16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1984 HABERLERİN DEVAMI ARDINDAKI înönü: ANAP bal (Baştarafı I. Sayfada) tnönü, dün sabah Mediha Şen'in söylediği "Zeytin Gözliim" şarkısıyla ve uzun bir araba konvoyuyla Rize'ye girdi. İnönu, Rize'de yaptığı konuşmada partilerin henüz oluşum halinde olduğunu kaydererek, seçim sonrası mevcut siyasal tablonun değişebileceğini bildirdi. lktidar partisinin ekonomik politikasına sert bir dille çatan Inönü, bu konuda şunları söyledi; "Tek model budur, başka çare yoktur diye eziklikle, çaresizlikle, leslimiyetçilikle kabullendikleri ekonomik modele kesinlikle karşıyız. Özal iktidannın savunduğu model 4 yıldır uygulanıyor. Hem de özel koruma tedbirleri altında. Kiiçiik, orta üretki, işçi ve sanatkâr perişandır. Üreticiler için artık beslenebilmek bile bir sorun oldu. İç pazar için iiretim >apan sana>ici, inşaatçı, ulusaJ pazar içindeki girişimciler de Ozal'la kaşbeden gruplar arasına katıldılar. Kazananlar ise yapay desteklerle yaratılan ihracatçılardır. Artık annın kimligi ortaya çıkmıştır. Annın yaban ansı olduğu anlaşıldı. Kendisi bal iiretmeyen, üreticinin peteğinden geçinen an, Özal'ın ekonomi modeli yerli ve yabancı yaban anlannı sizin peteginize musallat etmistir." Inönü, dün sabah kahvaltısında gazetecilerin çeşitli somlarını da yanıtladı. Inönü'nün sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Seçimlere yaklaşıyoruz. Tahmininiz nedir? tNÖNÜ Seçim günü yaklaştıkça vatandaşın heyecanı, ilgisi artıyor. Eğilimleri daha çok beliriyor. Son günler, seçim sonucunu belirlemek açısından önemli görünüyor. Seçim sonrası sosyal demokratlar sizde toplanırsa, HP'nin size gelmesini mi bekleyeceksiniz? tNÖNÜ Bütün bu sorulara seçim sonuçlan ahndıktan spnra cevap vereceğim. Fakat bu soruları ortadan kaldıracak olan seçim sonucunda bu söylediklerim kendiliğinden olacak. özal bu iş bitti diyor. İNÖNÜ Miting havalarını görüyorsunuz. Herkes kendi mitinginde işini bitirse seçime gerek kalmaz. Yerel seçimlerden sonra muhalefet başan kazanırsa, siz yüzde 30 dolayında bir oy alırsanız Özal'ın tavn ne olacaktır? tNÖNÜ Yerel seçimlerin ihmal edilmeyecek bir sonucu, hükümet icraatınm beğenilip beğenilmediğinin onaya konması.. Muhalefetin büyük oranda oy alması. her iktidan daha dikkatli olmaya, politika değiştirmeye götürür. Sizce SODEP'in mitingleri coskulu mu? INÖNÜ Yok, çok coşkulu değil. Fakat ben bunu demokrasiye geçiş sürecinin ve üstelik yerel seçimler olmasının doğal sonucu olarak görüyorum. Vatandaşın içindeki coşku, oy sandığında SODEP'i destekleyecektir. Ozal seçmene göz kırpıyor (Baştarafı I. Sayfada) belirlenecek, ruhsat harcı da "duruma göre" iki katına çıkarılabilecek. ANAP İzmir adaylan, gecekondu semtlerine giderek davul zurna eşliğinde "tapu bayramı"nı kutlarken, SODEP İzmir adayı thsan Alyanak, "Gecekondulara, seçimlere bir hafta kala gidenler samimi değil" dedi. DYP adayı Hayri Yorgancıoğlu ise, "Tapu verme hakkı devlete aittir. ANAP adaylan imzalannı çekinmeden koyarak, kendilerini devletin yerine koymuşlardır. Gecekondu hallunı aldatmaya çaltşmışlardır" şeklinde konuştu. MEYAK KEStNTİLERt Memurlann yıllanmış sorunu olan MEYAK kesintileri ise 19 mart tarihinde ödeniyor. Birinci taksitte kesintiyi almaya hak kazanmış memurların birikmiş kesintilerinin yüzde 4O'ı iade edilecek. Bu miktar 14 milyar lirayı buluyor. İkinci taksit ise 9 haziranda ödenecek. Merkez Bankası yetkilileri, paranın ödenmesi konusunda talimat bekliyorlar. Halen toplam tutarı 33 milyar lirayı bulan MEYAK kesintileri, başta Devlet Yatırım Bankası tarafından olmak üzere tüketildiğinden, bu paranın hangi kaynaktan ödeneceği belli değil. Ancak, daha 17 ocakta hükümetin kararlaştırdığı bu ödeme de seçim öncesinde yapılmış olacak. PANCARDA BtRAZ PEŞtNBİRAZ BONO Şeker pancan ureticisinin son kampanyadan biriken alacaklan konusunda ise ilginç bir sistem tatbik edildi. Yapılan hesaplamalara göre 360 bin alacaklı şeker pancan ureticisinin devletten toplam alacağı 51 milyar liraydı. Düzenleme ile bu paranın dörtte birinin yani 13 milyar lirasının seçimlere kadar peşin, bakiyesinin ise iki taksit ile bono olarak ödenmesi kararlaştmldı. Bu amaçla "(aklitlerinden sakınmak" için "şifreli" 750 bin bono bastırıldı. Bonoların birinci taksidi 15 nisan tarihinde, ikinci taksidi ise 15 mayıs tarihinde ödenecekti. Üretici faiz kavramına karşı çıktığı için "gecikme zammı" adı altında yüzde 3 faiz de verilecekti. Kısacası bir yıllık gecikmeden sonra taksitlendirme ilanı ile paralann ödenmesine başlanıyor. Ama seçimlere dek ödenen toplu para sadece 13 milyar lira olacak. Gerisi bono yoluyla veriliyor. Ama burada ortaya çıkabilecek ciddi bir sakınca, bonolann para yokluğundan ötürü tüccarın eline düşmesi, yani kırdınlması olacak. ASGARİ ÜCRET Asgari Ücret Komisyonu'nun ivedUikle toplantıya çağnlması da Türktş Başkanı Şevket Yılmaz tarafından "aslında gerekliydi" ifadesiyle karşılanmış, ancak "hiıkümetin bir seçim yaünmı" olarak nitelenmişti. Türktş çevTeleri, geçmiş dönemlerde Turgut Özal'ın "asgari ücret önemli değil, çiinkii alan pek yok" dediğini söyleyerek, şimdi Başbakan özal'ın "asgari ücret önemli" demesini de aynı çerçevede değerlendirmişlerdi. GERCEK UĞUR MUMCU GOZLEM CUMHURİYET/U (Baştarafı 1. Sayfada) taraftarıyım. Genellikle aşırı sol düşünen kişilerle, Doğu Bloku ülkeleri demiryolu taraftandırlar." Türkiye Cumhuriyeti Devlelinin 10. yıl marşmdaki "Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan" sözlerini anlaşılan sayın Turgut özal unutmuştur. Ama bu unutkanlığımn yanı sıra Özal'ın demiryolunu yeğleyenlere saldmsı yadırganmtyor mu? Doğrudur! Ülkemizde siyasal tartışma göreneği düzeltilmeli ve bu konuda sayın başbakan kendisini denetleyerek örnek olmalı. • * * Mııhabirinıîz (Baştarafı 1. Sayfada) yükelçi Akıman teknedeki gazeteci Kadir Can ve 11 balıkçının bu tür durumlarda karşılaşmalarının zatnan zaman rastlanan bir olay olduğunu istenen tazminatın ödenmesinden sonra serbest bırakılacaklannı belirtti. İstanbul Balıkçılar Derneği'nin, Sovyet yetkililerinin liman kolaylığı sağladıklan için talep ettikleri tazminatı ödeyeceklerini söyledi. Karadeniz'de kalkan avcılığı konusunda röportaj hazırlamak üzere 24 gün once Hasan Reis balıkçı teknesi ile denize açılan Kadir Can ve teknedeki balıkçılardan haber alınamaması üzerine Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile Karadeniz'de limanları bulunan ülkelerin büyükelçiliklerine başvurulmuştu. Sıra Atatürk Barajı kredisinde (Baştarafı 1. Sayfada) re Frangı (yaklaşık 456 milyon dolar) tutanndaki kredinin anlaşması imzalanacak. Aşağı Fırat projesi içinde yer alan barajlar zincirinin en büyuğü olan Atatürk Barajı ile ilgili girişimler 1970yılının nisan ayına kadar dayanıyor. Barajın projesi o tarihte İsviçreFransaABD firmalarından oluşan bir grup tarafından hazırlandı. 4 yılda hazırlanan proje doğrultusunda yapılacak olan Atatürk Barajı, toplam 2 milyar 400 milyon kilovatsaat üretimi hedefliyor. Atatürk Barajı ile ilgili girişimler, özellikle kredi konusunda, elde projenin bulunmasına rağmen yıllar yılı uluslararası politikada önemli sorun yarattı. özellikle Suriye ve Irak, Atatürk Barajı'nın yapımına "kendi topraklannın sulanması aksayacağı" gerekçesiyle karşı çıktılar. Bu nedenle de Atatürk Barajı'na gerek ülkeler, gerekse uluslararası kuruluşlar tarafından verilecek kredileri geciktirmeye yonelik çaba harcadılar. Geçmiş yıllarda çeşitli siyasal iktidarlar döneminde Atatürk Barajı'nın dış kredisi sürekli sorun yarattı ve gerek Batı, gerek Doğu ülkeleri uzun süre Atatürk Barajı'nın finansmanında kullanılacak krediyi vermeye yanaşmadılar. Bununla birlikte bugün Zurih'te imzalanacak kredi anlaşmasının girişimleri 1976 yılına kadar iniyor. O tarihte UBS (Birleşik lsviçre Bankası), Atatürk Barajı'nın finansmanına kredi bulmak amacıyla Ankara'da temaslarda bulundu ve belirttiğimiz uluslararası engeller nedeniyle bu bankayla görüşmeler 1980 mayısına kadar surdü. Bu tarihte UBS, Atatürk Barajı'nda kullanılmak üzere yüzde 8.5 faizli ve 20 yıl vadeli 4 milyar dolar tutannda kredi sağlanmasına ilişkin çalışmalarını tamamladı. 4 milyar doların 1 milyannın barajın ana inşası, 1 milyannın sekiz unitelik tribünler, 1 milyannın iç para ihüyacının karşılanması, geriye kalan son 1 milyannın da ulusal elektrik enerji hattının güçlendirilmesi için kullanılması öngöruldü. 1980 yılının ağustos ayında ise, kredi Bakanlar Kurulu kararnamesi olarak soriuçlandı. 963 milyon lsviçre Franklık kredinin 532 milyon frangı Isviçre'den, 290 milyon frangı F. Almanya'dan, 70 milyon frangı Avusturya'dan, 71 milyon frangı da İtalya'dan sağlanıyor. Bu kredi ile barajın sadece türbinlerinin ve jeneratörlerinin yapı Banka faizi (Baştarafı 1. Sayfada) brut faiz uygulanacak. Özel sektör tahvil faizleri ise, yeniden arttırıldı. Yeni kararla değişken faizli özel sekiör tahvilleri bir yıl vadeli mevduata uygulanan azamı faizoranının 1.3 katsayı ile çarpılmasıyla bulunacak. Eski uygulamada katsayı 1.2 idi. Merkez Bankası kararı ile sabit faizli tahvillerde taban faiz oranı bir yıl vadeli mevduata uygulanan faizin 0.7, katsayı ile tavan faiz oranı da 1.3 katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak. Önceki uygulamaya göre, tahvil faizlerinin tavanı birincil piyasada yüzde 54, tabanı yüzde 36 iken, yeni kararla ozel sektör tahvillerinde faiz tabanı yuzde 31.5'e ındirildi, tavan ise yüzde 58,5'e yükseltildi. mı öngörülüyor. Türbinler ve jeneratörler yapıldıkça, peyderpey 1990 yılına kadar Turkiye'ye teslim edilmiş olacak. Sayılan ülkelerde UBS kanalıyla sağlanan kredinin imza töreni ilgin bir biçimde yerel seçimler öncesine rastladı. Öne sürülduğüne göre, imza törenine bugün Başbakan Turgut Özal'ın da katılması bir ara düşünüldü. TRT ile anlaşma töreninde görüntülenmesi için bağlantıya geçildi. Ancak TRT yönetimi "seçim yasaklarına girer" gerekçesi ile Başbakan Özal'ın böyle bir imza töreninde görüntüsünü alamayacağını bildirdi. Bunun üzerine de Özal, Zürih'e gelmekten vazgeçti. Anlaşmayı bugün Zürih'te Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli imzalayarak Sana Binin, oynayın, boyayın!.. Cuellar (Baştarafı I. Sayfada) kaçınmasını isteyecek. Genel Sekreter, böylelikle bir anlamda bağımsızlık ilanını dondurmaya çalışacak. De Cuellar'ın girişiminin yakından ilgili olduğu bir konu da Maraş'ın statusü. Genel Sekreter, bu çerçevede Turk tarafımn Maraş konusunda ne kadar gerileyebileceğini olçmeye çalışacak. Denktaş, geride bıraktığımız ay, önerisinin aksine Maraş'ın koşulsuz olarak Rumlara bırakılması yolunda, Amerikan diplomasisı tarafından getirilen yoğun telkinlere muhatap olmuştu. Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs İşleri Koordinatörü Rkhard Hass'ın Maraş'ın koşulsuz olarak geri verilmesi yolunda getirdiği talep, Denktaş tarafından reddedilmişti. Perez de Cuellar'ın Maraş'a ilişkin olarak yeni öneriler hazırladığı ve yarınki görüşmede bu önerileri Denktaş'a açacağı güvenilir kaynaklarca doğrulandı. De Cuellar'ın Denktaş'ın Maraş'a ilişkin olarak önceden açıklamış olduğu önerisini "biraz daha ileri götiirmesini" isteyeceği bildirildi. Denktaş dün BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi James Holger ile bir görüşme yaptı. (Baştarafı 1. Sayfada) Siyasi partiler, devletin sosyal veya ekonomik veya hukuki veya siyasi temel düzenini, kısmen de olsa dini esaslara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne surette otursa otsun propaganda yapamaz, istismar ectemez, kötüye kullanamaz... Bereli ve çember sakallı bir grubun ellerinde Arapça sözler yazılı bayrak tutarak, seçim alanlarına çıkıp. Başbakan karşılamaları "Dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek.. Propoganda yapmak.. İstismar Etmek" anlamına gelmez mi? "Gelmez" diyorsanız sorun yok... Diyeceksmiz ki, "Bu kadar yasakçı olmayalım".. Doğrudur; olmayalım. Ne yapsın Başbakan? Köylüler, böyle bir bayrakla karşısına çıkmışlar, tutanak tutturup, köylüleri savcılığa mı versin? Hayır, vermesin. Vermesin de ülkemizde artık "gericilik ve din sömurusu" konularında "p«fto7çü"kullanılmasın.. Bir siyasal lider, üzerinde Arapça dinsel sözler yazılı bir bayrak ile karşılanırsa buna ses çıkanlmasın, ama yarın, öbür gün aynı karşılama başka bir lidere yapılırsa bu da suç sayılsın.. "Çift ölçü" dediğimiz de budur ışte. Önce bu anlayışı kaldıralım. Özal için yapılması gereken, yasalardaki din sömürüsünü yasaklayan maddelerin toptan kaldırılmasıdır. Hem buna gücü yetmeyecek, hem de gerici sakalı sıvazlayarak siyaset yapacak. Olmaz böyle şey!. Yasalar, din sömürüsünü önlemek için kurallar ve bu kurallara karşı gelenleri cezalandırmak için yaptırımlar getirmiş mi? Getirmiş.. Atatürk ilke ve devrimlerinin bu gibi yasalarla korunacağı düşünülmüş mü? Düşünülmüş.. Bu gibi gösteriler, yasaların açık kurallarına aykırı mı? Aykırı... Öyleyse, Sayın Özal'ın başka liderlerden ne gibi farkı, ne gibi ayrıcalıgı vardır? Ne ayrıcalığı vardır ki, bu açık din somürüsü Sayın Başbakan için olağan bir gösteri sayılmaktadır. Hem de Atatürkçülüğün dillerden düşmediği şu günlerde! . Anımsarsınız, Adnan Menderes, tıpkı bunun gibi yeşil bayraklaria karşılanmış, bu gösteri o zamanlar Atatürk devrimlerine karşı bir çeşit başkaldırma sayılmıştı. Menderes'i karşılayan yeşil bayraklıları, Saidi Nursi'ler izledi. Aynı ortamda Kemal Pilavoğluları türedi. Din sömürüsünün sonu yoktur, bu kapıyı bir kez açtınız mı, dince kutsal sayılan ne kadar kavram varsa, siyaset sahnesinin malzemeleri olur. Bundan zarar görecek olan dinin kendisidir. Gerçek Müslümanlar ise bu sömürüye olanca güçleri ile karşı çıkanlardır. Tanrı ile kul arasına siyasetçi girmemelidir. Siyasetçiye yasak olması gereken yer, insanların kutsal ınançlannı saklayan vicdanlarıdır. Umarız, Çankırı'daki bu Arapça yazılı bayrak olayı, bundan sonra yinelenmez. Başka illerde, ilçelerde, köylerde buna benzer olaytar yaşarsak, bu işin nerede biteceğini kestirmek çok güçleşir. Gerçi Sayın Başbakan, devlet bürokrasisindeki ilk ününü, kardeşi ile birlikte gizli olması gereken ibadeti gösterişli toplu namazlarta yerine getirdiği için "takunyalı biraderier" olarak yapmıştı, ama şimdi Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'ın Başbakanı'dır. Bu yüzden, bu tür din sömürülerini önlemek görevi ile yükümlüdür. Kendisi din somürüsü yapar ya da üçbeş oy uğruna yapılan bu gösterilere göz yumarsa, yarın hiç kimse "din somürüsü yapıyor" diye suçlanamaz. Atatürk devletçiliğini ortadan kaldıran Özal, kendilerini Atatürkçü sayanlarca alkışlanıyor, kendilerine "Niçinbu kadar destek oluyorsunuz?" diye sorulduğunda, "Ne yapalım, ekonominin gereği" deniliyor. Peki, Arapça yazılı bayraklarta karşılanmak, Atatürkçülüğün hangi kuralına uygun düşüyor?. Liberallik adtna devlet eliyle şirket zenginleştiren Özal, bir kısım eski Marksistçe "Gerçek lıberalizmi getirdi" diye çılgınca destekleniyor; Atatürk'ün efleriyle kurduğu devletçiliği yok eden Özal, kendilerini Atatürkçü sayanların omuzlarına basa basa yükseliyor. Sormak isteriz: Arapça yazılı bayraklar da Atatürkçülüğün gereği mi sayılıyor? Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir Başbakan bu kadar destek görmedi, hiçbir parti başkanı bu kadar hoşgörü ile karşılanmadı. Değecek mi dersiniz? TürkiyeÇin arasındaki (Baştarafı I. Sayfada) Gönışmelerde her iki taraf da ticaret hacminin dengeli bir şekilde arttuılması ve karşılıkb olarak heyet değişiminde bulunulmasını kararlaştırdılar. Bu amaçla, nisan ayında Çin Halk Cumhuriyeti'nden bir heyet Turkiye'ye gelecek, mayıs ayında da Türk işadamlarından oluşan bir heyet Çin'e gidecek. Görüşmeler sırasında Çin Halk Cumhuriyeti Turkiye'den satın aldığı bazı sanayi ve tarım ürünlerini arttırmayı düşündüğünü, halen satın almakta olduğu ürünlerden başka neler alabileceği konusunda Turkiye'ye gelecek heyetlerin çalışma yapacakları bildirildi. Bu arada, Türkiye ekim ayında yapılacak Kanton Fuan'na katılmayı kabul etti. Çin heyeti de tzmir Uluslararası Fuan'na bl] vı! katılma nlanalflanm aractıracağını bildirdi. Çin 1978 yılından beri tzmir Fuan'na katılmıyordu. Çin Devlet Başkanı Li Xiannian, dün akşam Cumhurbaşkanı Kenan Evren onuruna Devlet Konukevi'nde yemeği verdi. Konuk Devlet Başkanı, yaptığı konuşmada,"Ziyareüm mutlaka tatmin edici sonuç verecek" dedi. Evren de konuşmasında, yapılan temasların Çin ile ilişkilerin her alanda değiştirilmesi çabalarına işlerlik kazandıracağını söyledi. Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı dun beraberinde eşi olduğu halde Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni gezdi ve müzeye 520 sayfadan oluşan "Çin tarifai" kitabını armagan etti. Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, bugün îstanbul'a ge Cruîse ve (Baştarafı 1. Sayfada) mek için Dışişleri Bakan Yardımcı Kornienko'yu Ankara'ya gönderdiği sızan bilgiler arasında yer alıyor. Sovyetler Birliği'nin Kornienko'nun ağzından, Türkiye ve Yunanistan'ın Ada'ya askeri yığınak yapmasımn taksimi geri dönülmez biçimde gerçekleştireceği ve Sovyetler Birliği'nin böyle bir gelişmenin endişe doğurucu neücekre yol açacağını Ankara'ya ilettiği de kaydediliyor. ABD Savunma Bakanlığı'nın Yunanistan'ı 1100 adet "Tow" tanksavar roketiyle 300 adet havadan havaya atılan "Sidewinder" uçaksavar satma planı konusunda Dışişleri Bakanlığı yetkilileri "Silahlann niteliğinin savunma amacı taşıması nedeniyle bizce herhangi bir kaygı ' verici >anı bulunmadığım" belirtiyorlar. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanı bilmece bildirmece her yaştakl herkes içmece 2000 Pinokyo blslklet 3000 futbol topu 3000 basketbol topu 45.000 kutu pastel bö Özen gösteren anneler.kuponlan gönderin, çocuklannızı sevindirirL Aynntıh bllgi Stuta paketlertnde ve bakkalınızdaki broşOrlerde... Çekilişler,17 Nisan,15 Mayıs,19 Hazirantarihlerinde, noter huzurunda yapılacaktır S an ALİ ARC\K yeni kamulaştırma kitabını hazırladı. Ü Şırket ve Reklam Ajansı mensuplan bu kampanyaya katılamazlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle