17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLARIN ARDENDAKI 15 NİSAN 1984 ** HABERLERİN DEVAMI PENCERE (Bastarafı 2 Sayfada) GERCEK UGUR MUMCU GOZLEM CUMHURÎYET/11 (Bastarafı 1. Sayfada) 'iyatlarda, zamlarda tekyolpaasal felsefedir. Parası olan köprüyü geçer, köşeyi döner, tuttuğunu attın eder, istediği okulda okur, istediği malı kullanır, istediğini yapar. Eğitim alanında, parası olan düduğü çalar felsefesinin köktenci bir anlayışla uygulanması sosyal adaletsizlığin birparçası olan öğretimde adaletsizliği büsbütün pompalayacaktır; ama hükümetin umurunda değildir. 1984 yaz tarifesinde 18 Aszrupa şehrine Tiiık HJBDDaiebiDan ile SODEP (Bastarafı 1. Sayfada) demokrasinin gereklerine göre duzenlenmesi ve bu özgürhiklerin en geniş anlamda güvenceye alınması gereği vurgulandı. Bildiride daha sonra şöyle denildi: "SODEP demokratik «stemden vazgecilmeksmn, özgurlükleri lusmaksızın, insan onuruna saygı kâvramı çiğnenıneksizin, iırclimin artürüabileceğine, enflasyonun azaltılabilecegine, tşsizligin en alt düzcye mdirilebileceğinc. sosyal güvenlifia yaygınlaştınlabilecegine ve gelir dagüımında adalet sağlanabilecegine inanmaktadır." ButUn bunlann karraa ekonomi anlayışı içinde bilınçli bir planlı ekonomi politikası ve kamu denetüninde toplum çıkarlanna yönlendiribnis, etkin banka para kredi düzeni çerçevesinde, emeğe en yüce değeri verecek hızlı ve dengeli sanayileşme ile mümkün olacagı anlatılan bildiride, hakümetin izledıği politikalarla ülkenin ciddb bir ekonomik bunalıma götürülduğü görüşüne de yer verildi. Tavıze dayanan dış ekonomik politikalarla ülkenin kaynak sorununun ..özülemeyeceği, saglıklı işlemeyen bankalar sisteminin,kredi olanaklannın toplum yaranna duıenleneraeyecegi ve bunlar olmadan fiyat istikrarına kavuşulamayacağı belirtilen kongre bildirisinde ülkenin doğal kaynaklannın bugttn sorumsuzca tüketildiği de kaydedildi. Bu tutumun parlamenter demokratik yönetim konusunda kaygılar uyandırdığı kaydedilen bildiri şöyle son buldu: "Demokrasinin saglıklı geUşmesi, sosyal demokrasi Hkelerinin uygulanabilroesi ve sosyal demokratlara iktidar yolunun açüabilmesi içuı bu gorüşkri paylaşanlann tek bir partinin catısı altındabirleşmeleri hemhalkkınuzın. hem de SODEP'in dflefMir. Sosyal demokrat secmenler oylannı SODEP'le toplayarak bu birlesmenln SODEP içinde gerçekleşraesini islediklerini kanıtladılar." BÜYÜK KURULTAY SODEP Genel Baskanı Erdal inönü, büyük kurultayı temmuz ayında yapmayı düşündüklerini belirterek, dün şu açıklamayı yaptı: "tl ve ilçe kongrelerimiıe bemeıı başlayacagız. Hazinuı orialannda bu kongrder tamamlanır lamamlanmaz, temmuz ayı başında büyuk kongreye gidecegiz. Eger ilçe ve U kongreleri daha önce biterse büyük kongre haziran sonunda da olabiBr." dir; Atatürk devieti devletçidir. Yetyüzünde bir başka "cumhuriyetçi cumhuriyet" ve "devtetçi devlet" yoktur. Böyiece Ulusal Bağımsızlık Savaşıyta temeli atılanyem devletin ideolojisi kesin çizgilerle belirienmiştir. Cumhuriyetçi cumhuriyet, demokrasiyi; devtetçi devlet, kamu girişimciliğini vurgular. • Atatürk devletinin ideolojisini sis perdesiyle örtüp bir yandan "guçlü devfef'ten söz açıp, öte yandan devleti bir "ticaretşirketi" niteliğine dönüştüren ideoloji acaba ülkeyi nereye sürükler? "Devleti ebed müddet'i bir avuç holdingçinin jandarması gibi düşünmek doğrudan doğruya "çağdaş devlet" kavramına ters düşmektedir. Devletin güçleri bir "ticaret şirketi"riın bekçiliğini mi yapacaktır? Şimdi belirti odaklarda savunulan devlet ideolojisi budur. Devlet güçlerini Türkiye'de yabancı sermayenin güvencesi gibi degeriendirmek, Atatürk'ün kurduğu devlet ideolojisini yıkmaya çalışmak demektir. Bu yıkım içinde milliyetçilık ideolojisini dinsel bağnazlık ve ümmetçi eğitim içinde eritmek eylemi de bulunmaktadır; böyiece ülke yabancı ekonomi egemenlerinin serbest bölgesi niteliğine dönüşecektir. • 14 nisan 1984 günlü Milliyet'te isviçre Union Bankası yönetiminin şu açıklaması çıktı: " Türkiye IMF ve Dunya Bankasının istediği ekonomik modeli uyguluyor. Türkiye bir p/tof ülke durumundadır. Biz Avrupalı ve Amerikalı bankalar olarak Özal'ın yürüttüğü ekonomik politikayı bütunüyte destekliyoruz. Eğer başanlı olursanız bu mode// öteki gelişmekte olan ulkelerde de uygulayacağız." Türkiye bir "laboratuvar kobayı" gibi uluslararası kapitalizmin "pHot bölgesi"m\ sayılıyor? Bu durumun Atatürk devletinin ideolojisi ile uyuşur ve bağdaşır bir yanı bulunabilir mi? EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Bastarafı 2. Sayfada) her şeye 'zam' yapacaktı, anamalcılardan yana olacaktı, kamu va ait köprüleri, işletmeleri yolları satacaktı. Hiçbir şey saklamadı, hiçbir şey gizlemedi. Bu bakımdan kımsenin Sayın özal'a 'sözünü tutmadın, bizi aldattın' demeye hakkı yoktur. Olacaklar önceden belliydi. 'Cumhuriyet1 bunları bir bir yazdı. Hepimiz yazdık. Oyları hangi partiye vermek gerektiğini de belirttik. Ama halkımız 26 Mart günü elbirliğiyie Ozal iktidarını destekledi. Hem Mecliste, hem de yerel yönetimlerde ANAP'ı çoğunluk partisi yaptı. Şimdi ANAP tam bir ozgürlük içinde eiirv deki güce, halktan aldığı güvene dayanarak 'iş bitiriyor'l. "Biraz da bize acıyın" demekle olmaz! Niye acısın? Kim kime acısın? Hak aramayan, hakkını nasıl arayacağını bilmeyen, bir türlü bilinçlenmeyen, doğruyu eğriyi ayırt edemeyen bireylerin oluşturduğu toplumlar 'hak ettıkleri yönetime' kavuşuıiar... Atasözümüz bile var: "Ağlamayan çocuğa meme vermezler". Yani sesini yükselteceksin, yasaların sana tanıdığı hakları kullanacaksın, 'karşı' çıkacaksın, ağırlığını koyacaksın, birleşeceksin, senden yana olanlan sana karşı olanlan tanıyacaksın, halk yaranna çalışanları destekleyeceksin, hatta bu tür siyasal topluluklann oluşmasında etkin olacaksm... Git ver oyunu, ondan sonra da 'aman bana acı' de, bu olmaz işte! Öyle bir dünyadayız ki, kimse kimseye acımıyor! Acıma duygusu bir an sürer, geçer gider. Sonuç alınmaz duygusal yaklaşımlarla... Ben kimim, neyim, yerim nerde, hangi oluşumun yanında diye düşünmek, çevrene, ülkene, gerçeklerine bilinçle bakmak, anlamaya, duymaya çalışmak, yeri geldiğinde de ağırlığını 'senden yana' olanlann ketesine koymak... 1945'ten bu yana tam kırk yıl gecti. Kaç kez oy kullandık! Ama bir türlü kim halktan yana, kim değil, bunu ayırmayı öğrenemedik... Atatürk 'halk devleti'ni kurmuştu. Her şey halk içindi. Her zaman bir 'Atatürk' çıkmaz. Öyleyse Türkiye'de gerçekten 'halkçı, demokrat, Atatürk ilkelerine bağh1 bir düzen, bir toplum kurmak bizlere düşüyor, yani halkın kendisine... Kimseden merhamet dilenmeden, ağlamadan, sızlamadan, bilinç ısığtnın yol göstericiliğiyte... İSTANBl'L ANKARA IZMIR ANTALYA DAIAMAN Pazaroyun Çözttmleri Afganistan'dan Diyarbakır'a IAIFGİAİNİİ SİTİAİNI l\S ı JJ\A\F A\S 1\/ 1 NOT. Yukartdaki seferlerimize ANKARA. tZMtR. ADANA ve ANTALYA'dan iç hatlanmızla bağlantılar mevcuttur. Rezervasyon. Satış Bürolanmız ve I A T A Acentelerimizle tetnas edilmesini Sayın Yolculanmtza duyurunız lstanbul Rezervasyon Tel: 573 35 25 (15 hatl Ankara Rezervasyon Tel: 12 62 00 Adana Rezervasyon Tel: 12 399 /19 551 lzmır Rezervasyon Tel: 25 82 80 Antalya Rezervasyon Tel: 12 830/23 432 (Bastarafı 1. Sayfada) oluyor. Sakın büyük birader Korkut özal'ı unutmayın. Korkut biraderimiz, şimdilik perde arkasındadır. Vali kararnamelerini belki Korkut Bey'e sorarlar. Eh ne de olsa İçişleri Bakanlığı yapmadı mı? Fakat kulağımıza gelen haberler, Korkut biraderimizin idari işlerden daha çok ticari işlerle ilgilendiği yolundadır. Korkut Özal, cin gibi zekidir, zekâ yarışında ağabeyi Turgut özal'ı belki geride bırakır. Ne yapsın Korkut bey bu günlerde? Yağmur yağdı, böyle otdu. O da yaktnda siyaset sahnesine çıkar. Şimdi medarı maişet ile meşguldür... Anayasa ne diyor: Hiçbir aileye imtiyaz tanınamaz... Özal ailesi bu kuralın dışındadır. Özal ailesi, hısım ve akraba ile devlet yönetimine elkoymuştur. Boylece devlet daha samimi biçimde yönetilmektedir. Söz gelişi İçişleri Bakanı pek samimi olmadığı bir parti adamıysa, Başbakan iç güvenlik konularında nasıl bilgi isteyecekti? Sayın Bakan, acaba şu son operasyon hakkında size ulaşan bilgiteri görebilır miyim? Oysa şimdi böyle mi? Açar telefonu, konuşur: Yahu bacanak, şu Dündar Kılıç'ın İstanbul'da kestiği çekleri kimler tahsil etmiş Allahaşkına? İş bu kadar kolayl Tarımla, ormancıhkla, köyişleri ile ilgili bir sorun mu oldu, açar telefonu sorar dayı oğluna! Hüsnü, ne oldu bu orman işi? Hüsnü Doğan'ın bu konuda bir sorunu oldu mu, Turgut ağabeyi yerine Korkut ağabeyini arar. Korkut bey, Tarım ve Orman Bakanlığı yapmış değil miydi? Abi, nasıt yapacağız bu işleri? "Aile hukuku" Özal'ın "işbitirici" eylem ve işlemlerinde tam anlamıyla yürürlüktedir. Özal, elbette kendi kadrosunu kuracaktır. Geçmişte de böyle olmadı mı? özal, Demirel hükümetinin DPT müsteşarıyken, merhum Yılmaz Ergenekon, Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı yapmaktaydı. Ergenekon, sonra Maliye Bakanı oldu. Ergenekon Bakan olunca, DPT Teşvik ve Uygulama Şube Müdürü Şükrü Akgüngör'ü Devlet Yatırım Bankası Genel Müdürtüğüne getirdi. Ergenekon, DPT'den arkadaşı Zafer özkaynak'ı da Emekli Sandığı Genel Müdürluğü'ne atadt. "özal'ın DPT kadrosu" son yılların etkili bürokratları oldular: DPT Koordinasyon Dairesi Başkanı Ekrem Ceyhun, önce Başbakanlık Müsteşan, sonra Devlet Bakanı oldu. DPT Sosyal Planlama Daire Başkanı Prof. Nevzat Yalçıntaş, TRT Genel Müdürlüğune getirildi. Özal'ın DPT uzmanlan, Şekip Altay ve M. Ali Alanyalı da Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcılıklan koltuklanna oturtuldular. özal'ın DPT uzmanı, Dr. Agâh Oktay Güner, önce Ticaret Bakanlığı Müsteşarlığına getirildi, sonra aynı bakanlıkta bakan koltuğuna oturtukju. DPT Müsteşarlık Araştırma Grubu uzmanı Yılmaz Antürk, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı yapılmış, grup uzmanlanndan Şahin Tolunoğlu (Ağca'nın ifadelerinde adı geçen) Atom Enerjisi Genel Sekreterliği'nde görevlendirilmiştir. DPT uzmanı Sabri Aytemiz. bir süre Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'nda bulunmuş, DPT Genel Sekreter Yardımcılanndan Hikmet Büyüklimanlı, Devlet Personel Dairesi Genel Sekreterliği'ne atanmıştır. DPT'de Şube Müdürü Yahya Oğuz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşartığı'na getirilmiş, DPT uzmanlarından Temel Karamollaoğlu, önce Sanayi Bakanlığı'nda "Yaygın sanayi koordinatörlüğüne" atanmış, daha sonra milletvekili olmuştur. DPT uzmanlanndan, Fevzi Kıtıç ve Sabahattin Beyaz da Dr. Güner'in, Ticaret Bakanlığı'nda aynı bakanlıkta genel müdüriüklere getirilmişlerdir. özal'ın kadrosu, aslına bakarsanız, yıllardır devlet bürokrasisini elinde tutmaktadır. İşin garibi bürokrasiden yakınanlar da bunlardır. Şimdi, ekonomide yabancı sermaye devri başlarken, devlet yönetiminde de "aile denetimi" kurulmaktadır. "özal ailesi" demokrasimizin vazgeçilmez unsurudur. Hep birlikte sahip çıkalım! Dı§ kredi kıülanana yeni kur garantisi (Bastarafı 1. Sayfada) Kur garantısinin hangi tür krediler için söz konusu olacağının ve bu kredilere uygulanacak faiz oranının Para Kredi Kurulu tarafından belirleneceği belirtildi. Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem önceki gün Ankara Sanayi Odası'nın seminerinde yaptı|ı konuşmada 1984 yılı faiz oranının yüzde 26 olacağını açıklamıştı. Yeni sistem geçmişten farklı olarak çalıştınlacak. Buna göre, sağlanan döviz kredisi Türk Lirasına çevrilecek ve işlem buna göre yürütülecek. Kararnamenin işleyişe ilişkin yanı şöyle yansıtıldı: "Dış kredttcTİn knllanıMıkten tarihteki cari satış kurian üzerinden bulunacak Türk Lirası karşılıklan, krediyi kullananlann geri ödemekle sonımlu olacaklan Türk Lirası kredüeri oluşturur. Dış kredilerin kullanım tarihi Türk Lirasına dönüşmüş kredüer için faizin iştemeye basladıgı tarihtir. Türk Lirasına donüşmuş kredilerin faiz ve anapara geri ödeme (arihleri, ilgili dış kredilerin faiz ve anapara geri ödeme tarihlerini geçmemek üzere krediyi kullandıran bankaca lesbit edilir." Ticari bankalara geniş yetki tanıyan kur garantisi kararnamesinde borcunu ödemeyen müşteri için cezai faiz saptama işlemi bankalara bırakıldı. Kararnamenin 8. maddesiyle cezai faiz şöyle tanımlandı: "Türk Lirasına dönüşmüş kredinin kulianıcısının faiz veya anapara borcunun >adesinde ödenmemesi halinde uygulanacak cezai faiz, krediyi kullandır»n banka ile kredi kullanıcısı •rasında mnştereken lespit edilir." llk bilgilere göre, kur garantisi sistemi ile öncelikle Türkiye Sınai Kalkınma Bankası elinde birikmiş olan fonlann kullanılması amaçlanıyor. Halen TSKB elinde Dünya Bankası tarafından sağlanmış döviz kredisi olarak yaklaşık 140 milyon dolarlık bir hanr fon bulunuyor. • Nufus cüzdanımı yitirdim. Geçersizdir. CAN AKARSL VADELİ DÖVİZ Vadeli döviz alış ve satışı serbest bırakılacak. Ankara Sanayi Odası tarafından düzenlenen '1983'len 1984e Türkiye Ekonomisi" konulu seminerin ikinci gününde konuşan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Zekeriya Yıldırım, alım satımı yapılacak dövizin vadesinin 3 ayla sınırlı tutulacağını açıkladı. Zekeriya Yıldırım'ın verdiği bilgiye göre, lthalat ve ihracat işlemlerinde kullanılacak, dövizjn vadeli fiyatı banka ile müşteri arasında serbestce saptanacak. Yıldırım, "Böyiece dövizin fiyaIının piyasada sapUnması konusunda önemli bir adım atılmış olacak," dedi. S\A\F\A\N'\İ T\A A\N,A A Î\T\ >A\S\ı\A\MA\ <S.A\Afii\A\ >jg /İA/I/4İ •1/ İA/1 ••lg|H<g| TÜRK HAMAYOLJJUtl u|5;/|«l/il 14 B\AK\/\K\A\ *\K A\R.A\f i 0 YENİ KAMULAŞTIRMA \ASASI ALİ ARCAK Iki cilt birükte metinler, gerekçeler, açıklamalar, yargısal kararlar. 1670 sayfa. 1975 yargısal karar. Cütli: 3500, Cütsiz: 3000 ÇIKTI "fî 3\A\Y k I'\BA<& 1 «\> 1DIİ YİAİRİBİAİKİIİS A 1 \R\0 A Kadıköy yakasında ilkokul yapımına uygun kiralık kaloriferli bina aranıyor Tel.: 338 90 66 (Saat: 17 19 arası) Uretıasr MCTA Elektronık Endüstn ve Ticaret A.Ş. Türkiye Genel Oağıtıcısr. Dayanıklı Tüketım Mallan Ticaret ve Sanayi A.Ş Çiçekpazan Cad. Yeni İş Hanı Kat 3 EmınönuISTANBUL Td: 526 88 98 527 33 42 Teleks: 26 360 elrotr Servıs Hızmetlen: Yurt sathında görevlı 180 'Graetz^chaubLorenz' yettoli servısi tnzmebnizdedır. "Uzun ömürfürenklitelevizyori 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle