11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 1984 • • * • HABERLERİN DEVAMI H1KIMKT 19 ARALIK 1 9 8 3 PROGRAMINDA NE VAAT E1T1? 1 YILUK İCRAAT1>DA NE KADAR1N1 Y APTI? CUMHURİYET/11 (Baştarafı I. Sayfada) Çakır, Mustafa Aygın, İsmail Karabavram, Abdullah Aydın, Gürsel Oztiirk, Avni Yanar, Fasih Ergiil, Adnan Yarar ile Numan Dut (otobüs şoförü), Sabahattin Sagcı (ikinci şoför), Hamit Öztıirk (tanker şoförü), Selami Aslan (tankerin 2. şoförü) oldukları belirlendi. tKİNCİ OTOBÜS KAZASI Ankara'dan Adana'ya gitmekte olan Mustafa Hayta yönetimındeki 46 AT 100 plakalı yolcu otobusü de, Pozantı Şekerpınarı mevkiinde köprüden geçerken aşın hız sonucu Çakıt Çayı'na uçtu. Kazada yolculardan Hiiseyin Tiryaki, Mustafa Palay, Faik Alcıncı, Ali Tekardıç, Aysel Özkan yaşamlannı yitirdiler. Kıbrıs Için Zirve lyi de.. dolaylı diyalog başladı... Başkan Reagan'la CumhurbaşKanı Evren arasında teati edilen ye habire kanştırdığı için de kendisine pek öykarşılıkh mesajlarla Kıbrıs'ta çözüm için Türk le sempatiyle bakılmaz gazeteci milletinin. tarafının esnek tutumunun önemi vurgulanAma bu böyledir diye biz de kuşkuculuğudı... Ve sonra Denktaş, bugüne değin sergımuzu elden bırakacak değiliz ya... lemiş olduğu en uzlaşıcı tavra yöneldi... İsterseniz, bu tutumumuza uygun düşen Bu konuda, arkadaşımız Ufuk Güldemirbir örneği sergilemeye çalışalım. in VVashington'dan göndermiş olduğu habeKıbrıs'ta zirve kararı alındı. Yıllar sonra Kiprin şu satırlarını da okuyalım: riyanu ile Denktaş 17 ocakta yeniden bir maKıbrıs sorununda ilerleme kaydedilmesi, sada buluşacaklar. Soruna barışçı yollardan VVashington'da yönetim çevrelerınde memçözüm bulabilmek için tarafiarın müzakere nunlukla karşılandı. Konuya ilişkin sorulanmızı masasına oturmaları, diyalog arayışına giryanrttayan Dışişlerı Bakanlığı'nın üst düzeydemeleri genel olarak olumlu bir gelişmedir. ki bir yetkilisi, çözümü koiaylaştıracak esnekPek iyi, pek güzel de, bu zirve kararı nasıl Iiği sağlamak için bir süreden beri Ankara ile alındı? Birinci sorumuz bu. İngilizlerin The temasta bulunduklarını, ancak son bir yıldır Economist dergisi de aynı soruyu kendine beklenmedıği kadar esneklikie karşılaştıklannı yöneltip şöyle vermiş yanıtını: belirtti. Aynı yetkili, Ankara'nın Kıbrıs sorunu"Türkiye, Kıbrıs konusunda birdenbire nenun çözümünün ısrarla üstüne eğilmesinin den bu kadar esnek tutuma girdi? ABD'nin nedenleri konusunda şu göruşleri savundu: baskısının bu konuda rol oynayan etkenl&rden 'Ankara, ekonomisini düzlüğe çıkarmaya döbiri olduğu açık..." nük arayışlannı dış politikasına yansıtmak isKıbrıs'a dönük pek çok şey öteden beri katiyor. Oysa, Kıbrıs ve Ege sorunu bu amaç palı kapılar ardında cereyan ettiği için bu kaaçısından büyük bir handikap. Amerikan dar kesin dil kullanmak olanağından yoksuKongresi'nde ne zaman Türkiye'nin çıkarlanuz. rı söz konusu olsa, Türkiye'nin karşısına KıbAma, son yedi sekiz aylık gelişmeler şöyrıs sorunu çıkıyor..." le bir anımsanacak olursa, Kıbrıs'la ilgıli tabÇok açık degil mi?... Ve özellikle Özal yölonun belirginleşmediği söylenemez. netiminin tutumuna dönük yerinde bir teşhis Mart ve nisan aylarında Amerikan Kongdeğil mi?.. resi'nde Türkiye'ye askeri yardımın Maraş koZirveye giden yolu, Amerikan yönetiminın şuluna bağlanması yolunda adım atılmıştı. O tutumu ile Türk tarafının esnekliğinin açmış zaman Ankara'dan esen havayı gayet iyi haolduğu anlaşılmıyor mu?.. tırlıyofuz. Şöyleydi: Bunda kuşkumuz yok. "Türk tarafı mesela Maraş'ı vermeyi kabullenmiş bile olsa, askeri yardım böylesi bir koAyrıca, hemangi bir uzlaşmada ödünlerşula bağımlı kılındıktan sonra, acaba Türkiden hareket edilmesi de son derece doğaldır. ye'de hangi iktidar böyle bir ödünü vermeye kalkışabilir..." Kuşkularımız bir başka noktada toplanıyor. Bir bakıma denilmek isteniyordu ki, AmeZirve dostlar alışverişte görsün türünden olur, rikan Kongresi'nde ne yardım kısılsın, ne de Türk tarafının vermiş olduğu ödünler de, herkoşulâ bağlansın; o zaman Türk tarafı esnek hangi bir karşılık alınmaksızın, Rumlann cebine kâr kalırsa ne olacaktır?.. Sayın Denkbir tutuma yönelebilir... taş, "Göruşmeler kesilirse tavizler de kalkar" Bu da olmadı değil. demiş... Önce Türkiye'ye yardım paketi, Kongre'den koşulsuz ve kısıntısız çıktı denilebilir.. O araSanmıyoruz. da, KKTC'nde anayasa referandumu ve seKuşkulanmızı korumakla birtikte, Zirve'nin çimler belirsiz bir tarihe erteleniverdi. Daha Kıbrıs Türklerine yönelik faturasının ağır olsonra BM Genel Sekreteri Cuellar aracılığıyla mamasını ve Kıbrıs'ta barışçı bir çözüme katNew York'ta Denktaş ile Kipriyanu arasında kıda bulunmasını dileyelim. (Baştarafı l. Sayfada) Zincirleme (Baştarafı 12. Sayfada) Iktisat politikamızda ihracatın çok onemli bir yeri olacak, ihracatın geliştirilmesi için iç ve özellikle dış finansrnan kaynaklannı arttırıcı, ihracatı kolaylaştırıcı tedbirlere ağırlık verilecekür. (Sayfa 44) thracat, Özal hükümetinin "iktisat" politikasında gerçekten de çok önemli, belki de enflasyondan da önemli yer tuttu. Ancak ihracatın gelişmesi için vaat edilen finansmanda iç kayn?k artışı sağlanamadı, tam aksi ne azaltıldı. Dış finansmanda ise ihracatçılar kendi başlannın çaresine baksınlar dendi. İhracatın teşvikinde en guçlu araç, hızla duşürulen kurlar oldu. Tüketicinin korunması yolunda mesafe ahnamadı. Bu konuya ilişkin yasa çıkmadı. Rekabet ortamı ise parmakla sayılabilecek birkaç malla sınırlı kaldı. Fiyat artışlannın yaraıtığı bulanık ortam tüketicinin aleyhine oldu. UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Tüketicinin korunmasını en giivenilir şekilde sağlayacak unsurlann başında ticaret sektörünün sağhklı çalışması gelir. Bu amaç,1a sağlam rekabet şartlannın teşekkülüne çalışılacaktır. Böylecc tüketiciye her mevsimde kaüteli, yeterli ve istikrarlı fiyatla mal ve hizmet arzetmek mümkün olabilir. (sayfa 45) Onümımieki 5 yıl içınde ulkemıze gere\ Batı, gerekse Ortadoğu'nun zengin ulkelerinden ciddi bir sermaye akımı cezbetmek mumkundur. (Sayfa 55) Konut inşaatı, el sanatları, halıcılık, dokumacılık ve benzeri ev endüstrileri gibi, isgücü ihnyacının fazla olduğu emek yoğun alanların teşvik edilmesi istihdam imkânlannı arttıracaktır. İssizliğin yoğun olduğu bolgefcrde altyapı projelerine ağırlık verilerek yeni istihdam imkânları geliştirilecektir. İç tasarrufların arttınlarak yatınmlara dönüşmesi ve ihracatın tsşviki issizliğin çozümünde önemli rol oynayacaktır. (Sayfa 55) En onemli meselelerimizin başında gelen konut sorununda en onemli konu finansmandır. Konut kredilerinin butün ticari bankalara yaygınlaşnnlması sağlanacak, yapı lasarruf hesaplan teşvik edilerek ödeme suresi ve miktarları yönünden makul esaslara bağlanacak, butçe dışı kaynaklara dayalı bir KONUT FONU kurulacaktır. Vatandaşların konut sahibi olmalarını teşvik için konut alım satımı ve kira gelirleriyle ilgili vergiler azaltılacak, vergi muafiyeıi getirilecektir. Toplu konut yapımını hızlandırmak ve vatandaşın kendi evini kolayhkla yapabilmesine olanak sağlamak uzere devletin konut arsası tahsisini veya bunun için gerekli desteği sağlamasını öngöruyoruz. Kiranın büyük yük haline geldiği memur ve işçilerin konut sahibi olmalan teşvik edilecektir.(Sayfa 60) 15 Pakistanlıyı (Baştarafı 1. Sayfada) mek isteyen 15 yabancı uynıklu ve dört Türk'ten ibaret üç araçlık grup, görevli nöbetçilerin 'dur' ihtarına uymamışlardır. Nöbetçiler, önce 'dur' ikazında ve bilahare ihtar ateşinde bulunmuş, araçlann suratini arttırması iizerine, hedef gozeterek ateş açmıştır. Ateş neticesinde bir Türk şofor ölmüş, bir yabancı uynıklu ağır yaralanmtş, biri Türk, digeri yabancı uyruklu iki kişi de hafif yaralanmıştır. Olayla ilgili tahkikat siirdünilmektedir." Pakistanlı 15 kişilik grubun üç gün önce otostopla Pazarkule'den çıkış yaptıkları, ancak ikisi dışındakilerin geri çevrildiği belirlendi. Daha sonra Yunan pasaportlu olup, Edirne'de oturan Şerif Gıidül'le anlaştıkları anlaşıldı. Güdürun "rehberliginde" şoförler Üzeyir Yüksel, Kami) Bedre ve Aydın Korkan'm araçlarıyla sınıra goturülen Pakistanlılar, " d u r " ihtanna uymayvnca, açılan ateş sonucu şoför Uzeyir Yüksel oldu. Diğer şofor Kamil Bedre ile üç Pakistanlı yaralandı. Gerek Batıdan, gerekse Ortadoğu'dan gelen yabancı heyet trafiği buyuk olçude arttı. Ancak yabancı sermaye girişinde kayda değer bir artış olmadı Konut sektörunde küçük çaplı bir kıpırdanmanın dışında önemli bir gelişme olmadı. El sanatları ve halıcıhk gibi emek yoğun alanlarda teşvikler hazırİık safhasında kaldı. İşsiziiğin azaltılması bir yana arttığı görüşü ağırlık kazandı. Ev sahibi, 'beyaz kâğıda' imza atacak (Baştarafı 1. Sayfada) riynette de soz konusu" dedi. Maliye ve Gumrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemocin, ev sahiplerinin kontrat yapmak zorunda kalacaklannı belirterek, "Ev sahibi fatura kullanabileceği gibi gerekirse düz beyaz kâgıda şu avın kirasını aldım, diye bir yazı yazıp imzalarsa, kiracının vergi iadesi almasında bu vergi iadesi almasında bu da kabul edilecektir" diye konuştu. 1 Ocak 1985'te yürürlüğe girecek karar uyarınca şu mal ve hizmet alımlan da vergi iadesinden yararlanacak. • Her turlu kadın ve erkek tuvalet ve ıtriyat maddeleriyle, malzemeleri, kolonya dahil bütün kozmetik maddeler, kuaför ve berberlere ödenen ücretler. konutların kira bedelinin de yüzde 20'si. Kira bedelinin yüzde 20'sinin vergi iadesi kapsamına ahnabilmesi için, kiralayan ile, kiracı arasında yapılan kira sözleşmesinin bir örneği (fotokopisi) ve kira ödemelerine ilişkin • Altın, gümıiş ve platin, kıy olarak, kiralayan kişinin verecemetli taş (pırlanta, felemenk, ya ği bir belgenin gösterilmesi gerekut, zümrüt gibi) yarı kıymetli kiyor. Kira banka aracılığı ile taş, (akik, kehribar, karakehri ödeniyorsa, bankalarca verilecek bar gibi) tabü ve yapay inci alım makbuz da belge olarak değerlan ile bunlardan yapılmış her lendirüecek. Kira sözleşmesinin türlü ziynet eşyası, taklit süs eş fotokopisi, kira tutarı değiştiği zaman yeniden verilecek. Aksi yası alımlan tutannın % 20'si. takdirde fotokopinin bir kez ve• Mesken olarak kullanılan rilmesi yeterli sayıhyor. Konut Fonuoluşturuldu. Ancak koopyeratifler ve bazı yarım kalmış inşaatlar dışında yaygın bir biçimde çalışmaya başlamadı. Ferdı kredi getirıldi.Konut ahmında taratların cebınden çıkan para konut değerinin yuzde 13'ünden yüzde 8'ine indi ve ad değiştirerek vergiyken harç oldu. Kira gelirlerinin vergisi azaltılmadı, muafiyet gelmedı. Konut kredileri ticari bankalara yaygınlaştmlamadı. Devlet konut arsası tahsis etmedi. Içişlerî (Bastarafı 1. Sayfada) larının Anayasa'da yasa ile belirleneceği hükmunün yer aldığı anımsaıılarak "Bunun yonetmelikle düzenlenmesi Anayasa'ya aykırıdır" denilmişti. Yasa, Mecliste de aynen benimsenirse Cumhurbaşkanı yasayı ikinci kez Meclise gönderemeyecek. Ancak, yasada Genel Kurul bir değişiklik yaptığı takdirde, Cumhurbaşkanı'nın 2. kez: veto hakkı bulunuvor. BtTTl sürüyor. Sızan haberlere göre, bazı polis şefleri ve yargıçlarda gözaltına alınanlar arasında. Trento kentinde yürekli yargıç Carlo Palermo'nun açtığı kaçakçılık davası da önümüzdeki aylarda mahkeme önüne gelecek... Tarihin en büyük uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı davasını açan Palermo, bu davayı açtıktan hemen sonra Mafya'nın merkezi Sicilya'ya atanmış.. Mafya, bu genç yargıçtan intikam alır mı, almaz mı bilinmez. Doğrusu, İtalya'daiki cinayetler dizisi, insanı ister istemez kaygılandırmaktadır. Italyan basınının bugün üzerinde durduğu konulardan biri de, eski başbakanlardan Aldo Moro'yu kaçırıp öldüren Kızıl Tugaylar ile ilgili dava. Kızıl Tugaylar'ın Moro'yu kaçırıp öldürdükleri biliniyor, sanıklar da bu konuda geniş itiraflarda bulunmuşlar. Bunlar belli. Belli olmayan, suikastın arkasında kimin ya da kimlerin olduğu... Roma'da Kızıl Tugaylar ile ilgili bir başka söylentı de, Ermeni ASALA örgütü ile Kızıl Tugaylar arasında bir işbirliği yapılacağı, ASALA'nın Paris'te bulunan beyin takımının Roma'ya yerleşeceği yolunda. ASALA liderı Agop Agopyan'ın bu amaçla gizlı görüşmelerde bulunduğu da söylenıyor... İtalya, terör ve örgütlu suç konusunda tam bir laboratuvar. Acaba niye bugüne kadar hiçbır öğretim üyesi italya'da terör suçları ile ilgili bir araştırma yapmamıştır? Hadi üniversiteyi geçtik, üniversitede araştırma yapacak güç ve moral kalmadı. Koskoca devlette bu konulara eğilecek bir tek kişi yok mu Allah aşkına? Şimdi dıyecekler ki, "Sen ne güne duruyorsun, sen yapsana"... Yapmasına yapıyoruz, daha doğrusu yapmayaçalışıyoruz, ama zamanımızın büyük kısmını bu araştırmalar ve yayınlar yüzünden açılan davalara ayırmak zorunda kalıyoruz. Türkiye'de hem terör konusunda tek yanlı koşullandırmaları aşabilen kaç kişi var ki? Son on yıl içinde nice olaylar yaşandı. Bu olaylar, terör olgusuna, hiç olmazsa, daha soğukkanlı bakmamızı ve siyasal koşullandırrnaları aşmamızı gerektiriyordu. Roma'ya gelmişken bir de Bulgar Antonov'un avukatı ile görüşmek istedim. Öyle ya, sorgu yargıcı bütün dayanaklarını saptamış, işaret parmağı ile Buıgarları suçlamıştı. Bu yüzden söz artık savunmanındı. Antonov'un avukatı Prof. Guiseppe Consolo.. İtalya'nın en ünlü ceza avukatlarından biri olan Consolo, savunma için çok güçlü bir mantık örgüsü kurmuş, teorilerden çok somut olaylara dayanarak yorumlar yapıp tam Martella'nın vardığı sonuçların tersine ulaşıyor. Dayanın mayıs ya da haziran ayında başlaması bekleniyor. Öyle anlaşılıyor ki, açılacak davada ilginç hukuk tartışmalarına tanık olunacak... Yanında dokuz avukat çalıştıran Prof. Consolo çok genç. Sanınm, 4045 yaşlarında. Oyle ideolojik bir yanı da yok. Yazayım da saşırın: Bulgar Antonov'un avukatı Consolo, aynı zamanda Roma'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin de avukatı. "Iş iştir" diye düşünüyor avukat Consolo... Yazının başlığını "Kuşbakışı" koydum, dılerseniz birde katıldığım açıkoturum ile ilgili birkaç satır daha yazayım: Salı gecesi yayımlanan açıkoturumda bazı bölümler çıkarılmış, Türkçesi ile "makaslanmış".. Soruların ve yanıtların da yerleri değiştirilmiş. Eh, ne yapalım, oluyor. Önce biraz üzüldüm, sonra .pek üstünde durmak ıstemedım. Önemli olan herhalde, İtalyan televizyonunda, Türkiye'de yazdıklarımı yineleyebilmektı. Bunu yaptığımı sanryorum. Birkaç satır da Ağca'dan söz etmezsem ayıp olur. Ağca'nın resmıne Vatikan'ın hemen girişindeki vitrınlerde rastladım: Hazreti isa'nın fotoğrafının yanında Papa'nın bir fotoğrafı var. Onun yanında da bizim terörıstin Papa ile çekilmiş fotoğrafı... Ağca, Isa ile aynı protokole girmiş de haberimiz yok... Netaş'tan Türkiyemize iyi haberler var PTT~riETAŞ güçbirligiyle Çagdaş dünyanın ileri teknolojisi Sayısal Santrallar 7 Türkiye de •• • NETAŞ Ülkemizi Sayısal (Digital) Santrallaria donatıyor. NETAŞ 1967 yılında kurularak 1969 yılında üretime geçen NETAŞ, PTT, Northern Telecom Limited veTürk Deniz Kuvvetlerinı Güçlendirme Vakfı'ndan oluşan güçlü iştirakleri ile birlikte telekomunikasyon sanayiinin ülkemizdekı öncüsüdür. NETAŞ'ın son onbeş yıldır urettiği hat sayısı, 1.8 Milyon'aulaşmıştır kı, bu rakam Türkıye'deki toplam hat sayısının yaklaşık % 80 ini oluşturmaktadır. Ayrıca NETAŞ bugüne kadar 1.9 Milyon telefon makinası ve 3.000 adetşehirlerarası operatris pozisyonu daüreterek PTT'ye devretmiştir. NETAŞ'ın halen yılda 200.000 hatlık XBar telefon santralı ve 300.000 telefon makinası olan üretim kapasitesi 19841989 yıllan arasında kademeli olarak arttınlarak 500.000 hatlık Sayısal (Digital) telefon santralı ve 500.000 telefon makinası üretımine ulaşacaktır. NETAŞ'da araştırma ve geliştirme çalışmaları 1973 yılından gunumüze yoğunlaşarak sürdürülmektedir. Böylece tümüyle Türk mühendis ve teknisyenlerince tasarlanmış Türkiye'nin ilk elektronik özel telefon santralı Spacenet ve elektronik telefon sistemleri gibi yeni urünler kamu yararına sunulabilmiştir. NETAŞ araştırma ve geliştirme laboratuvarlarında 140 mühendis ve teknisyen çalışmalannı sürdürmektedirler. NETAŞ,2.000i aşkın çalışanı,94.000m açık alan üzerinde kurulu 25.800 m 2 fabrika ve entegre tesislerı ile ülkemizin telekomunikasyon sanayiinin en güçlü kuruluşu olmaktan gurur duymaktadır. 2 Yeryüzünün 6O'ı aşkın ülkesinde toplam 23 Milyon servise veren Kanada'nın Northern Telecom Firması Lisansıyla PTTNetaş'ın başlattığı büyük proje ülkemizde yeni bir haberleşme çağı açıyor. SAYISAL (DİGİTAL) SANTRALLAR 1980'li yılların gelişen teknolojisını yansıtan "Sayısal (Digital) Telefon Santrallan" ile birlikte telekomunıkasyon alanında bılgisayar dönemi açılmıştır. Bu sayede bir telefon görüşmesi sırasında olması gereken bütün işlemler bılgisayarlar aracılığı ile çok daha çabuk ve güvenilir biçimde gerçekleşmektedir. Sayısal santralların kurulmasıyla, yatırım ve işletme gıderlerınde buyuk ölçude tasarruf sağlanacak ve abonelere yepyeni hizmetler verme imkânı doğacaktır. hatlık Sayısal Santrallan Netaş "Yurdumuzun ve PTTnin Hizmetinde" Horthern ffacrrrc Tdekomıinıkası/on A S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle