25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef F16 yapımı için ihraç pazarı açıldı Ankara'da imzalanan anlaşmaya göre General Dynamics firması 10 yıl içinde Türkiye'nin 1 milyar 270 milyon dolarlık ürününü pazarlayacak ve Türkiye'de üretilecek 210 milyon dolarlık yedek parçadan satın alacak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) General Dynamics firmasıyla daha önce imzalanan ve F16 uçaklarinm üretimini öngören anlaşmaya paralel olarak "indirect offset" dolaylı karşılık anlaşması dün Ankara'da imzalandı. Anlaşmaya göre, Amerikan General Dynamics firması Türkiye'ye 10 yıl içinde 1 milyar 480 milyon dolar (yaklaşık 600 milyar lira) döviz kolaylığı sağlayacak. Bu dövizin 210 milyon dolarlık kısmı General Dynamics'in Türkiye'de üretilecek yedekparçayı satın alması, 1 milyar 270 milyon dolarlık kısmı da yine aynı firmanın Türk ihraç ürünlerine dış pazar bulması ile karşılanacak. ABD'de imzalanan metnin karşıhğı dun Ankara'da imzalandıktan sonra bir basın toplantısı düzenleyen DPT Yabancı Sermaye Dairesi Başkanı Namık Kemai Kılıç, bu anlaşmanın bir anlamda Türkiye'nin döviz gelirlerini arttırmak olduğunu söyledi. Kılıç, anlaşmayla üç hedefin amaçlandığını, bunların mevcut ürüne yeni pazar bulunması, yeni üretim pazarlarının açılması ve teknoloji transferi olduğunu bildirdi. Türk tarafı adına anlaşmayı imzalayanlardan TUSAŞ Genel Müdürü Saim Dilek de 150 milyon dolarlık doğrudan karşılık anlaşmasmm 210 milyon dolara cıkanldığmı açıkladı DPT Yabancı Sermaye Dairesi Başkaru Kılıç'ın verdiği bilgiye göre, dolaylı karşılık anlaşmasımn yaklaşık yüzde 10'u yabancı sermaye yatırımı ve teknoloji transferi, kalanı da ihracat ve dövizle yapılacak yurt içi alımlar şeklinde gercekleştirilecek. Yabancı sermaye yatırımlan ve teknoloji transferleri DPT Yabancı Sermaye Başkanlığı'mn denetiminde uygulanacak. Ihraçal ye dövizle yurt içi alımlar koBusunda ise Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı thracat Genel Müdurlüğü, ilgili işlemleri onaylamak ve ön izinleri vermekte yetküi olacak. thracat Genel Müdürluğu, dışsatım için General Dynamics firması ile ülke ve mal bazında yıllık uygulama programları hazırlayacak. Türkiye'nin dışsatımda pazarlama güçlüğü çektiği yeni ya da geleneksel dışsatım mallannın yeni pazarlara dışsatımı temel ilke olarak gözetılecek. Basın toplantısına katılan öteki yetkililer de gazetecilerin sorularını yanıtlayarak bilgi verdiler. Bu bilgilere göre: • Dolaylı karşılık anlaşmasının görüşmeleri uzun sürdu, ama bn uzama rırma ya da mal bazındaki görüşmelerden doğmadı. • General Dynamics firması kendi olanaklanyla Türkiye'nin dışsatım ürünlerini pazariamaya katkıda bulunacak. Ancak dışsatımcı ve dışalımcıyı seçmek hakkı General Dynamics finnasının olacak. • 1 milyar 270 milyon dolarlık program yıllık dilimler halinde 10 yılda gerçekleştirilecek. Gecikme durumunda çeşili tazminat hükümleri işletilecek. • Yıllık dilimler aritmetik orialamayla artacak ve gerekirse bir yılın dilimi oteki >ıla kajabilecek. • Dışsatım urünlerinde herhangi bir sınırlama olmayacak. Yalnız Turkiye açısından baa oncelikli sektöıier bulunacak. Tarun, özellikle kıyı turizmine yönelik turizm, madencilik, enerji, imalat sanayiinde elektronik, konfeksiyonda ise deri ve lekstil, öncelikli konular olacak. TUSAŞ Genel Müdürü Saim Dilek doğrudan karşılık anlaşmasının, uçak ve motor fabrikalannda yapılan parçalann öteki ülkelerde de kullanılmasını amaçladığım bildirdi ve General Dynamics firmasımn bu parçaları ya kendisinin kullanabileceğini ya da pazarlayacağını söyledi. General Dynamics firmasımn Türk sermayesi ile pazar arasında katalızör rolü oynayacağım ve bunu pazar bularak ya da teknoloji transfer ederek yapacağıru anlatan Saim Dilek, öteki ülkelerde fabrikaların belirli zamanlarda savaş sanayüne dönük üretimler yaptıklanm, bu zamanlarm dışında ise üretimlerin sivil sanayie yönelik olduğunu anlattı. TUSAŞ Genel Müdürü Saim Dilek General Electric fırmasryla imzalanacak anlaşmaya ilişkin bilgi verirken de şunları söyledi. " TUSAŞ Motor Sanayii adıyla knrulacak bu şirket gaz türbinleri üretecek. 56 milyon dolarlık bu şirketin ortaklan yüzde 49la TUSAŞ, yüzde 1.9'la Hava Kuvvellerini Güçlendirme Vakfı, yüzde 0.1'le Türk Hava Kurumu ve yüzde 49la General Electric'in iki kuruluşu olacak." Saim Dilek'in verdiği bilgiye göre, şirkete gerekli dış paranın tümü 27 milyon 500 bin dolar olacak ve bu miktar General Electric tarafından, iç para ise Türk ortaklarca karşılanacak. Sahibi: Cumhuriyel Maıbaacıhk ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Gend Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Müduru: Eraine Uşaklıgil,Yazı Işleri Muduru: Okay Gonensin, • Haber Merkezi Muduru: Yalçın Bayer, Savfa Duzenı Yonelmeni Ali Ac*r. TAKVIM 10 Kasım 1984 Imsak: 5.10 Guneş: 6.38 Temsilciler ANKARA Yalçın Dofan, İZMİR. Hikmel Çelinkaja, ADANA: Mehmet Mercan, • Servıs Şeflerı: Istanbul Haberlen: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı. Ekonomi: Osman L'laga), Kultur: Aydın Emeç, Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı. Abdulkadir Yucelman, Duzeltme: Refik Durbaş. Araştırma: Şahin Alpa), IşSendıka. Şukran Kelenci. Ikindi: 14.35 Akşam: 16.58 Yatsı: 18.20 Burolar • Ankara: Ziya Gokalp Bulvarı, İnkılap Sokak No: 19/4 Telr 33114147, • tzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kal 3, Tel: 1455019731 • Bashn ve Yayan: Cumhurivel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246İsı. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Öğle: 11.52 Tıp Dünyasını uğraştıran llclStcillK KANSER Istanbul Tıp Fakültesı Radyoterapi Bilim Dalı Başkanı ?«*. NUAT Hücreler çoğalıp sayıları 1 milyar hücreyi bulursa 3tümörün büyüklüğü 1 cm büyüklüğe ulaşır. Bu büyüklükten önce tümö'rü saptamak zordur. "klinik ö'ncesi dö'nem" diye îanımlanan bu dönemde yapılan tanıya "erken tanı" adı verilir. Tümör hücresinin tanınacak hale gelmesi için 36 yıl süre geçmesi gerekmektedir. Orneğin memesinde bir sertlik hisseden hastanın paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Eğer bu kütle bir kanser ise, hasta bunu zaten 3 yıldan beri memesinde taşımaktadır. Kaııserli hücre yıllar^ sonra kendini gösteriyor 1 Vücudumuzda yuz ayrı tipte, milyarlarca hücre var. Yapılan hesaplara göre 60 kilo ağırlığındaki bir insandaki hücre sayısı 60 trilyon. Dişi ve erkek iki hücrenin döllenrnesinden sonra ilk hücre ve sonrakiler hep ikiye bölünerek hızla çoğahrlar. Bu hücreler birbirinden farklı dokular, organlar ve kan hucrelerini oluştururlar. Bu düzenli çoğalma ve gnıplaşma, hücre içi ve dışı mekanizmalar, hormonlar, enzimler ile hızlandırılır veya yavaşlatılır. Bu olayda en büyük rolü, hücrenin çekirdeği içindeki kromozomlan oluşturan genler oynar. İnsanın boyu, rengi, şekli, hücre genlerinde yazılı programa uygun şekilde oluşur ve gelişir. Ilk hücreden itibaren her hücrenin aşağı yukarı kaç kez bölünebileceği yine genlerde yazılıdır. Belirli bir yaştan sonra hucrelerdeki bu çoğalma bazı dokularda, örneğin sinir, adale, kalp adalesinde hemen hemen durur. Kan yapıcı hücrelerde ise devam eder gider. SUNUŞ Cancer, Latince Crab (yertgeç) anlamına gelen kötü davranışlı bir tumörü fşişliği) ifade eder. Üntu Dorland'ın son bası tıp sözlüğunde bile, kanser "doğal gelişimi ölümle sonuçlanan bir hucresel şişlik" olarak tanımlanmıştır ki, bu durum gerçek olmamasına rağmen, sözcüklerde kanser konusunda hâlâ buyuk kötumserliklerin devam ettiğini göstermesi bakımından ilginçtır. Artık modern tedavi ile bazı tür kanserlerde tam iyileşme % 95100, bazılarmda % 010 oranmda, bütün tipleri göz önüne alındığmda % 40 oranmda olabilmektedir. Öyleyse kanseri tümü ile ölumcül bir hastalık olarak nitelendırmek yanlıştır. ABD'de istatistikler göstermektedir ki, her 4 kişıden bırinde kanser oluşacak veya her 5 kişiden biri kanserden ölecektir. Bu oran Avrupa'da daha düşük bulunmuştur. 3500 yıllık Mısır papirüslerinde yer almış olan kanserin son 7080 ytla bir sertlik hisseden hastanın paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Eğer bu sertlik bir kanser ise, hasta bu kütleyi zaten 3 yıldan beri taşımaktadır. Bu gerçeği bilmeyen hastalar şikâyetlerini bize şöyle iletmektedirler: "Hastalanmadan önce iş hayatında oldukça sıkıntılı günler yasayan bir hasta, soğuk algınlığı ve öksurük nedeni ile hekime başvurur. Yapılan tetkikler sonunda akciğer kanseri olduğunu ögrenir. Hasta iş hayatındaki sıkıntılann kansere neden olduğunu öne sürerek ortağım dava etmek ister". "40 yaşlannda bir hanım, kocasının 1 ay önce ısırdığı memesinde şişlik olunca hekime başvunır. Bu şişligin bir tümör olduğu aniaşılır. Kadın, kocasının ısınnasından doiayı kanser olduğunu samp ondan boşanmaya kalkar." "Bisikleti ile yolda giderken bir otomobilin çarptığı çocuğun anlaşılmıştır. Son yıllarda tanı yönünden tıbbi teknikteki ilerlemeler özellikle bilgisayarh tomoğrafiler ve tumö're has bazı işaretleyicilerin (markerlerin) bulunması tanının daha erken yapılmasında büyük kolayhk sağlamıştır. Bu yazı dizisi, kanser konusunda halkın merak ettiği bilgileri gerçek yönleri ile ve okuyucunun anlıyabileceği bir dille vermek için hazırlanmıştır. Bilinçli bir insanın kendisinde ve aile bireylerinde oluşabilecek bir tümörun teşhis ve tedavisinde erken tanı ve tedavide verilen bilgilerin bu yazı dizisinde değerlendirilmesi ile büyük faydalar sağlayacağı aşikârdır. Böylece, hasta ve ailesinin psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlara girmeden, Nijat Bilge tedavisinin kolay ve ucuz kadarki dönemde az görülen olması temin edilmiş bir hastalık olduğu bilmmekte olacaktır. "Erken tanının idi. Batı dünyasında tıpta hayat kurtaracağı" kuralının modernleşmenin başlaması ile hâlâ geçerliliğinı en ciddi çok sayıda otopsiler yapdmış şekilde korumakta olduğunu ve bu hastalığın klinikte okuyucuların bilmesinde görulenden daha fazla olduğu büyük yarar vardır. bacağında agn başlar. Çekilen kemik grafilerinde kemik tümörü göriilür. Çocuğun babası otomobil sürücüsünü dava eder ve tümöre, çarpmanın neden olduğunu söyler." Bu gibi olaylarda tümörün çok daha evvelden başladığını, olayın ise tümöru ortaya çıkardığını kabul etmek gerekir. oralarda yeni tümör kütleleri oluşturabilirler. îşte primer'den uzakta oluşan bu tümöre "sekonder tümör" veya "metastaz" adı verilir Bazı primer tümörler ancak çok büyudükleri zaman metastaz yapmaya başlarlar. Bazı tümörler ise örneğin prostat, tiroid, böbrek, akciğer, meme ve pankreas kanserleri butün araştırmalara rağmen bulunamadıkları halde kol kemığindeki bir şişlik ile karşımıza çıkabilirler. Kansere neden olan etkenler Yukarıda saydığımız mekanizmanın bozulması kanserin oluşmasının en büyük nedenleridir. Bir hucre veya bir hücre grubunun bazen normalden ayrılarak bölünmeye başladıklan veya bölunmelerinin hızlandığı görülmektedir. Bu bölünmeyi başlatan hucre içi, hücre dışı veya organizma dışı etkenler artık çoğunlukla bilinmektedir. Bu etkenler: Doğuştan kalıtımla gelen etkiler, bazı maddeler (Kansorejen) ve iyonizan ışmlar olarak sıralanmaktadır. Bu etkenlerden herhangi birisinin etkisiyle çoğalmaya başlayan hücrelerin yeni dölleri, norma! hücrelerden görünüş vefizyolojikdavranış bakımından farklı olmaktadır. Eğer farklılık az, çoğalma yavaş ve vücudun diğer bölgelerine yayılma karakteri yoksa bu tipe: "İyi huylu tümör, selim tümör" adı verilir. Yayılma karakteri olan, çoğalma temposu hızlı ve görünüşü normalden çok farklı olanlar ise: "Kötü huylu tümör, habis tümör, kanser" diye tanımlanır. StMİLATOR Türkiye'de batı merkezlerde de kanser tedavisi artık modern cihazlarla yapıhyor. Similatör de bunlardan biri, Bu aletle tümörün vücuttaki yeri tam olarak işaretleniyor ve ışının tümörün üstüne verilmesi sağlanıyor. (Fotoğraf: ENDER ERKEK) serden kurtulmak için öncelikle hastalığı tanımak gerek. Kanser neden oluşur? Bir kromozomda binlerce "gen" vardır. Gen emri verir, hücre çoğalır. Yeni yavru hücrelerin kendi kromozomundaki bir veya birkaç gen bölünmeye "dur" der ve bölünme durur. Artık o hücre yaşam boyunca bazı onemli olaylar dışında çoğalmaz, öylece kalır. Tümör hücrelerinin kromozomlarında ya doğuştan bozuk genler vardır ya da genler, dışandan gelen bir etkiyle bozulmuştur. Bu genler yanlış emir vermeye, çoğalmakta olan hücrede gerekli proteinler yerine bozuk proteinlerin yapıuiıasına, hücrenin kısa sürede bölünmesine, döllerinin aynı bozukluğu taşıyan yeni döller oluşturmasına neden olurlar. Böyle genlerin oluşmasına "Mutasyon" denir. Doğuştan bozuk (Defektli) genin varhğına bağlı olarak oluşan kahtsal kanser türüne seyrek de olsa rastlanmaktadır. Bazı genlerde de kanserleşmeye bir eğilim (Herediter eğilim) vardır. Kansorojen (Karsinojen) maddeler bu gibi genlerin bulunduğu hücrelere daha fazla etki yaparlar. Örneğin, yıllardan beri sigara içen bir insanda bronş ağacının her yeri dumandaki karsinojen maddelerin etkisinde hemen hemen aynı yoğunlukta kaldığı halde tümör bir odaktan başlar. Operasyonla o noktanın alınmasından sonra yıllarca yasayan hastanın ciğerinde ikinci bir bölgede kanser oluşmaması ilk bölgedeki hücrelerden birinde doğuştan kansere eğilimli bir genin varlığmı düşündürmektedir. Meme ve deri kanserlerinde de aynı mekanizma geçerlidir. Bir kısım meme kanserinin "östrojen" hormonunun etkisi ile oluştuğu öne sürühnektedir. Her iki memenin hücreleri aynı dozda hormonun etkisinde olduğu halde, kanserin genellikle bir tnemede ve bir odak noktasında başlaması, o odaktaki hücrede kanserleşmeye herediter bir eğilim bulunduğunu göstermektedir. Kalıtımsal kanserlerin yine bir herediter eğilim sonucu oluştuğu ileri sürülmektedir. Büyükannesi, annesi, teyzesi, halası veya ablasında meme kanseri görülen kadınların meme kanserine tutulmaları, ailesinde bu hastalık görülmeyenlere oranla 45 kat daha fazladır. Çevreden ulaşan etkenler İYONİZAN IŞINLA KANSER OLUŞMASI: 1895'teröntgen ışınlarının, daha sonra radyoaktif maddelerin bulunması ile iyonizan radyasyonların kanser yapabileceği anlaşıldı. Örneğin, Ingiltere'de saatlerin sayı, akrep ve yelkovanlarını gece göninebilsin diye xoriumlu boya ile boyayan işçilerin çoğunda akciğer, deri, meşane kanserleri görüldü. İyonizan ışınlar, hücre çekirdeğindeki genleri etkileyerek bu hücrelerin yeni yavrularının yıllar sonra kanser oluşturmasına neden olabilirler. örneğin, küçük yaşlarda boyun bölgesi ışınlanmış çocuklarda tiroid kanseri, akciğer tüberkülozu nedeniyle çok ışın almış kadınlarda meme kanseri, kellik nedeniyle saçlan dokmemek için ışın tedavisi yapılanlarda saçlı deri kanseri, sırtbel omurlan ışınlanmış kişilerde lösemi az sayıda da olsa yıllarda sonra (530 yıl) görülmüştür. Modern radyoterapide bu hastalıklara yolaçmayacak gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Film çekimlerinde izin verilen ışın dozlannın dışına çıkıhnamaktadır. Kozmiİc ve doğal iyonizan ışmlar çok kuçük dozlarda da olsa insanı etkilemektedir. Hiroşima ve Nagazaki'ye 1945 yılında atılan atom bombasının radyoaktif dökuntüleri yıllar sonra lösemi, tiroid, meme, akciğer, mide, tükrük bezleri, uterus kanserlerini oluşturmuştur. Virüs ve k a n s e r Virusler, birkaç genlik DNA veya RNA molekülü ile bir pro(Arkası 11. Sayfada) Metastaz Vücudun herhangi bir yerinde başlayan habis tümöre "primer tümör" adı verilir. Habis tümörler, bir kaç mg.'den daha fazla büyudükleri zaman beyaz kan damarlarına girerek lenf bezlerine yerleşebilirler ve orada çoğalarak, koltuk altındâ, boyunda, kasıklarda şişliklere neden olabilirler. Veya tümör hücreleri kara kan damarlarına girerek, dolaşıma karışırlar. Böylece vücudun pek çok organ veya dokularına gidip yerleşerek, Kanser neden oluşur 1983 yılı istatistiklerine göre modern tedavi yöntemlerine rağmen 100 kanser hastasından sadece 34'u hastalıktan tam olarak kurtulabilmektedir. Bu konuda tıbbın daha da gelişmesini beklerken erken tanıya ve kanserin oluşmasını önlemeye çalışmaya ağırlık vermek ölum oranını düşürmede iki önemli yoldur. Kan KIK'lere bir dizi atamalar yupudı Haber Merkezi Kamu Iktisadi Kuruluşları'nda bir bölüm Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyeliklerine atamalar yapıldı. DPT Musteşarı Ynsuf Özal, Emlak Kredi, Emniyet Genel Müdürü Saffet Ankan Bedük TPAO Yönetim Kurulu uyeliklerine atandılar. Hükümetin başanh devlet memurlarını Kamu Iktisadi Kuruluşlan Yönetim Kurulu üyeliklerine atamalarının sürdürüleceği belirtildi. Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Bedük'un TPAO Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasıyla ilgili olarak, "Biz üst düzey yöneticilerine daha iyi imkânlar sağlayabilmek için, onlan birtakım yerlerin yönetim kurulu üyeliklerine atıyoruz. Sayın Bedük Emniyet Genel Müdürluğu görevine de devam edecektir. Onu böylece taltif ediyoruz" dedi. Resmi Gazete'de dun bu konuda yaymlanan atama kararlanna göre Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne Kemal Akkaya, Turkiye Gübre Sanayii Genel Müdürlüğü'ne Ungül Özoğul, Turkiye Emlâk Kredi Bankası Genel Müdürlüğü'ne Erol Kıcıman, Et Balık Kurumu Genel Müdürlüğü'ne Remzi Yücebaş, TEK Genel Müdürlüğü'ne Ayhan Erkan atandılar. İstanbul Gübre Sanayii Genel Müdürü Metin Atalan ise bu görevden alındı. Yılmaz Oral'ın Genel Müdurluğe getirildiği THY'nın yeni Yönetim Kurulu Yüksel Dinçer, Naci Doğan Dinçer, Fikret Gümüşdere, Osman Lral ve Aytekin Tece'den oluştu. USAŞ'ta Yönetim Kurulu üyeliklerine Erruğnıl Aydemir, Hüseyin Ergöçmen, Erdal Karadoğan, Kenan Ozçelik ve Orhan Guven getirildi. Güven Sigorta TAŞ Genel Müdürlüğü'ne Reşat Erkmen, Çinkur Genel Müdürlüğü'ne Aydın Keskin, Karadeniz Bakır İşletmeleri Genel Müdürluğu'ne Dogan Çeçen, Temsan Genel Müdürlüğü'ne Necdet Akıncıtürk atandılar. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdurlüğü görevine de Büyukelçi Turgut Tülumen atandı. Erken tanı Tümör hücreleri çoğalıp sayılan 1 milyon hucreyi bulursa 1 mm', 1 milyar hücreyi bulursa 1 cmJ büyukluğe ulaşırlar. Bu büyüklükten önce (cilt kanseri dışında) tümörü saptamak zordur. "Klinik öncesi dönem" diye tammlanan bu dönemde yapılan teşhise "erken tanı" adı verilir. Bu dönemde yakalanan kanserde iyileşme oranı yuzde 100'e yakındır. Tümör kitlesinin 1 cm3 doku haline gelebilmesi için, bir kaç tumör tipi hariç 36 yıl süre geçmektedir. Örneğin memesinde Hücre zarı Sitoplazm Ribozom EndoplazmiR' retikulum Kromozom (genler) mRNA amino asitler çekirdek çekirdek zarı golgi ağı mitokondri Normal hücre ile kanser hücresi arasındaki farklar 1VORMAL: Genellikle aynı büyüklük ve boyanma gösteriyorlar. Çekirdekleri aynı büyüklükte ve kromozomları aynı sayıda (48). Görevlerini normal yapıyorlar. Çoğalmalan bir süre sonra duruyor. KAMSER: Genellikle daha büyük ve birbirlerinden farklı büyüklük ve boyama gösteriyorlar. Çekirdeği daha büyük ve koyu boyanmış. DJV.4 'sı (kromozomları) şekilce farklı ve daha fazla sayıda. Fonksiyonel görevi bozulmuş. Çoğalması durmuyor ve bölünme hızlı. Piyasaya sahte nıavi kart kuponu süren 7 kişi yakalandı tstanbul Haber Servisi İstanbul'da sahte mavi kart kuponu basarak piyasaya süren 4'ü İETT görevlisi 7 kişi yakalandı. Olay Mecidiyeköy planktonluğunda sahte kupon satılan gişelerdeki hasılatın düşmesi üzerine ortaya çıkanldı. Soruşturmayı yürüten Mali Polis daha sonra planktonlukta görevli Hasan Karadeniz'in gişesinde 200 adet sahte kupon ve 350 bin lira buldu. Karadeniz'le beraber sahte kuponları piyasaya süren diğer İETT görevlileri Yurdagül Ekinci, Salih Akdeniz ve Mehmet Kurt gözaltuıa alındı. Soruştunna sonunda sahte kuponlann Şişli Gürsel Mahallesi'ndeki bir matbaada basıldığı belirlendi ve matbaa sahibi Orhan Öztürk, Yılmaz Gül ve GUngör Genç piyasaya sürülmeye hazır 6 milyon lira değerinde sahte kupon ve bunlann basımında kullanılan makinelerle ele geçirildiler. Soruşturma sonucu işin, öztürk ve iki arkadaşı tarafından planlandığı anlaşıldı. Sahte kuponlar nedeniyle İETT'nin zararımn 200 milyon lira dolayında olduğu bildirilirken sanıkların 1 ocak 1983 tarihinden beri faaliyette bulunduklan saptandı. Selçuk tJniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Kadayıfçılar: Önceki gün istifa dilekçesini YÖK Başkanhgı'na veren Prof. Dr. Süleyman Kadayıfçılar'ın yerine Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Cin getirildi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Gorevinden istifa eden Konya Selçuk Üniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kadayıfcılar, "YÖK ile aramda üniversite sorunlarına bakış açısından uyumsuzluk çıktı" dedi. Kadayıfçılar'ın yerine Selçuk Üniversitesi Reİctörluğü'ne Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Halil Cin atandı. Buarada Prof. YOK ile rektörlük arasında terslik çıktı Dr. Cin'in atanmasıyla boşalan Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne de ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Pamuk getirildi. YÖK'ün onerdiği adaylar arasında Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından yapılan her iki atama Resmi Gazete'nin dunku sayısında yayınlanarak yürürluğe girdi. Önceki gun istifa dilekçesini YÖK BaşkanüğVna veren Selçuk Üniversitesi eski rektörü Prof. Süleyman Kadayıfçılar, dün bir de basın toplantısı duzenledi. Eski rektör Kadayıfçılar, Cumhuriyet muhabirinin istifasına ilişkin sorusunu yanıtlarken, rektörlükte Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı (YOK) arasında "terslik" ortaya çıktığını belinti. Prof. Kadayıfçılar, iki makam arasında, universite sorunlarına bakış açısındaki uyumsuzluğun, kendi istifası ile sonuçlandığını belirtti. Kadayıfçılar şöyle konuştu: "Rektörlükle YOK Başkanlığı arasında universite sorunlarına bakış açısı yönünden terslik ortaya çıkmıştır. Bu uyumsuzluk sonucunda, YÖK hiyerarşisi gereği benim istifa elmem durumu ortaya çıktı. İstifa amacım YÖK başkanhğının rektorluk makamı ile bundan sonra daha uyumlu bir çahşma yapmasını sağlamaktır."Eski rektör Kadayıfçılar, "YÖK Başkanlığı ile arasındaki uyumsuzluğun hangi noktada çıktığı" yolundaki bir soruya ise "Bu söyledikierim olayı yeteri kadar ortaya koymaktadır" yanıtını verdi. Öte yandan Selçuk Üniversitesi araştırma görevlilerinden Celal Çeşmeci'nin de sözleşmesi uzatılmayarak görevine son verildi. Araştırma görevlisi Celal Çeşmeci Fen ve Edebiyat Fakultesi matematik bölümünde görev yapıyordu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi Veli Şahinkaya da gorevinden istifa etti. îçel Acîlcîler davası: 3 idam, 4 ömürboyu ADANA, (Cumhuriyet Güney İlleri Burosu) Içel bolgesinde 12 Eylül 1980 öncesinde yasadışı örgüt kurarak birçok kişiyi öldürmek, silahlı soygun yapmak ve patlayıcı madde atmak suçundan Adana 2 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılanmakta olan THKPC Acilciler örgütü elemanlanndan 3'u idama mahkum edılirken, 4 sanık yaşamboyu hapse, 7 sanık da çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. THKPC Acilciler örgütü elemanlanndan Mirza Turgut, Erdinç Durgal, Edip Nafile idam cezasına çarptırıldı. Sanıklardan Mehmet An, Salim Turgut, Selman Altınöz, Fatma Yadigâr Nafile omur boyu hapis cezasına mahkum oldu, 7 sanık da çeşitli hapis cezalan aldı. 6 sanık beraat etti. Sanıkların eylemleri arasında Mersin Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Halit Velioğlu ve eşi, Silifke'de başkomiser Natık Karadeniz ve gardiyan MUnir Sunay'ı öldurmeleri de bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle