23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Keman Sanatçısı Çağıl Yücelen ve piyanist Judith Uluğ konserler vermek için Amavutiuk 'a gittüer. Türkiye Amavutiuk Kültür Değişim Programı çerçevesinde Amavutiuk'un baskenti Ttran başta obnak iızere Işkodra, Durras, Eibasan ve Korga kentlerinde konserler verecek olan Yücelen ve Uluğ, 30 haz'ıranda Türkiye'ye dönecekler. (UBA) Norman Mailer "Eski Akşamlar"la yeni bir dönüm noktasuıda: Kültür Servisi Amerikalı romancı Norman Mailer iılkemizde de tanınan bir yazar. Kitaplan dilimize de çevrilen Mailer, Türkiye'de ilk kez Rasih Güran'ın Türkçeleştirdiği "Çıplak •e Ölü" adh romanıyla ün yapmıştı. On yıla yakın bir zaman dır anlatı türünde kitap yazmayan Mailer, 1983 nisanında yayımlanan "Eski Akşamlar" adlı romanıyla yazarhk yaşamında yeni bir dönem başlattı. Altmış yasındaki yazar, "Eski Akşamİar"ın nicedir tasarladığı bir uçlevnenin ilk romanı olduğunu belirtiyor. Geçtiğimiz günlerde, "Harvard Magazine"de Norman Mailer'la ilginç bir söyleşi yayımlandı. Mailer'la söyleşiyi yapan kişi, 1981'de Mailer üstüne aynntılı bir incelemesi yayımlanan Robert Begiebing. ON YIL SONRA İLK ROMAN Norman Mailer, on yıl sonra yazdığı yeni romanı "Eski Akşamlar'' adh romanıyla nicedir tasarladığı bir üçlemeyi başlattı. Mailer, on yıldır anlatı türünde kitap yazmıyordu. yazarlan okumamasına afallardım. Bir türlü anlayamazdım. Öfkeden deliye dönerdim. Eminim, şimdiki genç yazarlar da aynı duyguyu paylaşıyor. "Neden Mailer beni okumuyor? Ben onn okuyarak yetiştim, bir bakıma etkilendim ondan, şimdi onnn beni oknması bir borç onun için." Aslında nedeni çok basit. O zaman beni neden okumadıklarını ve şimdi benim genç yazarlan neden okumadığımı biliyorum artık. İnsan kendi bitmek bilmeyen sorunlanna kapanıp kalıyor. Gerçekte, şampiyonluk için dövüşüyor olsanız da, olmasanız da, 15 raundluk bir boks maçındasınız. Ve 60'larınıza vardığınızda, kendinizi 12. raunda gelmiş ve hırpalanmış hissediyorsunuz. Yücelen ve Uluğ Arnavutluk'ta Bugüne kadar yazdıgım en olağandışı kitap Kaldırun yap, kaldırım kır îstanbul Belediyesi'nin son zamanlarda başlattığı bir uygulama var. Günün birinde adresınize bir kâğıt geliyor. Açıp okuyorsunuz. Bir hafta içinde evinizin ya da apartmanımzın önündeki kaldırımı yaptırmamz gerektiği, yaptırmazsanız belediyenin bu işi bilmem ne kadar liraya yaptırıp parasını sizden tahsil edeceği bildiriliyor. Aslında bu yasal bir uygulama değil. Ama yurttaşlar, 'bir kerelik çevremiz temizlensin' diyerek katlanıyorlar. Daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyorlar. Çünkü, kâğıt geldikten hemen sonra kapınızı biri çaltyor. Belediye ile işbirliği yaptığını, metrekaresı ... liradan bu isi bitirebileceğini, ayrıca gerekli tüm işlemleri de kendisinin üstleneceğini söytüyor. Ona da evet diyorsunuz. Kısa sürede, pek çok ev ve apartmanın önü gibi sizin de önunüz kızanyor. Yani, belediyenin moda haline getirdiği kırmızı taşlarla kaplanıyor. Eh, temiz bir kaldırım göze hoş geııyor. Masrafı helal ediyorsunuz. Çocuklarınız evinizin önünde çukurlara düşüp kafalarını gözlerini yarmadan oynayabiliyorlar. Ama sevinciniz uzun sürmüyor. Günün birinde, sabah işinize gitmek üzere evden çıkıyorsunuz ki her taraf kazılmış. Bir ay önce yapılan kaldınmımz delik deşik, kırık dökük. Ne olduğunu soruyorsunuz, Havagazı tdaresi'nin boru döşemeye karar verdiğini söyluyorlar. Ağlasanız mı, gülseniz mi? Söyleniyorsunuz ilerı geri. "Beyim", diyor boru döşeyenlerin çavuşu, "İşi bitirdikten sonra kazılan yerleri biz yeniden onaracağız. Onarmazsak o zaman söylen." Pek aklınız yatmıyor, ama ümit fakirin ekmeği ne de olsa. Inanıyorsunuz. Ve aradan uzun zaman geçiyor. Kaldınmımz yavaş yavaş yıllar önceki haline büninmeye başlıyor. Belediyesine de, Havagazı Idaresi'ne de sövüyorsunuz, sayıyorsunuz. Tabiı her kesimdeki yönetici sövgulerinizden payını fazlasıyla alıyor. Peki, nerede mi oluyor bu işler? Îstanbul'un her köşesinde. En son da Nişantaşı'nda, Valikonağı Caddesi'nde. Ne dersiniz? Yoksa onarmaya mı niyetlisiniz. Aman, kaldırımları deşilenleri ne kadar sevindirirsiniz!.. Duyduk Gördük Izmir'de üç kazı tzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü önümüzdeki aydan itibaren Bayrakh, Küme ve Teos'da olmak üzere üç kazı başlatıyor. Yetkililerden alınan bilgiye göre, Bayrakh daki kazıyı Ekrem Akurgal, Küme'dekini Vedat tdil, Teos'dakini ise Mustafa Oğuz yönetecek. Kazılar sırastnda, çevre araşnrmalanna ve antik şeftirlerin birbirleriyle bağlan Bir keresinde yazmaya yetdannın sağlanması çalısmalan di yaşiannda başladığınızı, Mena başlanacak. (THA) rih'e yolculukla ilgili 300 sayfalık bir öykü yazdığınızı söylemiştiniz. Daha sonra yazmayı bırakmıssınız ve yeniden yazmaya Harvard'da okurken baslamışsınız. Öyleyse, ortaögrenim döneminizde ozellikle edebiyatla ilgilenmediğinize gore neyle ilgileniyordunuz? Bütün bir ortaöğrenim dönemim boyunca model uçaklar yaptım. Uçak mühendisi olmak istiyordum, en çok bu alana ilgi duyuyordum. O sıralar okuduğum kitaplar kesinlikle edebi değildi. Oyun içinde oyun bu? Eskıden olduğu gibi günümüzde de, Anamur'un yaylalarında, kahvelerinde hoşça vakit geçirmek için kâğıt oynanır. Ama kâğıt oyunu deyince dört kollu iskambil sanılmasın. Bal gibi kılıç çekilir. Akpınar Yaylası'ndaki kahvelehn genellıkle kapısı olduğundan, sürgüler sünilür ve kapı bazı kişilere kapalı tutulur. Yine böyle bir gün, kapısı sürgülü kahvelehn birinde Ortaköylü tnek Gani ve Deli Molla'nın ortak olduğu masada kılıç çekilmeye başlanır. Kumar kızıştıkça kumar oynayanlar hileleri izleyemez oluriar. Bu arada, içkiler içilmekte, seyredenler de nasiplenmektedir. Bir ara tnek Gani bağırır: Garson, bı tas lokum getir! Garson lokumu getirir, yamna da bir maşrapa su koyar. tnek Gani lokumun birini iyice parçalayıp tutkal gibi sağ elinin ayasına sürer, kimse anlamasın diye de, birkaçım yer. Paralar orta yere yığılmıştır. Gani'nin de bir adeti vardır, iskambil kâğıdını atarken elini de masaya vurur ve gümbürdeür. Bu arada yapışkan lokum sürülü elinin ayasına para yapışır. Zaten paralar tiçe, dörde kallanmıştır. Sağ yanındakı Deli Molla da, kımseye çaktırmadan GanVnin elinin altından paraiarı çekiçekiverir. Bu arada, yerli tütün, kaçak rakı içildiğinden herkes iyice sarhoştamıştır. Kımse bir şeyin farkında olmaz. Bir tek karşıda oynayanlardan birinin Coşku verici bir uğraş Peki, nasıl oldu da, Harvard'a uçak mühendisi olmak için yanıp tutuşan bir öğrenci olarak girmenize karşın, Harvard'dan büyük bir Araerikan savaş romanı yazma tulkusuyla aynldınız? Beni en çok etkileyen, okuldaki bir edebiyat dersi oldu sanınm. Bir süre sonra, Brooklyn'deki yaşantılarunı yazabileceğimi, bunun coşku verici bir uğraş olacağını fark ettim. Universiteye girdiğim ilk yıl Dos Passos, Hemingway ve Fltzge Hikmet Şimşek Şenyang Opera Orkestrasını yönetti Orkestra şefl Hikmet Şimşek, 17 ve 18 haziran tarihlerinde Çin 'in Şenyang kentinde Şenyang Opera Orkestrası 'm yönetti. Televizyon ve radyo için deçekimi yapılan konserlerde Şenyang Opera Orkestrası, Şimşek'in yönetiminde Bülent Tarcan'm 3. suitini, Haydn 'dan Trompet Konçertosu, Çaykovski'den Kuğu Gölü Balesi suiti, Beethoven 'in 5. Senfonisi ve Çin bestecilertnin yapıtlannı çaldı. Hikmet Şimşek 2ve 3 temmuzda Pekin '• de konserler verdikten sonra Türkiye'ye dönecek. (THA) rald'ı okumuştum. O yılın sonur.da yazar olma isteği duymaya baslamıştım. Ertesi yıhn bitiminde, hiçbir zaman mühendis olamayacağımdan, yazar olmak ıstediğımden kuşkum kalmamıştı artık. Bir "kurulu düzen" olduğunu Harvard'da kavradınız, degil mi? Bu tema yapıtlannızda tekrar tekrar beliriyor... BrookKn'in benim yetiştiğim kesiminde, parasız devlet okulunda, hatta lisede kesinlikle bir kurulu düzen duygusu yoktu. Ama Harvard'a girdiğimde, müthiş ve ustalıklı bir kurulu düzenin var olduğunu farkettim; ama yüzünu göremediğiniz, dahası somut olarak duyumsayamadığmız bir kurulu düzendi bu. Insanlar eğitimleri konusunda korkunç ciddiydiler; ancak buradan fark edebiliyordunuz kurulu düzeni. Brooklyn'de otururken, parlak olmaktan biraz utanırdım hep; parlak birinin erkeksi olmadTğını düşünürdüm. Harvard'da ise tam tersi bir dumm vardı. Yeterince parlak olmadığınız için utanıyordunuz. Ancak, Harvard kurulu düzenini ötekilerden aytrmam gerekir. Bir kurulu düzen olmaması gerektiği, kurulu düzenin gerekli olmadığı konusunda çok kesin bir şey diyemem. Eğer saplantıyı insanın dönüp dolaşıp durma dan yeniden ele aldığı bir şey olarak tanımlarsak, kurulu düzen sorununun benim saplantılarımdan biri olduğu söylenebilir. Bu sonınu her zaman düsünmUşümdür. Kurulu düzen iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi? Kurulu düzen diye bir şey olmalı mı? Çünkü, söz konusu olan, insanların başka birtakım insankrca çekip çevrilmesi. 15 raundluk boks maçı Yeni yetişenler arasında çok begendiğiniz genç yazarlar var <nı? Önce bir itirafta bulunayım. Son 20 yıldır yeterince okuyamadığım için genç yazarlan da okuyamadım. Hiç okumadım diyebilirim. Yazarhk yaşamına ilk atıldığım sıralar, eh artık Hemingway'le, Dos Passos'la, Farrell'le şöyle karşı karşıya oturup konuşabileceğim diye düşünürdüm kendi kendime. Benim kitabımı okuyacaklar, ben de onlarla tartısacağım derdim. Düşlerimin gerçekleşeceğini geçirirdim aklımdan. Ama Dos Passos'la ve Hemingway'le tanışamadım bile. FarrelPla bir öğle yemeğinde taruştım. J.P.Marqnand ya da Stelnbeck'le de tanışmadım. "Cîeyik Parkı" adlı romanırm Hemingway'e postaladım, ama "adresi bilinmiyor" damgasıyla geri geldi kitap. O zamanlar, yaşlı yazarlarm genç Son romanınız "Eski Akşam)ar"dan söz edelim biraz. Yapıtınızın şu andaki tamamlanmış durumundan hoşnut musunuz? Bu kitabı ilk kez 1972de açıkladığınıza bakılırsa, uzun ve zorlu bir uğraş vermiş olmanız gerekir... Hoşnut olduğumu söylersem, çocuğumun harika olduğunu söyiemek gibi bir şey olur bu. Üstünde en hırslı çalıştığım kitap olduğunu söyiemek daha doğru bence. Bugüne kadar yazdıgım en olağandışı, sıra dışı kitap. Sanınm, çok iyi eleştiriler de alacak, korkunç eleştiriler de. Tamnmamış bir yazar olsaydım, bu kitap biraz daha kolay okunabilirdi. Oysa şimdi birçoklan romanı okuyacaklar ve "Allab Allah, Mısır firavunlannı yazmak da nereden aklına geldi Norman Mailer'ın?" diyecekler. Ama ben bir yazarım. Bir yapıtı düşlemeye ve düşgücüne dayalı bir yapıt yazmaya hakkım var. Bir üçleme tasarladığınızı söylemiştiniz. Öteki kitaplar da onar yüda mı yazılacak? Bundan sonraki iki kitaptan her birini üç dört yılda bitirmeyi düşünüyorum. Her biri on yıl ahrsa, seksenimi bulmuş olurum. arkadaşı durumu kavrar. Derdini antatmak için de dilı dolanarak, "tnek Gani lokumla para yeyoru..." diyecek olur. Ama Deli MoUa bu, kaçın kurası! Yerinden fırladığı gibi patlatır narayv Len ne duruyonuz orada! Ehli keyifler arasında ne yapar o hergele? Tut kulağından at dışarı, hem kapıyı sıirgüle!... Adam paldır küldür dışarı atılır ve oyun içinde oyun sürer gider. îstanbul Festivali, Alban Rerg ve Smetana KİM KİME DUM D M U A Dörtlüleriyle daha da zenginleşecek Kültür Servisi 12. Uluslararası îstanbul Festivali'nde önümüzdeki günlerde iki önemli oda müziği topluluğu Aya trini'de birer konser verecek. Oda müziği açısından zaten her yıl zengin bir içerik taşıyan Festival, Alban Berg Dörtlüsü ve Smetana Dörtlüsü'nün konserleriyle daha da zenginleşecek. Smetana Dörtlüsü'nün bu yıl festivale gelişi, ünlü Çekoslovak besteci Bedrich Smetana'mn yüzüncü ölüm yıldönümü oiması ve bu ölüm yıldönümünün bütün dünyada kutlanması açısın* dan da önem taşıyor. Smetana Dörtlüsü, 1 temmuz günü Aya lrini'de vereceği konserinde Smetana'mn " N o . 2 Re minör Yaylı Çalgılar Dörtlüsü"nü de seslendirecek. Modern Çek dörtIüleri geleneğinin kurucusu olan Bohemya Dörtlüsü'nden bu yana hiçbir Çek topluluğu Smetana Dörtlüsü kadar uluslararası ün kazanmadı. 1949'dan bu yana yorumlannı ezberden çalabilen Smetana Dörtlüsü, Salzburg Festivali, Edinburgh Festivali ile Beethoven Festivali'nde ve Viyana'da Mozart'ın 200. yıldönümunde de çaldı. Topluluk, baş kemancı Jiri Novak, ikinci kemancı Lubomir Kostecky, viyolacı Milan Skampa ve çellist Antonin Kohout'tan oluşuyor. Alban Berg Dörtlüsü ise, repertuvan Klasik Viyana Müziği 'nden Romantik Müziğe ve çağdaş bestecilere kadar uzanabilen bir topluluk. Alban Berg Dörtlüsü Güntber Pichler (birinci keman), Gerhard Schultz (ikinci keman), Thomas Kakusta (viyola) ve Valentin Erben (çello)den oluşuyor. Topluluk 30 haziran gunü Aya trini'de vereceği konserinde Mozart'ın "Re Minör Yayh Çalgılar Dörtlüsü"nü, Alban Berg'in "Op. 3 Yaylı Çalgılar Dört)üsü"nü ve Schubert'in "Op. 29. La minör Yayh Çalgılar Dörtlüsü"nü seslendirecek. BEHÎÇ AK C C£(W\ DLOURPÛUM ONUüf DenizlVde antik mermer sütunlar Denizli'nin Sarayköy ilçesine bağlı Hisar köyünde antik mermer sütunlar buhındu. Yapılan incelemelerde köy yerleşim bölgesinde ' 'A ttuda'' adlı antik bir kent bulunduğu belirlendi. Denizli Müze Müdürlüğü yetkilileri Hisar köyünde daha önce de köylüler tarafından tarihi eserler bulunduğunu, bunlann köyde saklanarak muhafaza edildiğini söyleyerek yerleşim yeri olduğu için köyde kazı yapılamayacağını bildirdiler. Besşamlar Derneği'nin karma şergisi ı! EN ÜNLÜ ÇEK DÖRTLÜSÜ tstanbul Festivali'nde dinleyeceğimiz Smetana Dörtlüsü, son dönemde Çekoslovakya 'nm yetiştirdiği en ünlü oda müziği topluluğu. Çek müziğinin babası sayılan Smetana'nm 100. ölüm yüdönümünün bu yıla rastgelmesi de, topluluğun konserini daha bir anlamlandmyor. TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKA.\ 1M1'DE 8Ü6ÜN, TÜRKİYE; AL 22 Haziran YANS/ZUK.. JUÛY GAJZLAND'IN ÖLÜMÛ. 1969'DA BU6ÜN, UNLU AMGHjfCALI Ş/HZKtO VE OYUNCU JTUDY 6AeiAND,LONPeAlPA OLOİJ. PflM. SÖYLSPlĞl ŞABK.ILAIZI ONUN KADAR POPULER UALE GETıfi£N Bl& BAÇKA ŞAS/aCI YOK . SESİ, OYUN eÜCÜ VE PANS YETENEĞİ İLE BlZ BFSANE YASATAA/ GARLAfiJP, Ö2EL > *<» ŞAMAJPA PSİKDLOJİK SO/ZUMLAJS/ OLAN gl£ İNSANPl. /LAÇLABLA VAÇIYOe. 6JgİrPİ. g/£KAÇ KEZ DE CAAJIUA /OYMAH4 KHLM/ŞM/ŞTf.SOfJUHDA, 47 YAŞiHDAYKEM,AŞlR.I DO2PA UYKU İLACJ ALMA£I NEDENİYLB ÖLDÜ..SANATÇININ ÜÇ ÇOCUĞU OLAAUŞTU. BUULAZDAN Bİ/ZJ DE ÇARJCICI VE OyufiJCU LIZA MlHELL/'YDi.. Ressamlar DemeğVnin düzenlediği karma sergi, Ayasofya Müzesi'nde açıldı. Açılış töreninde bir konuşma yapan Ressamlar Dtmeği Başkanı CüngörD. Anbal, derneğin plastik sanatlar daUannda çalısan sanatçılara yardımcı olmaya çaüştığını belirtti. Anbal, Türk sanat ve kültür değerlerini ayakta tutmak, geliştirmek ve yaymak için tüm sanatçüan bir araya getirecek bir "Sanatçılar Kültür Sitesi" olusturmak istediklerini söyledi. Altmış tablonun yer aldığı karma sergi, on beş gün açık kalacak. GALERILER GARANTl BANKASI YONCA SANAT GALERİSİ ARAStHDAKİ SWAŞ N£DENİYl£ YANSl2LteiMl ilAU ETTİ. AYNI SÜAJ SA8AH ERMEN SAATLERDE NAZiALMAUYA'StUtN BAŞLATTfĞl AAJİ S/U.Dre/,SOV y£Ttee BiRvĞi'Ni ŞAŞKINA ÇEVİRMİÇTİ. HİTtEJS. VE GENERALLEZi "8AH8ARo£SA" An VE£İLEN,RUSWYI /Ş&HL PLANINI UYGULUYORIA/ZOI. TÜ&KİYS AYMI ĞÜM YANSIZLieiMI İLASİ £7ME GEIZ£ĞİAJİ DÜYMUŞTU.. MAurA İLE sonen£R si&JĞi 528 66 29 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet DESTEK SANAT GALERİSİ 22 Haziran 1934 karısabildieinden köyün oradan kaldırılması lâzımdır. Bu hususta teşebbüsatta bulunulacaktır. Öğrendiğimize göre, Belediye bu köyun Terkostan uzaklaştmlması için hükümete müracaat etmeğe karar vermiş tir. 19341984 Soprano Benackova gelemiyor 12. Uluslararası îstanbul Festivali kapsamvnda bugün Aya Irini'de ClujNapoca Filarmoni Orkestrası ile Frankfurter Kantorei Korosu 'nun vereceği ortak konserde Verdi'nin "Requiem" inin solistlerinden Soprano Gabriela Benackova faranjit olduğu için tstanbuVa gelemiyor. Konserde Benackova 'nın yerine ttalyan Soprano Renata Daltin söyleyecek. Terkos gölü ıslah edilecek Belediye Daimi Encumen azaları Terkos gölüne giderek tstanbula su isalesini tanzim için alman tedbirleri, yeni tesisat ve fabhkamn çalışma vaziyetini tetkik etmişlerdir. Encümen azasmdan A vni Bey bir muharririmize şu izahatı vermiş tir: "Terkos gölıindeki lesisatı çok iyi bulduk. Şimdi şehre verilen su mıktarı 26.000 metre mikâbıdır; fakaı sene sonunda 32.000 metre mikâbma çıkanlacaktır. Kuraklık yüzünden tstanbulun susuz kalmak tehlikesi voklur. EVLER Ş w * l Akdik AvtH Artuış Fahraltın Baykıl Vtcıh Btreketoğlu Muzıffer Bekem ClhMBmk GünMOuyar MaUnEdmmlt L*yta Gamsjz MetımM Gurbay Necd«l Katay Flkret Katverdı Nllgun Ongan Ortıan Peker Ruin Gunay Sa$un Burtian Uygur Mesut UMmj Yaşar Yenioli Nazml Yılmu HttMyın Yüca K«m»l Yükutongil Husre» Gefede Cad 126 Teşvılaye Meytian. Tel 141 27 11 İSMAİL AĞAN Resim Sergisi 25 Haziran 1984 9 Temmuz 1984 Marmara Unıversıtesı Atatürk Eğıtım Fakültesı Rpsımlş Bölümü Oğretim Üyeleri Sergisi 15 Hazha* 30 HaKran Abdı IpeKcı Oad 75 Macka1460354 Teşvikiye Cad No: 141 NİŞANTASI Alansn Turizm Şentiği yupdmıyor Geçen yıl ilki düzenUnen Alanya Turizm Şenliği'nin buyılbüyük bir olasılıkla yapümayacağı açıklandı. Alanya Belediye Başkanı Müstakbel Dim, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Alanya Turizm Şenliği bu yıl büyük bir ihtimalle yapılmayacaktır. Ben gö'reve yeni başladım. Bu şenlik, her yıl haziranda yapılacaktı. Ancak bu yıl hem hazırlıksızız, hem de ramazana rastladı. Temmuz ve ağustos ayları çok sıcak otuyor. Eylülde ise Antalya Festivali var. Gelecek yıl çok büyük bir hazırlıkla büyük bir şenlik duzenlemeyi düşünüyoruz" GaJeri Cep URART Resım sergisi SANAT GALERİSİ Gülden Atamer Kadma kadınca bakıs Mehmet Zaimoviç 22 Haziran 15 Temmuz 1984 Çunkü Terkos gölu birçok zengın kayknaklardan istifade etmektedir ve su ihtiyaçtan çok fazladır. Şimdiye kadar vaziyeti ıslah için yapılan ameliyeler dolayısıyle arasıra sular kesiliyordu. Artık bu seneki ameliye tamamlandığmdan su kesilmek endişesi kalmamıştır. Terkos gölü civarındakı deniz suları, dalgalı zamanlarda aradaki kumluğu geçerek gole kanşabildiğinden lezzetini bozuyordu. Bir set yapılmak suretile bunun önüne geçilmiş, suyun lezzeti duzelmiştir. Terkos gölu civarında bulunan köyden göle hayvan leşleri ve diğer uzvi ve mütefessih mevat OtemMlk Krtojr»! makinoi o4»nı Maliyede bir tayin Mülga tstanbul kazanç temyiz komısyonu azasmdan Cemil Bey 300 lıra ücretle, Arkarada yeniden teşki! edilen bir nuınaralı kazanç temyiz komisyonu azalığtna tayin edümıştir. resım sergisi 730 Haziran ELAZIĞ ŞEKER FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜNDEN HURDA MALZEME SATIŞI 1 Fabrikaraız hurda ambannda mevcut 25.333 adet hurda bez torba 3230 kg. hurda şilam bezi ve 650 kg. hurda telisın satışı teklif almak suretiyle ve teklifler uygun görulmediğinde açık arttırma suretiyle 10.7.1984 salı günü saaı 14.00'te fabrikamız ofis binasında ihale edileceVtir. Teklif sahiplerinin aynı gun fabrikamızda bulunmaları gerekmektedir. 2 Bu işle ilgili geçici teminat tutarı teklif edilen fiyatın ^o5'i kadardır. 3 Isteklilerin en geç 10.7.1984 Salı günu saat 14.00'e kadar teklif mektuplarını fabrikamız muhaberat servisine vermeleri gerekir. 4 Bu işe ait şartname fabrikamız Ticaret Servisi'nden temin edilebiiinir. 5 Fabnkamız 2886 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledığıne vermekte serbesıtır. ET VE BALIK KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NDEN Kapalı leklif almak üzere 300600 ve\a 1500 adeı Ekonomi Duşu saıın alınacaktır 1 Bu işe an ıdan ve teknik şartname İstanbul'da Zeytinburnu E( kombınası Müdurlüğu'nden, Ankara'da Genel MüdürlUğümüz Ikmal Daıresı Başkanlığı'ndan 2.500. TL. bedelle temin edilebihr. 2 Üzenne "Ekonomi Duşu Teklifidir" ibaresi yazılacak teklif mektuptarı. en geç 4.7.1984 gunu saat 14.00'e kadar Genel Müdurluk Yazı İşleri Şefliği'ne verılecektir. 3 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4 Kurumunıuz 2886 sayılı kanuna tabi olmayıp ıhalenin tamamını veva bir kısnıını yapıp vapmamakta \eya dilediğine yapmakta serbesmr. Basın: 18945 r GEBZEDE 300 dönüm arsam satıhktır. H.ŞÜKRİYE SULAR TEL: 568 17 20 NURGUN ATAY ile ERSİN KARAKAYA evlendiler 20 HAZİRAN 1984 KAD1KÖY Fıstıkağacı Bağrıyanık Sok. Kat: 6 Daire: 12 Üskudar'daki dairem satılıktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle