14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Düşük ücretli işçi çocuğunun ücret artışı çok düşük kalırken, yüksek ücretlilerle aralarında uçurum doğdu. YHK'nın ilk yenilediği sözleşmelerde asgari ücret alan bir işçi ile o dönemin iyi sözleşmeli işkollarımn ortalama ücreti 50 bin lira arasında, iki işçinin ücretlerinde 44.600 lira olarak görülen önemli fark, YHK döneminde arada uçurum yaratarak 1984yılında 228 bin 499 liraya kadar çıktı. ŞÜKRAN KETENCİ Yüksek Hakem Kurulu'nun her yıl için ayrı ayrı ılke kararları alarak, toplusozleşmelerde uyguladığı "yüzdeli" zam sistemi ücretler arasındaki eşitsizliği arttırdı. 1979'dan bu yana toplusozleşmeleri YHK'da yenilenen ve 1980 yılında birisi asgari ücret ten 5400 lira, görece yüksek ücretli iş kollarında o günün ortalama ücreti 50 bin lira alan iki işçi arasındaki brüt 44 bın 600 liralık ücret farkı, YHK'nın sozleşme sistemiyle 1984 yılında brüt 228 bin 499 liraya cıktı. YHK'lı dönem oncesinde, sendikalar işçi ücretlerı arasında büyük farkhlıklar yaratmakla suçlanırken, YHK, 4 yılda yenilediği sözleşmelerde bu eşitsizliği birkaç katına çıkardı. YHK Başkanı Naci Varlık YHK'nın sendikalarca yaratılmış ücret dengesizliğini düzelttiğini ileri surerken, YHK'nın yüzdeli zam sistemi ile, düşuk ucretli işçinin ucret artışı çok duşuk, yüksek ücretlininki ise, artış oranı aynı tutularak, yüksek kaldı. Böylece de YHK'nın ilk çalışmalanna başladığı tarihlerde, Istanbul'da yapılan bir semınerde, zamanın DPT Musteşarı, şimdi büyuk bir holdingte görev yapan Yıİdınm Akturk'un YHK'ya önerdiği; işçi ucretlennde tersine donmüş olduğunu. soylediği ve duzeltilmesini istediği piramit, bu öneriler doğrultusunda "diizeltilmiş" oldu. O tarihlerde duzenlenen bir dizi toplantıda gerek DPT adına Yıİdınm Aktürk, gerekse işveren sozculeri, sendikaların sorumsuz ve seyyalen ücret artışı istekleri ile işçi ücretlerindeki dengeyi bozduklarını, ücretler arasında büyük farklar olduğu gibi, işçi çoğunluğunun yüksek, azınlığının duşük ucret alması gibi piramidin ters dönmesi olayının doğduğunu savunmuşlardı. YHK'nın izleyeceği ucret politikası ile piramitte olduğu gibi en düşük ücretten en yükseğe doğru işçi sayısının azaldığı, yani çoğunluğun duşük ücret alacağı ucret dağılımını gerçekleştirmesini istemişlerdi. YHK'nın bu öneriler doğrultusufıda uyguladığı yuzdelı zam sistemi, seyyalen zam sisteminin tam tersi olarak ucretler arasındaki rakam farkını hızla büyütüyor. Yüzde 25'lik bir zam oranı, işçinin kendi ucretine gore aynı oranda bir artış anlamına gelirken, 10 bin lira alan için 2500 lira, 100 bin lira alan için ise 25 bin liralık bir artış anlamına geliyor ki, aradaki farkı hızla büyütuyor. Sahıbı: Cumhuri>el Maıbaacılık \e Gazetecılık Turk Anonım Şırketi adına Temsılcıler: ANKARA Yalçın Doğan. İZM1R. Hikmel Çelinka>a. ADANA: Nadır Nadi. • Genel Yavın Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru: Mehmel Mercan. • Servıs ŞeJJerı: Istanbul Haberkn: Selahattin Guler. Dı> Emine Uşakügil, Yazı lşlerı Muduru Oka» tionensin, • Yazı lşlerı Mudur Haberler: Krgun Baleı, EkonomiOsman Vlaga>, kultur A\dın Kmeç, \laYardımcısı: Ahmet Korulsan. Haber Merkezı Muduru \alçın Ba>er, Saşl'a gazın: Valçın Pekşen. Spor Danışmanı Abdulkadir Yücelman, Du/eltme: Duzenı Yöneımeni: Ali Acar. Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpav. Burolar: • Ankan: Konur Sokak No: 24/4 Yeni$eh«r, Tel: 'S9851253257, İdare: 183335, • tzmir: Halit Zıya Bulvan No: 65'3, Tel: 254709131230 • Adana: Alalurk Caddesı, T.H.K. Işhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaaalık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246Ist Tel. 5209703 Telex: 22246 TAKVIM 27 Mart 1984 Imsak: 5.23 Guneş: 6.50 Öğle: 13.14 İkindi: 16.44 Akşam: 19.30 Yatsı: 20.50 YHK'nın yüzdeli zam sistemi ile ücretler arasındaki fark arttı KARADENİZ, BAL1ĞI ZOR VERİYOR „• a* YHK ne yaptı? Y'HK'nın yuzdelı zam sistemi ile işçi ucretlerinin dağılımında ne yaptığını, fazla soze yer vermeden, birkaç ornekle göstermeye çalışacağız; bilindiği gibi 1981 yılında fiilen göreve başlayan YHK, suresi 1979'da, 1980'de \e 1981"den geçerli olmak uzere >eniledığı sozleşmeler icin gruplara gore se yıllara gore değışen oranlarda ?am u\gulanmak uzere ilke kararlan almıştı. YHK ücret adaletsizliğini yarattığı için dunyada terk edilmış yüzdeli zam sistemi ile ozelikle işverenlerin sendikalann seyyalen ucret zaınmı ile ışyerlerınde bozduklarından yakındıklan ucret farkhlıklarını yarattı. İşverenlerin ıstemedikleri, işyerleri \e işkollan arasında doğmuş farklılıklarda ise, ücretlerın yuksek sayıldığı ışyerlerinde ilke karannın altında zam oranı verilerek (orneğin Tekel, Karayollarında yuzde 69'Iara inen zam kararlan ile) yüksek ucretli sayılanların ucretleri duşürulerek "denge" sağlanmaya çalışıldı. Bu arada yasa ile yılda en fazla 4'e ındirilen ikramiye sayısında, ikramıyenin fazla olduğu işyen veya işkollarında ıkramıyelerin ücretlere bindirilmesi zorunluluğu, zam oranına başlangıç ucretıni diğerleri aleyhine yukselttiğinden, ucret artışlarındakı farklıiıklar. daha da fazla oldu. YEVPATORİYA LtMANl Kıyıda bir cami ile kilise gözüküyor. Caddede sarı kırmızt renkte tramvaylar gidip geliyor. Rıhtımda dolaşanlar bize meraklt bakıyorlar. Bavlan ise el salltyor. Deniz pınl pırıl. Çırpıntı olmasa dipteki taşları bile sayabileceğiz. Sadece tuvalete gitmek için karaya çıkıyoruz. gözlerle Tayfalar sabaha kadar çalışıp, 150 kalkanı Sovyet balıkçılardan gizliyor Bıılunduğumuz yerden Yevpatoriya'nın kuçük bir bölümünü seyrediyoruz. Deniz kenarındaki kilisenin yanında tarihi bir cami goruluyor. Caddelerden sarı kırmızı renkli tramvaylar geçiyor. Sabah okuia giden öğrenciler bizı seyredip el sallıyorlar. 9'a doğru kameraya gelen tercuman Sulevman, "Hazır mısınız efendim. It'adelerinizi alacağız" diyor. lekcr teker ifade veriyoruz. Boğazmdan ameliyat olduğu için konuşamayan Erdoğan Algelincik'in söylediklerini arkadaşları dudak hareketlerinden anlıyorlar. Erdoğan'ın ifadesi ancak iki tercuman aracılığı ile alınıyor. Sorulan sorunun yanıtını Erdoğan, Haşim'e, Haşim, Tercuman Süle\man"a, Tercuman Süle\man da subaylara aktarıyor. El konulan eşyalarımızı kâgıtlara yazıp bize imzalatı>orlar. Eşyaları gözden geçiren Sovyetler'ı en çok bir not defterı şaşırmor. Defterin sayfalarında müyonlarca liralık hesaplar yerahvor. Defterin sahibi hesapİarın, barbut partılerinde tutulan alacak\ereceklerı gösterdiğini söylu\or. İfadesinden sonra bir grup asker Hılmi Reis'i götürüyor. Kumanyalarımızı askerler tekneye taşıyor. 3 gün için 25 paket sigara, lOekmek, 1 sandık soğan, 2 sandık patates, şeker, çay, zeytinyağı, margarin, tuz, pirinç, makarna, salça, defne yaprağı, hayuç ve kırmızı pancar veriyorlar. Ekmeğin yetmeyeceğini, günde 10 ekmek gerektigini söylüyoruz. Önce şaşırıyor, sonra "olur" diyorlar. rırken ilk defa görduğümüz bir yarbay gelip tekneyi birkaç dakıka inceliyor. Daha sonra bu yarbayın soruşturmayı sürdurmesi için Sivastopol'dan gönderildiğini öğreniyoruz ve kendısıne: "Sonradan gelme yarbay" adını takıyoruz. "Sonradan gelme jarbay"ın dışında diğer subay ve assubaylara da birer ad takmıştık: "Bizim binbaşı", "Tombiş assubay", "Yeşil şapkalı yarbay". Havanın kararmasından bir süre sonra tayfalardan ikisi, nobetçilerin dikkatini çekmeden sessizce ambara iniyor. Ambardaki çalışma sabaha kadar suruyor. Tayfalar sakladıkları en büyuk kalkanlan, buzladıktan sonra söktukleri fars tahtalarının altına diziyorlar. Bu işlem bittikten sonra farş tahtaları yerine çakılıyor. 150 tane kalkanın eksik çıkmast Sovyet balıkçılannı şaşkına çeviriyor. Ertesi gün tekrar tekrar girıp aradıklan ambardan her seferinde elleri boş çıkıyor. Teknenin etrafını iyicegozden geçiriyorlar. Teknenin altına bakıyorlar ama sonuç yok. 150 kalkanı ne yaptığımızı bir türlü çözemiyorlar. Balıkçılar gittikten sonra yeşil şapkalı yarbay gelip bütun nobetçileri tek tek sorguya cekiyor. Nobetçilerin hareketlerinden hiçbır şey gormediklenni anlatmaya çalıştıkları anlaşılıyor. Tercuman Süleyman yarbayla birlikte kamaraya gelip yann yemek verileceğinı müjdeiıyor. Hilmi Reis: "Domuz eti yemeyiı" diyor. Tercüman Süleyman: "Biliyoruz efendim biliyoruz, size hiç domuz eli verir miyiz". Hilmi Reis'in "Siz malzeme verin biz pişiririz" önerisi ka YHK'nın yüzdeli zam sisteminin işçi ucretleri üzerındeki etkisi ve düşük ücretliler aleyhine yarattığı eşitsizliği ve buyük farkı, birkaç örnek ve tablo ile göstermeye çalışacağız. YHK 1981 yılında fiilen yenilemeye başladığı sözleşmelerde 1979 1980 ve 1981 yıllanndan geçerli olanlar için, her yıl için değişen oranlarda ucret artışlannı ilke kararı olarak saptadı. Tabloda 1979 1980 ve 1981'den başlıyan sozleşmeler için ayn ayn olarak zamanın asgari ücreti, ortalama ücreti ve yüksek ücretli işkolu ortalamasına göre ücret alan işçilerin, yıllara göre ücret artışlan, YHK'nın ilke karan zam oranlarına göre hesaplanmıştır. 1979'dan geçerli sözleşmelerde işçi ücretleri YHKUke karanna gore yıllara göre zam oranlan 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1980 1981 1982 1983 1984 1981 1982 1983 1984 % % % % % % % % % % % 80 50 10 + 3.000 15 + 3.000 20+1.500 25 + 2.000 80 10 + 3.000 15 + 3.000 20 + 1.500 25 + 2.000 Zamanın en düşük ücreti (5400 liraya göre) 9.720 14.580 19.038 24.893 31.371 41.213 9.720 13.692 18.745 24.931 33.163 15.500 20.825 26.490 35.112 Zamanın Zamanın ortalama yüksek ucretli ücreti işkolu (20 bin ortalaması lira) (50 bin lira) 36.000 90.000 54.000 135.000 62.400 151.500 74.760 177.225 91.212 214.170 116.015 269.712 36.000 42.600 49.790 60.648 77.810 27.000 34.050 42.360 54.950 90.000 102.000 120.000 145.860 184.325 61.500 73.725 89.970 114.462 1980'den geçerli sözleşnıelerde Balıklar nerede yakalandı? Tercuman Süleyman'la, yarbay bir sure konuşuyorlar. Aralarındakı bu konuşrnadan sonra Süleyman bize donüp, "Hiicumbotun verdigi raporda teknede 563 kalkan. 186 mersin, morina ve sıvıska olduğu belirlilivor. Bunlardan 200 kalkan ile diğer balıklardan 175 tanesinin canlı olduğu raporda yazılı. Balıkçılık Bakanlığı Yevpatoriya temsilcisi bu balıklann Sovyet karasulannda yakalandıgının belirlendigini one sürerek cezalandırılmasını istiyor. Buna karşılık Hasanbe>'iri sahibi ve kaptanı, bu balıklann ne kadannın uluslararası sularda avlandığını ispat edemiyorlar. Bu konuyu aydınlalmaya çalışı>oruz" diyor. Hilmi Reis birkaç saat sonra tekneye dönüyor. Son derece uzgün ve bitkin. Balıkların hepsini alacaklar diyor. Balıkçılar adeta donmuş gibi kimseden ses çıkmıyor. 1981'den geçerli sözleşmelerde % 15 + 4.000 Vo 15 + 3.000 % 20+1.500 % 25+2.000 Toplu pazarlık açmazı Yetkili sendikanın doğru belirlenebilmesinde umutlar işyeri aşamasında tek tek yapılacak belirlemelere kaldı. Bakanlıktan sonra Ankara İş Mahkemesi de yasaya aykın, sahte üyelikleri araştırmaktan vazgeçti. Sadece barajı aşamamış sendikalann itirazları bilirkişiye inceletiliyor. İslanbul Haber Servisi Toplusözleşme yapmaya yetkili sendikanın belirlenmesine ilişkin sorunlarm çozumunde umutlar, tek tek işyeri yetkilerinin belirlenmesi aşamasına kaldı. Çalışma ve Sosyal Guvenlik BakanIığı'nın sadece beyanlara dayanarak hazırladığı istatistiklerdeki yasa hükümlerine aykın, üyelikleri geçersiz kılabilecek durumlar, Ankara iş mahkemelerinde de incelenemiyor. Yasalara aykın üyelikler, sahtecilik iddıalarınm incelenmesinin, eskisı gibi işyeri yetkisinin belirlenmesi aşamasına kalması ve Bakanlığın bu konuda hazırlıklannın olmayışı karşısında, işyerlerinde yetkili sendikalann belirlenmesinin hem haksız hem de aylarca gecikmeli olması tehlikesi doğdu. Böylece de yasaya gore geçtiğimiz 1 ocak tarihinde açılmış olması gereken toplu pazarlık düzeninin birkaç ay daha gecikmesi, ocak ayından bu yana sözleşmesi sona ermiş işçilerin sozleşmesiz, eski ücretleri ile çalışmak zorunda kalarak mağduriyetlerinin devamı söz konusu olacak. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı sendikalann Bakanlık istatistiklerine karşı açtıkları çok sayıdaki itiraz davaları için, mahkemelerin istatistiklere ilişkin istedikleri bilgilere tek tip yanıt hazırladı. lerine itiraz eden, ya da barajı aşmış olup uye sayısına, ya da yine barajı aşmış olup, işkolu toplam çalışan sayısına yapılan ıtirazları ise "bu aşamada hukuki yarar olmadığı" gerekçesi ile reddediyorlar. Gerek istatistikleri yasaJ geçerli üyeliklere, işçilerin gerçek sendika seçimlerine göre hazırlayamadığını itiraf eden Bakanlıkta ve gerekse iş mahkemelerı yargıçlannda gelişen eğilim, yetki soruniarının, işyeri aşamasında tek tek yetki verilirken incelenip çözümlenebileceği yolunda birleşiyor. "rolO barajı aşmış bir sendikanın toplusözleşme yapmak için nasılsa işyerinde °7o51 çoğunluğu aştığını da kanıtlaması zorunluğu bulunduğu hatırlatılarak, işyerinde yetki isteme aşamasında üyeliklerin araştırılabileceği sa\unulüyor. Ancak itirazlar aşamasında, işyerlerine göre sendikalann beyanlarının bir dökumunü, itirazı yapacak sendikalann incelemesine ve yargıya sunamayan Bakanlığm, işyeri yetki çağrıları aşamasında bu bılgileri doğru olarak nasıl verebileceği merakla bekleniyor. Y'aygın kanı, Ankara iş mahkemeleri kararlannın kesinleşmesi tarihinden sonra da, Bakanlığın yetki için başvuracak sendikalara hemen yanıt vermemesi nedeni ile toplu pazarlık düzeninin birkaç a\ daha gecikeceği yolunda. na >ol açacak. Bu da geçtiğimiz ocak ayından bu yana suresi sona ermiş sozleşmelerin bulunduğu ışyerlerinde toplusozleşmesiz kalmış işçilerin onümüzdeki pek çok aylarda da sozleşmesiz, eski ucretleri ve sozleşme guvencesinden yoksun çalışmak zorunda kaldıkları anlamına gelecek. bul ediliyor. Daha sonra yarbay, Sovyet Balıkçılık Bakanlığı temsilcısinih para cezası da verilmesini istediğini, ayrıca sınır ihlali cezasının iki yıl hapis olduğunu soyluyor. Cumartesi sabahı tercuman Süleyman geliyor, birlikte tekneden çıkıp gumrük binasına gidi\oruz. "Sonradan gelme yarbay" bizi daha once ifade verdiğimiz odada bekliyor. Gösterdiği sandalyeye oturuyoruz. Şimdiye kadar hiç görmediğim bir şahıs da arkamdaki sandalyede notlar alıyor. Fotoğraf makineleri, objektifler ve filmler masanın üzerıne dizildi. yarbay soruyor, ben yanıtlıyorum. Makinelerdeki filmlerden başka çekilmiş film var mı? Yok, sadece bunları çektim. Nderi ve nereleri cektin? Balıkçıları çalışırlarken çektim. So>yetler'e ail savaş gemilerinin foloğraflannı çektin mi? Hayır çekmedim, gelirken ve avlanırken hiçbir Sovyet gemisi gormedik. Sekizdokuz günde sadece uç film az degil mi? Deniz tuttu, yakalandığımız güne kadar kamarada yatmak zorunda kaldım. Yakalandığımız gün hava çok sakindi, öğlene kadar bunları çekebildim. Filmleri sen banyo eder misin? Filmleri başkasına banyo ettirin. Çunku ufak bir hata yaparsam nimleri kasten yaktığımı one sürebilirsiniz. Balıkçılar kaç gün trolde avlandılar ve ne kadar balık yakaladılar? Ağ atma işi çarşamba gunu bitti, perşembe günu trolle avlanmaya başladılar. Tahminen 5060 tane kadar balık yakaladılar. sıne izin veriyorlar. Saim Reis motoru çalıştınrken subaylar ani kararla rıhtıma çıkmamı istiyorlar. Fırtına dindikten sonra ilk uç gunluk kumanyamız askerler tarafından tekneye taşınıyor. Bize üç gun için 25 paket Dalat marka Vietnam sigarası, 10 ekmek, 1 sandık soğan, havuç ve kırmızı pancar, 2 sandık patates, şeker, çay, zeytinyağı, margarin, tuz, pirinç, makarna, salça, defne yaprağı ve 2 kiloya yakın et veriyorlar. Ekmeğin yetmeyeceğini, bize gunde en az 10 ekmek vermeleri gerektigini söyleyince çok şaşırıp "olur veririz" diyorlar. Balıkların ve ifadelerin alınmasından sonra sıkıntılı bekleyiş başlıyor. Birkaç tayfanın kaptan koşkünde oturduklarını görup yukarı çıkıyorum. Heyecanlı bir barbut partisi var. Paralar durmadan el değiştiriyor. Rıhtımda fırtına Yanaştığımız rıhtım vapur iskelesinin hemen yanında. Lodos ile batı rüzgârlarına kapalı. Kuzey ve doğu ruzgârlarına ise korumasız. Pazar sabahı şiddetli sarsıntı ve küpeşteden gelen çatırtı sesleri ile uyanıyoruz. Birdenbire patlıyor fırtınanın de\ dalgaları, karşı sahile vurup bize kadar ulaşıyor. Dalgalar tekneyi rıhtıma vurarak kupeşteleri dağıtıyor. Tayfalann bakışları ilk defa korku dolu: "İşte bu hava adamı boğar. Allah denizdekilerin tardımcısı olsun" diyorlar. Fırtına devam ederken tercüman Süleyman ile subaylar rıhtıma geliyor ve teknenin rlhtımdan açılıp ileriye demirleme Tercüman Süleyman fotograflarımızı çekiyor Zarlann ortaya çıkması ne mukavva kutulardan tavla haline getirip vakit meye çaiışıyoruz. Saim üzeribirini geçirReis; lım" diyor. "Ökuzleri Hilmi reis sobaya attı" cevabını veriyorum. Barbut oynayanlar zarlara "Öküz", barbuta ise "Öküz koşturma" diyorlar. Zarlann yakıldığını öğrenen Saim Reis kartondan tav layı da sobaya atıyor. Sıkıntılı bekleyiş surerken tercüman Süleyman elinde bir fotoğraf makinesi. yanında bir subayla geliyor. Süleyman rıhtımda teknedekilerin fotoğraflarını çekiyor. Sıra bana gelince de, "Şimdi de ben sizinle röportaj yapacağırn" diyor. Fotoğraflarımızın çekilmesinden sonra yeşil mantolu, yaşh bir bayan nhtımdaki babalardan birisinin uzerine oturup "Hasanbey"de hasta olup olmadığını soruyor. Bu bayanın doktor olduğunu anhyoruz. Yakalanışımızın altmcı gunü Hilmi Reis ifade vermek için tekrar götürülüyor. Sadece Sivastopol'dan gelen yarbay ile tercuman Suleyman'ın bulunduğu odaya alınan Hilmi Reis sınır ihlali ile ilgili soruları yanıtlıyor. Hilmi Reisin pek tutarlı ifade veremediğini gören yarbay, tercuman Suleyman'a bir şeyler soyluyor. Daha sonra tercuman Süleyman, Hil, mi Reise vereceği ifadeyi yazdınp imzalatıyor. Hilmi Reis kendisini hapisten kurtaran ifadesinde şöyle diyor: "20 yıldan bu yana uluslararası sularda avlanıyoruz. Daha onee Sovyet karasularına yaklaşırken yanımıza gelen hücumbotlar tarafından uyanlmaktaydık. Yakalandıgımız gün hava sisliydi ve herhangi bir hücumbot tarafından uvarılmadık. " Akşam tekneye 5 sandık odun gönderiyorlar. İlk gun getirilen kumanya sandığındaki 12 kiloluk kırmızı parîcarlar var. Saim Reis, "Bunlar şeker pancarı Ruslann şeker pancarı böyle olur, kaynatıp komposto >apalım" diyor. "Reis >apma. etme, bu şeker pancarı değil, bunun salatası >apılır, turşusu yapılır" diyoruz, fakat dinletemiyoruz. Çaresiz kalan Haşim pancarları doğruyor, şekerle haşladıktan sonra "pancar kompostosu"nu getiriyor. Akşam yemeği pilavla pancar kompostosu. Pancar kompostosunun tadına bakan Saim Reis. "Benzelmişim, kusura bakmayın" diyor. Rüzgâr şiddetini giderek arttırıyor. Saim Reis: "En büyük korkum demir ipi. Demirin ipi fırtınaya dayanamayıp koparsa birkaç saniye içinde rıhtımın altına gireriz. Bizi rıhtımın altından kolay kolay çıkaramazlar. Böylece bir karış suda boğulup gideriz" diyor. "Bul şu ökuzleri de bir tavla ata Gerçek inceleme nasıl yapılacak? Yeni yasal duzenlemeler içinde duşunulmuş ve yasa hükümlerine yerleştirilmiş sisteme gore, Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'nın toplam istatistikleri elde etmek için bilgisayara verdiği bilgilerin, işçilerin gerçek iradelerini, yasal geçerliliği olan sendika seçimlerini yansıtması gerekiyordu. Yine yasaya göre bu listelerin doğruluğuna ilişkin Ankara iş mahkemelerine yapılan itirazlar sonunda bu listeler kesinlik kazanmış oluyor. Şimdi Bakanlığın doğruyu yansıtmadığını itiraf ettiği, >argının da bu kanısını belirttiği, ancak yasaya gore kesinleşmiş olacak listeler dururken, işyeri yetki belırlemelerinde gerçek incelemelerın nasıl yapılabıleceği sorunu orıava çıkıyor. Once Bakanlık doğruluğunu araştırmadığını itiraf ettıği istatistiklerdeki taraf beyanlan ile yetinerek bunlardan mı bir sonuç çıkararak yetki verme yolunu seçecek, yoksa yeni baştan mı yasal üye geçerliliğini araştıracak? Birinci yolu seçerse, bile bile sahteciliğe prim verecek. Ikincı yolu seçerse hem çok zamana ihtıyacı olacak, hem de kendi ilan etmiş olduğu yasaya gore de kesinleşmiş bu listeleri yok sayarak, bir başka çelişkinin içine düşmüş olacak. Sonuç olarak geçmişteki yetki sorunlarını çozme adına, işçilerin \e sendikalann çok yonlu temel hakları kısıtlanarak getirilen yeni yasal sistemde, Bakanlığın sorumluluğu büvuk olçude artmışken, uyarılara rağmen başında işler ciddi tutulmayınca, yetki sorununda çok bovutlu açmazlara girildi. Daha da önemlisi sendikalaşmış ve toplusözleşme hakkı olan önemli bir işçi kıtlesi, bu nedene bağlı olarak aylarca, yıllarca sozleşmesiz kalacak. Balıklar rıhtıma dizildi Öğleden sonra Balıkçılık Bakanlığı temsilcisi, tercuman Süleyman, bir kaç subay Yevpatoriyalı balıkçılarla birlikte tekneye geliyorlar. Herkes guvertede toplanıyor. Tercuman Süleyman, balıklann ve trolün alınacağını, bize de yemek için 50 tane kalkan bırakılacağını söylüyor. Sovyet balıkçılar»ambara girip, balıklan çıkarmaya başlıyorlar. Balıkçılık Bakanlığı temsilcisi rıhtımda volta atarken ara sıra, "Dava>, davay" (Çabuk) diye bağırıp çalışmayı hızlandırmak istiyor. Balıklar çıkarılırken herkes kamerada otuıuyoı Kimseden çıt çıkmı\or. Saim Reis elindekı çakı ile yattığı ranzanın tahtalarını hırsla yontuyor. Hilmi Reis, başı ellerı arasında duşünup duruyor. Balıklann rıhtıma dizilmesi uç saat suruyor. Rıhtıma dızıli balıklar bir kere daha sayılıyor \e Sovyet balıkçılar birbirlerıyle tartışıyorlar. Buzlukta 563 tane olarak bilinen kalkanların 150 tanesi kayıp. Kumanva ve sigara bitmek üzere Akşam kamarada karavana tenceresine doldurulan patates salatasını kaşıkhyoruz. Gunler geçtikçe kumanyamız azalıyor. Sigaralar ise bitmek üzere. Sigara için arada bir aramızda sert tartışmalar çıkıyor. Saim Reis 12 yıl once yakalandığı günlerı anımsıyor: "Sigaramız bitince ne yapacağımızı şaşırdık. Ne saatler geçer ne gunler. En sonunda çarevi kâğıda sardıgımız ça>ı sigara niyetine içmekte bulduk." Cuma akşamı hava kara İtirazlar reddediliyor Istatistiklerin dayandınldığı, işyerleri dökumune göre uyelik durumları da bilgi olarak verilemiyor. istatistiklere itiraz davalarına bakan Ankara iş mahkemeleri de bu durum karşısında, sadece %10 barajı aşamamış sendikalann hak iddıalan açısından itirazları bilirkişilere havale ederek inceleme yolunu benimsediler. Kendisi barajı aşmış, aşmamış, başka sendikanın uye Dava konusu olabilir Sendikaların üyelik beyanlarının yasal geçerliliği daha önce araştınlamadığı için, Bakanlıktaki eski belgeler, yeni istatistikler ve noter bildirileri tasnıf edılip her işyeri için biraraya getirilip yasal geçerlilikler belirlenemediğinden, Bakanlıktan gelen cevaplar hem gecikecek, hem de gerçeği yansıtamadığından yaygın ıtirazlara, yeniden sahtecilik iddıalan ile davaların açılrnası SO \ ) 1 7 ASKERİNÖBETTE Rıhtıma bağlı olduğumuz yerde Sovyet askerten nobet bekliyor. Silah olarak bellerinde sadece kasatura var. Bize oldukça iyi davramyorlar. YAREV: Sovyet limamndan kaçıyoruz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle