15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuHYet Sahibı: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şirketı adına Nadir Nadi, • Genel Ya>ın Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru: Emine Uşakhgil, Yazı lşlerı Muduru: Okay Gonensin. • Yazı Işlerı Mudur Yardımcısı: Ahmct Korulsan. Haber Merkezı Muduru Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmeni: Ali Acar. TAKVtM 24 Mart 1984 trasak: 5.29 Güneş: 6.54 Temsılcıler ANKARA: Yalçın Doğan, IZMIR Hikmet Çetinkaya, ADANA Mehme< Mercan, • Servıs Şeflerı. Istanbul Haberlerı: Selahaltin Guler, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı Osman llagay, kultur Aydın Emeç, Magazın. Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı Kbdulkadir Yucelman, Duzellme Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpa>. Ikindi: 16.42 Aksam: 19.29 Yatsı: 20.47 Burolar: * A«kar«: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel: 189851253257, Idare: 183335, • tzmir: Halit Zıya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adau: Ataturk Caddesı, T.H.K. İşhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumbariyet Matbaacılık ve Gazetecdik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağalojlu, tst. PK: 246tst. Tel: 5209703 Telex: 22246 öğle: 13.15 KARADENIZ, BAUGIZOR VERIYOR Yazı ve fotoğraflar: KADİR CAJ\ KARADENİZ'E GÜVES OLMAZ Kendisigibi, dalgaları da bu\uk Karadenız'ın. Tekneler fındıh kabuğu gibi, savrulup gidiyor. Denizciler alışık, ama onları bile zaman zaman canlanndan bezdirdiği oluyor. Karadeniz 'le ilk tanışanın ise dayanması zor. Ekmeğini dev dalgalarm altında arayan birçok denizciyi yutmuş, götürmuş derinliklerine. Ama yine de yudiTtunamış. GÜVERTE BALIK DOUJ Çakramn yardımıyla yukan çekilen ağlardan, her çeşit balık çıkıyor. Kalkan, Mersin, Morina ve Sıvıska. Bahkçılar bunlan soğuktan yan donmus elleriyUk ağlardan çıkartıp guverteye firlatıyorlar. Bahk, eüerinin acısmı unutturuyor. • «Şamandıra ararken Sovyet sıılarına düşüyoruz MM. asanbey''in su ve buz depolartnı doldurup, bizi dev dalgalarıyla karşdayan Karadenize "merhaba" dedikten sonra rotayı 15 derece çeviriyoruz. Hedefimiz Kırım Yarımadası'nın batısındaki "fergan''Burnunun 20 mil aeığı. 15 giin önce denize bırakılan 33 kilometre uzunluğundaki kalkan ağlarını bulup eekeceğiz. En az 32 saatlik yolumuz var. 22 Şubat sabah saat 8.00 Rumelikavağı mendireğı içindeki "Hasanbe)" adlı teknenin 450 beygir gücündeki motoru insana güven veren bir sesle çalışmaya başlıyor. Birkaç dakika önce Saim Reis tarafından uyandınlan tayfalar görevleri başına koşuyorlar. Halatlar çözülüyor. Ve "Hasanbey" ağır ağır mendirekten çıkıp Sanyer'e doğru yol alıyor. Yenimahalle'deki buzcunun iskelesine yanaşıyonız. 200 kalıp buzun ufalanıp ambara atılması yaklaşık iki saat sürüyor. Su ve buz depolannın dolmasından sonra tekrar RumelikavağTna donüyoruz. Saim Reis'in ağabeyi Hilmi Reis bızi nhtımın uzerinde bekliyor. "Hasanbey"in kaptan köşkünde Saim Reisle konuşuyoruz. Saim Reis kıyıları göstererek isimleri sayıyor: "Burası "Büyıik liman", "Hamsiköy". "Gürieyenkaja" ve"Garipçe". Evlerimn pencerelerinden, balkonlanndan ağlar sarkan Garipçe'yi. bira dahil hiçbir içkinin satılmadığı Boğaz'ın en buyuk balıkçı koyu Rumelifeneri'ni geride bırakıp Karadeniz'e "Mertaaba" diyoruz. Teknenin sahibi Saim Arslan 45 yaşında ve 4 çocuk babası, ağabeyi Hilmi Arslan ise 51 yaşında ve 5 çocuk babası. İki kardeş kendilerini bildi bilelı denizci. Saim Arslan 1968 yıhnda, Tellibaba'da yaptırdığı tekneye babasının adını vermış: "Hasanbey". Saim ve Hilmi kardeşler 20 yıldan bu yana kalkan mevsimi olan ocak haziran aylan arasında uluslararası sularda avlanıyorlar. 20 yıldır Arslan kardeşlerin başlanndan çok olaylar geçmiş, nice fırtınalar atlatmışlar. Romenler, Bulgarlar ve Sovyetler tarafından defalarca yakalanmış fakat yılmamışlar. "Kiiçıik de olsa bir servetimiz var. Bunun mayası kalkancılıktan geldiği için bu ise ölünceye kadar devam edecegiz" diyorlar. Bizi dev dalgalarıyla karşılayan Karadeniz'e "Merhaba" dedikten sonra rotayı 15 dereceye çeviriyonız. Hedefimiz Kırım Yanmadasının batısındaki "Targan" Burnunun 20 mil açığı. Burada 15 gun once denize bırakılan 33 kilometre uzunluğundaki kalkan ağlarını bulup çekeceğiz. En az 32 saatlik yolumuz var. K .alkanKuleden etrafı seyrediyorum. Bir ara sisler ağlarmın bağlı bulundugu şamandıralan anyoruz. arasmdan. gözüme yüksek bir beyaz kule ile binayn benzer yapdar çarptyor. "Kara göründü" diye bağmyttrum. Saim Reis hemen yol kesiyor. uVay canına be, 6u Targan Feneri. Rotayı amma şaşırmışız. Babamızm evine girer gibi Rus sularına girmişiz" diyor SUNUŞh 'Kalkan, balıkçı tablatannda kilosu 2 bin 2.500 ttradan satıltyor. "Çok pahalı" diyoruz. Satıcının cevabı yalın: "Biz de pahalı alıyoruz"Balıkçılara soruyoruv "Bu mereti yakalamak zor ve zahmetlı" diye yanıt veriyorlar. Niçin zor, neden zahmetli? AkUmızda hep bu sorular. Bahkçılar: "Anlatmakla olmaz, yaşamak lazım" diyorlar. "Pekı" diyoruz, "yaşayalım". Ve zorlukları, zahmetleri kalkancılarla birlikte yaşamaya karar veriyoruz. "Dayanamazsın" diyorlar, "Bu mevsımde Karademz aamasızdır" diyorlar. Korkmuyor değiliz ama "korkunun ecele faydası yok." Ve fotoğraf makinelerini, uyku tulumunu çizmeleri yuklenip "Hasanhey" teknesine II. balıkçı olarak biniyoruz. Rumelikavağı'nda başlayan yolculuk, yine aynı limanda noktalanıyor, ama arada Kırım'in batısındaki Yevpatorıya'da zorunlu 16 gunluk bir duraklama var. Fırtına, tutuklanma, baüklan saklama, halk mahkemesi, batma tehlikesi derken asağıdaki röportaj olusuyor. Kalkan avı zor, gerçekten zahmetli. Ölıım de var. rine gittiğimiz şamandranın numarası "dört". Saim Reis, 1 numaralı şamandrayı bulmamız gerektiğini söyluyor. Yolumuza devam ediyoruz. Dolaş Allah dolaş şamandra yok. Saatler ilerledi. Öğle yemeği yemek bile kimsenin aklına gelmedi. Uçsuz bucaksız deniz, araki bulasın. Sabah saat 7.30 da başladığımız şamandra avını öğleden sonra da sürdurüyoruz. 11 saatlik şamandra arama macerasının ardından tayfalar ağlara büyuk bir sevinçle sarılıyorlar. "Hasanbey"in sancak tarafında bulunan ve buyuk bir makaraya benzeyen dolap içerıye doğru dönmeye başlıyor. Çakra adı verilen bu dolabın yardımı ile ağlar daha kolay çekiliyor. İki tayfa ağlan çekerken üçüncü tayfa çakranın yanında bekliyor ve ağa iyice takılmayan kalkanlan kakıçla yakalıyor. Diğer tayfalar çekilen ağlardaki balıklan, naylonlan ve çah çırpıları çıkanyorlar. Ağlara taküan naylon torbalar ve poşetler yabancımız değil. Hemen hepsinin üzerindeki yazılar Türkçe. Marmara ve Boğaza atılan çoplerin içindeki naylon torbalar, akmtı ile buralara kadar gelmiş. Çekilen ağlar 60 kulaçlık parçalar halınde leğenlere doldurulup guverterteye dizilirken, Kalkan, Mersin, Morina ve Sıvışkalar ambara atıhyor. Kalkan balıklan ambara atılmadan önce teker teker yıkanıp fırçalanıyor. Kalkanlar depoda buzlanıyor. la kamarada ısınıyoruz. Aşçılık görevini yuklenen Haşim Müsellim'in demlediği çayı içip zeytin ekmek yiyoruz. Saim Reis: "Zeytin ekmek teknenin malı" diyor ve ekliyor: "Sabah kahvaltısı zeytin ekmek çay veriyoruz. tsteyen arkadaşlar yanlannda yag, reçel, yumurta ve peynir gedriyorlar. Buna da Kohnk' diyoruz." Kahvaltıdan sonra dümen başında nöbet tutan iki balıkçı ve yemek pişirme hazırlığı yapan Haşim'in dışında herkes uyuyor. Haşim önce soğan doğruyor sonra ayıkladığı pırinçleri yıkıyor ve : "Ögle yemegi kuru fasulye pilav" diyor. Yunuşlarla yarış Öğle yemeğinde Haşim fasulye doldurduğu tabağı bana nzatıyor. Tabağı tutuyorum fakat içindekileri tutamıyorum. Tekne sallandıkça tabağın içindeki fasulyeler de sağa sola dökülmeye başlıyor. Fasulye dolu tabakla birkaç dakika süren valsden sonra çareyi "papara" yapmakta buluyonım. Yemekten sonra dalgalar büyümeye başlıyor. Deniz tutmasın diye kamaradaki ranzaya uzanıp uyumaya çalışıyorum. Hilmi Reis: "Karadeniz'e güven olmaz, bu dalgalar benim diyen denizciyi bile canından bezdirir" diyor. Akşam zeytin ekmek yiyip çay içtikten sonra yatıp uyuyoruz. Yolculuğun ikinci gunu. Hava oldukça iyi. Kuleye çıkıp yunusları seyrediyorum. Tekneyi uzaktan gören yunuslar yollarını değiştirip yanımıza geliyorlar. Teknenin baş bodoslamasmın önune geçip çeşitli oyunlar yaparak "Hasanbey"le yarışıyorlar. Oyun saatler boyu sürüp gıdıyor. "Hasanbey" saatte 10 mil hızla 32 saatlik yolculuğu tamamladığı sırada Saim Reis radarı dıkkatle izliyor. 31 kulaç derinlik olduğunu ağlann 30,5 kulaçlık ikinci kademe derinlikte bulunduğunu belirtiyor. Bir sure sonra 30,5 kulaçlık derinlik başlıyor. Tayfalar guverteye dizilip ağların bağlı olduğu şamandralan görebilmek için ufku gözlüyorlar. Ufukta toçlu iğne başı büyüklüğunde bir tekne görüluyor. Bir süre yol aldıktan sonra kırmızı bayraklı şamandrayı göruyoruz. Üzerine gittiğimiz şamandraya bakan Saim Reis: "Bu bizim şamandra defil Aydın Reis'in şamandrası. Ufukta toplu igne başı kadar gonilen tekne onların, ağ kuruyorlar" diyor. Saim Reis kendi ağlarmın 18 bin kulaç uzunluğunda olduğunu belirterek: "Aslında 36 bin kulaç olması gerekir. Kalkan ağlan 60 kulaçlık 600 parçadan oluşur. Biz her 15 parça ağın uzerine bir şamandra bırakınz. Şimdi teknedeki tayfa sayısı az oldugu için 60 kulaçlık 300 parça ağla yetiniyonız" diyor. Hava karardığı için bulunduğumuz yere demir atıp, kamarada sohbet ediyoruz. Herkes umutla sabahı bekliyor. "Kara görtindü..." Saat 15.00 sıralannda yine kuleden etrafı seyrediyorum. Bir ara sisler arasından, gözüme yuksek beyaz bir kule ile bina benzeri yapılar çarpıyor. "Hayret, denizin ortasında kulenin ne işi var" diye duşünurken birden toparlanıp başlıyorum bağırmaya: "Kara gorundh... Kara goriindii". Arkasından sinirlerim bozulmuş olacak ki basıyorum kahkahayı. Saim Reis hemen yol kesiyor, kaptan köşkunden dışarı çıkıp kuleye doğnı bakıyor ve ekliyor: "Vay canına bu Targan feneri, rotayı amma şaşırmışız, babamızın evine girer gibi Rus sulanna girmişiz. Adama "Hoşgeldin" demezler." Saim Reis tekrar kaptan köşkune girip "Hasanbey"in burnunu batıya çevirip motora tam yol veriyor. Uç mil kadar yaklaştığımız Targan Burnundan uzaklaşıp bir an once Sovyet karasularının dışına çıkmaya çalışıyoruz. Sovyet karasularından çıktıktan sonra şamandra aramaya devam ediyoruz. Havanın kararmasına çok az bir sure kala tayfalardan Bayram, sevinçle bağırıyor: "tşte bizim şamandralardan biri" "Afaia" Tayfaların elleri soğuktan önce morarmaya sonra şişerek beyazlaşmaya başlıyor. Bazı tayfalann parmaklarından ve ellennden kan akıyor. Guvertede kuyruğunu sallayan küçuk bir Mersin bahğını gören Saim Reis "At O'ni denize" diye bağırıyor. Tayfalardan birinin denize attığı İcuçuk Mersin derinlere doğru inmek için çaba harcıyor. Saim Reis: "Derin su tazyiğine alışan Mersin balıklan yakalandıktan sonra denize bırakılsalar da bir daha dibe inemezler. Biz kıiçük Mersinleri belki yaşarlar diye denize atıyornz" diyor. Çekilen ağlardan Mersin, Morina, Sıvışka ve Kalkanlann yanı sıra, Vatoz ile yunus balıkları da çıkıyor. 200 kiloluk buyıik bir yunus balığı da kalkan ağına yakalanmış. Tayfaların tekneye almadan ağdan kurtanp bıraktıkları yunus balığı için Saim Reis: "Gerçek yunus balığı budur ve adı Afala'dır" diyor. Ağlardan daha sonra "Musur" ve "Karakaş" cinsi yunuslar da çıkıyor. AĞLARDA BİR AFALA Kalkan ağlannda 200 kiloluk bir yunus. Saim Reis: "Gerçek yunus bu, adı da A/ala" diyor. Bahkçılar Afala'yt ağdan kurtanp yeniden denize bırakmaya çahsıyorlar. Şamandra avı Denize açıuşımızın uçuncu gunü sabah erkenden şamandra avına başlıyoruz. Ben kaptan köşkünun uzerindekı kuleden şamandra avına katılıyorum. Saat dokuz sıralarında, ilzerinde kırmızı bayrak dalgalanan şamandrayı görup haber veriyorum. Herkes sevinç içinde. Uze Federal Almanya Savunma Bakanı 29 martta Ankara'ya geliyor ANKARA, (ANKA) Federal Almanya Savunma Bakanı Manfred YVomer Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'un resmi konuğu olarak 29 martta Ankara'ya gelecek. Manfred Worner, 29 mart 2 nisan tarihlerini kapsayan ziyareti sonrasında, İzmir'e geçerek, NATO Savunma Bakanları Nükleer Planlama Grubu toplantısına katılacak. VVorner'ın Ankara'da Milli Savunma Bakanhğı ile yapacağı gorüşmelerde, Turkiye'ye yapılan Alman askeri yardımıyla askeri alanda ıkili ışbirliği konuları ağırlık kazancak, geçen yıl Federal Almanya tarafından, Turkiye'ye 130 milyon mark tutannda askeri yardım yapılmıştı. "Zeytin ekmek teknenin malı" Teknede Saim ve Hilmi Arslan kardeşler ve 8 tayfa bulunuyor, hepimiz 11 kişiyiz. Hiiseyin Yılmaz 40 yaşında 4 çocuk babası, Ali Naci Aklürk 43 yaşında 2 çocuk babası, Erdoğan Algelincik 40 yaşında 2 çocuk babası, Mustafa Karaca 34 yaşında 4 çocuk babası, Bayram Karaduman 23 yaşında evli, Salih Altan 26 yaşında nişanlı, Haşim Müsellim 31 yaşında iki aylık evli ve Ahmet Tekgöz 25 yaşında ve bekâr. Hilmi Reis tekneyi yönetirken, Saim Reis ve tayfalar Hasanbe \ teknesi 16 yaşında olan Hasanbey teknesi 18 metre boyunda. 450 beygir gücunde motoru olan tekne saatte 1213 mil htz yapıyor. Hasanbey'deS kismin yattığı bir kamara, aynca bir de kaptan köşkü Yarın: Dev dalgalar arasında kaybolan ağı anyoruz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle