18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 1984 * • * * HABERLERİN DEVAMI CUMHljRlYt'IVJl Boğaz Köprüsti geçişi için yeni (Baştarafı 1. Sayfada) belirlendi. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Komisyonu'nda hazırlanarak Içişleri Bakanhğı'na gönderilen ve iğustos ayı içinde uygulamaya konulacağı belirtilen öneriye göre, Anadolu yakasına girişte bulunan para gişeleri kaldırılacak, bunların yerine Beylerbeyi, Altunizade ve Çamhca kavşakları ile Ankara anayolu üzerine gişeler konulacak. İlgililer bu öneriye uygulama ve yöntem açisından karşı çıkarken şöyle diyorlar: "Köprüden geçen taşıtlann para üstü beklemeleri nedeniyle trafik tıkamyor. Bunun için onlemler alınması gerekli. Turnikelerin çevreye dağıtılmaSJ konusu henüz kesinlik kazannuş değildir. Ağustos ayında yeni uygulamaya geçilecegi de gazetelerin kendi yorumudur. Köprii işletmesinin kendi bünyesi içinde kontrollü olması şarttır. Bu bakımdan, trafik rahatlamasının yanı sıra, işletme kontrolünii zayıflatmayacak bir uygulama gerekir." Uluslararası standartlara göre, paralı kısa geçişlerde turnikelerin bir merkezde toplandığını belirten ilgili, dağınık gişelerin ancak uzun yol işletmelerinde olabileceğini bildirerek, "Karayolu fle köpriiyü birbirine kanştınnamak gerekir," dedi. Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, "Cumhuriyef'in gündeme getirdiği bir çözüm önerisi için ise "Zaten biz de böyle bir proje üzerinde çalışıyoruz," dediler. Bu yeni öneriye göre, mevcut para gişeleri çalışmaya devam edecek. Eğer alan darlığı zorlarsa eski gişelerden 2'si iptal edilerek yeni geçiş yoluna ayrılacak. Köprü çıkışından sonra işletme binasınm önünden geçecek yeni bir yol açılacak ve bugünkü TIR parkının bulunduğu alana yeni turnikeler konacak. Böylece, mevcut turnikelerin önündeki yığılma yeni turnikelerle giderilmiş olacak. Bu uygulamada Anadolu'ya geçiş için şerit sayısı 3'ten 5'e çıktığından, geciş kapasitesini yüzde 70 artıırıyor. Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü'nden bir yetkili bu öneri Vonusunda görüşlerini şöyle açıkladı: "Yeni lurnikeler eskilerinden pek fazla uzaklaşmadığı ve gişe sayısı epey arttığı için olumlu. Ancak, taşıtlann kısa mesafe ötede dar bir boğaza girmesi bu önerinin olumsuz bir yanı. Trafik tıkanıklığı bu defa o bölgeye taşınabilir. İşletme binasının önünden trafik iiç şerit halinde akarsa bizim şişe boğazı diye tanımladığımız dar bir bogaza girilebilir. Bu darboğaza meydan vermeyecek şekilde çeşitli projeler etüt ediliyor. Muhtemelen böyle bir düzenleme üzerinde karar verilecek." Müftüler açıkladı: Yunus Nadi Fotograf (Baştarafı İ. Sayfada) ciliğe değer gördüğü yapıtlan bir mektupla bildiren Ergun Çağatay'm da oyu dikkate alınarak yapılan oylama sonucu ödül dağılımı şöyle belirlendi: 1. Nevzat Çakır (Katılma No: 366); 2. A. Cengiz Karlıova (Katılma No: 336); 3. Mustafa Kocabaşı (Katılma No: 330), Mansiyonlar: Mehmet Ali Cida (159 Katılma No.lu iiç foloğrafıyla iiç mansiyon); Arif Kurhan (Katılma No: 162); îzzet Keribar (Katılma No: 329). Bu yılki Yunus Nadi Yarışması 'nın birincilik ödülü 200 bin, ikincilik ödülü 120 bin, üçüncülük ödülü 80 bin Türk Lirası. Mansiyon sahiplerine ödenecek olan ise 10 biner Türk Lirası. Yunus Nadi Fotograf Yarışması Birincisi Nevzat Çakır, 1941 Muğla doğumlu, 1972 yıtında fotograf çekmeye başlayan Çakır, yaşamım tstanbul'da diş hek'tmi olarak kazanıyor. Yarışma IkincisiA. Cengiz Karhova ise, 1954 tstanbul doğumlu. Baba mesleği olduğundan fotoğrafa küçük yaşta merak sardı. 1978 yılından bu yana tFSAK üyesi olan Karlıova, kendi adına kurduğu bir fotograf stüdyosunun sahibi. Yarışma Üçüncüsü Mustafa Kocabaşı da Istanbullu. 1958'dedoğmuş. Halen Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanailar Fakültesi Fotograf Ana Sanat Dalı son sınıf öğrencisi. Üçü de evli olan yarışmaalar yurt içinde ve dışında birçok yarışmaya, sergiye katıldıtar, ödüller aldılar. m GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) Memur fitre alaeak durumda • Müftüsü Sancaktar: Geçimini hukuk hocamız olmamıştı. Mstanbul Müftüsü Kaya: Memur, asgari ücretli geçim sıkıntısında. Onlara da fitre zekât verilebilir. Sıkıyönetimsiz il sayısı 26'ya çıktı (Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanhğında Cumhurbaşkanhğı Köşkü'nde toplandı. Başbakan Turgut Özal'ın da katıldığı MGK toplantısından sonra saat 13.00'te de Bakanlar Kurulu toplandı. 40 dakika kadar süren Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Devlet Bakanı ve Hukumet Sözcüsü Mesut Yümaz toplantıya ilişkin bir açıklama yapt\. Yılmaz, açıklamasında Bakanlar Kurulu'nun MGK'nın tavsiye kararı doğrultusunda Afyon, Amasya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Çonım, Mugla, Nevşehir, Niğde, Rize, Sakarya, Tekirdag ve Yozgat illerinde sıkıyönetimin kaldınlmasına, 19 temmuzdan itibaren karar verildiğini söyledi. Yılmaz, bu illerden Amasya, Aydın, Balıkesir, Çonım. Niğde, Rize, Sakarya illerinde olağanüstü hal ilan edilmesi benimsendiğini kaydetti. Bakan Yılmaz, aynca 41 ilde sıkıyönetimin dört ay süreyle uzatılmasına karar verildiğini ve daha önceden sekiz ilde ilan edilen olağanüstü hal uygulamasına Isparta, Gümüşhane, Kırşehir ve Çankın'da devam edileceğini belirtti. Yılmaz'ın açıklaması uyarınca olağanüstü hal uygulanacak 11 il şöyle sıralanıyor: Amasya, Aydın, Balıkesir, Çorum, Niğde, Rize, Sakarya, Isparta, Gümüşhane, Kırşehir, Çankın. Sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamasına tamamen son verilen 15 il de şunlar: Çanakkale, Sinop, Bitlis, Kasiamonu, Afyon, Bolu, Mugla, Nevşehir, Tekirdag. Yozgat, Kırklareli, Bilecik, Kütabya, Muş, Burdur. Sıkıyönetim uygulamasına 19 temmuz tarihinden itibaren dört ay süreyle devam edilecek olan 41 il ise şöyle: Adana, Adıyaman, Ağrı, Ankara, Artvin, Antalya, Bingöl, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Edirne, FJâzığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hakkâri, Hatay, İçel, tstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kocaeli. Konya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Ordu, Samsun, Siirt, Sıvas, Tokat. Trabzon, Tunceli, Şanlı Lrfa, L'şak, Van, Zonguldak. MECLÎS'TE KABUL EDİLDİ Başbakanhk tezkeresi, dün Millet Meclisi'nde görüşülerek oybirliğiyle kabul edildi. tçişleri Bakanı Ali Tannyar, görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada şiddet eylemlerinin "sıfıra indigini" söyledi. Bakan, sıkıyönetimin devam ettirilmesinde yarar olduğunu sözlerine ekledi. MDP Grubu adına konuşan Emin Alpkaya, olumlu oy vereceklerini bildirdi ve "Bu verecegim oy hükümete olan güvenimizden değil, Türk Silahli KuvveÜerimize olan itimadımızdan ileri gelmektedir" şeklinde konuştu. "İŞKENCE İÇİN ARAŞTIRMA Y APILSIN" HP Grubu adına söz alan Seyfi Oktay, hükü metin demokratik özgürlükleri genişletici değil, aksine istisnai haller için getirilmiş olan kanun kuvvetinde kararname çıkarma yetkisine dayanarak, bu yolla Türkiye'yi idare etmek istediğini belirterek, şunlan söyledi: "Hükümet denetlenmelidir. Bunu Medis olarak yapmalıyız. Yurt içinde ve yıırt dışında işkence iddialan vardır, bu süriip gitmektedir. Açıklıga kavuşturmak gerekir. Burada devletin uluslararası itibarı vardır. Onun için Meclis bu konuda etkin bir denetim yolunu seçmeli ve bu işkence iddialarını incelemek üzere bir Meclis araştırması yapılmalıdır. Bu iddialar da artık açıklıga kavuşmahdır." Seyfi Oktay, 1402 sayılı yasaya göre sıkıyönetim komutanlıklannca görevden alınan kamu görevlilerinin durumlanyla hükümetin ilgilenmesini istedi. Oktay, "Bu kimselerin bir daha kamu kuruluşlarında çalışamayacagı gerçeği ortada olduğuna göre, bu sosyal meseleleri nasıl çözecektir hükümet?" diyerek, bu şekilde görevden alınanların sayısının binleri bulduğunu söyledi. Görüşmeler sonunda Başbakanhk tezkeresi oya kondu ve oybirliğiyle kabul edildi. (Baştarafı 1. Sayfada) sonra 50 bin lirası ™ olanların dışında herkese Ben buna "bir şey" diye nitelediğim, Tann vergisi mi, yetenek fitre zekât verilebilir. mi, adına ne denirse onu da ekHaber Merkeri Ortadirek sağlayıp,iyigiyindikten H e i l Ü Z IOtOSTat d l l İ n i ülkelerde fotograf doğallıkla bizden çok daha ileride. Biz ancak altı yıldır uluslararası alandayız. Üçüncü uluslararası yanşliyorum. Her makine edinen, sa mamızı yeni gerçekleştirdik. Bu artık fitre ve zekât da alabilecek. niyenin yirmibeşte biri kadar kı nedenie, "henüz fotograf dilini tstanbul Müftüsü, "Memurlar ve asgari ücretle çalışanlar geçim sa sürede eser yaratabildiğini sa arama aşamasındayu" demek nır. Örneğin, romancının roma gerek. Meseleyi böyle görürsek, sıkıntısındadır. Onlar da fitre ve nını oluşturması için gereken ayağımız yere basar. zekat alabilir," dedi. Ankara Fotograf yanşmalannda uzun süre gerekli değildir fotoğMüftüsü de lslam dininde aileraf için. Ama bu kısa süreli ya derece alanlann çoğu, son yıllarsinin geçimini sağladıktan sonra 50 bin lira kabir parası bulun^ ratı tuzağına düşmemektir fo da ülkemizin çeşitli kentlerinde toğrafta aslolan. Kişi, sanatsal sayıları hızla artan derneklerin mayanların "fakiP^sayıldığını bir kaygı taşıyorsa, fotoğrafla üyeleri. Siz de bunlardan tFbelirterek, "Bu gibi kimselerin SAK'a üyesiniz. Derneklerin işfitre ve zekat alabiltnelerine di çok zordur işi. levi konusunda düşünccniz nenimiz izin verir," diye konuştu. ANCAK, ALTI YILD1R dir? lstanbul Müftüsü Selahattin ULUSLARARASI Kaya, Cumhuriyet muhabiriyle GERtYE 10 FOTOGRAF ALANDAYIZ konuşurken, geçim sıkıntısı için Birçok yanşmaya kalıldı KALSA YETER de ve muhtaç durumda olup da N.Ç. Fotograf sanatının nız, ödüller aldınız. Yanşmalar kimseye derdini anlatamayanlaüzerine bir şeyler söylemek usul 150 yılhk taze bir geçmişi var. ra fitre ve zekâtlann bayramdan dendir. Siz ne diyorsumuz? Yüzyılımızda büyüyen bu sanat önce verilmesi gerektiğini söyleN.Ç. Yarışmalan çok ya dalı, teknolojik gelişimlere aladi. Kaya, "Ortadirek olarak tararh buluyorum. Ancak, amaç bildiğine açık. tlk özelliği hızlıbir edilen memur ve işçilere fit değil de araç, bir tür doping ol lık. Büyük bir disiplin gerektirire ve zekât verilip verilemeyece ması gerektiğine inanıyorum ya yor. Niye mi? Ortaya çıkarılan gi" sorusu üzerine, "TaMı on nşmaların. Sanatsal kaygı taşı yapıt bir değil, on binler, bazen lara da verilebilir. Çünkü geçim yan bir geri kalmış ülke sanatçı yüz binler. Bir fotograf sanatçısıkıntısındalar," yanıtını verdi, sı için, ender soluk alma fırsat sının arşivi, on binlerle ölçülür. daha sonra şöyle konuştu: larındandır. Ama yineliyorum, Bu büyük sayıdan iyi şeyler çı"Memurlar geçim sıkıntısı yarışma amaç haline gelmemeli. karmak çok önemli. Ara Güler içindedir. Bunu kabul ediyonım. Fotograf sırf yarışma için çeki Usta, "Benden sonra arkamda Asgari ücret alanlar da geçim sı liyorsa, ne sanatçı, ne de Türk on fotoğrafım kalsa ne mutlu" kıntısındadır. Bu nedenie memur fotoğrafı bir yere varabilir. der. Bu açıdan bakıldığında da, ve asgari ücretle çalışanlara fit Türk fotoğrafı dediniz. Bu bence bireysel değil, grup çalışre zekât vererek dini vecibeler konuda ne düşünüyorsunuz? ması önemli. Tek başına fotoğyerine getirilebilir. Ancak fitre N.Ç. Türk fotoğrafmın ne raf çekmeye çıkan ölü doğa çeve zekât verirken 'bu benim fit rede olduğunu anlamak için, di ker. 23 kişinin birlikte oluşturrem zekâtım' diye vermek yerin lerseniz önce dünya fotoğrafına duklan farklıdır. Köy kahvesine de olur." Bunun yerine 'yardım, bir göz atalım. İki yıl önce Tak bile toplu girilirse başka olur, tek bayram harçlıgı' demek daha sim Sanat Galerisi'nde bir İngi girilirse başka olur. Tek kalanın dogru olur." liz taşra fotoğrafçısının sergisi konu çeşitlemesi de güçtür. Fo.\nkara Müftüsü Şakır bancaK açıldı. Sergide yer alan fotoğraf toğraf sanatçısı çağını belgelentar da THA muhabirine, "dar lardan birinin altında, 1875'te diren kişidir, bu nedenie de dergelirii memurlarla işçiler de fıt Japonya'da uluslararası bir ya nek çevresinde "toplanmasının re ve zekât alabilirler," dedi. ls rışmada ödül aldığı belirtiliyor yararına inanıyorum. Ama yalam dininde, "ailesinin geçimi du. Boylesine eski geçmişi olan nşma gibi dernek de araç kuşkusuz. Amaç iyi fotograf, fotograf ni sağladıktan sonra 50 bin lira sanatına hizmet etmek olmalı. kabir parası bulunmayanların fakir sayılacağını" belirten An Fotoğrafa adımını yeni yekara Müftüsü Şakir Sancaktar, ni atan bir genç size başvursa, (Baştarafı 12. Sayfada) bu kişilerin fitre ve zekât alabiona nc dersiniz? leceğini, geçimini sağladıktan ayrıca fırlatılan düşman füzeleN.Ç. Kitap, "iyi fotograf rini, menziline girdiği anda, vursonra iyi giyinen ve 50 bin lira ma olanağına sahip olacak. Fü çekmek için ille iyi makine geparası bulunan kişinin "zengin" rekmez," der. Bence bu yanhş, sayılacağını ve bu kişilerin fitre zenin ilk iki katında bulunan ya hatta yalan. iyi fotograf çekmek kıt depoları yanarken kızılaltı zekât vermeleri gerektiğini söyiçin insanın elinde vasatın üzeriışınlar yavaşlar. Füze başlıkları ledi. ne çıkabilmiş bir makine bulunatmosferden çıktıktan sonra Din îşleri Yüksek Kurulu Uye mutlaka laser namlusunun hedef malıdır. Büyük bir kültür birikisi Recep Akkuş da dün yaptığı alanına girecekler. 15 dakikada mine sahip bulunmalıdır kişi. açıklamada "Aylık aldığı halde bin kadar balistik füzeyi yok et Daha bir sürü öge gereklidir gergeçim sıkıntısı çeken işçi ve me mek için bu şekilde 25 tane la çek bir fotograf sanatçısı olmak mur gibi kişilere de fitre ve ze ser istasyonu kurmak yeterli ola için. Yani bu dikenli bir yoldur. kât vermekte hiçbir sakınca ol cak. Kolay başarüara takılmamak, madığını" bildirdi. Bu arada oluşturulan silahla ökselere yakalanmamak zorunAkkuş şöyle dedi: ludur. Sanatın kolay olanı yok, rın boyutlarının küçültülmesi "Fitre, Müslüman fakirlere. için de çalışmalar devam ediyor. fotograf da öyle. Buna karşılık hiçbir şe>i olmayan muhtaçlara, Bu silahlar sayesinde sadece kı bu sanat dalının insana tanıdığı engin olanaklara bakın. Her türborçlulara, yolda kalmışlara ve talararası füzeleri değil, dünya aldıklan fitreleri bu gibi yerlere çevresindeki çeşitli yapay uydu lü gelişmeye açık olduğundan, bağnazlığa kapalı bir kere. öbür ulaştıran güvenilir kişilere ve ha ları da yok etmek mümkün. yır kunımlanna verilebilir. Aylık ABD'nin ilk adımını attığı yıl sanat dallan gibi yüzyıllardan bu aldığı halde geçim sıkıntısı çeken dızlar savaşının en önemli soru yana gelip oturmuş, kurallaşmış, benimsenmiş, billurlaşmış değil. işçi ve memur gibi kişilere de fit nu, şüphesiz "küçük kırmızı re ve zekât verilmesinde hiçbir düğraenin" nerede bulunduğu Yüzyılımızın gereksinmesinin bir ürünü. Gelişmeyi içinde taşıyor, sakınca yoktur. Kişi fitresini, ve düğmeye basacak olanın kim banndırıyor. Böyle bir sanata bakmakla yükumlü olduğu kim olduğu. Belki de tehlike anında selere, sozgelimi eşine, anasına, sistemi kendiliğinden harekete gönül verilmez mi? babasına, dedesine, ninesine ya geçirecek bir makine oluşturulabut da çocuklanna ve torunlan cak. Fakat hangi devlet başkanı Yarın: tkinci Cengiz na veremez. Bunun dışında ka bu son sorumluluğu bir makine Karlıova ve öçancü lan diğer yakınlanna verebilir." ye yüklemeyi göze alabilecek? Mustafa Kocabaşı Konut trafiği sıkışık (Baştarafı 1. Sayfada) yüzde 10'a erişmiş olan kooperatiflere bu seviyeyi aşmış olanlardan başlamak üzere kredi verileceği açıklanıyor. 17 Haziran 1984 günü Resmi Gazete'de yayınlanan 84/2 sayılı tebliğe göre, bu durumdaki kooperatiflerden yüzde 10 inşaat seviyesine gelmiş olanlara 2 milyon lira (Uye başına) kredi açılacak. Eğer bu kooperatifler yüzde 10 inşaat seviyesini aşmışlarsa, inşaat puanlarına göre kredileri toplam 220 bin ortaklı 3 bin kooperatiften pek çoğu henüz yüzde 10 seviyesini aşmamış durumda. Bu 220 bin ortak için ortak başına 2 milyon lira kredi verileceği düşünüldüğünde, konut fonundan açılacak kredi miktarı, toplam 440 milyar liraya ulaşıyor. inşaatı yüzde 10 seviyesini aşmış kooperatiflerin daha az kredi alacaklan düşünülerek, bu miktardan 40 milyar liralık bir indirim olacağı varsayılsa bile, konut fonunun önünde öncelikli olarak bekleyen "hak sahibi" kooperatif üyelerinin alacaklan 400 milyar lira. En iyimser hesapla bulunan bu 400 milyar liraya kredi almaya başlamış olan 65 bin ortaklı 1200 kooperatifin alacağı olan 15 milyar liralık kredi eklendiğinde, 415 milyar lira ediyor. tKİ YILDA BtTMESİ tÇİN lira birikecek. Demek ki, bu iki yılhk dönemde yani 1986 haziran ayına kadar Toplu Konut Fonu'nda biriken tüm para, sürekli olarak hak sahibi kooperatiflere aktanlsa bile bir açık doğabilecek. Kuşkusuz, bu süre içinde fondan kredi alıp da evlerine girenlerin, anapara ve faiz ödemeleri fona geri dönmeye başlayacak. Ancak, ilk yıllar için bu geri ödemelerin çok yüksek olamayacağı açık. Toplu Konut Fonu'na "hücum" halinde bulunan holdingler, inşaat şirketleri, ferdi kredi bekleyenler, yeni kurulacak kooperatiner, toplu konut sahalanndan konut edinmek isteyenler, toplu konut yapmak isteyenler, inşaat malzemesi üretenler ve prefabrik konut fabrikası kurmak isteyen şirketler ne yapacak? Bu hesaba göre ya iki yıl sıranın kendilerine gelmesini bekleyecekler, ya da şimdiye kadar yapılan açıklamalann tersine öncelik kooperatiflerden alınarak bu şirket ve kişilere kredi kullandırılacak. O zaman da öncelikli olduğu açıklanan ve "hak sahipligi" konumunu kazanmış olan kooperatiflerin kredileri aksayacak. Ya da konut fonunun kaynakları arttırılacak. Uzay Bilebikjiğimiz kadarı ile ceza hukukunda suç ve ceza kavramları vardır. Yasa, suçu tanımlar ve yaptırımı öngörür. Savcılık, suç ışlendiği yolunda belirti ya da kanıt görürse dava açar, mafıkeme sanık ya da sanıklann sorgularını yapar, savunrnalarını dinler, bu işlemler tamamlandıktan sonra da bir sonuca varır. Bu sonuç mahkumiyet olur, beraat olur. Bundan sonra davanın Yargıtay aşaması başlar. Karar, Yargıtay aşamasından geçtikten sonra kesinleşir. Yargıtay aşamasından geçmeksizin kesinleşen kararlar da vardır. Suç ve ceza böyle belirlenir. Bunun başka yolu yoktur. "Şu kadar sanıklı dava demokrasiye uygundur" diye bir kural bugüne dek konmuş değildir. "Beşyüz sanıklı dava varsa demokrasiye geçilmez, yoksa geçilir" diye bir kural mı söz konusudur? Hayır sanmıyoruz. Böyle ölçü konulamaz. Demokrasilerde; ister geçiş dönemi, ister çıkış dönemi böyle bir ölçü getirilemez. Böyle bir ölçü getirilirse, çok başka tartışmalar başlar. O zaman Sayın Başbakan bu tartışmaların içinden sanırız, hiç çıkamaz. Emin olun çıkamaz. Siyasal davalarla rejim arasında bir ilgi kurulacaksa, bu ilgi herhangi bir davanın "sanık sayısı" ile değil, "davalann nitelikleri" ile kurulabtlir. Dogru olan ölçü de budur. Şimdi hiç olmamış bir konudan söz ederek örnek verip çağırışım yaptıralım: Sayın Özal, kapatılan ve yargılanan MSP üyesidir. Eğer, 1980 öncesi son seçimlerde yeterli oy alıp seçilseydi, bugün kendisini siyaset sahnelerinde göremeyecektik. Bu bir rastlantıdır. Eğer seçilseydi, MSP sanıkları, bugünkünden bir fazla olacak, Sayın Özal, din devleti kurmak suçundan yargılanacaktı. Şimdi "/4fafü/*çü"sayılan Başbakan'a soralım: Bu tür davalarda sayı mı önemlidir, yoksa davanın niteliği mi? "Sokrat'ın yargılanması" gibi siyasal tarihte, "tek sanıklı" davalar da vardır. Sayın Başbakan, bu "hukukonometri" anlayışına göre, bu tür davaları, demokrasinin giriş kapısına mı, çıkışına mı, vestiyerine mi, yangın merdivenine mi, nereye yerleştirecektir? Demokrasinin geçiş dönemi, her eğilimdeki yurttaşın insan hakları başta olmak üzere, demokrasinin işlerliği ve ilkeleri konusunda siyasal görüşleri ve ideolojileri aşan bir görüş biıiiğine, anlaşmaya varmaları ile kısalabilir. Açılan davalann sanık sayısı ile geçiş dönemi arasında bir ilgi kurmanın hukuk biliminde yerı yoktur. Bu olsa olsa, "hukukonometri" diye hukuka yabancı bir alan yaratmak anlamına gelmektedir. Sayın Özal'ı yürekten kutlanz. Batan bankeıier, iflas eden şirketler, donuk banka kredileri, mityarlık arsalan ipotek edilen gazete patronlan, devlet gücünün erişemediği yaş meyve ve sebze fiyatları ile yüksek elektrik mühendisi olarak ekonomi bilimine unutulmaz katkılarda bulundu. Şimdi de ekonomi bitti hukuk alanına el atıyor. Sayın Özal, lütfen hukuku, hukukçulara bırakın! Çünkü hukuk alanındaki iflas, toplumumuza "ödeme güçlüğü içine düşen" banker faturalanndan çok daha ağır gelir. Hukuk, enflasyon gibi "aşağı" çekilmez, tersine kendisiyle oynayanları "aşağı çeker". Siz, toptancı hali ile uğraşın, hukuku, sanıklarla savcılara, yargıçlara ve avukatlara bırakın. "Hukukonometri" üzülerek ifade edelim, çok sevimsiz bir hukuk başlangıcıdır. İ Ekonomidemokrasi Maaşlara "yama" ek yüzde 35'e, mülkiye müfettişlerinin tazminat oranı yüzde 40'a, Devlet Denetleme Kurulu başkan ve üyelerinin azami tazminat oranı yüzde 20'den yüzde 40'a yükseltildi. • Öğretmenlere her ay 2 bin lira olarak ödenmekle olan egitim ve ögretim tazminatı, temmuzdan itibaren 3 bin 75 liraya çıkarıldı. • Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda görev yapanlara her ay 5 bin 125 lira ilave net tazminat ödenecek. • Hâkim ve savcılara ödenmekte olan yargı ödeneği yüzde 75'ten yüzde 9 0 a yükseltildi. • Üniversite öğretim elemanlanna ödenmekte olan üniversite ödeneğinin oranı, profesör, doçent ve yardımcı docentler için yüzde 85'e, öğretim görevlileri ve okutmanlar için yüzde 65'e, öğretim yardımcılan için yüzde 45'e çıkarıldı. • Devlet memurlanna ve kamu görevlilerine avans verilmesini miimkün kılan kanuni düzenleme de kararname ile yapıldı. PTT (Baştarafı 1. Sayfada) ğini açıkladı. Buna göre memurlar salı günü geçen ay aldıkları kadar maaş alacaklar. Zamlı bölümü ise ek bordro çalışmalannın tamamlanmasından sonra verilecek. Cumhurbaşkanı Evren tarafından onaylanan kanun hükmündeki kararnameyle, 1 temmuzdan geçerli olmak üzere memur maaş katsayısı 40'tan 41 'e, yan ödeme katsayısı ll'den 12'ye, yakacak yardımı 7 bin 500 liradan 9 bin 500 liraya yükseltildi. Bu artışlardan işçi, memur, BağKur emeklileri ile bunların dul ve yetimleri de yararlanacak. Yasaya göre bir kooperatif Bugün yürürlüğe girecek olan kredilendirilmeye başlandıktan kanun hükmündeki kararname sonra, kredilerin ve inşaatın en şu yenilikleri getiriyor: çok iki yılda tamamlanması ge• Kadrosuzluk nedeniyle uzun rekiyor. Hak sahibi 220 bin oryıllar derece yükselmesi yapamatağm kooperatifleri kredi almayan memurlar, iki veya daha üst ya başlayınca, 2 yıl içinde tüm derecelerden kadro bulunması kredilerini alıp inşaatlannı bitirhalinde, dognıdan doğruya bu mek zorundalar. derecelere atanabilecek. Yetkililerin açıklamalarına gö• Orgeneral ve oramirallerin re, Toplu Konut Fonu'nda bir ek göstergeleri 900'den 1200'e, yılda 200 milyar lira birikeceği korgeneral ve koramirallerin ek düsünülürse, iki yılda 400 milyar göstergeleri 800'den 1100'e, tümgeneral ve tümamirallerin ek göstergeleri 650'den 900'e, kıdemli albaylann ek göstergeleri (Baştarafı 12. Sayfada) de 600'den 800'e yükseltildi. nesi olanların cihaziarına PTT • Yükseköğretim kurumlannaracılığı ile aktanlacak. Telefoda görevli personellerin ek gösnu olan özel kişiler, telefonun tergeleri 600'den 650'ye, doçentyılhk ücretine ek olarak 50 bin lerİD 500den 550'ye çıkarıldı. lira faksimil abone ücreti ve yıl• Teknik ve sağlık hizmetleri hk 10 bin lira alet bakım ücreti sınıfındaki personelin tazminat ödeyerek ev ya da işyerlerine oranlarının üst sınırı yüzde 10, faksimilmektup cihazı alabileyüzde 15 ve yüzde 20'den sırası cekler. ile yüzde 15, yüzde 20 ve yüzde FAKStMİL MERKEZLERİ 25'e üst yöneticilerin tazminat Ankara'da Ulus Posta Sarayı oranlarının üst sınırlan yüzde 10, yüzde 15 ve yüzde 20'den sıTel: (12 69 35), İzmir Konak PTT Merkezi (143 36 25), Ada rasıyla yüzde 15, yüzde 20 ve yüzde 30'a avukathk ücretleri sına PTT Merkezi (1 27 55), İstanbul Büyük Postane (526 11 35), nıfına dahil olanların tazminat Bakırköy PTT Merkezi (570 20 oranlarının üst sınırı yüzde 10'dan yüzde 15'e, denetim ele95), Beyoğlu PTT Merkezi (143 manlarının yüzde 20 olan tazmi36 25), Kadıköy PTT Merkezi nat oranlarının üst sınırı değişik (337 14 55), Zincirlikuyu PTT gruplar itibariyle yüzde 25 yüzMerkezi (169 15 85). de 40'a, askeri personelin tazmi• M.S.Üden aldığım şebekemi nat oranı yüzde 20'den yüzde 35'e, mülki idare amirlerinin kaybettim. Hükümsüzdür. ŞEB yüzde 20 olan tazminat oranı NEM AYDENİZ. DEMOKRASİ TARTIŞMASINDA: YeniGündem 15 Günlük Siyasi Fikir Dergisi Yeni Gündem'in 5. sayısında • SODEP Kimlik kartını dolduruyor: Cezmi Kariay, Muzaffer Saraç, Yiğit Gülöksüz, Onur Kumbaracıbaşı, Korel Göymen ve Aydın Köymen, İdris Küçükömer ... • Berlinguer'siz Avrupa solu: Murat Belge, Haluk Gerger, Ahmeı Insel, Nejal Bayramoğlu... Aynca... • Enis Batur: Gerçek aydın ahlâkh olmak zorundadır, yarım aydınsa ahlâk<;ı olmak zorunda • Gündüz Vassaf: Tarihsiz bırakılan loplum lidere sığınır. • Seyfettin Gürsel: Borç yarışında da gözler Kartegena'daydı • Ahmet Insel: "Borç yiğidin kamçısıdır" da, alan için mi, veren için mi? • Kenan Bulutoğlu: İMF reçetelerinin mucizelcri fiyaskoya döndüren bir çelişkisi var. Ve, Joyce, Lunaçarski, Canetti, Losey... Yag firmalarına fiynt indirimi için 10 temmuza kadar süre Haber Merkezi Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'm yağ fıyatlan ile ilgili demeci karışıklık yarattı. Yağ üreticileri Bakanın "yağ fıyatlannda 100 lira indirim yapılmazsa ithalata gideriz" şeklindeki sözlerini "dayanıksız, afâkî, masa başı hesabı" olarak nitelerken, Trakya Birlik Genel Müdürü Muhittin Soyer, "birkaç firma dışında fıyaüar zaten Bakanın istedigi seviyeye düşmüştür" dedi. Aral tarafından bazı firmalara 10 temmuza kadar süre tanındığı ve firmalann maliyet hesaplarını gözden geçirmeye başladıkları öğrenildi. tletışım Yavınları/PERKA A.Ş. Klodfarer Cad. lletifim Hun (uğaloülu hıanhul'Tet: 520 14 53 54 • 55 lenmesinin altında yatan işte bu(Baştarafı 1. Sayfada) dur. Sadece fiyatların şöyle artladı. Zaten Başbakan'ın amacı da basınla diyalog kurmak ve tığı, üretimin böyle gerilediğinin sergilenmesi değil, bu göstergeşöyle rahat rahat gazetecilerin lerden hareketle "ekonomisorulannı karşılamaktı. Ekonomiyle ilgili soruların ço demokrasi" bağlantısımn zihinğunluğu oluşturduğu sohbette lerde sürekli kurulması ve bunun konu bir ara "demokrasi siyasal geh'şmelere etkisidir, ekonomiyle ilgili sorulara uzun uzun ekonomi" ve bunun yanında "Türkiye'de demokrasinin yer yanıt veren Başbakan, önceki akşam, eğer yanılmıyorsak ilk leşmesine" geldi. Başbakan Türkiye'de demokrasinin gelişi kez, demokrasiyle ilgili sorulara miyle ilgili olarak yukarıda be da uzun uzun yanıtlar verdi. Taa lirtttğimiz sözlerini dile getirdi ve 6 Kasım seçimlerinden bu yana "siyasete pek girmeme" eğilimi, sonra da şu ilginç açıklamayı daha çok ekonomiyle ilgilenme yaptı: "Ben parti kurulduktan son eğilimi kendisinde giderek değira çeşitli defalar Cumhurbaşka şıyor. Başbakan olarak da zaten nı'nı ziyaret eltim. Konuşmala değişmek zorunda. Günümüzün rımızda ekonomideki gidişin iyi en yoğun ve en önemli tartışmaolmadığını, onun için de seçim ları tüm gazetelerde, dergilerde, lerin en geç kasım ayında yapıl söyleşilerde, sohbetlerde "detnast gerektiğini anlatmaya çalış mokrasiye" aynlmış durumda. tım. Ekonomik durum sallantı "ekonomik liberalizmsiyasal IIya girer ve dolay ısıyla seçim y a beralizm" bağlamında yoğunlapılamıyabüir, diye endişe ettim. şan bir tartışmada, Hükümet'in ve onun en sorunlu üyesi BaşbaKasımda seçim olmazsa, daha sonra tehlikeye girer, diye endi kan'ın bu tanışmalann dışında şe ettim, belki hiç yapamayız ya kalması düşünülemez. Kendileda daha zor yaparız seçimi di rinin "Zor bir dönemde hükümete geldiklerini" sık sık belirye..." Ekonomi ile demokrasi ara ten Özal önceki akşam "Bu bir sındaki bağlantıyı, Başbakan seviye meselesidir. Avrupa'da Özal, sanırız ilk kez bu ölçüde 200 yılda ulaşılan seviyeye bizim net bir biçimde dile getirmiş ol 2030 yılda ulaşmamız mümkün du. Nitekim, daha sonra bir ga değil" dedi. zeteci "demokrasi ile dış borç Ama, Türkiye'nin bu konuda arasında bağlantı olup olmadıbir alışkanlığı doğmuştur artık. ğını ve bu bağlantıyı Arjantin ör Askeri müdahalelerle ara da veneğinden hareketle değerierdirrilmiş olsa, Türkiye'de demokmesini" sorduğunda Başbakan rasi yönünde bir bilinçlenme ve daha da ileri giderek şu karşılığı bunun da ötesinde demokrasiyi verdi: yerleştirme, gelenekselleştirme doğrultusunda adımlar, tartış"Ben Dünya Bankasf nda çalışırken elime bir araştırma geç malar yabana atılamaz. ti. Amerikalıların hazırladıgı bu "Ekonomidemokrasi" araçalışmaya göre ticaret ile siyaset sındaki bağlantıyı hiç ihmal etarasında doğrudan bir ilgi daima meden. vardır. Mesela o bölgede Osmanlılann Birinci Dünya Savaşı'na girmelerinin nedeni olarak, yani 1914 yılındaki harbe giriş nedeni olarak, 1838 yılında İngilizlerle yapılan ticaret anlaşması gösteriliyor. İlk kapitülasyonlar o zaman gelmiştir. Ve bu olay daha sonra harbe giriş nedeni olmuş. tngilizlerin bu asrın ANKARA, (a.a.) Bayram başında Çin'le yaptıkları ünlü afyon savaşı da yine geçen yüz namaz\, yarın sabah Ankara'da yılın sonundaki bir İngiliz firma saat 6.08'de, Istanbul'da sının Çin'deki faaliyetlerine da 6.20'de, İzmir'de de 6.34'te kıyandınhyor aynı belgede, yani, hnacak. Bazı illerimizde bayram naticaretle siyaset arasında ilgi vardır, demokrasiyle borçlar ve mazı saatleri şöyle: Adana: 6.05, Adıyaman: ekonomi arasında da aynı ilgi 5.52, Afyon: 6.20, Ağrı: 5.2? vardır." Burdur: 6.22, Bursa: 6.22, ÇaYa bu sıralarda dış borçları nedeniyle uiuslararası bankala nakkale: 6.33, Çankın: 6.03, ra kafa tutaıı Arjantin'in duru Gümüşhane: 5.40, Hakkâri: 5.30, Hatay: 6.04, Isparta: 6.23, mu ve demokrasiye yeni gecildiği sırada Arjantin'de neler olabile Mersin: 6.09, Kars: 5.25, Kastamonu: 6.01, Kayseri: 6.00, Kırkceği? Özal'ın yanıtı ilginç: "Öyle kafa tııtmakla filan ol lareli: 6.26, Kırşehir: 6.05, Komaz bu işler, öyle de olsa, böyle caeli: 6.17, Konya: 6.14, Kütahde olsa, Arjantin'e borçlannı ya, 6.21, Malatya: 5.50, Manisa: 6.33, Kahramanmaraş: 5.57, ödelirler." Trabzon: 5.38, Tunceli: Fkonomiyle ilgili çok sayıda 5.43, Sanh Urfa: 5.51, Uşak: soru yöneltilmesi ve son zamanlarda ekonomik konuların basın 6.25, Van: 5.30, Yozgat: 6.30, tarafından voğun bir biçimde is Zonguldak: 6.08. Bayram namazı istanbuVda 6.20'de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle