24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎYET/IO SPOR 12 MA YIS Abdülkadir Yücelman 1984 Çekihne kararı, pahahya mal oldu Ozetle Hoechst Maratonu Atletizm Federasyonu 'nun 1984 yılı faaliyet programı ıçerisinde yer alan Uluslararası Hoechst Maratonu 'na katılacak olan sporcular dün Ahnanya 'ya hareket etti. Federal Almanya'nın Frankfurt şehrinde düzenlenen maraton 13. Mayıs'tayapüacak, kafilede tbrahim Tunalı Başkan, Himmet Kınzuk antrenör olarak yer aldı. Hoechst Maratonu 'na katılacak olan sporcular şunlar: Ülker Kutlu, Mehmet Yurdadön, Ahmet Altın, Mehmet Terzi, Sefa Het. Zeki Atlı. SPORDA DIYALOG Sovyetler'in kaybı 3 milyon dolar Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Sama alırken maddi kayıplannı hiç düşunmediklerini ancak bu paranın da haranch dün yaptığı basın toplantısında ABD Başkanı tırı sayıhr bir miktar olduğunu bilReagan'ın Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Çernen diriyorlar. Sovyetlerin ko'ya gönderdiği mektubun içeriği hakkında bilgi için 2.5 milyon televizyon yayınlan dolar, biletlere yakverdi. Mektupta Los Angeles'ta Sovyet sporcuları laşık 86 bin dolar, servis hizmetlerinın güvenliklerinin sağlanacağı, bu konuda gerekli ne 160 bin dolar yatırdıklarını soylediler. Aynca Doğu Avrupalıların Los Angeles'de yüzlerce otelde rezeremirlerin verildiği yazılı. Spor Servisi Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Antonio Samaranch, Olimpiyat krizini görüşmek, soruna bir çözüm bulabilmek amacıyla Lozan'da gelecek hafta özel bir toplantı yapılmasını önerdi. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Çernenko ile konuyu göruşmek amacı ile temas kurmaya çalışan Samaranch, ABD Başkanı Ronald Reagan'ın ulkesinin olimpiyat yasalarına saygılı olduğunu ve tüm atletleri korumayı garanli ettiğini içeren bir mektubunu da açıkladı. Samaranch "bu çok önemli bir mektupdur. Kanımca Sovyeller Birligi'nin istedigi tüm güvenlik garantilerini içeriyor" dedi. Mektupta aynca ABD Başkanı'nın "Hükümetln tüm dairelerine, olimpiyatlara katılacak olan butun atktlerin guvenligini saglamalan için olimpiyat komitesi ve >erel yelkilileri ile işbirligi yapmalan için emlr verdim" dediği de yazılı. Samaranch dün düzenlediği basın toplantısında gelecek hafta yapılacak özel toplantıya Los Angeles'lı organizatörler ile ABD ve Sovyet Olimpiyat Komiteleri yetkililerini çağırdığını duyurdu. Samaranch aynca Sovyetler Birliği'nin olimpiyatlardan çekilmesini ABD'nin 1980 Moskova Olimpiyatlarını boykotu ile ilgisi olmadığına inandığını söyleyen Samaranch, Olimpiyatlara kaıılmama karan alan ülkelerin aralannda bir olimpiyat düzenleyip düzenlemeyeceği konusundaki soruya da "Bu imkansızdır. Böyle bir şey olmayacak. Uluslararası Federasyonlann ve Olimpiyat Komitesi'nin desteği olmaksızın bir yanşma duzenlenemez" dedi. JESSE JACKSON'UN ÇABALARI SÜRÜYOR ABD'de Demokrat Parti Başkan adaylanndan Jesse Jackson, Sovyetlerin olimpiyatlara katılmasım sağlamak amacı ile bir komıte oiuşturmaya çalışıyor. Jackson soz konusu komitede atletler, yerel belediye yetkilileri ve Kongre üyelerinin yer alacağını belirterek, gerektiği takdirde Moskova"ya gidebileceğinı açıkladı. Ote yandan Demokrat Parti'nin bir diğer başkan adayı Mondale'de Jackson ile birlikte Beyaz Saray'a, Sovyetlerin oyunlara dönmesi için kollan sıvamasını ıstedi. Beyaz Saray ise bu başvuruyu "Olimpiyat ovunlanna katılıp katrimamanın hükiimetlerarası bir iş olmadığını, bunun Uluslararası Olimpiyal Komitesı'nin yetkisinde bulundugunu" kaydederek Sovyetlen Los Angeles'e davet ısteklerini geri çevırdi. NOVOSTİNİN YORUMU Bu arada Sovyet 'Novostl' ajans"Amerikan liderlerinin, Sovyet sporculanna tuzak kurmak için Los Angeies o>unlanndan yararlanmak istediklerini, ancak bu fırsatı ellerinden kaçırdıklanm" vazdı. Çekoslavakya'run Meksika Büyukelçisi Sindirch Tucek Meksika resmi haber ajansına yaptığı açıklamada Ulkesinin olimpiyatları boykot edebileceğini öne sürdü. Ote yandan Sovyetler Birligi'nin oyunlara katılmaması ile yaklaşık 3 milyon dolar gibi bir para kaybı olduğu bildirildi. ABD'li yetkilıler, Sovyetler Birligi'nin çekilme karannı vasyon yaptırdığı da belirtildi. LAOS DA ÇEKİLDİ Laos Ulusal Olimpiyat Komitesi, Los Angeles ovunlanna katılmayacaklannı açıkladı. Bir bildiri yayınlayan Laos Ulusal Olimpiyat Komitesi, ABD yetkililerini, bazı grupların sosyalist blok sporculannın güvenliğini tehdit eden faaliyetlerine göz yummakla suçladı. Laos'tan sonra dün Moğolistan Ulusal Olimpiyat Komitesi de Los Angeles'a gitmeyeceklerini açıkladı. Basketçiler Viyana yolcusu Fransa 'da yapüacak 1984 olimpiyat elemeleri öncesinde A vusturya ile özel bir maç oynayacak. Basketbol (A) Milli Takımı kafilesi bugün Viyana 'ya gidiyor. Baskanlığını Osman Solakoğlu'nun yaptığı kafilede, FİBA hakemi Husamettin Topuzoğlu, antrenörler Aydan Siyavuş, Onal Özüak ve masör Kubilay Erginbaş ile şu sporcular yer alıyor: Murat Askın, Melih Erçin, Hakan Yörükoğlu, Altan Kutucu, Hayri Emir Turam, Erman Kunter, Omer Büyükaycan, Hakan Artış, Efe Aydan, Lütfl Anboğan, Ömer Saybir. DOĞAN KOLOĞLU 1927 yılında Istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra fstanbul Hukuk Fakültesi'nin üçuncü sınıfına dek okudu. Galatasaray'da okurken futbola başladı. Emniyet ve Vefa futbol lakımlannda oynadı. Futboldan sonraki antrenörlük yaşantısında Galatasaray Genç, Kasımpaşa, Beyoğluspor ve Feriköy takımlannda çalıştı. Galatasaray yönetim kurulunda görev aldı, Galatasaray'da Teknik Direktörlük yaplı. Futbol Federasyonu 'nda bulundu. Spor yazarlığma 1954'de Milliyet'te başladı. Bir süre Yeni tstanbul'da da çalışan Doğan Koloğlu halen Hürriyet Gazetesi'nin Spor Servisi Sorumlu Müdürü. Konuğıımuz TSYD Genel Başkanı Doğan Koloğlu Türkiye'de artık sorumlu bir spor yazarlığı dönemini başlatıyoruz Bugunkü konuğumuz Türkiye Spor Yazarları Derneğinin Genel Başkanı Doğan Koloğlu. Sayın KoJoğlu, siz fikir suçundan 2 yıl yatmıs bir gazeteci olarak son artarda spor yazarbm için yapılan suçiamalar hakkında ne duşünüyorsunuz? Türkiye'nin bir özelliği var. Fikrin suç olduğu ulkelerde sorumluluğu dağıtmak zor. Basın Ahlak Yasası da bu nedenle yürümüyor. Biz şimdi cemiyelin de yurütemediği Basın Ahlak Yasası'nı spor yazarlannda yürutmek istiyoruz. Herkes şikâyetçi "Basın Ahlak Yasası yiıriimüyor" diye. Nedenini ben açıklayayım size. Fikirlerin suç olduğu ulkelerde, fikrin baskı altında olduğu ulkelerde suçu ayırmak zor oluyor. Mesleki eleştirılerle, toplumun gelişmemiş olmasından kaynaklanan eleştinnin bir çelişkisi ortaya çıkıyor. Bu çelişkiden dolayı Basın Ahlak Yasası'nı yurütmek de zor oluyor. Çünkü ölçUyü bulamıyorsun. Bulamamanın nedeni de fikirlere suç isnat edilmesi. Yafanz ortada anteşılmayan bir nokta var. lnsmun fikrini yazmaa başka, ntasa başında otunıp asüsız ve bayali haber yazması başka. Spor bısırundan istenen şu: "Spor basını dognıyu yazsın. Doğnı olan her şcyi yazsın, lehimize de yazsın aleyhimlzc de yazsın. Ama yalan yazmasın." Sizin sovlediginiz herhangi bir konuda fikir beyan etmeklir, o ayn bir olay. Bilmem anlatabiliyor muyum? lişmiş toplumlarla gelismekte olan topluralara bakılırsa aradaki farklann, aradaki bu kaçaklann olması doğal. 30 yıllık gazeteciliğin sonrasında böyle bir konnşma yapnunu biraz üzucıi olmuyor mu? Bana zor gelmiyor. Çünkü toplumun her kesiminde aynı şey var. Fikir suçunun olduğu her yerde durum aynıdır. Fakal spor yazarlannm fikir suçu ile karşı karşıya kalması diye bir sorunn yok! Halter'de 3 dünya rekoru Bulgar halterci Naih SüUymanov, Bulgaristan'ın Vama kentinde düzenlenen Uluslararası Halter Şampiyonasında silkme ve koparma daüannda dünya rekoru kırdı. 56 kilo kategorisinde yansan Suleymanov, koparmada 131.5 kilo kaldırarak daha önce Sovyet halterci Mlrzoyan 'a ait rekoru yanm kilo farkla kırdı. SüUymanov, silkme dahnda da 170 kilo kaldırarak, daha önce kendisine ait olan rekoru iki kilo geçti. Spor yazarları da sorumluluk duymuyor Toplumun bütün üniteleri sorumluluk duymayınca dolayısıyla spor yazarları da sorumluluk duymuyor. Bu birbirine bağlı bir olay. Nitekim bunun örnekleri görüldü. Son örnek Stankoviç'tir. Bir iki gazete Atina'ya gitti dedi, Stankoviç gitmedim dedi. Yani Stankoviç bu gazeteleri bir noktada kullandı. Olay meydanda, biz buna karşı ne tepki gösterdik, hiçbir şey. Demek ki yalan karşılıklı oluyor. Demek ki spor yazarlığında bunu asgariye indirmek lazım. Demek ki artık sonımluluğun baslaması lazım. Bunun baslaması için de biz işe Mustafa Dagıstanh'dan başladık. Mustafa Dağıstanlı Ankara'daki Güreş Şurası'nda basına hakaret etti. Evet bazı spor yazarlannı nemalanmakla suçlamıştı. galiba TSYD bazı arkadaslann vekâletini alarak dava açmıstı? Daha açılmamış o dr.va. Biz açıyoruz şimdi. Ne olursa olsun biz kendi toplumumuza karşı sorumlu dönemi baslatacağız. Her olayda tepki göstereceğiz. Yalnız duygusal değil akılcı olacağız. tnşallah biz tüm spor yazarlannın haklannı savunur hale geleceğiz. Biz kendimizi savunurken hakem dernekleri, kulüpler de kendilerini savunacaklar ve böylece spor yazarlan kendi içinde bir yenilenmeye gidecek, bir otokritiğe gidecek. Yani spor basını için sorumluluk dönemi başlamıştır. Onlar da bilecekler ki artık karşı' larındakiler her zaman haklarıru arayacaklardır. Yazdığı yazının belgelenmesi ıstenecektir. Daha doğrusu üst düzeyde daha çağdaş bir spor basını uygulamasına gidilecektir. Biz özeleştiri olarak bir geçiş dönemi başlatıyoruz. Artık kapalı kapılar ardında bir şey kalmayacak. Hele hele son yıllarda herkesin ağzındaki laf şu: "Spor basını yalan yazıyor, spor basını uydunıyor." Artık resmen alay konusu oluyonız. Bu iş bizim üzerimize fatura edildi. Biz buna dur demek zorundayız. Yalnız tekrar edeyim biz böyle bir girişimde bulunurken sansür yapmak niyetinde değiliz. Spor yazan yalan yazarsa ben niye yalan yazıyorsun demem. Karşı taraf dava açarsa da ben spor yazannı savunmam. Bilmem anlatabiliyor muyum. Asparagas, yani palavra haber konusunda ne diişünüyorsnnuz? Yani bu iş böyle geİBÜ? boyk mi «idecek? (Frankfurter Allgemeine'dan) ASSOCLKTED PRESSTN YORUMU Çin de korku içinde PEKİN, (Associated Press) Sovyetler Birligi'nin Los Angeles Olimpiyatı'ndan çekilmesi Çin'de de endişe ile izleniyor 200 Kişilik bir sporcu kadrosu ile Los Angeles Olimpiyat Oyunlan'na katılacağmı açıklayan Çin Halk Cumhuriyeti'nin oyunlara prestij için katılacagı kabul edilmekle birlikte Çin'Ii yöneticilerin Sovyetler'in korkusuna paralel bir korku içinde olduklanna kuşku yok. Bu korku da iltica korkusu. 1982 yılında meydana gelen bir ilıica olayını Çin henüz unutmuş değil. O tarihlerde Çin'Ii bayan tenisçi Hu bir turnuva için bulunduğu ABD'nin Santa Clara kentinde iigili makamlara başvurmus ve iltica etmişti. Yaşam boyu spor Yıldız Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü Atletizm Bölümü Yaşam Boyu Spor Koşusu düzenledi. Yıldız Üniversitesi tarafından düzenlenen Kültür ve Yaşam Haftası'mn bir bölümünu oluşturan Yaşam Boyu Spor Koşusu Kadıköy Mimarlık Fakültesi önünden başlayacak. Her şey fikir suçundan çıkıyor Bu şuradan kaynaklanıyor. Fikir suçu olduğu zaman bu toplumlar gelişmiş ülke seviyesinde olmuyor. Düşünce türünde gelişmemiş ulkelerde sorumluluk belirlenmiyor. Yani okuyucunun da sorumluluğu yok, gazetenin de sorumluluğu yok. Yani gazete her şeyi savunamıyor, çünkü suçluluk var. Fikir suçunun olmadığı ulkelerde dikkat edin sorumluluk da vardır. Mesela Batı gazetelerinde boy boy cinayet fotoğrafları göremezsiniz. Onlarda daha ağırbaşlı fikir yazıları veya o paralelde haberler vardır. Niye? Çunkıı Batı ülkelerinde gazete, okurlann bu tip cinayet haberlerini okumaktan sıkılacağının sorumluluğunu bilir. Bizde ise cinayet haberleri ağır basar. Neden? Çünkü bizde bazı fikirlerin söylenmesi frenlenmiştir. Gazeteciliğin gelişmesi başka kanallara yönelir. Şimdi sporda da böyle oluyor. Bazı şeyler söylenmediği için sorumluluk kargaşası ortaya çıkıyor. Sorumluluk kargasasırun nedeni fikirlerin serbestçe akımının olmaması. Bugün bir kulübumüzü eleştiriyonız, herkes eleştirmeyin diye üslümüze geliyor. Gazeteler yazdığı zaman suçlanıyor ama kendilen birbirlerine söylüyorlar, kimse bunu duşünmuvor. E\et, diyorlar bizim başkanımız hasta, ayrılması gerekir, ama biz bunu kendisine söyleyemiyoruz diyorlar. Bakın işte sorumluluklar hemen sorumsuz yorumlara dönüşuyor. Çünkü gelismekte olan ülkelerin yapısı bu. Yani nasıl trafiği düzeltemiyorsaruz bunlan da düzeltemezsiniz. Basındaki bu trafığin düzenJenmemesinin nedeni insanlann düşüncelerine mani olunmasıdır. Yalnız yalan haberin, masa bası asılsu haberlerin düşıincelere engel olunmas ile ne gibi bir ilgisi var? "Futbolun Sorunları" toplantısına yalnız 4 kulüp temsilcisi katıldı M.ALİ ÇETİN PAMUKKALE (Denizli) "Türk fulbolunun ve 1. Lig takımlannın sorunlan" toplantısı dün Denizli Pamukkale BelTes Motel'de yapıldı. Tüm 1. Lig ve lige çıkması kesinleşen takımların yöneticilerinin çağrılı olduğu toplantıya yalnızca üenızlıspor, Sakar>'asp>or, Altay ve Galatasaray kulüplerinden temsilciler katıldı. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner, Futbol Federasyonu Başkanı Yılmaz Tokath'da toplantıya katıldılar. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, toplantıyı açış konuşmasında, "Sponın polilikaya ve ticarete karıştınlması doğnı değildir. Sporu sadece ödiıl ve sonuç için yapan zihniyefi kabul etmi>oruz" dedi. Dinçerler, sporun köylere dek yaygınlaştınlacağını kaydederek, her seyin devletten beklenmemesini, belediyelerin de sopara katkıda bulunmasını ıstedi. Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner de yaptığı konuşmada, kulüplerin yalnızca futbolla değil, diğer spor dallarında da aynı özenle çalışmala nnı isteyerek, "Bugün Türkiye'de 2 bin 600 kulüp var. Bu kuliiplerde hem amatör, hem de profesyonel sporeulann birieştirilmesi gerek. Bir sahanın çimlenmesi en az 25 milyon iraya çıkıyor. Kuliipler de bu çalışmalara katılmalı, en azından antrenman sahalannı kendileri yapmalıdırlar" seklinde konuştu. Kulüp yönetıcıleri de toplantıda maç hasılatlanndan yakındılar. AJtay Kulübü Temsilcisi Bayram Dinçel profesyonel kulüplerin şırketleşmesini istedi. Kulup temsücileri gençler ligi ve futbolda ekol sorununu da dile getirdiler. Eleştirilerden sonra söz alan Futbol Federasyonu Başkanı Yılmaz Tokatlı, kulüplerin transferde "hovardaca" davranmamalarını istedi. "Türk futboiunun ve 1. Lig takımlannın sorunlan" konulu toplantıya Galatasaray'dan Metin Oktay, Sakaryaspor'dan Ethem Boran, Altay'dan Bayram Dinsel ve Denizlispor adına da Başkan Ahmet Dartar katıldı. Adanı söylüyor. söylemedim diyor Yalan haber neden uretiliyor? Eğer bir yerde fikir suçu varsa o zaman adamlar da hayali haber üretiyorlar, yani uydurma haber üretmekte sakınca görmüyorlar. Adamlar da öyle. Söylüyor, söylemedim diyor. Çünkü söylediğini itiraf ederse suç oluyor. Yazdığımz yazıdan dolayı mahkemeye gidiyorsunuz, ben onu demek istemedim deyip kurtuluyorsunuz. Fikirlere sorumsuzca suç isnad edilen toplumlarda yalan haberi hem gazeteci üretebilıyor hem de adam verdiği beyanatı vennedim diyor. Yani dram tek taraflı değil. tki taraflı bir olay var karşımızda. Siz TSYD Başkanı olarak bu durumda eliniz kolunnz baglı kalmayacaksınız berhalde? Ben size görüntüyü çizdim. Basın Ahlak Yasası diye bir yasa var. Cemiyet bu yasayı uygulayamadı. Ama spor basını daha dinamik bir basın. Mesela bazrarkadaşlanmız kalkıyor bazı arkadaşlanmızı eleştiriyor. Burada bizim tavnmız ne olacak? Biz hiç kimsenin fikrini sansur etmek istemeyiz. Sansür görevi bizim görevimiz değildir. Asiında herkes sansur fikrine karşıdır. Konumuz zaten sansür degil. Konumuz vorumda özgiir, fakat haberde objektif kalabilmenin volnnu çizmek. Aynca haberin de gerçek olmasjnı sa£lamak degii mi? Ruhsuz mu? suçsuz mu? TURGAV RENKLİKURT Tribünde oturan seyircılerin sahalarımızdakı futbolculara "Ruhsuzlar." dıye her bağırışında isyan duygulan ıçerisinde haykırmak ısterim: "Hayır!.. Hayır!.. Ruhsuzlar değıl, suçsuzlar..." Futbolcularımız; bir gün insan mantığını durduran başarıyı ortaya koyup omuzlarda taşınır, ertesi gün, ceset gıbı sahalarda dolaşır, "Ruhsuzlar..." damgasını yerken, hiç kımsebu şaheser çelişkıye aklın ışığında araştırıcı biçimde yaklaşıp gerceğı yakalamak ıstemez de, üstune üstlük yargılamayı tribunlerin duygularına bırakırsa, bu olgu gerçekten "krıminel" boyutlara varmış. "neşter" beklıyor demektir Futbolcularımız ve onların sahalarda ortaya koyduğu performans, bir üretım bıçiminın ürunüdür. Üründe bozukluk varsa. ürunü suçlayarak bir yeriere varmak yerine, üretim bıçımindekı temel çarpıkhkları, üruniı yozlaştıran etmenleri ortaya koymak aklın gereği olmalıdır. Nitekim, futbolumuzu yozlaştıran unsurlardan salt birını ırdelemek bile, ürünün ne denlı suçsuz olduğunu yadsınmaz bir şekılde ortaya koyar. Tıpkı bızdekı gıbı "ruhsuz" futbolcu sayısının artması, italya Futbol Federasyonu'nun konuya ciddi bir şekılde eğilmesıne daha 196O'lı yıllarda neden oldu. 1961 yılında yapılan denetleme ve araştırma sonuçlan ise gerçekien ürkütücü rakamları ortaya koydu. Araştırma, değişik lıglerde oynayan sporcuların yüzde 17'sıne devamlı DOPİNG yapıldığını, birinci lig futbolculannda ise bu rakamın yüzde 94 olduğunu ortaya Koyunca ıtaiyan ıutDoı ıeaerasyonu ner tunu oıanagını kuiıanarak acımasız bir şekilde olayın üzerıne yurüdü. Sürekli tıbbı kontrol ve denetlemelerin yanı sıra dopıngin gerçek yüzü, insan ruhu ve organizması üzerine yaptığı zararlı etkılen ortaya koyan ücretsız broşur, fılm ve konferanslar kampanyası ilk günkü ciddıyetıyle gunümüzde bile yürütülmektedır. Bugün İtalyan futbolu 'ruhuna" kavuşmuşsa, "antıdoping" organizasyon ve denetlemelennin bu başarıdakı rolü gerçekten büyüktür Doping: Guneydoğu Afrika zenci dıllennden biri olan "Burence"den türetılmış bir kelıme. Burenler, sınirler üzerinde uyarıcı etkisı olan bir içkiye "dop" derler. ingilizler bu kelimenın sonuna ing ekı takarak uyarıcı etkisi olan maddeleri tanımlayan bir ingilizce kelime türettıler. Gunümüz spor dunyasındakı değeriikleri altüst eden maddelen tanımlayan kelıme böylece üretilmış oldu. Şportıf anlamda doping; canlı organizması sınirsistemierınce otomatikman korunan rezervlerı kullandırmak ıçın tehlıkelı yan etkılen olan maddelerin organizmaya verilmesidır denilebilir. Doping olarak tanımlanan maddeler canlı organızmasının sinir sistemi ve hormon dengesine etkisı nedenıyle zaman içersinde bu sistemlerin ışlevleri üzerinde pek çok olumsuz değışıklıklere neden olur. Örneğin: Merkez sinır sıstemine etkı eden maddelerledoping yapıldığında; beynin korku, çekingenlik, yorgunluk gibi işlevlerı yürüten merkezleri devreden çıkar. Ancak, alınan ılaçlar beynin kimyasal yapısında olumsuz kalıcı değişiklikleryaratır. Bu değışıklik sonucu o merkezlerde dengelı değerlendirme gücü zedelenır. Sporcunun böyle bir duruma geldığini bılmeyen kişiler, hıçbir araştırmaya gerek duymadan sporcuya, "Biraz meşhur oldu, karakterı değiştı, dengesız ve şımank davranışlar gelıstırdi" damgasını vururlar. Ana hatları ile açıkladığımız tnlimsel ve gerçek verilerın ışığında, sporcular; kişilik değiştirmeye, sinirh, dengesız, formsuz ve ruhsuz bir görünüm aimaya başlamışsa ve bunun hesabı onlardan sorulacaksa. daha önce şu soruriun yanıtını tezelden bulmak zorundayız. Geçmişte anlık başarılar kazanma uğruna bu çocuklar kaç kez iğneyle, hapla sahalara sürüldü, beyın merkezteri tarumar edıldi? Türk sporu, futbolu, futbolcusu neden doğmadan öldü?.. Neden "cenin" halinde kaldı! büyümedi? . Sorunun yanıtı, işte bu "kaç kez" açıklığa kavuştuğu zaman ortaya çıkacaktır. Milyarlarca lıralık özkaynağı, görevı "kaç kez" sorusunu açıklığa kavusturmak olan spor teşkılatı, "Gençliğı koruyacaksın!.." dıye bas bas bagıran anayasası olan bir yerde bazı şeyler açığa kavuşturulmuyorsa, bunu bazı kışılerden sormak, yine bazı kışılerın görevi olsa gerek. Israrla yineliyor ve dıyoruz ki; futbolcularımızın ruhları, maç onceleri, ya bir masor, ya çok bilrniş antrenör, yonetıcı görünümundekı Drakulalar tarafından dopinglenerek emılmektedır Bu Drakulaların cıddı denetlemelerle dışlerı sökülmezse, bu ruhluyken ruhsuz yapılan rjunahsızların günahkârlığı devarn edip gıdecektır. Gençlığin bölünmez parçası sporcuları ruhsuz diye damgalayanıara, "Gençliğine ve onun sorunlanna sırtını dönenlerin sırtlarında salt hançer acısı duyacağı" tarıhı gerçeğini birıleri bazılanna muhakkak anlatmalıdır G. Saray spor tesislerinin temeli atıldı Galatasaray Kulübü 'nün Florya tesislerinde yapımı planlanan kapalı spor salonunun temeli dün törenle atıldı. Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Ömer Çörekçi, ANAP Iştanbul Milletvekili tbrahim Bölge Müdürü Şinasi trtem, Belediye Başkanı Vekili Mustafa Tannyar, Fenerbahçe 2. başkanlanndan Eşref Aydtn ile kalabahk bir Galatasarayh üye topluluğunun katıldığı törende bir konuşma yapan Kulüp Başkanı Ali Uras, "Florya'nın bu kesiminde, Türk sporuna öncülük edecek bir yatırım olanak değerlendirdiğimiz bu tesislerin önümüzdeki yönetimler tarafından devamlı birgelişim halkasımn devamı olacağını sanırun'' dedi. Kapalt spor salonunun yapımmı üstlenen Yönetim Kurulu üyesi Özkan Olcay, proje ile iigili bilgiler vererek 1552 metrekarelik bir inşaat alanını içine alacak tesisin prefabrik biçimde yaptlacağını, 230 iş gününde tamamlanması beklenen salonun 1984 yılı sonlannda açılabileceğini bildirdi. "Türkiye'de fikir suçu olduğu için "gazeteci" asparagas yani asılsız haber de yazabiliyor. Spor adamı da fikir suçundan dolayı söylediğini söylemedim diye inkâr ediyor. Adama hıyar demişiz. diyemeyiz Orası o>le. Ama biz hakaretin karşısındayız. Adama affedersıniz hıyar demişiz, diyemeyiz. Hakarete Batı da karşıdır. Bir ornek \ereyim, bir büyük kulübümüz kalkıyor basın için "yalan yazıyor" diyor. Gazeteciler de bir araya geliyor, "Hayır, biz yalan yazmadık. onlar yalan soyloyorlar" diyor. Yani bir taraf söylemedim derken öteki taraf söyledin diye iddia ediyor. Olay tek taraflj bir gazetecilik hatası değil. hiç'in parası mesela, benim aldığım son habere göre 50 milyon. Kulüp bunu açıklamıyor, çünkü vergi bakımından sakıncası var diye açıklamıyor. Yani dediğim gibi fikir suçu buradan kaynaklanıyor. Gazeteci de ilk elden haberi alamayınca ikinci elden aimaya çalışıyor. Gazeteci haber kaynagı ikileminde sizce aksayan bir yan var mı? Gazeteciler için falanca gazeteciyi yemeğe göturuyor diyorlar. Bugün artık yemek mesele değildir. Herkes herkesi yemeğe götürebilir. Gazeteci haber peşınde koşan, yönetici de popularite.yani reklam peşinde koşan kişiler dir. Burada köşe yazarlığı ile haber muhabirlerini ayn ayrı değerlendirmek gerekir. Yani köşe yazarlan muhabirin aldığı haberi almadığı için sert bir eleştiri düzeni içinde yorum yapıyor. Ben size görtlntü olarak bunu veriyorum, olaya açıklık getirilsin diye. Mesela Avrupa'da daha başka bir yöntem var. CIA bazı adamlarına gizli haber sızdırarak onlann iyi birer gazeteci olmalarını bilhassa sağlıyor. Biz böyle şeyleri tasvip etmiyoruz ama gerçek bu. Demek ki bizde de bazı spor adamlannm bazı gazetecüere özel haber sızdınnalanmn altında bazı nedenler yatıyor? Palavra haber başka, sansasyon başka Onun da sonu gelecek. Bir gazete palavra yazıyorsa bir başkası mutlaka doğrusunu yazacaktır. Yazmaktadır da. Dünyanın her yerinde bulvar gazeteleri sansasyon peşindedir. Bir açıklama getireyim yalnız, sansasyon gazetecilik başka şeydir, bayali gazetecilik başka şey, abartmalı gazetecih'k başka şeydir. Ancak bizde tekzip müessesesi de «şlemiyor. tlle mabkemeden gelsin diyonız ama adamlar da mahkemelerde koşuştunnak istemiyorlar. Bu bir mesleki ahlak sorunu degil mi? tşte sorumlu ve sonımsuz gazetecilik derken ben bunu kastediyorum. Sorumsuz gazetecilerle adamlar nasıl mücadele etsinler? Dünyada bunun tek yolu var, mahkeme. Doğru haberi yazan gazete giderek prim kazanır. Sorumsuz gazetecilerin palavra haberleri de prim toplamaz ve inandıncı olmadığı için de batar. Peki siz son yülarda spor yazariann yakıştınlan bu soysıızlugn neye baehyorsunuz? Olayı nasıl yonımluyorsunuz? Spor ticarileşmiştir Spor anık ticaretlesti. Maalesef Olimpizm fikrinin tarif ve amaanı Batı dünyası değiştirdi. Özel sektörün özendiriciliğine açılan ticari amaçlı spor her şeyi allak bullak etti. Böyle olunca da iş dünyası ile spor yazarlannın yakınlaşması olayı başladı. Biz de bunun bilincinde olarak bazı kişilerce ortaya atılan "spor yazarlan yanşraasını kaldtralım" biçimindeki önerilerini gazetecihğin amatör heyecanını sembolize eden bir olay olarak sürdürmekte kararlıyız. Yalnız bu yanşmalarda hayali haberlerin bile derece aldığım hepimiz biliyonız. Bn durum kamnoynnca garip karşılanmıyor mu? Böyle bir durumla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Onun için jüriden önce jüriye hangi yazılann asparagas, hangi yazılann ciddi ve doğnı olduğu konusunda uyanda bulunmak için ayrı bir komisyon düşünuyoruz. Bir başka sorum da şn. Babiali'de bazı patronlann palavra haberiere prim verdiği bir gerçek. Siz ne diyorsunuz? Eskiden Babıali patronlan gazetecilikten gelmeydi. Oysa gazetelerin ticaretleşmesi ile patronlar da iş alanlarından gelmeye başladı. Gazeteciliği bilmedikleri için, sadece ticari düşündükleri için de onlann böyle olmasmı ben doğal karşılıyorum. Bir de şu var, bugün basın acaba kamuoyu gören bir kuruluş mudur, yoksa para kazanmayı amaçlayan bir ticarethane midir? Eskiden gazeteler bir ilan gefirini düşunürlerdi, bugün ise ticari holdingleri duşünmektedirler. Tüm bu ticari ilişkiler içinde spor yazarlannın, gazetecilerin onurlu bir mücadele göstermesi demek ki Gazeteciler Cemiyeti ile TSYD'ye kalıyor? Bu mucadeleyi hep birlikte vereceğiz, vermek zorundayız. Polis atleti vurdu F.Almanya 'nın Münih kentinde yapılacak olan uluslararası bir maratona hazırianan Tanzanyah atlet Richard Temilinge, polis tarafından biryanlışlık sonucu vuruunasmdan sonra kaldırudığı hastanede öldü. Spor adamları popülarite peşinde Neden otmasın. Spor adamının da kendine göre yöntemi var. Bakın bu işi çok güzel yöneten spor adamı Mesut Dizdar'dır. Kulübün sözcülüğünu almış, kendi reklamım en iyi şekilde becerip popüler oldu. Sporun bu özendirici tarafı mutlaka var. Mehmet Üstünkaya'nın kulüpten 60 milyon alacağı varmış. Neden venniş Mehmet Ustünkaya bu parayı kulübe? Bunun senede 25 milyon faizi var. Beşiktaş buna karşılık Üstünkaya'ya ne ödüyor? Popülarite ödüyor. Eğer bu sizi rahatsız ediyorsa Türkiye'de temel gazetecilik anlayışını değiştirmek gerekir. Yani Türkiye'de gazeteler ticarete açılan müesseseler değil, kamu görevi gören müesseselerdir demek lazım. Ilan artı okuyucu adedi değil de doğrudan doğruya satışa dönük bir politika izlemek gerekir. O haide siz bugün gerçek gazeteciliğin yapılmadığını söyluyorsunuz? İşte ben de onu diyonım zaten. Bizim içinde bulunduğumuz Batı anlayışı buna neden oluyor? Fransa'da bir kulüp başkanı çok popüler oldu, ama sonunda hapse girdi. Fransız toplumu sorumlu toplum olduğu için "Sen vergi kacırdın" dıye o popüler başkanı mahküm etti. Bizde ise toplum kulüpleri kaçakçılığa teşvik ediyor. Nasıl ediyor? Bazı deklare edilen hesaplar var. üe Hipodromdan 1. Koşu: F. Çengi (3) P. Glossy (1) 2. Koşu: F. Tongos (2) P. Tılsım I (5) P. Sun Dancer (3) 3. Koşu: F. Bahtınur (9) P. Fury II (2) P. Sinem I (3) S. Şüpheli (1) 4. Koşu: F. Riva (2) P. Petroso (3) 5. Koşu: F. Sümbül 24 (4) P. Hikaye (3) P. Heybetli (6) S. Fatih VII (1) 6. Koşu: F. Hayalim (10) P. Starlice (7) P. Taç I (6) 7. Koşu: F. Nazende I (10) P. Yifter (1) P. Çayıralan (6) Thatcher özür diledi Çarşamba günü Belçika 'nın Brüksel kentinde Anderlecht ile Tottenham arasında oynanan UEFAKupasıfinal karşılaşmasının ilk ayağmda, İngiliz taraftarların çıkardığı olaylar nedeni ile Başbakan Margaret Thatcher, Belçika hükümetinden özür diledi. Thatcher, olayları çıkaran Tottenhamlı taraftarları "ingiltere 'nin yüz karası'' olarak niteledi. GUNUN PROGRAMI FUTBOL 1. LİG İstanbul (Ali Sami Yen) 15.00 Karagumrük Adanaspor 2. LİC İstanbul (Vefa Stadı) 15.00 Süleymaniye SirkeciLüleburgaz Ankara (Cebeci lnönü Stadı) 13.00 Petrolofis Düzcespor 15.00 Şekerspor Aydınspor Izmir (Alsancak Stadı) 13.00 Goztepe Be>koz 15.00 Altay Muglaspor Trabzon (Avni Aker Stadı) 15.00 Sebat Mardinspor 2. LİGE TERFİ MAÇLARI İstanbul (Eyüp Stadı) 16.00 GalatasarayÇorluspor. ATLETİZM Federasyon d e n c ı e dekatlon gibi yanşmaları Istanbul'da yapılacak. Aynca tum illerde Ukokullar Projesi Atletizm İller Şampiyonası da yapılacak. CİMNASTİK İzmir'de Orta Dereceli Okullararası cimnastik miisabakalan bugün yapıyor. HALTER Bulgaristan'ın Varna kentinde başlayan Varna Turnuvası halter müsabakalarına devam ediliyor. F. Bahçe'nin atletizm bayramı ertelendi Spor Servisi Fenerbahçe Kulübu'nün düzenlediğı atletizm bayramı ileri bir tarihe ertelendi. Federasyonun faaliyet programında 1213 mayıs olarak gösterilen atletizm bayramı için hiç bir hazırlığın yapılmadığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre yarışmalar temmuz ayında yapılacak. Kaleci Turek öldü 1954 yılında düzenlenen Dünya Futbol Şampiyonası 'nda Federal Almanya'nın kalesini koruyan Toni Turek öldü. 54 yaşındaki kaleci Turek "ın Neuss yakınlanndaki bir hastanede öldüğü bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle