Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURIYET/5 DWYVASENDA SANAT EDEBİY&T Ölümünün sekseninci yıhnda Çehov'u okumuk Anton Çehov: Butun Oyunlan I / Çevirerv Ataol Behramoğlu / Adam Yayınalık / 205 sayfa. Tek Perdelık Dokuz Oyun / Anton Çehov / Çeviretv Yılmaz Gruda: Bilgi Yayınevi / 173 sayfa. AYŞEGÜL YÜKSEL Dunya tıyatrosunun gelmış geçmış en buyuk ustalanndan Anton Çehov'un oyunlarının buyuk bır bolümü yaz aylarında ıkı ayrı yayınevmce sunuldu okurlara Bılgı Yayınevi, 1966'da "Tek Perdelik Dort Oynn" başhğı altında Yılmaz Gruda'nm çevırısıyle yayımlanmış ve baskısı tukenmış olan kıtaptakı oyunlara ("Tutunun Zararlan", "Ayı" "Bir Evlenme Teklifi", "Sayfiyede Yaz") yıne Gnıda'nın çevırdığı "Dağ Yolunda", "Kugunun Şarlusı", "Tatyana Repina", "Dugun", "Kutlama"nın eklenmesıyle Çehov'un tum kısa oyunlannı "Tek Perdelık Dokuz Oyun" adlı kıtapta topladı Adam Yayıncılık ıse, yazann uzun oyunlarından uçunü, " t v a n o v " , "Van>a Dayı" ve "Vişne Bahçesi"nı "Anton Çehov: Butun Oyunlan 1" başhğıyla Ataol Behramoglu'nun Turkçesınden sunuyor On dokuzuncu yuzyüın ıkıncı yarısı "Rus Ronensansı" olarak nıtelendınlır Bu dönemı, Gogol'den Turgenyev'e, Dostoyevski'den Tolstoy'a, Çehov'dan Gorki'ye dünya yazınımn süreklı gündemınde olan buyuk yazarlar oluşturur Anton Çehov (18601904) dönemın en buyuk tıyatro ozanıdır Oyun yazarlığına 18851890 yılları arasmda yazdığı, "Tek Perdelik Dokuz Oynn" da yer alan kısa farslarla başlamış, aynı dönemde "Ivanov" ve "Orman Cıni" ıle ılk uzun oyun denemelerını vapmış dört başyapıtı " M a r t ı " , "Vanya Dayı", "Uç Kızkardeş" ve "Vişne Bahçesi"nı ıse 18951904 yılları arasmda yazmıştır mış ilk tıyatro yazarıdır Yılmaz Gruda, Çehov'un özgun dıhnden çevırmemış olmasına karşın ozanhk ve tıyatroculuk bınkımının yetkmlığıyle sunuyor dokuz kısa oyunu Gnıda'nın yadırgadığım bırkaç kullammı arasında "Bir Evlenme Teklin"nde çok sık yınelenen "ve daha bir suru..." deyımı var Ingılızcedekı " . . . and all that" ya da Fransızcadakı benzer bır söyleşm karşılığı mı acaba? Bu deyış, Turkçe metın oluşturulurken gereklı görulen anlam değışıklıklerını ıçermekle bırlıkte, sessel benzerlığı surduren, sahnede de daha ıyı değerlendırılebılecek "Daha neler", "Ve daha neler, neler" gıbı çeşıtlemelerle verılseydı daha yerınde olmaz mıydı dıye duşundüm katı bır duzenın tanhsel toplumsal ekonomık zorunluklar doğrultusunda çözulduğü bır dönem yaşanmaktadır Çehov'un Rusyasında Feodal toplumdan endüstn toplumuna çok yavaş, çok duzensız bır yönelmemn yaşandığı, tiırn değerlerın altust olduğu, çok sancılı bır geçış dönemı 1861'dekölehğuıkaldınlmasıyla derebeylerın zayıflayan ekonomık gucu, soylu ınsan nıtebklennın gıtgıde yıtırüışı, toprak ağalarının kentlerde aydın kışı yaşamını seçmış oğullannın ve kızlarının kâhyaların yönetımıne terk ettıklen çıftlıkler Katı sınıflar dugesuun zorunlu toplumsal ekonomık değışımlere bağlı olarak çözulmesıyle tum sımflardan ınsanlar bır "kimlik" bunalınu ıçındedırler Bağımsız lığım değerlendıremerruş köle eskılerının, çaptan duşmuş kontlann, ayağı toprağa basmayan aydınlann, ışçısız ve efendısız kalmış çıftlık kâhyalannm bıreysel aynntı gıbı görünen sorunlan ve sürdurduklen çığnndan çıkmış ılışkıler hep bu "kim oldugunu" ve "ne işe yaradığını" bılememe kaygısından kaynaklanır Çehov ışte " b u kaygıya" yazgıh ınsanların, para sıkıntısı, umutsuz aşk ılışkılerı, kuşak çatışmaları, bozuk ış ılışkılerı, en çok da "gevezelik" bıçımınde yuzeye çıkan konumunu gereksız hiçbır ögeyc ytız vermeden, tıtızlıkle, olanca duyarlığıyla dokur oyunlarına İlkyaz Şıkâyetleri / Edip Cansever / Adam Yayınalık / 72 sayfa REFtK DURBAŞ Edıp Cansever, bır bolümu dergılerde de yayımlanan son urunlennı "İllcvaz Şikâyetçıleri" adlı kıtabında topladı Kıtaba adını veren ılk bolumde 16, Iki Duş Arasında Beklenti adını taşıyan ıkmcı bolumde 9 ve Armalar ust başlıklı uçuncu bolumde ıse 16 kısa şıır yer alıyor Edip Cansever'ın uzun şıırlerı her zaman ılgı çekmıştır Anlamı dızelere yayar Söylemek ıstedıklerını daha net ve açık soylemeve çalışır Gorsel ımgelere daha fazla yer verır İç konuşmalar yardımıyla kendısmı, dolayısıyla "insan"ı ve "yaşam"ı sorgulamanın yollannı arar Nedır şurlennın ortak ozellığı "Huzun mu? Hayır, dalgınlık? Hayır, burukluk? Belki." Konu su ıse, ılkyazdır, ılkyazla ılgılı her şey Saati işlemeyen Duyduk Gördük Kaş'tan iki turisuk öykü ölü bir deniz vaktinin şiirleri lumun uç boyutlu renk ayrımına karşın, ıkıncı bolumde tek renk yansır gıbıdır Yaşanan an, şımdıkı zaman belırler bu rengın aynntılarını da "Bır uzun zamanın elle tutulma vaktı"nın şıırlerı denılebılır mı 1 Ya da "saati işlemeyen olu bir deniz vaktı"nın Belkı Guneyde tatil geçıren yurttaşlanmızın en sona kalanlan da, artık teker teker yaşadıkları kentlere dönmeye başladtlar. Tabii, acı ve de tatlı amlarla. Avukat Can Turker ve eşi de bu "yerlı turıstlerden" ikısı. Ancak Kaşta geçırdıklerı tatıl bu ıkı yurttaştmızjda hıç de ıyı anılar bırakmışa benzemıyor. Dılersenız bir kulak verelım yakınmalarına: "Recep" adlı kebap salonunun kaldınma taşmış dorder kişilik masalarında yemek yiyorduk. Aynı yerde yemek yıyen ikı Amerıkah turiste yapılan azızlik ağzımızı bir karış açık bıraktu Kebapçmın hemen yanındaki halı mağazasının sahibı, ıkı turistin yanına sokulup masadan kalkmaları gerektığmi soyledi. Cerekçesi mağazasının onunu kapatmış olmalarıydu Bu istek de sozde garsondan gelıyordu. Oysa istek sahıbi dıl bttmeyen garson değil, ıyı Ingiüzce konuşan halıcının kendtsiydı. Adamlar dertlermi ne dukkân sahıbine anlatabıldıler, ne de Tiınzm Burosu'na. Masalarmı dışart taşıran kebapçıyla, nalılannı sokağa doken hahcı yuzunden ıkı arada bir derede kalan tunstler yerlerinden kalktılar. Polısı çağıracaklannı soylemelerme rağmen halıcıdan aldıklan karşıhk, "Durma ça ğır>" oldu. Turıstler gıdince de, masaya hahcı, yanındaki yabancı hanım ve iki yabancı turist oturdu. Anlaştlan Kaş'ta herkes aynı 'kap'tan yemek yıyordu. Guney illerımize sefer yapan Uzun şiirin izi Uçuncu bölum Armalar, oz olarak ılk ıkı bölumle butunleşse de yapı olarak ayrılır Sankı ılk ıkı bolumun "dıpnotu"dur "Armalar." Yalın ve duz bır anlatıma ulaşılmıştır Iç konuşmalar aradan çekılmıştır Kuçuk fırça darbelenyle beslenen bır söylem gucu egemendır Bu anlamda da ılk ıkı bolumlerdekı şıırlerden yoğunluk bakımından daha alt duzeydedır "Armalar." Daha sığ, saydam bır dennhkten ses venrler Şıınn boyu kısaldıkça anlatmak ıstedığı de kısalmış gıbıdır Söz şııre dar gelmıştır sankı Butun bunlann dışında bence "Ükyaz Şıkâvetçileri"nde ıkı şur var "Duşgıllerden Bir Geçit Toreni" ve "Başka Ne Olan." Bır anlamda Edip Cansever'ın söylemek ıstedıklennın bır özetı tmge yoğunluğuyla olsun, yapı olarak olsun değışık ve çarpıcı "Duşgıllerden bir şiir şoleni." Tek tek bağımsız görunse de Edip Cansever bır uzun şıınn ızını suruyor Ozellıkle ılk ıkı bolumde Anlamı on planda tutup, anlatımcı bır teknığı yeğlemış bu yuzden de Bu vüzden de hemen ılk okuyuşta kendılennı ele veren şıırler değıl "İlkyaz Şikâyetçıleri." Bır daha, bır daha okumayı gerektırıyor. Tadına hemen varılamayan, ama okundukça yenı tadlar alınan şıırler unlu bır otobus firmasının Kaştaki acentesi, Antalya Istanbul otobus biletimızin parası olan 5000 lirayı peşin aldığı halde, uç gunun sonunda büetlerı sağlayamadı. Acentenin sahibi olan Te\fîk adlı kışı, hiçbir çıkan olmadığı halde bir kamu hizmeti görduğunü söyleyerek, bilet bulunursa gidebıleceğimızı belirtti. Lç gun once verdığimız 5000 lirayı da lade etmeyeceğini, dilediğimız yere başvurabıleceğımizı "çok nazik" bır bıçımde belirttl Bunun uzenne polıse basvurduk ve soz konusu kışının daha once de benzerı bıçımde davrandığını oğrendık. Polısle bırlıkte karşısma çıktığımızda "çok nazık" konuşmasını surdurdu. Ancak ıfadeler alınıp geceyı nezarethanede geçıreceğım anlayuıca tavn değıştı. Paramızı geri verdi. Biletlertmızı sağladığımız ikincı bır firmanın bızden 4600 lıra alması sonucu, Bay Te\fıkin 'amme' hızmetinı 400 lıra karşüığında yapmıs olduğunu da oğrendik. Beyoğlu şenlenhvr Bir yalnızlık tadı Ilk bolumdekı şıırler bu anlamda bır burukluk tadını bu yuzden mı taşıyorlar denılebılır Belkı bır yalnızlık tadı da Geçmış, gelecek ve şımdı, yaşanan an ıçıçe bır ilkyaz çeşıtlemesıyle sorular sorar "Yanıt mı, sonılardan başka bir şey değil"dır oysa Sorulann altı kazındığında ölüm gelır gundeme, bır de yalnızlık ve dayanılmaz can sıkın tısı Hepsının yanı başında da "zaman" gelır Bır başka, bır başka yaşamla örtulen yaşam Bunun ıçın "butun zamanlar bıtmıştır" ve "Ölusu kalmıştır boşluğun " Ikıncı bölum bır başka ad taşısa da gerek yapı gerekse söylem olarak bınncı bölumden pek farklılık göstermez Anlam yıne dızelere yayılmıştır Görsel ımgeler burada da yoğundur Iç konuşma yöntemı yıne egemendır Tek aynm belkı geçmışe daha az dönuk olmasıdır Ilk bo Bozuk düzen, hastayn da yunsıyor Geçenlerde Çapa 1\p Fakultesı Psıkıvatri KliniğVne gelen genç bir hasta, doktorlann sabah vizitesinde olmalan nedenıyle beklemekten hayli yılmıştu Kondorun bir ucundan obur ucuna, hızlı adımlarla bır gidip bır gelıyordu. Bu arada da sık sık danışmaya başvuruyor, sınırlı davranışlarla daha kaç saat bekleyeceğıni soruyordu. Aradan uzun bır sure geçtıkten sonra doktorlar merdıven başında gozuktuler. Onun beklediğı doktor da odasma doğru gıdiyordu. Bu psıkıyatrıst doktor kapıyı açıp odasma girerken, genç hasta arkasından da içeri daldı. Ve anı bır hareketle doktor ıkı yakasma yapısıp bağırmaya başladı: "Ne olacak bu ulkenin halı!.. Soyleyin, ne olacak? Hastane sistemımiz bozuk!.. Hapishane sistemimız bozuk!.. Ekonomık sistemımiz bozuk!.. Eğitım sistemımiz bozuk!.. Trafik sistemımiz bozuk!.. Futbol sistemimız bozuk!.. Doktor bu fevrı davranışta bulunan hastayı once hayretle dınledı, sonra yakasmı kurtanp zıle bastt. Hemen iki hastabakıcı ıçerı gırdi. Doktor hasta v a bakarak: "Smır sıstemınız saydıklannızdan çok daha bozuk," dedL Ve hastabakıcılara hastayı koğuşa goturmelerı ıçın başıyla ışaret ettı. Çehov'un senfonileri Çehov, uçü de Behramoğlu'nun çevırısıyle Adam Yayınalık tarafuıdan yayımlanan dört per Acı çekerek geçmişle hesaplaşmak Çehov, bu çok konuşan, az dınleyen, her bırı kendı yalnızlığına saplanmış, ıletışımsız, eylemsız, ınançsız, umutsuz kışılen gündelık yaşamlarınm olağan aynntılan içınde sergılerken acımasızca eleştıreldır " . . . Sizlerin tumunu, bugun yaşamakta olanlannızı ve daha once yaşamış olan atalannızı, canlı ınsanların mulkıyetıne sahip olmak çarpıklaştırdı. . Sadece felsefe >apı>or, tasadan yakınıyor, ya da kafayı çekip duruyonız. Çok açık bir şe> ki, bugunu >aşamak içın once geçmışın kefareunı odememız, onun hesabını gormemiz gerekir." delık uzun oyunlannda (pek yakışan deyımle "senfonılennde") ıse, tek perdelık oyunlaruıda surdurduğü ozellıklere bağlı kalmakla bırlıkte, özde ve bıçımde yenı, çetın bır deneme ıçındedır Artık aradığı, toplumsalbıreysel açıdan ıç tutarlıhğı olan acınasıgülünç kışüer, buruk bır tat \eren ınsan durumlan ve olaylar değıldır yalnızca Çehov, kışılen ve olaylan bıçımlendıren, ama hep onlann ötesmde ve ustunde bır varlığı surduren genel gerçeğı tum devınımıyle yakalayıp sahnede yansıtma çabasındadır Yansıtmak ıstedığı, Çarhk Rusyasının yuzyıllarca surmuş toplumsal ekonomık ekınsel oluşumunun ve değışımının on dokuzuncu yuzyılın ıkıncı yarısında yansıyan tarıhsel gerçeğıdır ('Vişne Bahçesi", IV Perde) Ancak, onlara karşı sevecendır de, çunku bu gundem dışı kalmış ınsanlar yalnızca değışım eşığındekı toplumlann değıl, tum ınsanhğın yenı bır yuzyıla geçışının de sancısını yaşarlar içınde yaşadıkları köhne yuzyılın hurdaya çıkmış mallandır onlar, sessızce yok oluşlarına ağıt yakarlar Gelecek yuzyılda yaşayacak ınsanların mutluluğu adına tek yapabıleceklerı ıse "geçmiş"le "acı cekerek" hesaplaşmak, gelecektekı ınsanlar adına "olaganustu, surekli bir emek" koymaktır ortaya Ancak, oyun kışılennın çoğu Çehov'un bu önerısıne katılacak gucü bulamaz A a çekmekle yetınırler.. Çehov'un gulünç buruk kışılen yuz yıl öncesınde kaldı Ama ınsanlık bugun de " k i m " olduğunu, "ne için var oldugunu" bılemedığı kımı toplumsal ortamlarda aynı bunalımı, aynı amaçsızhğı, umutsuzluğu yasıyor Çehov ölümünün seksenıncı yıhnda yıne gundemde Çehov tıyatrosu, geleneksel tıyatro kurallannı altüst eden bıçımıyle, söz sessızlık, hareket eylemsızlık, devınım durağanlık oğelennın ıç ıçe örulmesıyle oluşan kendıne özgu uyumu ve ezgılerıyle, oyun kışılennın karmaşık yalın sevılesı yenlesı acınası gulunç yapısıyla, baş edılmesı guç bır çetın cevız, olanca şurıyle başka bır dıle aktarılması da amansız bır çaba gerektınyor Oyunlan Rusçadan çe\ıren ozan Ataol Behramoğlu"nun gerek tıyatro dılı, gerek Turkçe kullanımı, gerek Çehov tıyatrosunun şıırını dılımızde kotarma yolunda yetkın bır çahşma ger çekleştırdığını goruyoruz BehramogJu'nun çevınlen, hele yuksek sesle okunduğunda (tıyatro çevırısının temel amacı da bu) büyuk bır tat verıyor Tıyatro okunmaz, sahnede ızlenır, dıye duşunur kımı okurlar Katılmadığım bır yargı Tıyatro her şeyden önce bır yazın turudur ve yazannın ehnden uygulayıcının yaratımına sunulsa da kendı içınde butunleşmış bır yapıt olarak çıkar Bu nedenle de her şeyden önce "metin" bıçımındeyken okunup değerlendırılmesı zorunludur Hele Shakespeare gıbı Çehov gıbı sahnedekı yorumlarına ıhşkın tum so runların çözulemedığı buyuk yazarlann oyunlan Geçenlerde TV'de ızledığımız, genelde basarılı bır yapım olan Sidney Lumet'ın "Martı"sının bıle behrlı sahnelerde Çehov'u dıle getırmekten uzak kaldığı duşunulunce, Çehov'u " o k u m a " yolunda daha çok çabalar harcanması gerektığı çıkıyor ortaya Çehov tıyatrosunu Turk oku runa başanh çevınlerle sunan ıkı kıtabın "okunması" hem bu yönden gereklı hem de verdığı buytık okuma keyfı nedenıyle Istanbul'un alışvenş merkezlerının ve gece yaşamının yoğunlastığı tanhi Istiklal Caddesı, son gunlerde ayık gozlerle de hoş gorunmeye başladı. Yılların ve oto egzozlanmn eskıttığı binalar yeniden ele alınıp aslına bağlı kalınarak onarımdan geçıriliyor. Tabıi dort yanmızı saran ınsan selınde kafanızı yukarı kaldırabilirsenız goruyonunuz bunlan. Bazı bankalann başlattığı yenileme çalışmalarına unlu gıyım kuruluşları da katılmaya başladı. Oncekı yıl Istıklal Caddesı uzerindekt satış mağazasını çıçeklerle susleyen Vakko'nun ardından, Beymen de bu akıma katılarak ıkı aydır kapalı bulunan mağazasını yepyenı bır tasarımla ele alarak duzenledt Yılın moda gıysılennm sunulduğu ı ıtrınler, onlerinden geçenlerm ılgısinı topluyor. Gıyım modasıyla bırlıkte vitnnlerde de gorulen beyazlık İstıklal Caddesı 'ne şımdıden yenı bır hava kazandırmış denılebılır. HAYVANLAR 4 Efc^M KORUMA ISMAIL GULGEÇ BUSUN Rus insanına eleştirel bakıç Çehov kısa oyunlannda, kışılığı Çarlık Rusyası'nın tarıhsel toplumsal ekonomık koşullan içınde belırlenmış Rus ınsanının duygu, duşunce ve davranışlanm hem gülunçleştırıcı, hem de buruk bır yaklaşımla yansıtır Tersuüeyıcı (ıronık) bır bakış açısından yakalanmış, yalın ama çarpıcı durumlar Ustune kurulmuştur oyunlar Kışüer ve durumlar ekonomık bır bıçımde çızılmıştır. Söyleşımler alabıldığıne gerçekçı, alabıldığıne canlıdır Kışılerın ıyıkötu, sevımlısevımsız, acınasıgulunç özellıklen ıçıçe verılır Çehov, Rus insanına özgü olanlarla bırlıkte toplum yaşamının yer yer çarpıttığı ınsan yaradılışının genel özellıklennı de eleştırel bır bakış açısıyla verır Dokuz oyundan hangısıne bakarsanız bakın, bugun de yaşanmakta olan ınsanlık guldurusunden sıze çok tanıdık gelen bır dolu ılışkı, durum, kaygı ve özlem bulursunuz Çehov, yınmncı yuzyılın urunu "uyumsuz tiyatr o " turunde yazmasa da, toplu ınsan yaşamındakı ılışkılerın, konuşmalann, duygu ve duşuncelenn "uyumsuz"unu yakala Yayın Raporu YAŞAMIN UCUNA YOLCULÜK Yazan: Tezer Ozlu / 172 sayfa / Ada Yayınlan Bır suredır yurt dışında yaşayan Tezer Ozlu'nun, once Almanca kaleme aldığı ve 1983 Marburg Ödulu'nu alan kıtabı, "Yaşamın Ucuna Yolculuk" Turkçede çıktı Hayran olduğu uç unlu yazarın, "Italo Svevo^ nun, Franz Kafka'nın ve Cesare Pavese'nın yaşadıkları kentlerde ve gömulu olduklan mezarlıklarda ızını suren Ozlu, bu gezı su resınce yaşadıklanm da kâğıda dökuyor tllkemızde benzenne pek raslanmayan çok ılgınç bır yazann okunması gereken ılgınç kıtabı HAYV«!NIAR.ı GuMU CHAN TLJR4I OUPU&UNU PÛ$uNER6K *t»MZDfc B U U A IMNG BIR TURUN, OKTA PİRETK İNS^I NESL.NıN ~TU*CENME*CTE OLDU6UNU GoRuVORUZ BOU BU uN |Cj*ZlKJANAN l«CO«UNfvl<âĞINI < S ED.LVtES.Nı R.CAEPER.Z ISTE OF1TA KİM KİME DUM DUMA o\maaı funm svrmmâo bmkmm senı BEHK IK BAY ALKOLSUZ GUNLER Yazan: Halit Çapın / 232 sayfa / Milliyet Ya>ınlan Halit Çapın'ın alkole karşı verdığı savaşımı dıle getıren ve bu savaşımı nasıl zaferle sonuçlandırdığını anlatan "Bay AJkolu Takdımimdir" buyuk ılgı gordu Aynı konuyu ışleyen bır TV dızısı de gerçekleştırılecek Çapın, bu kez de "Bay Alkolsuz Geçen Gunler"le, yıllar boyu voldaşlık ettığı "Bay Alkol"den kurtulduktan sonra neler yaptığmı, uretkenlığını nasıl yenıden kazandığını anlatıyor Ve de bu uretkenlığın orneklerıne, çalıştığı Milliyet gazetesınde bırbın ardına yayımladığı röportajlara ve dızı yazılara kıtabında yer verıyor HÖCA NASRETTIN VE ÇOMLZLERI Vazan* Rıfat Ilgaz / Çınar Yayınlan Gulduru Serısı / 137 sa\fa. Rıfat Ilgaz, bu yenı kıtabında, gulmece geneleğımızın temel taş larından Nasrettın Hoca'yı bır uzun ovku serçevesınde sunuyur okurlara "Hoca Nasrettın ve Çomezlen", bır yanıvla da, çag daş gulmece edebıvatımızın us talarından Rıfat Ilgaz'ın gele neksel gulmece edebıyatımızı ne denh derınlemesıne kavradıgını gozler onune senvor ÇAĞDAŞ AVUSTURYA OYKLLERI Hazırlayan: Şârâ Sayın / 192 sayfa / Ada Yayınlan Ulkemızde çok az bılınen bır cdebnat Avusturya edebıyaiı Bu avidan bakıldığında, Şârâ Sa>ın'ın hazırladığı seçkı bu>uk onem kazanıvor Sa\ın, kıtaba vazdığı onsozde, seçtığı oykule rın voğunun kısa bırer roman bolumu oluşturduğunu, ancak bunlann herbırının bağımsı/ bır kı<no>kuolduğundvurguluvor Seçkıde >er alan >azarlardan V lıas Canetlı, Frıtz Habeck, Peter Handke, Thomas Bernhard Turk okurunun vakından ya da uzaktan tanıdığı vazarlar Ama ozellıkle Jakov Lınd ve genı, \aşta, dramatık bnrimde olen kadın ya?ar Ingeborg Bachmann'a dıkkaı Geçiş toplumunda kimlik bunalınu Gucunu katı bır sınıflar dızge sınde, usttekılenn alttakılere tumuyle egemen olmasından alan K1T\P KL U'BIPNDE 6 Eylul 1984 1 Ekim 1984 (DenemeİncelemeBelgeAnı) Sıra: Kod: 1 027.034 2 022.133 3 4 5 6 7 130.196 027.015 024.002 027.017 004.017 Kitabm 4dı: Duşunuyorum Öyleyse Vurun Sosyal Demokrasi \edir Ne Değildir Ozgurluk (Ortak Kitap1) Ben Ataturkçu Değilım Cumhuriyet Yıllık '84 Soylev 24 Ocak Uygulamatarı ve Bazı Gerçekler Iktısatta Doğnılar ve Yanlışlar Kim Korkar Matematıkten Cumhuriyet Yılhk '83 AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI Yazarv tlhan Selçuk tsmail Cem Nadır Nadi M.KMaturk A.Başer Kafaoğlu A.Başer Kafaoğlu N. Tepedelenlıoğlu TARİHTE BUGUN wıMTAZ ARIKA V 4 Ekım İ896 'DA 8UGÜU UfJUIS/MEMA OYUMCUSU VE YONETUENI BUSTBR KEATOU, KAMSAS'TA(ABD') DOĞPÜ. SAMATÇl BıR AıUN'H ÇOCUGUYÛU V£ PA HA KUÇUK YAŞTAYKEM SAHNEYB ÇlKMAYA BAŞLIYACAKT1 KEATOM, StNEMAOA, SESStZ DEVHM UULULEGIND&N MAOC SENNET VEF#TTY AR8UCKLE ILE BıR SUGE ÇAUŞACAiC,OAHA SOHTEK BA%tNA YOMETECBK l/EOYMt>ACAICriR SEYIRC/SIMH "MALBK* ADIVLA TAUİYACAĞI SU HUZUMLU YUZLU "GULMEYEN* SULDURÛ USmSI, YILLAR SONRA fÖYLB OiYECBKTIR "FATTy AKBUOCU &ı8l &A2! GULÛUKU OYUNCULıORf, SEYIKCiYE KAT1UPGUL£KL££.&* YE£O£N SONRA,SEYlRCI ONLARI CtDO'Y£ALAAAZ O*SA BEA1 OPCH*£ KOMEDYEN 8 004.023 9 017.001 10 024.001 VIDEDTtİOUE YEDİNCİ SANAT VİDEODA Dl'NN \ SİNEMAS1MN SFCkİN ÖRNEKI.ERİ B h k C nl t h n i nl«r>. K dık M kı h W K . Ir \Nk. SIMR1.I S\YID\ HAVİLİM.KR VERİI FCERTİR !> S.A S 50 YIL ÖNCE Cunıhurifet 4 Ekim ım hazır bulunmuşlardır B M Meclısı Reısı Kâzım, Muhtervm Takdım nıerasımtnı muteakıp Başvekıl Ismet Paşalar misafirlerimiz Reısıcumhur Hazretlerıle Hazeratı, Harıcıye Vekılı Prens ve Prensesler Hazeratı Tevfık Ruştu, Rıyasetıcumhur dün Ankam'yu ıhtıram merasımı ıfa eden bmumî kâltp vekılı Hasan askerî kıt'anm onunden Rıza, başvaverlerı Celâl, vardılar geçmışler bu sırada mızıka muhafız alavı kumandanı Ankara 3 (Hususî) Reısıcumhur Hazretlerının bu\uk mısafırlen Isveç Velıahtı Prens Gustav Adolf Hz ıle zevcesı Prenses Luız ve kenmesı Prenses Ingrıt Hazeratı hususî trenle bugun saat 10 u 45 geçe An. caraya gelmışlerdır Prens ve Prensesler Hazeraıı ıstasyonda refakatlerınde îsmaıl Hakkı Bevler bulunduğu halde Reısıcumhur Hazretlen tarafından karşılanmışlardır Istıkba! merasımınde Valı ve Beledıye reısı Sevzaı, Hantıve Vekâletı umuml kâtıbı Suman Rıfat, Protokol şefı Şevket Fuat Beilerle Ankara me\kt ve merkez kumandanları ve Emntyet muduru Salıh Bey de Isveç ve Turk marşlarını çalmıştır Istasyon bınasmdan çıkarak otomobıllenne bınerlerken ıstasvon dışında \er almış olan mektepltlerle kalabalık bır halk kutlesı Velıaht ve Prensesler Hazeratını surekli alkışlarla karşılıimışlar, bır suvarı kıt'ası da selâm durmustur 19341984 Reısıcumhur Hazretlen buvuk konuklarını otele goturdukten sonra Çankava'va avdet buyurmuşlardır Prens Gustav Adolf Hazretlen oğleden ev\el Çankava koşkune gıderek Gazı Hazretlerıne ladeı zıyarette bulunmuşlardır hUUKlHVECİ \. İHS\\ Turk u ı ı ı ı ı ı ı l uı r dilinin, w uyak(kafıye) > ^ a nevzat erkmen sözlüğü 500 ıral K posta pulu ya da posta navalesı • gondennız 6 ve daia roh sıparsleroe %25 nd m uygulan r M r a t Ertmen PK. 7 Imat, lıtMkal