25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 HAFTANIN SANAT ÇİZELGESI Snadiye ATLANTİK (3554370) "Ateşin Giicü", "Cehennemde Randev n " 11.00, 13.30, 16.00, 18.30, 21.30 lzmir Devlet Operası, "Çar ve Dülger"le açılıyor tZMtR (a.a.) İzmir Devlet Opera ve Balesi, 1 ekimde başlayacak olan yeni sezonda Albert Lordzing'in " Ç a r ve Dülger", Verdi'nin " L a Traviata", F. Lehar'ın "Şen D u l " adlı operalannın yanı sıra Güngör Dilmen'in yazıp Ferit Tüzün'ün bestelediği "Midas'ın Kulaklan" adlı operayı sahneleyecek. "Çar ve Dülger" adlı üç perdelik operanın Türkiye'de ilk kez sahneleneceğini belirten Izmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü Necdet Aydın, " L a Traviata"nın ise İzmir'de ilk kez sergileneceğini söyledi. Snna Selen'in "Çoban Yıldızı" adlı balesini 4 eylülde Bodnım Festivali'nde sahneleyeceklerini de bildiren Aydın, 5 eylülde Tire'ye, 8 eylülde ise NarilH'ye giderek "Çoban YıldızT'nı sergileyecekIerini açıkladı. Duyduk Gördük Gayriresmi bir çilek öykiisü Ne garip bir ülkede, garip insanlar arasında yaşıyoruz, değil mi?. hirazınız yok ya! Aslında bu bir yanıyla hoş. Çünkü her gününüz bir sürprize gebe. Neyin ne olacağını, nasü gerçekleşeceğini önceden kestirmek her zaman olası değil. Tabii, bu madalyonun bir de tersi, hoş sürprizlere karşılık tatsız sürprizler de var. tste bir yuı ttaşımızın başına gelen. Okuyun, düşünün, ama hiç şasmayın. Bir gün sizin de basuuza benzeri gelebiür çün İstanbul • TUALSAN Sanat Galerisi'ndeki Aydın Ayan, Mehmet Günsür. Suat Özyönüm, Nilhan Saygon, Ercan Süelden, Suna Ceyhan,Turan ve Şcnol Yorozlo'nun yapıtlanndan oluşan karma sergi, ekim ayına kadar izlenebilir. • T O P K A P I Sarayı'ndaki "Türk ve tslam Dünyasında Elyazması Hat ve Tasvir Sanatı" sergisi sürüyor. • GALERİ Cep'teki Fatoş Akgiin, Kyotore Fujita, Giilten Atamer, Arhan Erinç, Tuna lnal, Zara Baron, Naci Kalmıkof, Mehraetcan Köksal ve Tuncer Türkkan'ın yapıtlanndan oluşan karma sergi eylül ayı sonuna kadar izlenebilir. • İSTANBUL Arkeoloji Müzeleri Müdiirlüğü'nün düzenlediği "tstanbul Temel Kazılannda Rasüanan Buluntlar" sergisi 30 eylüle kadar sürecek. • RESİM Heykel Müzesi'ndeki "Güniimiiz Sanatçüan 5. tstanbul Sergisi" 31 ağustosa kadar sürecek. • DESTEK Şanat Galerisi'ndeki karma resim sergisi hafta sonu kapanıyor. • TANAK Sanat Galerisi'ndeki "Karma Yaz Sergisi" 14 eylüle kadar görülebilir. • TOPKAPI Sarayı Sergi Salonu'ndaki "Karagöz Sanatımız" adlı sergi 15 eylüle kadar sürecek. • WOLFPeter Miksch'in özgün baskılar ve objeler sergisi çarşamba gününe kadar Tabar Sanat Galerisi'nde izlenebilir. • GÜNGÖR Ergen'in Yapı ve Kredi Bankası Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'ndeki klasik çicek desenlerinden oluşan sergi 27 ağustosta sona erecek. • EDPA Sanat Galerisi'ndeki "Çıplaklar" adlı resim sergisi sürüyor. Sergide Avni Arbaş, Muzaffer Bekem, Orhan Deliorman, Gürdal Duyar, Leyla Gamsız, Oktay Günday, Arif Kaptan. Mehmetcan Köksal, Halil Paşa.Orhan Peker, Rasin, Ayetullah Sümer, Yavuz Tanyeli, Burhan Uygur, Aydın Ülken, Nazmi Yümaz ve Kemal Yiıkselengil'in yapıtları bulunuyor. • MÜHÜRDAR Sanat Galerisi'nde "Tarihsel Yöreyi Koruyahm" adlı karma sergi bugün açılıyor. Sergi 12 eylüle kadar açık kalacak. Sergiye katılan sanatçılar O.Aksoy, M. Bekem, N. Berdan, H. Bilgiitay, S. Çalık, A. Doğan, A. Dökmeci, E. Erar, H. Savaş, H. Yağız, Elif Naci, Kemal Zeren. • BÜYÜKADA Tenis ve Su Sporlan Kulübü'nün geleneksel resim sergisi sürüyor. Sergiye katılan sanatçılar: Turgut Fethi, Türkan Kıran, Mukaddes Yıldınm, Tasula Safrodiyadis, Vasil tgüm, Hüsnü Altan. • JALE İrin'in resim sergisi bugün Taksim Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sergi 15 eylüle dek açık kalacak. • ORHAN Çopln'nun karikatür sergisi Kadıköy Bilim Kitabevi' nde süriiyor. • DİATEK sanatçılannın fotoğraf sergisi Mühürdar Gençlik Kitabevi Sanat Galerisi'nde 5 eylüle kadar görülebilir. Sergide Cengiz Karlıova, S. Oral Gönenç, Metin Cenkmen ve Cengiz Akduman'ın yapıtlan yer alıyor. Gösteri FOTOĞRAF VE RESİM SOYVTTA BtRLEŞTl Ressam Erdal Alantar (solda) ve Fransız fotoğraf sanatçısı Emmanuel Heredia, resim ve fotoğraf sanatlannı yeni bir estetikte birleştirdiler. İki sanatçının bu özgün çausmalannın urutıu olan onu askın yapıt, şimdi Bodrum Suaitı Arkeoloji Müzesi Haluk Elbe Sanat Galerisi'nde sergileniyor. "Soyut El" sergisinde belki de ilk kez ressam ile fotoğrafçı tek bir yapıtta bir araya geldiler. Sergi ay sonuna kadar sürüyor. bü'nün Uluslararası 53. lzmir Fuarı kapsamında düzenlediği Kitap Şenliği'nde bu hafta pazartesi günü Talip Apaydın, Demirtaş Ceyhun. Gurhan Tümer; salı günü tlhan Selçuk. Osman Ulagay, Yaşar Aksoy; çarşamba günü tlhan Selçuk ve Cengiz Çandar; perşembe günü Fethi Naci, Edip Cansever, Mehmet Eroglu;cumagünü Ferit Edgü, Orhan Pamuk, Erdal Öz; cumartesi günü Aziz Nesin, Metin Demirtaş, tlhan Berk; pazar günü Aziz Nesin, Abbas Sayar, Mehmet Dogan saat 18.0023.00 arası kitaplannı imzalayacaklar. FtTAŞ (1499361) "Kanlı Vadi" 12.00.14.15,16.30,18.45,21.15 SİNEPOP (1437071) "Saldır ve Yoket" 11.00, 13.00, 15.00, 17.00, 19.00, 21.00 EMEK (1448439) " S a h a r a " , " G e c e Yarısına On K a l a " 12.00'den devamlı Şişli SİTE (1476947) " 1 3 . G ü n " 12.00, 14.15, 16.30, 18.45,21.15 GAZİ (1479665) "Kanlı Vadi" 11.00, 12.45, 15.00, 17.15, 19.30. 21.45 AS (1476315) "Nefes Nefese" 12.00, 13.45, 15.30, 17 15 19.00, 21.00 İstanbul BAKIRKÖY (5716826) "Kanlı Vadi" 11.30, 13.30, 15.30, 17.30, 19.30, 21.30 BAKIRKÖY 74 (5720444) " G e ce Yansına On Kala", "Neşeli Gençlik" 11.00'den devamlı Kadıköy AS (3360050) "Kılıçh t l a h " , "Çelik Elli Karateci" 11.00, 13.00,15.00,17.00,19.30,21.30 KENT(336%12)"Sınıf" 11.00, 13.30, 16.00, 18.30, 21.45 REKS (3360112) "Çalsın Sazl a r " , "Sokaktan Gelen Kadın" 11.00,13.00,15.00,17.00,21.15 Geceler kaîunhk olur Geçenlerde TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'ın "gizli kadrolaşma operasyonu"yla ilgili haberi okumuşsunuzdur. Biz de. "Şu TR T ne diye eskiden çevrilmiş ve gösterilmiş yerli TVfılmlerini ısıtıp ısıtıp önümüze sürüyor, neden TV sürekli bir üretim içinde değil?" diye düşünüyorduk. "TRT'de Toskay'ın sessiz operasyonu "yla ilgili haber, kafamızdaki bu sorulara açıklık getirdi. Meğer vakitleri yokmuş! Bu arada "operasyon"a ilişkin bir haber de bizim kulağımıta çaltndı. İstanbul Radyosu 'nda nerdeyse dokuz aydır sürekli rapor alan iki memur varmış. Dahası, bu memurlar bir TRT prodüktörü gibi programlar da hazırhyorlarmış. Daha sonra bunlardan birinin, hâlâ raporluyken, tstanbul Radyosu A İstanbul • RESÎM ve Heykel Müzesi'nde sah günü saat 14.00'te Doç. Devritn Erbil, "Sanatın Yaşamla tlişkisi" konusunda bir konuşma yapacak. Çarşamba günü ise Zekai Osman'ın "Resim ve Hal ı " üzerine konuşması yine saat 14.00'te. kü. Bir reklam sirketinde prodüksiyon amiri olarak çalışan A., bağlı olduğu kuruluştan talimat alır. Buna göre, yeni bir reklam kampanyasmda kullanılmak üzere bir miktar çilek bulunmast gerekmektedir. A. 'ya da yazın ta göbeğinde çilek bulma görevi verilir. Yaz sıcağında çilek ne arar, demeyin. burası Türkiye, sürprizler ülkesi dedik ya. Varbirden yok olur, yok birden ortaya çıkar. A. da ne yapar eder, Bursa 'daki bir dostu aracıhğıyla tam sekiz kasa çilek bulur. Ğreticisi tarafindan çtleklerin tstanbul'a gönderilmesini sağlar. Ertesi sabah da erkenden Meyve Hali'ne koşar, işlemleri tamamlar ve sekiz kasa çileğini teslim almak üzereyken... Burası sürprizler ülkesi dedik ya. Birden karşısina iki resmi görevli çıkar. Garip bir rastlantıyla onlar da günlerdir çilek aramaktadırlar. Anlt şanh bir büyüğümüz onuruna o akşam davet verilecektir ve her ne hikmetse, menüyü hazvrlayan akh evvel alınacak meyveler arasına çileği de katmıştır. Anlı şanh büyüğe ille çilek yedirilecektir. Ama prodüksiyon amiri A. kuru gürültüye pabuç bırakanlardan değildir. Yeri göğü birbirine katarak bulduğu çilek leri kimseye kaptırmak istemez ve görevlilerin tüm yakarmalarına karşın Nuh der de, peygamber demez. Bu kez yakanlar kuru sıkı gözdağlanna dönüşür. Gözdağlanmn niteliği değişir. Ama bizim kahraman bir adım gerilemez. Neden sonra gözdağının yararsızhğım her nasılsa fark eden muhteremler, bu kez yeniden yalvarmaya dönerler. Bizim prodüksiyon amiri de ne olsa insan, bunca yalvarmaya dayanamaz. Üstelik anlı şanh bir devlet büyüğümüze yazın en sıcak günlerinde çilek gibi "nadide" bir meyve sunmak söz konusudur. Sonunda iki kasadan vazgeçmeyi kabul eder ve devlet adına gayri resmi teşekkürleri kabul ederek resmi arabayla işyerine kadar bırakılır. Afyon • DEVLET Halk Danslan Topluluğu salı günü saat 20.30'da Kapalı Spor Salonu'nda bir gosteri yapacak. Enis Fosforoğlu, Eric SegaVin romanını sahneliyor EğitimKültür Yayınları 'na memur olarak atanması yapılmış. Ne var ki, bu kadarla da bitmiyor. Şimdi TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'ın kendineyakın bulduğu bu memuru EğitimKültür Yaymlan 'na müdür olarak ataması bekleniyor. Söz konusu memurun "gecenin içinden'' geçerek müdürlüğe geleceği söyleniyor. Tiyatro İzmir • KENT oyuncuları Amerikan Kız Lisesi'nde Tennessee Williıms'ın yazdığı "Arzu Tramvayı" adlı oyunu sahneliyorlar. • FUAR Mehtap Bahçesi'nde Nejat Uygur Tiyatrosu "Cibali 1945" adlı oyunu sahneliyor. • FUAR Çamhk Senar'da Seden Kmltunç'un "Kereviz Fesüvali" adlı müzikali sürüyor. Sinema Beyoğlu YENIMELEK (1444289) "Kılıçh t l a b " , "Kendo Sert Adam" 11.00, 13.00, 15.00, 17.00, 19.00, 21.00 DÜNYA (1490166) "Konvoy", "Süperman 2 " , 12.00, 13.45, 15.30, 17.15, 19.00, 20.45 Ankara • ANKARA Halk Tiyatrosu oyunculan Gençlik Parkı Açıkhava Tiyatrosu'nda her akşam saat 21.15'te Yalçın Pekşen'in " A n Bir Zengin Olsam" adlı oyununu sahneliyor. tSTANBUL (UBA) Enis Fosforoğlu Tiyatrosu, yeni sezona perdelerini Eric Segal'in "Kadın, Erkek ve Çocuk" romanından uyarlanan bir oyunla açıyor. Ekim ayı başında sahneye konacak olan oyunu Enis Fosforoğlu yönetiyor. Müziklerini Esin Engin'in yaptvğı oyunda, Suna Keskin, Enis Fosforoğlu, tsmail Hakkı Şen, Volkan Saraçoglu, Filiz Küçüktepe rol alıyor. Oyunda aile ilişkilerinin ele ahndığını söyleyen Enis Fosforoğlu, "Babaögul arasındaki sevgi temasının anlatıldığı bu oyun, hafıf bir komedi oltnasına karşın, genelde psikolojik bir d r a m " diyor. Enis Fosforoğlu Tiyatrosu'nun bu sezon ikinci oyunları Duygu Saraçoglu'nun Jacques Duval'den Turkçeleştirdiği "Oyuncakçı Dükkânı" Problemsiz öğretmen var mı? Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakant Vehbi Dinçerler, yarın Amasya ilimizi ziyaret edecek. Yann sabah saat sekizde Halk Eğitimi Merkez Salonu 'nda öğretmenlere hitaben bir konusma yapacak. Buraya kadar, olağandısı hiçbir şey yok. Ancak bakanın Amasya iline yapacağı ziyaretin ilkelerini belirleyen telefon emrinde bakanın katılacağı toplantıya "problemli öğretmenler"in çağnlmamasımn istenmesi, kafalarda sorular uyandırdı. Dinçerler'in Amasya ilini ziyareti nedeniyile Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Müdürluğü 'nün okul müdurluklerine gönderilen 17 Ağustos 1984 günlü telefon emrinde bakın ne deniliyor: "28 ağustos günU saat 08.00'de Halk Eğitimi Merkez Salonu'nda sayın Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakam öğretmenlere hitaben bir konuşma yapacaklardır. Toplantıya her okuldan, okul müdürü ile bay ve bayan üçer öğretmen katüacaktır. Okullardan toplantıya katılacak öğretmenlerin listesini acele olarak Merkez tlçe Eğitim MUdurlüğü 'ne bildireceklerdir. Listelere PROBLEMLİ ÖĞRETMENLER alınmayacaktır." Burada söz konusu olan "problem"matematik ya da cebir problemi olmadığına göre, şimdi Amasya^daki öğretmenler "Bu problem ne problemi" diye merak ediyorlar. Kimileri de, "Siz hiç problemsiz öğretmen gördünüz mü, nasıl bir şeydir problemsiz öğretmen ?'' diye soruyorlar. Eski anıtları kurtarırken H YA L R AV NA CANIN E.Ş&&. MıSâL MAO&N OÜLCEÇ dikkat edihnesi gereken... METE TAPAN Eski yapıtlann, anıtlann kurtanlması özellikle 1975 yıllanndan günümuze dek ülkemizde de büyük bir önem kazanmıştır. 1975 yılı Avrupa Konseyi'nce Avrupa Kültür Mirasını Kurtarma Yılı olarak ilan edilmiştir. Bu karann etkisini ülkemizde büyük ölçüde yaşadık ve halen de yaşamaktayız. Kuşkusuz bu durum, o güne dek kültür mirasımıza önem vermiyorduk anlarruna gelmemelidir. Birçok değerli anıt ve yapıt devlet politikasının bir parçası olarak ve maddi olanaklar el verdiğince kurtarılmağa çahşılmıştır. Ancak, 1975'teki kampanya ile kurtarma çabası yöresellikten öteye evrensellik boyutu kazanmıştır. Başka bir deyişle, yapıtlann bölgesel değeri, bu yapıtlan tüm insanlığa mal eden bir anlayışla oluşan bir değere yerini vermiştir. Aynca, bu çaba toplum bireylerini kurtarma konusuyla daha yakından ügilendirme amacını gütmüş, bir anlamda bireyleri bilinçlendirmeğe, eğitmeğe yönelmiştir. Bu bilinçlendirme çabası ülkemizde ne oranda gerçekleşmiştir, sonısunun cevabı, kanımca bu çabanın "yeterli" olmadığıdır. Maalesef, eskiye oranla olumlu büyük bir değişiklik gerçekleşmemiştir. Kentlerimiz her gecen gün daha çirkinleşmiş, özellikle doğal anıtlar yeni yapılarla ve büyük bir hızla yok olmuştur. Arsa spekülasyonu, sağhksız kentleşme, iç göç, yanlış konut politikalan tarihi kentlerimizi birer Anadolu kasabası haline dönüştürmüştür. Ve korkanm, bu kentlerimizi bir daha da kurtarma olasılığı yoktur. Eski yapıtlan, arutlan kurtarma, zaman zaman ülkemizde bir soyutlama süreci olarak kendisini göstermiştir. Bir saray veya bir han onarılmış, yapının kullanımı günün belli saatlerinde yurttaşlar tarafindan gezilmesiyle sınırlandırılmıştır. Bu yapılar toplumun sürekli olarak hizmetine açılamamıştjr. Veya bu yapılara niteliklerinden dolayı yeni işlevler yüklenilemediğinden toplumsal işlevselliği sınırlı kalmıştır. Özellikle son uygulamalarda, örneğin İbrahim Paşa Sarayı gibi çok sayıda yapıya yeni işlevler verilerek kamuya iki yönde hizmet götürülmüştür. Hizmetlerden biri toplumun gereksinmelerine dolaysız olarak cevap verme, öteki ise çevre düzenlemesiyle ilgili kültür mirasımızı yeni kuşaklara iletme, yeni üretilecek yapıtlann doğru olarak tasarlanmasına olanak vermedir. Özellikle bu hizmetin verilmesinde çok titiz olmak gerekir. Problemlere bilimsel bir davramşla çözüm arama ve restorasyon alanında uzman olma hizmetin doğru olarak sağlanmasında ön koşuldur. Aksi takdirde bu hizmet olumsuz sonuçlar verdiği gibi, kültürel alanda bir yozlaşmanın aracı olur. Bir T KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇAMLICA ÖRNEĞt Yeniden düzenlenen Çamlıca Tepesi'ndeki yapılann Osmanlı mimarisinin biçimsel ögelerinden esinlendiği kesin. Ancak yeni yapılar eskiyi ne tam, ne de doğru olarak yansıtıyor. yapının çevresiyle birlikte yeniden onanlması veya bir alanın eski kültür değerleriyle düzenlenmesi, özellikle tstanbul gibi her gün çirkinleşen bir kentte ilk anda olumlu gözükebilir. örneğin Çamlıca Tepesi gibi. Buradaki yapılar incelendiğinde bu yapılann Osmanlı mimarisinin biçimsel ögelerinden esinlenerek yapıldığı hemen gözlenmektedir. Ancak, yeni yapılan yapılar eskiyi ne tam, ne de doğru olarak yansıtmaktadır. Eski,bir anlamda çarpıtümış olarak kamuya sunulmaktadır. Sanatta "kitsch" olarak değerlendirilebilecek bu örnek maalesef birçok kimse tarafindan olumlu bulunmuştur. Yazarlar, bilim adamlan çok şükür mimarlık alanındakiler değil, hatta sanat alanında ün yapmış olanlar bu düzenleme üzerine methiyeler yazmışlardır. Ancak, benim de dahil olduğum çok dar bir grup, bu düzenlemeyi gelecek kuşakların eğitimi açısından zararlı görmektedir. Umud ediyorum, bu kişiler de konuyu yukarıda değindiğim gibi, bir çevrenin düzenlenmesiyle ortaya konmak istenen iki hizmetten salt ilkinin perspektifiyle değil, her ikisinin birlikte değerlendirilmesiyle irdelerler. Örneğin, İbrahim Paşa Sarayı, Rumelihisarı Hidiv Kasn'nda her iki hizmetin sağlandığı gibi.. amaçlar için tekrardan hizmete acıldı. Kuşkusuz, bu olgunun altında ne türlü prestij kaygusu yatarsa yatsın, bu yapılann ayakta kalmasına aracı olan herkesi kamu adına alkışlamakta yarar vardır. Ancak bunu yaparken binanın iç düzeni tanınmayacak biçimde değiştirilmemelidir. "Efendim çağımızda yaşam biçimi değişmiştir, binanın cephesine sadık kalalım, cepheyi onaralım, ama içini dilediğimiz gibi düzenleyelim" düşuncesi sahtecilikten, tiyatro dekorculuğundan başka bir şey değildir. Bazı kuramcılar bu görüşe karşı şu görüşü getirmektedirler: "Bir sokakta gezerken, o kent hakkındaki imajı yapılann cepheleri verir, evlerin içi ise herkese kapalıdır. Bu nedenle >apılann cephesi korunsun yeter." Kanımca bu görüş, korumada bir geçiş dönemi için geçerli olabilir. Büyük bir hızla eskiye ait her türlü öğe yok olurken onlann yerine konulanları da ibretle görüyoruz, bu tür bir yaklaşım yangına körukle gitmek, başka bir deyişle kültür mirasımızı yok etme kampanyasım hızlandırma, anlamına gelir. Yıllar önce, Büyükdere'de "Boğaziçi Yıkıcısı" diye bir bina yıkıcısının ilan tabelasını görmüştüm. O anda, yanımda fotoğraf makinesiyle olayı belgeleyemediğim için hâlâ üzülünim. Üzülmemin nedeni, salt belgeleyemediğim için değil, böyle bir tabelanın ortaya çıkmasıdır. Maalesef bugün de gelecek kuşaklara yanlış imajlar bıraktığımız veya hiçbir "değer" bırakamadığımız için üzülüyorum. Umanm bu yazımla bu konuda emek verenleri incitmemişimdir. Ancak, salt iyi niyetle bir ülkenin külturü kurtanlamaz. Bilgilenme, bilimsel yaklaşma ve toplumca kalkınma ve eğitilme sanınm bu konuda temel sorunlardır. Daha doğru, daha iyi biçimde kültür mirasımızı koruma dileklerimle... tARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Ağustos EN BÛYÜK PATLAMA! 1B83'TE BUGÜN, BNPONEZYA'DAKİ KRAKATOA VANARDA6INOA, PÜNYANtN SİSMİK KAYITLARA 6EÇMİŞ EN BÜYÛK PATLAMASIOLDU. YANABMĞIN BULUNOUĞU YER, CAVA VE SUMATT04 AOALA Rl AGASINOA, SUNDA BOĞA2IMMKİ KRAKATOÂ APASfYDI. VOUCANİK PATL4MA, £ASAH SAAT fO'OA OLMUÇ, DAĞIN KJtATERlNOEK.) &/NBEŞYÜZ METREKÜPLÜK KAYA HAVAYA UÇMUÇTU. PATLAMA SESİ BİR HİDROJEN BOMŞASlNIN Y/RMt ÖYLE Kİ, AVU£TGALYA,F(UPİNL£R l/£ JAPONYÂ PAfJ B/LE İŞtTİLMİŞTİ. BU OLAĞANÛSTÛ TİTREŞİMİM OLJUŞTVRDU6U PEV DEMİZ DAU5ALARI, AOAPAkJ VB CAI/A KIYISltJDAKİ KÖYLSR.İN ÜZERİME 6ELM/f, OTUZALTI BİN KİŞİMİN OLÛMUNE YOL AÇMffT/.'. Müzik İstanbul • AYA trini'de Pazar günü saat 18.00'de Dr. Alaattin Yavaşça yönetimindeki klasik koro tarafından verilecek olan "Eski Tiirk Musikisi Belgesel Oda Konseri" var. • DİVAN Edebiyatı Müzesi (Eski Galata Mevlevihanesi) Sema Salonu'nda Dr. Alaattin Yavaşça yönetimindeki klasik koro, "Eski Türk Musikisi Belgesel Oda KonserT'ni cumartesi günü saat 18.00'de verecek. Inıza günü • Tanınmayacak biçimde degiştirilmemeli 1975'le birlikte eski yapıtlann, anıtlann kurtanlmasında diğer bir yenilik de şu olmuştur. Bilindiği gibi ülkemizde yıllardır restorasyon işini salt devlet yüklenirdi. Bugün ise özellikle sivil mimarlık alanında kamu kuruluşu dışında birçok özel kişi ve kummlar isimlerini duyurdular. Bir dizı Boğaziçi yalısı büyük burjuva eğiliminde olan zenginler tarafindan satın ahnarak onarıldı, ya konut olarak veya bazı kamu yararına yönelik 5 0 YIL ONCE C u n ı h u r i y e t 27 Ağustos 1934 tezahuratla selâmlandı. diğer milli teşekkullerimiz İzmir panayırı tsmet Paşa Hz. refıkalan geniş mikyasta iştirak Hanımefendi, Hariciye Vekili etmişlerdir. Her paviyon dün açıldı lzmir 26 (Sureti mahsusada giden arkadaşımızdan) 9 eylul sergisini açmak üzere tzmire hareket eden Başvekil tsmet Paşa ve Hariciye Vekilı Tevfik Rüştü Beyle diğer zevatı ve 300 yolcuyu hâmil bulunan Gulcemal vapuru bu sabah saat 21 de Izmire muvasalat etti. Gemi daha Yenikale açıklarında ıken tayyareler, vapur ve motörler tarafindan istikbal edildi ve Başvekilimiz büyük ve refakatindeki zevatla beraber rthtıma çıktılar. Polis ve asker müfrezeleri tarafindan selâm resmi ifa edildi. 19341984 bugün dönen Adliye Vekili Saraçoğlu Şükrü Bey de beraberdi. Adeta birbirine kenetlenmiş hale gelen müthiş kalabalık, tsmet Paşa ile vekilleri uzun uzun alkışladı. İzmir • CUMHURİYET Kitap Kulü cidden pek muhteşem ve mukemmel surette hazırlanmıştt. Birçok ecnebi fırmalardan başka İş Bankatı, Sümer Bank muesseseleri ve Sergi açılmazdan Belediye Reisinin evvel nutku 9 eylul beynelmilel panayırı Saat altıya yaklaşmıştı. Başvekil Paşa ile Hariciye l'ekili ve Valinin otomobille gelmekte oldukları göruldü. ödemişin Gölcük yaylasından birbirinden gUzeldi, panayır saat 6 da açılacaktı. Fakat halk saat 4 ten itibaren Gazi ve tsmet Paşa bulvarlarile bütün o cıvan doldurmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle