23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TEKEEde iki gnıp ihbar yarışına girdi ŞENOL KONUKÇU İstanbul Haber Servisi Tekel Genel Müdürlüğü'ne bir ay önce atanan Yücel Ozden, "Göreve başladığımdan bu yana yolsuzluk ve usulsuzluk konusundaki şikâyetlerden iş yapamaz hale gddik" dedi. Tekelde iki grubun birbirleri ile savaş halinde olduğunu söyleyen Özden, bu Sahihi: ( umhıırnel Malbaac>lık ve Ga/eltvilik Turk Anonim ."jirkeliadına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan C'emal. Mue^csc Mudürü: tmine l saklıail. Va/ı Işleri Muduru: Oka> dönensin. • >a/ı blerı Mtıdür Yarıiıması: Ahmel Korulsan, Haber Merke/i Muduru: Yak;ın Baycr, Sayla Duzenı Yönetmeni: Ali Acar. IV! : M;ı Is'M Teınsi/aler: ANKARA: Valcın Dogan. IZ.MJR: Hikmel Çelinkaya, ADANA Mehmet Mercan, • Scvvıs Şeflerı: Utanbu! Haberleri: Reha Ö/, Dı> Habcrlcr: hrgun Bakı, Ekonomi: Osman l laga>, Küllur: Avdın Kmeç, Maga/in: Valçın Pekşen, Spor Danı^manı: Abdülkadir Vucelman, Dü/eltme: Refik Durba,, Ara>lınna: !jahin Alpa>. I'.Seııdıka: Şukran Kelenci. İ k m d i : 17.11) Buroiur 0 Ankara: konur Sokak No: Yenişehir, Tel: 189S5I253257 İJare: 183335, • İ/mir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3. Tel: 254709131230 • Adana: Aıaturk Caddesi, T.H.K. Ishanı Kaı: 2/13, Tel: 1455019731 • Basun ve Yavan: Cumhuhyel Matbaacılık veGazetecilik T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39 41, Cağaloglujsı. PK: 246Ut. Tel: 5209703 Tele\: 22246 Oele: 13.10 Ak>am: 21' yalar. İşi gücü bırakmam lazım bunlarla uğraşmamNtLGÜN CERRAHOĞÛT için" diyor. ROMA Avrupa Parlamengruplann birbirlerini kötülemek için sürekli ihbarlarda ve şikâyetlerde bulunduğunu belirtti. Usulsüzlük ve yolsuzluk ihbarlannda çok dikicatli davranılması gerektiğini vurgulayan Tekel Genel Mudürü Yücel Özden, bu konularda yapılan ihbar ve şikâyetleri kontrol etmeye çalıştıklannı belirtti. Göreve başladığından bu yana geçen bir aylık süre içinde çok sayıda şikâyetin kendisine iletildiğini söyleyen Özden şöyle konuştu: "Burada sadece sizin anlattıklannız değil. Ankaralara kadar götürmüşler şikâyetleri. Bir dinleseniz. Burada yolsuzluklar yapıldı, ahlaksızlıklar yapıldı, dinleseniz akşama kadar bitmez. Ben bepsi hakkında soruşturma açtım." Tekel Genel Mudürü Yücel Özden, "yolsuzluk ve usulsüzlük" konusundaki şikâyetlerin artması üzerine, yapılan soruşturmalar ile ilgili olarak Teftiş Kurulu'nun brifıng vermesini istedi. Geçtiğimiz pazartesi günü verilen brifingte Yücel Özden, müfettişlere "19821983 yuından bu yana hangi konularda ihbarlar geldiğini, hangi konularda teftiş yapıldıgını ve gelen ihbarlardan hangilerinin eski genel müdür tarafından tahkikat konusu yapıldıgını" sordu. Kendisine gösterilen raporları tatmin edici bulmadığını belirten Özden şunları söyledi: Seçmen kayıtsız kahnca küçtik Genel Müdürlüğe 1 ay önce atanan Yiicel Özden, gruplar "Göreve geldiğimden bu yana ihbar ve şikâyeüerden çalışmaya vakit bulamıyorum. Dosyalar, dos kârlı çıktı A v rııpn seçim le ri Üretici sahte tohutn satanlara karşı önlem alınınasmı istiyor HtKMET ÇETtNKAYA | DEMRE/KUMLUCA (Ani talya) Sera ve tarla tarımının en gelişmiş iki bölgesi olan Demre ve Kumluca'da yas sebze üreticilerinin büyük çoğunluğu, mallarını İstanbul'a komisyonculara (kabzımal) kendileri gönderiyorlar. Demre, Kumluca, Turunçova ve Finike'de büyük üreticiler, 1984 yılının ilk beş ayında belediye rüsumu, stopaj vergisi, komisyon ücretlerini kendileri ödeyip, kilosu 150200 liradan üç milyar liralık domates ve biber satmışlar. Küçük üreticiler ise, mallarını belediye hallerinde aracılara satıyorlar. Demre ve Kumluca yöresine yaş meyve ve sebzeden bu yıl 30 milyarın üzerinde para girmesi bekleniyor. J Yıün onbir ayı iki kez ürün alınan Demre'den turfanda sebze döneminde ilk dört ay günde 150 kamyon sebze büyük kentlere gidiyor. Merkezi Antalya'da bulunan Empa adlı firma ise Demre'den bazı ülkelere yeşil biber ihracatı yapıyor. Demre ve Kumluca yöresinde 10 bin dönüm sera, 25 bin dönüm açık alanda üretim yapılıyor. 7 bin 500 nüfusu bulunan Akdeniz'in önemli yaş sebze merkezi Demre'nin nüfusu, üretim döneminde iki katına çıkıyor. Bu| nun nedeni köylülerin Demre'de üretim için toplanmalanndan kaynaklanıyor. Kasaba olan Demre'de nüfusun hemen hemen tümü sebze tarımıyla uğraşıyor. Sebze tanmının özellikle seracılık yani, yeni yeni geliştiği Kumluca ilçesi ve yöresinde ise Demre'de olduğu gibi aynı yöntemle uygulanıyor. Belediyesi olan Demre kasabasında üç büyük bankanın (Ziraat, İş, Ticaret) şubesi bulunu• yor. Bu üç büyük bankada mal tbrdhim Genç Şoför 4 ölümlü trafik kazası davası 9» sabıkah olduğu anlaşıldı İstanbul Haber Servisi lstanbül Haber Servisi Şefimiz Selahattin Güler, eşi tstanbul Deniz Şube Müdürü Sevgi Güler, foto muhabirimız Ali Alakuş ile makam şoförü Okan Okan'ın ölümüne neden olan halk otobüsü şoförü lbrahim Genç'in yargılanmasına devam edildi. Bir önceki duruşmada yalancı tanıklık yaptığı gerekçesi ile tutuklanan muavin Adil Çakmak'ın tutukluluğuna yapılan itiraz da reddedildi. tstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan davanın dünkü oturumunda Okan Okan'ın eşi Tülin Okan'ın duruşmalara kendi adına asaleten, 4 çocuğu adına da velayeten müdahil olarak katılmasına karar verildi. Hakkında 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenen sanık tbrahim Genç'in 1973 yılında işlediği bir hırsızlık suçundan 1976 yılında mahkum olduğu ve kesinleştiği belirtildi. Sanık Genç de bu olayı doğruladı. Tanık olarak dinlenen halk otobüsü muavini Mehmet Koca, "Mercedes karşımızdan çok süratli geliyordu. Bizim şeride girdi. Çarpıştıktan sonrasını hatırlamıyorum" dedi. Bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenen ve yalancı tanıklıktan tutuklanan ikinci muavin Adil Çakmak'ın tutukluluğuna Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan itiraz da kabul edilmedi. Halen tutukluluğu devam eden Adil Çakmak'ın yargılanmasına 12 temmuz günü aynı mahkemede baslanacak. "Getirdikleri şikâyetleri bana önemli ölçüde anlatamadılar. Hatalar var diyorlar. Ama aradığımız zaman netice doğru düriist önümüze gelmiyor. Getirdikleri raporlar beni tatmin etmedi. Dosyalan hazniayıp getirmelerini istedim. Birtakım dosyalan aktaracağız. Bakalım ne çıkacak. Soruşturmalann çoğu istihkak fazlası ödeme yapıldı| ı yönünde. Fakat ortada rakam yok. Ne kadar ödenmiş diyonım. Cevaplayamıyorlar. Farklı farklı konularda şikâyetler var. Belki de milyar var. Bir iş değil ki. Bu koster işi ayn, ihaleler ayn, mağazalar ayn, alım satım ayn, yatınmlar ayn. Usulsüzlük var diyorlar. Net bir rakam veremiyorlar. Allah kahretsin dedim. Bastık imzayı gidiyor bakanlıga. Göreve geldiğimden bu yana ihbar ve şikâyetlerden çalışmaya vakit bulamıyorum. Dosyalar, dosyalar. tşi gücü bırakmam lazım bunlarla uğraşmam için. Ben buraya iş yapmaya geldim. Sonra birçok konu bakanlığa, mabkemelere ve eski hükümete intikal etmiş." tosu seçimlerinin sonuçları bütün Avrupa ülkelerinde geniş bir kamuoyu yoklamasının verileri gibi değerlendiriliyor. "Sağa kayış", "sola kayış" gibi genellemelere pek imkân vermeyen seçim sonuçlanndan hareketle varılabilecek tek genel yargı, seçmen kitlelerinin büyük çoğunlukla gerek sağ gerek sol iktidarlan "cezalandırma" veya en azından "uyarma" isteği taşıdığı. 10 Avrupa ülkesi içinde, iktidarın görece en yumuşak biçimde uyarıldığı ülke Yunanistan oldu. En şiddetli cezalandınlan hükümetlerse Fransa'da Sosyalistler, Ingiltere'de Muhafazakârlar. AvTupa Parlamentosuna yansıyan siyasi haritada bu seçim sonuçlan önemli bir değişiklik yaratmadı. Yalnız Avrupa'nın en üst düze\rdeki siyasi yelpazesi hem sağa hem sola doğru biraz genişledi. Son seçimlerden sonra ortaya çıkan görüntüyü şöyle tasvir edebiliriz: Sosyalist grup, 1979'da yeni kurulan ilk parlamentoda olduğu gibi, saflanna eklenen 5 yeni milletvekili ile başı çekiyor. Ancak komünistlerin uğradığı 6 sandalyelik kayıp sosyalistlerin kazancını götürdüğü için, sol toplam 162 parlamenteriyle merkez sağ güçlere karşı herhangi bir ilerleme kaydedemiş oldu. îtalyan komünistlerinin sağladığı önemli oy artışı da bu durumu degiştiremedi, çünkü buna kar(Arkası II. Sayfada) KİMEİNASACAĞIM1ZIŞAŞIRDIK Üreticiler arkadaşımız Hikmet Çetinkaya'ya (sol başta) şöyle yakınıyor: "Biz üreticiler kime inanacağıtnızı şaşırdık. Bu tohum işine devlet elatmah. Bizi bu kaçakçılardan ve sahte tohum satıcılanndan kurtarmah. Allah bu yılyüzümüze güldü. Kazanmadık dersek taş oluruz. Ama her şeypahalı. Tarım ilaçlanna 10günde bir zam geliyor. (Fotoğraf: KADİR CAS). satım ınevsiminde günlük mevduatlann çoğu kentlerimizin bir günlük banka birikimlerinin iki katı, üç büyük kentimizin bazı şubelerinden ise 20 kat fazla olduğu bildiriliyor. Kumluca ilçesinde ise yedi banka şubesi bulunuyor. Bu üretim merkezinde de durum hemen hemen aynı. Demre ve Kumluca'da kendileriyle görüştüğümüz üreticiler domates ve biberde fiyat dalgalanmalannın nedeninin büyük kentlerdeki kabzımallar olduğunu vurguluyorlar. Ayrıca bu yıl dolunun cam ve naylon seraların çoğunda hasar yaptığını, açık olanlarda üretimin bu yüzden düştüğünü söylüyorlar. Üreticiler, sorunlarım sıralarlarken kaçak tohum olayının boyutlarınm her geçen gün arttığını, buna koşut olarak sahte tohumların el altından piyasaya sürüldüğünü söylüyorlar. Üreticiler ayrıca naylon seracılıkta kullanılan pilastiğin kilosunun 500750 lira arasında değiştiğini ancak bunlann altı ay dayanabüdiğini vurguluyorlar. llgililerin bu konuda yeterince önlem almadıklarım da sözlerine ekliyorlar. Demre ve Kumluca'daki üretim merkezlerinde şu anda satım durmak üzere. Sebzedeki fiyat dengesizliği, diğer üretim merkezlerinde olduğu gibi apaçık gözleniyor. Üreticilerden Ziraat Yüksek Mühendisi olan aynı zamanda tarım ilaçları ve tohum bayiliği de yapan Osman Cengiz, "Üreticinin sonınlan nelerdir" sorumuza şu yanıtı veriyor: Bu yıl fiyatlar çok dengesiz gitti. Bizim buraJarda 11 ay üretim yapılıyor, yılda iki kez ürün alınıyor. Ben serada bir dönümden 15 ton mal çıkartıyorum. özellikle domates ve biber üretiyorum. Ziraat mühendisi olduğum için ileri bir teknik uyguluyorum yaş sebze tarımında. Ama diğer üreticiler öyle değil. Demre ve Kumluca yöresinde de sebze fiyatlan dalgalandı mı? 1983 aralığında bir ay 60 liradan domates sattık. Ocak ve şubat aylarında 150 lira oldu. Mart başında 200 lira. Nisanda ise 150 lira. Ürünümüzü mayıs Demreli bir üretici şöyle diyor: Komisyoncu îstanbul'dan telefon etti. İstanbul'da domates 20 lira imiş. Bizim burada ise 90 liraydı. Gönderecektim, ama kamyon 36 saatte gidiyor. Bizim mal istanbul'a gidene kadar fiyat düşerse durumumuz ne olacak? Çaydım, göndermedim. ta 60 liraya sattık. Şimdi haziranda 3050 lira arasında veriyoruz. Şimdi mevsim bitti sayılır. Buradan 1520 kamyon mal gönderilir bugünlerde. Bu mallar İstanbul ve Ankara'ya gidiyor. Osman Cengiz, daha sonra sorunlannı sıralamayı şöyle sürdürüyor. Üreticinin gübre sorunu bu tanmda çok önemli bir etken. Çiftlik gübresinin kamyonunu 90 bin liraya aJıyoruz. Bizlerin bir kredi sorunu var. Seraların cam kredisini Ziraat Bankası yüzde 28 faizie veriyor. Bir dekar alana 3 milyon liralık cam gidiyor. Bunun yıllık faizi 900 bin lira. Ben ileri bir teknik uy(Arkası II. Sayfada) Üreticilere bonolu ödemeye devam edilecek Hakanlar Kurulu, tarım ürünlerinde bonolu ödeme sistemine devam edilmesine karar verdi. Destekleme ahmı yapılan ürünün fiyatının yarısı peşin, diğer yansı ise iki bono halinde 4 ay içinde ödenecek. ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) Tarım ürünlerinde bonolu ödeme sistemine devam edilmesine karar verildi. Bakanlar Kurulu kararıyla verilen kararda tüm tarım ödemelerinin alımının bu kapsamda yürütüleceği öğrenildi. Tarımsal ürünlerde hasat dönemine yaklaşılması nedeniyle konunun ele alındığı Bakanlar Kurulu'nda, peşin ödeme sisteminin enflasyonist eğilimleri körükle>eceği belirtildi. Bu nedenle geçtiğimiz yıl olduğu gibi bonolu ödeme sisteminin devamına karar verildi. Buna göre, devletee destekleme ahmı yapılan tarımsal ürünlerde satın alınan miktarın yarı değeri peşin olarak ödenecek. Diğer yansı ise iki bono ile ödenecek. Bu bonolardan ilki iki ay sonra, diğer yarısı ise dört ay sonra ödenecek. Ürün bedelinı bono ile alan üreticiye ise gecikme karşılığı olarak her ay için yüzde 3 faiz ödenecek. Söz konusu bonolar ise hazine kefaletini haiz olacak. Bakanlar Kurulu kararıyla tüm tarımsal ürünlerin bono ile ödenmesi kararına karşılık, bu bonoların kamu borçlan ödemesinde esas oluşturup oluşturmayacağı konusu kesinlik kazanmadı. Bu durumda başta Ziraat Bankası olmak üzere, Zirai Donatım Kurumu vb. kamu kuruluşlarma tarımsal ürünlerin girdilerinden borcu bulunan üreticinin bunu bono ile ödeyip ödemeyeceği konusu belirsiz kaldı. Büyük bir olasılıkla bu konuda para kredi toplanıp karar verecek. Bakanlar Kurulu karannda söz konusu ödeme biçiminin yaz aylarında hızlanması beklenen fiyat artışlarını "emmede" etkili bir arae olacağı savunması getirildi. Buna göre Toprak Mahsulleri Ofisi'nin 3 milyon ton alım yapacağı varsayımıyla bunun için 120 milyar lira ödeme yapması gerektiği ifade edildi. Aynı ayiarda hasat edilecek ve bunun sonucu piyasaya çıkacak ürünlerde bu ödemenin yaklaşık 250270 milyar lira olacağı hesaplandı. Bonolu ödeme sistemi yoluyla özellikle ödemenin güz aylarına yayılacağı, böylelikle yüzde 6'ya yükselmiş olan aylık fiyat artışlarının kısmen frenleneceği görüşü benimsendi. Bonolu ödeme yoluyla Türkiye'de tefeci piyasasını andıran bir ikinci piyasanın çıkacağı sanılıyor. Özellikle, nakit gereği yüksek olan tarım üreticilerinin söz konusu bonolan yüzde 25 eksiğine kırdırmaları kaçınılmaz hale gelecek. Bu konuda MDP İstanbul Milietvekili Prof. Memduh Yaşa tarafından yapılan hesaplamada yüzde 25 eksiği ile bono kıran bir tefecinin yıl sonuna dek 10 milyonda 23 milyon lira kazanacağı görüşüne yer verildi. Prof. Yaşa, faiz kazancı ve kırdırma bedeli eklenmesiyle yaptığı hesaplamada 10 milyon TLÎnin 33 milyon lira sağlayacağını ortaya koydu. YUMJS NADI ARMAGANI '84 FENALISTLERI BRUKSEL'den HADİ ULUElVGtN Ünlü karikatürcü IstanbuPda Yaz gelirken Avrupa... 1968 mayıs başkaldmsınm ertesinde "solcu" Fransız gençlerinin yollara, duvartara yazdıkları, yürüyüşlerde sık sık attıkları birsloganı hatırlıyorum: "Sıcak, sıcak, yaz sıcak geçecek." Gaipten haber verirmiş gibi, öyle meteorolojiden falan söz eden birslogan değildi bu. "Tüketim toptumunun" çocukları bu deyişle yaz aylarında tatile çıkacak "burjuvaları" rahat btrakmıyacaklarını, onlara nefes aldırmayacaklarını ifade etmek istiyorlardı. Nitekim, hızlı gençler bir iki yerde karavanları yakıp sahil kentlerindeki ufak eğlence yerlerine zararsız bombalar atarak "eylem koydular". Karavanlardan denizi koklamaya çalışanlar yıl boyu tezgâh başında kol sallamış işçilerdi. Sahil gazinolarında eğlenenler yaşamlarında üç dört haftalık parantezler açan küçük kent soylulardı. Ama ne gam. Yaz sıcak geçmişti ya... Yıl 1984... 1968 mayısında Avrupa'nın herhangi bir başkentinde kaldınm taşlarını sökerek polise atanlardan en genci şimdi otuzunun üzerinde. Şimdi onlar da tatile çıkıyor. Yok, onların arasında öyle karavanlarla ailecek yollara dökülenlerin. cümbür cemaat yakın sahil kentlerine istif olanlann sayısı pek kalabalık değil. 68 mayısı gençlerin çoğu şimdi "tüketim toplumunun" yönetim kademelerinde. Şu ya da bu şekikje "düzenin" uzantıları. Yaz gelirken, onlarm tatil projelerinde Japonya'da Zen Budizmi öğrenmek, Peru'da Maya uygarlığını yerinde görmek New York'ta VVocay Allen'in son filmini seyretmek var. Yıl 1984. Haziranortasında Avrupa'ya ilkyaz birden sökün ediverdi. Sokaklar, meydanlar kızlı erkekli gençlerle dolu. Brüksel'den Paris'e, Londra'dan Viyana'ya, tıklık tıklım kahvelerde genç insanlar güneşin selamını alıyor. Bunların kimi öğrenci kimi çalışıyor. Kiminin haJi vakti yerinde, kimi de sayıları beş milyonu aşan genç işsizler ordusuna mensup. Onlar da tatil düşlüyorlar. Onlar da yazın sıcak geçmesini istiyorlar. Güneşte yanıp bronzlaşalım. Bir mevsimlik aşklarımızla kumsalda sevişebilelim. Açık hava diskoteklerinde Michael Jackson'un Nina Hagen'tn parçalarıyla delicesine dans edebilelim diye. Yıl 1984. Avrupa'da kimse "Yaz sıcak geçecek" diye duvarlara yazı yazmıyor. 1968'in ekonomik büyüme konjonktüründe politize olmuş gençlik, bu konjonktürün apar topar uçuruma yuvarlandığı 1984'te bana mısın demiyor. Yaz gelirken, rengârenk saçları ve meşin ceketleriyle Punklar. Şık giyinmiş, albenili kravatlarıyla "altın gençlik", toplumbilimcilerin "boşverkuşak" adını taktığı bu yeni kuşak, ağabeylerinin 1968 mayısında istedikleri "sıcağı" düşlemiyor. Hâlâ o yazların hayalini kuranlar ise, güneşi fırsat bilerek kaldmmlarda Bob Dylan'ın bir melodisini gitarda tıngırdatıp üç beş kuruş kazanmaya bakan, evde, çocuk gürültüleri arasında Marcuse'nin kıtabını kapatıp G/nsoerg'den şiirler okuyan sonra da şimdi ak düşmüş upuzun saçlarını kanştıran, "baba kuşağın" tek tük kalmış temsilcileri. Yıl 1984. Yaz gelirken "boş ver kuşak", "baba kuşaktan" belki çok daha fazla kavrulmuş. Belki ona yazı, yalnız kendi yazını düşündüren de onun bu kavrulmuşluğu. Her şeye rağmen, 1984 yazını düşünmek yine de güzel. Bir de sonbaharı düşünmek olmasa... Mordillo: Türk çizerleriyle tanışmuk istiyvrum SİNA KOLOĞLU Uluslararası 2. Simavi Karikatür Yarışması seçici kurulu üyelerinden ünlü Arjantinli karikatür sanatçısı Mordillo, dün İstanbul'a geldi. Bugün yapılacak seçici kurul toplantısına çağrılı olarak yurdumuza gelen Mordillo ile Yeşilköy Havaalanı'nda bavullarınm taşınması sırasında konuşabildik. Türkiye'de düzenlenen uluslararası bir karikatür yarışmasının seçici kurulunda yer ahşını nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda, Mordillo, kendisi için öncelikle yanşmanın değil, Türk meslektaşlannı tanımanın önem taşıdığını belirtti. Yarışma seçici kurulunun Türk çizerleriyle tanışmak açısından iyi bir fırsat olduğunu vurgulayan Mordillo, "Mümknn olduğu kadar çok sayıda Türk çizeriyle tanışmak istiyonım. Ama böyle bir yanşmanın seçici kurulunda bulunmak da sonımluluk gerektiren bir görev," dedi. Uluslararası 2. Simavi Karikatür Yanşması'nın seçici kurulunda Mordillo'nun yanı sıra Çekoslovak Aldoph Burne, İtalyan Cesare Perfetto, İngiliz Ralph Steadman ve Türk karikatürcüler Semih Balcıoğlu, B«dri Koraman ve Nehar Tüblek de yer alıyor. 27 haziran günü Ankara Devlet Heykel Müzesi'ndeki Sedat Simavi Sanat Galerisi'nde düzenlenecek ödül töreninden sonra Mordillo ve öteki yabancı seçici kurul üyeleri Antalya, Mersin ve Kapadokya'yı gezecekler. Katılma no: 365 Alaeaklarını isteyen An Bisküvi işçilerini polis fabrikadan çıkardı İstanbul Haber Servisi 5 aylık maaş, 9 ikramiye ve sosyal haklarını alamadıklan için bir hafta önce toplu halde istifa eden An Bisküvi fabrikası işçileri, alacaklannın ödenmesi için bekledikleri fabrikadan güvenlik güçlerince çıkarıldılar. Esentepe'deki An Bisküvi fabrikası işvereninin işçilerin fabrikadan çıkanlması için yetkililere başvurduğu, çevik kuvvet polislerinin bunun üzerine fabrikaya geldiği öğrenildi. Fabrikadaki işçi temsilcileri, işverenle yaptıkları görüşmeler sonucunda işverenin 198işçiden 100'ünü yeniden işe alma niyetlisi olduğunu, ancak ayrılanların tazminatlarıyla ı>ci alacakJarını ödeme konusunda olumsuz tutumunu sürdürdüğünü bildirdiler. Fabrika Yönetim Kurulu üyesi Ali Öğütçü, bir hafta kadar önce, işçilerin istifası üzerine, "İşçiler haklı, paralarını ödeyemedik." dcmis, isçi alacaklannın 50 milyon lira tuttuğunu, tazminatların toplamının 20 milyon lirayı bulduğunu açıklamış, "eğer isledikleri bir teminatlı krediyi alabilirlerse" bunlann "bir kısmını" ödeyebileceklerini söylemişti. İzmit/Köseköy İstasyon mahallesindeki Soydam Tanker Sanayii, aşırı gürültü yaptığı gerekçesiyie belediyece kapatıldı. THA'nın haberine göre, burada çalışan 25 işçi işsiz kaldı. Tesisin "iahibi Refik Soydam, çıkarüıkları gürültünün E5 karayolundan gelen gürültünün "yansı kadar bile olınadığım" ileri sürdü, tesisin yeniden açılmasını istedi. Deriİş Sendikası, 38 işyerinde toplu sözleşme yetkisi almak için yaptığı başvuru sonucunda 7 işyeri için yetki aldı. UBA'nın haberine gore, 20 martta yapılan başvuruya cevaben bakanlık, sendikaya toplam 500 işçiyi kapsayan 7 "küçük işyeri" için yetki verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle