi 22.8.1984 günunden itibaren Müessesemizden alınacaktır. 6 Yeterlilik belgesi alan iştirakçilerin teklif mektuplannın en geç ihale saatından bir saat öncesine kadar müessesemiz muhaberat servisine verilmeleri gerekmektedir. Postadaki gecikmeler. telgrafla yapılacak müracaaılar ve eksik belge tamamlanraası dikkate ahnmayacaktır. 7 Yeterlilik belgesi verilmesi ve uygun fiatın tespitinde Bayındırhk ve lskân Bakanlığrnın 28.4.1984 günü ve 18385 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan tebliği esasları uygulanır. Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Basın: 21965 Benimsenen bir model eğitim progranu "Dramatik Yazarlık" bölümünün kunıluş aşamalannı anlatır mısınız? Ö.N. Burası, 15 ekim 1976 yüında resmen kurulmuştur. Kurulduğu zaman da bazı küçük değişikliklerle yine bugünkü görüşle kurulmuştu. Bu bölümü kurmadan 5 yıl önce, 1971'de Kopenhag'da toplanan Uluslararası Tiyatro Eğitimi Kongresi'ne bir bildiri sunmuştum. Bu bildiride de Avrupa'daki tiyatro bölümlerinin işe yaramazhğından söz etmiştim. Çunkü Ingiltere dışında, Avîupa'daki tiyatro bölümleri kurs derslerini kapsıyordu ve bunlann edebiyat bölümlerinden hiç farkı yoktu. Onun için de haklı olarak edebiyat ve dil bölümleri, tiyatronun kendilerine bağlı olması gerektiğini söylüyorlardı. Ben bütün bunları gösterdim ve kuramın yüzde 30 olması gerektiğini savundum. Eğer tiyatro bölümleri yalnızca birtakım kuramcılar yetiştirip, yazar, oyuncu yetiştirmiyorsa, tasarımcı yetiştirmiyorsa, tiyatro açısından hiçbir sonucun alınamayacağını belirttim. Bu kongrede büyük tartışmalara yol açtı. Bir kısım eğitimciler beni desteklediler. 1975'te Berlin'de yapılan kongrede benim düşüncelerim başkalan tarafından da desteklenerek, bir ilke kararı olarak benimsendi. 1978'de Venedik'te yapılan kongrede, ben burada kurduğum bölümün programını götürdüm ve o içerik Avrupa eğitim kurumunun temsilcileri tarafından çok beğenildi. Boylece, Avrupa'da "model eğitim progranu" olarak kabul edildi. Sayın Nutku, "Dramatik Yazarlığın" ayn bir bölüm olarak kurulma amacını nasıl açıklarşınız? Ö.N. Yazar, doğan bir insandır, yapılamaz. Ancak, tiyatro yazarını seyircinin karşısına çıkabilmek için, oyuncuya, yönetmene, teknik adamlara, kısaca pek çok kişiye ihtiyacı vardır. Bunun için de tiyatro, sinema, televizyon yazarlığı gibi teknik gerektiren yazarlıklara, bu tekniğe ilişkin bilgiler öğretilir. Dramatik yazarlık, tiyatronun temel dallan olmadan tek başına pek bir şey ifade etmez. Eğer, aynı yerde, örneğin oyunculuk e&tiİLAN ŞİŞLİ. 2. tCRA TETKİK MERCll HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1984/227 Komserlık ıvlcmleri bıtmedığı için Şişli Bomontı Cad. Lalasahin Sok. 4/50 adresınde faaliyeı gösteren Royal Çikolaıa ve Şekerleme Fabrikası A.Ş.'ve 6.8.1984 tarihinden bajlamak üzere İKI AYLIK DAHA EK KONKORDATO MEHL1 VER1LMİŞT1R. jlan olunur. î.8.1984 Basın: 9707 te tartışarak, işbirliği içinde yürüttükleri dersler oluyor. Dikkat ederseniz, ülkemizde yazarlarla sahne sanatçılan arasında bir kopukluk vardır. Sahneyi iyi tanıyan yazarlanmız ise pek o kadar çok değildir. Çok iyi yazarlanmız, sahneyi iyi tanıyamamaktan dolayı oynanabilirlik açısından zayıf eserler yazmışlardır. Biz bunun için dramatik eğitimin tiyatronun öteki eğitim disiplinleriyle birlikte yürümesini ilke olarak kabul ettik. Tiyatrocu olmasa da, eleştirmen, araştırmacı olabilir Okulunuzdan mezun olan ögrencilerinizin mesleki açıdan BIN gÇEKJU KULTUR BAHÇESİ: MACARISTAN JÜÜDE GIUZJR nn.. I • 5I I • I I I I lurkıyeae bır ulusal kahraman ** geçen günleriyle ilgili güzel duyguları taşıyorlar yüreklerinde. Macar Milli Müzesi Müdürü Dr. Geza Feher'den, Pressinform'daki Pal Ströger'e, Macar Ulusal Kadınlar Konseyi Bölüm Başkanı Manyi Fazekas'dan Imre Molnar Amca'ya, Zigetvar Belediye Başkanı'ndan Profesör György Hazai'a kadar, herkes bu olaylardan sevgiyle, ıninnetle söz ediyor. Prof. György Hazai, Macar Bilimler Akademisi üyesi ve Akademi Kitabevi Genel Müdürü. Mükemmel Türkçesiyle anlatıyor: Prof. Hazai, Türklerden Macaristan'da. mutfaktan hamama, süslerden silahlara, birtakım kelimelerden bazı gelenek göreneklere ve çeşitli kültürlere kadar çok güzel şeyler kaldığını anlattıktan sonra, "O dönem, Macar kültüriinün bir parçasıdır ve bunu inkâr etmek şöyle dursun, objektif açıdan degeriendiriyoruz. Müzecilerimiz, arkeologlanraız, dilcilerimiz vs.. sizden kalanlan araştırıyor, inceJiyor, restore ediyor. Hem de hiçbir kin ve kompleks duymadar. " diyor. 1957'de ilk kez Türk Dil KuTEKİRDAĞ'DA ÖLDÜMacar ulusal kahramanlanndan Ferenç Rakoçi, başlattığı ayaklanma başarısızlığa uğrayınca Türkiye'ye sığındı. 17201735 yılları arasında Tekirdağ'da yaşadı ve orada ö'ldu. fotoğrafçımız Kültür Servisi Avustralyanın Sydney kentinde düzenlenen 26. Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda üç fotoğrafçımız başanlı oldu. Şakir Eczacıbaşı ve Mehmet Kısmet'in birer renkli baskısı, Mehmet Bayhan'ın iki siyahbeyaz baskısı elemeleri geçerek yarışma sergisine kabul edildi. Yanşmanın "seri fotograT' bölümünde de Mehmet Bayhan'ın beş fotoğraflık dizisi "başan ödülü" kazandı. Bu Bayhan'ın uluslararası yanşmalarda kazandığı sekizinci ödül. Avustralya Federasyonu ^kir Eczacıbaşı'ından da koleksiyonu için dört fotoğraf istedi. 26. Sydney Uluslararası Fotoğraf Yarışması'na 43 ülkeden 920 fotoğrafçı katılmıştı. Elyafın doğal renkleriyle çalışmayı ilke edinmiş. Ama son zamanlarda kırmızıyla, mavinin çok koyusu eklenmiş renklerine. Bu iki rengin çelişkisi harikalar yarauyormuş dokumada. Evinin her yanı, çeşitli ülkelerin halı ve kilimleriyle dolu. Türkiye'den de var. Duvarlarda ise üstüste asılmış kendi dokumaları. "Yaptıklanmı satmak istemedim. Çünkü bunlar hem bendeki, hem yaşamdaki gelişmeleri gosteriyor. Gelecek kusaklara böylece kalsın istiyorum. O nedenle Senterdre'den bir ev için başvurdum" diyor. Yurt içinde ve dışında pek çok sergı açan Hajnal, tekstilde yeniliğe yönelenlerin tersine, geleneğe dayalı olarak çalışmaktan hoşlanıyor. Macaristan'da, Bağımsızlık Savaşı'nı başlatıp, başanya ulaşamayınca Türkiye'ye sığınan bir Ulusal Kahraman da fkinci Ferenç Rakoçi. 1703 ilkbaharında Tissa lrmağı'nın yukarı bölgesinde çıkan köylü ayaklanmasında Rakoçi kuvvetleri, Tuna ötesi bazı bölgeleri ele geçirmiş ve 1704'de bu kuvvetler, Habsburglar'ın Başkenti Viyana'ya yaklaşmışlar. Gerçi Osmanlılar Kuruç ordularının bu ayaklanmasında tarafsız kalmış ama, iki ülke arasındaki ticaret Belgrad ve Temeşvar yoluyla sürüp gitmiş. Bağımsızlık Savaşı Rakoçi kuvvetlerinin başarısızhğa uğramasıyla bitince, Rakoçi Türkiye'ye sığınmış. Ve Viyana Sarayı'nın surekli geri istemesine karşın, Rakoçi yaşımının son yıilannı 17201735 arasını Tekirdağ'da geçirmiş. Osmanlı Imparatorluğu daha önce de, ilk buyük Kuruç ayaklanmasının lideri ve Rakoçi'nin üvey babası olan İmre Tököli ile Rakoçi'nin annesi İlona Zrinyi'yi de mülteci olarak kabul etmiş, Tököli ve Zrinyi Türkiye'de ölmüşlerdi. Ferenç Rakoçi, Tekirdağ'daki günlerinin büyuk bir bölümünü oymacılık ve boyama sanatlarına ayırmıştı. Kendi elleriyle yaptığı ve boyadığı koltuklar, sandık ve şamdanların ba/ılan Budapeşte'de, bazıları daTekirdağ'da sergileniyor. Ve Macarlar ulusal kahramanlarının Turkiye'ye sığınmaları, burada Prof. Hazai görüşmemizi bir soruyla noktalıyor. "Mart'ta tspanya'da Macar Bilim Kitaplan Sergisi yaptık. Eylülde tspanyollar bizde kendi kitaplannı sergileyecekler. Aynı şey, karşılıklı olarak Türkiye'yle de yapılamaz mı? ' "Kahraman düşmandı, rahat başarüı oldu y^^da "Türk egemenliği donemınde elbette birçok olumsuz şey de var. Ama şimdi Türkleri suçlu çıkarmak neyi çözümler? Olumsuzlann yanında olumlu olanlan da görmek gerek. 17. yüzyıl sonlannda Turk egemenliği bitti burada. 18. yüzyıl başında Rakoçi, özgürlük savaşını başlattı. Başanh olamadı ve Osmanlı'ya sıgındı. 19. yüzyıl ortalarında Macarların ikinci özgurlük savaşı başladı. Sonuç başanlı olamayınca başta l.ajos Kossuth olmak üzere birçok Macar, yine sizden kabul gordü. Olup bitenlcri iarihe bırakmak gerek. Ve şimdi tarih yeniden başlıyor, veniden yazılıyor." rultayı'na katılmış Prof. Hazai. Sonralan birçok kez gelmiş. İlk fırsatta, güzel Türkçe konuşan 15 yaşındaki ikiz kızlannı Türkiye'ye getirmek ve "konuştuklan dilin insanlannı, ülkesini tanıtmak" istiyor. Prof. Hazai'nin anlattığına göre Üniversite'de bir grup, TürkçeMacarca sözlük üzerinde çalışıyormuş. Bu çalışma Akademi Yayınevi'nin de dikkatini çekmiş. Tüm Avrupa diilerinde 60 sözlük çıkarmışlar. Turistik, kültürel, ekonomik ve siyasal ilişkiler sağlam bir temel üzerinde oluştuğu ve bu nedenle gereksinme duyulduğu için "Türkçe Sözlügü" mutlaka çıkaracaklarmış. Köprüler, müzeler, tarihi yapılar ve güzel insanlar kenti Budapeşte'nin en görkemli yapısı hiç kuşkusuz Buda Kalesi. Becsi kapısından girişte, sağda kalenin kurtuluşunun 250. yıldönümü nedeniyle dikilmiş bir heykel karşılıyor sizi. tlk Macar bayrağının dikildiği yere de kurtuluşu anlatan bir yazı konulmuş. Daha ilerde bir mezar. "143 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurranman Abdi Arnavut Pasa, bu yerin yakınında 1686 eylül ayının ikinci günü. öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun." Ve Kale duvarları boyunca, Birinci Dünya Savaşı'nda kullanılan Kültür Servisi Alpay'ın toplar. Aralannda bir de Os "Sevgilerle" adını taşıyan yeni manlı topu var. uzançaları, Öncü Plak firması tarafından piyasaya çıkanldı. Buda Kalesi şimdi başlı başı Plakta yer alan 10 şarkıdan üçüna bir kent sanki. Eski yeni, res nun sözleri unlü ozan Cahit Kümi ve özel binaları, yolları, ye lebi'ye ("Hikâye", "Resim" ve şil alanlan, mağazalan, pastane "Çürüyen Otlar"), birinin sözleri leri, sarayı, muzesi, kilisesi ve Atilla tlhan'a ("Üçüncü Şahsın heykelleriyle tarihi korunmaya Şüri"), geri kalanları ise Alpay'alınmış bir kent. Hiç kimsenin ın kendisine ait. hiçbir şeyi yerinden oynatmaya Uzunçalarda yer alan şarkılahakkı yok. Macar Bilimler Aka rın müzikleri ise, Müjdat Akdemisi, Pedagoji Araştırma gün'ün ("Hikâye". "Madridli Grubu vs... burada. Türk Büyü Maria", "Olmazlar". "Mavi", kelçiliği de kale içinde, Uri Cad"Çürüyen Otlar"), Dion'un desi'nde. Taç gi>Tne törenlerinin ("Yapayalnızlık"), Antoninoniyapıldığı ve adını Macaristan'ın nin ("Sen O Degilsin"), Zafer en ilerici Kralından alan Maryaş Sağlıksever'in ("Derdimi DökKilisesi, kilesenin müzesi, hemen tüm Ummana") ve Selim Atayanındaki alanda Macarların ilk kan'ın ("Üçüncü Şahsın Şüri"). Kralı İştvan'ın at üstünde heykeli, ön taraftaki alanda Üçlü Kutsal Heykel.. Sonra, kuşatma sırasında balıkçılar koruduğu için adı Balıkçı Kulesi olan kuleler.. Aşağıda Tuna ve karşı tepelerde Özgurlük Anıtı... Şantiye tücrübesi ve detay Tarihle doğanın birbirini bübilgisi olan, metraj ve kesin tünlediği bu havayı ve tüm gühesap yapabilen, tercihen İnzellikleri doya doya içine çekmek gilizce bilen Inşaat Muhendiistiyor insan. si veya Mimar aranıyor. . Tel.: 143 05 18143 55 30 BİTTİ AJpay'ın son uzunçalarmda Cahit Külebi ve Atilla İlhan'ın şiirleri yer aldı MÜHENDİS VEYA MİMAR