15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1984 DIŞ HABERLFR ABD yönetimi Türkiye'den Denktaş'uı yumuşatılmasını istiyor Washington, perde arkasındaDe Cuellar'ınönerilerini "kuvvetle" destekliyor. ABD Dışişleri, Denktaş'ın "dengesiz" bulduğu önerileri "olumlu" görüyor ve Türkiye'den ağırlığını koymasım talep ediyor. Önümüzdeki hafta Kongre'de görüşülecek olan Türkiye'ye yardım konusu, Maraş'a ilişkin ilerleme sağlanmasına bağlandı. SEDAT ERGİN VVASHİNGTON ABD yönetimi, Türkiye'den Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'm Kıbrıs sorununa ilişkin olarak getirdiği son önerilerine destek istedi. ABD Dışişleri Bakanlığı bu isteğini Türk tarafına diplomatik kanallardan iletirken, De Cuellar'ın geçen hafta New York'ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a »uııduğu önerilerin uygulamaya konulması konusunda yardımcı olunmasını istediği bildirildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı bu çerçevede KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın De Cuellar'm önerilerine "olumlu" bir şekilde yaklaşması için "teşvik edilmesi geregi" üzerinde durdu. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzeydeki bir yetkilisi, Cumhuriyet'e, "Ankara'nın BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu tıkanıklığın aşılması amacıyJa üstlendiği girişime yardımcı olacağını ve destek vereceğini iimit ediyoruz" şeklinde konuştu. BM Genel Sekreteri De Cuellar, geçen hafta New York'ta Denktaş ile yaptığı görüşmede kendisinden Maraş'ın statüsüne ilişkin olarak 2 Ocak tarihinde yaptığı öneriyi " D a h a cazip hale getirmesini" istemişti. Denktaş, 2 Ocak tarihli önerisinde Kıbrıs sorununa nihai bir çözüm bulunmasını beklemeden Maraş'ın BM gözetiminde yeniden Rumların yerleşimine açılmasını kabul edebileceğini bildirmiş, ancak bu konudaki anlaşmanın yapılabilmesi için oncelikle topİumlararası görüşmelerin başlaması koşulunu getirmişti. De Cuellar ise New York göruşmesinde Denktaş'tan Maraş'ta atacağı adımı belli karşılıklara bağladığı bu tutumundan geri dönmesini talep etmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı, De Cuellar'm sözkonusu beklentisini Denktaş'a iletmesinin ardından Kıbrıs sorununda bir iJerleme sağlanmasını buyük olçüde Denktaş'ın göstereceği esnekliğe bağlı görüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Kıbrıs dosyasından sorumlu üst düzeydeki yetkililere göre, ilerleme sağlanması, "bazı siyasi risklerin göze alınması" ve böylelikle "siyasi arzunun gösterilmesi" noktasında düğumleniyor. İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzeydeki bir ABD'li yetkili, KKTC liderliğinden beklentilerini ifade ederken "Sayın Denktaş'ın BM Genel Sekreteri'nin getirdiği oneriler karşısında olumlu bir yaklaşım içine gireceğini ümit ediyoruz" şeklinde konuştu. ABD yönetimi, bu aşamada BM Genel Sekreteri'nin üstlendiği girişimi perde arkasından "kpvvetle" destekliyor ve cabalannı söz konusu oneriler uzerinden bir ilerleme sağlanması noktası üzerinde yoğunlaştırıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Denktaş tarafından "dengesiz" olarak nitelendirilen önerileri "ilerlemeye zemin hazırlayacak nilelikle" buluyor. Bu çerçevede, Denktaş'ın De Cuellar'm önerilerine vereceği cevap, daha doğrusu Maraş'a ilişkin 2 Ocak tarihli önerisinden geri dönup dönmeyeceği merakla bekleniyor. De Cuellar'm Maraş'ın Rumlara geri verilmesi karşılığında. Denktaş'ın tanımlamasına bakılırsa "somul güvenceler getirmemesi" konusunda ABD Dışişleri Bakanlığı çevrelerinde herhangi bir yorum yapılmıyor. Benzer şekilde Denktaş'ın başından beri üzerinde hassasiyetle durduğu, federal bir çözümde Türk tarafının "eşitliği"nin Kıbrıslı Rumlar tarafından kabul edilmesi konusunda ise "Bu, iki tarafın görüşmeler sonunda karar verecekleri bir şeydir" görüşu getiriliyor. Bununla birlikte, De Cuellar'm Denktaş'a Maraş'ta atacağı bir adım karşılığında öngördüğü ve KKTC lideri tarafından "gevşek" bulunan güvenceler NVashington tarafından da destekleniyor. İşte Denktaş De Cuellar görüşmesinden sonra geride bıraktığımız hafta diplomatik kanallardan yapılan temaslarda ABD yönetimi bu göruşlerinden Ankara'yı haberdar kıldı ve De Cuellar'a üstlendiği girişimde yardımcı olunması beklentisini ifade etti. Ankara'nın VVashıngton'a verdiği yanıtta ise Denktaş'ın BM Genel Sekreteri'nin girişimine yardımcı olması için teşvik edileceği belirtilmekle birlikte, dolaylı olarak güvence konusu gündeme getirildi ve Rumların toplumlararası görüşme masasına oturtulması için ikna edilmeleri gereği vurgulandı. Özetlemek gerekirse, Washington, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın Maraş konusunda De Cuellar'a vereceği yanıtı bekliyor. VVashington'a göre bu yanıt Türkiye'ye yapılacak askeri yardımlann Kongre'de önumuzdeki hafta yeniden gündeme gelişi öncesinde büyük önem taşıyor. Çünkü, Kongre'de yardımlar konusunda takınılacak tavır doğrudan önümüzdeki "biriki hafta içinde" Kıbns'ta ilerleme sağlanıp sağlanmamasına, başka bir deyişle Denktaş'ın Maraş'ta ödün verip vermeyeceğine bağjuun venp vermeyeceğine oagIanmış durumda. lanmış durumda. CUMHURİYET/3 POUTIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Lozan'ın ardından Lozan'daki Lübnan Ulusal Uzlaşma Konferansı'nda dişe dokunur hiçbir anlaşma sağlanamadı. Böyle olması da olağandı. Müslümanlar, konferansa, sistemdeki temel haksızlıkları değiştirmek amacı ile gitmişlerdi. Ülke nüfusunun % 60'ını oluşturmalarına karşm. devlet yönetimi, ya da siyasal iktidar azınlıktaki Hıristiyanlarda idi. Bu haksızlığın ortadan kaldırılması, köklü siyasai reformların yapılması gerekiyordu. Hıristiyanlar ise her ne pahasına olursa olsun ayncalıklarını korumak kararındaydılar. Bir iki göstermelik reformla, Müslümanları yatıştırmayı, daha doğrusu uyutmayı tasarlıyorlardı. Dürzi lider Velid Cunblat bu tutumu konferans sırasında yaptığı bir açıklamada şöyle anlatmıştı: "Biz onlardan, devleti eşit biçimde yönetmemizı ve bu hedefe yönelik siyasal reformların yapılmasını istiyoruz. Onlar ise bize yüksek düzeyde görevler vermeyı öneriyorlar". Lozan'da taraflardan bıri düzenin değişmesini, diğeri ise o düzenin ufak tefek değişikliklerle korurımasını istiyordu Ya Surıye? Biz Suriye'nin Lübnan'da düzende köklü biçimde değişiklik yapılmasını istediğini hiç sanmıyoruz. Çünkü bu çapta bir düzen değışikliği Hafız Esat'ın "böl ve yönet" teorisine aykırı düşebilir. Bu bakımdan Suriye'nin görüşünün, Hıristiyanlann görüşüne daha yakın olduğu söylenebilir Suriye'nin Lübnan'da köklü bir düzen değışikliği ıstemeyişinin çok önemli iki nedeni daha vardır. Önce tıpkı Lübnan'da azınlıktaki Hıristiyanlann iktidarda oldukları gibi, Suriye'de de Hafız Esat'ın üyesi olduğu azınlıktaki Alevı'ler ıktıdardadır. Esat, Lübnan'da Hıristiyanlara karştçoğunluktaki Müslümanları destekleyip onların iktidara gelmesını savunursa. bu davranış kendi ülkesi için tehlikeli bir örnek oluşturabilir. Lübnan'da çoğunluktaki Müslümanların yönetimi paylaşma özlemini destekleyen bir rejim, kendi ülkesinde çoğunluktaki Sünnilerin seslerine uzun süre kulaklarını tıkayamaz. Hafız Esat'ın Lübnan'da köklü reformlardan çekinmesinin diğer önemii bir nedeni de sanırız Şii'lere karşı duyduğu korkudur Suriye'nin iran'la dostluğu ve Lübnan iç savaşında Şii'leri desteklediği düşünüldüğünde bu değerlendirme çelişkili görünebilir. Ama İranla uzaktan dostluk ve kendi denetimi altında olan Şiilere silah yardımı yapmak başkadır; burnunun dibinde guçiü bir Şii devletinin kurulması başka. Lübnan da düzen değiştiği takdırde, ülkenın en büyük ve güçlü toplumu olan Şiilerin. yönetimde ağırlık kazanacağı açıktır. Bu toplum iç savaş sırasında kararlılığını ve carpışma yeteneğini kanıtlamıştır. Lübnan'da kurulacak Şii ağırlıklı bir yonetimın İranla yakın ilişkiler kuracağı rahatça söylenebilir. Din devletinin kurulmasını öngören Şii devrimı. Lübnan'da kendisine güçlü bir dayanak bulduktan sonra, lâik olan Hafız Esat rejımini temellerinden sarsabilir. Şiilerin iktidarda olduğu bir Lübnan, Hafız Esat'ın planlarının tersine Suriye'nin değil, İran'ın etki alanına kayar ve Hafız Esat'ın azınlık iktidarı da Şii devrimi tarafından kuşatılmış olur. Suriye için önemli olan, Lübnan'ın dış polıtikası ve İsrail ile olan ilişkilerıdir. Hafız Esat, bu konuda hedefine uiaşmış, Lübnanİsrail anlaşması ıptal edilmiştir. Bundan sonraki aşamada Suriye için önemli olan, Lübnan'da istikrarın sağlanması ve Beyrut hükümetinin aış politikada Şam'ın denetimi altında bulunmasıdır. Hafız Esat bu koşul sağlandığı takdirde esnek davranabileceğini de göstermiş ve Beyrut a israille güneyde yeni "güvenlik düzenlemelen" yapma izni vermiştir. Ancak bu noktada Suriye ile Lübnanlı Müslümanlar arasındaki çelişki ortaya çıkmaktadır. Çünkü, istikrar Suriye için, Lübnan'daki düzenin ufak tefek değişikliklerle korunması ve herhangi bir grubun yönetimde ağırlık kazanmasının önlenmesi anlamına gelmektedir. Müslümanların özlemleri ise bu sınırlann ötesine taşıyor. Kanlarını akrtarak savaşmışlar, bileklerinin hakkı ile zafer kazanmışlardır. Şimdi yönetimde hak ettikleri yeri istemektedirler. Bu istekleri ile de Suriye'nin çıkarlarınaters düşmeye başlamışlardır. Soruna bu açıdan bakıldığında, Lozan Konferansında bir anlaşma sağlanamamış olmasının Hafız Esat'ı tedirgın ettiği düşünülebilir. Öte yandan konferansa katılan liderlerin tümü de kendi toplumlanna elleri boş dönmektediıier ki, bu olgu da herhalde tçeride güç duruma düşmelenne yol açacaktır. Omeğin, iç savaşta en ağır yükü üstlenmiş olan Şiilerin lideri Nebih Berri, dökülen bunca kana rağmen, Lozan'da dışe dokunur hiçbir şey elde edemeden ülkesine dönmektedir. Aynı gözlem Dürzi lider Cunblat için de yapılabilir. Hıristiyan liderler ise ayrıcalıklı durumlarını şimdilik korumalanna rağmen bunu, gelecek için de garanti edememişlerdir. Falanjist milisler, Lübnanİsrail anlaşmasının iptalıne karşı olduklarını ve Hıristiyan liderlerle uyuşmadıklarını Lozan Konferansı'ndan önce açıklamışlardı. Lübnan bunalımının henüz çözümden çok uzaK olduğu gc LUDnan Dunaiımının nenuz çozumaen ÇOK uzak oıaugu görülüyor. rülüyor. Rauf Denktaş Perez de Cuellar Ozetle Sovyetler Birliği, uzaydaki silah yarışınm önlenmesini sağlayacak bir anlaşma yapdması için zjamanın geçmekte olduğunu bildirdL Cenevre Silahsızlanma Konferansı'nda söz alan SSCB temsilcisi Viktor tsraelyan, ABDnin uzay silah sistemleri oluşturulması planımn, dünyayı nükleer felaketin eşiğine getireceği görüşiinü savundu. (a.a.) El Salvador'da Başkanhk seçimi yarın SSCB: Silah ynrtşı önlenmeli Kampanya bitti kavga sürüyor Farabundo Marti gerillaları, mermi yüklü bir askeri uçağı havaya uçurdu. ABD hükümetinin bir yetkilisi: El Salvador polis yöneticisi Carranza, CIA'dan 5 yıldır maaş alıyor. EL SALVADOR, (AP) Yarın başkanhk seçimlerinin yapılacağı San Salvador'da, seçime katılan 3 partinin yandaşlanyla, "Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Örgütü" militanlan arasındaki çatışmalar gitgide şiddetleniyor. Başkentte, bir polis sözcüsü, yaptığı açıklamada, küçük yerİeşim bölgelerinde seçimlerin engellenebileceğini, ancak büyük kentlerde böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını belirtti. Farabundo Marti'nin bir kanadı olan "Devrimci Halk Ordusu"nun liderı, Joaquin Villalabos, örgütün yeraltı radyosu "Venceremos"dan yayınlanan bir konuşmasında, "Seçime karşı olmadıklannı. ABD'nin, ülkeyi işgal için gerekli ortamı oluşturmasını engellemeye çalıştıklarını" söyledi. Ulkenin doğusundaki San Miguel kenti yakınlarındaki havaalanına inen mermi yüklü askeKampanyanın sona erdiği çarşamba gününden bu yana, seçime katılan partilerin yandaşlan arasmda da yer yer çatışmalar çıktığı, yüzlerce kişinin yaralandığı bildirildi. ri bir uçak, uzaktan kumandalı bomba ile havaya uçuruldu. Bölgenin askeri yetkilisi, uçakta yılzlerce kutu mermi bulunduğunu açıklayarak, eylemin, Farabundo Marti tarafından gerçekleştirildiğini sandıklarını söyledi. Yönetici, "Doğu bölgesinde seçimlerin engellenmesi isleniyor. Ama bunu başaramayacaklar" şeklinde konuştu. ABD hükümetinin bir yetkilisij El Salvador polis yöneticisi ve "Ölüm Mangalan"yla yakın ilişkiler içinde olduğıı bilinen Nicholas Carranza'nın, CIA'dan, S yıl süreyle, ayda 810 bin dolar (2.53 milyon lira) maaş aldığını öne sürdü. Carranza ise, El Salvador'daki bürosunda, AP muhabirine, "CIA'dan bugüne kadar hiç para almadığım" söyledi. Beyrut'ta dünkü çarpışmalarda 17 kişi öldü İtalynnlar ABD füzelerini istemiyvr ttaiya'da Amerikan nükleer füzelerin yerleştirileceği bölgede yapılan bir kamuoyu yoklaması, nükleer füzelere karşı olanların yüzde 92'den fazla bir oranda olduğunu ortaya çıkardu Sicilya'nın Comizo bölgesinde yapılan araştırmada, yöre halkımn yüzde 92.6'sı, topraklarında füze görmek istemediklerini bildirdi. (ANKA) Harrods'u bombalavan yukalandı kişi BEYRUT (AP/a.a.) Be> rut'ta Dürzi Milisler ile Sünni Müslümanlar arasında meydana gelen çarpışmalarda 17 kişi öldü, 80 kişi de yaralandı. Çatışmalardan sonra Sünni Müslüman Murabitun milisleri ile Dürzi milis kuvvetleri ateşkes üzerinde anlaşmaya vardılar. Dun TSİ saat 2O.3O'da yünirlüğe giren ateşkesten sonra çoğunlukla Müslümanlar'ın yaşadığı Batı Beyrut'ta durumun sakin olduğu bildiriliyor. Dürziler'in düzenlediği bir dizi baskınsonucubaşkenttebulunan önemli mevzilerinin çoğunu kaybeden Sünni Müslüman Murabitun, milisleri mevzilerini ele geçirebilmek üzere yoğun saldırıya geçtiler. Çarpışmalarda çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 17 kişinin öldüğü 80 kişinin de yaralandığı Lübnan polisi tarafından açıklandı. Dürzi milislerin, dün ele geçirdikleri Murabitun merkezini Lübnan kuvvetlerine teslim ettikleri bildiriliyor. tngilterenin başkentiLondra'da 17 aralıkta 6 kişinin ölümü, 94 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Harrods mağazasımn bombalanması ile ilgili olarak, Belfastlı bir kişinin tutuklandığı bildirildi. Scotland Yard polisi 29 yaşmdaki Paul Kavanagh adındaki şüphelinin Londra Mahkemesi onüne çıkanldığını açıkladı. Kavanagh'ın, bombalama eyleminin yanı sıra, daha önce yapılan başka saldınlar ve silah bulundurmak suçlarından da yargüanacağı belirtildi. (THA) Mittenund ABD'de Uk konuşmasını yuptu Devrim ve savaşın bitmesi için yoksıdluk önlenmelî Dış Haberler Servisi Fransa Devlet Başkanı François Milterrand seklz günlük resmi bir ziyaret için bulunduğu ABD'de, yaptığı konuşmada "üçiincü dünyadaki devrimlerin ve savaşlann önlenmesi için yoksulluk ve sefaletin azaltılması gerekir" dedi. Beyaz Saray'da Ronald Reagan, bando ve 21 pare top atışıyla karşılanan Mitterrand, önceki gün ABD Senatosunda yaptığı konuşmada "Batıyı. dünyadaki sefaleti azaltmaya" çağırdı. Fransa Devlet Başkanı "Üçiincü dünyadaki devrimler ve savaşlar oncelikle yoksulluk ve ekonomik sömürüden kaynaklanıyor." dedi. Mitterrand bu nedenle, devrimlerin ve savaşlann önlenmesi için gelişmiş ülkelerin, üçüncü dünyaya yar dım etmesi gerektiğini belirtti. Mitterrand üçüncü dünyanın çalkantılannın bitmesi için "zenginierin yoksullara yardım etmesi gerektiğini" söyledi. Fransa Devlet Başkanı, ulkesinin Orta Amerika'da barış ve demokrasi kurulmasını istediğini belirtti. Mitterrand konuşmasında DoğuBatı ilişkilerine de değinerek ABD ile Sovyetler Birliği arasında yeni bir diyalog başlamasını istedi. Ulkesinin banşı desteklediğini söyleyen Mitterrand barışın sağlanması için "DoğuBatı arasındaki güçler dengesinin surmesinin zorunlu olduğunu" kaydetti. ABD Başkanı Reagan ise, Mitterrand'a Washington'un "Avrupa'nın güvenligini desteklediğini" ve Sovyetlerle d>yalog kurulmasını istediğini belirtti. Genscher raporu: Türkiye'ye karşı daha yumuşak tavır • NİLGÜN CERRAHOĞLU NİLGÜN CERRAHOĞLU BRÜKSEL Bir süre önce Türkiye'ye gelerek temasiarda bulunan Federal Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, raporunu Avrupa Parlamentosu Başkanhk Divanı'na sundu. Genscher'in raporunda Türkiye'ye karşı yumuşama tavsiye ediliyor ve TürkAET Karma Parİamento Komisyonu' nun yeniden oluşturulması gereği üzerinde duruluyor. Avrupa Parıamentosu Başkanhk Divanı, Genscher raporunu Siyasi Komisyona gönderdi. TürkAET Karma Parlamento Komisyonu üyeliği yapmış olan iki F. Alman milletvekili Langes ile Lemmer de Başkanhk Divanı'na verdikleri ortak mektupta, Türkiye'de siyasi durumun menyıuniyet verici olduğunu bildirdiler ve Karma Par ALK1ŞLAND1 François MitterrandJtonaldReagan harareık' alkışlandu tarafından Japonya Başbakanı Yasuhiro ÎSakasone, 20 nisan 8 mayıs tarihleri arasında Hindistan ve Pakistan'ı ziyaret edecek. Japonya Dışişleri Bakanlığı, Nakasonenin Hindistan Başbakanı Indira Gandi ve Pakistan Devlet Başkanı Ziya C'l Hak ile görüşmelerde bulunacağını bildirdL (a.a.) Nakti&one'nin ziynreü Saros Körfezi bunalımu Kapsis'in başuıı yiyor STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunan Dışişleri Bakan Yarduncısı Yuannis Kapsis'in Kıbrıs konulanndan sonra TürkYunan ilişkileri konulanndaki sorumluluklarından da anndınlması bekleniyor. Sosyalist PASOK hükümetinin 1981 seçimlerinden sonra iktidara gelmesi üzerine"TaNea" gazetesinin genel müdürlüğünden, Dışişleri Bakan Yardımcılığına getirilen Yuannis Kapsis, 1982 yılı içinde Türkiye ile Yunanistan arasında moratoryum anlaşmasının imzalanması yolundaki uğraşılanyla diplomatik yaşamında ilk kez sivrilmişti. Midilli adası doğumlu, ancak ailesi Anadolu Helenleri kökenli Dışişleri Bakan Yarduncısı Kapsis bugunlerde de Sarcs Körfezinde geçtiğimiz haftasında meydana gelen olaylardan Türkiye ile Yunanistan'ın arasının tehlikeli biçimde açılması ve olaylara gerekenden çok boyut kazandırılmasından ötürıi suçlanıyor. P a p a n d r e u ' n u n güvenilir adamlanndan olarak bilinen Kapsis, Sarcs Körfezi olayından sonra, olağanüstü toplanan Yunan Dışişleri ve Savunma Bakanhkları Kurulu (KYSEA)ya "Olayın yüzde 100 ve önceden planlı bir Türk tahriki olduğunu" öne sürdüğü ve "Bu olaydan sonra Türkiye'ye gereken dersin verilmesi yolunda Ankara'daki VunanBıi) ukelçisiniıgeri alınması ya da Gümülcine'deki Türk Konsolosu'nun Türkiye'ye gönderilmesi" biçiminde sert önlemler onerdiği çeşitli kaynaklarca belirtiliyor. Kapsis söz konusu önerilerini Başbakan ve Savunma Bakanı Papandreu'ya kabul ettirirken, Dışişleri Bakanlıgı'nın diğer yardımcısı Karolos Papulyas ile Savunma Bakan Yarduncısı Andonis Drossogiannis'in "Kararlann bu biçimde ivedilikle alınmasına karşı çıktıklan ve olayın dikkatli bir araştırmadan geçmesine inandıklan" öğrenildi. Saros Körfezı olayını Uk önce büyük tepkilerle karşılayan Yunanistan'ın aradan geçen 24 saat içinde "Türkiye'nin verdiği 2. izahatlan" olumlu biçimde yorumlaması ve tatmin edici bulması belki de Karolos Papulyas'ın önsezisinin doğruluğunu gösteriyor ve izlenilen siyasetin yanlışlığını kanıtlıyordu. Atina'daki diplomatik çevreler bu son olaydan sonra Kapsis'in Kıbrıs konusunda olduğu gibi TürkYunan ilişkileri konularında da devreden çıkabileceğini ve yerini Karolos Papulyas'a terkedeceğine inanıyor. Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Spyros Kipriyanu dün resmi görüşmeler yapmak üzere Federal Almanya'mn başkenti Bonn'a gitti, Kipriyanu, Bonn 'da Cumhurbaşkanı Carl Carstens tarafıdan kabul edildikten sonra Başbakan Helmut Kohl ile görüştü. Kipriyanu'nun Kohl ile görüşmesinde Lübnan ve Ortadoğu sorunu ile Kıbns'taki son durumun ele alındığı bildirildi. Kıbrıs Rum tarafı Dışişleri Bakanı Gerge lacovou da Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'le görüşmelerde bulunacak. Kipriyunu, Federal Almanyu'da a m e n t o nu, sosyalist parlamenterlerin 'lamento Komisyonu'nun yeninu, parlan den oluşturulmasını istediler. ftnprki üzerine "Türkiye'de Inden olusturulmasını istediler. önerisi ii7prinp "Tıirl Langes ve Lemmer'in ortak san H a k l a n " konusunda 21 şumektubu da Siyasi Komisyon'a batta bir toplantı düzenlemeyi havale edildi. kararlaştırmış, ancak toplantı Türkiye'nin konunun zaten daha sonra 26 nisana ertelenAvrupa İnsan Haklan Komisyo mişti. nu'nda görüşüldüğüne dikkati Avrupa Parlamentosu Siyasi çekerek, toplantınm yapdmama Komisyonu'nun Brüksel'de dün sı isteğine karşılık Komisyon şu yaptığı toplantıda konu bir kez bat ayı sonunda Paris'teki top daha ele alındı ve Turkiye'nin lantısında vazgeçme koşulu ola AET nezdindeki buyukelçisi Cerak sıkıyönetimin kaldırılmasını nap Keskin'in gonderdiği mekve düşunce suçlanndan mahkum tup okundu. Buyükelçi Keskin edilenlerin durumuyla ilgilenilmektubunda, Türkiye'de 13 ilde mesinjşart koşmuştu. sıkıyonetimın kaldırılmış oünaAvrupa Parlamentosu Siyasi sını hatırlatarak, bunun olumlu Komisyonu dün yaptığı toplan bir gelişme olarak dikkate alıntıda, 26 nisanda yapılması plan masını ve 26 nisan toplantısınlanan "Türkiye'de Insan Hakla dan vazgeçilmesini istedi. n " konulu toplantıdan vazgeçilmesi yolundakı önerileri benimsemediğini açıkladı. AET'nin yasama organı olan Avrupa Parlamentosu'nun Siyasi Komisyo IsraiFde erken seçimlere İsrail parlamentosu, önceki gün 58 ret oyuna karşılık 61 oyla erken seçimlere gidilmesini kararlaştırdı. Şamir hükümeti, seçimlerin 1 yıl sonra yapılmasını isterken, muhalefet mayısta sandık başına gidilmesini savunuyor. KUDÜS, (AP) İsrail Parlamentosu (Knesset) muhalefetteki İşçi Partisi'nin önerisini kabul ederek erken seçimlere gidilmesini kararlaştırdı. 120 üyeli parlamento, 12 saatlik bir tartışmadan sonra önergenin oylanmasına geçti. İşçi Partisi'nin önerisi 58 red uyuna karşılık 61 oyia kabul edildi. Eski Başbakan Menahem Begin oylamaya katılmadı. Iktidardaki koalisyon üyelerindcn 5 milletvekili İşçi Partisi'nin onerisine olumlu oy verdi. İşçi Partisi'nin önergesiyle gidiliyor benzer iki onerge yasa komitesine yolıaııuı. Komııenın erken seçim tarihini belirlemesi gerekiyor. İşçi Partisi erken seçimlerin mayıs ayında yapılmasını isterken Şamir hükümeti seçimlerin bir yıl sonra yapılmasını savunuyor. Şamir hükümeti ulkede yururlüğe konan kemer sıkma politikasının sonuçlarının alınabilmesi için bir yıllık süreye daha ihtiyaç olduğunu savunuyor. Yasa komitesinin üç öneriyi tek bir önerge haline'getirip tekrar parlamentoya sunması bekleniyor. Avrupa KonseyVnin heyeti nisanda geliyor STRASBOURG (AP) Av rupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Meclisi (Genel Kurul), dün 20 kişilik bir delegasyonun nisan sonunda Türkiyeye gonderilmesini kararlaştırdı. Avrupa Konseyi Asamblesi Siyasi Komisyonu üyesi Claude Dejardin, yaptığı açıklamada, mayıs ayında yapılacak Asamble toplantısına Türk parlamenterlerin alınıp alınmamasını belirlemede bu gezinin çok önemli bir rol oynayacağını söyledi. Bu arada konsey binasının önunde toplanan 12 kadar Turk, birbirlerini zincirlemiş halde gösteri yaptılar ve bildiri dağıttılar. Türkiye'den Fransa'ya kaçan söz konusu kişiler, Avrupa Insan Hakları Komisyonu uyeleriyle gorüşmek istediler. Siyasi Komisyon'un toplantısı nedeniyle Strasbourg'da bulunan MDP milletvekili Kâmran İnan, hapishanelerde işkence yapıldığı iddialannı reddetti ve "Türkiye'de bir tek siyasi tutuklu yoktur" dedi. İnan, "Aynı olay İlalya, Federal Almanya veya İspanya'nın başına geldiğinde bunların adı terorist olu\or, Türki>e">le ilgili oiunca bunların adı politik tutuklu oluyor" dedi. İnan, Asamble delegasyonunun Turki\e'ye gelmesine itirazları olmadığını belirtti. Nikaragua'da çarpışmalar sürüyor; 105 ölü daha MANAGUA, (AP) Nikaragua'nın doğusundaki El Almendro ve Nueva Guinea kasabalarında, ordu birlıkleriyle sağcı gerillalar arasında çıkan çatışmalarda, toplam 105 kişi öldü. Açıklamayı yapan askeri yetkili, çatışmalann devam ettiğini, ölü sayısının artacağını sandıklarını söyledi. La Tronguera ile Rancho Grande kentleri yakınlarında da yer yer çatışmalar meydana geldi. Bolgeye yeni askeri birlikler gönderildiği bildirildi. Ote yandan, Kuba"nın Nikaragua'ya göndereceği 2 bin öğretmenin ilk 160'ı, uçakla Managua'ya gitti. Öğretmenlerin, askeri eğitim gorüp görmedikleri bilinmiyor. 3 savaş suçlusu idam edildi Sovyetler BirliğVnin Vkrayna Cumhuriyetinde 2. Dünya Savaşı sırasında burada bulunan Yahudilere karşı katliama girişmek ve Alman işgal kuvvetleri ile işbirliği yapmak suçlarından 20 yıl hapse mahkum olan 3 kişi, idam edildi. ŞAMİR Yenilgiyi tattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle