16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURÎYET/S SINEMA ATİLLA DORSAY Duyduk Gördük 60. kuruluş yıh ve kravat Cumhurıyet Oazetesı'nın 60. kuruluş yılı, gazetemizden de ızlendığı gıbı, görkemlı bir biçimde kullandı. Hem oylesine gorkemli bir biçimde kutlandı ki, gazetede ve ozellikle yazı ıslerinde çalışan birçok kişinin kırk yıllık ahşkanhklannı bozdu. Neden mi? 8 Mayıs 1984 akşamı, Cumhurıyet "m 60. yıh onuruna Sheraton Oteli'nde bir kokteyl veriliyordu. Ancak kokteyle gelecek kişilerin bu olaya yakıştr biçimde gıyınmeleri gerekmekteydi. Oysa, Cumhurıyet çalışanlanndân çoğunun isyerinde rahat gıysilerle bulunmak, genellikle kravat takmamak gibi "kotu" bir alışkanhklan vardı. Sayılan oldukça fazla olan bu kişilerin, kokteyl akşamı ne "kıhklara" gıreceklen doğrusu merakla beklenıyordu. ...Ve mahut akşam geldi çattı, bu kişilerin yuzde doksanının iki dırhem bir çekırdek arzı endam eyledikleri goruldu. Yazıişlennın kravatsızlanndan Mehmet Ataberk, Umur Talu, buyuk tezahüratla karşılanan ve "Suç bende değıl, altmıştna yılda" diye kenıiini savunmaya kalkan Haber Merkezi üstatlanndan Ümıt Kıvanç başı çekenlerdı. Kultur Servisı'nden Celal Uster'ı/ı yıllardan beri ilk kez "kravatceket" ortaya çıktığını gorenler ise, kahkahayı basıyorlardı. Ama bu alışılmamış görunum karşısında takdir duygulannı gizîemeyenlenn başında da Ekonomi Servisi'ntn aslanndan Nılgun Uysal geliyordu. Şoyle diyordu Uysal bir arkadaşına: "Yuzunuz, gozunuz meydana çıkmış. Ara sıra gazeteye de bu kılıkta gelsenıze " 9 mayıs sabahı işbaşı yapanlar yine aynı kısilerdı ve takun tlbiselerin ıkincı bır 60. yıla kadar yine naftaline kaldınldığını bir. bırlenne anlatıyorlardı. Amayeleklı siyah elbisesmi uzun bir aradan sonra ıkına sıkına patlatmadan giymeyt başaran Fatıh Gullapoğlu, çoğu arkadaşmm tersine, hem fazla kılolannı vermeye, hem de eskısinden daha şık gezmeye karar verenlerin başında geliyordu. Tabıı karannı uygulamaya koyabılmesı için de veni toplusozleşme donemini beklemesi gerektiğini çok iyl biJlyordu. Zanussi, Scoia ve îvens'ten başyapıtlar Sınema Gunlerı 84 bıttı. Ama ustunde daha çok konuşulacak, enıne boyuna tartışılacak, anüarı kolay unutulmayacak bir sanatsal etkınhk yaratacak. Sanatçı, guzellık, gerçek ve gızemın peşınde demıştık Sinema Gunleri 84'ün fılmlerı ustune yazdığımız ılk yazıda Geçen yıikı Sinema Gunleri'ne "Danton" (ve bıraz da 'Orkestra Şefi') ıle damgasını vuran Andrzej Wajda'dan sonra bu vıl hem ıkı filmıyle, hem bızzat kendısını konuk ettığımız bır başka Polonyalı, Krzystof Zanussi, VVajda'nın görkemlı, klasık, sapasağlam ve populer >;ınemasından en çok derınden derıne suren bır huznu, bır karamsarlığı ödunç almışa benzeyen kendıne özgu anlatımıyla, toplumunun \ e toplumdakı bırevın gerçeğıne vaklaşmayı denerken, daha ınce bır doku taşıyan, daha kuçuk dokunuşlarla oluşan, daha a>dın ışı bır uslubun da sahıbı gözukuyordu "Sabıt Sa>ıConstans" gıbı çok daha sağlam bır örguve sahıp olan yapmnda da, daha sonra TV ıçm yaptığı ve bellı bır ge\şeklığı, tekdüzelığı ıçeren filmınde de, Zanussi, hem çağdaş bır toplum eleştıncısı, hem de ınsana zaman/tanh ıçmde daha genel bıçımde bakmayı deneyen bır moralıst (ahlakçı) olarak ortaya çıkıyordu "Sabit Sayı", genç bır ışçının, hem toplumundakı değerler karmaşasını, gıderek yozlaşmasını algılamasının ve buna karşı dırenışının, hem de babasının (dağa tırmanırken) ölumunden kendı yaşamına uzanan bır bıreysel/aılesel gızı çözumlemeye çahşmasının yoğun öyküsuydu Yaşamımızı bılınçlı olarak yaptığımız seçım, bılgı ve bıhm ve bunlara bağh olarak gelışen tarıhsel/toplumsaJ determınızm mı bıçımlendınr, yoksa/veya rastlantılar m ı 9 Zanussi'nın fılmının o unutulmaz son karelerı (yıkılan evden yuvarlanan beton parçalarına doğru topunun peşınde koşan çocuk göruntusu), bu temel soruya benzersız bır sınemasal karşıhk anyordu sankı Zanussi, bu denlı başarıh olmayan dığer filmı "Evlilik SozleşmesiKontrakt"a da ustaca ışlenmış kışılerın >anı sıra sağlam bır toplum gözlemı ve eleştınsı verleştınyor, bu açıdan Polonya smemasının tum sosyalıst blok ıçındekı özel yerını bır kez daha vurguluvordu dı "Varennes Gecesi"nın kahramanlan arasmda kımler yoktu kı' 66 baharmı suren >aşlı, yorgun Italvan yazar/seruvencısı Kazanova, tarıh >azarı Restif de la Bretonne, Amerıkalı bağımsızlık savaşçı ve duşunuru Thomas Paine, çöken soyluluğu temsıl eden kontes, şarkıcı, yar gıç, venı oluşan burjuvazının ha bercısı zengınler, vs Bu ınsanlar arasmda oluşan ve zaman zaman Fransız taşrasında, buyuk toplumsal patlamalara karşın tum durağanlığıyla suren bır yasamın fon oluşturduğu ıhşkıler, mızahla dramın, tanhle ruhbıhmın eşsız bır karışımını oluşturmakla kalmıyor, *eski' ıle 'jeni'nm, 'çoken donem'le ufukta yeşeren 'yeni dönem'ın keskın çağnşımlarını da ıçerı>ordu Mastroianni, JeanLouis Barault, Hanna Sch>gulla, Laura Betti, Harve> Keitel, JeanClaude Brialy gıbı yeteneklı oyuncuların bu nefıs tarıhsel fantezınm kışılenne renk kattığı önemlı bır yapıttı "Varennes Gecesi." 9 Godard'ın Sürprizleri ttalyan Scola tanhı çözumlemekle uğraşırken, Fransız JeanLuc Godard, en alçakgönullü vaklasımla sınemavı en vukarıdan bır bakışla ıse 'jaşamı' çozumlemeve çalışıvordu, "ÇilePabsıon"da . Herkesın "Konusu n e ? " dıve sormasına karşın, ısrarla 'konusuz' bır film çekme\e v^lışan Polonvah sınemacı, acaba Godard'ın kendısı mıv.dı1' Her fılmınde sınemanın drama tık vapısını ('burjuva sineması'nı) paramparça etmeve çalışan, gundelık vaşamın sıradan olavlan denlı guncel polıtık oluşumlar/tartışmalar arasında da, eylemden çok konuşmavla hareket eden kahramanlarını mantıkla değıl, sezgıler duyularla kavranması gereken bır 'oyku'nun ıçınde yoneten Godard'ın bu son filmı, ne tuhaftır kı, çekıcılığını vıne 'klasik' sanatın unlu bazı yapıtlarından, Delacroı\, Rembrandt veya Gova'nın 'canlandınlan' en unlu resımlerı vanı sıra Mozart, Beethovven, Dvorak vs 'nın muzığınden alı>or, bır tur 'kargaşanın estetiği' ve\a klasık sanat fonu ustunde modern bır 'avantgarde' denemeve dönuşuv ordu I lgınç bır estetık fon uzerınde gelışen ışçı/patron, emek/sermaye, yaşam/sanat ustune tartışmalan da, Godard'ın sınemasını da ne denlı cıddıye almak mumkundu, bılemıyorum Bu, herkesın sınemaya, gıderek sanata kışısel bakışına bağh bır olav gıbı gözukuyor bana Lose\ ve *\labalık' Alınacak dersler içeren bir adli sistem eleştirisi Brubaker Yonetmen: Stuart Rosenberg/ Oyuncular: Robert Redford, Yaphett Koto, Jane Alexander, Murray Hamilten, Davıd Keıth, Tım Mc Intıre / FOX filmi (Kent, Sınepop vs.) Amerıka'da 'ornek tutukevi' halıne getırılmek ıstenen koca bır hapıshanedır, YVakefield... Filmın başında buraya getırılen tutuklular arasında tanıdığımız Henr> Brubaker, mahkumlar arasındakı çeşıth seruvenlere, mahkum / gardıyan / yönetıcı ılışkılerıne tanık olduktan sonra gerçek kımlığını açıklar. O aslında tutukevının yenı mudurudur . Lıberal, çağdaş fıkırh bır adamdır Brubaker, tutuklulara msanca bır yaşam >aratmak, onlara bır kurul aracıhğıyla kendı yazgıları, yaşamları ustunde söz sahıbı olma fırsatı vermek ıster Ama vapmak ıstedığı her reform, her yenılık, örumceklenrruş, kemıkleşmış kurumlara, geleneklere, örgütlenmış çıkarlara, oluşmuş kırlı ortaklıklara, ust makamlara dek gıden ışbırhklerıne çarpacak, çok kışı>ı tedırgın edecektır Tutukevınde dönen ruşvetı, kaçınlıp depolanan ve bırkaç kışıvı zengın etmede kullanılan 'devlet malı' konservelen, gıderek bır zamanlar ışlenıp örtbas edılmış serı cına>etlerı ortaya çıkarır Brubaker.. O zaman, sistem tum ağırlığıvla karşısına dıkılır Evet. ıstedığı reformlan yapmasına, tutukluları vonetıme katmasına da razıdırlar Yeter kı eskı hesaplar kanştınlmasm, çok kımsenın uykularını kaçırtan kırlı ışler yıllar sonra kurcalanmasın Ve Brubaker, bu arada, kendısını des teklemış olan lıberal valı yardımcısını (bır kadındır bu) bıle karşısında bulur "Brubaker", toplumsal ve kurumsal eleştırıye açık ve dönuk bır tur Amenkan smemasının son örneğı tlgmç bır örnek, ustelık Stuart Rosenberg, mahkumların dunyasına vaklaşmada uzun >ıHar önce yaptığı "Parmaklıklar ArkasındaCool Hand Luke" ıle ıvı bır sınav vermış bır vönetmen Bu kez, eskı bır mahkumun gerçek anılarını anlattığı bır romandan yola çıkarak yaptığı fılm, bu alanda ılgınç bır malzeme sağlamış kendısıne Robert Redford'un son vıllarda sınemada varattığı, ıle "Varennes Gecesi'*nin simgekişileri Ettore Scola ıse tarıhsel gerçekhğın peşınde>dı Ama bır sanatçı olarak, bır bıhm adamı olarak değıl Yoksa 1791 yılında geçıcı olarak, tutuklu bulundukları saravdan kaçıp Fransa taşrasına doğru yıtıp gıden devrım vargılısı, Fransa kıral ve kıralıçesı 16. Louis ve MarieAntoinette'ın peşıne duşen bır arabaya, onca uyumsuz kışıyı doldurmava curet edebılır mıy Joseph Losey, Roger \ aılland'ın çağdaş klasık romanı "Alabalık"] sınemaya uvarlaı ken aslında kendt kışısel sıp masına, ola>lara soğuk, mesafeli", tıpik AngloSakson tarzı bakma tavrına ıhanet etmış sayılmazdı Ne var kı bu kez Losej'ın bu tavrı, temelı 'tutku' olan vapıta pek uvgun duşmu yordu "Erkeklere bır şe> vermeden hep alan" soğuk, 'frijid', modern 'meşum kadın, Frederique (tsabelle Huppert), çevresın de 'tatlı hayat' suren, her turlu zevkın peşınde utanmazcasına koşan Fransız yuksek tabakasın dan kışılerı >arı bılınçlı, yan bılınçsız davranışıyla mahva surukluyordu Sevgıye benzer bır duyguyla bağh olduğu tek kışı olan eşcınsel kocası bıle, onun 'sevmek' değıl, 'korumak' ıçgu(*'"Mnc <:(«;l»Tiıvr>"'111 | osev, bu 'çagdaş ırajedi'ye gerek duyduğu sıcakhğı veremıyor, sankı >aşamın dışına duşuyordu Oysa bır belge ustasının, Jons tvens'ın görebıldığım 2 filmınde, "Yağmur" ve "Seine Nehri Paris'e Rasladı"da yaşam nasıl belırgın dı, nasıl kameranın ıçınden kayıp filmın ustune artık hıç sılınmezcesıne kaydolmuştu! "Uçan Hollandalı"yı bırkaç filmıyle olsa da tanımak, Sinema Sinema Gunleri 84 btttı ÜsGunleri 84'un zevklı olaylann tunde daha çok konuşulacak, enıne boyuna tartışılacak, anılan kolay unutulmayacak bır sanatsal etkınhk yaratarak Bız, bu yazıyı şenhktekı çok sayıda filmın, Ivens, "Picasso Giıemi," veya "Si>ah Karmen" gıbı klasıklerı veva göremedığımız çok az sa>ıdakı filmı ("İstas>on Şerıcı davalara angaje lıberal kışıfinin Kansı", "Celeste", "Raglık ımajını da kullanarak sozutime" gıbı ) bır yana koyarak, nu tam söyluvor, bıldırısını veen ılgınç bulduğumuz 10 tanesırıvor Rosenberg... Amenkan denı sıralayarak bıtırelım 1Nosmokrasısı ıçınde de çıkarların çetalghia, 2 Bir Kadının Tanımşıth kademelerde nasıl örgutlenlanması. 3 Kanlı Duğun, 4 dığını, en buvuk suçlann bıle sısVarennes Gecesi, 5 t>ı Asker, temın kendını koruma duvarla6 Isa Eboh'de Durdu, 7 Ve rına çarptığında nasıl ortbas etGemı Gıdivor. 8 Sabit Sa>ı, tınldığını gösterıyor Brubaker, 9 Carmen, 10 Marıo Rıccı'sonunda davasını vıtırıyor ger nin Olumu. çı Inandırabıldığı kışıler, bır zencı gardıyan ve bır valı yardımcısı dışında çok değıl. Ama hayır, fılm Brubaker'ın ayrılışını görkemlı bır bıçımde protes/ BıuyoR MuiuNuz ? > to eden tutuklulann göruntusüyle bıtmekle kalmıyor Bır 'epilog' vazısıyla da, tutukevının ıkı \ vıl sonra cıddı bır araştırmava konu edıldığını ve venı reformlara açıldığını oğrenıyoruz Karamsar bır eleştırının ardında bıreysel gucun ve çabanın sonucu yıne belirlenıyor, o eskı Amen) ! kan duşu yıne canlandırıhyor Bellı şematık yanlarına karşın genelde ılencı, yürekh ve sorumlu bır toplumsal eleştın ıçeren bu filmı, mevsım sonunun bu guzel surprızını kaçırmayın Amen kan smemasının kendı kurumlanna getırdığı, getırebıldığı ele?tırı konusunda da film, alınacak dersler ıçenyor dan bırıydı Ve 'Lçuncu Dunva ulkekri'... Sınemalannı pek tanımadığımız bu ulkelerden gelen ve merakla bekledığımız bu fılmler, ne >azık kı genelde duş kırıklığı varattı Brezılya filmı "Çavuş Getulio", gelışmış bır sınemanın orneğıydı gerçı Ama sınemada yaraülmış en olumsuz kahramanlardan bırı olan baş kışısıyle seyırcının bır an bıle özdeşleşmesıne, ona sevecenlık duyma•>ına fırsat vermeyen bu filmı sevmek kolay değıldı Y ukan Volla'dan gelen Gaston Kabore'un Fransız destek ve teknığıyle yapılmış filmı, '"Wend KuunıTanrının Bağışı" >enı emekleme>e başlayan bır sınemanın tum acemılığını taşıyan, aııcak ıçerdığı belgesel yanla ılgı toplayabılecek bır filmdı Bu grup ıçınde en başanlı yaptt olarak ortaya çıkan fılm, Cezayir'den gelen "Çılgın Twıst Yıllan" oldu. Mahmut Zemurri, bu 2 fılmınde, Arap yönetmenlennde az görulen bır gozlem duvgusunun, kendıne özgu bır mızahın egemen olduğu değışık bır kıvam tutturmavı ve Ceza>ir'ın bağımsızlığı gıbı onemlı bır tanhsel olaya çok alçak perdeden, hıç buyuk laf etmeden, gundelık yaşamın dar kapısından yaklaşmayı başarmıştı Kedi deyip de geçmemelL: lsmaıl Hakkı Yucel tanınmış bir burokrat, ama emekli. Emeklı olduktan sonra Burhanıye'de Artur adıyla büınen sahıl sıtesinden ev alan Yucel, yılın onemlı bır bolumunu yazhğında, geri kalanını da Ankara'da geçiriyor. Yuceller'in evinde ya$ı 10'u çoktan geçmiş bir de kedi var. Evde kedilerini bırakacak yerleri olmadığından, yazhğa gıttiklerinde de kedilerini taşımak zorunda kalıyorlar. Evin adeta çocuğu olan kedi, geçtiğimiz ydyazın başında, gene her zaman olduğu gibi sepet içinde arabanın bagajına konuldu. Ancak Artur'a çok yakm biryerde, bagajın açılmasını fırsat bılip kaçtu Aradılar laradüar. Kedi yok. Beklemeleri mumkun olmadığından, acılanm içlerine gomup yollarına devam ettiler. Dostlan, "Kedi oleceğını anladığı ıçın kaçmıştır Çoktan ölmuştur artık " diyerek acılanm unutmalanna yardımcı oldular. Aradan tam 5.5 ay geçti, kedi unutuldu. Yuceller bir gun Ankara'dakı evlerinin kapısım açtıklarında, bir deri bir kemik kalmış kedileri içenye dalmaz mı? 5.5 ay once Burhaniye'de kaybolan kedi, nasıl olup da bunca yolu asarak Ankara'dakı evini bulabllmişti? Şımdi Yuceller'in evinde ve çevresinde bu olay konuşuhıyor. Zaman zaman Ankara'ya gelip de çıktığı yeni evini bulamayan ınsanlar anımsanıp "Kedi dedığın boyle olur"yorumlanyapılıyor. Adam Almancanın lazcasım konuşuyor besbelli Federal Alman Tanm Bakanı Ingsad Kıenchle, Tanm Orman ve Koyişleri Bakanı Husnu Doğan 'la birlikte A dana 'ya geldikleri gece, yorenin iyi tanmcüanndan "Bakırlı" ailesmin konağında ağırlandüar. Konuk Bakan, konağa gver girmez, herkesin dikkatini çekti. Kımı davetliler Bakanın şışmanlığına "maşallah"çekerken, kimı de tipini "Almana" benzetemedi. Ama az çok Almanca bilenler hemen çevresini aldılar. Herkes kendine gore Almanca konuşmaya başladı Kienchle'yle. Biraz sonra herkes hevesini almış olacak ki, kalabahk dağıldı. Konağtn buyuk salonunda kuçuk kuçuk gruplar arası sohbet başladu Vali Yardımcısı Fahrı Yucel, Emniyet Muduru Gultekın Demır, Milliyet Temsilcisi Muzaffer Bal, Cumhunvet Temsılctsi Mehmet Mercan, Guney Ticaret Sorumhı Muduru H Basrı Yavuz bir koşede sohbet ederken, yanlarına Guney Haber Foto Muhabiri tzzet Kalkan yaklaştı ve espri olsun dlye: Almanlar ne bıçım bakan seçmişler. Bu adam Türkçe bilmiyor, dedı. Vali Yardımcısı, "Fahrı Yucel" soze karıştı: Bırak Turkçe bilmeyı, adam Almanca bilmiyor. Bavyeraü olmalı. Almanya'nın bazı bolgelerindeki lehçeler o kadar farklı kı, ayn ayn bolgelerde vaşayan Almanlar bırbırlerim anlamakta guçluk çekerler. Muzaffer Bal atıldı: Desenize, Bakan Almancanın lazcasım konuşuyor. HAYVANLAR İsmail Gülgeç SU ıNS/UJUİRJN 6AH4. S41PTİÖİNI GORÜNJCE ıNANIYORUM.. KİM KİME DUM DUMA Behiç Ak Ouo Ozaman genellikle, basta olmoyı ve l > flKRFPım kefeapanıka m a yopım var. 11 mayıs TÜRKİYE MENSUCAT İŞÇİLERİ SENDİKASI MUTEŞEBBİS KURUL LİSTESİ Merkezi Istanbul, Hayriye Tuccar Cad. No: 3 Daire 1 Aksaray adresinde kurulu bulunan "Turkive Vlensucal İşçileri Sendikası Muteşebbis Kurucu uyeleri listesi 2821 sajılı Sendikalar Kanunu'nun 8. maddesi geregince ilan olunur. Adı Sojadı 1 Fe\zı >,ılmaz Baba Adı Nazıf D \erıTanhı Ispırl945 İşı Kazancı lş Adresı E\ Adresı Kuruldakı Go Dokusan A Ş Haramıdere Me\ A\ular Denızkoşkler Zafer C Enver Arman Sıtesı Avcılar Başkan ' " " " Kemal Paşa Mah Emeklı Sok No 7 4 Sefakov Bşk Yrd '" " ' " " ' " ' " " ' ' " ' " Yenıdoğan Demırkapı C No ^0 B Paşa Sekreter Yıldıztab\a Akgul So 25 G OP Kartaltepe Mh Yıldız So No24 Bakırkov Saadetdere Mh V ıldız So No 23 Esen>url Saadetdere Mh Yıldız So \ o 23 Esen>url Muhasıp U\e Uve Uye 2 Şaban Kuru 3 Cumalı Çatal 4 Emın Batmaz 5 Abdullah Kuru 6 Orhan Onnar 7 Şükran Onnar Hasan Halıl Mustafa Hasan Hamdı Hamdı Eşme 1938 Ereğlı 1951 Meydancı Penyöz Ekıp Ustası Kömurko\ 1951 Apre soba Ustası boyahane Eşme 1946 Boyahane Ekıp Ustası Musellım 1955 Musellım 1952 Boyahane Işçısı Vargelcı manm.yorn,uiunu2y '&1UMS6L, FflLCILIK ) ^~ \ m ^ x 0wn tepkılenm uoğal ÇOnkv f)KR£P 1e flSLRti fııc an/a$amar . tMZALAR F ŞtKRAN ONNAR EMİ1N BATMAZ ORHAN ONNAR ABDLLL\H KURU FEVZİ YILMAZ *>ABAN KURL Basın 58*i7 CUMAALI ÇATAI M.S.B. HARİTA GENEL KOMUTANLIĞINDAN DUYURU HARİTA ASTSUBAY SINIF OKULUNA ÖĞRENCt ALINACAKTIR 1 1984 1985 öğretım yılı ıçm, Hanta Teknısyen Astsubayı ve tıştırümek uzere, Lıse, Teknık Lıse, Meslek Lısesı Hanta ve Kadastro Kolu, gunduz bölumlennden 1983 yıhnda veya 1984 Yılı Yaz Dönemınde (butunlemeye kalmadarı) mezun olanlar arasmdan, yapılacak Beden Eğıtırru ve Mulâkat Sınavını kazananlann 1984 YILI ÖSS PUANLARINA GÖRE öğrencı alınacaktır 2 3 TEMMUZ 1984 tarıhıne kadar HARİTA GENEL KOMUTANL1ĞI KAYIT KABUL BAŞKANLIĞI CEBECİ ANKARA adresıne şahsen veya mektupla başvurulması halınde gerekiı bılgı ve belgeler başvur\ı sahıplenne verılecektır 3 Sınavlar 1719 Temmuz 1984 tanhlerı arasında ANKARA'da Hanta Genel Komutanhğı'nda >apılacaktır (Basın 16247) İETT. İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Yukanda mıktarı ve cınsı vazılı malzeme fıyat \e teklıf ısteme usulüyle ıhaleve çıkarılmış olup, teklıf mektuplan şartnamede>azılı kanunı nıspetlere gore hesap edılecck geçıcı guvente ıle bırlıkte 24 mayıs 1984 gunu saat 15 00 e kadar Metrohan 4 katında bulunan Levazım Mudurluğu Melbusat kısım şeflığıne elden verılecektır 2 Şartnameler 2 000 TL bedelle Metrohan I katında bulunan merkez veznesınden satın almabılır Basın 15932 TARİHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 33O'DA BU6UN, ISTANBUL KENTINlN AÇILIŞI YAPILDI' ROMA ıMPARA7t>eLU6U'HUN ÇOICU$1/ YAKZAÇIRKBN OOĞUPAKl TT>PeAKLAIZtH ÖUEMt ARriYOR, BATI ROMA tKlNCI PL4~ NA Ouçuroecü I. KOHSTANTİNUS (SUYÛK KONSTANTIN) ZAMANINDA, KARADEHIZ BOĞAZl'NlN 8ATI YAkASlNM KUÇUK BlR YERLEŞMB YEBİ OLAN *BI2ANTION* GEUŞMEYB 6A$LADI Z KONSTAMTfNUS, BUfZAYl BlfZ BAŞK£NT PUKUMUNA GBTIRMBK IÇIN ÇOK ÇALIŞTt VE SOMUNDA, 11 MAYIS S3O'M "YENı £OMAV AOiYLA KENTIN AÇIUŞtNI YAPTt "Y£A/ı ROMA API, KUÜ.UCUSUNDAM O TURü, GlDE&EK "KONSTANTINOPOLIS " OLACAfCTlK.. 500.000 DESİ CEKETLİK DERİ (ZİĞ) SATIN ALINACAKTIR ISTANBUL KURULUYOR.. İLAN TURKİYE ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ KURUMU YILDIZ ÇİNİ VE PORSELEN SANAYİt MUESSESESİ'NDEN DUYURU 1 Kapalı zarfla teklıf almak suretıyle 40 Ton Kavak Talaşı (Am balaj ıçın) satın alınacaktır 2 Kapalı teklıflerın 17 5 1984 gunu saat 16 00'va kadar Müessesemız Muhaberat servısıne venlmesı şarttır 3 Bu ıse aıt şartname MuessesemızTıcaret Mudurluğu'nden temın edılebılır 4 Geçıcı temınat 100 000 TL olup ıhale gununden önce ban ka mektubu veva nakıt olarak Muessesemız veznesıne yatırılacaktır 5 Muessesemız 2886 sayılı kanuna tabı olmayıp, ıhaleyı yapıp yapmamakta veya dıledığıne yapmakta serbesttır TLRKİYE Çımento ve Toprak Sanayıı Kunımu Yıldız Çını ve Porsekn Sanayıı (Basın 15979) Muesses«si 50 YIL ONCE Cumhuriyet Sinema: Küçük haberler Cecile B. De Mille maruf "Samson ve Dalıla" ismmdeki eseri fllme çekmeğe karar vermıştır. Gene aynı rejisorun "Kleopatra" namındakl kordelâsında Antuvan vazıfesını yapan Harry Wilkokson bunda Samson rolunu oynıyacak, Dalila şahsiyetini de Mırıam Hopkins yaratacaktır. Kate V on Nagy Pans 'e gelmiş, istirahat etmek niyetinde olduğu içm otele başka bir ısimle ınmıştir. Glorya Swanson dorduncu Mıchael Farmerden de ayrumak uzere hukuki teşebbusata gmşmıştır. Amerika'ya giden Daniel Parola Maunce Chevailer ve Jannette Mac Donald ile bırlıkte "Şen Dul" operetinin Fransızca kopyasmda oynıyacaktır. Fransız yıldızlanndan Marcel 11 mayıs 1934 Chantal geçende "kıymettar kurklerımden biri çalındı" diyerek polise muracaat etmişse de zabıta memurlan bunu bır reklâm addederek kulak asmamışlardır. Halbuki artist kurkunun çalındığının hakıkat olduğunu iddıadâ ısrar etmektedir. Bu sene memleketimizde iki filmı geçen Edward G. Robenson tam sekiz lisanda ifade etmek kabiliyetine maliktir. 19341984 İLAN ÇORLU ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No 1982/ 58 Karar No 1983/740 Davacı SSK tarafından davalılar D D Yolları ve IsmaJ Sınar aleyhıne açılmış bulunan tazmınat davasında 5 417 945 33 TL 'nın 1 4 1976 tanhınden ıtıbaren yasal faızı ıle bırlıkte davalılardan muştereken ve muteselsılen tahsıhne ve a> nca 132 858 TL vekâlet ucreü, 40 697 pesın harç, 121 841 TL bakıye harç 6250 TL vargılama gıderının dahı davalılardan tah sılıne karar verılmış olup davalı lsmaıl Sınar'ın adresı bılınemedı ğınden ış bu ılanın ılan tanhınden ıtıbaren 30 gün ıçınde temvız edılmedığı takdırde kesınlesecegı KARAR verıne kaım olmak uzere ılanen leblığ olunur Basın 5675
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle