15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/10 SPOR 2 KASIM 1984 Türkler ge^ekten yenfldi nri? « J « Kemal Ulusu: Ingiltere'ye sürprız yapacağız. Umudumuzu yiürntiş değiliz ttobson: Yanlış oynadınız, hava toplarında neden ısrar ettiniz, bir türlü anlayamadım. Işimiz daha da kolaylaştı. HtLMİ TÜRKAY Meksikaya gitmek olacak iş değildi ama yine de biraz olsun ümitlenir gibiydik. Gerçi grubumuzda güçlü ekipler vardı, örneğin bir K. İrlanda, bir İngiltere gibi... Tüm ekipler birbirleri ile oynamışlar, maç yapmayan bir tek biz kalmıştık. Rakibimiz son rnaçında İngiltere'den tam beş gol yiyen Finlandiya idi. Hiç kimse karşılaşma öncesinde beraberliği dahi aklının ucundan geçirmiyordu. Ancak maç günü gelip çattığında d sıcak havanın yerini dondurucu bir soğuğa bırakması ümidimizi yok etmiş gibiydi. Çünkü bu karşılaşmadan bir gün öncesinde Isparta'da oynanan ümitler maçından sonra başkan Kemal Ulusu konuk ekibin çok iyi oynadığını ve de A takımlarından da korkmaya başladığını gizlemiyordu. Maç günü geldiğinde gülen yüzler asılmaya başlamıştı. Sahaya çıktığjmızda heyecanımız haylice fazlaydı. Bu heyecana bir de erkenden yenilen gol eklenince ne yapacağımızı şaşırmıştık adeta. Antalya'da doğru dürüst bir antrenman dahi yapmayan gezip, tozan, güneşlenen denize giren Finliler süper bir futbol sergiliyorlardı Antalya seyircisine. 90 dakika boyunca da bu sürüp gitti. Sonuç da 21 lehlerine kapandı. Yani Meksika'ya gitmemiz daha ilk maçta hayal olmuştu. Başkan Ulusu, alt yapıya inileceğini söylüyordu. 14 kasımda yine ülkemizde oynanacak Türkiyeİngiltere maçı için de "Sürpriz yapacağız" deyimini kullanmadan yapamıyordu, îngiltere teknik direktörüde Antalya'daydı. Finlandiya hakkında daha önceden bilgi topladığından bu kez Türkiye'yi izlemeye gelmişti. Maçtan sonra "İnanamıyorum" diyordu "çok sürpriz, çok sürpriz" ve daha sonra da gece yenilen yemekte basın mensuplarına şunlan söylüyordu: "Bu oyunun kaderi taavaya bağlanmaz. Havadan oynamanız zarannıza oldu çünkü forvet oyunculannm düşünmek gerekirse boylan çok kısa. Oyununuzda taktik diye bir şey yoktu, son derece yanlış oynatıldı Türkiye." Bir görevli Robson'a gelerek İngiltere'den telefon geldiğini söylüyor, Teknik Direktör apar topar kalkıp gidiyor. Daha sonra döndüğünde "lngiltere'denmiş, maçın sonucuna inanmamışlar onun içinde beni aramışlar..." diyordu. Bir gazeteci arkadaşımız ortaya atılıp Türkiyeİngiltere maçının Erzurum'da oynanacağını söylüyor. Bobi Robson'dan gelen yanıt şöyle: "Orada da 11 kişi oynamayacak mıyız..." LİPPONEN VE İKALAlNEN ANTALYASPOR'LU OLUYOR Maçtan sonra şampanya patlatarak galibiyeti kutlayan Finlandiya Milli Takımı oyunculanndan birkaçı Antalya'yı çok beğendiklerini ve de teklif gelmesi halinde gelebileceklerini söylediler. Bunun üzerine Antalyaspor Kulübü Başkanı Dündar Uluğkay savunma oyuncusu Ikalainen ile bir görüşme yaptı ve futbolcudan " o k e y " yanıtını aldı. Bunun üzerine Uluğkay beraberinde golcü oyuncuları Lipponen'i de getirmesini söyledi. Sonuca inanamayun İngilizler, AnUdyctyı telefonla arayıp sordular: Milli Takım ateş hattında aranıyor Spor Servisi Nedense inanmıştık... Spor basınından seyircisine, futbolcusundan teknik adamına kadar millet olarak Finlandiya'yı yeneceğimizi sanıyorduk. Dünya Kupası eleme grubundaki ilk maçımız öncesinde Meksika kapısının bile aralık olduğundan söz edebiliyorduk. Bu inancın nereden kaynaklandığını kestirebilmek oldukça güç. Bir gün öncesine dek umut yüklü yazılann yer aldığı spor sayfalan, 21'lik Finlandiya yenilgisinin ardından okuyucularının huzuruna şu başlıklarla çıktılar: Meksika düş, Fin hamaraı gercek (Cumhuriyet). Defolun! (Güneş). Bu ne rezalet (Hürriyet). Şok başlangıç (Milliyet). Antalya'da buhar okJuk (Bulvar). Yazıklar olsun! (Günaydın). Bu tür örnekleri geçmişte de yaşamıştık. Ve spor basını ola Turgay Şeren MilHyet'te "Futboldaki yerimizi bilmeliyiz" derken Hürriyet'te Doğan Koloğlu, "Şimdi bu takımı seçiciler de eleştirir, çünkü onlar gerçekleri görmüyorlar" diyor. rak her nedense bir türlü geçmişten ders alamamıştık. Hep bir şeyler ummak hoşumuza gitmişti her halde... İşte birkaç kalemden Finlandiya yenilgisinin düşündürdükleri... Metin TÜREL (Güneş): "Bu işi bilmiyoruz" başhklı yazısmda Metin Türel de yenilgilerden sonra görülen gerçeklere değiniyor ve şöyle diyor; "Şunu kesinlikle bilelim ki, Avrupa futbolunda ismi cismi olmayan futbolsuz herhangi bir ülkeyi bile yenemeyiz" ve ekliyor Türel: 'Milli Takımımız böyle olduğu sürece Meksika'ya değil, Merzifon'a bile zor gider." Dogan KOLOĞLU (Hürriyet): "Nerede çağdaş. futbol" başlıkb yazısında Koloğlu, "Bu milli takım üç hazırlık maçının hiçbirinde yan yana o>Tiamadj" sözleriyle yenilgimizin etkenini gösterirken yazısını şöyle tamamlıyor: "Şimdi bu takımı seçiciler de eleştirir. Çünkü onlar gerçekleri görmüyorlar, rüyalarındaki oyunu oynamak istiyorlar." Turgay ŞEREN (Milliyet): Milli maçlarm atmosferini futbolcu açısından, teknik adam açısından çok iyi bilen Şeren, "Yutturmacanın sonu" başlıgını verdiği yazısında bakın neler diyor: "Adım gibi biliyorum, bu oyun planıyla milli takımımız maç kazariamadı diyeceksiniz. Öyleyse neyi tartışıyoruz. Futbolumuz bu, futbolcumuz da bu. (...) Futboldaki yerimizi bilmeliyiz. Bu yerimizi bilmekte, her milli maçta şamar yemeyi mi bekliyoruz? Yazık, doğrusu çok yazık." Tüm bu sözler, bu satırlar, milli maçların ardınm bitmeyen senfonisi. Hepsi güzel, hepsi yapıcı. Ama bunlan yazmak için yenilgileri beklediğimiz; sorun olarak gösterdiğimiz noktalarda hep yenilgilerden sonra öneri getirdiğimiz de bir gerçek. FlNLANDtYALILARlN ZAFER ŞÖLENİ Antalya'ya geldikleri günden bu yana rahat oluşları, endişeden uzak tavırlanyla herkesi şaşkmhğa iten Finliler, alandan 2f'lik galibiyetle ayrılmca kutlamak için klasik Türk yöntemini seçtiler. Konuk ekip, futbolcusu, antrenörü ve yöneticisiyle kurduğu zafer masasmda böyle eğlendiler. (Fotofcraf: ASENA ÖZKAN) Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 2. tur ilk maçı zevkli ve heyecanlı geçti Maç saatleri değişti Spor Servisi Türkiye liglerinde basketbol karşılaşrnalarının basjama saatleri yeni saat uygulamasına göre yeniden düzenlendi. Futbol Federasyonu'nca kasım ayı için saptanan maç saatleri ileri saat uygulamasının kaldınlması üzerine 1 saat geriye kaydmldı. Buna göre, Marmara ve Ege bölgesi içinde kalan illerde ilk maçlar saat 12.00'de, ikinci maçlar saat 14.00'te başlayacak. Orta Anadolu ve Batı Karadeniz'i içine alan ikinci bölge ile Akdeniz bölgesi, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki ilk maçlar saat 11 .OO'de, ikinci maçlar saat 13.OO'te oynanacak. Efes, Italyun şampiyonunu yendi Detay istatistik ALİ ÖZSOY Efes Pilsen, Avrupa Şampiyon Kulüpler Şampiyonası 2. tur ilk maçında geçen yılın Avrupa Şampiyonu Italyan Banco di Roma takımını yenme başarısını gösterdi: 7573. Maça Efes Pilsen Doğan, ömer, Can, Tim, Haigler ve Ömer önde 122 alan savunmasıyla, Banco ise Polesollo, Townsend. Flovvers, Gilardi, Solfrini ile ve adam ada Devre Tim'in çam a basladı. lıp attığı basketle 3937 Efes lehine kapandı. İkinci yarıda Ömer'in yerine Lütfü, Banc'da Gilardi'nin yerine Sbarra başladı. Banco'nun 32 alan savunması önceleri tuttu, savunmada Efes Pilsen: 75Banco di Roma: 73 İLK YARI: 3937 Efes Pilsen lehine SALON: Spor ve Sergi Sarayt. HAKEMLER: Davidov (Sovyet), Dimitrov (Bulgar). EFES PİLSEN: Doğan (5), Tim (8) 31. Haigler (8) 22. ömer (6), Can (6) 4, Lütfü (7) 2, Taner (7) 12. Ferhat (7) 4. 3 sayı Dış Pola Faul Top Top Sronaa Hunn Mot pt diM kijkı phı rifaoiı ribnıln Doğan 0/1 0/1 0/2 3 1 4 Tim 3/5 5/10 5/8 2/3 3 4 2 1 Haigler 2/9 8/10 2/3 4 5 1 Omer 0/1 1 1 2 Can 1/4 1/1 1 Lütfi 1/2 1 2 2 Taner 2/6 2/3 1/1 2 1 2 Ferhat 2/2 0/1 1 Şul Yüzdesi: 38, Pola dibi Yüzdesi: 71. Faul Yüzdesi: 57. Savunma Ribauntu: 10, Hücum Ribaunlu: 12, Top Kaybı: 15, Top Çalma: 9. BANCO Dİ ROMA: Polesollo (5) 4, Townsend (8) 29, Flowers (6) 10, Gilardi (4) 14. Solfrini (5) 10, Sbarra (4) 6, Tombolaia (3). Polesollo 1/4 2/2 7 6 3 Townsend 4/7 4/11 2/2 5 6 1 5 2 Flovvers 2/4 2/2 2/2 1 5 2 2 2 1 1 Gilardi 2/6 2/3 2/2 7 Solfrini 1/4 2/2 4/4 2 2 3 1 2 1 Sbarra 1/6 2/2 Tombolata Şul Yüzdesi: 39. Pota Dibi Yüzdesi: 79. Faul Yüzdesi: 93. Savunma Ribauntu: 20, Hücum ribaunlu: 11, Top kaybı: 17, Top Çalma: 6, 5 faulle çıkan: Solfrini (39.06). TOP HÂKİMİYETt DEĞERLENDİRMESt Şul Yüzdesi: 38, Pota dibi Yüzdesi: 71, Faul Yüzdesi: 57, Savunma Ribauntu: 10, Hiicum Ribaunlu: 12, Top Kaybı: 15, Top Çalma: 9. 66 şuı ve pola dibi. 71 sayı için. 1 faul, 4 sayı için 15 lop kaybı, 75 sayı, 82, toplam lop hâkimi>eti: 75^82 = 0.91 sayı her top hâkimiyeıi için, 15 + 82 = 0.18 top kaybı yüzdesi. Şut Yüzdesi: 39, Pola Dibi Yüzdesi: 79, Faııl Yüzdesi: 93, Savunma Ribaunlu: 20, Hücum Ribauntu: //, Top Kaybı: //. Top Çalma: 6. 55 şut ve pota dibi, 60 sayı için, 7 faul, 13 sayı için. 17 top kaybı, 73 sayı, 79 Toplam Top Hâkimiyeti: 7 3 79 = 0.92 sayı her top hâkimiyeıi için, 17+79 = 0.22 lop kaybı yüzdesi. HAKEM DEĞERLENDİRMESİ: M.Michael Davydo» (Sovyetler Birliği) (10): Uluslararası karşılaşmalarda pek görülmeyen şekilde tarafsız, otoriter ve oyunu yakından takıp eden bir hakem. Emile Dimitrov (Bulgaristan) (3): Ülkemıze neden sık sık geldiği pek belli olmayan pasif bir hakem. Çaldığı üç düdüğün hepsi de yanlıştı. KOÇ DEĞERLENDİRMESİ: A. Siyavuş: (8) Özellikle alan savunmasmın üç iki olarak başlayıp ön orladaki uzununun yardıma getmesini iyi organize etti. Son dakika oyunu ve kenardan top çıkarma oyunu olmaması az daha maçın verilmesine sebep olacaktı. V. BİANCHİNİ: (6) tkinci devrede on numaralı Enrico 'dan dış şullar için faydalanamadı. Son dakikalarda ise takımın oyıın disiplininden çıkmasına izin vererek maçın kaderini Tov/nsend'in eline bıraku ve kaybelli. Can Townsend'in üstüne çok çıkmca savunmamızm içine yüklenmeler olurken, Lütfü yardıma koşuyordu. Bu dakikalarda Flovvers Haigler'i iyi savundu. 10. dakikada Lütfü 4. faulünü alınca yerine Ferhat girdi. Her iki takım da adam adama savunmaya döndu. Ferhat peş pese iki hücum ribauntu aldı. Haigler içeriden basket buldu ve durum, 1,5 dakika kala 7071 aleyhimize döndü. Townsend'in basketine Tim karşılık verdi 7273. Italyanlar son hücumlannı yine Townsend ite kullanamadılar. Hava atışından topu kapan Doğan fastbreak'i atamadı ama, Haigler hava topunu kazandı ve basket faulu kaydetti. Maç, sonuna kadar denk şekilde geçti, ancak Banco di Roma daha çok top kaybetti. Genelde Efes, kontrollü basketbol oynayan Italyanlara karsı kontrolü elden kaçırmadı. Aydan Siyavuş maçı iyi okudu, oyuncuları ve savunma türümüzü iyi kullandı. Haigler'in 2.06 metrelik Flowers'i savunması, Tim'in çaldığı toptar ve üç sayılık atışlan çok başanlıydı. Banco, ümidini Townsend'a bağlamışıı, bu oyuncu 55 topun 20'sini tek başına kullandı. Her iki takımın da 3 sayılık şut yüzdeleri yuksek idi. Geçen seneki şampiyon kadrosundan iki AmerikaIıyı kaybeden (biri Larry Wright) Banco di Roma çok kuvvetli bir ekip değil. Efes'in ikinci tur şansı neden olmasın? HINCAL ULUÇ GORUS Hoşgeldin Kemal Solakoğlu! Fin basını: İngiltere'nin acısını Türklerden çıkardık HELSlNKÎ, (Cumhuriyet) Maç gününe kadar Finlandiya Türkiye Maçı'ndan tek kelime bahsetmeyen ve hatta Fin kafilesinin hareketini dahi yazmayan Fin basını bugün (dün) manşetlerde zafer şarkılan yazmaya başladılar. Finlandiya'nın en büyük gazetesi "Helsingin Sanomat" sekiz sütun üzerinden verdiği başhkta, "İngiltere'nin acısını Türkler'den çıkardık. İngiltere maglubiyetini tamamen unuttuk" derken, penaltı kararuun yerinde olmadığını Erdal'ın on sekiz dışında düşürüldüğünü belirtti. tlta Sanomat gazetesi ise başlık olarak "tahmİDİerimizin aksine grupta liderliğe yükseldik. Mavi Beyazlılar Türkiye'de unutulmaz zafer kazandılar. Bugün Finlandiyalı olmak büyük mutluluk " d e d i . Fin televizyonu ve ülkenin diğer büyük gazetesi Usi Suomi "Türkleri tekrar 21 yendik. Son üç maçın skoru tekrarlandı" derken, zaferin tüm takımın eseri olduğunu söyledi. Futbol Federasyonu Başkanı Kemal Ulusu. durdu durdu, talihsiz bir konuşma yaplı.. Bu ulke futbolunun yabancılara ihtiyacı yokrnuş.. Ne futbolcu olarak, ne de hoca.. Ne zaman yaptı bu konuşmayı.. Belki de olabilecek en talihsiz bir dönemde . istanbul'da geçen hafta on gol atılmıştı. Onunun da altında Avrupa pasaportlulann imzaları vardı.. Tam bunun ertesinde konuştu başkan.. Stankovlç'in Beşıkiaş'a 20 dakika bu ülkenin gördüğü en muhteşem futbolu oynatmasının sonrasında. Derwall'in Türkiye'yi bütün Alman yazılı ve elektronik basınında haber yapmasının, bu ülkeye milyarlarca mark harcanarak getirilemeyecek bir tanıtma ve reklamı sağlamasının ardından.. Arasa bulamazdı daha talihsiz bir dönem.. Ama buldu.. Artık herkeçe bilinen kişisel hesapları peşindeki Osman Solakoğlu'na bir de Kemal Ulusu'yu ekledik böylece.. Solakoğlu, Merkez Danışma Kurulu'ndan istediğı kararı çıkartamadı. Ne de olsa bu kurulda hukuk yalamışlar var.. Verecekleri kararın Danıştay'dan bir dakikada doneceğinı biliyorlardı. Ayrıca, boylesine ırkçı bir kararın attına imza koyacak Nazi şefleri. ya da gestapolar da olmak istemiyorlardı. Ama Solakoğlu yenilgiyi kabul etmedi. Şimdi bir başka yol deniyor. Kadrosundayabancı asıllı Türkler olmayan kulüpleri itiraz etmeye teşvik ediyor. Paralar yatırılryor, Solakoğlu'nun dikte ettirdıği itiraz metinleri yazılıyor. Basın toplantıları yapılıyor, Solakoğlu'na has sözcüklerle yazılı metinler okunuyor. Kimin yazdığı öylesine bellı. itiraz edilirse karar mercii kim?.. Solakogtu. İtiraz edin diyen kim?.. Solakoğlu.. Kulüpler de kıyıyor paraya, ediyorlar itiraz. Şimdi yığınla dilekçe var, başkanın önünde.. Ve de en tarafsız şekilde karar verecek bunlar üzerinde.. Ne var ki, bu ülkede son karar organı Solakoğlu değil.. Onun da üstünde, hukuğu, vatandaşlık hukukunu bilen yuksek mahkemeler var. Allah'tan.. Galatasaray'ın Fenerbahçe ve İTÜ maçiarı, Fenerbahçe'nin Efes önundeki şahane mücadelesi, Solakoğlu'nun ' Türkçocuklan eziliyor, yok oluyor, elden gidiyor" çığhklarının ne kadar anlamsız olduğunu da ortaya koydu.. Sahaya üç Amerikan asıllı oyuncu ile çıkan Efes, Fenerbahçe önünde perişan oldu.. Demek ki sorun, Türklük ya da Amerikalılık değil, oyuncuların ve takımın hazırlanmasında.. Önder Okan'ın Türk çocukları. Aydan Siyavuş'un Amerikan çocuklarını, silindir gibi ezip geçtiler. Şimdi Önder Okan, Türk çocuklarını Amerikalıları yenecek düzeyde ve hırsta hazırlıyorsa, bu Türk basketbolünün lehinde mi. aleyhinde midir?.. Sen Türk çocuğunu iyi hazırlarsan. 3 değil, 33 Amerıkalı da olsa, delikanlı çıkar oynar. Solakoğlu ne yapmış bugüne dek Türk çocuğunun iyi hazırlanması için, onu söylesin bakalım? Genç takımdan yetişme 5 oyuncu zorunluluğunu 3'e indirip, gençlere eğilme gereğıni fiilen ortadan kaldırma dışında.. Peki Efes'te bu Amerikalılar olmasaydı ne olacaktı hiç düşündünüz rnü?.. işte asıl niyet burada.. Bugün Fenerbahçe'de oynayan Türk çocukları şimdi Efes'te olacaklardı. Dışardan lyisinı getırmezsen, bu ülkede iyisi de çok az yetişirse bu iyi mal kime gider?.. Parası en çok olana . Para en çok kimde var?.. Profesyonel şubelerin getirdiği milyonlarla borcun altına ezilen kulüplerde mi, yoksa reklam bütçelerinden bol bol ayırıp adlarını televizyona sokan şirketlerde mi? . Efe, Hakan, Necdet. Efes'te olacaklardı o zaman, geçmişte olduğu gibi ve hep, Efesler, Eczacıtar şamptyon olacaklardı.. İşte Solakoğlu'nun yapmak istediği budur.. Kulüpleri çökertmek, bu yıl ayağa kalkmaya savaşan Fenerbahçe ve Galatasaray'ı da Beşiktaş'a çevirip, ligi gene şirketlerin emrine vermek.. Ne olacak o zaman? . Basketbol seyircisiz oynanacak.. Seyirci olmayınca basın da olmayacak. Basın olmayınca da Bay Başkan işleri kendi keyfine göre, "Ebedi Başkan" olarak yürütecek . Amerikalılar kuluplere renk ve seyirci getirmek gibi büyük bir günah işledikleri için gidecekledir.. Amerikalılar Spor Sarayı'nın basın tribününün ilk kez dolmasına sebep oldukları için gideceklerdir Amerikalılar, basketbolü yıllar sonra gene gazete manşetlerine geçirdikleri için gideceklerdir. Peki ama Bay Kemal Ulusu, siz söyler misiniz, Derwalller, Stankoviçler. Veselincviçler niçin gideceklerdir?.. Bu üike yeniden Coşkun Özarı'lara kalsın diye mi?.. Abramcikler, Repçiçler, Şekerbegovıçler, Hosiç, Seydiç ve Çelebiç1er niçin gideceklerdir?.. Futbolun F'sinden habersız oldukları halde, milli formayı bile giymeyi başaranların, bugün yabancıların yarattığı tanzım satışlı ortamda bile 5060 milyon olan fiyatları, 200300 milyon çıksın diye mi?.. Malı üretecek altyapıyı kurmadan, üst yapıdaki kaliteli mal sayısını smırlarsanız, cehennemi bir karaborsanın doğacağını size öğreten bir ekonomist çıkmadı mı?.. Ya da Türkiye'de yıllardan beri bir tek adam yetiştirilmediği için, seyredecek şey bulamayan seyircinin giderek tribünlerden eksilmesini önlemenin tek çaresinin ithalat olduğunu söylecek bir tüccar dostunuz da mı yok?.. Milliyetçiliği de aşıp, ırkçı boyutlara gelen bu havanın Türk sporunda yayılmasını dehşetle izliyoruz. Denk maçtan galip çıkan Efes Pilsen oldu Dr. DENİZ GÖKÇE Banco di Roma takımı karşısında Efes Pilsen gerçekten başarılı bir oyun çıkardı ve kıl payı ile de olsa galip geldi. Istatistiklere bakıldığında her iki ekip denk gözükmekte ve nitelik olarak da her iki takım birbirine benzer durumda. Bu maç aslında Efesli Tim ile Romalı Townsend'in macı diye adlandırılabilirdi. Her iki takımın kısa yabancı oyuncuları en iyi elemanlanydı. Her ikisi de süper hareketler ile basit haıaları peş peşe dizebilen oyunculardı ve Zenci ırkın bütün kıvrakhğını sergileyen süper hareketlerle seyircileri büyülediler. Ama istatistiklere biraz daha dikkatli bakılırsa, Banco di Roma'nm maçı kaybetmesine sebep olan aşın top kaybı yüzdesi iki oyuncusunun sırtına yüklenebilir ki, bunlardan biri, özellikle Tovvnsend idi. Efes'te ise ikinci devrenin onuncu dakikası ile on beşinci dakikası arasında pespeşe üç top kaybı ile üç boş şut atan Tim'in, takımı, içine soktuğu sekiz sayılık çukurdan az daha çıkamayacak idik. İki takımın benzerliklerinden biri, her iki takımın da etkin bir şekilde potaya sırtını dönerek oynayan pivotunun olmaması 1 CL'ZEL MAÇ Efes Pilsen, ttalya Şampiyonu karşısında güzel bir oyun sergileyerek maçı kazandı. (Fotoğraf: A SEN A ÖZKAN) Maraton kayıtları doldiı Spor Ser\isi Pazar günü yapılacak olan 2. Asya Avrupa Kıtalararası Maratonu'nun kayıtlan 10 bin kişide dondurularak sona erdi. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre, yanşa katılacak olan 10 bin kişiden 9 bini 10 kilometreye, bin kişinin ise maratona katılacağı bildirildi. vi her gece ayrı bir meyhane bulup bizi götürmekti. Şimdi de dere boylanna, göl kıyılarına taşımış sofralarını. "Ne yapayım" diyor*şi Oya. "Kadının iyisi uzaktayken de, yanındayken de eşini rahat ettirebilenmiş. Bizimki de bövle istiyor, yapıyoruz." Ünlü kahkahasmı atıyor, Kasımda katılıyor, biz de katılıyoruz. Gün başlıyor. Ve Oğuz, Koca Oğuz, ünlü ördek avcısı. Kendisi boz kazdan başka av eti yemez. Yayın balığına dayanamaz. Çift kofana ister ve kırmızı şarap içer. Ak çimentodaki arkadaşlar da katılınca takım tamam oldu. Bâlaban'a getdiğimizde Mehmet ve Şeref bizi bekliyordu. TerkosGölü'nü şöyle bir dolaştık, ördek yok. Baktık, Balıkçı reisi Yüksel ağ topluyor. Bir kasa yayın ve levrekle kamp yerine döndük. Ateş hazırlanmış, kıpkızıl kor. Kıvılcımlar terk etmiş, gökyüzünde uçuşuyor. Terkos kıpır kıpır. Nerden ' Durusu" demişler, bilmiyorum? Hiç yakışmıyor. Rasgele... '' Gerçi Efes bu maçta içeriden diğer haftalara nazaran daha çok top kullandı, ama buna biraz da mecbur kaldı. İkinci devrenin onuncu dakikasından itibaren Haigler'i adam adama alan Flovters, uzun adam savunmasmın nasıl yapılacağı konusunda örnek olacak şekilde Haigler'i Baturalp istifasını hazırladı Spor Servisi Basketbol Ligi'nin şampiyon adaylan arasında gösterilen Galatasaray'da işler ters gitmeye başladı. Sarı Kırmızıü takırrun Fenerbahçe yenilgisinden sonra başlayan çöküşü, İTÜ ve son Çukurova Sanayi maçlan ile devam ediyor. Sezon öncesindeki hazırhk maçiarı sonuçlarına bakarak, basketbol liginde şampiyonluk için kendini şartlandıran camiada, alındı denilirken yitirilen maçlar için hesap verecek biri aranıyor. Mehmet Baturalp bu kişi olmaya hazır. Antrenör Baturalp, basketbol şube sorumlusu Yalçın Granit'e istifaya hazır olduğunu bildirdi. Granit'in isteği üzerine Baturalp, Tofaş ve Kolej maçlannın sonuna dek takımın başında bulunacak. Yönetim Kurulu üyeleri arasında da istifa etmeye zorlanan Baturalp'in yerine görev alacak kişi için iki aday ismi var. Mahmut Üslu ve Nur Germen. Geçtiğimiz yıl Baturalp ile birlikte çalışan Nur Germen, daha ağır basıyor. çaresiz bırakınca, Haigler akıllı bir davranışla dışarıdan hareketlenerek, içeriden yarım hook ve yüklenme atışlarla sayıya gitmeye çalıştı, böylece pota dibi top kullanma artmış oldu. Efes Pilsen'de her zamanki gibi iki oyuncu toplarm büyük çoğunluğunu kullanırken, takımın sayı sıkıntısı çektiği anlarda Taner'in aktif oyunu, Ferhat'ın kısa sürede aldığı ofansif hava toplan ile pota dibi hareketleri ve savunmadaki gayreti ve özellikle Lütfü'nün savunmadaki gerçekten üstün çabası dikkati çekti. Kaptan Doğan bu maçta çok bozuk oynarkcn Efes'in bilhassa ikinci devrede ısrarla uyguladığı üç iki alan savunmasında, öndeki uzunu geri çekerek yardımlasmaya dayanan düzen başarılı oldu. Sadece Efes sayıların çoğunu Can'ın olduğu yandan yerken, Haigler ıle Can'ın savunmadaki yerlerinin değiştirilmemesi dikkati çekti. Ömer'in ise rsrarla elini sokarak yaptığı fauller çok gereksizdi. Ömer'in, savunmanın elle değil, ayakla yapıldığını öğrenmesi gerek. * * * * Bir de maçın yazılması gereken son dakikası var tabii. Dilimde artık tüy bitli tekrar tekrar yazmaktan. Koçun görevlerinden biri yakın geieceği bilinen maçlarda son dakikaya time out saklamaktır. Bir diğeri ise sezon başından itibaren yandan oyuna top sokma ve son dakika için özel oyunlar hazırlamaktır. Efes takımının böyle bir hazırlığı olduğunu zannetmiyorüz. Bunun fiyaıı bu maçta çok pahalı olabilirdi. Efes ne topu oyuna sokarken bilinçliydi, ne deTownsend'in kullandığı son topta savunma organize edebildi. Ya Townsend topu soksaydı? Bu anda adam adama mı, yoksa alan savunması mı yapmalı idik? Bu maçın hakemlerinden biri na sıi hakem iyi hakemdir sualinın cevabını verirken, (ki bu Rus hakem Davidov) diğer hakem Bulgar ise ülkemizde sık sık rastlanan alakasız hakem örneğinin yabancı şubesi olarak dikkati çekti. Avrupa kupalannda az rastlanır bir şekilde hakemler tarafsız kalarak maçın sonucuna tesir etmediler diyebiliriz. R A S G E L E RAİF ERTEM Avcı Yüreği Temiz Olur Cumartesi pazar ve pazartesi de 29 Ekim, üç gün dinlence var. Güzel bir av partisi yapılabilir. BizımKİIere haber salmalı. Bekleşip duruyorlardı Tüfeğimi, fişeklerimi, uyku tulumumu, çadırımı topladım eve geldim. Kapıyı çoluk çocuk beraber açtılar. Şaşırdım. Hayrola baba, göç mü var? Yok be çocuklar, üç gün boş. Sizin artık arkadaşlarımız var. Büyudünüz. Annenız de bu yılki ev değişikliklerini yapıyor. Ne yapayım, ben de şöyle bir dolaşır gelihm. Güldüler. Oysa ortak program yapılmış. Cumartesi alışveriş, pazara Çatalca'ya Baldız'a gidilecek, pazartesi ıstedığımı yapabilirmişım... Üstten atarak, alttan alarak yaptığım tartışmalar yarar getirmedi. Sonunda demokratik yönetemlerle çözümlenmesıne karar verildi. Oy çokluğuyta ve tüm oylar bana karşı. Cephe oluşmuş... Cumartesiyi geç, pazar günü Çatalca'dayız. Avcıların yüreği temiz olur. Timur kulağıma eğildi. "Fıratlar, Kastmlarbekliyorlar, Balaban'a gideceğiz." Düşündüm. Balaban Çatalca'nm sınırlan içinde. Karara aykırılık yok. Gidelim. Fırat Aykut, Çatalca Belediye Başkanı. Sanldık, öpüştük. "Bizi terk etme ağabey. Biliyorsun, tam avcı olmaya çalışırken Belediye Başkanı yaptılar. Ama içim yine doğainsan ilişkiieri üzenne kurulu. Doğayı bozmadan, yitirmeden bir Çatalca yerleştirmeye uğraşıyorvm." Başarılar Fırat! Kasım Kolcuoğlu eski "Bekriler Kulübüi' ikinci başkanı. Meyhane Kâşifi. Öğrencilik yıllarımızda gore
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle