22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5000 yüı aşan dönemin sadece 292 yüı banş içinde gecmiş ve kalan süre içinde yapıîan 14.531 savaşta 3.640.000.000 insan telef olmuştur. Bu savaşlarda meydana gelen zararlar için harcanan para, dünyanın çevresine 156 metre genişliğinde ve 10 metre kalınhğında konabilecek bir altm çemberle eşdeğerdedir. Bu altın çemberin; çağımızdaki super silahlann yol açacağı zararların giderilmesi için harcanacak pararun yanında bir alyans değerinde kalacağı, rahatlıkla söylenebilir. İkinci Dünya Savaşında kullanılan atom silahları, ABD'ye 2 milyar dolara mal olmuştu. Uluslar, askeri amaçlarla 1985 yılında 1 trilyon dolar ödemeyi planlamışlardır. "Devletler, bütçelerinin buyük kısımlarım savunma giderlerine vererek, aslında güvensizlik satın almaktadırlar." Giderek artan ve çok büyük boyutlara erişen askeri harcamalar; silahsızlanmayı "Sadece gelecek zaman çekimi olan bir fiil" haline getirmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki, "gerçek saldırgan, karşı tarafı silahlamak zorunda bırakandır." Gelişmiş uluslann bugünkü tutumları; silahsızlanma antlaşmalannın, turistik geziler için yapzldığı izlenimini yaratmaktadır. ABD veya SSCB'den birinin ilk yumruğu atması, saldırı önceliğinden dolayı bir avantaj getirmeyecektir. Silolarda korunan, havada veya denizde seyreden nükleer başlıklı füzelerin nükleer saldırıdan etkilenmeyeceği ve karşı atakla dünyanın en uzak yerine 30 dakikada ulaşarak diğer devleti sürklase edeceği düşünülürse, saldırı önceliğinin; milyonlarca insanı yok etmek için çıkarılan davetiyeden başka bir şey olmayacağı kolayca anlaşılacaktır. ABD ve SSCB, Demek oluyor ki; nükleer bir sabu durumda banşta bile birbiri vaşta hamamböcekleri, insanlane ipoteklidir. "Korkuya daya ra kıyasla daha avantajlıdırlar. nan bir banş, bastınlmış bir sa Böyle bir savaş sırasında belki de vaştır." En iyi zırhın banş oldu birçok insan, hamamböceği olğuna inanılmazsa, günün birin mamanın kaygısını duyacaktır. de "Aslanın ileri sürduğü nedenİNSANLIK TARİHtNDEN leri dişlerinin şekline göre gevelemesi" sonunda "Top pat KOPMAYAN YAPRAK 6 Ağustos 1945 günü, insanlayınca, kanunun unu tozuyacak lık tarihinde koparılmamış bir ve kanı kalacaktır." takvim yaprağıdır. "Hiroşima'1732 yılında, zafer ve yenilginin mistik nedenleri üzerine Ma da / Oyuncak askerleriyle / Omuz omuza dövuşememenin / reşal De Saxe şöyle yazıyordu: Mutsuzluğudur şimdi / Çocuk"Hal tarzı, insanlann yüreğinde laşmış mezar taşları" dizelerinyatmaktadır ve orada aranmalıde anlatılmaya çahşıldığı gibi; dır. Savaş mesleğinin bu dnemhenüz kabuk bağlamamış bir yali, en çok öğrenilmesi gereken ve en derin konusu üzerinde hiç ranın otanması sağlanamazken, nükleer siiahlarla bunca insanı kimse hiçbir şey yazmıyor. Ve katletmeye hangi amaçla olurinsan yüreği konusunda bilgisi sa olsun hiçbir ulusun hakkı olmayan bir kimse de sadece talihin lütfuna bağlanmaya mahyoktur. Banş güvercininin kanat kumdur." De Saxe, bugün tüm çırpmadığı bir gökyüzu, mavi den hakhdır. Cevap; bir bombadeğildir. Little Boy; yasanmamış nın yüreğinde değil, insan yaşaçocukluk heyecanları ile mezarmının en önemli kaynağı olan in laşan çocuklar bırakmıştır busan yüreğinde aranmalıdır. "Sagünlere. İnsanlık, banş bayrağıvaş, korkuya; korku, antlaşmanı Kaf dağına değil Everest'in lara; antlaşmalaı da savaşa nedoruğuna dikmek için; durmaden olur." biçimindeki anlayış, dan, dınlenmeden tırmanmalıçağdışı sarnıcının karanlığına dır. Bu bayrak yurüyüşunde dizyuvarlanmadıkça, banş; savaş lerin yorulması, rüyalarımızın elbisesini biçen en usta terzi unseyrini hemen değiştirecektir. En vanını koruyacaktır. silahsız askerin sevgi; en askersiz silahın insanlık olduğu hiçbir Binlerce yıl önce bir Çinli bilzaman unutulmamalıdır. Nüklege; "Bilmem ki neden öldürürer silahlann insanı dehşete düşüler insanlar birbirini? Biraz bekren güce ulaştığı bir dünyada baleseler zaten kendiliklerinden nş, kuşkusuz en güçlü silahtır. ölecekler!" demişti. GünümüÖzellikle gelişmiş uluslann; zün uygar dünyasında "Homo "Silahlar hedefî şaşırır ama, çiHomini Lupus" sloganı, "Hoçekler asla" diyen Gilbertus'un mo Homini Sacra" sloganına özdeyişini hiç unutmamaları didönüşmedikçe; barışın negatif leği ile... fotoğrafı olan savaş da, karanlık odalardan aydınlıklara çıka(1) " E " enerjiyi, " M " küHeyi ve nlamayacaktır. " C " de ışık tuzını simgeler. En basit haşerat ilaçlan ile ko (2) 1 kiloton, 1000 lon TNT; 1 melayca yok edilebilen hamambögaton ise 1000.000 Ton ceklerinin, radyasyona insanlarTNT'dır. dan daha dayanıklı olduğu, ya(3) "Nükleer Tehlike" Haluk Gerpılan deneylerden anlaşırmıştır. ger Bilim ve Sanal Yayınlan. 6 AĞUSTOS 1984 Kopanlmaımş Bir Takvim Y aprağı CAN POLAT YÜCEL Em. Binbaşı OKURLARA. OKAY GÖNENSİN 'ten S Ağustos 1945 günü,(39 yıl önce bugün) insanlık tarihinde koparılmamış bir takvim yaprağıdır: Hiroşima'ya ilk atom bombası atılmıştı. Binlerce insan yok olmuş, yiiz binlerce insan sakat kalmıştı. İnsanlık dışı bu nükleer savaş yazık ki bizlere hiçbir ders vermemiş. Öldürücü atom silahları hâlâ geliştiriliyor. 6 Ağustos 1945 günü 08.15'te, yafirlatabilecekölçüdedir. Böy sonrası yaşamda kalanlar, ölenEnola Gay adlı Amerikan B29 le yöntemlerle elde edilen silah lere gıpta edeceklerdir. Nitekim uçağından, Japonya'nın Hiroşi lann kullamlacağı bir dünya sa ABD ulusal arşivindeki bir güma kentme atılan atom (Fisyon) vaşının numarası " ü ç " değil; venlik görevlisi, "Umanrn ilk bombası, insanlık tarihinin en kuşkusuz "son" olacaktır. Hi bomba benim. kafama düşer; talihsiz sayfasının son satırına roşima'da 80.000 insanın ölü Çünkü o sırada ortalıkta olmak konulan mutsuz bir nokta oldu. müne neden olan 14 kilotonluk ıstemem " diyerek, şimdiden bu Hiroşima'ya atılan bu bombanın bomba (2), bugün kullanılmaya savı kanıtlamıştır. Boston'da 11 adı "Little Boy" (Küçük Çocuk) hazır on binlerce megaton gü yaşındaki bir kız çocuğunun, ve üç gün sonra yine Japonya' cündeki nükleer silahlar yanın psikiyatrist'e yönelttiği "Nüklenın Naga?aki İcemine atılan da çirkin bir çocuk oyuncağı er savaştan sonra intihar etmebombanın adı ise "Fat Man" gibi kalır. Şimdiye dek ABD 14 ye zaman bulabilecek miyim?" (Şişman Adam)dı. Yaşam; şav megatonluk; SSCB de 50 mega sorusu, savaşta harabeye dönekıyan bir günün sevinç dolu yü tonluk denemeleri gerçekleştir cek olan dünyada; üretim, beszüyle gülerken, Amerika'nın bu mişlerdir. New York kentine atı lenme, barınma ve sağlık işlerisevimli (!) küçük çocuğu ile sem lacak 1 megaton gücündeki 18 nin gerçekleştirilmesindeki olapatik (!) şişman adamı, anılan bombanın, kentteki 16 milyon naksızükları, dramatik biçimde kentlerde 120.000 insanın ölü insandan 13 milyonunun ölümü yansıtmaktadır. Hiroşima'da müne ve bir o kadarmın da ya ne ve 3 milyonunun yaralanma Bantai köprüsünde bulunan ve ralanmasına yol açtı. Gökyuzü sına; Leningrad'a atılacak 9 me insanın yok edilemeyeceğini simnün maviliğini kana bulayan geleyen insan silueti, nükleer saB29'da görevli Amerikalı hava gaton gücündeki bir bombanın vaş sonunda sadece insanlığın da 2.5 milyon insanın ölümüne cı Robert Levvis, bombanın patve 1 milyondan fazlasının yara yok edilemeyeceğini simgeleyebilayışını ve kentin yok oluşunu lanmasına yol açacağı, bilim İecektir. Savaştan sonra ölülerin görünce, seyir defterine: "Aman adamlarınca saptanmıştır (3). yatay olarak değil de dikey olatannm! Biz neyaptık?" notunu Nükleer savaşın ilk anında dün rak gömülmesi varsayımı ise; bu duşmekten kendini alamadı. yada 1 milyar insanın öleceği, bu işi yapabilecek insan gücünün miktann birkaç katının da yara kalmayacağı göz önüne alınırsa, NÜKLEER SAVAŞIN lanacağı veya radyoaktif serpin olsa olsa romantik bir düşünce İLK AMNDA tiden etkileneceği, yapılan bilim olarak nitelendirilebilir. sel araştırmalardan anlaşılmıştır. 5 BİN YILDA 292 Ünlü bilgin Albert Einstein'ı (EMC') denklemine göre (1); Einstein'ın, son dünya savaşı YIL BARIŞTA GEÇTİ kütienin enerjiye dönüşturülme (Üçüncü değil) ardında insanlılskandinav ülkelerinin araştırsiyle bir tek saç kılının bir santi ğın yaşama ok veya yay ile döneceği yolundaki sözleri, bugün ma enstitulerinden birinde yapımetre yukseklikten bırakılması halinde oluşacak enerji, bir oto için bir iyimserlik olarak değer lan incelemelere göre, M.Ö. mobili binlerce kilometre hava lendirilmektedir. Böyle bir savaş 3600 yüından bu yana, yaklaşık Dünyayı İzlemek D OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Degişmez Anayasa Yoktur... D Bir soruşturmada sormuşlardı, yanıtlamayı unutmuşum: "T.C. kurulduğundan beri dördüncu Anayasa'yı yaşıyoruz. Bu gelişim için ne düşünüyorsunuz? Yapnlan Anayasa değişiklikleri hangi koşullann zorlamastyla oluştu? Anayasa'nın güvencesi nedir? Anayasa'da yeni bir değişikiik gündeme getirilemez mi?" Anayasa konusunda belki de en çok yazı yayınlayan kişilerdendim. Bu yüzden birkaç kez adalet önünde de hesap vermeye cağrıldım, hatta mahkum bile oldum. Bunun öyküsünü ilerde yazacağım. Anayasa üstüne yalnız bu dönemde değil, 12 Mart günlerinde de yazılar yayınladım. Anayasa uzmanı mıyım? Hayır! Baktım ki, en yaşamsal anlarda bu "uzman" kişiler nedense bir yana çekiliveriyorlar, o zaman yurttaş olarak Anayasa'yı savunmak bizlere kalıyor, yani o Anayasa'ya baglı olanlara .. Bir kez, on iki yıl önce beni bu konuda sorguya çeken savcıya şunu sormuştum: "Yüruriükteki bir Anayasa'dan yana olmak, o Anayasa'yı savunmak, değişmemesini istemek suç olabilir mi?" Anayasaları kim yapar? İnsanlar. Belirti görevlere belirli süreyle seçilmiş, ya da o görevlere gelmiş sizin bizim gibi yurttaşlar... Önce "uzman"\ar toplanır, tartışır, görüşürler; taslaklar hazırlanır, kamuoyu önünde tartışmaya açılır, sonra da halkoyuna sunulur. 1961 Anayasası böyle ortaya çıktı. Temsilciler Meclisi Anayasa Komisyonu tartışılan taslağı yazarlara da gö.ıdermiş, görüşlerimizi istemişti. 1961 Anayasası dünyanın en uygar, en çağdaş bir yasasıydı. Yurdumuzun en büyük uzmanları, profesörlerince hazırlanmıştı. Halk da, "Evet"\, "Hayır"\yte karşılıklı görüşlerin açık açık belirtildiği bir tartışma süresinden sonra bu tasanyı onaylamıştı. Ne var ki, beş on yıl sonra 61 Anayasası hem de onu hazırlayanlar, beğenenler, övenler tarafından eleştirilmeye, "lüks" bulunmaya başlandı. Böylece gide gide 82 Anayasası na ulaştık... Bu dördüncu Anayasamız! TC'nin 60 yıllık tarihine dört Anayasa sığdırmışız! Bu demektir ki, beşinciyi de ergeç yapacağız, daha sonra belki altıncıyı da! Toplum yeni aşamalara gitlikçe, yeni öztemler, yeni arayışlar ardında koştukça; en önemlisi, uygaıiık ve teknik ilerledıkçe toplum kabına sığamaz olur. O zaman yasalar da değişir, Anayasalar da... Hayır, bu kez yaptıgımızı hiçbir zaman değiştirmeyeceğiz. Bu sonuncusudur. Kim değişikiik isterse yurt düşmanıdır... diye düşünmek, büyük bir yanılgıya düşmek olacaktır. Kaldı ki, 1982 Anayasası, 1961 Anayasası'na oranla yetersiz, çağın gereklerinden, ulusumuzun öztemlerinden uzaktadır. Birtepki davranışının sonucudur 82 Anayasası; nasıl ki, 61 Anayasası da başka bir tepkinin ürünüydü; bu da öyle işte... Daha şimdıden en yetkili kişilerden, Anayasa'da bir takım değişiklikler yapılması gerekliliğini belirten sözler duyuyoruz. Secmen yaşının 18'e indirilmesi, 12 Eylül döneminde büyük sorumluluk yüklenmiş kişilerden hesap sorulması, suçlu olanların adalet önüne götürülmeterinin engellenmesi vb. konularda Anayasa'da yer alan maddelerin kaldırılması, ya da değiştirilmesi söz konusu edilmektedir. Bunun gibi daha nice yanılgılı maddeler vardır. En başta da YÖK ve AKDTYKL 1982 Anayasası'nın hazırlanmasında, topluma benimsetilmesinde önemli roller oynayan kişiler Anayasa'da değişikiik isteklerini anlayışla karşılamalıdırlar. Toplumdan, aydın güçlerden, halkın özlemlerinden gelen arayışlan önlemek yanlıştır. Bu tür istekler, öneriler, düşünceler üstünde yansızca, anlayışla durmakta yarar vardır. Şunu iyi bitmeli, hepimiz bu yurdun, bu ulusun iyiliğinden, yararlı ve mutlu bir yaşama ulasmasından yanayız. 61 Anayasası'nı savunanlar da, en az 82 Anayasası'nın degişmesıni isteyenler kadar içtenliklidirler, yurtseverdirler. Yanıt veremediğim o soruşturmada, "Anayasa'da yeni bir değişikiik gündeme getirilemez mi?" sorusu üstünde düşündüm. "Getirilemez mi?", "Olamaz mı?" "Yapılamaz mı?" gibi olumsuzlukları önceden benimsemek niçin? Anayasalar insan yapısıdır. "Egemenlik Ulusundur" diyoruz; buna inanıyoruz; heryere yazıyoruz. Öyleyse, "egemenliğe" sahip ulusumuz, yeni bir anayasa arayışına kalkışabilir ve seçtiği temsilcileriyle daha çağdaş, daha yararlı, ulusumuzun özlemlerini karşılayacak yeni bir anayasayı her zaman yaratabilir. ünyanın herhangi bir noktasında olan bir olay aynı gece TV'de görüntusüyle karşımıza çıkıyor. Ve ertesi gün gazeteyi elimize aldığımızda okuduğumuz haber, bir gece önce dinlediğimiz yetersiz özetten ne ölçüde farklıdır? Yurt dışı haber kaynaklarının esas olarak 4 büyük haber ajansından oluşması uzun süredir, "Batı'mn haber tekelciliği" tartışmasına yol açmtşttr. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de gazeteler dış olaylar için bu 4 ana kaynaktan beslenmektedir: Â merikan AP ajansı (107 ülkede 10 bin abonesı var), r \ Amerikan UPI ajansı (114 ülkede 7 bin abonesi var), İngiliz Reuter ajansı (140 ülkede müşterisi var), Fnansız AFP ajansı (145 ülkeye 4 dilde servis yapıyor). Bu 4 kuruluşun geniş örgütlenmeleri ve gelişmiş habercilikleri bunları tüm gazeteler için vazgeçilmez yapmaktadır. Bu 4 büyüğün tekelciliği tepkici görüşlere de yol açmış ve UNESCO'nun da büyük ölçüde öncülük ettiği "uluslararası yeni iletişim düzeni" görüşüyle birlikte kimı pratik girişimler de ortaya çıkmıştır. Türk basını da zaman zaman özeleştirisini yaparken dunya olaylarını Türkiye için izleyecek, yorumlayacak, derinliğini verebilecek yetişmiş dış muhabirlerin azlığından yakınmaktadır. Kuşkusuz dış muhabirlerin dar olanaklarla haber devleriyle yanşmaları söz konusu olamaz, ama Türk okurunu ve kendi gazetesini tanıyan yetişmiş ve uzmanlaşmış bir dış muhabir (kısıtlı örneklerinde görüldüğü gibi) izlediği olayları çok daha ilgi çekici yönleriyle, bizi ilgilendiren boyutlarıyla sunabilmektedir. Yurt dışı muhabirlik konusunda Amerikan kökenli şöyle bir tanımı aktarabiliriz: "Gazetelerin yurt dışı muhabirleri, ülkelerin bır anlamda haber elçileridir. Diplomatlar nasıl görev yaptıkları ülkede olup biteni bildirmekle yükümlü iseler, yurt dışı muhabirleri de aynı olayları gazetelerine ve dolayısıyla kamuoyuna iletmekle görevlidirler. Uluslararası olayların arkasında yatan nedenleri araştırmak, yorumlamak ve kendi ülkelerini ne yönden ve ne ölçüde ilgılendirdığini dile getirmek yurt dışı muhabirden beklenen görevlerdendir." ünyada olan biteni bilmenin önemi yeni ortaya çıkmadı. Bunu Abdülhamit de kavramış olsa gerek ki o dönemde kimi dış haberler, örneğin İran'da meşrutiyet ilanı, Çarlık Rusya'sında Duma kurulması o zamanki gazetelerde haber olarak yer almamış; çeşitli suikastlerde öldürülen Fransız Devlet Başkanı Carnot, Avusturya İmparatoriçesi, ABD Başkanı MacKinley ve Sırp Kralı Obrenoviç'in ölüm nedenleri "hastalık" diye gösterilerek kamuoyuna duyurulmuştur. Dolayısıyla: 7 Basının özgürlüğü esastır. (ABD Yüksek Mahkeme yargıçlarından Hugo Black'ten: "Yalnızca özgür ve bağımsız bir basın iktidar yalanlarını etkin bir biçimde açığa çıkarabilir. Özgür basının temel sorumluluklarından başlıcası ise iktidarın herhangi bir unsurunun halkı aldatmasını önlemek görevidir.") 2 Basın kaynaklarını çeşitlendirmelidir. (Unlü romancı Balzac'tan: "Halk birçok gazete olduğunu sanabilir, oysa aslında bir tek gazete var. Bay Havas (APF'nin büyükbabası) artık tekel oldu, bütün gazeteler haberlerini ondan alıyor, bunları beyaza, yeşile, kırmızı ya da maviye boyayıp kullanıyor.") YÖNETİCİLER ARANMAKTADIR Sipariş üzerine makina imalatı konusunda faaliyet gösteren îstanbul'da kurulu büyük bir fabrikanın çeşitli bölümlerini yönetebilecek aşağıdaki elemanlar aranmakiadır. AĞUSTOS (44) SAYISI ÇIKTI A)ans Başkomma BÎlMSANAT BİLİM SANAT Los in^elss Bır Oiımpıy.ılm NİZAM ŞENSOY'u ölünıünHn 1. yılıada soyyykı anıyom REPAS REKLAMCILIK A.S. OLİMPÎYAT YAZILARI: • "SİYASETSİZ OLİMPÎYAT" HAYALİ VE ARDI KESİLMEYEN BOYKOTLAR /Kurthan FİŞEK • LOS ANGELES: BİR OLİMPİYATIN ANATOMİSİ /Giiney GÖNENÇ • BtR TERÖR ARACI OLARAK OLİMPÎYAT /Saıgut ŞÖLÇÜN YÖK: TÜRKİYEDE LtBERAL ÜNİVERSİTENİN ÇÖKÜŞÜ /Giindüz VASSAF AYDININ DÜNYASINDA BÜYÜK AÇMAZLARA YER OLMAMAK GEREKİR /Afşar TİMUÇİN SANATÇI AYDIN MIDIR? /özdemiı tNCE NORMANDİYA ÇIKAR.MASI VE BAZI GERÇEKLER /Türkkaya ATAÖV MÜHENDİS İKTİSATÇILAR /A.Sinan KORKUT BİLGİSAYAR VE İNSAN/Semih BİLGEN BÖLÜŞÜM NİÇİN ÖNEMLİDİR? /Giintaç ÖZLER F.ALMANYADA 35 SAATLtK İŞ HAFTASI /Kaya UMUT SANATI YAŞAIylAK /Yümaz ONAY Nezih DANYAL, Ferruh DOĞAN, Hatay DUMLUPINAR. Makina Sanayi Y. Müh. TİCARET MÜDÜRÜ Makina imalatı ve pazarlama konulannda en az 10 yıl deneyinüi, teklif hazırlama, pazarlama, iç ve dış satmalma, müşteri servis ve yd. parça hizmetleri bölümlerini yönetebilecek, Almanca/lngilizce'ye vakıf, Î.T.Ü., O.D.T.Ü'veya B.Ü. mezunu, Makina sanayi Y. Müh. TEKNİK HİZM. MD. Makina imalatı, konstrüksiyomı konularında en az 10 yıl deneyimli, proje, imalat planlama ve teknoloji bölümlerini yönetebilecek, Almanca bilen I.T.Üveyaeşdeger Universite mezunu, REFİK DURBAŞ BİK l MLTTAN BİK SK\ IN(, (Toplu $urkr| SİVAH BİR \( 11>A tSen ŞıırkıO • TÜRKİYE'DE MATEMATtK BİLİMİNİN SON 50 YILLIK GELlŞİMt NİN ÖNCÜSÜ, ULUSLARARASI BİLİM DÜNYASINA ÜLKEMİZÎN ADINI YAZDIRAN ULUSAL DEGERİMİZ, ÖRNEK AYDIN ORD.PROF. CAHİT ARFDAN BtLtM ve SANAT OKUYUCULARINA: "ÖZGÜRLÜK ISTEGlNtN BtLİNÇLENMESl VE DÜŞÜNSEL SONSUZLUK ESTETtGtNtN OLUŞMASI...1 Makina Y. Müh. İMALAT VE MONTAJ MD. Makina imalatı ve montajı, imalat teknikleri ve özellikle talaşlı imalat konularında en az 10 yıl deneyimli, 150 kişilik bir kalifiye imalat kadrosunu yönetebilecek, Almanca bilen l.T.Ü. veya eşdeger üniversite mezunu; PERSONEL VE İDARİ İŞLER MÜDÜRÜ tş Hukuku, iş güvenliği, personel idaresi ve personel ilişkileri konularında en az 5 yıl deneyimli, azami 45 yaşında yüksek tahsâli eleman. TRT GENEL MÜDÜRÜ TUNCA TOSKAY NEDEN ISTIFA ETMİYOR? • Musa Oğun Onun yerınde olsam ıstifa ederdım • Mesut Yılmaz: TRT ybnetimıne güvenımiz tamdır • Arap sermayesı faız yerıne Mercedes mı venyor? •Ûrtai'flı Kdrıs'urdrî esKi b'r sıyasetcı Korkut O z a l * Adım adım ohmpıyatlar •Nokta'nın arast'rması 18 yas oy hakkı ıstıyc • Frans r as rı sagının hden Le Pen Nokta ya acıkiad1 ' Bız: rahatsız eden yabancılan ıstemıyoruz • 150 rnılyonluk ıpek tıalıya Prens Faysal îalıp Gn. Md. ASİSTAN SEKRETERİ Almanca/lngilizce dillerinden enez birine vaJof, steno, daktilo ve ciış ilişkileri iyi bilen, Gn. Müdüre her konuda yardımcı olabilecek, titiz tercihan Alman Lisesi veya eşdeğer lise mezunu. tlgililerin el yazılarıyla yazılmış, fotoğraflı özgeçmişleri ile birlikte 5790033/5794908 numaralı telefonlardan randevü olarak bizzat başvurmaları rica olunur. TEŞEKKUR Acil olarak yatırılan ailemizin büyüğü, annemiz, teyzemiz SERVET SÖNMEZ'e gösterilen yakın ilgilerinden dolayı S.S.K. Şişli Hastanesi Başhekimi Dr. Opr. MÜNİR GENCER ve dahiliye mütehassısları Dr. BENAL PEKÖZ Dr. ZELİHA ÇOKESEN Dr. YÜCEL GÜNEŞ ile Opr. Dr. NURŞAT DENGtLİ, Opr. Dr. HALİL İBRAHİM TOPALOĞLU ile asabiye mütehassısları Dr. KEMAL PARLAK, Dr. NECİP SÜERKAN ve hemşireler Nevin Gürerdağ, Ayşe Bayburtlu, Nilgün Poyraz ve hastane personeline teşekkürü bir borç biliriz. AİLE ADINA Opr. Dr. AZİZ ÇÖL BtLİM ve SAN Al AYDINLIKTIR BINA ARANIYOR MATBAA VE KİTAP DEPOSU OLMAYA ELVERİŞLİ SAGLAM ZEMİNLİ EN AZ 1200 METREKARE KİRALIK BİNA ARANIYOR. 527 93 10 ve 527 30 48 NUMARALARA TELEFONLA BİLDİRİLMESİ. MÜHENDİS VEYA MİMAR Şantiye tucrübesi ve detay bilgisi olan, metraj ve kesin hesap yapabılen, tercihen Ingilizce bilen Inşaat Mühendisi veya Mimar aranıyor. Tel.: 143 05 18143 55 30 Gelişim Ya\ınları "'Gııvenilir > avıncıhk'' Kuşe kapak, renkli, 68 sayfa 200 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle