Katalog

3 MAYTS 1984 »Jrv j şiirde saat kaç? Türk edebiyatının büyük yolculuğu: Tutunamayunlar REFIK DURBAŞ DtmASENDA SANAT EDEBtYAT "Büyük Saat": Şimdi Duyduk Gördük Turgut Uyar'ın şıirlerı /Can Yayınları/510 sayfa. Zaman da çok bovutludur Turgut IJvar'ın sıınnde Ilk kıtaplarında ço gunlukla •şımdıkı zaman"ı kullanır Daha sonraları "gelecek zaman" ağır basar Son jiırlerınde ıse yme şımdıkı zamana doner An'ı>akalama\a çalışır Çunku "şıırin çok ılgısı vardır zamanla" htanbul Kultur ve Sanat ^flA// 'nca duzenlenen t lustararası htanbul Sinema Gunlerı 84'un kaliteli filme susamış seyırciden gorduğu buyuk ılgi orlada. Bazı unluler bu gosterılerde yer alan filmleri kaçırmamak için \ ozverıde bulunmaktan çekinmı1 yorlar. Ozellıkle pazar gununun filmlerını izleyenler, Başbakan J Turguı Ozal'ıneşt SetnraOzul'tn | ı e SODtP Genel Başkanı Erdal tnonu 'nun de sinema meraklıları arasında ver aldıklannı gorduler. Sinema Günleri 84 ve ünlüler Bu ıkı unlu, ıkı usta Italyan yonetmenin filmlerını seçmışlerdı \e bu ikı film ıçerık \onunden çok farklıydı. ama setenlerın kışılıklerını \ansıtma \<>mtnden ılgınçtı. Semra Ozal saat 18.Wda gosterılen Fellini 'nın '' Ve Gemı Gı dnor"unu seçmıştı. Başını almış pupayelken gıden bır basbakanın eşı olarak bu seçımmde onu naksız bulmak olanaksızdır. SODEP Genel Başkanı tnonu ıse Francesco Rosı'nın "Isa Ebolı 'de Durdu "suna gınyordu aynı saallerde. Carlo Le\ı'nin unlu kıtabından uyarlanan bu film de, Mussotını donemınde surgune gondenlen bir aydının bir sure yaşadığı dunyadan kopuk Guney Italya koyunu, yore ınsanlarının yaşamım ve onlann arasına karışan aydının guç durumunu dile getırıyordu. Inonu 'nun bu seçımı de aydmların yazgısına gosterdıği ilgiyle açıklanabihr elbette. Bütun Eserleri 1 / Oğuz Atay / Iletişim Yayınları / 671 sayfa. FATtH ÖZGLVEN "Hayatım, ha>atımın romanıdır" dı>ordu "Tutunamayanlar"ın hayaletkahramanı Selım Işık Işte, on uç >ıllık bır perde arasından sonra, çağdaş Turk edebiyatının en benzersız ıkı kahramanı, Selım Işık ve Turgut Ozben kendı ha>atlarını canlandırmak uzere yenıden demır alıyorlar, yedeklerınde sadık Olrıc, alt kadroda vefakâr Suleyman Kargı, ıçler acısı Metın Kutba>, Esat ve Gunselı ve Burhan, kotucul ya da ıyı nıyetlı, hınçlı ya da >ash butun otekı figuranlanvla bırlıkte' İlk şıır: Yâd Yedıgun sa>ı 46 22 hazıran 194' İlk kıtap Ar? ı Hai ! basım Ka\ nak Yavjnları 1949 Kıtaplar: \rzi Hal, Turkıvem Dunvanın En Guzcl \rabıstanı, Tu lunler Islak Her Pazarıesı, Dıvan Toplandılar, kavavı Delen Incır Dun Yok mıı'1 Turgut Uyar, 40 vıla yakın şıır bı nkımını "Buyuk Saat" adı alfnda toplu olarak kıtaplaştırdı İlk kıtabı Arzı Hal'den "Buvuk Saaf'ın sonuna ekledığı ılk kez bu rada vayımlanan Dun Yok mu? ba> lığı altında topladıgı şurlerme genel çerçeve \ç\nde bakıldığında, Turgut Ljar'ın tek tek şıırler degıl de, bır buvuk şıırın avrınlılarını yazdığını bır "ınsanî durumUr" ıskeletı uıenne olumlu anlamda şıırını çoğalıtığını, gelıştırdığmı hemen a>rımsı>oruz Bır ozellığı de Turgut Uyar şıınnın K konuşmaları ^okça kullanma sıdır Dıpnollannda okuruyla konuşluklarını savmazsak, vunku okurla da konuşur hep bırılerıyle konuşur "Oysa" der bırısı, "sabah venıden hatıriamadır \aşama>ı " Turgut L>ar'a gore ıse, '"o>sa" dıvenlerden hep korkmalıdır, "oysa olum v?r" da dıyebılır avnı kışı Faîura uğruna zamlı mal Faturalı yasama ozellıkle dar gelırlıler alışmaya başladılar. tn kuçuk alışıerışlermde bile fatura ya da ay sonlannda faturaya donuşturebilecekleri "Jış"lerı almaya çalışıyorlar. Ancak fıyatlardakı dengesiz artış, vergı mdesı alabilme hayallerıyle gozardı edılıyor. S.O. da bır sabıt gelirlı. haturalı yaşamdan kendisinin de yararlanmaya çalıştığını, ancak satıcılann fatura ısteyen muşterılerine değışık fiyatlar uyguladıklarını soyluyor. S.O., "Halk, vergı ladesı alacağım dıve etıketlere ya da alacağı malın fıyatına bakmaz oldu Bundan yararlanan satıcı da ıstedığt ftyatı uvgulamakıa," dıyor. Gerçekten de, fatura hayallerine kapılan valandaş almayı planladığı malın fiyatuıı sormuyor bile. "Ver şundan bır kıln şundan yarım, şunJun uu bır buçuk Yaşachgı gözlenıci^i Terzıkr marangoîlar, geyıkler, akjam, pazartesı denızcıler, leylâk, madencıler, postacılar, buvukanne, amca, enışte, durmadan ava bakan lar, ıslak ..eltıkler sulfata, bıten bır yaz, Akçaburgazlı Yekta, tel camba zı, eskı kınk bardaklar, kayayı delen ıncır, bır gulun serüvenı ve daha bınlerıesı Turgut l var'ın şıınnın dış cephesını oluşlurursa da, butun bun ların altında valnızlık, huzun vardır, sıkıntı vardır Ozetle vaşadığı çağın tıtız bır gozlemcısı olma çabası vardır "Gelmış gccmış aşklann saçagından geçıp", "bır hancere kın olan duşuncelenoden" aşarak, "jakın geçmısın bır larihçısı" gıbı gelır, ask tan ve olumden soz eder Çunku ar tık teror bıtmışıır soygun ve kıyım bıtmıştır Bır uzunluk halınde her şev, her şev uvumla buluşur bır ba kınca Olum bıtmışür Olumun omru bır gundur, ama aşk omur bosun cadır Yıne de sormadan edemez "Bıten başka bır şeyler var mı daha?" Turgut Uyar'a olaganustuyu değıl, olağanın şıırını vazıvor denebılr 'Bır ulke! denızden annmış bır durum! olum gıbı bır ses! uzunluk değerındc." Guneş saatı kullanıvor Gorduklerını unutamıyor Kendı oykusunu duzenlemek ve tıyor ona Bu vuzden akıp gıdıyor her şey Şıırımızın koca ırmaklarından bırı eıbı Bilinçte \e bellekte >oiculuk Romanın doğuşunu seruven romanına, onun doğuşunu ıse serüvenı mumkun kılan keşıfçı gezgın ruhuna bağlavan Mıchel Bulor, "Romanın ozu, içeriksel olarak da, bıçimsel olarak da yolculuktan başka bir şey degildir" dı>ordu Gerçekten de, Conrad, Woolf, Joyce, Celine, Kafka, Proust, Nabokov bu bu >uk yazarlann hangısını açarsanız açın, hepsınde de uzamda, bilinçte ve bellekte çıkılmış olağanustu bır yolculukla karşılaşacaksınız Işte Oğuz Atay, Turk edebıyatında romanın boylesı bır yolculuk olduğunu fark eden ender yazarlardan bırı, yolculuğu bu derece etkın bır duze>e ulaştıran yazarlann ıse kuşkusuz bınncısıdır Ama ne yolculuk1 "Tutunama>anlar"a "Cumhuriyet Kuşaklanmn Merkezine Doğru 20.000 Fersah" altbaşhğını yakıştırsak, çocukluğunda onulmaz bır PıtıgrıllıFantoma tutkunu olan Sehm'ı de, kutuphanesınden bakıp parmak sallayan kıtaplan ne kadar zamanda okuyacağını hesaplayıp duran Turgut'u da hoşnut ederdık herhalde Yeni biçim denemeleri Bu anlamda bır avrıntılar şıırıdır Turgut L\ar'ın >nn *kma avnntılar, avrıntı olarak değıl de bır butunun parçalan olarak soluk alır şıınnde Yınelemeler, \ı|ıntılar bu butune gö re anlam kazanır Bu yuzden de, şı ınnde yenı bıçım denemelerıne gırış mekten kaçınmaz hıçbır zaman Halk şıınnın de>ış ozellıklennden Dı \an şıınnın yapı kalıplarına, gundelık dılın lek duzelığınden çok boyııtlu anlam katmanlarma doğru genışle ven kendıne özgu bır şıırın dıp sula rına erışebılmıştır şıırı Duzyazıdan da korkmaz Kullanır onu Şıırın tomurcuğu neredeyse ordan devşırır şı \rım Sakınmaz Oenış bır co jfyava vayılan bu bıçım aravışlarının yanı başında ıse zengın görüntu çağlayanları akıp durmaktadır Gerçeğı olduğu gıbı al maz, kendı yenı baştan yaratır Çok boyutlu bır açıdan bakar nesnelere Butun olarak kavramava çalışır De nız, bır balkon penıeresınden görulen su bınkmtısı değıl, bıleklerde duvulan engın bır kelepçedır Leylak bır demet çıçekten vok, pazarlık edıl se 75 kuruşa alınabılen pazarlıksız kötu bıten olu gunlerın karşılığıdır Lambanın duvara vansısı golge de ğıl aşktır, aşk gıbı guzel bır şevdıı GENÇ ÖLDÜ "Tutunamayanlar^ın genç olen yazan Oğuz Atay. (Foroğraf. İSA ÇELÎK) da edebı, mızahı ve ınsanı unsurlar, kurmacayı benzersız bır mekık hareketıyle dokurlar Butun kalıcı kurmaca ustalan gıbı (Turk edebıyatından ornek vermek gerekırse, "Saatleri Ayarlama Enstitusu"ndekı Tanpınar, "Goçmuş Kedıler Bahçesi"ndekı Bilge Karasu gıbı) Oguz Atay da saf alaym nafıle, sırf ınsanı olanın yarayışsız bır hammadde olduğunu, kurmacanın ıse ınsana ılışkın buyük bır gerçekten beslenmedıkçe sadece bır becerı gösterısı olmaktan ılerı gıtmeveceğını bılıyordu "Tutunamayanlar" romanı, yazarının tutunamayanlara ıthatı ıle bıtıyor, onu, yazarın çeşıtlı edebıyatlara, çeşıtlı yazı >azma bıçımlerıne, çeşıtlı kulturel seruvenlenmıze >a da butun tutunamayanlara >önelık bır sevgı gösterısı olarak okumak, >a da hıçbvrını gözden kaçırmamaya çahşmak sızın seçımınıze bağlı Oğuz Atay'ın sık sık yınelenen cumlesının gerçek anlamı da budur belkı "Ben buradayım sevgili okurum, sen neredesın?" Gelın Oğuz Atay'ca bıtırelım "...belki once olmelisin. Umıtulmalısın. Unutulan herkesin hatırlanması tçin ne kadar zaman geçıyorsa, o kadar zaman geçirmelisin mezarda. Orada bıle acele etmemelısin. Senden once olup, senden once unutulanlar ve daha hatırlanmayanlar var. Dur bakalım, dur hele. Sıranı bekle". Oğuz Atay'ın sırası gel mıştır umarım, dosyası yenıden açılır. kılo, tamamdır, faturamı da keser mısm7" diyor ve fiyatlardan habersız, "vergı ladesı" hayallerıyle parayı odeyip gidiyor. Devede kulak vergı tadesi alacağım dıye nıce bin liralar satıcı tarafından muştenye odetüiyor. Dileyen, çarşı pazarda bir dolamr. Vicdan azabından kurtulmak mı? Soğuh Duyduk duymadık demeyın. 4rtık soğuk çaya paydos. Askıda dolaştmp getırerek millete soğuk çay dayamak tarıhe karıştı. Termoslu çay servisuniz çoktan başladı. Her daım sıcak, her daim demli, her daım taze. Yerimızı mi oğrenmek ıstiyorsunuv Kadıkoy Vapur Iskelesı. (Fotoğraf S ORAL GO\ENÇ) Koşemızin surekli okurları anımsarlar. 5 nısan tarıhlı gazetemizde "Hastane mı, duğun salonu mu?" başlıklı bır yazı yayımlanmıştu Sinop Ataturk Devlet Hastanesi'nde 17 gun arayla yapılan iki duğunden soz eden yazıdan sonra, haberi veren arkadaşımıza şaka yollu takılmaların ardı arkası kesilmedi. Kimi, "Arkadaş, sen hasta falan olup hastaneye gıtmeye kalkışma, senirı ıçın ty ı olmaz " diy ordu. Kimı de, evlılik hazırlıkları yapan arkadaşımıza, "Sen de obur ga zeteciler gibı duymazuktan gelseydin duğun salonu kırastndan kurtulurdun," yollu lafatıyordu. Arkadaşımız, bu takılmaları gulerek karşılıyor da, gulerek karşılayamadığı bir şey var: "Azıcık daha sıbırlı olsaydın da hıç değılse uçuncu duğunu yapsaydık " Arkadaşımız, şimdi hastanede uçuncu duğunu yapmaya hazırlanıp da yapamayan çıfti arıyon Şey içın canım.. Tutacakları duğun salonunun kırasını odeyip vicdan azabından kurtulmak istıyor da.' Metnin hazzı "Tutunamayanlar", bır >anı>la, koskoca bır kulturel değışımın khşelerı, on yargıları, gulunçluklen, kâbusları, dıl surçmelennden oluşan hem çok coğrafı, hem de çok duşsel bır ulkede çıkılmış bır yolculuktur Çağlar Keyder. çok yerınde bır saptamayla, romanın, "Batılılaşma seruveninin nihayet kendinı besleyecek nicelıkte bir aydın tabakayı yarattığı donemi anlattıgın ı " soyluyordu Bence buna eklenmesı gereken, Ofuz \tay'da bu aydın tabakanın da kendinı besleyecek ek bılıncı, dışandan bakıp kendısını ve çevresmı kendı zıhnınde yenıden uretmesıne/tartışmasına vara>acak mıtolojıkmızahıeleştırel bılıncı yaratabılmış olmasıdır Bu sayededır kı, "Tutunamavanlar"da Turgut Ozben'ın Selım Işık'ı arayışı alaturkanın >avaşça ıçe sızışıyla ruyadakı Abdulhamit'ten geçecek, ucuz aşk romanlarından meçhul v akanuvısçılere kadar bırçok usluba boyanan aşk ve yaşamöykulerınden aşıracak, Gol Gazınolanndan devlet daırelerıne. "sumukluahmetkayabocekturgutgıller"e varacak, "Tutunamayanlar Ansiklopedisi"nde muthış bır ala> ve duvgu patlamasıyla noktalanabılecektır Burada, Oguz Atay'ın her turlu edebı ya da edebıyat dışı metın soylemlerıne, uslup tadlarına duvduğu yazarca çekımın sözu edıhnelı kuşkusuz Butun buyuk vazarlarda olduğu gıbı onda da "metnin hazzı" ağırhklıdır Bu nedenle, "Tutunamayanlar" da yol almak bıraz da metınler ıçınde olağanustu bır yolculuk yapmak sayılabılır "Okumadıgım kitaplardan en iyi anlayan ınsanım bu dunyada" dıven Turgut Ozben değıl mıdır 7 Ote yandan, "Tutunamayanlar" ı, butun bu zengınlığı ıçınde, gerçekten sarsıcı kılan, temehndekı arayış temasının valınlığmdan başka bır şey de değıldır Turgut Ozben'ın Cumhunyet sonrasının hankalar dıvarında "ruh kardeşi" Selun Işık'ı arayışı, evrensel yanıyla, ınsanoğlunun kendı ıkızını, kaybettığı yarısını, ıstersenız otekı ben'ını arayışından başka nedır kı'> Dıyebılırız kı, "Tutunamayanlar" \AYIN RAPORU 100 SORUDA SİNEMA SANATI Yazan: Nijat Ozon/Gercek \ayınevi/100 Soruda Dızisı 191 sayfa. Kendı alanında uzman bır yazarın kalemınden sinema konusunda temel bılgılerı bulacağınız bır kıtap "100 Soruda Sinema Sanatı." bır ara Sıyasal Bılgıler Fakültesı'ne bağlı Basın ve Yayın Yuksek Okulu'nda sinema derslerı veren, sinema sanatı ustune bırçok kıtabı ve çevrısı bulunan Nijat Ozon kıtabımn gozden geçınlmış ıkıncı basımında, aradan geçen sure ıçınde değışen terımlerı yenılemış, kıtabın sonundakı Kuçuk Sozluk'ü yenıden gözden geçırmış ve Kaynakça'da yer alan kıtap ve dergılerı gunumuze kadar getırmış "100 Soruda Sinema Sanatı'1, bır ders kıtabı olarak >ararlanılabıleceğı gıbı her sınemaseverın elının altında, başının ucunda bulunması gereklı bır vapıt GALtLEO GALtLEİ Yazan: Bertolt Brecht' Çevırenler: Adalet Cımcoz Teoınan Akturel Dosllar Tivalrosu N a' sınları 121 sayfa Bertolt Brecht'ın "Gattleo Galileı" adlı oyunu şu sıralar Genco Erkal yonetımınde Dostlar Tıyatrosu'nca sahnelenıvoı Dostlar Tıyatrosu, oyunu sahnelemenın >anı sıra tıvatroseverler açısından onemlı bır htzmetı da ha yerıne getırmış, oyunun oz gun sahne metnını vavımlamıs Gerçekte, bılındığı gıbı, Brecht, Galileo'yla ılgılı oyununu ılk kez 1938'de Danımarka'da surgun deyken vazdı Daha sonra 1947'de ABD de oyunun Ingılu cesı ustunde çalıyrken vorunıu nu epeyce değıştırdı Brcchl, 1955'te Berlın'de ovununa ,on bıçımını verdı Dostlar Tıvatrosu'nun oynadığı ve bu kıtapta \avımladığı metın ıse, ovunun sozunu ettırdığımız uç vazımın dan yararlanılarak ortava çıkarılmıs P1\K FLOVD Hazııiayanlar: Orhan kahyaoglu ve Sinan Guler 132 Sayfa Imge Yayıncılık \ayın dunyasına venı gıren Imge, ılgınç bır kıtap çıkardı 1970 lere doğru ortaya çıkan ve gunumuze kadar suren buyuk bır ılgının odak noktası "Pınk Floyd" adlı muzık topluluğu bıze tanıtılıvor bu kıtapla Onsozunde de yayınevi, daha sonra çıkacak "Eleştırel Caz Tarihi" ve "Latin Amerıka Şarkıııları" adlı yapıtlarla bır muzık kıtaplığı oluşturmayı amavladığını da belırtıyor Kıtabın ıkıncı bolumunde, topluluğun beş plağında ver alan şarkıların Turkçe sozle rıne ver verılmış ŞİİRLER V ladımır Mayakovskı ' Çevıren: Saıd Maden ' 148 sayfa / Varlık Vayınları Kıtap, unlu Sovyet ozanı Mayakovski'mn uç uzun şıın, "Pantolonlu Bulut", "Omurganın Flutu", " İ n s a n " ve olumunden ıkı yıl once vazdığı "Ben Kendim" başlıklı yaşamoykusu ve 1913 urunu olan "Trajedi"yı ıçerıyor Kıtabın basında, Said Maden'ın bır açıklaması var ve Maden, bu açıklamada söz ko nusu şıirlerı çevırırken yararlandığı kaynaklan açıkhyor Kıtabın sonuna da, bır Mayakovsi "dokumu"yle ölusunun uzennde bulunan veda mektubu eklenmış Edınılmesı gereken yararlı bır kıtap JAMES JOYCE'UN MEKTUPLARI / Turkçesi: Kudret Emiroğlu / 120 sayfa / Duşun Yayınevi ^ James Joyce, ulkemızde adından çok söz edılen, ancak yapıtları dılımıze az çevrılmış bır yazar "Sanatçının Genç Bir Adam Olarak Portresi" (De Yayınları) ve "Dublinliler"den bır seçme nıtelığındekı "Bir Kuçuk Bulut" (Imge Yayınları) dışında Turkçeye pek kıtabı çevrılmeyen Joyce, bu kez, "Mektuplar Dızisi'nı surduren Duşun Yayınları arasında karşımıza mektuplanyla gelıyor Sanatçının Ibsen'e, annesıne, Nora Barnacle'a, Stanislaus Joyce'a Grant Richards'a, Harriet Shaw VV'eaver'a vazdığı mektuplar ılgınç Aynca Eliot, Yeats ve Sean O'Faolain'e gonderdığı bırer mektup da edebıyat tarıhı açısından onemlı AY VE ŞENLİK ATEŞLERt Yazan: Cesare Pavese/Ingilizceden Çeviren: Mehmet H. Doğan/160 sayfaAdam Yayıncılık Yuzyıl başlarında doğan ve 1950'de kendı elıyle canına kıyan Italyan 20 vuzyıl Edebıvatının buyuk adı Cesare Pavese, çağımızın en ozgun yazarlanndan bırıdır Bellı başlı yapıtları (ozellıkle "Yoldaş" ve "Vaşama Ugraşı" dılımıze çevrılen Pavese'nın olmeden once kaleme aldığı son roman "Ay ve Şenlik Ateşlerı." Yazarın devımıyle "yaşadığı yılların tarihsel bir dokumu." Faşızmın en kovu donemi, cezaevınde geçen gunler, dırenış ve savaşın hemen sonrasındakı yıllar Pa>ese, yakından tanıdığı bır dönemt ve ıyı bıldığı ınsanları anlatırken, çok başarılı Mutlaka edınılmesı gereken bır kıtap JOAQUtN MURİETANIN İHTIŞAM VE O L L M l Yazan: Pablo Nenıda / Çeviren: Ozdemır tnce / Uç Çiçek Yayınevı / 89 sayfa. Joaquın Murieta, Kalıfornıva'da altın arayan bır Şılılı Amerıkalılar altın bulmak ıçın Kalıfornıya'ya akın ettıklerınde, topraklar Şılılılerın, Meksıkalıların elınde Irkçı Amerıkalı topluluklar, toprakları ele geçırmek ıçın bunlara saldırıyor Murieta'nın erkek kardeşını ve karısını olduTuyorlar. Murieta da dağlara çıkıp Amerıkalılardan oç alıyor, yoksulların koruyucusu oluyor Ama sonunda Murieta'yı olduruyorlar, başını kesıp gunlerce sergılıyorlar Işte Pablo ISenıda'nın şuroyununun konusunu, gıderek bır destan kahramanına donuşen Joaquin Murieta oluşturuyor Nerudaşoyle tanıtı>or Murieta'yı "Benim içın o, ırkçılığa, ıstilacının zulmune karşı savaşmış bir insandır, oyunumda da bu kımliğivle gorunur." İNSAN OLMAK Yazan: Prof. Dr. Engin Geçtan / 132 sayfa / Adam Yayıncılık Ankara Unıversıtesı ve Ortado ğu Teknık Unıversıtesı'nde oğ retım uyesı olan ve klınık çalış malarını psıkoterapıst olarak surduren Prof. Engin Geçtan, daha once yayımlanan "Çagdaş Yaşam ve Normaldışı Davranışlar" ıle "Psikanalız vc Sonrası" adlı kıtaplarında daha çok eğıtım görduğu ve ee 'ım verdığı konuya eğılmıştı >n kıtabı olan "İnsan Olmai. .a ıse, kışı nın kendısını ve çevresını anlamasına yardımcı olmaya çalışıyor. Ulkemızdekı bu konunun ender uzmanlarından bırının ılgınç yapıtı OTOMOBİLLİ YAŞAM Yazan: Ilya Ehrenburg/Turkçesi: Şemsa Yeğin 228 sayfa/Oda Yayınları İlk romanı "Julıo Jurenıto" ıle 1920'lerın başlarında adını duyurmavı başaran unlu SovAet yazan İlya Ehrenburg, Avrupa ulkelerını, Avrupa ınsanını ve Avrupa külturunu en yakından ta nıyan Rus aydınlarından bırıvdı Yazarın ılk yapıtlarından olan "Otomobilli Yaşam" yme "Julıo Jurenito"da olduğu gıbı, gerçek yaşamdan alınan, ancak adları değıştırılen kahramanlann at koşturduğu bır roman Gunumuz uygarlığının bır "oykusu" dıye tanımlabılecek olan "Otomobilli Yaşam", belgesel ve tarihsel romanlar ustası Ehrenburg adını, ulkemızde çok yayımlanan ve sevılen bu buyuk yazan bır kez daha gundeme getınvor BECERİKLİ BOZGUNCL RIMINİ'LI FEDERICO FELLIN1 Hazırlayan: Taner Ay/Imge Yayıncılık '96 sayfa. Taner Ay'ı "SanatEdebiyat 81", " L ç Çiçek', "Oluşum" ve "Y'arın" dergılerındekı vazılann dan, sinema mıtologyası ustune "Vesikalık Fotograflar" adlı kıtabından tanıvoruz "Beceriklı Bozguncu" gene sinema konusunda, bu kez ulkemızde de Amareord", "Kadınlar Kentı", "Tatlı Hayat". "Orkestra Provası", "Ve Gemı Gidiyor", "Sekız Buçuk", "Aylaklar", vb gıbı bır çok fılmıvle sevdığımız Italvan vonetmen Fedenco Fellini ustune bır deneme nıtelığınde Kıta bın bır bolumu de Fellinı'vle vapılan konuşmalara ayrılmış Son bolumde ıse Fellini fılmlerının o eşsız tıplerınden fotoğraflar eklenmış kıtaba dun Taner'in Duzyazıları 2 210 sayfa/Bılgı Vavınevi Haldun Taner'in Alman\a ıle ve Almanlarla vakın ılışkısı daha çok kuçukten, buvııkbabası dolavısıyla başladı 1 ısedc ıkın (.ı dıl olarak Almantavı sevcıı unlu yazar, unıversıteyı Almanya' da okudu, ozellıkle Hıtler Al manyası'nı yakından tanıdı Mman kulturuyle bağlannı da hıı, koparmadı Hele 1980 vılında cağrılı olarak bır vıl surey'e Ber lın'de kalması, vazara kendı de Mmıyle "TurkAlman ılı^kılerınv daha vakından bakabılınc ımkânı verdı." Taner'ın "Berlın Mektuplan", ışte bu bınkımın urunu HAYVANLAR İsmail Gülgeç BAHA. BAK^U KoSTt8EX I MTJ?y%e.lVİ A J r T A K &.RAYUA rt \ / AUAH \ AIMAH \ y^Hu S6N.N / ftRAyLA / NE MASIL OLMASIN YıTECE ARPAYI y f TV oc VAÇıAK LAM "5IN • V^>K H t ^ Xt^P£ â4TUMASIN N 0U fit' E / . A ^ KEVf KIME DUM DUMA Behiç Ak aramıda gftar (c<x\\ya bıle cnun VÜHÛ ^ıh'h» TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 3 mayıs 1363'T£ 8UGUA/,UULU YA2AR ASOULHAK ŞlNASl MSAR, fs YAŞlNpA ISTANBUL 'DA ÖCOU G£NÇLlK YILLAHlNdA GALATAS/lliAYLISESINOB,SONRA OA PAR/S SlYA£AL8HGIL£&OiaUJj'NDA OKUUUÇTV FRANSA 'DA OLDUĞU y/LLAR EP£BlYAT ÇEVR£LeRirt£ YAKINLIK HUR/UtUŞ, tÜB. OA DÖtJuNCE DE MEŞBÜTIYET PONEtAI YA2ARLPR/YLA /UŞKlYe S/SM/fT/. NıSAR, HOMAM V£ ÖYKULE.R.1NI, MUTLU ÇOCJJKXMK AMtLARlYLA VE tSTAAlBUL'uN VAfZUKLl fCESiMlMIN ZO. YUZYIL BAÇIKJPAk.1 IZAUAr YAÇAMINA ILlŞKıN KONULARLA OLUŞTORMUŞTU. *FA1llM BEY l/e BlZ" Ve "ÇAMUCA'OAKl BNlŞ TeMI2"GlBı ZOMANLAIZl BüAjA ÖRNBli GEÇMI'S ZAMAN ÖZLEMI.. Yıldırun Dağyeli Yayınevi Ahnamıuda kurıddu »uitur Scı»"ıs; D.r ^ure önce Federal Almanya'nın Frankfurt kentınde kurulan Yıldırım Dağyelı YavıneM ılk ıkı kıtabını yayımladı Bu kıtaplann ılkı \ras Ören'ın "Enkaz" adıyla toplanan Turkçe şıirlerı îkıncı kıtap Fethi Savaşçı'nın oykulerını bır araya getırı>or. "Makinalar Çalışırken" adlı kıtaptakı oykuler Turkçe/Almanca Ovkulerın Almanca çevırılerı Helga DagyeliBohne, Yıldınm Dagyeli, Sıtkı Salıh Gor, Aziz Sar ve Ozgur Savaşçı tarafından gerçekleştırıldı 50 YIL ONCE Cumhuriyet Kuraklık endişesi başgösterdi (, ok tan ben yağmur \ağmaması memleketimizin her tarafında cıddî endişeler ııyandırmıştır. Son gunlerde, kuraklık \uzunden yenı mahsul hakkında tereddut uyandığı ıçın koyluler buğday satışlarını azaltmışlardır. F\ ı elce 20 ı agonıı bulan Istanhulun gunluk rnınaredatı S \agona dusmustur. Maamafth /.ıraat Bankası, bir senelik ihti\aca kâfi buğday stokıı bulundurduğu ıçın. kuraklık teuıüe mahsul az olsa daht kıtlık sıkıntnı olmtvacağı temın edılmektedir. Ticareı \e zahıre borsası umumi kâtıbı Ceıat \ızamı Bev bir muharrırıınızt demıştır kı: " Henuz kuraklık tehlikesı \ardır, denilemez. Ancak on beş gune kadar vağmur y ağmadığı takdırde mahsulöt zarara uğrıyabdır. Esasen Istanbulda meıcut huguuy sıoku 35,000 ton kadar olduğıından buhran olmak ıhıtmalı > ur. tnatlaı < sağlamdır. h.skışehır hatalisınde vazivetı tetkik eden TUaret Odası reh sekiii Habıpzade Ztya Bey: " 3 mayıs 1934 ) ağmııra ıhtıvaç \ardır. Koylu, goklerdekı bulutlan merakla takıp etmektedır. Yfaamafih şımdılık tehlıke olmadığı kanaatindeyim" demıştir. 19341984 kendisi ışletmege karar \ermiştir. Bebek bahçesinde yenıden bazı tesisatla asrî şekilde bır kazmo vucude getirilecektır. Taksim bahçesinde de tamirata başlanmıştır. Bahçe bu ayın sonunda açılacaktır. Behçeleri Belediyv kendisi işletecek Bu sene Beledive Taksim ve Bebek bahçelerini ikı defa muzavede\e çıkarmış ıse de talıp çıkmamıştır. Belediye bahçelert bır uçuncu defa muza\edeve çıkarmaktan \az geçmış ve her ıkı bahçeyı de FLETA Ş.MD, FRANSIZ T YRTROSUND* SAH1B1MN SESI PLİKLARINDA