10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Yapay kcupti hasta felç geçi Felçıen vücudunun sağ tarafı etkilenen Schroeder'in yapay kalbinin düzenli çalıştığı belirtıldi. LOUİSVİLLE. (AP) Dünyanın ikinci yapay kalpli hastası William Schroeder, önceki gece "kısmi felç" geçirdi. Schroeder'in doktorları, hastanın şimdilik hayati tehlikeyi atlattığını. feîcin nedenlerinin araştınldığını açıkladılar. 25 kasımdan bu yana yapay kalple yaşayan Schroeder, onceki gece ameliyatın gerçekleştırildiği Humana Hastanesi'nde karısıyla birlikte yemek yerken fenalaştı. Doktorlar Schroeder'in kısrni felç geçirdiğini belirterek. testlerin şimdilik normal olduğunu kaydettiler. Schroeder'in krizden sonra bitkin olduğu. konuşamadığı, ancak bazı sesler çıkartabildiği belirtiliyor. Felç, özellikle vucudun sağ tarafını etkiledi. Jarvik7 isimli yapay kalbin düzenli çalıştığı,felçten etkilenmediği kaydediliyor. Doktorlar özellikle felçten sonra hastanın beyninde tahribat olup olmadığını oğrenmeye çalışıyorlar. Vücudun sağ tarafını hareketsiz bırakan felç, beyinde sol alt lobda meydana geldi. Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecılık Turk Anonim Şırketı adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru: Emine Lşaklıgil.Yazı Işlerı Muduru Okaj Gonensin. • Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmenı Ali Acar. TAKVIM 15 Aralık 1984 Imsak: 5.42 Guneş: 7.14 Temsılaler ANKARA. Valçın Doğan, IZMIR. Hikmel Çelinkaya. ADANA Mehmet Mercan, • Servıs Şeflerı Uıanbul Haberlerı Reha Oz, Dış Haberler: Krgun Balcı, Ekonomı: Osman Ulagay. Kultur A>dın Emev, Magazın: Valçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir Vucelman. Duzelıme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, [şSendıka: Şukran Ketenci. Ikındı: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.10 Burolar • Ankara: Zıya Gokalp Bulvan, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • hmir: Halit Zıya Bulvan No: 65/3, Tel. 254709131230 • Adana: Çakmak Cad No 134 Kai 3, Tel 1455O1973I • Basan ve Yayan: Cumhurijel Matbaacılık ve Gazetecılık T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist PK: 246Ist. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Oğle: 12.04 Dünyayı saran tehlike: Çevre kirliliği Termik santral gîren yerde orman ölüyor' elekrofiltre Baca 12 YIL ÖNCE Almanya'da Oberharz 'da çanı ağaçlan arasuıda şirin bir han vardı. Burası kentten hafta sonunda kaçanlann rahat soluk aldıkları bir yerdi. Yıldız Üniversitesi Termodinamik Ana Bilimdah Başkanı Prof. Dr. Doğan Özgür'e göre bacadan çıkan tozlar, bitki yaprakları uzerine düşerek bunların solunum kabiliyetini azaltmakta, kükürt dioksit ise toprağın asitleşmesine neden olarak ağaan çürumesine yol açmaktadır. SERPİL GÜNDÜZ Gokova'ya "termik santral" ya olacak, ya da olmayacak. Bir gun, belki de pişman olunacağı biline biline kocaman bir "termik santral" oturacak yeşilin ve mavinin ortasına. Elektrik santrallarının çevre kirliliği yonünden etkileri ve hangi bölgelerde kendisini gösterebileceği konusunda Yıldız Üniversitesi Termodinamik Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan Özgür'e sorduk: "Gökova1daki santral, yaklaşık deniz seviyesinde kurulduguna ve baca seviyesi 300 metre olacagına göre, neden olacağı kirlilik acaba kendisini Isparta ormanlarında, Muğla, hatta Bolu ormanlarında gosterebilir mi?" Prof. Özgur, "Bu soru günün politikası olduğundan yanıt veremem" diyor, ama 'Genel olarak elektrik santrallannın çevre kirliliği yonünden etkilerini anlatınm, siz de oradan bir sonuca vanrsınız" şeklinde konuşuyor. Prof. Özgür'ün açıklamalarına gore elektrik santrallannın bacalarından dışarıya, tozların yanı sıra kükürt oksıtler ve azotoksitler atılmakta. Bu atıklar yüzde 8590 oranında ve çok çeşitli metotlarla tutulmasına karşın, çok pahalı ve kullanılması zor olduğundan Avrupa'da dahı uygulanamamakta. Yine Prof. Özgür'e göre, tozlar bitki yaprakları üzenne düşerek bunların solunum kabiliyetini azaltmakta, kükürt dioksit ise havada nem ile birleşerek asitli su olarak toprağa girmekte ve toprağın asitleşmesine neden olmakta. Azot oksitler ise ozon oluşmasına neden olarak yapraklann ve ağaçların kuruyarak çürumesine yol açmakta. ısıtıcı Kıreçalcı çamuru Santrallann her zaman zehirli olması gerekmez. Ama sistemin iyi kurulması gerekir bunun için. tste bir örnek. Öğütülmüs kömur buhar kazanında ısıtıldığında, bir elektroflltre tozları toplar. Gazlı duman banyosunda kükürt dioksit, duşlardan çıkan kireçli suyla birlesir. Geriye inşaat sanayiinde kullamlan alçı kalır. Sonuçta bacalardan, başlangıçtakinden yüzde 95 daha az kükürt dioksit içeren duman çıkar. "Bu kirlilik. etkisini hangi bölgelerde gösterebilir?" diye soruyor Prof. Doğan Özgur ve şu ornekle yanıtlıyor kendi sorusunu: "Kirlilik etkisini doğuş yerinde gösterebileceği gibi yuzlerce kilometre uzaklıkta da gösterebilmektedir. Almanya'nın termik santrallarının yoğun olduğu Kuzey VVestfalva eyaletinde oluşan kirlilik, tesirini çevresindeki ormanlık bölgeler ile bu bolgeden 600700 kilometre uzaklık taki Karaormanlar ile Bavyera Alpleri'nde, hatta İsveç ormanlannda göstermektedir. Bugün bu bölgedeki orman tahribatı yüzde 50'ye varmıştır." Prof. Özgür'e bu kez biz sonıyoruz: "Türkiye'deki santrallann neden olabilecegi kirlilik nerede kendisini gosterebilir?" Bu soruya Özgür'den gelen yanıt ise şöyle: "Santrallardan doğan kirlilik kendisini yaklaşık 30 yıl sonra gösterebilir. Örneğin Ambarlı santralının meydana getireceği kirlilik kısu bir zaman sonra belki de Istranca onnanlannda, Balıkesir, Manisa ormanlarında kendisini gösterecektir. Ölçum yapılıp yapılmadığını bilmiyonım, ama kirliliğin neden olabilecegi en büyük tehlike rüzgâr aracılığıyla yayılan toz ve kükürt dioksitin dağ ve ormanlık bölgelerde yere inmesi ve neticesınde erozyon, kar kaymalan ve taş düşmeleridir. Bugün Almanya taş düşmelerine mani olmak için milyarlarca marklık masraflara girmektedir." (Arkası 11. Sayfada) Gençlîk Birlîği Bakanlık gözetimînde olacak Kurulacak Gençlik Birliği, Bakanlığın uygun göreceği uluslararası orgütlere üye olabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Uluslararası orneklere uygun, gençlik örgutleri bulunmayan Türkiye'de, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, merkezi gençlik örgütü kurma girişimlerini sonuçlandınyor. Kurulacak Merkezi Gençlik Birliği'nin yönetmeliği, Maliye ve Gumruk Bakanhğı'ndan, Sayıştay'dan olumlu göruş aiındıktan sonra Bakanlar Kurulu'na sunuldu. Yönetmelikte Gençlik Birliği'nin Bakanlık gözetiminde, kurulacak dığer gençlik derneklerinin denetlemesini yapması, Bakanlığın uygun bulacağı uluslararası gençlik örgutlerine uye olabilmesi ongöruluyor. Öte yandan Bakanlık yetkilileri, Dernekler Yasası'na gore universitelerde oğrenci dernekleri kurabileceğini de belirttiler. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca, Dernekler Yasasına gore orgutlendirilecek olan gençlik dernekleri, amaçlarına göre adlar alacaklar. "Boş zamanları değerlendirme amacı güden" dernekler, "Gençlik Kuliıbü" adını alırken, spor etkinliği yurütecek olanlar "Spor Kuliıbü", her iki amacı güden dernekler ıse "Gençlik ve Spor Kuliibu" olarak nitelenecekler. "Olüm havadan geldi" Istanbul Haber Servisi Federal Almanya'da yayımlanan Stern dergisi 29. sayısının büyük bir bölümünu çevre kirliliğine ayırmıştı. Konuyla ilgili yazıda santrallann neden olduğu kirlilik ve tahribat aynntılı bir şekilde ele alınıyor. Bu yazının kısa bir özeti şoyle: Yuzde 29'u ormanlarla kaplı olan Federal Almanya'da ağaçların yok oluş nedeni kesin olarak ortaya konabilmış değil. Ama bugüne değin ağaçların yarıya yakın bir bolumunün ölümüne yol açan tehlikenin havadan geldiği kesin. Federal Almanya'daki bacalardan yılda 3 milyon ton kükürt dioksit havaya kanşıyor ki, bu da 53 btn yuk vagonu dolusu saf kukurt anlamına geliyor. Bunun yüzde 87'si santrallann ve fabrikaların bacalarından çıkıyor. Kükurd dioksit günler boyunca havada kalıp yuzlerce kilometre uzaklıkta yeni kimyasal bileşimler oluşturabiliyor. Daha sonra küçük toz parçacıklarıyla birlikte yaprakların ustune konuyor ve gökten asitli yağmur olarak yağıyor. Bu ağaçların ölmesine neden olan birinci etken. EGZOZDAN ÇDCAN ZEHİR İkinci neden, yılda 3.1 milyon ton dolayında havaya karışan gaz halindeki azot oksit. Yüzde 54'ü arabalann egzoz borulanndan çıkan bu gaz, yağmurlu ve sisli havalarda nıtrik asıde donüşebiliyor. En tehlikeli olanıysa azot oksitten oluşan foto kimyasal sis. Guneş ışığının bol olduğu zamanlarda bunlar, bitki dokularını bozan "ozon"a dönüşüyor. Asitler yalnızca havaya karışmakla kalmayıp aynı zamanda toprağın yapısını da etkiliyorlar. Bilim adamlan birçok ormanın tabanının 1953 ve 1982 arasında yuz defa daha fazla asitlendiğini söyluyorlar. Topraktaki asit miktarı gereğinden fazla olduğunda ise genç ağaçlar ölmeye başlıyorlar. KARARNAME ÇIKTI AMA Federal Almanya'da çevre korumacıları yıllar boyunca gosteriler düzenleyerek çevre kirliliğini protesto ettiler. Sonunda Federal Almanya hükumeti geçtiğimiz yıl içinde, bir kararnameyle santrallann bacalarından metrekareye en fazla 400 miligram kükürt dioksit duşecek kadar artık gaz çıkarabileceğini belirledi. Ama bu kararname varlığını yalnızca kâğıt üstunde sürdürdü. Çunku kararnameden sonra yapılacak santrallar için geçerlik taşıyordu. Oysa elektriğin yanya yakın bir bölümünu karşılayan eski santrallar, bacalarından metrekareye 2.500 mılıgram kükürt dioksit duşecek kadar artık gaz bırakmaya devam ettiler. ÇOCUKLAR TEHLIKEDE Hava kirliliğinden etkilenenler yalnızca ormanlar, tarlalar değil. Sorun yalnızca asitli yağmurların beton koprüleri aşındırması da değil. Artık hava kirliliği çocukların yaşamını da tehdit ediyor. Havadaki kükürt dioksidin rekor düzeye eriştiği kış günlerinde evierinin bahçelerinde oynayan çocuklar, öksüruk nöbetlerine tutuluyorlar. Geçtiğimiz kış Federal Almanya'da 4 bebek, bahçede oynarken ansızın olduler. 12 YIL SONRA Bir gun çevreye termik santral kuruldu. Bacalardan çevreye kükürt dioksit yayıldı. Ve o şirin hanın çevresinde ne ağaç kaldı, ne de yeşillik. Etraf yangın yerine döndü. Federal Almanya'da ormanlann neredeyse yarısı santrallann yol açtığı kirlenme sonucu tahrip olmuş durumda. Kirlenmenin ulaşamadığı çok az bir yer kalmış bu ulkede. Konunun boyutları yukandaki haritadan da kolayca anlaşılabüiyor. NOBEL'I ALAN SETFERT SANATI VE OZGURLUGU ANLATTI Şür9 sanatçının içindeki barışın bir ürünüdür Kultiır Servisi Seksen üç yaşındaki Çekoslovak ozan Jaroslav Seifert, bu yılın Nobel Edebiyat Ödülu'nü alıncaya kadar ulkesi dışında pek tanınmıyordu. Çekoslovaklann gözunde ise, çok uzun bir zamandır sanatsal ozgürluğu kararlılıkla savunanlann başında geüyordu Seifert. 1968'de Çekoslovakya'nın Varşova Paktı Silahlı Kuvvetleri'nce işgal edilmesini izleven zor günlerde bile Jaroslav Seifert, yeni yönetimi açıktan açığa eleştirme yurekliliğini gösterebilmişti. 1968'den sonraki on yıl boyunca, şıirleri ozunde siyasal bir içerik taşımamasına karşın, Seifert'in yapıtları ülkesinde yasaklandı. Ancak yoneticiler en sonunda Seifert'in şiirlerinin yeraltı gazetelerinde fazlasıyla yayımlandığını fark ettiklerinde yumuşamak zorunda kaldılar. İsveç Akademisi, ekim ayında Nobel Edebiyat Odulu'nun Seifert'e verildiğinı açıkladığında, Seifert şeker \e kalp rahatsızlıklarından hastanede yatıyordu. Ozan, geçenlerde taburcu olup evine döndü, ama evin ıçinde bile ancak koltuk değneği>le hareket edebiliyor. Nitekim, Nobel odül torenine de onun adına oğlu Jaroslav ve kızı Jana katıldılar. Genellikle Batılı gazetecilerın sorularını yanıtlamaktan pek hoşlanmayan Seifert, geçenlerde "Time" dergisi Genel Yayın Yönetmeni Henry Grunwald ve Doğu Avrupa muhabiri John Moody'yı Prag'daki evinde kabul ettı. Seifert'in duvarları silme kitaplarla kaplı oturma odasında Çekoslovakya'nın ilk Devlet Başkanı Tomas Masaryk'in bir bustu de goze çarpıyordu. Seifert, bir çevirmen aracılığıyla sakin bir biçimde soruları yanıtlarken, sanatı ve yaşadığı dönem ustüne duşüncelerini dile getirdi. Yurtta^Iarınıın ç o ğ u n l u ğ u a d ı n a Amerikalılann çoğu sizin şürinizi lanımıyor. Siz nasıl tanımlıyorsunuz yapıtlarınızı? J.S.Şiınm kolay anlaşılabilen bir şiirdir. De Evren: Devrim demekle, inkılap demekle Atatürkçü olunmaz ANKARA, (a.a.) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Devrim demekle, inkılap demekle Atatürkçüliik olmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, dun akşam Prof. Dr. İsmet Giritli'nin Turk Tarih Kurumu'nda verdiği, "Atatürkçülük Neden ve Nasıl Bir İdeolojidir" konulu konferansı izledi Ataturk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen konferans sonunda, Cumhurbaşkanı, Prof. Dr. Giritli'yi tebrik ederken, Ataturkçulüğe sahip çıkılması gerektığinı belirtti. Cumhurbaşkanı Evren, şunları soyledi: "Herkes Atatürkçüvüm di>or. Olmaz böyle. Buna da sahip çıkılmaiı. Devrim diyorlar, inkılap diyorlar. Atatürkçülük bu değildir. Biri camive gidiyor. Buna karşı •Efendim, Atatürkçülük...' diyenler bile çıkıyor. 'Ataturk, camive gitmevin,' demedi ki. Ya da cami yapılacak, köprü yapılacak, Fatib Sultan Mehmet mi olsun, olmasın mı? Haydi bir Ataturkçüluktür gidiyor. Bunların hemen cevabını vermek lazım. Buradan bir cevap verilmeli. Biz zaten onun için bu kurumlan kurduk. Bazen bu cevabı ben vereyim divorum. Çünku uzülüvorum. Ama bu görev bilim adamlanmız varken, bana diişmez." SEİFERT Doğu Avrupa diye bir şey yok. neme şiır de denilebılır. Şıirim başlangıçta u>aklıydı ve şarkı niteliği taşıyordu. Şımdi ozgür koşukla yazıyorum ve pek az uyak kullanıvorum. Uyaktan çok, şiirin iç ritmine ağırlık veriyorum. Nobel Ödülu'nü tüm ülkeniz adına aldığımz kanısında mısınız? J.S.Boyle soylemek bıraz haddinı bilmezlik olsa da, evet. En azından, Nobel Odulu'nu benim hissettiklerimi hisseden \e edebiyatı benim kadar seven yurttaşlanmın çoğunluğu adına aldığımı soyieyebılirım Uzun bir yaşamınız var. Bu sure içinde politika konusunda ne oğrendiniz? J.S.Durust olmak gerekirse, hiçbir şey. Yal dır. Neden biliyor musunuz? Gençtık de ondan. Tarih boyunca Prag kenti Bir de, her şey mümkun görunuyordu tabii. En sonunda ozgurluğumuze kav uştuğumuzu duşünuÇekoslovakya'nın kalkanı ve simgesi olau. Yabancılar, Prag'ı yorduk. sanatın özguıiüğü gerektirdiği düşünceBüyük hep askeri güçle yıkmaya sinde misiniz? J.S.Evet, bir özgurlük ortamı gereklidir. Ama çalıştılar. Biz de hep direndik. bunalımlar ve zor zamanlar da buyuk sanata katİşte, güzelliğinin yanı sıra bu kıda bulunabilir. yüzden de seviyorum Prag'ı. Siyasal etkinlik gösterileri konusunda ne diyorsunuz? 1.984 Nobel Edebiyat J.S.Biz Çekoslovakya'da bazı etkinlik biçimÖdülü'nün sahibi Çekoslovak lerine katılmamayı bir kultur eylemi olarak görürüz. Belki bu da onlardan biri. Jaroslav Seifert, hep şiirle Dünyanın durumu \e barışla ilgileniyor musuilgilendiğin i, politikayla nuz? J.S.Hepimiz barışı duşunuyoruz. Savaş olayalnızca kıyısından köşesinden sılığı söz konusu oldu mu, kaygı duyuyoruz. Biliilgisi olduğunu söylüyor. yor musunuz, bazı ozanlar barışla ilgili şiırler ya"Ama/' diyor, "Halkımm zıyorlar, ama ben onlardan biri değılim. Barışın şiire gereksinmesi yoktur. Şıir barışın, sanatçının tutumunu dile getirmeyi içindeki barışın bir urunudur. başardım ve halkımın sözcüsü Çekoslovakya'nınsonucu, bir nasıl gorüyorsugeleceğini nuz? oldum." nızca şiirle ilgilendim. Politikayla ise yalnızca kıyısındân köşesinden ilgim oldu. Özellikle Masaryk'in ölümünden sonra politikadan soğudum. Guçlü goruşler dayatılmıştı bana. Benim de kendime gore güçlü göruşlerim olduğundan, politikaya gırmek zorunda kalmıştım. Duyarlı bir adamım ben. Halkımın tutumunu dile getirmeyi başarabildim ve halkımın sozcusu oldum. J.S.Buna Ruslar ve siz karar vereceksıniz... Yani biz ve Ruslar barışı korursak mı demek istivorsunuz? J.S.Hıç değilse masaya oturup göruşmeler yapabilir ve statükoyu koruyabilirsiniz. Ama bu da herhangfbir şeyi değiştirmeye yeterli değil. Sabırlı direnişin simgesi: Prag Sizce ABD, Doğu Avrupa'yı nasıl gormeli? J.S.Bıze gore, Doğu Avrupa diye bir şey yok. Doğu Avrupa bir ulkeler toplamıdır. Çekosİovakya var, Polonya var, Macarıstan var, Yugoslavya var. Bizi tek bir butun olarak görmemelisiniz. Amerikan halkına bir mesajınız var mı? J.S.Mumkünse şürimızi okuyun. Bu gibi konuları konuşmak bıraz sakıncalı. Halkınız ozgürluğunun değerini bilmeli. Bizde Nevv York denilince guç, Paris denilince incelik, Londra denilince soyluluk \e para gelir akla. Siz Prag'ı nasıl niteliyorsunuz? J.S.Biz kuçuk bir ulkeyız. Ama tum tarıhımız boyunca Prag kenti, Çekoslovakya'nın kalkanı ve simgesi olmuştur. Yabancılar Prag'ı hep askeri güçle yıkmaya çalışmışlardır. Biz de hep direnmişizdir. Işte, güzelliğinin yanı sıra bu yüzden de seviyorum Prag'ı. Ayrıca Nevv York'tan daha guzeldir Prag. Bir direniş simgesi mi? J.S.Evet. Ama bu sabırlı bir dırenış biçimıne burünuyor. Ta on vedinci yuzyıldaki Otuz Yıl Savaşları'ndan bu yana sozgelimı Almanya ve Rusya gibi sınırdaşımız olan buyuk devletlerle boğuşmak zorunda kaldık. Ama aynı zamanda Avrupa'nın gobeğinde yaşıyoruz. Masaryk gibi politıkacılar Çekoslovakya'yı Doğu ile Batı arasında, Avrupa'nın yureğinde bir kopru kurmak için kullanma duşuncesındeydiler. Bu koprü bugun ne öurumda? J.S.Yok boyle bir kopru. Yıkıldı. Barış. şiire gereksiııme d u y m a z Vaşamınızın en mutlu donemi hangisiydi? J.S.Benim kuşağımın en mutlu donemi, Birinci ve ikinci Dunya savaşları arasındaki yıllar Ermeni teröristler: Katliama katılmadık Orly katliamı duruşmasında sorgusu yapılan Ohannes Katanasyan ve Nerfez Taşçı, Orly katliammı, "Körü körüne terör" olarak niîelediler. SABETAV \ AROL PARİSOrly kaıliamıyla ilgili Creteil 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 6 kişiden geçtiğimiz salı gunu sorgulamaları vapılamayan Ohannes Katanasyan ve Nerfez Taşçı'nın sorguları dun yapıldı. Duruşmada, Turk Buyukelçilik ve Başkonsolosluk yetkılilerınden başka çok sayıda Turk ve Ermeni ızleyici bulundu Ermeni Ulusal Hareketi (MNA) lideri Ara Toranyan da duruşmayı izledi. Patlamada olen ve yaralananların yakınları da duruşmayı izlediğinden 70 kişilik salonda Turkler çoğunluktaydı. Dun sorgulan yapılan Nerfez Taşçı ve Ohannes Katanasyan, ASALA'nm Agop Agopyan kanadıyla ihtilafta bulunduklarını ve liderliğini Ara Toranvan'ın yaptığı MNA'ya bağlı olduklarını soylediler. Sanıklar bu örgütün "hedef gozeterek" saldırıda bulunma goruşunu desteklediklerinı, Orly katliamının ise, "körü korüne terör" olduğunu, bu yuzden katılmalarının soz konusu olamayacağını öne sürdüler. Sanıklann Orly katlıamıyla ılişkileri ve suça iştirakleri saptanırsa Creteil 13. Aslıye Ceza Mahkemesi'nce Ağır Ceza'ya sevk edıîecekler. Aksi takdirde, sanıklar silah depo etmek, taşımak ve bulundurmak, cinayet işlemek uzere oluşturulan çeteye katılmak suclarından yargılanıp cezalandırılacaklar. Ancak, geçtiğımiz salı ve dun vapılan sorgulamalar sırasında sanıklann Orly katlıamında asıl suçlu olarak onumüzdeki aylarda yargılanmaları beklenen diğer 3 tutukluyla yakın ilişkide olduklan ortaya çıktı. Duruşmada belirlenen birinci nokta, yargılamaları süren 6 kişiden 4'ünun Kudus'tekı Ermeni Okulu'nda eğitim gördukleri ve 3 asıl suçluyu buradan tanıdıkları gerçeği. Diğer bir konu da sanıklardan Ohannes Katanasyan'ın MNA'ya bağlı olduğunu ıddıa etmesine karşın evının ust katında oturan ve ASALA'ya bağlılığı bilinen Soner Nayır'a, bombayı Orly Havaalam'na yerleştiren Varujan Garbidiyandan aldığı zarfı vermek üzere gorevlendirilmesi ve bu zarfın içinde patlayıcı zamanlama cihazının bulunması. Sanık, içinde ne olduğunu biimeden aldığı emaneti, dığerine teslim etmeyi kabul ettiğinı mahkeme huzurunda itiraf etti. Sanık Nefrez Taşçı'nın evinde yapılan aramada, birden elliye kadar rakamlan içeren Türkçe sözcuklerden oluşan bir şifreanahtarı belirlendi. (Arkası 11. Sayfada) ı L : : ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle