Katalog

19ŞUBAT 1984+ * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Resmi Gazete'de okuduğumuz bu düzeltme yazısı, en azından "yetki" açısından ağır sakatlıklar doğurmaktadır. Önce, bu düzeltmenin kim tarafından yayınlandığını bildiren bir "resmiimza" yoktur. Oysa, aynı hükümetin, daha önceki kararnamelerde yer alan kadro unvanlarının değiştirilmesini öngören kararı, bir Bakanlar Kurulu karanna bağlanmış ve bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nca da imzalanmıştır. Oysa, Maliye Teftiş Kurulu'nu kaldıran "düzeltme" yazısı, Bakanlar Kurulu'ndan geçmediği için bu kararın altında Cumhurbaşkam'nın imzası bulunmamaktadır. Belki sayın Cumhurbaşkanı, bunca yıllık geleneği olan her türlü yolsuzluk ve kaçakçılık olaylarında devlet çıkarlarını koruyan ve kollayan bu kurulun kaldınlmasını istemeyecektir. Bu yüzden, kanun hükmündeki kararname ile varlığı kabul edilen bir kurumu, altında imza olmayan bir düzeltme yazısı ile kaldırmamn "hukuk devleti" kalıpları içinde yeri var mıdır? Sanmıyoruz ki, olsun... Burada sorulacak bir önemli soru daha var: Devlet "yazboz tahtası" mtdır? Yaymlanan her kararname, birkaç gün sonra değiştiriliyor. Öyleyse, bu kadar yanltşlaria dolu kararnameleri kim kaleme alıyor? Bu kadar kısa sürede bu kadar yanlış yapan yetkililer kimlerdir? Bu "düzeltme" yazısı. Başbakanlık Müsteşarlığı'nca hazırtandıysa, bu konu yeni bir tartışma konusu açmaya elverişlidir. Daha önce de kaydettiğimiz gibi, Başbakanlık Müsteşarlığı'nı "vekil" sıfatıyia yürüten sayın Hasan Celal Güzel, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 2595 sayılı yasa ile değişik 68/B maddesinin tanımladığı anlamda bir devlet memuru değildir. Çünkü ilgili yasa, bu göreve atanacak kişilerin "1'inci dereceli görevlerden ek göstergesi 500 veya daha yukan olanlar için 75 yıl kamu görevinde bulunmak" gibi gözardı edilmeyecek niteliklere sahip olmalannı öngörmektedir. Sayın Müsteşar, en az 15 yıllık devlet görevi yapmış değildir. Bilebildiğimiz kadan ile bu göreve "müşterek karar" ile getirilmesi gereken sayın Güzel hakkında sayın Cumhurbaşkanı'nca imzalanmış bir atama kararnamesi de yoktur. Biçimde, konuda ve yetkide sakatlık tartışılmayacak ölçülere varmıştır. Devleti, holdinglerle özdeşleştirmek, başka ülkelerde de örnekleri olan bir devlet anlayışıdır. Ama hemalde bunun da bir yolu, yordamı vardır. Hukuk kuralları var mı, yok mu? Geçerli mi, değil mi? Değilse, kime karşı geçerii, kime karşı değil? Ve bir soru daha: Bu "iş bitirici kadro" niçin kararnameleri bir günde bitirmiyor da bütünlemeye kalmış öğrenci gibi yaymlanan metinleri düzeltip, düzeltip önümüze sürüyor? Türkîş (Bastarafı 1. Sayfada) dedi. "Faturalı yaşam"ın kendisine bir yarar sağlayacağına inanmadığı için yaptığı alışverişlerden fatura toplamadığını soyleyen Turkİş Genel Başkanı, bugünku ekonomik koşullar altında ozellikle dar gelirli vatandaşlann fatura toplamakla bir ek gelir elde edemeyeceklerini belirtti. Şevket Yılmaz, vergi kaçağını azaltmanın yolunun "faturalı yaşam" olmadığını öne sürerek şöyle konuştu: "Her dükkâna Maliyece mıihiirlü para kasası koyacaksın. O kasadan aldığın fiş fatura olacak. Bizim gibi isim yaz, adres yaz, fatura kes keyfiyeti olduğu takdirde bu işin neticesi alınmaz. Aynca yeminli muhasebecilik sistemi kunnak lazım. Bir de Belediyeler murakabe görevini yerine getirecek. Türkiye'de siipermarketler neden her gün etiket değiştirivor? Bu adamlar acaba hiç 10 ton fasulye, nohut, mercimek almıyor mu? Supermarket lezgahtarlanna sordum, "Sayın Başkan her gün etiket değiştirmekten bıktık" dediler. "biri oğlumu evlendirdim", diyor, öteki "kızımı evlendirdim," diyor, ertesi sabah biitün etiketleri degiştirnorlar. Bunun murakabesi belediyeler tarafından yapıldıgı takdirde ozellikle toptancılar denetlendiği takdirde vergi kaçakçüığına mani olunur." TürkIş Genel Başkanı Yılmaz, işçilerin alışverişlerini daha ucuz olduğu için pazardan yaptığını, pazarcının da iki kilo soğan, bır kilo patatese fatura kesmeyeceğini öne surerek, "Önemli olan toptancının sattığı her mala fatura kesmesi, perakendecinin de bu faturalara göre defterine giriş >apmasıdır. Ben kola> kolay aldanmam ama inşallah aldanmış olayım, bu işin sağlıklı netice vermesi Türkive'de mümkün değildir," dedi. Şevket Yılmaz, vergi dairelerinin bugünkü çalışma düzenı içinde Gelir Vergisi mükelleflerinin beyannamelerini inceleyemediğini belirterek, "faturalı yaşam" için kesilen faturaların vergi beyannamelerinde karşılaştırılmasının ve kontrol edilmesinin de soz konusu olamayacağını soyledi. Bütçenin gelirinin yuzde 70'inin "bordro mahkumlan " n ı n odediği gelir vergisi ile karşılandığını belirten Yılmaz, "Ben de oğlumu evlendirirken mobilyacıya fatura kestirip yiizde 10 vergi iadesi alacagıma >üzde 20 indirim yaptıracağım. Çiinkii satıcı vergisini vermeden zaten \iizde 50 kazanıyor," dedi. UGUR MUMCU GOZLEM yapüdı. tstanbul Özel Topkapı Hastanesi'nde dün yapılan ameliyatın basarılı geçtiği, ameliyatı yapan Doç. Dr. Edip Kürklü, tarafından açıklandı. Kürklü hasta Emine Bayır'ın kalbindeki iki kapağm romatitma nedeniyle daralma gösterdiğini aynca kalp yetmezliğinin mevcut olduğunu belirtti. Kürklü, kapaklann suni kapak ile değistirildiğini, takılan kapağm biyolojik kapak olduğunu ve domuz kalp zanndan hazjrlandığını sözlerine ekledi. Özel Topkapı Hastanesi'nde açık kalp ameliyatını yapacak insan gücü ve teçhizatın mevcut olduğu yetkililerce belirtildi. Hastanede 86personel çahsıyor. (Fotoğraf: SİNA KOLOĞLU) hastanede açık kalp ameliyatı Pazaroyun Çözümleri Uyak 9 HAVALANDIRICI DOLANDIRICI ÇOBANYILDIZI KERVANYILDIZI HAYVANBİLİMCİ KANBİLİMCİ NANEŞEKERİ KESTANEŞEKERt PARALAMAK ZIMPARALAMAK KURTLANMAK YURTLANMAK BlYOGRAFtK BİBLİYOGRAFİK TERMOELEKTRİK HtDROELEKTRİK ORGENERAL 15 bin Hıristiyan L ü b n a n Israil (Bastarafı 1. Sayfada) mucadelelerini sürdüreceklerini" isgalindeki açıklamışlardı. Cemayel Hükümeti'nin bölgeye sıgındı ceği için Suriye'nin alacağı geletavır SAYDA, (AP) Lübnan'da ilerleyen Müslüman kuvvetlerden kaçarak İsrail işgali altındaki bolgeye sığınan Hıristiyan mültecilerin sayısı 15 bine ulaştı. Ülkenin güneyindeki Hıristiyanlar arasmda süren göç dalgası, geçtiğimiz pazar günü Beyrut'un güneyindeki çarpışmaların alevlenmesinden sonra başlamıştı. Yoğun çarpışmalar sırasında Müslümanların kıyı şeridini de ele geçirmesiyle Lübnan Ordusu'nun, ülkenin güneyiyle ilişkisi kesilmişti. Hıristiyan mültecilerin çoğunun İsrail işgali altındaki Sayda kenti çevresindeki akrabalarının yanına sığındığı, geri kalanların Israil askerleri tarafından okul binalarına yerleştirildiği belirtiliyor. Geçtiğimiz yılın eylül ayından bu yana Evveli Irmağı boyunca mevzilenen İsrail birlikleri geçtiğimiz hafta kıyıdaki karayolu boyunca kuzeye ilerlemiş ve orada devriye gezmeye başlamıştı. İsrail kuvvetlerinin 1982'deki tsrail işgali sırasında bölgeden atılan Filistinli gerillaların güneye sızmasını önlemeyi amaçladığı açıklandı., v merakla bekleniyordu. Dürzi ve Şii milislerin kuşatması altında bulunan Cemayel Hükümeti, Suriye'nin anlaşmayı reddetmesiyle birlikte iyice zor duruma düştu. Gözlemciler Cemayel'in istifa etmekten başka çaresinin kalmadığını belirtiyor. Ancak, Cemayel tam anlamıyla köşeye sıkışmış olmasına rağmen, istifa etmemekte kararlı görünuyor. BBC Radyosu'nun haberine göre, Cemayel dün yaptığı bir açıklamada istifa etmeyeceğini bir kez daha açıkladı. (Bastarafı 1. Sayfada) rarname, Özal Hükümeti'nce, birkaç değişiklik yapılarak yayınlanmıştı. Demek istediğimiz şu ki, bu kararname, "iş bitirici kadro" tarafından hazırlanmamış, daha önce hazırlanan kararname, birkaç değişiklik yapılarak yayınlanmıştı. Kararnamenin, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'yla ilgili bölümünde "Danışma ve Denetim Birimleri" başlığı altında, bu birimlerin .Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı, Araştırma Geliştirme, Planlama ve Koordinasyon Başkanlığı ve Bakanlık Müşavirleri'nden oluştuğu kaydedilmişti. Kanun kuvvetindeki kararnamede, Maliye Teftiş Kurulu'nun görev ve yetkileri tek tek sayılmaktadır. Bu görev ve yetkiler, 2296 sayılı "Maliye Vekaleti Teşkilât ve Vazifeleri Hakkındaki Kanun "un öngördüğü görev ve yetkileri kapsamaktaydı. Yetkileri sıralanırken, bakanlık adının "Maliye ve Gümrük Bakanlığı" olduğu kaydedildikten sonra "çeşitli kanun, tüzük, yönetmelik ve kararlann" bu bakanlığa tanıdığı teftiş ve inceleme yetkilerinin Maliye Müfettişlerince kullanılacağı açıkça belirtilmişti. 12 Şubat 1984 tarihli Resmi Gazete'de yaymlanan "düzettme" başlığı altında, Bakanlar Kurulu'nun imzası bulunmayan bir metinle "Maliye Müfettişleri" ve "Maliye Teftiş Kurulu" yerlerine "Maliye ve Gümrük Bakanlığı Müfettişlerine" ve "Maliye ve Gümrük Bakanlığı Teftiş Kurulu" kavramları oturtulmuştur. Böylece yasa da yasa gücünde karamame konusu olması gereken bir görev ve yetki değişikliği, imzasız bir düzeltme yazısı ile gerçekleştirilmiştir. önce işin "biçimi" üzerinde duralım: "Düzeltme" başlığı altında yapılan "maddi hatalann" 6üzeltilmesi değil, açıkça ve doğrudan doğruya bakanlık birimlerini kaldırmaktır. "Maddi hata" ancak sözcük, hece, noktalama yanlışlan için söz konusu olabilir. Burada yapılan maddi yanlışlığın düzeltilmesi ile değil, iki bakanlığın denetim birimlerini birleştirmek gibi ancak ve ancak yasa değişikliklerine ya da yeni bir kararname çıkarılmasını gerektirecek bir durum ile karşılaşmaktayız. Yasalarda yer alan görev ve yetkiler, ancak yeni bir yasa ile değiştirilebilir. Anayasa, bunun için hükümetlere bir de kanun kuvvetinde kararname çıkarma yetkisi tanımaktadır. Bu yetki de TBMM'de sınırhdır. Çıkarılacak kararnameler öncelik ve ivedilikle görüşülecektir. Sendikalarda tiye lîstesi bunalımı (Bastarafı 1. Sayfada) luğu sağla dıklannı kanıtlayabilirlerse, >etki alarak toplu sözleşme masasına oturabilecekler. Yuzde 10 ışkolu çoğunluğu sağlayamamış sendikalar ise bakanlığın temrauz ayında yeniden ilan edeceği listeler için, işkolunda gerekli vüzde 10 çoğunluğu sağlayabilme doğrultusunda örgütlenraeye çalışacak. Aynı işlemler bakanlığın temmuz listelerinde gerçekleştirilecek. Uye kaybeden, ya da işkolunda toplam çalışanlaı sayısının yükselmesı nedeni ile daha once yuzde 10 barajı aştığı halde, bu haklannı kaybeden sendikalar olabıleceği gibi, barajı aşarak toplu sözleşme hakkı kazanan yeni sendikalar da çıkabüecek. Bu durum, onumuzdeki yıllarda yeniden her ocak ve temmuz aylannda ılan edilecek listelerle, 6 ay arayla yeniden saptanacak. İşveren ve işçi sendikalarının yasa gereği yaptıkları beyanlardakı gecikmeler, beyanlann gerçekleri yansıtmaması ve bakanlığın gerçekliğıni pek araştırmadan bu beyanlar üzcrinden listeleri saptaması, işçilerin gerçek sendikal tercihlerini yansıtmayan listelerin ortaya çıkmasına ve kargaşaya yol açtı. Sendikalar ve işyerlerinden, listelerin gerçeği yansıtmadığına ilişkin çok yoğun tepkileri yansıdı. Itirazlar arasında ozellikle, bazı sendikaların eski tarihli olarak düzenlenmiş sahte uye fişlerinin geçerli sayılmasına karşılık, yasaya uygun ve noter kanalı ile yapılmış pek çok üyelik bildiriminin değerlendirmeye alınmadığı yakınmalan ağırlık kazanıyor. Bakanlığın listesinde yetki barajını aşamamış görünen Otomobillş Sendikası adına dün yapılan yazıiı açıklamada, noterde düzenlenmiş 34 bin 500 üyelik belgelerinin bulunmasına karşılık, listede 26 bin 500 uyelerinin görülduğu öne sürüldu. Sendıkamn açıklamasında barajı aşan TurkMetal Sendikası'nın 79 bin olarak gösterilen üyelennin içinde ise, sahte uye fişleri ile, kendilerine noter aracılığı ile üye olmuş 26 bin 500 işçinin de gösterildiği ileri surulüyor. Bakanlığın bu işçilerin yasanın yururlüğe girdiği tarihteki üyelik durumlanna ilişkin kendi belgelerini incelemesi halinde dahi gerçeğin hemen ortaya çıkabileceği savunuluyor. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'mn sendikalann üyelik durumuna ilişkin listelerinde yasal açıdan önemli bir eksiklik ise, halen faaliyetı askıda olan DİSK'e bağlı ve diğer sendikalann uyelerinin gözardı edilmesinden kaynaklanıyor. Bakanlık halen bu sendıkalardan istifa etmemiş işçilere an listeleri, kayyımlardan isteyerek saptamadığı gibi, yasa yurürluğe gırdikten sonra bu sendikalardan istifa etmiş, yani yeni yasaya göre ancak noter aracılığı ile bir başka sendikaya üye olabilecek işçiler için, eski tarihli üyelik fişlerinin duzenlenmesine göz yummuş görünuyor. TürkIş Genel Sekreteri Sadık Şide dun yasal sistemi onayladıklannı, ancak listelerde bazı yanhşlıklar yapıldığını belinen bir açıklama yaptı. TürkIş Teşkilât Başkanlan konu ile ılişkili olarak salı günü toplanacaklar. Tesisat elektrikçileri aranıyor Tel: 141 68 98 • 34 VV 033 34 VC 277 nolu tek plakamı zayi ettim. Geçersizdir. HtKMET ERYÜKSEL MUSTAFA A YDINALP • Nufüs kâğjdımı kaybettim. Hükumsüzdür. HAYDAR GÖKTAŞ HALKBİLİMSEL GÖKBİLİMSEL EGOSANTRİZM ANTROPOSANTRİZM KANALİZASYON SOSYALÎZASYON SPEKTROSKOP KORGENERAL ELEKTROSKOP Profesörün telefon numarası Profesörün telefon numarası 9899901'dir.Bu da 9x10999*9'a eşittir. ÇATIŞMALAR Beyrut'ta kentin Müslüman Batı ve Hıristiyan Doğu kesimlerini ayıran Yeşil Hat boyunca ve güneyde ABD mevzileri yakınlarında çatışmaların şiddetlendiği bildiriliyor. Dün sabah erken saatlerde alevlenen çatışmalarda ölü sayısının ilk belirlemele're göre, 20 dolayında olduğu belirtiliyor. Dürzi ve Şii milislerle Lübnan askerleri arasındaki çatışmalar sonucu Lübnan ordusu, Batı Beyrut'un Şii milislerin eline geçmesinden ve kentin güneyinin de Şii ve Dürzi milislerce kuşatılmasından sonra bulunduğu Baabda semtinde sıkışıp kalmış durumda. Lavamat nihayef Türidye'de! yy Bilgi için: Renkli Lavamat broşürü AEG Yetkili Satıcılarında AvrupaVıın tam otomatik çamaşır makinesi Şimdilik yalnız IstanbuKda AEG Yetki li Satıalannda. Lavamat, tekniğin gerçek bir harikasıdır. Avrupa'da 10 milyondan çok evin demirbaş eşyasıdır. Çünkü, başında asla beklemek gerekmeyen gerçek tam otomatik çamaşır makinesidir. Lavamat'a deterjanı ve yumuşatıcıyı koyar, programlayıp gidersiniz. Lavamat nerşeyi Kenai yapan Suyu, deterjanı, yumuşatıcıyı kendi alır. Suyu kendi ısıtır. Çamaşırı tertemiz yıkar, durular, sıkar... Ve kendiliâinden durup sizi bekler. Siz yalnızca kapağını açıp mis gibi yıkanmış çamaşırı çıkarırsınız. Lavamat şimdilik yalnız İstanbul'da... Kısa süre sonra Ankara, İzmir ve Adana'da yalnız AEG Yetkili Satıcılarında. AEG Lavamat "AEG'nin tam otomatik çamaşır makinesi" Yandakı tabela, AEG Yetkili Saticılannın simgesidır. AEG Yetkili Satıcısına danışmadan çamaşır makinesi almayın.