18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 1984 EKONOMİ CVMHURİYET/9 EKONOMDE DIWJOG SF.YFETTÎN GÜRSEL I949'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nden mezun olan Gürsel daha sonra Fransa'da Grenoble Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni ve aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Ensritüsü'nü bitirdi. Gene Fransa'da Santerre Üniversitesi'nde devlet doktorası veren Gürsel 198083 yıllannda htanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı. Mart 1983 'te yardımcı doçentken istifa ederek üniversiteden ayrılan Seyfettin Gürsel halen çeşitli yayınların yönetiminde ve yayın kurullarında etkinlik gösteriyor. du. Fakat 1984'te bu açığın artık tümüyle kapanması mümkün değil ve bu durum ister istemez dolann değerini aşağı doğru çeken bir etki yapacaktır. Bugüne kadar spekülatörlerin dolann daha da yükseleceğini tahmin ederek dolara oynamalan da bunu geciktirdi. Ama bunun da bir noktada kesilmesi lazım. Bana öyle geliyor ki, dolar şu sıralarda zirvede ve bu zirveden inmesi gerekiyor. Ancak bu değer yitirmenin temposu deminden beri saydığımız karşıhklı etkenlerin işleyişine göre yavaş veya hızlı olabilir. ABD'deki faiz hadleri konusunda nasıl bir tahmin yapılabilir? GÜRSEL Bugün gelen Herald Tribune'de bir Amerikalı uzmanın makalesi var, diyor ki, "20 tane YVall Street uzmanını bir odaya kapatsanız, size 25 tane faiz haddi tahmini yaparlar." Yani tahmin yapmak çok güç. Reagan yönetiminde düşük faiz hadleri beklemek pek mümkün değil, olsa olsa bugünkü reel faizlerin biraz altına inilebilir. ABD ekonomisinde 1985'ten itibaren tahmin edildiği gibi bir yavaşlama olursa, bu fon talebini azaltabilir. Bir diğer tahmin ise, ABD'de çok düşük olan tasarruf oranının yükseleceği yolunda. Bu da gerçekleşirse faizleri düşürücü yönde etki yapabilir. Bu durumda mutlaka bir tahmin yapmak gerekirse, ABD faizlerinde ileriye dönük olarak yeni yükselmeler değil, yavaş bir gerileme beklemek daha doğru olur. Bunu dolann değerinde de yavaş bir gerileme beklentisiyle b?ğdaştırabilir miyiz? GÜRSEL Evet, ben dolann da birdenbire değil, yavaş yavaş değer yitireceğini sanıyorum. Tabii bunu söylerken Almanya gibi enflasyon hızı ABD'nin altında olan ülkelerin paralanna karşı bir değer yitirmeden söz ediyorum. Türkiye gibi enflasyon hızı ABD'nin çok üzerinde olan ülkelerin paraları dolara karşı değer yitirmeye devam edecektir. Söz diger ülkelere gelmişken bir de onu sorayım. ABD ekonomisindeki bu gelişmeler diğer ülkeleri, dünya ekonomisini nasıl etkiliyor? ABD, gerçekten bazen söylendiği gibi dünya ekonomisini de çeken bir "lokomotif" görevi yapabiliyor mu? GÜRSEL Bana öyle geliyor ki, ABD alıştığımız anlamda bir lokomotif görevi yapmaktan çok eteğine yapışmış birtakım ülkeleri adeta sürükleyerek peşinden çekiyor. Yani bir yandan bunların ayağa kalkmalarını engelliyor. bir yandan da bunları peşinden sürüklüyor. Bir yandan dev ABD ekonomisinin büyümesi ve ABD' Geçen hafta Altuı gözlerini \Tikan dikti Bir süredir, köşeye çekilip doların kırdığı rekorları izleyen altın, dünya piyasalarında geçtiğimiz haftanın ikinci yansmda başını kaldırdı ve zirvenin yolunu gördü. Hafta ortasında doların kısa duraklamasından hız alan altın fiyatları çarşamba günü onsda 3,5 dolar birden artış sağladı. Perşembe günü 2 dolar artan altın fiyatları, hafta kapanırken, birden bire sıcradı. Bir gün içinde altının Londra borsalanndaki ons fiyatı 342.25 dolardan 348.50 dolara sıçradı. Artış 6.25 dolar düzeyinde gerçekleşmişti ve doların duraklamasının sürmesi halinde gelecek hafta altın piyasasının kızışacağını gösteriyordu. Kapahçarşı piyasası altını bu kez çok yakından izledi. Hemen hemen eiınü eiiniine, fivatlar ar Cumhuriyet Altını 29.700 29.100 30 31 Temmuz tış kaydetti. Gramı 42904300 lira civannda tereddüt gösteren külçe altın fiyatları, hafta sonunda 4435 liraya kadar fırladı. Cumhuriyet altırunın fiyatı ise 29 bin 700 liraya yükseldi. Seyfettin Gürsel (sağda) Osman Ulagay'ın sorularını yamtladı. Doların krallık tacı geri alındı ABD'de faiz oranlarının yüksek olarak seyredeceği beklentisi, dolara geçen hafta başında rekorlanna yenilerini ekleme fırsatı verdi. Önceki haftanın kralı dolar, geçtiğimiz haftaya da İsviçre, Fransa, İtalya ve İspanya Daralarına karşı rekorlar kıra382.35 362.05 rak, açılışı yaptı. Beklentilerin süresi, haftanın ortalarında doların hâlâ çeşitli sert paralar karşısında son on yılın rekorlarına ulaşmasına elveriyordu. Ancak, beklenen faiz artışı yeı yer gerçekleşirken, bazı hükümet raporlannda, ABD'nin büyüme hızının yavaşlayabileceği yolunda belirtiler görülmesiyle, önce ABD borsalarında, giderek de tüm dünyada dolann tırmrnışı sona erdi. Krallık tahtı, yeniden altına geçiyordu. Hafta sonuna gelindiğinde 1 ABD Doları 8.76 Fransız Frangı, 1755.31 Italyan Lireti, 2.86 Batı Alman Markı, 2.41 İsviçre Frangı ve 241.20 Japon Yeni seviyesinde karar kılıyordu. 1 İngiİiz Sterlini ise 1.32 ABD Doları olarak değer buldu. Türk Lirası ise bu gelişmelerden etkilenerek haftanın son gününde 2 lira 20 kuruş değer kazanıyor ve 1 ABD Dolan'nın alış fiyatı 379.85 TL'ya düşüyordu. Ulagay sordu, Gürsel yanıtladı: Sayın Gürsel; bu yılın başından beri uluslararası alanda ün yapmış pek çok uzman, bankacı, ekonomist. Amerikan Dolannın artık durması gerektiğini söylediler, ozellikle Alman Markı gibi paralann dolara karşı deger kazanacağım tahmin ettiler. Buna karşılık bir ara duraklar gibi olan dolar, şimdi yılın ikinci yansmda da tırmanışını sürdüriiyor ve nerede duracagını artık kimse tahmin etmeye cesaret edemiyor. Siz dolann bu tahmincileri yanıltan yükselişioi nasıl yorumluyor, neye baglıyorsunuz? GÜRSEL Bence tahminlerdeki yarulma, dolann yükselişine yol açan etkenlerle, düşüşüne yol açabilecek etkenler arasındaki ilişkinin zamanlama açısından iyi tahmin edilememesinden kaynaklanıyor. Zirvedeki dolar inişe geçebitir iki yönden artarken iç tasarTuf kaynağı artmadı ve bu da faizleri yukarı doğru çeken bir etki yaptı. Bu artan gelirden daha fazla payın tüketime aynlması da aynca ekonominin canlanmasını hızlandırdı galiba ABD'de... GÜRSEL Doğru, en azandan 1983 yılında ABD ekonomisindeki büyümede tüketimdeki artışın payının yüzde 60 olduğu hesaplanıyor. Peki, ABD ekonomisindeki bu biraz da çelişkili büyüme tabtosuna bakarak Başkan Reagan'ın ekonomi politikasının başanlı olduğunu ve hedeflerine vardığını söyleyebilir miylz? GÜRSEL Başkan Reagan'ın sıkı para politikasıyla ve vergileri düşürerek, ("arz yanlısı" politikalar izleyerek) ekonomiyi canlandırma politikasının kesin bir başanya ulaştığını söylemek için henüz erken. Reagan bu politikalarla bütçe açığını kapatacağını ilan etmişti, tam aksi oldu. Artan bütçe açığı artan tüketim nedeniyle büyümeye de olumlu katkıda bulundu. Şimdi böyle bir durumda, başka bir ülkede tasarruf yatınm dengesizliği ortaya çıkar ve ışıeri bozardı. Ama ABD, başkalanrun tasarnıflannı kendine çektiğinden bu olumsuz gelişme olmadı. Ne var ki bunun böyle sürüp gitmesi olanaksızdır. Reagan'm silahlanma harcamalanndan vazgeçemeyeceğini düşünürsek seçimlerden sonra ya vergileri arttırmak yoluna gidecektir, ya da sıkı para politikasından vazgeçerek enflasyonda artışı göze alacaktır. Nitekim Federal Rezerv Bankası Başkanı Volcker, 1985 yıhnda sıkı para politikasının bir miktar gevşetilmesi gerektiğini söylemeye başlamıştır bile... Ekonomik tahmincilerin son yıllarda sürekli yanıldıklanm vurguladıktan sonra sizden gelecege bir tahmin istemek kolay degil bdki, ama ben gene de soracagım. Dolann bundan sonraki seyri konusunda ne söylenebilir? GÜRSEL Deminden beri dolann değerini yukselten etkenlerden söz ettik, ama dolann değerini düşürebilecek etkenlerden söz etmedik. Burada birinci derecede rol oynayabilecek olan etken, tabii ABD'nin giderek büyüyen dış ticaret açığı. Bu rakamın bu yıl 120 milyan bulması bekleniyor. Bu çapta bir açığın dolann değerini duşürmesi gerekirken bu olmadı şimdiye kadar, çünkü bir taraftan dolann dünya çapında bir ödeme aracı olması bunu önledi. Diğer etken ise ABD'ye hızlı sermaye akışının bu açığı kapatması ol ABD'de reel faizlerin Avrııpa ve Japonya'dan yüksek olması ve hızlı büyüyvn ABD ekonomisinde çok cazip doğrudan yntırım olanakları bulunmaaı, yıtda 100 milynr dolara ynkın paranın ABD'yv akmasına ve dolann değerinin yükselmesine neden oluyor. Önce dolann yükselmesine neden olan etkenleri ele alalım is(erseniz... GÜRSEL Sanıyorum artık gazetelerin ekonomi sayfalarıru izleyen herkesin de bildiği gibi dolann yükselmesine, daha doğrusu dolar talebinin yükselmesine yol açan başlıca iki etken var. Bunlardan bir tanesi ABD'deki faiz hadlerinin durumu. ABD'deki reel faiz hadleri Japonya ve Avrupa'daki faiz hadlerinin oldukça üzerinde seyrediyor, bu faizler halen yüzde 89 civannda. Bu yüksek reel faiz hadlerini cazip bulan Avrupa'daki, ABD dışındaki yatınmcslar da ABD'de devlet tahvili satın almak için kendi paralarını dolarla değiştiriyorlar ve bu da dolara bir talep yaratıyor, yükselmesi için baskı yaratan bir unsur oluyor. Buna ilaveten ABD'de son bir buçuk yıldır hatın sayüır bir ekonomik canlanma yaşanıyor, büyüme hızında 1950'den bu yana görülmeyen artışlar görülüyor. Bu büyümeyle birlikte ABD ekonomisi yatırımlar açısından da cazip bir hale geldi ve yatınm için, doğrudan yatınm için ABD'ye gelen yabancı sermayenin miktannda da büyük artışlar oldu. Ve bu da doların değerini yükselten bir etken oldu... Şimdi bu sözünü ettiginiz olayıo, yani ABD ekonomisindeki canlanmanın boyutu ve biçimi de galiba çogu uzmanlar için şaşırtıcı oldu, alışılagelmiş kalıplann biraz dışına çıktı. Bunu nasıl degerlendiriyorsunuz? GÜRSEL Tabii ABD çapında gelişmiş bir kapitalist ekonomi için yıllık oran olarak yüzde 78'lere varan bir büyüme hızı hakikaten şaşırtıcı. Bunu nasıl açıklayabiliriz diye baktığımızda, önce ABD'nin 1981 ve 1982 yıllannda oldukça derin bir resesyon, dur ABD"nin bu yıl 120 milyar dolara vartırak olan dış ticaret açığını sermayv hareketleriyle kapatması mümkün değil. ABD faizleri de bundan sonra fazla yükselmeyvceği için doların bugünlerde erişmiş olduğu zirveden yavaş ytıvaş aşağıytt inmesi gerekiyvr. nin ithalatının artması, tabii hemen tüm ülkeler açısından olumlu etki yapıyor, öte yandan yüksek ABD faizleri hemen tüm ülkeleri derinden rahatsız ediyor. Bu faizler nedeniyle yılda 8090 milyar dolar boyutunda sermayenin ABD'ye kaçması, Avrupa'yı çok rahatsız ediyor. Aynca dolann yüksek değeri de pek çok ülkede enflasyonun kontrolünü zorlaştırıyor ve gelir dağılımını bozuyor. Bu söylediklerim 3. Dünya Ülkeleri için de büyük ölçüde geçerli. Bu ülkelerin dış borç çıkmazının, artan ABD faizleri nedeniyle ağırlaştığı da artık bilinen bir gerçek. Son olarak şunu sorayım: Dünya ekonomisindeki bu gelişmeleri Türkiye açısından nasıl değerlendiriyorsunuz, ozellikle ihracatını geliştirmesi yönunden... GÜRSEL Bence burada önemli olan Türkiye'nin Ortadoğu pazarlanna yaptığı ihracatı, artık bundan sonra önemli ölçüde arttıramayacağmı bılmesi. Sanayileşmis ülkeler son petrol şokundan bu yana petrol tüketimlerini yüzde 30 düşürmeyi başardıklan için bu ekonomilerdeki canlanma bile petrolcü ülkeleri eski günlerine kavuşturamayacak. Dolayısıyla bu pazarda yeni genişlemeler beklemek çok zor. Buna karşılık Türkiye'nin, ABD pazarına daha çok yönelmesi, bu dev pazarda kendisine sürekli bir yer yapmaya çalışması lazım. Ihracatımızı sürekli arttırmak istiyorsak bence en akıllı seçim bu olur. 380.75 379.85 30 31 Temmuz KIM NE DEDI? Turgut Özal (Başbakan) Batı Avrupa ailesi içinde enflasyon oranı ve hayat pahalılığı artış hızı yüksek ülkelerden biriyiz. Ama tahmin ettiğimiz gibi enflasyon hızı yavaşlamaya başlamıştır. Gündelik yaşantımızda, çarşı pazarda aile bütçesini denk getirmede sorunlarımız var. Ama şu günlerde de ülke ekonomisi pek çok alanda ileri ve iyiye gitmektedir. Halit Narin (TİSK Başkanı) Ne işçi arkadaşlanmın düşündüklerini yüzde yüz yapmak mümkündür ne de işveren arkadaşlanmın düşündüklerini. Türkİş ile TİSK'in ve konfederasyonlara bağlı sendikaların ana prensipleri vardır. Benim sloganımda hatice, netice ağırlıktadır. Fazla yaldızlı laflardan anlamam. Çalışmanın neticesi mutlaka işçi arkadaşlarımızın lehine, işverenlerin aleyhine olmayacak şekilde bitecektir. Sezon bitti domates tartişması bitmedi Fethiye Teknik Ziraat Müdürlüğü görevlisi, Yük. Müh. Yıldız: Kaliteli domates tohumuna gösterilen büyük ilgi, gelecek sezon seracıhkta patlamayı getirebilir. CELAL BAŞLANGIÇ FETHtYE Türkiye'nin önemli yaş sebze ve meyve üretim merkezlerinden olan Fethiye'de "cam sera ürünü", "naylon sera ürünü" ve "tarla ürünü" derken yılbaşından bu yana sebze ve meyve halinde süren devinim sona erdi. 10 bin dönüm kapalı, 32 bin dönüm açık alanda yaklaşık 9 bin üretici ailesi tarafından yetiştirilen yaş sebze ve meyvenin hemen hemen tümü toplanarak satıldı. Gerek seralarda gerekse de açık alanda bu yıl yetiştirilen en gözde ürünün domates olduğu ve ilçede toplam bu yıl 230 bin ton üretildiği belirlendi. Bu üründen üreticinin cebine yaklaşık 1520 milyar lira para girdi. Fethiye'nin Teknik Ziraat Müdürlüğü'nde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Mustafa Yıldız, yaş sebzede, biten bir sezonu değerlendirirken "Cumhuriyef'in sorularını şöyle yanıtladı: Bu yıl domates fiyatlan geçen yıllara göre daha yüksek oluştu. Fiyatlann seyrini bize özetler misiniz? Ocak ayının ortalarında cam sera ürünü domatesler sebze ve meyve haline gelmeye başladı. İlk geldiğinde kilosu 60 liraydı. Sonra 80 liraya çıktı, daha sonra da 40 liraya kadar düştü. Cam sera ürünü domatesin geç kalanlarıyla, plastik sera ürününün ilk partileri 150180 liraya kadar satıldı. Bu oluşum tarla ürünü gelinceye kadar böyle sürdü. Bu yılın en büyük özelliği (arla ürünü domatesin devreye girmesine karsın fiyatlann düşmemesiydi herhalde... Evet, tarla ürünü domatesin de yüzde 70'e yakın bölümü 150180lira arasında satıldı. Daha sonra yavaş yavaş bir düşme görüldü. Son ürünler Fethiye Yaş Sebze ve Meyve Hali'nde 4060 lira arasında değişen bir fiyatla işlem gördü. Bizim, ilçe boyutunda gözlemlediğimiz, gelecek sezon için kaliteli domates tohumuna geniş bir ilgi bulunması. Bu tabii ki tarla ve sera alanlannın arrmasına, "seracıhkta patlama"ya yol açabilir. Fethiye Belediye eski Başkanlanndan ve Fethiye ve Çevre Köyleri Sebze Pazarlama ve Değerlendirme Kooperatif Başkanı Ozer Olgun, ozellikle turfanda sebzeciliğin rastlantısal bir olay olduğunu ve bunun bir " k u m a r a " dönüşmemesi için devletin gerekli önlemleri almasının zorunlu olduğunu vurguladı. Arz talep dengesinin kurulması için dışsatım yapılması gerektiğini savunan Olgun, sorulanmıza şu yanıtları verdi: Arz talep dengesi üretici lehine bozulunca bu yıl domates üreticiye iyi para kazandırdı. Ancak herkesin gelecek sezon domates üretimine yönelmesi bile, bir başına bu dengeyi üreticinin zaranna bozacak bir neden gibi görünüyor. Türkiye'de turfanda sebzecilik rastlantısal bir olay. Seralar bile hava koşullarmdan etkileniyor. Bu nedenle bir yı! sonrasını kimse tahmin edemiyor. Batıda çok daha modern seracılık yapılıyor. lsı ve ruıubet otomatik aygıtlarla denetleniyor. Türkiye'de istikrarlı fiyat olmadığından kimse bu yatınmı göze alamıyor. Batı arz talep dengesini ayarlamış. Dışsatımı gerçekleştiriyorlar. Bizde ise bu olay bir "kumara" dönüşmüş. İlkel yöntemlerle havalandırma ve ısıtma yapılıyor. Ölavın " k u m a r d a n " kurtulması için ne yapılabilir?" Devletin özelükle taban fiyat vererek fiyatlan dengelemesi gerekli. Ayrıca dış pazarlarda rekabet edilecek koşullann da devlet tarafından yaratılması gerekllıracatı teşvik tedbirlerinde tarım ürünleri satışının teşviki son sıralarda yer alıyor. Hele kooperatiflerin bu ihracat teşviğinden yararlanması hemen hemen olanaksız. ABD'de yüksek reel faizlere rağmetı iki yıldır reel yntırınılarda büyük artışlar oluyor. Bunun nedenu kâr haddi bekleyislerinin reel faizlerin de üstünde olması. Şevket Yılmaz (Türktş Başkanı) Herkes bir taraftan çekmeye çalışıyor. Kapalı kapılar ardında yapmıyoruz bu sözleşmeyi. Bu iş Şevket Yılmaz, Halit Narin meselesi değil. Ikimiz oturup da meseleyi halledeceksek, niye geldik hep beraber oturduk? Herkes ilke kararı ahrsa, yanyana toplu sözleşme imza edilmesi biraz zordur. NELER OLDU? Piyusadan 9.6 milyur daha çekildi Piyasadaki para miktarının daraltılmasına devam ediliyor. Merkez Bankası'nın 27 temmuz bilançosu verilerine göre son bir haftada piyasadan 9.36 milyar lira daha çekildi. Böylece geçtiğimiz ay içinde piyasadan çekilen para miktarı 34 milyar liraya ulaşarak emisyon hacmi 800.4 milyar lira düzeyıne indi. Yılbaşından bu yana piyasadan çekilen para miktan ise 69.9 milyar liraya ulasmış buiunuyor. Bu arada, 2027 temmuz tarihleri arasında Merkez Bankası'nca Hazine'ye 3.1 milyar liralık bir kaynak yaratılırken, bankacılık kesimine yönelik krediler 8.1 milyar lira, tanm kesimine yönelik krediler ise 42 milyar lira düzevinde daraltıldı. gunluk yaşadığını hatırlamamız gerekiyor. Bu yıllarda üretim kapasitesi düştü, milli gelir daraldı, işsizlik arttı. Şimdi gördüğümüz bunun üstüne gelen bir büyüme, dolayısıyla bunun bir kısmını durgunluk dönemindeki kayıplann telafisi olarak görebiliriz. Bunun yanı sıra 198182 döneminde ABD ekonomisjnde süratli bir adaptasyon dönemi yaşandı ve ekonomi yeniden hızlı büyüme rayına oturacak bir tarzda yeniden biçimlendi... Ne gibi gelişmeler y a da degişmeler oldu bu dönemde? GÜRSEL Bir kere en önemlisi ücret artışlarında bir duraklama oldu, hatta zor durumdaki baa firmalarda işçiler, sendikalar ücret gerilemelerini bile kabul ettiler. Bu tabii kâr hadlerinde olumlu bir etki yaptı. İkincisi fırmalar gelişen rekabet koşullannda kendilerini ayakta tutabilecek yatınmlan, modemizasyon yatmmlannı gerçekleştirebildiler. Üçüncüsü biliyoruz ki, her şeye rağmen ABD dünyada yeni teknolojileri en hızlı geliştiren ve uygulayabilen ülkelerden biri. ABD toplumu bunun için gerekli mobüiteye de sahip, ileri teknolojiler ülkenin batı ve güney kesiminde, California Texas kesiminde gelişiyorsa oraya doğru bir işgücü kayması olabiliyor. Bu işte Avrupa'da pek olmayan bir özellik... Kredi Pazarlamasında Uzmanlaşmak îsteyen Elemanlar Araıuyor, Ülkemizde, çağdaş bankacılık yöntemleriyle kredi pazarlaması alanında uzmanlaşrnayı düşünüyorsanız; En az bir yabancı dili, öncelikle İngilizce'yi iyi konuşup yazabiliyorsanız... Tercihan İşletme, Ekonomi, ݧ İdaresi branşlannda eğiüm yapan bır Üniversite ya da Yüksek Okul'dan en az lisans derecesıyle mezunsanız... 35 yaşını aşmadıysanız... Aynnüh özgeçmişinizi, adresınızı ve varsa teleion numaranızı içeren mektubunuzu, 22 Ağustos a k § a m l n a kadar elimıze geçecek şekılde adresimize göndermenizi bekliyoruz Yazılı sınav ve mülâkatla ahnacak olan elemanlar, iş eğitiminden geçirilerek, Uluslararası'nin uzman kadrosuna kanlacaklardır. Erkek adaylann, askerliğıni yapmış veya en az 2 yıl tecil ettirmiş olmalan gerekmektedir. Butun başvurular gizli tutulacakhr. tranla demirçelik fiyntmda anlaşıldı Devlet Bakanı İsmail Özdağlar, İran'la demir çelik ihraç fiyatı üzerinde mutabakat sağlandsğını açıkladı. Özdağlar, "Ihracatçılanmız her türlü demir için tonu 325 dolardan, diger demir türlerinde de 320 dolardan bağlantı kurabilirler. İrana bu ihracat sezonunda 450 milyon dolar değerinde 800 bin ton inşaat demiri. 900 bin ton yassı mamul ihracı için gerekli mutabakat daha önce sağlanmıstı. İhracatçüanmız bu ilkeler çerçevesinde ikili bağlantı kurma imkânına kavuşmuş bulunuyorlar" dedi. Başbakan Turgut Özal'ın nisan ayı sonunda İran'a yaptığı resmi ziyaret sırasında fiyat tespiti yapılamaması nedeniyle bu ülkeye demir çelik ihracatında tıkanma meydana gelmişti. İran'a son aylarda eski bağlantılar uyarınca demir çelik sevkiyatı yapılıyor. Yeni bağlantı kurulamıvordu. Fhutlar yine gündemin Dört kişilik ailenin sağhklı beslenebilmesi için gerekli aylık mutfak masraflar\ 55 bin lirayı aştı. Sağhklı beslenme için gerekli mutfak masrafları dikkate alındığında, ağustos 83ağustos 84 döneminde enflasyon yüzde 78.7 oldu. Bu yılın ilk yedi ayı, mutfak faturasına 18 bin liraya vakın bir ekleme yaparken, tem başında Başkan Reagan, seçimden sonra iktidarda kahrsa ya vergileri arttıracak ya da sıkı paradan vazgeçerek enflasyonda bir artışı göze alacaktır. ABD'nin tasarruf açığını sürekli olarak dışarıdan finanse etmesi mümkün değildir. Burada şunu sormak istiyonım: Başkan Reagan'ın oldukça sıkı bir para politikasını gevşek bir maliye ve bütçe politikasıyla birlikte götürmesi sonucunda yükselen reel faizlerin yatınmlan caydırarak ABD ekonomisindeki büyümeyi yavaşlatacagı ileri siirüldü, ama bu tahmin de tutmadı. Neden tutmadı sizce? GÜRSEL Aslında yüksek faize tek başına bakmamakgerek, reel faizle kâr haddi beklentisi arasındaki ilişkiye bakmak gerek. Eğer beklenen kâr haddi reel faizlerin üzerinde ise yatırımlar artabiliyor. Nitekim ABD'de bu oldu, yüksek reel faizlere rağmen yatınmlar reel olarak 1983'te yüzde 17 arttı, bu yılın ilk yansmda da yüzde 20'lik bir reel artış temposu görülüyor yatınmlarda... Bu durum galiba bir noktadan sonra kendini besleyen bir süreç baline geliyor ve faizlerin düşecegi yolundaki beklentileri de kınyor... GÜRSEL Faiz hadlerinin düşmemesinde bir kere bütçe açıklannın oynadığı rol çok belirleyici. Bu, demin dediğiniz gibi sıkı para politikasıyla birleşince, devletin piyasadan borçlanarak bütçe açığını kapatma politikasıyla birleşince faizler düşemiyor. Bunun yanında hızla büyüyen bir ekonomide yatınmlar artınca bunun yarattığı bir fon talebi var. Buna karşılık 1983'ten itibaren ABD ekonomisinde gelirler artarken tasarruflann artmadığı, tasarruflann GSMH içindeki payının düştüğü görüldü. Yani fonlara, tasarruflara talep muz ayı yüzde 5'lik bir fiyat artışı ile mutfaktaki enflasyona katkıda buiundu. Öte yandan İstanbul Ticaret Odası'nm belirlemelerine göre fiyat artışları temmuzda genel olarak yüzde 2.7 oldu. 1983'e göre 4.5 kat fazla gerçekleşen temmuz enflasyonu, yıllık fiyat artışını yüzde 52.6'ya vükseltti. SEK ayrana zam yuptı Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) ayranın satış fiyatına zam yaptı. SEK yetkilileri, ayranın 10 aydan bu yana fiyatı ayarlanmayan 4ek ürün olduğunu hatırlatarak, yapılan zammı bu gerekçeye dayandırdılar. Böylece SEK ürünlerinin tümünün fiyatlan ayarlanmış oldu. Daha önce litresi 140 liraya satılan SEK ayranı 180 lira oldu. Şişeli SEK ayranının perakende satış fiyatı 40 liradan 60 liraya yükseldi. İKV \eni bürosuna Kendısini "AET konulannda uzman kuruluş" olarak tanıtan İktisadi Kalkınma Vakfı, Osmanbey Rumeli Caddesi No.85'teki Yapı Kredi İş Hanı'nın 7. katındaki yeni bürosuna taşındı. TürkiyeAET ilişkileri konusunda uzmanlaşan bir kütüphanenin de yer aldığı yeni büronun açılışı nedeniyle İKV tarafından yapılan açıklamada. taşındı "Türkiye'nin çıkarları, ancak AET'ye tam üye olmakla topluluk organlarında göz önııne ahnacak ve korunacaktır. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden AET'ye tam üyelik için başvurulması gerekmektedir" dendi. Bu arada 16 ağustosta Brüksel'de açılacak olan İKV bürosunu TÜSlAD'dan ayrılan Hayri Ürgüplü'nün yöneteceği öğrenildi. ULUSLARARASI ENDÜSTRİ \'E TİCARET BANKASI A.Ş. Büyukdere Cad 108 Esenlepe Utanbul Genel Müdürlüğü t.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle