Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ni Istanbul'daki yabancı büyükelçilerle doğrudan dogruya temaslarla yürütmüştür." tır. Haluk Bayülken, Dışişleri Bakanlığı sırasında bu erozyonu hafıfletmek için özel gayret sarfetmiş, bunda başarıh da olmuştur. Ecevit hukümetleri ve birbirlerini izleyen başarısız koalisyon hukümetleri sırasında, iç politika, örgütün bünyesine şınnga edilmeye cahşümış, meslek memurlan bu politizasyon teşebbüslerine mukavemet etmek gayreti içine düşmüşlerdir. Ulusu hükümeti zamamnda İlter Türkmen'in,kadrolan gençleştirmek ve bazı reformlar yapmak hususundaki iyi niyetleri uygulamada yeni yaralar açmış, bakanhk bünyesinde kompleksler, huzursuzluklar yaratmıştır. Kılikler ortaya yeniden çıkmış ve bünyede çatlaklıklar göriinmüştür. Dışişleri bakanı, dış ilişkilerde hükümetin tek ve en yetkili sözcüsüdür. Dışişleri genel sekreteri, mesleğin temel taşı ve protokoldeki yeri bakanlarınkine yakın bir otorite ve mevki sahibi şahsiyettir. Büyükelçiler, devlet başkamnın özel temsilcileri olarak dışarıda devieti temsil ederler. Protokolde devlet kadrolannın en yüksek seviyesinde yer almalan gerekir. Yurt içinde itibar edilmeyen dışişleri bakanına, dışişleri genel sekreterine ve büyükelçilere dışanda daha fazla bir itibar beklemek hatalı olur. Dışişleri Bakanhğı, ikili veya çok taraflı dış ilişkilerde tek otorite olarak kalmalıdır. Dışişleri Bakanhğı, öbür kamu kuruluşları ve bakaniıklarla sıkı bir işbirliği yapmalı, fakat koordinasyon ve sözcülük, müzakere yetkileri dahil, dışişlerinde kalmalıdır. BİR TÜR SANATTIR Dışişleri mesleği, bir tür sanattır. Allah vergisinin büyük payı olduğu kadar uzun deneyim yıllannın da bir diplomatın yetişmesinde rolü önemlidir. Bir büyükelçi, meslekte, bu unvanı ortalama elli yaşına ulaşmadan ve en az çeyrek yüzyıl hizmet vermeden elde edemiyor. Büyükelçi bir şahsiyettir. Dışişleri mesleği mensuplarını bürokrasinin klasik havası içine itmek, onları körletmek, umutsuzluğa sevketmek günahtır. Mesleğin çöküşü ancak duşmanlanmızı sevindirir. Uluslararası terorizmin ilk hedef olarak Türk diplomatlarını seçmiş olması ve bugüne kadar bizlere kırkı aşan şehit verdirme>i rastlantı değildir. Gayelerinden birisi de, kuvvetli ve etkin Türk diplomasisini felce uğratmaktır. Bunda başarısız olduklan da söylenemez. Biz de içeriden mesleği daha fazla yıpratmamalıyız. Birkaç yıldır dışişleri mesleği, birtakım kanun kuvvetinde kararnameler, yönetmelikler ve pratikte uygulamalarla, meslek hüviyetini, her geçen gun kaybetmekte ve bir rutin bürokrasisi haline getirilmektedir. Dışişleri bakamnın Önemi suni olarak küçültülmüştür. Dışişlerinde, artık örneğin bir Numan Menemencioğlu'nun, bir Cevat Açıkahn'ın, bir Fuat Carım'ın otorite ve itibanna sahip bir genel sekreter makamı mevcut değildir. Büyükelçiler, protokolde çok arkalara doğru itilmişlerdir. Merkeze dönen orta yaşh ve tecrübeli meslek memurlan, bakanhk koridorlarında, boş odalarda müşavir unvanı ile işsiz güçsüz dolaşmaktadırlar. Oysa bakanhk, 60 küsür kadro noksanı olduğunu ileri sürmektedir. Bakanhktaki, moralleri bozuk, ümitlerini yitirmiş işsiz müşavir sayısı 4O'ı buhnaktadır. Bu, gittikçe yayılmak istidadında olan tehlikeli bir kangren gibidir. Yetenekli gençler, artık dışişleri memuru olmak istememektedirler. YENt TASAR1 Halen Meclisin Dışişleri Komisyonu'nun gündeminde bulunan Dışişleri Bakanlığı yeni Teşkilat Kanunu Tasansmın mesleği daha da çıkmaza sokacağı iddia edilmektedir. Bir defa büyükelçilik yapmış, tecrübe kazanmış, yabancı devlet adamlan ve diplomatlan ile dostluklar kurmuş diplomatlar artık 60 yaşına geldikleri gerekçesiyle dış göreve gönderilmemektedirler. Bu hatalı olduğuna inandığım uygulama, başkonsoloslara da teşmil edilmiştir. Böylece, 57 yaşında merkeze dönen bir diplomat, bir daha dışanda görev alamamak durumuna duşmektedir. Türkiye'de her türlü enflaşyon mevcuttur, ama yetişmiş insan enflasyonu yoktur. Kaideye ban özel sebepler, istisnalar tanınması da meslek memurlarını ayrıca üzmektedir. Dışişlerinin müzakere yetküeri, koordinasyon görevleri de bir hayli kısıtlanmıştır. Ekonomik işlerle görevli daireler, postacılık etmekle yetinmekte, dışişleri mensuplan, toplantılarda adeta tercüman olarak, III. Selim'den önceki devirlerin usullerine dönülerek kullanılmaktadırlar. SONUÇ Türkiye'nin dış politikasını prensip itibarıyla her zaman hükümetler saptamıştır. Ancak, saptanan veya saptanamayan bu dış politikalarm, teknik ve taktik bakımlarından tek yürütücüsü Dışişleri Bakanlığı olmuştur. Bugün, bu sisteme uyulduğu ve hele istişare mekanizmasına önem verildiği izleniminde değilim. Türkiye'nin önemli başlıca sorunlannın ydan başlan dış politikadadır. Dışişleri Bakanhğımızı ve Türk diplomasisini, dışarıda kuvvetli ve aktif tutabilmemiz için, mesleği önce içeride konımasım ve ona itibannı kaybettirmemeyi bUmemiz gerekir. CUMHURİYET DÖNEMİNDE BAŞARILAR Türk diplomasisi, Cumhuriyet Geçen yüzyüdan beri, Türk diplomasisi dış dünyada, yabancı ülkelerle döneminde de başarıh sonuçlaikili ya da çok taraflı ilişkilerde kendini göstermiş, saydırmış, sözünü ra ulaşmış, kadrosunu kısa zadinletmiş ve en zor durumlarda diplomatik çıkış yollarım bulmuş, hattâ manda derleyip toplayabilmiştir. kıskanılmış, kendisinden çekinilir, haklı bir şöhret sahibi olmuştur. Dış Atatürk döneminin dışişleri bakanları arasında başta Ismet politikamızı prensip itibarıyla her zaman hükümetler saptanmıştır. Inönü, Şükrü Kaya, Tevfık RüşAncak, saptanan ya da saptanmayan bu dış politikalarm, teknik ve tü Aras, adlarım tarihe geçirmiş taktik bakımlarından tek yürütücüsü Dışişleri Bakanhğı olmuştur. Bugün olan dış politika temsilcilerimiz bu sisteme uyulduğu ve hele istişare mekanizmasına uyulduğu izleniminde olmuşlardır. Lausanne Antlaşması, Montreaux Sözleşmesi, değilim. Türkiye'nin Batıya dönük politikası, uluslararası fonımlarda genç Türkiye Cumhuriyeti'nin Efendi, Ömer Ağa oldular. yükselen itiban, diplomasimizin ietlerle ilişkilerde diplomastyi etTürk diplomasisinin dünya sıbüyiik başarılarım teşkil eder. 1830'lardan itibaren, Harkiye ralamasındaki yeri hiç şüphesiz kin bir biçimde kullanarak, uluNezareti'nin niıvesini teşkil eden İkinci Cihan Savaşı içinde IsTürk futbolunun aynı sıralamasal çıkarlannı, diplomatik araçdaki yeri değildir. 19. yüzyıldan larta gerçekleştirmelerine de da Tercüme Odası gelişti. Tecrübe met lnönü'nün soğukkanh ve dibu yana Türk diplomasisi dış yandıgı anlaşıldı. Osmanlı Dev li, değerli ve Batıya açık diplo rayetli tarafsızlık politikasını, büyük otorite ve bilgiyle yürüten dünyada, yabancı ülkelerle ikili lcti için bu durum özellikle 1829 matlar yetişmeye başladı. ya da çok tarafU ilişkilerde, kenÂli ve Safvel EfendUer, Keçe Şükru Saraçoğlu ve Genel Sektarihli Edirne Banşı'ndan sonra reter Numan Menemencioğlu disini gösterrniş, saydırmış, sötiim açıkkğı Ue anlaşıldı. Hele cizade Fuat ve Ahmet Vefik ekibini daima şükran ve takdir zünü dinletmiş ve en zor durumMehmet Ali bunalımının impa Efendiier. Mustafa Reşit Paşa, ile anacağız. Numan Menemenlarda diplomatik çıkış yollannı ratorluğu içine düşürdüğii güç bu Tercüme Odası'mn içinde >er cioğlu, Hasan Saka, Necmettin ülke çıkarlarım en iyi şekilde kodummdan, Avrupa devtetlerinin aldılar, sadrazamlığa kadar yukSadak 194247 yıllarının parlak ruyacak şekilde bulmuş ve hat ortak tntomnnun kurtarması, et seldiler. 1841 yılında, Oda'nın dışişleri bakanları olmuşlardır. ta kıskanılmış ve kendisinden çekin diplomasiyi Osmanlı Devle otuzu aşkın bir meslek memaru Budevrede Dışişleri Bakanhğı'kinilir bir haklı şöhret sahibi olti'nin vazgeçilmez bir aracı ha kadrosu oluşmuştu. muştur. Kuvvetli, muktedir, de1834'te Mustafa Reşit Bey, nın meslek kadrosu da yetenekline getirdi. Devletin asıl ihtiyali gençlerle durmadan takviye neyimli ve mahir dışişleri bakancı olan devlet adamlannın, Av Paris'e büyükelçi gönderildi, edilmiştir. lannı, dışişleri genel sekreterlerupalılarla ilişkileri büen ve bu sonra paşa unvanını aldı. II. rini ve büyükelçileri yetiştirmiş 195060 döneminin parlak ve ülkelerle isbirliginin dayandığı Mahmut devri, Osmanlı diplove dış dünyaya tanıtmış olan Dı çeşitlirefornrian gcrçekkştirebi masisinin ikinci gelişme devri ol bahtsız Dışişleri Bakanı, Fatin şişleri Bakanlığımız, yurt içinde, Rüştu Zorlu olmuştur. Zorhı dölecek yetenekleri olmalan gere du. mesleğin, ister istemez içine kanemi, dışişlerinin en yetkih ve O zamaaların diplomatian, gi ortaya çıkü. 19. yiizyıla kadar panık mahremiyet havası nedeverimli olduğu yıllardır. Fatin Osmanlı Devleti'nde 'Dışişleri Osmanlı Devleti'ni Batıya degil, niyle az tamnmakta veya hatta Rüştü Zorlu'yu, dışta karşırruzBakgm'nın yerini tutan 'Reisül Batıyı Osmanlı Devleti'ne lanılhiç tanınmamaktadır. da olanlar, özellikle Yunan gizKiittap'ıa Dairesi' önem kazan ma yolu Ue dış ilişkilerin dar çerli servisleri, daha 1954 yıllannDevletler gibi meslekler de gemaya başhıdı. Bu daireye baglı çevesini aşan bir niifuza sahip oldan itibaren yıpratmak için her leneklerine saygı gösterildiği süolan Divanı Humayun Tercii dular. 19. yiızyıl Osmanlı reform türlü propaganda faaliyetine rece ayakta kalırlar ve görevle man'ı da Istanbal'daki Yunan hareketterinin yüriitücü motonı, başvurmuşlar ve bu oyuna, iç rini sağlıklı şekilde yerine getire aflderi mensaptan idi; daha son bu diplomat kökenli ve aydın politika nedenleri ile gelen bazı bilirler. Türk diplomasisi, dıştara Fenerli Rumlar görevlendiril devlet adamlan olmuştur. siyasi çe\Telerin de yardımı ile ki düşmanlarırnız için, yıpratıldiler. 17. yüzyılın ortalanndan II. Mabmut. 1836da Reisül Zorlu'nun Türkiye'nin iktisadi ması, çökertilmesi istenilen ve 1821 tarihine kadar dış ilişkiler Küttaplığı 'Hariciye Nezareti' kalkınmasında, dış krediler tebuna ciddiyetle çahşılan bir ana le ilgili bu gorev. Rumlann teke yaptı. Sultan Mahmut için gaye, mininde, uluslararası kunıluşlarhedef olmuştur. Karşı tarafın bu hnde kaldı ve Fenerti Rumlar. bu geniş reformist duşünceler içinda yerini sağlamlaştırmasında ve pianlı oyununa, biz de sık sık siyasi vazifeterini 'Megalo İdesT de. diplomatik hizmetin canlannihayet Kıbns sorununun Londgelmiş ve bu başarıh müesseseyi yı canlandırmak için de kullan ması ve modern bir dışişleri örra ve Zürih Anlaşmaları ile halzayıflatmak için elimizden gelegütünün kurulmasıydı. dılar. linde oynadığı büyük rol ve deni yapmaktan geri kalmamışızm . Sehm'in 'Yeni Düzen' 1871 ydına getindiğinde, Dışişğerli hizmetler unutulup gitmişdır. (Nizamı Cedit) reformlan için leri Bakanhğı. Babı Âli'nin en tir. de en yen'üikçi atılımı sayılabile gelişmiş bölıimü ve yapısı itibaBİR D E C E R L E N D İ R M E Dışişleri mesleği, tarihinde cek olanı, 1793'te büyiik Avru nyla en moderni idi. Osmanlı ikinci darbeyi 1960'lı yıUarda yeAşağıdaki bilgileri Dr. Oral pa başkentlerinde sürekli biiyii Devleti'nin Batılılaşraa ve Batı miştir ve mesleğe iç politika sokelçilikkrin açılması ve böylece tarafından baskıda tutulduğu bir Sander'in hazırlamakta olduğu kulmaya başlanılmıştır. kitaptan alıyomm: Osmanhlann sürekli ve karşüıklı dönemde, Batılı ülkelerle ilişki1963'ten itibaren Feridun Cediptomasi Ue ilgili Batı kavramı lerden sonımlu olan dışişleri ba"19. yüzyılla biriikte, gerek kanı, hükümet poliükasının birmal Erkin, yaraları sarmaya çaOsmanlı Devleti tarafından, ge nı kabul etmiş olmalandır. hşmış, Hasan Esat Işık, dış porek Avnıpa'da, imparatorluklaIII. Selim'in ilk uygulamalan çok alanında soz sahibi idi. Kılitikayı partiler üstü hale getirnn varhklannı surdürmelerinin. Londra. Paris, Viyana ve Ber saca, dışişleri bakanı hukümetmiş ve mesleğe şahsiyetini yeniyalnız askeri yeteneklerine degil, lin'de bayükelçiHkler açması ol te ikinci adam durumundaydı. aynı zarnanda, öleki biiyiik dev do. bk temsilciler, Yusuf Agfih Kısa zamanda Osmanlı diploma den kazandırmaya gayret etmiş, sisi, dışarıda kendisini tanıttırdı İhsan Sabri Çağlayangil, şahsı»e saygınlık kazandı. na özgü yöntemlerine karşın 1971 yıhna kadar dışişleri örgüDışişleri örgtttiı, ilk ciddi darbeyi Sultan Abdülbamit zama tünü ayakta tutmuş ve Türk dipnında yedi. Abdülhamit döne lomasisine hareket ve canlılık geminde merkezde dışişleri bakan tirmiştir. lığının ve dışarıda diplomatlann 1971'DEN İTİBAREN etkinlikleri çok azalmıştır. Her BAŞLAYAN EROZYON jeyi kendisinin bildiğini sanan, aaşkalarına itimat etmeyen ve 1971'den itibaren meslek kadBen oraya vardığımda kanı daha kurumamıştı. Belliydi vulcatı ilkelerden hareket eden Ab rolannda ve çalışma sisteminde rulup düştüğü yer. Hani bir resim çtktı gazetelerde, ufak tefek iülhamit. devletin dış üişkilerihissedilir bir erozyon başlamışbir adam kıvrılıp yatmış, elinde sıkı sıkı tuttuğu küçük çantası... O resmi buldurdum, büyüttüm, duvara astım, ama dayanamadım; baktıkça o anı yaşıyordum, o anrn gerisindeki nice dakikaları, saatleri, günleri, geceleri yaşıyordum. Bir albümde duruyor o resim, Cav'rt Orhan Tütengil'in öldürüldüğü sabah çekilen o resim... Beş yıl geçti... Prof. Emre Kongar'ın TDK yayınlarında çıkan tiâlâ satılıyor mu bilmem!"Cavit Orhan Tütengil" adlı kitapçığını okuyorum. Ali Püsküllüoğlu'nun bir şiiri var kitabın başında: "Ozanım ben, yaralar beni/Her sabah gazetelere geçen ölüler/Trafık kazaları, yangıntar bite./N'olacak ulkemin hali, diyorum/Halkım yine de çtkacak duze/Biliyorum, düşünüyorum, ama irkıtiyorum/Ûstüme çevrilmiş silahlardan." Kimyurdu; niçin vurdu? Beş yıldır süren soruşturmadan ne sonuç alındı? Alındı mı? Katil kimdi? Niye yakalanmadı? Tütengil'ı böyle bir korkunç bitişe götüren nedenler neydi? Hepsi karanlıktadaha... Hepsi boşlukta. Bu cinayetlerin dosyaları kapatıldı mı? Tütengil'in, Karafakıoğlu'nun, Doğanay'ın, Devletten halkımıza Kaftarctoglu'nun, Öz'ün ki kabir imkân. tili diye idama mahkum edilen Hiç vergisiz... kişi de sonunda aklanarak özgüriüçe çıktı daha niceleri ni% 50 net kazanç... celeri.. Hepsi unutuldu mu? Hamiline yazılı, Bu cinayetlerin gizlerinin açık6 ay vadeli lanmsyacağı kesinleşti mi? Beş Hazine Bonolan yıl sorra bu tür sorulan sormak artıktakkımızdır.Ama kime sotasarruflarınıza racaöz, kime? devlet güvencesinde Tiibngil, 17 Ocak 1921'de yüksek kazanç sağhyor. Tarsıs'a bağlı Sebil köyünde Şimdi yararlanın. doğrruştu. Babası Kıbns Türklerincen, annesi aktar Tüten Emm'nin kızı Meryem... Beş Hazine Bonoları'mn satışı, çocutun en büyüğüydü Cavit. T.C. Merkez Bankası'nın ve Bir öjretmendi baba, bir köy T.C. Ziraat Bankası'nın öğretneni. Cavit, babasının ilkokuunda, sonra Tarsus Ortatüm şubelerinde okulmda öğrenim gördü. Sodevam etmektedir. rumUuk nedir bilen çalışkan bir çccuk. Parasız yatılı sınavını kaanarak Haydarpaşa Lisesî'negitti. Siyasal Bitgiler sınavını azanmtştı, ama o öğretmenjlmak istiyordu. Yusek Öğretmen Okulunu vegldi. "Atatürk döneminin gene havası Tütengil i de etkilemiîir: Ülküsü uğruna çalışacak,opluma Atatürkçü kuşaklar «tiştirecekiir" diye yazar Konar... İlk görev Antalya Lisesrde. Askerlik Erzincan'da, topç teğmeni... Sonra Köy Ensrüsü'nde ogretmenlik yıllan Kepirtepe, Aksu. 195 52'de yurt dışında staj. Moresquieu üstüne çalışmalar, :ır kitap hazırlar, felsefe dokıru olur. 1957'de TDK Bi[Arm 8. Sayfada) Türk Diplomasisi Üzerinde Kara Bııi ııt lar CUMHURIYET'ten OKURLARA... OKAY 3 ARALIK 1984 Dilekler, Eleştiriler K m imi okurlanmız Cumhuriyet'e ilişkin öneri ve eleştiri mektupları için ayrı bir köşe açılmasını istiyorlar. Ancak şu anda "Okurlardan" köşemiz genel konulardaki okur mektuplarını kısa kısa yayınlamamıza yettiğinden Cumhuriyet'e ilişkin tartışma ve önerileri bu köşede değertendirmeye, tüm okuriarımıza aktarmaya çalışryoruz. SEMİH GÜNVER, Büyükelçi Istanbul Bakırköy'den yazan okurumuz Kayban IDağbendi'nin mektubuna hiçbir şey eklemeye gerek yok: "Hanımla oturduk, her zamanki gibi bütçemizi bağlıyoruz. Biliyorsunuz fiyatlar oynak ve kıvrak, bayağı da ilerici. Hiç geriye bakmıyor. Örneğin şu tüpgaz on aydır aynı fiyatla eve girmedi mübarek. llerleyen gider, yerinde sayan gelir. Anlayacağınız delik büyük yama küçük. Yamanın büyümesi gerek delik küçülmez ki. Amma yamayı büyütmeye çalışmak demek açıktan karşına TİSK, İşçi Koordinasyon Kurulu, YHK ve hatta IMF gibi devleh almak, onlarla boğuşmak demek. Haliyle vazgeçtik. Başiadık deliği küçültmeye çalışmaya. Ama bakın ki, hanımla ikimiz de çalışryoruz ve birimizin maaşı ev kirası, kapıcı parası, elektrik, su gibi kesintisi imkânsız olan giderlere yetmiyor. Anlayacağınız, kesinti yapacak harcamamız yok. Yok, ama hanıma göre var. Ne mi? 30x50= 1.500. Müşfik bir sesle uzun bir giriş taksiminden sonra söyledi bunu. Olamazdı, olmadı da. Korkunç savundum Cumhuriyet'i ve sonuç, Cumhuriyet kefeni bu ay da yırttı, bir dahaki aya Allah kerim." on zamanlarda en çok eteşftri mektubu 17 ekimde 2. sayfamızda yayınlanan "Kız mı Olsun, Oğlan mı?" başlıklı makaleye geldi. Örneğin Dr. Nadir Kadıoğlu yazıda önemli yanlışlar yapıldığını söyluyor. "Bu konulann kamuoyunda irdelenmesi elbette ki ilginç olur, yalnız bunun konunun uzmanları tarafından yapılması şartı ile" diyor. Bakırköy'den Hasan Sünnetçi radyo TV programlannın genişletılmesinden ve Avrupa liglerinden haberlerin sonuç ve puantajlarla verilmesinden yana. Erciyes Üniversrtesi'nden Ömer Sergi düşünce açısından bazı eleştırilerinin yanı sıra dil konusunda daha öğretici olmamızı istiyor. Ankara'dan Dr. Bülent Doyran, Çelik Gülersoy'a bazı eleştiriler yönelten birkaç yazının gazetemizde yer almış olmasına tepki gösteriyor. Kıbrıs'tan Ibrahim Çakırdağ'ın önerisi ise gençlere ve öğrencilere yönelik eğitici yayınları daha da yoğunlaştırmamız yönünde. Iki eleştiri de Siyaset 84 ekimizde yer alan Anket Defteri köşesine: İstanbul Erenköy'den Yeşim Araz bu köşede sadece ünlü kişilerin yer aJmasını eleştiriyor, "Bir işsize, bir işçiye, bk ilkokul öğrettmnine, bir bakkala, bir lise öğrencisine sütunlannızda niçin yer vermiyorsunuz?" diyor. S OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Ankara'dan yazan, imzası okunmaz bir okurumuz da Refik Durbaş'ın Anket Defteri'ndeki yanıtlanna pek kızmış ve bundan böyle evine Cumhuriyet sokmayacağını yazıyor. Bu eski okurumuza göre Refik Durbaş ve Zülfü Uvaneli "Ne idüğü belirsiz, aslında beiH kişiler..." Demokrasiyi bu "eski" okurumuz için de savunmak gerek! TütengiPi Anmak... IÇ MİMAR ve MİMARLAR RLAR 147 OK 49 (DİZAYN DEKORASYON ÜRETİM) Yetenekli. ıdealist ve oğrenmeye açık VF DONATIM ^k .^E^V JJ \ % I • Hiç vergisiz... ö 50 net kazanç Devlet gihencesindeî o