15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlYET/8 HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı 1. Sayfada) rüldü. Kalabahğın cenazenin alındığı yerden nehir kıyısma uzanan 11 kilometrelik yolda "İndira Gandi ölümsüzdür" sloganlan arasında ilerlediği bildirildi. Gandi'nin öldürülmesinden sonra Hinduların Sihlere karşı giriştiği saldmlarda en az 1000 kişinin öldüğü açıklandı. Hindistan Haber Ajansı, sadece başkentte ölü sayısının 500 olduğunu duyurdu. Bu arada Hindistan gazetelerinin bildirdiğine göre, Hindular Yeni Delhi'nin Sihlerin yaşadığı bir mahallesine saldırarak en az 350 kişiyi katlettiler. 30 saat süren saldırı boyunca polisin katliama müdahale etmediğı belirtildi. Cesetlerin hâlâ sokaklarda bulunduğu belirtildi. Sihlerin dövülerek ve ya yakılarak oldurüldüğünü bilYENİ GANDİ tndira'nm oğlu Rajiv, kansıykt... diren bağımsız "İndian Express" gazetesinin haberine YENİ GANDİ göre, Hindular Sihleri evlerinden, dükkânlarından dısan zorla çıkardılar. Daha sonra Sihler sokaklarda sürüklenip dövüldüler Dış Haberler Servisi Hin Sanjay ö'lünce Rajiv politika veya yakıldılar. 3 polis şefinin ihmalkârlıktan tutuklandığı, 400 distan 'ın en genç Başbakam Ra sahnesine itildi. jiv Gandi, 1981 Haziram'nda ''Her insanın hayatında öyle şüphelinin de gözaltına alındığı "Sadece anneme yardım etmek bir an gelir ki, kişi durup ne ol bildiriidi. İçinde kadmların da bulunduiçin politika yapacağım'' diyor duğuna ve ne istediğine bakar. du. Olaylar onu Hindistan 'ın en Politikaya atüdığımda bu benim ğu 200 kişi Bayan Gandi'nin ölügenç Başbakam olmaya sürükle de basıma geldi" diyordu Rajiv. münden duydukları üzüntüyü di. Annesinin öldürülmesinden 1981 yılında parlamentoya seçil ifade etmek için saçlannı traş birkaç saat sonra Hindistan Baş di. ederken, 7 kişi de intihar etti. bakanhğı 'na atanan Rajiv, gençtndira Gandi'nin cenaze töreRajiv Gandi, Sanjay gibi san ninde Türkiye'yi Devlet Bakanı lik yularında politikaya ilgi duymamıştı. 1980 yılında politika sasyonel konuşmalarıyla sahne Başbakan Yardımcısı Kaya Ersahnesine girdiğinde, Hint ka nin önünde olmadı. Uzun süren dem ile Devlet Bakanı Sudi Tiimuoyu onun siyasi hayatta var çabalardan sonra "sert ve karar rel temsil ettiler. Erdem başkanlı" lığını sürdürebileceğinden şüphe bir politikaa izlenimi ya hğındaki Türk heyeti dün Ganliydi. Hint basmı onu "Çokyu ratmayı başardı. Annesinin sa di'nin katafalkı önünde saygı muşak, çok mütevazi ve çok yesinde 1983 Şubatı'nda Kong duruşunda bulundu. Erdem açıre Partisi'nin beş genel sekrete lan defteri imzaladı ve Rajiv kibar" buluyordu. rinden Eğitimini tngiltere 'de Camb suzluğabiri oldu. Parti içinde yolGandi'ye geçmiş olsun dileğinde ridge Üniversitesi'nde yapan Ra "Mister karşı mücadelesiyle adı bulundu. Törene katılan diğer jiv 'in politikadan başka ö'zlem çıktı. 1983Clean"e (Bay Temiz) ülke yöneticileriyle görüşmeler Aralığı'nda parti Geleri vardı: Uçmak, onun en büKurulu'nda alınan bir karar yaptı. yük ihtirasıydı. Bu amaçla da tn nel annesinin yerini alması iste Cenaze töreninden sonra katgiltere 'de pilotluk eğitimi gördü. da liam bölgesini gezen Başbakan Zaten annesi tndira da halef ola niyordu. Rajiv Gandi halkı bir kez daha rak kardeşi Sanjay'ı seçmişti. Bu karar muhalefetin bir kez sakin olmaya birlik ve beraberSanjay karizmatik bir politika daha tndira Gandi'yi "haneliği korumaya çağırdı. Olaylann cıydı. "Bunamış" Kongre Par dan" kurmaya çalışmakla suçla bastınlması amacıyla polise ateş tisi'ne gençlik aşısı yapmıştı. masına yol açtı. Gandi ise, bu açma emri verdi. Polis dün akTüm kamuoyunun gözünde nu her zaman reddetmişti. Geç şam 10 ayrı olayda ateş açarak Gandi'nin halefı olarak değer tiğimizyıl "Haleflik diye birşey göstericileri dağıttı. Bu sırada 12 lendiriliyordu. Yeni Delhi üze yok " diyordu Hindistan 'ın eski kişinin öldüğü bildiriliyor. rinde uçarken kazaya uğrayan Başbakam. îngiltere'de sürgünde kurulan 4 KASIM 1984 UGUR MUMCU GOZLEM Sih avı: 1000 Hindistan Sih hükümetinin lideri öltt POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Adam sabah sabah berbere geliyor, sakal traşı olacak. Berber adamı aynanın karşısına oturtmak istiyor. Adam, "Olmaz." diyor. "Neden olmaz ?" "Sabah sabah Kayserili yüzü görmek Istemiyorum." Kayserililer, kendi kendilerini alaya alacak kadar nükie severler. Adam da Kayserili imiş belli. Rahmetli Ulvi Uraz, Kayserili aktör Şeref'e çok takılırdı. Her takılmasında bir yenilik bulunurdu. "Atatürk'ün söylevi var ya hani, orada Atatürk Türk ulusu çalışkandır, zekidir der ya, sözü bir yere getirir, yalnız Kayserililer biraz kaytancıdır, der." Ulvi, Atatürk'ün sesini de taklit ederek bunları söyler söylemez, iri yarı Şeref üstüne saldırır. Bereket Ulvi Uraz çeviktir, sıvışır da kendini kurtarır. Bir yabancı Kayseri sokaklarında dolaşırken rastladığı delikanlıya takılmak ister: "Oğlum, bu sizin memlekette ne kadar çok eşek var." "Vardır emice ya, coğu yabandan gelir." Turhan Feyzioğlu, siyaset sahnesine büyük bir gösteri ile çıktı, başarı da sağladı. Baskının iyice azıttığı bir dönemde öğrencilerine, "Damara göre şerbet vermeyin" dedi. İktidan çok kızdırdı ise de, öğretim üyeliğinden parlamento üyeliğine çabuk geçti. Seçimlere girerken iki yerden aday gösterilmişti. Siyaset bu, insan yıpranır! Feyzioğlu da yeri gekji ki yıprandı. Ama şakayı seven, şaka götüren uygar bir kışıdir. Başbakan Yardımcısı ıken yapılan şakalar karşısında bir gazeteye şu açıklamayı göndermişti: "Şunu da biliniz: Kayseri'de doğmuş olmakla iftihar ederim. Kayserililer, her alandaki başarılannı tertemiz hasletlerine, durüst, çalışkan insanlar olmalanna borçludurlar. Bir tek Kayserili hemşerimi, binlerce sosyete bülbulüne değişmem. Bu Türk İslam şehrinin insanları merttir, dürüsttür, çalışkandır. Hayırsever ve vatanseverdir. Bir eşeğin boyanmakla değişmeyeceğini de herkesten iyi biliner." Abdülhamit'e yakıştınrlar. Söylentiye göre, bir sabah başmabeyinciden ülkenin durumuna ilişkin bilgiler alıyormuş. Başmabeyinci raporu okuyor: "Devletlim Çukurova'yı su bastı." "Kayseri'ye bir şey olmadı ya." "Nevşehir'de yangın çıktı." "Kayseri'ye bir şey olmadı ya." "van, Bitlis, Siirt dolaylarında deprem var." "Kayseri'ye bir şey olmadı ya.." "Trakya'da kıtlık var." "Kayseri'ye bir şey olmadı ya..." Başmabeyinci dayanamamış: "Şevketlim her felaket haberinden sonra Kayseri'yi soruyorsunuz. Kayseri'ye bu derin sevginiz nereden gelir ki ?" "Ah, sen bilmezsin. Kayseri'ye bir hal olursa ben niderim. Kayserililer memaliki şahaneme dağılırsa ne yaparız. Merakım ve endişem bundandır. Kayserili yerii yerinde kalsın, yurdun dört bir bucağına dağılmasın." Şair Nevzat Üstün de Kayserili idi. Kayserili olduğunu pek belli etmezdi. Hatta kendini Kayserililerden ayırmak için, "Ben Develıliyim." derdi. 1954 seçiminde mi, 1957 seçiminde mi, daha sonralarındakiler de mi? CHP'den Kayseri'de seçimlere girdi. Girdi ama, gireceğine de pişman oldu. Nevzat Ustün'ün Çıplak diye öykülerini biraraya getiren bir kitabı vardır. Orada beyin genç oğlu, evin besleme kızlanndan birine hafifçe sulanır. Öykü Develi'de geçer. Vay, efendim sen misin bunu yazan? Seçimde karşısındakiler bu öyküyü çoğaltırlar, seçmenlere dağıtmaya başlarlar. "Bakın sizin partkten seçimlere girecek olan bu yazar nasıl ırz düşmanı? Evindeki beslemeye nasıl sulanıyor." Nevzat Ustün'ün bundan haberi yoktur. Gittiği yerlerde soğuk karşılanışını sonradan anlar ama, iş işten geçmiş olur. "Kayserili, Kayseri'den seçime girmemeli, bir kulp takariar" derdi. Nevzat, bir öyküden ötürü seçim yitireceğini nerden kestirebilirdi ki !.. | Rahmetli politikada saftı. (Baştarafı 1. Sayfada) Avcıoğlu, azgelişmiş ülkelere özgü bir devrim anlayışı geliştirmeye çalışmıştı. Bu devrim anlayışı bugün belki birçok kimseye ters ve yabancı gelebilir. Klasik şemalara göre düşünmeye alışmış olanlar, Avcıoğlu'nun düşüncelerini yerleşmiş ideolojilerin dar kalıplarına sığdıramadıkları için beğenmezler. Avcıoğlu'nun savunduğu yol ve yöntemler, her zaman için tartışmaya açıktır. Bu görüşler içinde en kalıcı ve tutarlı olanı hiç şüphesiz devrimcilikteki bağımsızlık düşüncesidir. Bu inançlı ve kararlı devrimci, 1970'lerde yayınlanan "Türkiye'nin Düzeni" kitabında yakın geçmişin hesaplaşmasından yola çıkarak Türkiye'ye özgü bir devrim arayışlarının ilk ipuçlarını verdiğinde, toplumun aydın kesiminde büyük dalgalanmalar yaratmıştı. "31 Mart'ta Yabancı Parmağı" dinsel gericiliğin arkasındaki yabancı güçleri sergilendiğinde, dünden bugüne uzanan Hıristiyan kapitalizmi desteğindeki gerici başkaldırışların adreslerini vermişti. "Milli Kurtuluş Tarihi" adlı incelemesi de olaylara soyut ideolojilerin at gözlükleri ile bakanlara, önce Türkiye'yi ve Türk tarihini tanımak gerektiğini anlatmak istemişti. Yenik düştüğü o uğursuz kanser nedeniyle altıncı cildinden yarım bıraktığı 'Türklerin Tarihi" adlı büyük inceleme, toplumumuzun tarih köklerini tanıtmaya yönelmişti. 196O'lı yıllarda Yön Dergisi'nin düşünce yaşamına vermeye çalıştığı yön, biraz da Avcıoğlu'nun kişiliği ile bütünleşmişti. Avcıoğlu'nun şu görüşlerine göz atalım: 1919 yılında manda olmayı tek kurtuluş yolu görenler, lideriik mevkiine gelince, güvenliğin AngloAmerikan ittifakında bulunabileceğine inanabilirlerdi. Demokrasinin kaleleri sayılan bu ülkelerin özgürtük getireceğini, askeri ve ekonomik yardımlann ülkeyi güçlendireceğini ve kısa yoldan kalkındıracağını düşünebilirlerdi. Fakat bugün artık görmek isteyenlerin kolayca görebilecekleri gibi ülkemizin güvenliği kendi gücune ve dengeli dış politikasına bağlıdır. Demokrasinin kalesi sayılan ülkeler, "uluslararası faşizm"/n merkezleridir ve uluslararası faşizmin kontrolden kurtulmadıkça, demokrasi her an tehlike altındadır. Azgeiişmiş bir ülkenin hızla kalkınması ise, Birleşmiş Milletler'in yeni "Ekonomik Haklar Yasası "nda belirttiği üzere, kendi kaynaklanna sahip çıkmasını, yani antiemperyalist, milliyetçi bir ekonomi çizgısi izlenmesini zorunlu kılar...(...). .Atatürkçü dış politika, gerçek demokrasinin kurulmasının ve halktan yana köklü dönüşümlerin gerçekleştirilmesınin vazgeçilmez bir önkoşulu olarak gözükmektedir... (Doğan Avcıoğlu, Devrim ve Demokrasi Üzerine, 1980 İst. s: 198) Bu inançlı devrimcinin dünyadaki oluşumlarla ilgili "durum değerfendirmesi" şöyleydi. Enflasyon ile kamçılanan kapitalist ekonomilerin dünya hammadde kaynaklarına ve pazarlarına gereksınmesi vardı. Bu kaynak ve pazartarın tekelci kapitalizme açık tutulması için ekonomilerin "militarizasyonu" gerekliydi. Ulusal kurtuluş devrimleri, batılılarca "barutun icadından sonra en tehlikeli buluş" sayılırdı. Bu yüzden azgeiişmiş ülkelerde "milliyetçilik"\/e "devrimcilik"akım\ann\ birbirleriyle özdeşleştirerek yükseltmek zorunluydu. Tekelci kapitalizm, yakın bir gelecekte 1929 ekonomik bunalımına benzer bir bunalımla karşılaşma tehlikesi ile karşı karşıya kaiabilirdi. Şili, Arjantin ve Brezilya ABD tarafından "militarize" edilen ekonomilere örneklerdi. Şili'deki demokratik sosyalizm, CIA'nın "destabilizasyon" planları ile önce iktidar boşluğuna sürüklenmiş, daha sonra devrilmişti. Devrim, dışarıdan "ithal" edilmezdi, her ülke, kendine özgü devrim ve demokrasi yolunu kendi öz çabaları ile açmalıydı. Bunun için önce bu devrim ve demokrasi anlayışını yok etmeye, saptırmaya, yozlaştırmaya çalışan güçler tanınmalıydı. Avcıoğlu, dünyada yaşanan ekonomik ve siyasal olayların Türkiye'yi "LozanveSevr arasında geçişi zor sırat köprüsü"ne sürüklediği kanısındaydı. Bu sırat köprüsü, Lozan ile Sevr arasında kurulmuştu. "79807/ yıllarda tüm yurtseverlerin ve başta en bilinçli yurtseverlerin ilk görevi" diyor Avcıoğlu, "Ülkemizin sırat köprusünü aşmasına en buyük katkıyı getirmektir" ... ve ekliyor: Anarşi, terör, siyasal liberalizm, otoritarizm sorunlan, bu temel sorunun yanında çok küçük kalır. Ve anarşi ve terörun ülke dışındaki en etkin kaynaklannın her alanda Sevr'i amaçladıklarını unutmamak gerekir. Sevr'i aşmak, bir anlamda terör ve anarşiyi de aşmak demektir... Avcıoğlu, bütün bu düşüncelerini, "Milli Kurtuluş Tarihi" adlı incelemesinde şu küçücük tümceye sığdırır: Türkiye'ningeleceği, Atatürk'ün öncülüğünü yaptığımilli kurtuluşçuluğun, bu antiemperyalist bilincin bir halk iktidan doğrultusunda geliştınlip geliştiritemeyeceğine bağkdır... Çelabı kişiliği, inançlı tavrı, çevresindeki insanlara karşı gösterdiği geniş hoşgörü içinde kendi düşüncelerine olan saygısı, sonsuz araştırma gücü ile kendi kuşağına ve bizlere "öncülük ve ögretmenlik" yapan Avcıoğlu'nu ölümünün ilk yıldönümünde saygıyla anıyoruz... Dr. Jegjit Singh Chauhan ölümle tehdit edildiğini söyledi. Chauhan telefon eden bazı kişilerin kendisini ölümle tehdit ettiğini bunun üzerine Scotland Yard'ın başkent Londra'nın batısındaki evinin önüne bir polis gönderdiğini bildirdi. Sürgündeki Sih hükümetinin lideri Chauhan'ın Hindistan Başbakam İndira Gandi'nin ölümü hakettiğini ve yerine geçen oğlu Rajiv Gandi'nin de öldürüleceğini söylemesi İngiltere ve Hindistan'da geniş tepkiler uyandırmıştı. Aynanın Karşısında • •• i petrol (Baştarafı 1. Sayfada) rindeki heyetle inceleyen Bakan Büyükbaş, evsahibinin Ankara'ya getirdiği numuneleri de "bizzat" analiz yaptırdığını ve kendisine gelen raporlarda numunenin ham petrol olduğunun belirlendiğini söyledi. Bakan Büyükbaş, Orta Anadolu'da Çayırhan'dan başlayarak Adapazarı'na kadar uzanan bir fay olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu fay tabakalannın olduğu yerlerde petrol de bulunabilir. Eskişehir'de ortaya çıkan bu durum u tam olarak aydınlığa çıkartmak için MTA'dan rezerv belirlemesi, arazi araştırması ve sondaj çalışması için bir ekip göndereceğim. V apılacak bu çalışmalardan sonra gerçek ortaya çıkacaktır." Büyükbaş, aynca Eskişehir yöresinde yağlı kömür bulunduğunu ve bunun da petrolle ilişkisi olabileceğini ifade etti. Bakan, "Bana, Ankara'ya getirilen numunenin kesin petrol olduğunu burada da söylüyorum. Eğer buradan petrol fışkınrsa Eskişehir'i tepeye çıkartır ve yepyeni bir şehir yapanm" dedi. GÖKOVA'DA SANTRAL Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gökova'da kurulacak termik santral konusuna da değindi ve bu santralın dünya standartlannın çok altında bir çevre kirlenmesine yolaçacağını öne sürdü. Özellikle Türkevleri köylülerinin yanıltıldıklarını belirten Cemal Büyükbaş, santralın köye 1.5 kilometre uzaklıkta kurulacağını ve köyün istimlakinin söz konusu olmadığını belirterek şöyle dedi: "Köylülerin bazılan santralın kurulmasını istiyor, bazılan da kendilerini yanıltan kişilerin sözlerine bakarak karşı çıkıyor. 75 yaşındaki bir kadın bana santralın kurulmasını istemediklerini söyledi. Bu kadın yarar ya da zararını nasıl bilir? Tekrar ediyorum santralın çevre kirlenmesi olayı dünya standartlarının çok altında olacaktır. Örnek olarak Gokova'daki kirienmenin Ankara'nın dörtte biri olabileceğini söyleyebilirim." Bakan Büyükbaş, Gökova termik santrahnın 42 ay sonra tamamlanacağını açıkladı. Zoraki politikacı MISK Genel Kurulu Türk toplum yapısının sendikaya ihtiyacı yok JVffSK Genel Sekreteri Besen, Türkiye'de hiçbir işçi hakkının, işçiler tarafından alınmadığını iddia etti. diğini vurguladı. Besen, 1923 yılında Izmir'de toplanan Iktisat Kongresi'nde ilk kez "amele" yerine işçi sözcüğünün kullanıldığını ve 1947 yıhnda işçi ve işverenlere sendika kurma hakkı veren yasanın çıkartıldığını belirterek şunlan söyledi: 1947 senesinde sendikalar, kanunun çıkması için, işçi nin sendikalasması, işverenin sendikalaşması için hangi işçi kitlesi miicadele vermiş. Türkiye'de kaç işveren vaımış da işveren sendikası kuracakraış. Türkiye'de sınıflar teşekkül etmiş mi ki, sınıflar sendikalaşmış? Türk toplum yapısı ihtiyaç duymadığı halde, siyasi bir yatırımın gereği olarak sendikalizm ortaya atılmıştır. Bu bir erken doğumdur. Sağlıksız doğumdur." Mete Besen, işçilerin ideoloji cambazlarının aleti olduğunu öne sürerek, "tşçi sendikalan ideolojilerin, işçi sendikalan siyasilerin, işçi sendikalan sermayenin oyun sahası olmuşsa, işçi okşamaya kıyamadıgı makineleri tahribe kadar gitmişse, ekmek kapısına ihanet etmişse, suçlu işçi değildir" dedi. Besen, Türk işçisinin kendi yerini bulamadan Marksist düşüncelerin oyuncağı haline geldiğini öne sürdü. Çahşma hayatındaki çarpıklıkların işçilerden kaynaklanmadığını belirten Besen, "Bunca kargaşanın hangisini işçi başlatmıştır?" diye sorduktan sonra, "1923 İktisat Kongresi'nde takrir verenler işçi değildi. 1947'de sendikalaşalım diyen işçi değildi. 1952'de konfederasvon da işçi istiyor diye kurulmamıştı. 1963'te grev ve lokavtın çerçevesini de işçi çizmemişti" şeklinde konuşurken, aleyhte tezahürat yapıldı. "Siyaset ve ideoloji cambazlan işçinin koynuna şeytan soktular" diyen Mete Besen, 1947 yılında sendikaya gerek olmadığı görüşünü savundu. buşladı rüneş enerjisi ihraç (Baştarafı 12. Sayfada) yakınında 5000 metrekarelik bir yüzeyle 3 metre derinlikli ve halen, yaklaşık 500 kw güçte elektrik sağlayan göleti de anmalıyız.. (Ne var ki, bu göletin boyutlan nispeten küçük olup, oradan sağlanan elektriğin fiyatı, olağana oranla şimdilik beş kat daha pahalı.) Güneş gölet santralı yapımının, gayet hızlı gerçeklendiğine; santralın, güneş enerjisi toplamak üzere aynaya da ihtiyaç göstermediğine; elektrik üretim aksamının klasik olduğuna; maliyetinin hayli makul bulunduğuna; bütün bu özellikleriyle de nice güneşli göleti olan Türkiye'miz açısından sergilediği çekiciliğe dikkat çekeriz. U z a y d a g ü n e ş çiftligi Güneş enerjisinden belli başlı yararlanma yollarını gözden geçirmiş oluyoruz. Bir de kısaca NASA'nın yukarıda sözünü ettiğimiz projesinden söz edelim: NASA uzmanları, "güneş hücrelerini" büyük paneller halinde, dünyamız çevresinde yörüngeye oturtup, burada toplanacak güneş enerjisini, (atmosferi geçiş sırasında soğurulmayı azaltmak Uzere) mikrodalgalara çevirdikten sonra yeryüzünde kurulacak istasyonlara aktarmayı; buralarda da gerekli dönüşümleri yaptıktan sonra, güneş enerjisinden hareketle, nihayet, elektrik üretip bunu kuUanım ağına sunmayı tasarhyorlar. Proje uyarınca, uzaya ilk elde, beşon Keban Barajı'na denk elektrik üretme yeteneğinde bulunan bir güneş enerjisi toplama çiftliği kurulacak. NASA'nın projesine can veren öteki düşünce de, atmosfer dışına gelen güneş enerjisi akışının (yani, ışıklara dik birim alana birim zamanda isabet eden güneş enerjisi miktarıntn), atmosfer boyunca meydana gelen yutulma yüzünden, yeryüzüne gelen güneş enerjisi akışından çok daha büyük oluşu... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Faaliyeti 12 Eylül'den sonra yasaklanan, 23 Mayıs 1984 tarihinde calışmasına yeniden izin verilen Milliyetçi tşçi Sendikalan Konfederasyonu'nun (MİSK) dördüncü Genel Kurulu dün toplandı. MİSK Genel Sekreteri ve Genel Başkan Vekili Mete Besen yaptığı konuşmada, "Tiirkiye'deki hiçbir işçi hakkının işçiler tarafından alınmadığını" iddia etti. Besen'in bu sözleri aleyhte tezahüratla karşılandı. Konuşması sık sık "En büyük başkan" slogaruyla kesilen Mete Besen, Türk ve dünya sendikacılığının gelişmesini ve bugünkü durumunu anlatırken, Batı toplumunun Türk toplumundan 200 sene önce sanayi toplumu haline dönüştüğünü, Türk toplumunun bilmediği, yaşamadığı kölelik ve sömürü düzenini yaşadığını, îngiltere'de 1814 yılında işçi birlikleri oluşurken, Türk toplumunun sanayi nedir bilme Pazaroyun çözümleri Ozan Ahmet'in oyunlan HALİT'İ ANLAT = ATTİLA İLHAN Ekonomik mi? Hemen belirtmeliyiz ki, güneş enerjisi konusunda geçilmesi gerekli birçok basamağı bir çırpıda geçmeye kalkmamak ve hayalperest olmamak gereği vardır. Sözünü ettiğimiz, güneş enerjisinin çeşitli kullanım yollan, gerçi teknik olarak mümkündür. Hatta, çoğuna ilişkin teknoloji de doyumlu sayılabilecek ölçüde geliştirilmiş bulunrnaktadır. Ama bunların çoğunluğu, ekonomik olma niteliğine henüz tam kavuşmuş görünmemektedir. Ne var ki, bu durum artık tezimizi çelecek kıvamda değildir. Türkiye, Avrupa'ya güneş enerjisi ihraç edebilir! Açıklayacağız... Yaruı: Güneş elektriginin maliyeti giderek azalıyor. NE PARABOLDU = PABLO NERUDA MiniMantık Oyunu Ak inek daha çok süt veriyor. Çarpım 6 4 5 7 21 6 4 5 12 9 0 4 5 1 5 4 6 5 0 4 5 Semitı Poroy ne oldu? KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ BAŞKANI (Her harfin yerine bir sonraki harf konulmuştur.) (Baştarafı 1. Sayfada) Bizi karşısında görünce, önce şaşırdı anne Pakdemirli. Ardından, "Ekrem nerede, burada mı Mısır'da mı?" diye sordu ve ekledi: Zaten televizyona çıkmadı mı anlıyonım ki benim oğlum yurt dışmda. Bahçe içindeki küçük evinin önünde bulunan sedire oturan anne Pakdemirli, içerden bize sandalye getirdi. Oturduğumuz yerden görünen oda, üzeri kilimli sediri, duvara asılı torbalarıyla döşeniş biçimi tam bir köy evi. tlerlemiş yaşına karşın hayli dinç görünümüyle bir sigara yaktı anne Pakdemirli, sonra da soyleşimiz başladı. Kaç yaşında Girit'ten Türkiye'ye geldiniz? Ben dokuz yaşındaydım. Işgalden sonra oldu. Önce Çeşme'ye yerleştik. Babam orada verilen yerleri beğenmedi. Sonra Manisa'ya, Urla'ya geçmiş. Ardından da Buca'ya yerleşmiş. Hayli gezmiş hertaakle? Gezmiş, ama bir şey elde etmemiş. îcarla toprak ekip biçerdi. Şimdi ailemde benden büyük kimse kalmadı. Sizin yaşanunız uzun olsun. Aman olmasın, olmasın... Sonra bakan olmaz. Niye olmasın, oğullar var, gelinler, torunlar var. Geünler var, ama kaynanaları istiyorlar mı? Şimdi zaman değişti, evlenip ayn oturuyorlar. Nasıl geçiniyorsunuz? Çocuklanm para veriyor onunla geçiniyorum. Hem ne yapacağım parayı. Elbise mi alaca Anne Pakdemirli: Para var mı ki ğım, makyaj mı yapacağım? Hepsi hepsi bir topan ekmek. Tek başına yaşadığınıza göre, ayda kaç lira gerekli sizin geçinmeniz için? Bu idareye bağlı. Ama Giritliler idareli olur, ayağıru yorganına göre uzatır. Siz Türkiye'ye geldiğiniz zaman ekmek kaç liraydı? Beş on kuruştu. Şimdi ne kadar? Sen bilmiyor musun? Valla bilmiyorum. Ekmek şimdi 40 lira. Domates 50 lira. Et 900 lira. Yakında bin lira olur buralarda. Torbaiı pazannda yiyecek pahalı mı? Pahalı, ama onlar da haklı. Malı getiriyorlar. Navlun veriyorlar. Şehirde yaşamaklan daba ucuz değil mi burada yaşamak? Pek değil. Hem en güzel yiyecekler İzmir'e gidiyor, hurdalar burada kalıyor. Her hafta pazara gider misiniz? Evet giderim. Haftada iki üç bin lira harcıyorum. E\'velden bir liraya file dolardı. Şimdi bin liraya dolmuyor. Bankaya para yatınyor musunuz? Var mı ki yatırayun? Hani faizler yüksetince herkes para biriktirip bankaya yatırmaya çalışıyor da... Olanlar yatırıyor, olmayanlar ne yapsın? Para kazanmak zor, harcamak kolay. Anne Pakdemirli'nin söyleşi sırasında fotoğrafını çekmek isteyince, "Olmaz" diyor önce; "ayıp". Çıkar O'nun. O genç. Ben ANKARA, (Cumhuriyet BUrosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Adalet BakanŞehit er lığı ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay bütçeleri toprağa verildi Van 'ın Muradiye ilçesi yakmla kabul edildi. Adalet Bakanı Nennda 31 ekim çarşamba günü cat Eldem, hükümetin prograbölücü çete mensuplan tarafın mında affa yer verdiğini, ancak dan şehit edilen Jandarma eri zamanlamanm iyi yapılması geZeki Şahin'in cenazesi Muğla rektiğini belirterek, "Hükümet olarak affa karşı değiliz. Bu bir Jandarma Alay Komutanlığı önünde düzenlenen törenden zaman raeselesidir. Af için hansonra Dalaman ilçesine bağlı Ergi zamanın uygun olduğunu da hükümet takdir edecektir" dedi. cik köyünde toprağa verildi. Adalet Bakanı Eldem, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda soruları Tüzük değişikliği ve hesapla Blum hacı oldu Federal Almanya Çalışma ve yanıtlarken, anarşi ve devlete rın incelenmesiyle devam eden genel kurul toplantısı, bugün ya Sosyal Güventik ve Düzen Baka karşı işlenmiş suçlardan dolayı nı Norbert Blum, Selçuk 'ta Efes hüküm giyenler için Bartın, Mapılacak yönetim kurulu seçimleharabelerini ve müzesini gezdi. riyle sona erecek. Konuk bakan ve beraberindeki heyet daha sonra Meryemana 'yı ziyaret ederek hacı oldular. (Baştarafı 1. Sayfada) bu yaştan sonra bir de fotoğraf harfleriyle yazılmış Ayeti KürYeşilçam^ mı çektireyim? si'yi Cumhurbaskanı Evren'in Sonunda kabul ediyor Sa taşınacak okuması üzerine YÖK Başkanı adet Hanım. Bu arada içeri giBeyoğlu 'nda bulunan film ve vi Doğramacı "Sayın Cumhurbaşdip bir de çerçeveli fotoğraf ge deo stüdyolan yılbaşma kadar kanım çok güzel okuyorsunuz" tiriyor. Fotoğrafta üç oğlu; Hay kapatılıyor. Beyoğlu Belediye dedi. ri, Ekrem ve Kadri yan yana du Başkanı Haluk Oztürkatalay, Cumhurbaşkanı Evren ve beruyor. "Bu sol baştaki Ekrem" "Beyoğlu Sinemalarının Dünü, raberindekiler daha sonra halkın deyince soruyonız: Bugünü ve Yarını" konulu top katkılarıyla yapılan İbrahim Üğlunuzun fotoğrafını ga lantıda yaptığı konuşmada, bu zetelerde göriip, televizyonda iz gibi işyerlerinin tespitinden son Hakkı Kon>alı İlkokulu'nun açılış törenine katıldılar. leyince ne düşünüyorsunuz? ra şehir dışına taşınmaları için Gururlanıyorum elbet. gerekli tebÜgatlarm yapılacağını Cumhurbaşkanı Kenan Evren Sizin televizyonunuz var bildirdi. Beyoğlu 'daki sinemalaburada yaptığı konuşmada mı? nn yüzde 90'ının ruhsatsız oldu "Kendi Okulunu Kendin Yap" İstersem televizyon getire ğunu belirten Oztürkatalay bu kampanyasını mali durumu iyi ceklerini söylediler. "Boşverin sinemalara ruhsat çıkarmalan olanların, malından vererek sürmasrafa girmeyin" dedim. Ben için 30 günliik süre tanındığım dürdüklerini kaydederek, şunlazaten arada bir bakıyorum öyle. bildirdi. n söyledi: Ozetle Adolet Bakanı: Affa karşı değUiz ama zaman meselesi latya, Bursa ve Çanakkale'de özel cezaevleri yapıldığını söyledi. Eldem, halen 46 bin 439 hükümlü 26 bin 972'si de tutuklu olmak üzere cezaevlerinde toplam 73 bin 411 kişi bulunduğunu ifade etti. Eldem, HP milletvekili Banş Can'm 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası gereğince işine son verilenler için yargı hakkı düşünülüp düşünülmediği yolundaki sorusuna da, "Konu sadece Adalet Bakaniığı'm ilgilendirmemektedir. 1402'den kaynaklanmaktadır. Müsaade ederseniz şahsi göriişümü açıklamayayım "yanıtını verdi. de okumamış, o seviyeye vükselmemiş kimse kalmasın. Işte bu seferberlik devam ettiği sürece o seviyeye erişeceğiz ve onlann medeni çağdaş seviyesinin üsiüne de çıkacağız. Bunu başarmamız lazım. Aksi takdirde onlann peşinden sürüklenmek zorundayız, onlann mutlaka ardında kalmak mecburiyetindeyiz, onlara el avuç açmak zorundayız. Onlara el avuç açmak istemiyorsak yolumuz ilim ve irfan yolu olmalıdır." Cumhurbaşkanı Kenan Evren ilkokulun açüış töreninden sonra Konya Huzurevi ve Alaaddin Kız Öğrenci Yurdu'nda incelemelerde bulundu. Selçuk Üniversitesi Tıp Eğitim Araştırma Hastanesi ile üniversite kampü Fazla para harcasınlar iste "Kaş" adlı sünün alt yapısının temejini attı. "Ama şu mahalle halkının miyorsunuz herhalde? DOGR.VMACI: BENtM hem bu araziyi satın alıp. Milli Eee, çocukları var tabii. kuru yük gemisi Eğitim'e devretmesi hem de oku ZAMANIMDA DA.. Ekrem'in kafası vardı, okudu. teslim edildi lun yapımında 1 milyon lira katYÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Adam oldu. Okurken bana hiç Ulaştırma Bakanı Veysel Ata kıda bulunması Milli Eğitim se Doğramacı törendeki konuşmayttk olmadı. Arkadaşlarına ders soy, yapımı tamamlanan "Kaş" ferbertiğine milletin verdiği değe sında yükseköğrenimde iki kökverir, para kazanırdı. Beş çocuk rin büyük bir nişanesidir. Eğitim lü reformun yapıldığını belirtevardı, o okuyordu. Her tarafa kuru yük gemisinin Denizcilik seferbeıiiği neticesindedir ki bu rek, "Bunlardan biri 1935 yılınBankası Deniz Sakliyat Türk gitti. A.Ş. 'ye teslim töreninde yaptı gün Konya'da okuma yazma ora da Büyük Atatürk tarafından, Saadet Hanım, "Şimdi bu ha ğı konuşmada, Türkticaret fîlo nı yüzde 91'e ulaşmıştır, bu bü ikincisi ise 1980 yılında benim berle fotoğraf çıkarsa Ekrem gö sunun yük taşıma kapasitesinin yük bir orandır. Eger yüzde zamanımda gerçekleştirildi" derür mü?" diye sorup, "Elbet gö Beşinci 5 Yıllık Plan dönemi so 90'lann üstüne çıkarsak, kalkın di. rür" yanıtını alınca. "Aman'" nunda 4.5 D fVT'dan 6.2 D WTa mış ülkeler seviyesine ulaşmış Cumhurbaşkanı Evren Türk diyor, "Ekrem sigara içerken çıkanlacağını söyledi. olacağız. tlkokullardan ortaogörmesin, sonra kızıyor, (anne kullardan, yüksekokullardan çı Motor Sanayii Fabrikası TÜiçme şunu) diyor. Onun için sikan çocuklarımız çoğaldıkça MOSAN'da incelemelerde bugaralı fotoğralımı çekmeyin" di THY'nın seferleri kültür seviyemiz yükselecek me Iunduktan sonra akşamüstü Anyor. yüzde 37 tehirli deni milleller seviyesine ulaşaca kara'ya döndü. Anne Pakdemirli bizi karşiîa TH Y tarafından hazırlanan ğız ve kafamızla kıyafetimizle her dığı andaki gibi neşeli haliyle "1984 üç aylık faaüyet" rapo şeyimizle medeni miliet olacağız. • Kimlik kartımı, şebekemi ve uğurlarken, biz de kendisine çek runda, temmuzeylül dönemin Bugün medeni miliet değil mi kredi kartırnı kaybettim. Geçertiğimiz fotoğraflardan bir tane de 8 bin 978 seferin yapıldığı bu yiz? Evet medeni milletiz. Ama sizdir. ALt İHSAN ÇELEBİ sini armağan etme sözü veriyor seferlerin yüzde 65 Y zamamnda, benim kaslettiğim hem kalkın • Basın Yayın Yüksek Okulu'duk. yüzde 37'siise tehirli. Raporda, mışuk sevivesini yükseltmek hem ndan aldığım mediko sosyal kartehir nedenlerinin başında bağde medeni millellerin seviyesine tımı ve IETT şebekemi kaybet• Nüfus cüzdanımı kaybetlim. lantılı uçağın gecikmesinin bu gelebilmektir. Gonül arzu ediyor tim. Hükümsüzdür. Hükümsüzdür. FATMA COSTi • lunduğu belirtildi (THA) ki, milletimizin fertleri içerisin ERGÜN tNCE Evren: Medeni ülkelere
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle