Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MART 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURtYET/5 SEVEMA ATtLLA DQRSAY oneımen: Şerif Gören / Searyo: Turgay Aksoy / Görünü: Ertunç Şenkay / Oyuncular: Aüjde Ar, Bülent Bilgiç, Selatattin Fırat, Gülşen Girginkoç, jünay Girik, Fatoş Çelik, Fatna lpek, Tuncay Akça I Analolu Filmcilik yapımı (Lüks, Mıstık, Nilgün, Zafer vs.) Şerif Gören'in ("Dennan'i dan sonra) bu mevsim izlediğimiz ikinci fılmi "Güneşin Tutuldugu Gün", sinemada uzun süredir asistanhk yapan Turgay Aksoy'un ilk senaryosuna dayanıyor. Üç çocuklu, zarzor geçinen bir manav ailesinin, özellikle de büyük kız Miijde Ar'ın öyküsü bu. Bir butikte çalışan Müjde, beş parasız gazeteci sevgilisiyle, ekonomik nedenlerden sonu olmayan bir ilişki yaşıyor. Aile tam anlamıyla "pederşahi", baba "oğlanlarla işareüeşirken" gördüğü kızlarını da, " t o p peşinde" yakaladığı oğlunu da sille tokat dövmekten çekinmiyor. Ama çevresindeki "tüketim fırtınasf'nı gören, evde "çiirttk meyve"den ve parasal çekişmelerden bıkan Müjde, "kolay yol"u seçmiş, para karşıhğı "lüks otel'Merde kendini satmaya başlamıştır... Bu yüzden değil, yalnızca sevdiği gençle dolaşırken görülmesi üzerine yediği dayak, bardağı t^şınyor ve Müjde evi terkediyor... Sonu, neyazık ki çöplük olacak ve örselennviş bedeni, bir tstanbul sabahında çöpler arasında bulunacaktır... "Güneşin Tutuldufcu G ü n " , ilginç yanlan olan, ama son bir yaklaşımda bizce yanlış bir fılm... Şerif Gören, kuşkusuz artık belli bir anlatım ustalığına erişmiş bir yönetmen... özellikle sokağı, bir semti, gündelik yaşamı, küçük alışkanhklan anlatmada, belli bir çevreyi saptamada Gören, sinemasını izlemek bir zevk.. Bazı sahneleri ise (sözgelimi) Müjde'nin babasmdan yediği daya|ın cam arkasından verilişi gibi) Gören, büyük bir sinema ustahğıyla anlatıyor. Konu/içerik açısından ise, ataerkil aile düzeninin, böylesine tutucu bir ahlak anlayışının sergilenmesi ve eleştirilmesi son derece başarıh. Üstelik, gazete haberleriyle de su yüzüne çıkan ve toplumumuzda hâlâ geniş ölçüde yaygınlığını koruyan bir anlayış bu... Ne var ki, fılmin sonu hiç de doyurucu değil. "Evden kaçan" kızın "çöplüğe düşmesi" olayı, sonuç olarak eleştirir gibi gözüktüğü ahlakçılığı savunuyor, son sözü ona bırakıyor. Peki ama, günümüzde Türİc kızının evde oturup dayak yemek veya "çöplüğe düşmek'ten başka bir seçeneği yok mu? öte yandan, sinemamızda son günlerde " a h l a k " ve " n a m u s " konulannın birden gündeme geldiğini farketmemek mumkün mü? Geçen hafta Yaprak'tı "tecavüze ugrayan", bu hafta ise "Güneşin Tutulduğu Gun"de Müjde Ar'ın ve "Sokaklardan Gelen Kadın"da Banu Alkan'ın " n a m u s l a n " konu ediliyor. Birden depreşen bu "namus merakı"mızın nedenlerini aynca incelemeye değer... lüneşin Tutulduğu Gön/ üzerine ficanus Yine Iyi sinemaya hücıun,., Duyduk Gördük Bir üniversite kütüphanesinin son durumu 26 ocak tarihli "DuydukGorditk" köşemizde üniversite kütüphanelerinin durumundan söz etmistik. Yazıdaki görüşlere tumüyle kattldığını belirten bir genç okurumuz, bize gönderdiği bir mektupla Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi'nin son durumunu anlatıyor. Ülkenin ömek kitaplıklarından birinin nereden nereye getirileceğini anlama.yönünden ilginç olan bu mektubu yayınlıyoruz: •'Eski bir Boğaziçi Üniversitesi elemanı olarak, bu universitenin kütüphanesinin eski ve yeni durumunu açudamak istiyorum. 1982 yıh Temmuz ayma kadar ana kampüsteki binasında 3035 personelle, hafta içinde 8.3023.00, cumartesi günleri 9.0013.00, pazar günleri 14.0019.00 saatleri arasında hizmet veriyordu. 1982 yıh temmuz ayında küiüphane yeni kampüsteki binasına yirmi gün içinde taşmdı, on gün içinde de venirfen hizmet vermeye basladı. Kapalt olduğu bir ay içinde bile okurların kütüphaneden istedikleri hizmet olanaklar elverdiği ölçüde veriimeye çahşıldı. 1982 yıh sonlarında kütüphaneden YÖK nedeniyle aynlanlar oldu. Personel sayısı 25 dolaylanndaydı. Butün bir kıs boyunca kaloriferler yanmadı, kütuphanede ısı 510 derecenin üzerine çıkmadı. Havalartn düzelmesi ve merkezi ısıtma sisteminin deneme çahşmalarına başlamasmdan sonra kütüphanenin çalışma saatleri, hafta içinde 8.3019.00, pazar günleri ise 12.0019.00 olarak düzenlendL Kütüphanedeki yönetim değişikliğini izleyen öğretim yılında çalışma saatleri hafta içinde 8.3017.00 olarak saptandı. Çalışma saatlerindeki değişikliğin yanında biümsel ve teknik arastırmalar için bir laboratuvar kadar gerekli olduğuna inandığım kütüphane, Boğaziçi Üniversitesi mensuplan dışmdan gelen (büyük çoğunluğu oğrenci ve bazı sanayi kuruluşlarının araştırmacılarıdır) okurların yararlanmalannı kısıtlayıcı önlemler uygulanmaya başlandı. Kütüphanenin sınırlt saatlerde ve sınırlı okura hizmet vermesinin nedeni personel yetersizliği ise, neden Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu iki tecrübeli kütüphaneci, üniversitenin başka birimlerinde sekreter olarak görevlendirilmiş ve daha sonra istifaya zorlanmışlardır ? Bunun dışmda, kütuphanede bir fotokopi makinesi varken dısarıdan özel bir fotokopi makinesi getirtilmis, kütüphanenin makinesi ise devre dışı bırakılarak bu kişilere devletin elektriği ve mekânından karşıhksız yararlanma olanağı sağlanmıştır. Şimdiye kadar ömek eğitim anlaytsı ve uygulamasıyla beğeni toplayan bir üniversitemizin köhne, Ortaçağ'dan kalmayönetim biçimlerine yoneltilerek, yok edilmeye çalışılması yazık." Kessum Çallı tbrahim 7 yaş sınırlamasmdan ötürü Güzel Sanatlar'daki görevinden emekliye ayırmışlardu Bu duruma çok canı sıktian Neyzen Tevfıh "Bu nasıl iş, yahu" diye söylendi. "Sanatkâr bostan beygiri mi ki, yaş haddinden ıskartaya çıkantsın?" Fıkra, Milliyet Yayınlan'nda Mehrnet Kemal/tsmail Gülgeç ortak yapımı olarak çıkan "Neyzen Tevfik" kitabından. Bazı sanat kuruluşlarındaki katı uygulayıcılara adanır. Yönetmen Zeki Ökten 'in fılmi, gösterim tekellerinin numaralanna karşın ekranlara gelebildi. "Faize Hücum" yanndan itibaren gösterime giriyor. Her türlü önyargının ötesinde şimdiden söylenebilir: Bu filmde sinemamızın en önemli, en çağdaş yapıtlanndan biriyle, evrensel düzeyde bir sincma eseriyle karşı karşıya geleceksiniz. Üstelik belli bir çevrece söylenegeldiğinin tersine, yine bir "köy filmi", bir "gerikalmışlık" yansıması değil bu film... Böylece "iyi nim"lerimizin hep "gerikalmışlık filmleri" olduğu konusundaki anlamsız sav da geçerliliğini yitirecek... Ama asıl önemli olan, "Faize Hüctım"un gösterilebilmesidir. Biliyor musunuz ki, (bu sütunu sürekli izliyorsanız elbette biüyorsunuz) son yıllarda kaliteli fılmlerimiz seyirci karşısına çıkmak için inanılmaz bir savaş vermekte ve bu savaşı çokluk kaybetmektedirler? "Hakkari'de Bir Mevsim" seyirci önune çıkamamıştır, "Kardeşim Benim" çıkamamıştır... "Faize Hücum" ise gösterilebilmesini, bir yabancı film "ayagı"nda söz sahibi olan yapımcısına borçludur. Yoksa bu film de, Antalya birincisi olmasına karşın, gösterim tekellerinin numaraları nedeniyle raflarda tozlanabilirdi. Onun için "Faize Hücum"u desteklemek, görerek desteklemek büyük önem kazanıyor. Bu fümleri, hem de beklemeden, ilk gününden başlayarak izlersek, oluşmasını istediğimiz gerçek Türk sinemasma büyük katkıda bulunmuş oluruz. Daha önce de yazdığımız, söylediğimiz gibi, iyi bir filmi, bir sanat olayını izlemek, sırasında önemli bir siyasal/toplumsal eylem biçimidir. Onun için, hep birlikte, "Faize Hücum"a hücum... Büyükelçi ve Avrupa güzeUeri Fatih Çocuk Yeüştirme Yurdu'na bir marangozhane yaptırılması için kolları sıvayan hayırsever hammlar, Fransız Büyükelçisi'nin esi Anmck Rouillon'un da yardımıyla geçtiğimiz hafta bir balo düzenlediler. Yetiştirme yurdundaki çocukların bir meslek edinmeleri yolunda büyük önem taşıyan bu atıhmın ilk adımı olan maddi kaynağm önemli bölümünü de bu balo sayesinde gerçeklestirdiler. Ancak gecenin en ilginç gösterisini de, son iki yılm Avrupa güzeUeri, Nazlı Deniz Kuruoğlu ve Neşe Erberk 'le yaptığı danslarla Fransız Büyükelçisi Fernand Rouillon ortaya koydu. Ancak, Evin içine giren korku Kötü Ruh (Poltergeist) / Yönetmen: fobe Hooper / Oyuncular: Craig Nelson, Jobeth Williams, Beatrice Straight, Oliver Robbins/CIC (NİGM) yapımı (Kent, Şafak, vs.) "KarabasanThe Entky'Me evi basıp bir kadına 'tecavüz eden\ onu çocuklarıyla birlikte dehşete düşüren 'kölü ruhlar' (veya cinler, periler, her neyse) bu kez, yine California'da (Amerika'nın en 'günahkâr' bölgesi burası mı?) son derece modern, güzel, 'manzaralı' ve konforlu bir eve 'musallat' olmuşlardır. Her şey evin üç çocuğundan en kuçüğünün, 5 yaşmda alabildiğine sevimli bir kızın, geceleri açık unutulan TV ekranında birtakım 'güçler', varlıklar görüp onlarla konuşmaya girişmesiyle başlar... Sonra çeşitli eşya yer değiştirmeye, sandalyeler gezinmeye, kapılar açılıpkapanmaya oaşıar... ve evin hemen yanıbaşvndaki insan görünümlü korkunç ağaç, bir fırtına gecesinde, dallannı eve uzatıp bu kez 8 yasındaki oğlan çocuğu Robbie'i çekip gövdesine alır. Ana baba panik içinde Robbie'yi kurtarırken, küçük Carol Anne, 'öte tarafa' çekilip ahmr ve gözden kaybolur... 'Parapsikoloji'.'hayalet' ve 'gaipten sesler' uzmanlan eve doluşurlar, sonunda özellikle cüce bir 'medyum' kadımn yardımıyla Carol Anne, bu tarafa alınır. Ama iş KORKU MERAKLILARIİÇÎN "Kötü Ruh" ticari sinemanın başanh bir ömeği. Ancak, korku merakblarmm dışında pek öğütUnebilecek birfîbn deiü. burda bitmez: Çünkü ev, eski bir mezarhğın üstüne kurulmuş ve ölülerin kemikleri bile nakledilmemiştir. Hayli görkemli bir finalde, ölüler canlanır" ve evin içinde canlılarla birlikte cirit atmaya başlarlar... Amerika'da hasılat rekorlan kırmış olan 1982 yapımı "Kötü Ruh", Steven Spielberg'in senaryosuna da katıldığı bir hikâyesinden ve onun yapımcılığıyla, son yıllarda birkaç korku filmiyle dikkati çektniş olan Tobe Hooper tarafından yönetilmiş. Film, genel çizgıleriyle, geçen aylarda izlediğimiz ve kendisinden bir yıl once cekilmiş olan "Karabasan"ı anımsatıyor. Gerek "Karabasan"ın çok benzeri sahneler, gerekse bu tur sinemada çok kullanılmış olan ianetli ev' motifi, doğrusu filmde hemen hiç özgün bir yan bırakmıyor... Sondaki bölüm, dediğim gibi, hayli görkemli, etkileyici.. Ailenin, gunlük yaşamı ve ilişkileri içinde betimlenmesi başarılı... Bu arada, geçirilen 'zor günler'de aile bıreylerinin birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmesi ve bu sayede 'varta'nın atlatılması, 'kutsal aile'yi bir kez daha yücelien, •yaşasın aile' diye bağıran bir sonuca ulaşıyor.. Amerikan korku sinemasının içerdiği toplumsal anlamdan, koca bir toplumun politik, ekonomik ve gündelik yaşama değgin kaygılarından, korkulanndan, ortak ve bilinçaltı tedirginliklerinden taşıdığı işaretlerden ise bir kez daha söz etmeye gerek yok... " K ö t ü Ruh", tumüyle ticari bir sinemanın becerikli bir örneği... Ancak fantastik sinemanın onulmaz meraklılannın dışında pek öğütlenecek bir film değil. Bu tür filmlerin (ust uste) işlediği 'para psikoloji'olaylannın ne derece ciddiye alınabileceğini doğrusu bilmiyorum.. Ama filmin hayli ciddi (!) iki mesajı da yok değil: Yatarken TV'nizi açık bırakmaym ve mezarhk ustünde kurulu evlerde (zinhar) oturmayın! konservatuvarda bale öğrenimi gören ve eski milU futbolculardan Sabahattin Kuruoğlu'nun kızı olan Nazlı Deniz Kuruoğlu da, bu fırsattan yararlanarak dansta ne kadar başarılı olduğunu ortaya koydu. Ankara Üniversitesi 'ne bağa Dü ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Berin Yurdadoğ, 28 şubat günü bir yau yazarak, aynı gün derse gebneyen öğrencilerin listelerirün çıkanlmasını istedi. Doç. Dr. Yurdadoğ'un yazısı aynen söyleydi: "28/2/1984 salı günü dersi olupta derse gelmeyen Öğrencilerin isim listelerinin hazırlanarak Dekanlığa bildirilmesini önemle rica ederim." "Dil" Fakültesi'nde Dekan Vekilioatpda, "dahi"anlamma gelen "da" ekini "ta"yazıp, sözcük ile birleştirebilen Doç. Dr. Yurdadoğ'un 28 şubat günü derse girmeyen öğrenciUrin listesini istemenedeninegelince... Sayın Dekan Vekili, nZan Hasan Hüseyin'in cenazesine giden öğrencUeri öğrenmek istemiş de... Şiir sevmeseniz daha ıyi Emekli sanatkâr Tatsız güldürü denemesi D«fcMz4an Beş e (Nine to Five) / Yönetmen, Colin Higgins / Oyuncular: Jane Fonda, Liiy Tomlin, Dolly Parton, Dabney Coleman, Sterling Hayden / FOX fılmi (Site, Sinepop, lpek, vs). Dev Consolidated şirkeüne yeni giren sekreter Judy (Jane Fonda) iki eski sekreter, Violet (Lily Tomlin) ve Doralee (Dolly Parton) ile arkadaş olur. Patronlan bay Hart (Dabney Coleman), inanılmaz derecede kaba, bencil, korkak bir adamdır, 3 kızm da hayattnı cehenneme çevirir... Araya kanşan bir 'fare zeniri' hikâyesi, kızlardan birine patronu istemeden öbür taTafa yolladığı izlenimi verir. Ama adam sapasağlam ayaktadır. Bu kez, 3 kafadar, onu kaçınp şirket aleyhine çevirdiklerini kanıtlama çabasına girişirler ve bay Hart'ı bir eve kaparlar... Ama olaylar beklenmedik biçimde gelişecektir... Colin Higgins, Amerilcan sinemasının güldürüler yapmaya çalışan yeni isimlerinden biri.. Ama kedi olalı bir fare tuttuğu görülmemiş. Bu kez de, başlangıçta elverişli gözüken bir konuyu, ilginç bir kadroya ve de Amerikan guldürüsünün parlak birikimine karşın son derece sıradan, giderek sıkıcı birfilmhaline getirmiş. Filmin isminin anlattığı gibi, çıkjş noktası "dokuıdan beşe" çalışmak zorunda olan kadınlann ve özellikle sekreterlerin, Amerikan iş hayatı içindeki durumlarını alaycı bir fılm çerçevesinde sergilemek, bu konuda eleştiri getirmek.. Ama ele ahnan tiplerin grotesk'liği olsun, kısa zamanda anlamsız bir polisiye filme dönüşen karagüldürü ögelerinin çok yersiz kullanılışı olsun, bu amacı tümüyle unutturuyor. Filmde yalnızca birkaç sinemasever tesellisi var: Günümüzün en büyük oyunculanndan Jane Fonda'yı izlemek, Amerika'nın popüler 'country' şarkıcısı ve güldürü oyuncusu Dolly Parton'u ilk kez tanımak ve de "Johnny Guitar'ın Sterling Hayden'ini yıllar sonra yeniden görmek.. Bu kadarı da insanın 2 saatini bu geveze ve tatsız filme ayırması için yeter mi, bilmem... HAYVANLAR SÛYIN KDSTEBac ARASINDA ep&y oy fuDm. LU C UMUT y MU^UUJZ. jS Ismail Gülgeç KIM KÎME DUM DUMA Behiç Ak 5 GALERILER tSNÜT SANKT •1lRİSt 52$ W 29 • 522 M 97 URART IBRAHIM ÖRS 2 Mart 28 Mart 1984 Kurttıluş Cad 191 KurtulusIST Te! 140 17 83 SANAT GALERİSİ MUAMMER DURMUŞ 5 mart 24 mart 1984 ist'kia1 Caö Pasaoatce Yam Ter«cs C'*ma2ı Yap'Kuf Hanı Kat ' NO 27 3J Be>.ogiu isıanbui Teleion • u 96 33 FATMA TÜLİN ÖZTÜRK ResJm 829 Mart ekin nayırsağıroğlu resimsergisi \ mart 23 mart AkDank sanat galetisi tebekllstanbul SANAT GALERİSİ Fadime Baltacıoğlu Salman 29 $ubat28 Mart Husrev Gerede Cati 126 Teşvıkıye Meydanı 141 65 10 • 11 12 13 Gülseren KayaSı 518 Mart GALERI KOLEKSÎYONUNDAN Fikret Mnalla/Aliye Berger/Bedri Rjhmi/Eren Eyübo^u Avni Aihaş/Abidm DinolHcorut Görele/Şefik Burscdı Nejad Devrim... BtDRJ RAHMİ GALERİSİ Narreuiı ^ u n l ^ İsokİJİ Cad. VK Tuncl ' Isunbul TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 9 Mart NÂPOIMON'UN /LKBVULİĞL 1736 'DA BUGÜN, NAPOLSON SONAPARTE, İLK EŞİ MARiE ROS£ JOSEPUfNE İLE EVLENO/. JDSEPHtNE, eŞİ VİKONr BEAUUAKHAtS'İN FUW} SlZ PEVRİMİ SIRAÇINM İDAMI NEDENİYLE DuLPU VE 35 YAŞINMYO/. MAPOLEON İSE DA BİR &£NERALDİ/lKİ AY SON8A,FRA/<JSI2 O/ZCOSUA/OM /TDLYA KUWETl£IZİ KPMUTANI OLACA/cr/. FIRTINALI Y/LLA*/ YAJCLAŞ/YOKOU. 1604'TE NAPOLEOU "F&UJ£A İMPA&ATDtİLt*, TOSEPUrME P£ /MPA8ATORİÇE İLAN EOİLECJEKTİR.. AHCAK, COCUI^LARl OLMAMASI V£ NAPOLEON ' UN AVUSTUfZYA İLE YIL SONRA AYg.tLACAiaARCHR Ayna Resimler 1 Betedıye Sanat Galerısı ZUHAL KÛSELER (Karaçengel) Resim Sergisi 27 Subal14 Mart MiSpelıye LîO 44 E'ıler Tei 165 19 35 •SANAl GALERİSİ* lanak Alacağıntz restmler satocoğmn resimler »an A / tİMÎTÖVSAR^ SANflT GALERİSİ 8UGİİN,ÜNUİ AMEftİKAU SAT8ANÇ OYIMJCUSU BO8BY F/SHER, CHrCAGCfM POĞOU. PUNYANIN EN BÜYÜK SATRAMÇ USrALAHlNbAN &tt OIAN FtSffER, DAHA ÇOK tm riLINDA, RUS OYUNCJJSU eoets spASStty ILE YAPTIĞ U2UM SAT&IMÇ ICARŞMAŞMA LARIUPA ACHNPAUSÖZ EJTfRECEKTİR. OHDAfJ DÜHYA ÇAİAPİYOMUIĞUfJU ASONM LAfJ FISUER, S YİNE g/e OJS SATKANÇÇtSt OLAN ANtmy KARPOVk YEN(l£C£MTie. SATRANÇ USTASI Telefon: 144 96 33 SERAMİK DERŞİ VERİLİR 1475499 XOK$IK,ÇOKPRATIK / motHiycı ve OekoraM e^ya n 50 YIL ONCE Cumhuriyet İstanbul Belediyesine bağlı Sular Idaresi talimatnamesi Şehir Meclisi tktisad Encümeni tarafından haztrlanrmştır. Bu talimatnameye nazaran, idarenin hesap devresi 1 kânunusanide başlayarak sene sonunda tamamlanacak, her devreye ait bilanço ve hesap raporu Meclisin nisan içtimama yetişıirilecektır. idarenin safı hasılatı, buyuk su programınm ikmalıne kadar 15 sene muddetle su 9 Mart 1934 kirasının kaldınlması temennisinde bulunmuştur. Encumen mazbatasında şunlar da vardır: "Evvelce Terkos kumpanyasımn diğer ecnebi şîrketler gibi belediyeye .verdiğı hisse, yeni idarede olamayacağmdan bilançodan bu bedel çıkanlmalıdır. Buna mukabil, belediyenin eski Sular Idaresi masrafı bu idareye devredilmîştir. Her gun idarenin kasası kapandıktan sonra tahsil edilen paralar için ayrtca bir emanet hesabı açılmalıdır." Encümenin mazbuıası dün 19341984 Şehir Meclisi azalarına tevzi edilmiş ve pazar günkü içtimada müzakeresi kararlaştırılmıştır. YONGA tosonm üretlm ıç aCıjenleme Su saati kirası kaldırılmalı IMEKJMAN EIS1CLJT İL ÇEKİRDEK Sanatevı Çalalçe^m* Bağdat Cad 429 3S8 88 82 MÛZİK SER6İSİ 1011 Mart Davetıyelen bızzat ÇeHırOekten alabılırsımz Rumelı Cad Malbaacı Osmanbey S 35/2 Erkut Ap Osmanbey Tel 146 05 47 Vepa Mağa/ası Sırası Sadan ' . Bezeyış Resim Sergisi RESİM SERGİSİ TOĞAN DUZGOREN Suluboya re*ım sergisi 2 Mart 30 Mart Açılış 2 Mart Cuma 18.00 Çağdas Aydınlatma işlerine tahsis ve sarfedilecektir. Bu müddeı geçtikten sonra safi hasılat belediye emrine verilecektir. Encumen, halktan ahnan Terkos saati kiralartna şiddetle ıtiraz ederek bunun evvelce Terkos kumpanyast tarafından çok mübalâğatı surette tatbik edilen garip bir ıısııl olduğunu, halkın haklı olarak infialine sebebiyet verdiğıni, İstanbul Sular İdaresı 'nın bu şaıbeli vaziyetten uzak kalması lazım geldığini ileri rıirmüş ve belediyenin vaziyeti müsait olduğu zaman bu saat RADYOLİN