Katalog

Cumhuriyet Sahibı: Cumhuriyel Matbaacıhk ve Gazeıecilik Turk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru Hasan Cemal. Muessese Mudüru: Emine L'şaklıgU, Vazı Işlerî Muduru: Oka> Gonensin. • Yazı lşJeri Mudur Yardımeısı: Ahmel Korulsan, Haber Merkezi Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Duzeni Yoneımenr A» Acar. TAKVİM 3 Mayıs 1984 İmsak: 4.14 Guneş: 5.53 Tenrnlater ANKARA: Yalçın Dogan, IZMİR: Hikraet Çelinkaya, ADANA: Mehmel Mercan,# Ser\ıs Şeflerı: IsıanbuJ Haberleri: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Kultur: Atdın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı. Abdulkadir Yucelman.Duzelıme: Refik Durbas, Araştırma: Şahin Alpa>. IsSendika: Şükran Ketenci. Ikindi: 16.57 Akşam: 20.08 Yatsı: 21.41 Bürolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel; 189851253257 Idare: 183335, • İzmir: HaÜt Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi. T.H.K. Işhanı Kat: 2/13, Tel: İ45501973I • Basan ve Yayan. Cumburiyel Matbaacılık ve Gazetecılik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaoğlu, Ist. PK: 246İst Tel: 5209703 Tele\: 22246 Ö|le: 13.06 Geberth: Enflasyonun yüzde Fransa'da bir terör 25'e inmesi en az bir yıl alır örgütü turistlere BASK BOLGESEVDE YENİ GEUgMELER OECD TÜRKİYE KONSORSİYUMU BAŞKANENDAN: Türkiye şu an olmasa bile ağustos ayında parasal gelişmelerin ışığmda yeni bir niyet mektubu vermek zorunda kalabilir. Clkenizde fiyat artışları kendini en çok temmuz ve ağustos aylannda belli eder. Ben yılın ilk üç ay sonuçîarma bakarak umutsuz olmak için bir neden görmüyonım. Karadeniz'de çok ilginç birsanayiyapısı ortaya çıkmış. Trabzon'daki sanayi kuruluşlan modern işletmeciliğin bütün özelliklerini gösteriyor. KENAN MORTAN ANKARA OECD Türkiye Konsorsiynmu Başkanı Dr. Rolf Geberth, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Tiirki>e ağustos ajına dogru yeni bir niyet mektubu vermek zorunda kalabilir. Bu gayret olağan bir hadisedir," dedi. OECD adına Türkiye'de çeşitli resmi ve özel kuruluş yetkilileri ile görüşmeler yapan DT. Geberth, Türkiye'den aynlırken gözlemlerini aktardı. Yılda 34 kez Türkiye'ye gelen ve çeşitli sanayi kuruluşlarını gezen Geberth bunu, "Türkiye'yi tanıyorum. Sanayii. sanayinin striiktüriınıi öğreniyorum," şeklinde niteledi. Yaklaşık l'O gun suren bu gezisinde Karadeniz bolgesindeki sanayi kuruluşlannı gezen Dr. Geberth, saptamalarını şöyle aktardı: "Karadeniz'de çok ilginç bir sanayi yapısı ortaya çıkmış. Özellikle Trabzon'da Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın kredileri ile ortaya çıkan sanayi kuruluşlan modern işletmeciliğin bütün özelliklerini gösteriyor. Çok yararlandığımı söyleyebilirim." Türkiye Konsorsiyumu Başkanı Geberth, fiyat artışlannın yılın ilk uç ayında yüzde 7'ye ulaşmış olması uzerine görüşunü soran Cumhuriyet muhabirine "Yüzde 40'lara ulaşmış olan bir enflasyon hızından sonra bunun yeniden yüzde 25'lere çekilmesi asgari bir yıl alır" dedi ve görüşlerini şöyle özetledi: "Benim Türkiye'de ogrendiğim bir gerçek var. Türkiye'de fiyat artışları en çok kendisini temmuz ve ağustos aylannda belii eder. Taban fiyat ödemelerinden ölıirü ortaya çıkan emisyon artışı bu konuda belirleyici olur. Bu nedenle yılın ilk üç ayindaki gelişmelere bakarak herhangi bir karar vermemek gerekir. Ben yılın ilk uç ay sonuçlanna bakarak bu umutsuzluğa neden görmüyorum." le bu oranın ayiık düzeyde aşıldığı inancında değilim. Ama enflasyonla mucaddeJerin de ke»intisiz olarak sürdürülmesi gerektiği düşüncesindeyim." Dr. Geberth, 'Birinci niyet mektubu mu, yoksa ikinci m i ? " sorusuna ıse gulerek şu yanıtı verdi: "Niyet mektubu Stand by anlaşması çerçevesinde verilen ve yıllık performanslar içeren bir mektuptur. Bunda yenieski diye bir kavram yoklur. Oranlar ve tavanlar sürekli olarak gözden geçirilebilir." ikinci niyet mektubunda para arzının ve Merkez Bankası kredilerinin kısıldığını gösteren verilerin yer aldığına dikkat çektiğini söylememiz uzerine "Türkiye şu an olmasa bile ağuslos ayında parasal gelişmelerin ışığında yeni bir niyet mektubunu vermek zorunda kalabilir. Bunu gayet dogal karşılamak gerekir... Niyet mektubu çerçevesi içinde gelişmenin izlenmesinden ve bunun kâğıds doküimesinden ibarettir" dedi. IMF heyetinin Türkiye'deki göruşmeleri sırasında enflasyon oranı üzerinde neden durulduğu konusunda ise OECD Türkiye konsorsiyumu başkanı, şu yanıtı verdi: "Bir hesap hatası işlendiği kanaatinde değilim. Sadece parasal kısıtlamalarla enflasyonun düşmeyeceğini Turk yetkililere söylemişlim. Yüksek oranlı bir enflasyonun yaşandığı 1983 yılından sonra bu ancak bir yıllık gelişme sonucu denetim altına alınabilir. Bu görıişumü ısraria tekrarlıyorum." OECD başkanı, bu konuda sağiıklı bılgileri hafta sonunda kendisini Paris'te ziyaret edecek olan IMF Türkiye Masası Şefi Tyler'den alacağını kaydederek sozlerini tamamladı. karşı savaş açtt Dış H a berler Servisi Geçen aralık ayından bugüne kadar, Fransa'da multeci olarak yaşayan ve Ispanyol Bask Örgütu üyesi oldukiarından şüphelenilen 7 Basklı Ispanyolu öldüren, "AntiTerör Kurtuluş Örgütü" (GAL) adlı gizli örgut üyesi yedi kişi tutuklandı. Fransız ve Cezayir asılh olan sanıklann, kadın IMF'ye verilen niyet mektubundaki ayTık fiyat artışları öngorusünun aşıldığını anımsatmamız uzerine Dr. Geberth, şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'nin verdiği niyet mektubunda bu oran yüzde 30 olarak belirtilmiştir. Bu neden Ispanyol Bask bölgesinin baticareti, soygun ve hırsızlıktan ğımsızlığını isteyen ETA adlı örsabıkalı oldukları anlaşıldı. Geçen aralık ayında, Basklı gütun Bask bölgesindeki her eybir Ispanyol mültecinin kaçırıl lemine, Fransız Bask bölgesinde mülteci olarak yaşayan 700 ması ile adını duyuran GAL, çok kısa bir sürede 7 kişiyi öldürdü. Basklı Ispanyol multeciden birini öldürerek cevap vereceğini beÖldürülenler arasında, GAL'm hedef şaşırtması nedeniyie yaşa lirten GAL adlı örgütle ilgili çemını kaybeden bir Fransız de ' şitli iddialar ileri sürülüyordu. Fransa'da yaşayan Basklı mülmiryolu işçisi de var. tecilere göre, Ispanyol Gizli Polisi, kanunsuz işlerle yaşamlarını kazanan çeşitli sabıkalılan kullanıyordu. Kimileri de, söz konusu gangsterlerin, tspanyol Bask bölgesinde ETA adlı örgüte zorla "devrim vergisi" vermekten bıkan, Ispanyol sanayiciler tarafından kiralandığmı ileri sürüyordu. Büyük şirketler, Miki Fare'nin peşinde Coca Cola'nın, RCA 'nın "WalîDisney Productions" şirkeünin hisselerini ele geçirmek istediği söylentileri yaygın. Hatta AngloSakson basın kralı Robert Murdoch 'un bile Walt Disney 'in peşinde olduğu söyleniyor. Dış Ha berler Servisi Mali durumu kötuye giden "VVall Disney Productions" şirketinin hisselerini kapmak için ABD'de büyük bir mücadeleye tanık olunuyor. Borsalarda korkunç bir kalabalık Walt Disney hisselerini kapmak için birbirine giriyor. Firma yöneticileri sorular karşısında sessiz; olan bitenleri bir de onlann ağzından dinlemeniz mümkun değil. Coca Cola'nın, RCA'nın şirketi ele geçirmek istediği söylentileri yaygın. Hatta AngJoSakson basın kralı Roben Murdoch'un bile Walt Disney'in peşinde olduğu söyleniyor. Walt Disney Imparatorluğu çöküyor mu, bu hayal tapınağı yıkılıyor mu? Miki Fare'nin babası VValt Disney şirketi için durumun pek iç açıcı olmadığı aşikâr. "Walt Disney Pro."nun başansının yanında hatalan da göruldü. Çizgi film ve televizyon dizileriyle yaşayan Walt Disney şirketinin bugün 25 bini aşkın çahşanı var. 1983'te 504 milyar TL.'yi aşan geliri vardı. Ancak firma geçtiğimiz yıl bazı kötü maceraları yaşamak zorunda kaldı... • Yeni kurulan kablolu televizyon ağı sürekli para kaybediyor. Abone yaratma çabası başarılı olmadı. O da pahalıya mal oluyor. • Başka kanallara televizyon programları satışı azalıyor. • Film bolümünun parasal kayıpları 9 milyar 240 milyona ulaştı. • Florida'da Disneyworld yakınlarındaki muhteşem kent " E p c o f ' u n inşa masrafı öngorülen butçeyi şimdiden >Tlzde 60 aştı. Walt Disney şirketinin içi de çalkantılı. Şirketin kurucusu Walt Disney'in yeğenı Roy Disne>. başarısızlıklardan sonra şirketin başkanlık koltuğunu terk etti. Bütün bunlar VValt Disney şirketinin öldüğii anlamına geimiyor. Ancak büyük şirketler bu hayal şirketinin sunduğu olanaklarını görduler. Walt Disney şirketinin en büyük gelir kaynağı Disneyvvorld gibi eğlence mekânları. 1983 yılında bu eğlence kentlerinde 420 milyar TL. ciro yapıldı. Geçtiğimiz yıl ABD'deki büyük soğuklar bu yerlerin kârını düşurdü. Kadın ticareti ve soygunlar Geçtiğimiz haftalar içinde, Fransız polisinin sıkı bir takibi sonunda ortaya çıkanlan ve kadın ticareti başta olmak üzere, çeşitli soygunlar ile hırsızhk olaylarına adı karışmış Fransız ve Cezayir asıllı kişilerin yakaianarak tutuklanması, Basklı mültecilerin öldürulmesinde sabıkalıların kullanıldığı iddiasını doğruladı. Ancak, bunların Ispanyol Gizli Polisi'nce mi, yoksa Ispanyol sanayiciler tarafından mı kiralandığı henuz açıklığa kavuşmadı. Fransa'daki Ispanyol Basklı mültecilere karşı, 1970'li yıllarda da büyük bir terör hareketi başgöstermiş, bu saldırı ve öldürme hareketinin arkasında Ispanyol sanayicilerin olduğu anlaşılmıştı. Ancak, Fransa' da yayınlanan Canard Enchaine adlı haftalık gazete, geçen sayılarında, lspanyol mültecilerle ilgili bilgilerin Fransız polisince, tspanyol polisine sızdınldığını iddia ederek, mültecilerin Ispanyol Gizli Polisi'nce öldüruldüğünü ima etmişti. YUNUS NADI ARMAGANI '84 FINAL1STLERI Eylemler giderek artıyor Fransız Bask bölgesinde mülteci olarak yaşayan tspanyol Basklılara karşı girişilen öldUrme olayı, Fransa'da uzun yıllardır faaliyet gösteren, ancak ETA kadar güçlü olmayan "Iparretarrak" adlı örgütün eylemlerini arttırmasına sebep oldu. Fransız Bask bölgesinin bağımsızlıfıru isteyen ve geçtiğimiz 18 martta ParisMadrid seferi yapan trene başansız bir sabotaj girişiminde bulunan Iparretarrak, bu yaz Fransız Bask bölgesine gelecek turistlere savaş açtığını, yayınladığı broşürlerle kamuoyuna duyurdu. Ispanyol Bask bölgesinin aksine çok fakir bir bölge olan Bask bölgesinin en temel gelir kaynağı turizm. Halbuki, son vapılan araştırmalar, Iparretarrak örgütünün şimdiden, bu yaz Fransız Bask böigesine gelecek olan turist sayısının yüzde elli oranında azalmasına sebep olduğunu ortaya çıkardı. Bask bölgesinde son zamanlarda ortaya çıkan olayların birden hız kazanmasına bakılırsa, Fransız Bask bölgesinin, Fransa için ikinci bir Korsika olma yolunda hızla ilerlediği söylenebilir. BABA VE OĞUL Eğlence imparatorluğunun kurucusu ve ürünü: Walt Disney ve Miki Fare. L LOINDRA'dan M.ŞAKIR YURDAKUL Güçlü hükümet = Partizan hükümet Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda, demokratik kavramlarda genel bir aşınma göze çarpıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana hükümetlerin ağırhğı artar, parlamentolann etkinliği gerilerken demokratik kavramların sağiıklı kalması beklenemezdı. Demokratik geleneklerin pörsümesinde, "güçlü hükümet" gereksiniminin de payı olduğuna hiç kuşku yok. Parlamentolu demokrasinin doğum yeri olan İngiltere'de bile, "güçlü hükümet"\ex karşısında ne yazık ki Avam Kamarası dahi, zaman zaman bir çene makinesinden öteye geçme yetisini gösteremiyor. Oysa Avam Kamarası bir zamanlar, kadını erkek, erkeği kadın yapamamanın ötesınde her şeye muktedir bir parlamento olarak bilinirmiş. Batı demokrasileri geleneği, her şey bir yana, siyaşal partilerin, yarışa aynı çizgiden başlayacaklarını varsayar. İngiltere1 deyse güçlü muhafazakâr iktidar şimdi, kendi başlangıç çizgisini, İşçi Partisi muhalefetinin önüne almaya çalışıyor. Muhafazakâr iktidar bunu, İşçi Partisi'nın gelir kaynağını kurutarak yapmaya çalışıyor. Bilirsiniz, Muhafazakâr Parti'yı zenginler, işadamları, İşçi Partisi'ni işe işçiler destekler. İşçi sendıkaları,sendika ödentişinin yanı sıra üyelerinden bir de "siyasal ödenti" keser, bunu İşçi Partisi'ne aktarırlar. Muhafazakâr Thatcher hükümeti, parlamentoya verdiği bir yasa tasarısıyla şimdi, işte bu kaynağı kurutmayı amaçlryor. Tasarıya göre her sendika, üyeleri arasında 10 yılda bir oylama yapacak, "siyasal ödenti" vermek isteyip istemedıklerini soracak işçilere. Ayrıca dıleyen işçi, aylığından ödenti kesilmesini, istediği an durdurabilecek. Görünüşe göre çok demokratik bir düzenleme. Sendikaiçi demokrasiyi genişletmenin bundan alâ yolu mu olur diyeceksiniz. Doğrudur belki de... Ama sendikaiçi demokrasiyi, şirkettçi demokrasiyle bütünlemek nedense hep unutuluyor. Şirketler Muhafazakâr Parti'ye para bağışlarken pay senedi sahiplerine danışmayı akıllarından bile geçirmiyorlar. Danışmak da ne söz? Pay senedi sahiplerinden gizli yapıyorlar hatta. Başbakan Thatcher, siyasal partılere bağış yapılmasına karşı çıkan pay senedi sahibi varsa diyor, ya pay senetlerini satarak şirketie bağlantısını keser, ya öteki pay senedi sahiplerini de ikna ederek. bağış aleyhıne oy kullanmalarını sağlar. Eğer yanlış anlamıyorsam Başbakan, şirketiçi demokrasi zaten var, de. meye getiriyor. Oysa muhafazakârlıkta Başbakan Thatcher'ı birkaç baş geride bırakacak ofan. şükur bir süre önce emekliye ayrıian Yargıç Lord Denning bile, geçenlerde bir yazısında, şirket yöneticileri takımını, "Kendi varttğtnı sürekli yenileyip uzatan, denetlenmesi olanaksız bir otigarşi" diye tanımlıyordu. O böyle dediğine göre, şirketiçi demokrasinin hali pür melalini varın siz hesaplayın. Muhafazakârların mantığında bana ters gefen bir başka nokta daha var: Dileyen sendika üyesi siyasal ödenti vermeyeceğim demekle yetinebilecek, sendika üyeliğinden aynlmak zorunda olmayacak da pay senedi sahibi, siyasal bağışa karşı çıkarsa neden tası tarağı toplayıp şirketten aynlmak zorunda oiacak? Muhafazakâr bir iktidarın böylesine işçiyandaşlığı yapmasını, ben pay senedi sahipleri adına, doğrusu aşırı bir işgüzarlık sayıyorum. Bu tür partizan zorbalıklar sadece bizimki gibi ülkelerde olur diye hayıflananlarınızı teselli etmek için anlatıyorum bütün bunları. İngiltere'deki "güçlü hükümet' demokratik gelenekleri göz ardı etmekie öyjesine pervasızlaştı ki, korkarım yakında yeni bir Magna Carta daha gerekecek. TRT'de görev değışıklığı başladı Katılma ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Mart ayının son gunle 17 hazirandaki seçime, Giscard'cı olarak bilinen "Fransız De re katılması, iki büyuk sağ siyasal kururinde TRT Genel Müdürluğu'ne mokrasisi İçin Birlik" ile De Gaulle'ün mirasına sahip çıkan Jac luşu düşündürüyor. Milliyetçi Cephe adatanan Prof. Tunca Toska), ku ques Chirac liderliğindeki "Cumhuriyet İçin Birlik," ortak liste lı partinin sürpriz yaparak, sağ muhalefetten aradığını bulamayan kimselerin oyrumdaki ilk gorev değişikliğıni lannı alması, RPR ve UDF'yi güç duruyaptı. TRT Haber Dairebi Baş ile gidiyor. ma düşürebilecek. JeanMarie Le Pen ise kanı Ercan San, görevinden alıntak liste ile gidiyor. Sağ muhalefeti oluşkamuoyuna faşist imajı vermemek için, dı ve yerine TRT Parlamento MEHMET ALTAN turan iki partinin seçimlere tek liste ile gitlistesine değişik meslek gruplanndan poMüdurü Ülkıi Kuranel asaleten mesi, birçok siyasi partinin birleşmesinPARİS 17 haziranda yapılacak olan püler kişileri almağa çalışıyor. Orneğin, atandı. den oluşan ve Giscard d'Estaing'in kurAvrupa seçimleri, içteki politik gelişmebazı dedikodulara göre, Alain Delon bu Görevinden alınarak TRT İnduğu ve UDF'un bir parçası olan "Cumler nedeniyie, Fransa için çok önemli bir kişilerden biri oiacak. celeme, Araştırma Dairesi Bashuriyelçi P a r t i " (PR) Genel Sekreteri Sağ kanatta seçime giren bir diğer parkanlığı'na uye olarak atanan Er hale geldi. Nitekim yapılan kamuoyu yokFrançois Leotard, tek liste karannın açıkiamalan, Fransızların ^o 56'sının iç politi ise, gene Milliyetçi Cephe gibi faşist eğican San, Haber Dairesi Başkanlanmasından sonra, UDF Başkan Y'ar limli olan "Yeni Güçler Partisi". Bu parlığı'na 26 şubat 1982'de vekâle tikadaki durumu göz önünde bulunduradımcılığı'ndan istifa etti. UDF içindeki ti, Milliyetçi Cephe ile ortak liste yapmak ten, 11 kasım 1982'de de asale rak oy vereceğini ortaya koyuyor. Avrubaşta Giscard d'Estaing'in partisi olmak pa Birliği'nin işleyişini dikkate alarak oy ten atanmıştı. istediyse de isteği Jean Marie Le Pen taüzere, bazı genç politikacılar bu seçimleTRT Haber Merkezi'ne yayın kullanacak olanlann oranı ise sadece ^o rafından geri çevrildi. re tek liste ile gidilmesinin, RPR'ye göladığı veda mesajında Ercan 29. Avrupa seçimlerinin Fransa'da büyük tki temel sağ partiden RPR, Avrupa sere, daha liberal olan UPF'nin kimliğinin çimlerinin önemli konulanndan biri olan San, kendine özgu kuralları ve onem kazanmasının bir başka nedeni ise, gölgede kalacağını belirterek, karşı çıkı savunma konusunda, De Gaulle'cü miraözellikleri olan bir donemde bir bu seçimlerin sadece, sağ ile sol arasındaki yor. Bu genç politikacılar, sağ kanatta, sa sahip çıkmasına rağmen, Fransa'nın likte çalıştıklannı ve görevi en iyı oy dengesini değil, komünistlerle sosyaJacques Chirac'ın partisinin gittikçe güç bugunkü ulusal savunma politikasını terbiçimde yurütmeye birlikte çaba listler arasındaki güç dengesini ortaya çılendiğini, UFD'in ise liberal kimliğini kederek, Avrupa ortak savunrnasını oluşharcadıklarınj bildirdi. Ercan karacak olması. açıkça belirleyemediğini ileri sürüyorlar. turmasını öneriyor. "Güçlü Avrupa'da Her 5 yılda bir yapılan "Avnıpa seçimSan, bir başka kurumda göreve Chirac ise, tek listenin sol iktidara karşı güçlü Fransa" sloganıyla seçimlere girebaşlayacağı yolundaki soruyu da leri" kendi başına büyuk bir önem taşıdaha avantajlı olduğunu belirtiyor. şöyle yanıtladı: "Bu söylentile mıyor. Politik çevrelerde, Avrupa Parlacek olan sağ muhalefet, Ortak Pazar'ın ri n aslı astan yoktur. TRT'den mentosu'na seçilmek "rahat iş" olarak İspanya ve Portekiz'in katılmasıyla daha Faşist imajı vermemek için niteleniyor. Gerek çalışmaların çok yoğun aynlmayı duşünmuyorum." genişlemesine karşı. Ortak listenin ikinci TRT Haber Dairesi Ba>kanlı olmaması, gerek Avrupa Parlamentosu'Fransız sağındaki, Avrupa seçımleriy ortağı UDF ise, RPR'e göre, çok daha liğı'na atanan Ülkü Kuranel, ko nun yetkilerinin kısıtlı olması, bu seçim le ilgili bir başka ilginç gelişme ise, son beral. Uluslara değil, bölgelere önem venuşmak için henuz erken oldu lerin etkisini azaltıyor. Ancak ülkelerin iç zamanlarda iç politikada önem kazanan rerek gerçek bir Avrupa Birliği öneriyor. ğunu ve birkaç gün sonra bir politikalan açısından. Avrupa seçimleri aşırı sağcı Milliyetçi Cephe adlı partinin RPR'nin daha merkezci, daha otoriter şeyler söyleyebileceğini bildirdi. önemli bir sınav olarak kabul ediliyor. bu seçimlere kendi listesiyle katılmaya ka yaklaşımlanna karşı çıkıyor. Fransa'da, Avrupa seçimleri, hem sağ rar vermesi. Milliyetçi Cephe adlı Parti Ercan San'ın atandığı TRT Avrupa seçimlerini Fransa için çok Başkanı JeanMarie Le Pen, Avrupa se önemli kılan bir başka neden ise, bu seİnceleme Araştırma DaireM, bu da, hem solda önemli gelişmelere yol açabilecek. 17 hazirandaki seçime, Giscard'cı çimlerde Komünist Parti'den fazla oy çimlerde ilk defa olarak, merkez solun bir güne kadar herhangi bir ışlevi alacaklannı iddia ediyor. Ancak, kamuyerine getirmemiş bir bolüm. olarak bilinen "Fransız Demokrasisi tcin güç denemesine girişmesi. oyu araştırmalan bu partinin ancak % 1 Yalnızca başkanı olan bu bölü Birlik"(UDF) ile De Gaulle' un mirasına me genellikle, görevden alınan sahip çıkan, Jacques Chirac liderliğinde oy alabileceğini gösteriyor. Yine de, Jean Ayrı üateler Marie Le Pen'in ayrı bir listeyle seçimleelemanlar getiriliyor. ki, "Cumhuriyet İçin Birlik" (RPR) or Sol kanatta ise, seçimlere sosyalist ve Avrupa seçimleri ve Fransa'da denge komünist partiler ayrı listelerle gidiyor. Bu bir anlamda, Mitterrand'ın son ekonomik politikalannı amansızca eleştiren Komünist Parti'nin, kendi güç durumunu 1981 yılına göre sınamasını sağlayacak. Sosyalist Parti ise, seçimlere parti Genel Sekreteri Lionel Jospin'in başım çektiği bir listeyle katılacak. Kendisine her zaman Mitterrand'ın gölgesi olarak bakılan Lionel Jospin, bu seçimlerde "rüştünü ispat" etmeğe çalışacak. Komünist Parti ise, Mitterrand'ın 1981 yılında verdiği sözleri tutmadığını, komunistlerin hükümetten ayrılması halinde, mevcut politikaların daha da sağa kayacağını, seçim propagandası sırasında da tekrarlayacak. Bu görüşlerin rahaiça anlaiılması için, Avrupa seçimlerine girecek listeye, hükümetteki hiçbir bakan alınmadı. Sosyalist ve Komünist Parti dışında, seçimlere öz yönetimden yana olan, "Birleşik Sosyalist Parti" ile "Trockistler"de katılıyor. Yoklamalar, seçimlerin bugün yapılması halinde, solun toplam olarak ancak % 42 oranında oy alacağını gösteriyor. Kamuoyu yoklamalarının seçimlerle doğrulanması halinde, solun oy çoğunluğunu kaybetmesi gibi bir durum ortaya çıkacak. Sol kanadın içinde ise, komünistier, sosyalistlere nazaran oylannı artırmış oiacak. Özetle, sol koalisyon ve diğer gelişmeler için 17 haziran bir dönüm noktası olabilecek.