28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet YVASHİNGTON (AP) NATO Dışişleri Bakanları toplantısı dolayısıyla son basın toplantılarından birini yapan NATO Genel Sekreteri Joseph . Luns, Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlığın kısa süre içinde çözümleneceği konusunda umutlu olmadığını söyledi. Luns, bu konuda müttefiklerin elinden de fazla bir şey gelmediğini belirtti. Bugün sona erecek olan toplantıdan sonra NATO Genel Sekreterliğj'nden aynlarak İngiltere eski Dışişleri Bakanı Lord Carringlon'a yerini bırakacak olan Joseph Luns, ittifak üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlan'ndan TürkYunan anlaşmazhğı konusunda bilgi aldıktan sonra şunları söyledi: "Türk askerinin üstün bir niteliği vardır. Türk ordusu NATO ittifakının en büyük ordulanndan biridir. Ancak iyi donatılmış değildir. Hepimiz, Türk ordusuna bu açıdan yardım ediimesi gerektiğini hissediyoruz. Elbette ki, askeri bakımdan Türkiye'ye yapılan askeri yardımın azaltdmasından mutluluk duyduğum söylenemez, çünkü bu kısıntı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaş gücünü, yani yaklaşık yanm milyon askeri etkileyecek." Bu arada Yunanistan Savunma Bakan Yardımcısı Antonis Drassoyannis Atina'da yaptığı bir açıklamayla, bir Yunan askeri uçağının geçtiğimiz cumartesi Kuşadası yakınlarında Türk hava sahasını ihlal ettiği haberini yalanladı. Ankara hafta sonunda Atina'ya bir protesto mesajı ileterek, bu ihlalin ciddi sonuçlar yaratacağını bildirmişti. NATO Dışişleri Bakanlan toplantısının açılış konuşmasını yapan ABD Başkan Yardımcısı George Bush, dünyanın her yanında görülen "Sovyet maceracılığına" catarak Batılı müttefiklerin güçlü olması gerektiğini ve bu güce dayanarak, "Gerçekçi ve sürekli bir temel üzerinde" Moskova ile yapıcı bir ilişki kurmaya çalışmalannı söyledi. Buna karşıhk Genel Sekreter Joseph Luns, ABD'nin A\Tupalı müttefiklerine daha fazla danışması' gerektiğini söyledi. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, O Genel Yayın Mudürü: Hasan Ccmal, MUessese Müdüru: Emine Uşaklıgil, Yazı İşleri MüdürU: Okay Cönensin, # Yazı Işleri Müdur Yardımcısı: Ahmrt Konılsan. Haber Merkezi Müdüru: Valpn Bayer. Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Aear. TAkVlM 31 Maviv 1984 İmsak: Cruııc: 5.28 Oele: Temsilciler: ANKARA: Yalçın Dogan, İZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mebmet Mercan, • Servis Şefleri: İsıanbul Haberleri: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Baicı. Ekonomi: Osman l lagav, Kullur: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Prkşen, Spor Danışmanı: Abdiilkadir Yiicelman. Düzeltme: Refik Durbaş. Araştırma: Şahin Alpay, IşSendika: Şukran Ketenci. Ikindı: 17.05 Aksam: 20.35 Yalsı: 22.21 Bürolar: • Ankara: Konur Sokal* No: Yenişehir, Tel: 189851253257 İdare: 183335, • Izmir Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi, T.H.K. tşhanı Kat: 2/13, Tel: 1455019731 # Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, İst. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 Luns: TürkYunan anlaşmazlığı kısa sürede çözümlenemez YASAL KÜRTAJ KUYRUGUNDA m » \AZ,U Kürtajın yasal fiyaü: 750 lira Bir kadın, hemşireye evlilik cüzdanımn olmadığını, nüfuslarını getirse olup olamayaeağını soruyor. Bekâr olarak başvurmakıan saktnıyor olmah. "Bekârım desen olmaz mı?" diyorum. Tedirgınleşiyor. "Hayır, kocam var. Ama evlenme cüzdanımızı alamadık. Süfusumuzu da yazmadılar, ihmal ettik" diyor. 3 Dışarıda beklerken gördüğüm, başı örtülü, blucinli genç kadını yeniden görüyorum. Kartları veren hemşireye "Kocamla evlilik cüzdanımız yok. Niifuslanmızı getirsek olmaz mı?" diye soruyor. Günlerce sıra almak için geldiğinden yakınan kadın, bekâr olarak başvurmaktan çekiniyor olmalı... Kimbilir, belki imam nikâhlı belki de nikahsız ya da daha zor bir durumda kürtaj olmak istiyor. "Bekânm desen olmaz mı? " diyorum. Tedirgenleşiyor. Çevreden merakla bakıyorlar. "Hayır kocam var. 3,5 yıldır evliyiz. Ama evlenme cüzdanımızı alamadık. Nufusumuza da yazmadılar; ihmal ettik" diyor. ÇERNENKO Çok güçsüz göründü. ANDREİ GROMİKO Duruma hâkim. Kremlirv €İe Gromiko ağır basmaya başladı larda duruma hâkim olduğu izlenimini verdi. ÇOK GÜÇ NEFES ALIYOR Almanlar'a göre, görüşmeler sırasında Gromiko(74) çoğu kez sözü keserek müdahale etti ve temel konularda konuşmalan yürüttü. Buna karşıhk "kasılmış" şekilde duran ve çok güç nefes alan Çernenko ise sadece önündeki kâğıtlardan okuyarak konuşma yaptı. Bir Batı Alman yetkili şöyle dedi: "Bana, sanki Brejnev döneminin son zamanlannda imişiz gibi geldi.." Yetkili, bu sözleri ile Brejnev'in son zamanlardaki hasta ve güçsüz durumunu kastettiğini belirtti. Alman yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: "Yuri Andropov, silahlann kontrolü gibi önemli konularda kendisi konuşmayı yeğlerdi. Brejnev ise son zamanlarda hasla ve güçsüz olduğundan bu gibi konularda diğer Sovyet yetkilileri konuşurdu. İşte şimdi de aynı olguya tanık olduk gibi geliyor." DURUMA HÂKİM Alman yetkililerin Çernenko ile yaptıkları görüşmelerin tümüne Gromiko da katıldı. Yetkililere göre, Gromiko konulara ve duruma tam hâkim görünüyordu. Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıyı sert biçimde eleştirerek, yeni füzeleri yerleştirip, silahsızlanma görüşmelerini çıkmaza sokmakla suçladı. Gromiko, Federal Alman heyeti ile yalnız görüştüğünde ise onları Kremlin'in büyük "Catherine" salonunda kabul etti. Bu salonda Sovyet Devlet Başkanları genellikle yabancı ziyaretçileri kabul ediyorlar. Gözlemciler, Gromiko'nun 10 yıldır ilk kez Federal Alman heyetini Catherine salonunda kabul ettiğine dikkat çekiyorlar. Batı Alman heyetinin izlenimine göre, Gromiko'nun görüşmelerde hep ön planda bulunması, Çernenko'nun Kremlin'de (Arkası 11. Sayfada) > GERtLtMSOKRASI UYKL'YA DALIYORLAR Lokal anestezi olan hastalar, genellikle gerilim sonrası uykuya dalıyorlar. Anesteziden çıkanlar bir tür şoka giriyorlar. Yatırıldıklart yatakta bilinçsizce hareketler yaparak, yere dü^ecek denli kontrollerini yitiriyorlar. (Fotoğraf: MEHMET ER YILMAZ) çocuk yok. Mullaka istiyorum. Yaslılığımda bakacak biri olmalı." diyor. Üst katta yoğun bir çalışma başlamış. Doktorlar, hemşireler her gün yinelenen telaşın içinde koşup ''uruyorlar. Müdahale iki odada yapılıyor. 7 haftaya kadar olanlar lokal anestezi, 10 haftaya kadar olanlar genel anestezi ile ikişer ikişer alınıyor. Zeynep Kâmil'de iki uzman doktor Asuman Karaman ve Sühendan Türkmen görevli. Ayrıca iki doktor arkadaşları ve yardımcı hemşire ekibi bulunuyor. bana da beyazbir önlük veriliyor. İlk kez kendimi ameliyathanede bulduğumda, operasyonu göremiyecek bir biçimde bir yere gidip mıhlanmış gibi duruyorum. Burası iokal anestezinin uygulandığı yer. Kadınlar iki ayaklarını açıp, doktorun müdahalesi için sehpada yatıyorlar. Birinci sehpadaki kadın, bir banka memuru. Sürekli yüzü geriüyor. İnliyor, ağlıyor, dişlerini sıkıyor... İkinci masadaki kadın ise çok sakin. Şaşırtıcı bir dinginlikle olup biteni izliyor. Kimi zaman onun da yüzü kasılıyor. Gözlerini kısıyor. O zaman hemen doklorla konuşrnaya başlıyor. Bütün tepkilerini yüreğine gömerek, rahat olmaya, dayanmaya çalışıyor. Yanındaki masadan iniltiler yükseliyor. "ben çok üşıidüm" diyor birinci kadın. Belli ki bir psikofizik deprasyonun içinde. Doktor "Herhalde çok benimsemiştin bebeği" diyor. "Hayır istemiyorum. Çok üşüyorum" diye bağırıyor kadın. Burada MR (emar) dedikleri enjektör yöntemi uygulanıyor. İğne yerine kanül dedikleri, hamileliğin haftasına göre değişen boyutları olan, tığ biçiminde ucu açık borular kullanılıyor. Iğnenin aksine, hava basıncıyla rahimdeki ceninin yani kan pıhtısının çekimine yarıyor. Amerika'da âdet geçikmelerinde kulIanılan bu alet. daha sonra kırsal kürtaj vakalarında yaygınlaşmış. Birinci masada yatan kadın bir anda daha şiddetli bağırmaya başlıyor. Belki çok kısa bir an bu.. Acınınsa uzun bir süreci. Daha sonra işlem bitiyor. "Nasılsın" diyor doktor. "Spiral istiyor musun?" Bacaklarının arasına kocaman bir pet yerleştiriliyor. Titreyerek iniyor masadan. Yüzünde can acısının ifadesi kıvranıp duruyor. Usul usul hıçkırarak odaya gönderiliyor. İkinci hasta da bir anda "Of... Of.. Doktor hanım N'olur." diye titrek bir sesle haykı" nyor. "Canın çok yanıyor mu?" diyor doktor. Yalnızca ofluyor kadın. Kadının gözleri dinginliğini korumaya çalışıyor, ancak yüzü geriliyor acıdan, gözlerini yumuyor. "Gecmiş olsun" diyor doktor. "Şimdi spiral yerleştireceğiz." Moskova'yı ziyaret eden Batı Alman heyetine göre, Devlet Başkam Çernenko, duruma hâkim clmadığı izlenimini verdi. Almanlarla yapılan görüşmelerde Gromiko sık sık sözü keserek, konuşmalan yürüttü. Çok zor nefes alan Çernenko ise önündeki kâğıttan okuyarak konuşma yaptı. Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Andrei Gromiko'nun Kremlin'de otoritesini arttırdığı ve yetki alanını dış politika konularının dışına taşırdığı bildiriliyor. "International Herald Tribune" gazetesi, Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'in başkanlığında 10 gün önce Moskova'yı ziyaret eden Federal Alman heyetinin gözlemlerine dayanarak verdiği haberde, Gromiko'nun Kremlin'de otoritesini iyice pekiştirdiğini bildiriyor. Federal Alman Dışişleri Bakanı Genscher, Moskova'yı ziyareti sırasında Sovyetler Birliği Devlet Başkam Konstantin Çernenko ile toplam beş saatten fazla görüşme yaptı. Görüşmelere katılan Alman yetkililere göre, Çernenko'nun otoritesi zayıf görünürken, Gromiko tüm konu Bekârlar da kürtaj yaptırabiliyor Aklıma Zeynep Kâmil'e geldiğimiz ilk gün geliyor. lznimiz olmadığından, koridorda doktorların çıkmasını bekliyorduk. Bir hastabakıcıya "Bekârlar da geliyor mu?" dedim. Şaşırarak yüzüme baktı. "Hiç olur mu öyle şey" diyerek neredeyse beni tersledi. Aslında yasalar gereği bekâr bir kadın kürtaj yaptırabiliyor. Rahim tahliyesinin yapıldığı pembe koridorlara giderken "Kısıriık Bölumü"nün de önünden geçiyoruz. Tüm doktorların birleştiği görüş, aile planlaması yalnızca çocuk sayısını denetime almak değil, çocuğu olmayanlara da çocuk vermeyi sağlamak. Bir an içeri girip bakıyorum. Kadınlar bekliyor yün örerek... Konuşmaktan şiddetle çekiniyorlar. Daha da gerilimli bir ortamı var burasının. Başı örtülü, pardösülü, 40 yaşın üstünde bir kadının yanına gidiyorum. 19 yıllık evİi. 2 kızı var ve torunları var. "Neden istiyorsun yeniden çocuk?" diye soruyorum. "Erkek Rahim tahliye müdahalesi "Rahim tahliye müdahalesi" doktorlar için de en zor işlem. Özellikle kırsal lcesimden gelenlerin çoğu yıpranmış, yaralı rahimler.. Çocuk düşürmek için çeşitli müdahaleler yapılmış ya da sağlık koşullarının zor olduğu doğumlardan geçmiş.. Böyle bir organa görmeden işlem yapmak ürkütücü ve kaygı verici oluyor. Kürtaj işlemi pek uzun sürmediğinden, yataklar hemen hemen dolmaya başlıyor. Lokal anestezi olan hastalar genellikle gerilim sonrası uykuya Jalıyorlar. Anesteziden çıkanlar bir tür şoka giriyorlar. Yatırıldıkları yatakta bilinçsizce hareketler yaparak. kendilerini yeredüşürecek denli kontrollerini yitiriyorlar. Genel anestezide, masaya yatırılan hastanın bacaklan doktorun müdahalesine hazırlandıktan sonra, kohndan iğne yapılıyor. Bir yandan da damar yolu açık kalsın liye serum veriliyor. Hemşirefer tarafından dı sürekli kontrol altında tutulu yorlar. Doktcrlar her gün ayn işlemleri pek çok kez yaptıklar halde, olduk;a heyecanlı görü nüyorlar. 7 haftalıktan sonrak gebelikler bö/le boşaltılıyor. Bu na vakum ychtemi deniyor. MI (emar) yöntaninin enjektöre de ğil, aspiratöre bağlanmış mode li. Metal kaıüller (borular) takı larak rahindeki cenin kendili ğinden çeldliyor. Bir doktoru: rahimden librit çöpü bile çıkaı dıklarını löylediğini anımsıyc rum. İknci masadaki kadın kusmaya îaşlıyor... Kasıkların da şiddetS bir titreme... Baygı genç kadnın ilk kürtajı... Yin bir panil, koşuşturma. Hemş: reler naizını yokluyor. Vüct baygınfcn bile, ağnya direnci> le sarsılyor. Hastı odalarına giriyorum Lokal aıestezideki ilk kadını gc rüyorum. Yüzü dingin ve raha görünıyor. Nereden geldiğir soruy»rum. "Pendik" diyoı Bankı memuru 1 çocuk anne^ bir k;dın. Birden anımsıyorurr Kocasını koridorda beklerke görnüştüm. Elektrik teknisyeı bir jenç, heyecanla bekliyordı korüoru adımlayarak... Kadn lani durumlannın çok zor oldı ğurdan sözediyordu. Tam o sırada tek altın di oUn kadını getiriyorlar. "Na; geçti" diyorum. Gülüyo "İoktor 1 ay ıslahat verdi" c y»r. Daha sonra bir deniz sub ynın eşinin yanına gidiyorur İk gidişimde anestezi şoku geı »yordu. Sık sık ağhyordu. Ar ian yarım saat kadar geçmiş ı'üzü dinginleşmiş, hatları bel ginleşmişti. Artık kürtaj yasallaştı. 7 TL.'ye yapılıyor. Ya yasal olrr dan önce... Bu denli zorlu m dahale, karanlık bodrum kat rında kaçak sürdürülüyordu İlkel araçlarla can güvenliğir olmadığı muayenehanelerde s^ dürülüyordu. Adli tıbba intil eden kim bilir kaç dosya... U şükten, kanamadan ölenlerin yısını bilmek mümkün deği Ya sakat olanlar? İlk kürtaja runlu gelenler, daha sonra is se de yanlış müdahale yUzünc çocuk sahibi olamıyorlar... K taj yasaüaşmasaydı. kürtaj > ha da vahşetiyle sürecekti. Birkaç kadın kocasının ko! na yaslanarak hastaneden ç: yor. Biz de ayrılıyoruz. Dış; da bekleyen taksilere biniy lar... Çıkarken bekleme salo na gözatıyoruz. Yine sıra alrı isteyenler... Yeniden yeni başlıyor her şey.. Kanserli çocukların yuşama şansı artıyor Kanserle en yoğun mücadelenin sürdüğü cephe ilik nakli. Hafifdozdaki tedavilere direnen bazı kanser vakalarında, büyük ilaç dozları ya da tam vücuda uygulanan radyasyon tedavisi etkili olabiliyor. Dış Haberler Servisi Kanser üzerinde çalışmalar yapan Amerikah uzmanlar. son yıllarda çocuklarda görülen kanserlerin tedavisinde büyük ilerlemeler sağlandığını ve bu hastalığı yenmeyi başaranların oranının 30 yıl öncesine oranla iki katına çıktığını bildiriyor. Amerika'da yayınlanan "Wall Sıreet Journal" da yer alan bir yazıya göre 1990 yıllanna gelindiğinde 20 yaşındaki her bin Amerikan gencinden biri çocukken ya da genç yaşta kanser hastalığını yenmiş biri olacak. Amerika'nın Philadelphia kentindeki çocuk hastanesi uzmanları, küçük yaşta kansere yakalananlarda büyüklere oranla daha değişik dokuların bu hastalıktan etkilendiğini belirtiyor. Örneğin lösemi çocuklarda daha sık görülürken, kolon kanserine'büyüklerde daha çok rastlanıyor. Yine bazı kanser türleri, doğumdan sonra işlevini yitirerek ölmesi gerektiği halde faaliyetini hızlandıran bazı cenin hücrelerinden kaynaklanıyor. Biiyünıe yavaşlıyor Küçük yaşta kansere yakalananların artan oranda kanserden kurtulmasına rağmen, büyümenin yavaşlaması hatta geçmişte uygulanan tedavi yöntemlerinden kaynaklanan yeni tümörler gibi önemli sorunlarla karşılaşıyor. Bunun yani sıra iç bulantısı ve saçların dökülmesi gibi daha küçük çapta yan etkiler de sık sık görülüyor. Doktorlar artık zor vakaları daha kolaylarından ayırt etmeyi öğrendiklerinden emin oldukları için tedavi dozlarını yavaş yavaş azaltarak bu yan etkileri azaltabileceklerinden emin görünüyorlar. Doktorlar, buna rağmen tedavide denetimi elden kaçırmayacaklarını belirtiyorlar. Bu aşamalı tedavi özellikleakut lenfosit lösemisinde söz konusu, 1960 yılında henüz bu hastalığa yakalanan her yüz kişiden sadece biri kurtulabiİirken, şimdi bu hastalığı yenme şansının yüzde 50 olduğu belirtiliyor. Sağlanan bu ilerlemede önemli bir adım, tümörün, merkezi sinir sistemi yoluyla yayılmasını önlemek için beyne radyasyon uygulanması oldu. Radyasyon tedavisi aynca daha sonra öğrenme bozukluklarında da uygulanır oldu. Philadelphia çocuk hastanesi giderek radrasyon tedavisini daha az kullanmaya çalışıyor. 20 yıl öncesinden farkh olarak bazı lösemi türlerinde özellikle küçük yaştaki hastaiarda radyasyon tedavisine hiç başvurulmamaya çalışılıyor, onun yerine gezgin kanser hücreleri Methotrexate adlı ilaçla öldürülüyor. Doktorlara göre kanser hastası çocukların aileleri artık bu acıya dayanmakla kalmıyor, çok daha güçlü davranabiliyor. Philadelphia çocuk hastanesinin yöneticilerinden Doktor Koop, bundan dokuz yıl önce kendisini davet eden bir radyo programcısının kendisine "Şu korkunc kelimeyi (kanser) benim programımda kullanırsan, seni bir daha davet etmem," dediğini anlatıyor. Oysa şimdi hasta çocukların öğretmenleri, çocuğun okula uyum sağlamasını kolaylaştırmak için hastanede düzenlenen kurslara katılıyormuş. bir kişi hastanın yakınında olmak zorunda olduğu için, ailelerin para kaynağı da zaten sınırlanmış. oluyor. En önemlisi, aileler hastalığın önemli belirtilerini, sonuç yaratmayan belirtilerden ayırmayı öğrenmeye başlamış. Elde bulunan en yeni istatistiklere göre ABD'de 15 yaşından küçük kanser hastalarının yüzde 57'si beş yıl sonra da hayatta oluyor. Kanserle en yoğun mücadelenin sürdüğü cephe şu anda ilik nakli. Hafif dozdaki tedavilere direnen bazı kanser vakalarında büyük ilaç dozları ya da tüm vücuda uygulanan radyasyon tedavisi etkili olabiliyor. Ancak bu şiddetli önlemler, kemik iliklerini öldürüyor ve bu durumda bünyenin mikroplara karşı direnci yok oluyor. Direnci ilik naküyle güçlendirmek mümkün, ancak bu iş el yordamıyla süren bir tedavi biçimi. Başka bir kişiden alınan sağlıklı ilik hücreleri kemik içine yerleşiyor ve hücre uyuşmazhğı doğmazsa ürüyorlar. Yine de bu yöntem pahalı ve çok kere 100 bin dolardan daha pahalıya çıkıyor. l ftız barmaklar Ayrıca ilk defa dokuz yıl önce ortaya atılan, kanser hastası çocukların Philadelphia çocuk hastanesi yakınlarında ucuza kaimalannı sağlayacak barınaklar yaratma düşüncesi de gerçekleşmiş durumda. Özellikle Hamburger büfeleri imparatoru Mc Donalds'ın büyük yardımları nedeniyle "Ronald McDonald Evleri" adı verilen özel pansiyonlar, ailelerin çocuklarını ziyaretleri sırasındaki masraflannı azaltmada yararlı olmuş. Normal koşullarda ailelerin yıllık ziyaret masrafı bin doları aşıyor ve Türkiye'de ilk kez kanser amştırmalarında "bakk" kuUanüdı, sonuç olumlu İZMtR, (a.a.) ABD, Sovyetler Birliği ve Japonya'dan sonra Türkiye'de de ilk kez Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji KJiniği'nde yapılan kanser araştırmalarında küçük balık kullanıldığı ve "örnek model" den olumlu sonuçlar alındığı açıklandı. İzmir Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 6. Ulusal Patoloji Kongresi'ne ortak bir tebliğ sunan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Orhan Bulay, Doç. Dr. Esat Karakaya ve Dr. Engin Aydın, ülkemizde ilk kez akvaryum balıkları üzerinde yapılan kanser araştırmalanrun, farelerle yapılanlara oranla daha ucuza ve kısa sürede gerçekleştiğini bildirdiler. Öğretim üyeleri Bulay, Karakaya ve Aydın, dünyada kanser şüphesi olan 63 bin maddeden ancak 150'sinin incelenebildiğini, Türkiye modelinin Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Korulu (TÜBıTAK) tarafından desteklendiğini belirtirken, fare deneylerinin 2 yılda, balıklarla yapılanın ise 7 ayda sonuçlandığını vurguladılar. 6. Ulusal Patoloji Kongresi Düzenleme Komitesi Başkam Prof. Dr. Yıldız Erhan da kongrede yaptığı konuşmada, tüm patoloji hizmetlerinin tek merkezden yönetiimesini önerdi. YUNUS NADI A M G M R A A '84 FiNALiSTLERt Topkar: Işçiler b u kez grizunıın değîl YHK'nın garezine uğradı Haber Merkezi Türklş 1. Bolge Temsilcisi İsmail Topkar. "YHK'nın sosyal banşı bozduğunu ve iş teminatını ortadan kaldırdığım" söyledi. Madenlş Başkam Mustafa Orhan, YHK'ca ücretlerine sadece brüt yüzde 18 zam verilen maden işçilerinin "bu kez grizunun değil YHK'nın garazına uğradığım" belirtti. İstanbuPda İSKI ile Türkİş'e bağlı Tesİş Sendikası arasında toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bugüne dek 27 sendikaya 180'i işletme tipi, 33O'u da işyeri için olmak üzere 510 yetki tespit belgesi gönderdi. Türkİş 1. Bölge Temsilciliği, Zonguldak, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve İstanbul'dan gelecek yaklaşık 10 bin sendikacı ve işçi temsilcisinin katılacağı toplantısını 3 haziranda Istanbul Açıkhava tiyatrosunda yapacak. Bu toplantıyla ilgili olarak yazılı açıklama yapan Türklş I. Bölge Temsilcisi İsmail Topkar, "Yaklaşık üç yılı aşkın uygulamalarıyla loplumumuzu huzursuz eden ve sosyal banşı bozan YHK. öncelikle iş teminatını ortadan kaldırmıştır," dedi. YETKİ BELGELERİ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili sendikaları belirlemeye devam ediyor. Bugüne kadar bakanlıkça 27 sendikaya 510 yetki tespit belgesi gönderildi. Bu belgeler, toplam 2 milyon 827 bin sigortalı işçinin yüzde 9.4'ü (218 bin işçi) için yetki tespitinin yapılmış olduğunu gösteriyor. Yasada öngörülen 6 günlük süre içinde itiraz edilmeyen, böylelikle kesinleşen yetki tespit yazılarından 67'si (52 bin işçiyi kapsıyor) kesinleşti. Etibank maden işletmelerinde çalışan 11 bin dolayındaki maden işçisine yüzde 18 brüt zam veren YHK, sendika ve işveren kuruluş Etibank Genel Müdürlüğü'nün "zam yetersiz" başvurularına rağmen kararında direndi. Maden îşçileri Sendikası Genel Başkam Mustafa Orhan, YHK'nın yüzde 18 brütte direnmesi üzerine, "En zor şartlarda çalışan 11 bin maden işçisi bu sefer grizuya değil YHK'nın garazına maruz kaldı," dedi. Orhan, işveren kuruluş Etibank Genel Müdürlüğü'nun de sendikayla birlikte "zam yetersiz" diye başvuruda bulundueunu hatırlattı. Katılma No: 162 BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle