Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 4. ULUSAL KARDtYOLOjt KONGRESt: Sahibi C umhurisel Matbaacılık \e Gazetecilik Turk Anonım Şirketi adına Nadir Nadi, 0 Genel Ya>ın Muduru: Ha.an Cemal, Mııesse^e Muduru: Emine Lşaklıgil, Yazı Hlen Muduru: Oka> Gönensin. 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçın Rajer. Sa>fa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar. Temtılaler: ANKARA: Yalçın Dogan. I/MIK. llikmcl Çefinkaya. ADAN1A: Mehmet Mercan, 0 ServıS Şeflerr Nt.ınbul Hahcrlorı: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı. hkonomi Osman l laj>a>, Kııluır: \>dın Kmeç. \lagazin: Yalçın Pek^en, Spor Danışmam. Abdulkadir ^ ucelman. Duzeltme: Refik Durbaş, Araitırma: Şahin Alpay, hSendika: Şukran Kelenci. Burolur • \nkara: 7ı\a Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No. 19/4 Tel: 3311414', • İzmir: Haht Zı\a BuKan No: 65. 3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kaı 3. Tel: 1455019731 £ Basuıı ve Yayan: Cumhuri\e( Matbaacılık \e Gazetecilik T.A Ş. Turk Ocaeı Cad. 39/41, Cağaloğlu, İst. PK: 246lst. Tsl: 526 10 00 (9 hat) Telex 22246 TAKVİM 11 EKİM 1984 İmsak: 5.39 Guneş: 7.03 öğle: 12.56 Ikindi: 16.04 Akşam: 18.38 Yatsı: 19.57 Yüksek tansiyon ölümcül kalp hastahğına neden oluyor Doç. CANBERK'EN TEBLİĞİNDEN Yüksek tansiyona 40 yaşındaki kadınlarda erkeklerden daha çok rastlanıyor. Ailesinde yüksek tansiyon olan kişiler kendilerine çok dikkat etmeli, sigara, alkol ve aşırı beslenmeden kaçınmalıdır. Stresten kaynaklanan kalp hastalıkian, en çok işadamı, maliyeci, avukaî, doktor ve gazetecilerde görülüyor. ASUMAN AVAR İZMİR İstanbul Tıp Fakültesi Hipertansiyon Polikliniği'nde gerçekleştirilen bir araştırma sonucu ülkemizde hipertansiyonun (yüksek tansiyon) kadınlarda daha sık görüldüğü ortaya çıkanldı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aykan Canberk, ülkemizde her beş kişiden birinde yüksek tansiyon görüldüğünü belirterek, "Kalp hastalıklannın nedeni büyük oranda yüksek tansiyondur ve kalp haslalıklarından öliimde yüksek tansiyon başta gelmektedir" dedi. IV. Ulusal Kardiyoloji Kongresi'ne bir tebliğ sunan İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aykan Canberk, hipertansiyon polikliniğinde 1500 hasta üzerinde yapılan incelemelerde, kadın hastalann yüzde 70'inde hipertansiyon bulunduğunu, erkeklerde ise bu oranın yüzde 30 olduğunu söyledi. 1500 kişilik hasta grubunda yüzde 60 oranında "ailevi istidat" bulunmasının çok ilginç olduğunu belirten Canberk, şöyle konuştu: "Bu rakam çok büyüktür. Ailesinde yiikıek lansiyon olan kişilerin kendilerine çok dikkat etmeleri, sigara, alkol, aşın beslenme gibi risk faktörlerinden kaçınmalan gerekmektedir." MENAPOZ DÖNEMİNE DİKKAT lnceleme yapılan grupta 40 yaşına kadar kadın ve erkeklerde hipertansiyon görülme sıklığının eşit olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Aykan Canberk, 40 yaşından itibaren, yani menapoz çağmdan itibaren kadınlarda hipertansiyon görülme sıklığının Uç katına çıktığını söyledi. Bunun, menapozun hipertansiyonu ağırlaştırabildiğini gösterdiğini vurgulayan Canberk, kadınlarda hipertansiyonun sık görülmesinin nedenlerini şöyle sıraladı: "40 yaşından sonra bu inceledigirniz grupta kadınlarda aşırı kilo alımı gözlendi. Bunun yanı sıra özellikle ev kadınlarının evde içe kapanmaları, hareketsizlikleri, yaşantılarının monotonluğu ve beslenmelerinin kötü olması diger nedenler olmaktadır." ZEYTtN VE TANSİYON Tedavi edilmediği takdirde hipertansiyonun beyin, göz ve kalbi hedef aldığını hatırlatan Doç. Dr. Aykan Canberk, kırsal yöreden özellikle zeytin bölgelerinden hipertansiyon görülen hastaların daha çok geldiğini söyledi. Yüksek tansiyona bağlı kalp hastalıklannın en çok görülen kalp hastalıkian olduğuna değinen Doç. Canberk, "Romatizmal kalp hastalıkian ve koroner kalp hastalıkian da en çok görülen kalp hastalıklarıdır" biçiminde konuştu. Büyük ölçüde stresten kaynaklanan kalp hastalıklannın en çok işadamı, maliyeci, avukat, doktor ve gazetecilerde görüldüğünü öne süren Doç. Canberk, "Kalp hastalıklannın nedeni büyük oranda yüksek tansiyondur ve kalp hastalıklarındanolumde >üksektansiyondan kaynaklanan kalp hastalıkian başta gelmektedir" dedi. GRİP VE SPORCU Kongrenin öğleden sonraki bölümünde kalp ve spor konusunda tebliğ sunan Mithat Özer, sporda ani ölümlerin kaynağının, grip hastalığı geçirirken kalp kasında iltihaplanmalar (miyokardid) oluşan kişilerin bilgisizce hızlı tempoda spor yapmaya devam etmeleri olduğunu belirterek şunları söyledi: "Her grip hastalığı geçiren sporcunun spora tekrar başlamadan evvel iyi bir muayeneden geçirilmesi gerekmektedir.'' Kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin salonda kürek çekme, koşma, ip atlama, yürüme, jogging, bisiklete binme, tenis ve hentbol gibi sporları haftada 35 gün ve her seferinde 15 ila 60 dakika arasında yapması gerektiğini söyleyen Mithat Özer, "Bu tur sporlar büyük kas kitlelerini çalıştırmak suretivle arteryel kan basıncının ve kalp atım sayısının daha dengeli olmasını sağlar" dedi. Sporun bazı kalp hastahklannın rehabilitasyonunda yirmi yıldan bu yana kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Fikret Durusoy ise, kalp ve spor konusunda şöyle konuştu: "Devamlı spor yapan kişilerdekalbin büvüdüğü gözeçarpıyordu. Ancak bu büyümenin sağlıklı bir büyüme olduğu kanıtlandı. Gerek radyolojik gerek elektrokardiyografik tnetotlar ve gerekse ekokardiyografi dedigimiz metot yardımıyla sporcu kalbindeki bu büyümenin hastalıklı büyüme olmadıgı saptandı." Die Zeit dergisinin yorumuna göre, Yeşiller son zamanlarda F.Alman siyaset hayatında "rahatsızlık yaratan faktör olmaktan çıkıp, iktidara ortak olma yolundaki bir parti"ye dönüştü. Sosyal bilimci HansJoachim Veen 'in yaptığı araştırmaya göre, Yeşiller'in seçmenleri genelükle Sosyal Demokratlara sempati duyanlar arasmdan çıkıyor. Dış Haberler Servisi Yıllardır her yerel seçimde daha da güçlendikleri ortaya çıktığı halde Federal Almanya'nın " afacan" Partisi Yeşiller'in uzun ömürlü olmayacağı ileri sürülüp duruyordu. Yeşiller mart 1983'teki genel seçimlerde ülke capında yüzde 5 barajını aşıp Federal Meclis'e girmeyi başardıklarında, geleneksel partilerin yöneticileri bu acemi radikal politikacıların ya günlük politika MECLİSTE GÖSTERİ Yeşiller, Federal Meclise girdiklerinden be içinde boğulup sıradan politikacılar haline geleceklerini, ya da ri pankartlarla yapılan gösterilerin yeri sadece sokak olmaktan çıkhırçınlaşarak etkisizleşeceklerini tı. Bu defa Nikaragua söz konusu. Pankartta şöyle yazılı: "Saytn Kohl; ABD 'yi Nikaragua 'da desteklemek, Gerhard Pflaum 'un ölü düşünmüştü. Oysa şimdi geleneksel partilemünde suç ortakhğıdır. "Pflaum, Sikaragua'da doktorluk yaparrin politikacıları görüyorlar ki, ken, karşıdevrimci kuvvetler tarafından öldürülmüştü. F.Almanyada Ifeşîller kendini kabul ettirdî larda Federal Alman siyaset hayatında "Rahatsızlık yaratan faktör olmaktan çıkıp, iktidara ortak olma yolundaki bir parti"ye dönüştü. Yeşiller'in önem kazanmasınm nedeni, giderek daha fazla yerel seçimde ne Hıristiyan Demokratların ne Sosyal Demokratların tek başlanna iktidar çoğunluğunu elde edememeleri, ortahktaki tek geleneksel "anahtar parti" olarak Hür Demokratların ise yok olma tehlikesi ile kzır şı karşıya bulunmaları. Bu nedenle büyük bir ihtimalle 1987 ya da 1991'de Yeşiller iki büyük siyasi partiden birinin iktidara gelmesini sağlayabilecek tek koalisyon ortaeı durumuna yükselecek. Yeşiller'e kim oy veriyor? ÇİÇEKLER ARASINDA YeşUJer'le birlikte parlamentoda hırkaü, blucinli gençler masalanndaki saksılarda çiçek yetiştirir oldu. Fotoğraftaki Bayan Yeşil, partinin tümüyle kadınlardart oluşan Yönetim Kurulu 'nun bir numaralt sözcüsü. Yeşiller geleneksel partilere ayak uydurmadaa günlük politika yapma yeteneğine sahip. Kendi içlerinde milletvekillerinin iki yılda bir istifa edip yerlerine başkalarının geçmesi (rotasyon) ilkesinden ve Sosyal Demokratlarla ittifak sorunundan doğan gürültülü patırtılı tartışma da bu durumu değiştirmiyor. "Die Zeit" dergisinin yorumuna göre Yeşiller son zamanHıristiyan Demokrat çizgideki Konrad Adenauer Vakfı adına bir araştırma yapan sosyal bilimci HansJoachim Veen, geleneksel parti politikacılannın çoğunun henüz kabul edemediği bazı sonuçlara varıyor. Yeşiller'in seçmenleri genellikle Sosyal Demokratlara sempati duyanlar arasından çıkıyor. Özellikle iyi eğitimli, orta sınıf kökenli olan bu seçmenler maddi çıkarların ötesine giden hedefler peşinde. Aynca bu seçmenler arasında Yeşiller'i sürekli olarak desteklemekte kararlı kesim giderek artıyor. Veen, bu seçmenlerin "sol" ve "sağ" görüşte olmaktan çok sosyal sınıflannın özelliklerine göre davrandığını iddia ediyor. İspanya'da "sosyal barış" imzalandı NİLGÜN CERRAHOĞLU MADRİD Taraflannı hükümet, tşverenler örgütü (CEOE) ve Sosyalist lşçi Sendikası (UGT)nin oluşturduğu "sosyal banş", önceki gün Madrid'de imzalandı. Başbakan Feüpe Gonzalez'in haziran ayından beri gerçekleştirmeye çalıştığı ve bu uğurda tüm prestijini de anlasma masasının üstüne koyduğu sosyal banşı, Komünist lşçi Sendikası (CCOO) şiddetle eleştirerek imzalamadı. öte yandan Komünist Parti Genel Sekreteri Gerardo tglesias da.bu anlaşmayi"hükümerjn pantolonlaruıı aşağıya indirmesi" olarak tanımladı. Her şeye rağmen söz konusu anlaşma 1986 yılının sonuna, bir başka deyişle Feüpe Gonzalez hükümetinin seçim dönemi sona erene dek geçerli olacak. Yeni iş alanlan yaratmak, imzalanan sosyal ve ekonomik banşın ilk önceliklerini oluşturuyor. Nitekim Batı'da işsizliğin en yüksek olduğu ülke haline gelen tspanya'da, hükümet, işbaşında olduğu iki yıldan beri en çok bu konuda zorlanıyor. Hızla artmaya devam eden işsizlik karşısında sosyalist hükümet, şimdiye dek etkisiz kalmış durumda. Sosyalistler, halen, kendilerini işbaşına getiren programın, en göz kamaştıncı vaatlerinden birini oluşturan yılda 200.000 yeni iş yaratmak amacından çok uzakta bulunuyorlar. HÜKÜMET TAVtZ VERDİ Bu sosyal banşı gerçekleştirebilmek için, hükümet bazı tavizler vermek zonında kaldı. Bu tavizlerden en öncmlisi, planlanan mali reformdan şinıdilik vazgeçilmesiydi. Hükümet bu banşı imzalamakla, yeni iş alanlan yaratmak ümidiyle, yatırımları teşvik edici bir çerçeve hazırlamaya yöneldi. Sosyal banş karşıhğında Sosyalist lşçi Sendikası (UGT) işçilerin alımı gücünu sabit kılacak ekonomik projeksiyonlan kabul etti. Bu projeksiyonlara göre, ücret arttşlan yüzde 5.5 ile 7.5 arasında sınırlanıyordu. önümüzdeki iki yıl için enflasyon hedefı ise 7 idi. Sosyal anlaşmanın ımzalanmasma en büyük engel, işgücü piyasasında "esnekligin" yoksunluğundan kaynaklanıyordu. Sendika sözcüleri belli bir Hükümet, İşverenler Örgütü ve Sosyalist lşçi Sendikası arasında imzalanan sosyal banşın ilk amacı, yeni iş alanlan yaratmak. Anlaşmayı imzalamayan Komünist îşçi Sendikası, bunu "lşçi sınıfı için tarihi bir yenilgi" olarak nitelendirdi. Sosyal banşı gerçekleştirebilmek için hükümet bazı tavizler vermek zorunda kaldı. Bu tavizlerden en önemlisi, planlanan mali reformdan şimdilik vazgeçilmesiydi Sosyalist îşçi Sendikası ise, ücret artışlarının yüzde 5,5 ile 7,5 arasında sınırlandırılmasını kabul etti. tazminat ödenmeden işçinin işine son verümesi yolunda yapılan önerileri şiddetle reddetti. Varılan anlaşmaya göre, işçinin işten çıkarılması, tspanya'nın kısa süre içinde katılacağı AET'de geçerli olan düzenlemelere tabi olacaktı. Bu perspektif içinde, İspanya'daki düzenlemelerin 6 ayhk bir dönem zarfında AET düzenlemelerine uydurulması gerekiyordu. Oğrencilerde yeni bir hastalık: YOK tedirginliği Ege Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ahmet Çelikkol, "Yeni sınav yönetmeliği öğrencileri büyük bir güvensizlik ortamına itti. Ders çalışamama, sıkınlı gibi rahatsızhklarla psikiyatri bölümüne başvuranların sayısı birkaç kat arttı" dedi İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyaıri Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ahmet Çelikkol, yeni Sınav Yönetmeliği'nin öğrencileri büyük bir güvensizlik ortamına ittiğini belirterek, "Ögrendlerde YÖK tedirginliği var. Gerçekten psikolojik rahatsızlığı olan ve öğrenimine rapor alarak bir yıl ara vermek isteyen öğrencilerin sayısı son iki yıldır birkaç kat arttı" dedi. Okuldan atılma korkusunun "Damokles'in kılıcı" gibi öğrencilerin başının üzerinde sallandığını savunan Doç. Dr. Ahmet Çelikkol, bu duruma "YÖK tedirginliği" adım verdiklerini söyledi. "Rahatsızım, derslerime devam edecek halim yok" diyerek öğrenimlerine ara vermek isteyen öğrencilerin sayısında son iki yıldır büyük artış görüldüğünü ve bu öğrencilerin gerçekten psikolojik rahatsızlıklan bulunduğunu vurgulayan Doç. Çelikkol, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni Sınav Yönetmeliği öğrencileri büyük bir güvensizlik ortamına itti. Her an okuldan atılma korkusu içinde yaşıyorlar. Bu endişenin yarattığı gelecek konusunda güvensizlik duyma. ders çalısmama. sıkıntı gibi rahatsızhklarla psikiyatri bölümüne başvuran öğrenci sayısı son iki yılda birkaç kat arttı. Sigara içen de çok fazlalaştı. Sigara bir sıkıntı belirtisidir." MADDİ SIKINTI Öğrencilerin öğrenimlerine ara vererek bir yıh yaşamadıklannı öne süren Doç. Çelikkol, "Streslerin bir kaynağı da parasızlık. Öğrenciler büyük bir maddi sıkıntı içindeler ve toplumun yaşadığı bu problemin oğrenci dik alasını yaşıyor. Bunun üstüne bir de harç bindi" biçiminde konuştu. Doç. Ahmet Çelikkol, şunları söyledi: "Öğrencilerin seçtikleri meslek konusunda da sıkıntıya düşmelerinin nedeni, bu sistemde meslek seçiminde bir bozuklugun olmasıdır. Öğrenci birinci tercihini yaparken bile gönlünden geçeni değil kazanabileceği bir yeri seçer. Çoğu kez öğrenci, bedensel rahatsızlıklannın ruhsal sıkıntılarından kaynaklandığını bilmez ve kabul etmek istemez. Öğrencilerin ruhsal sıkıntılanndan kaynaklanan en baştaki rahatsızlıklan mide şikâyetleri, bağırsık sistemi ile ilgili şikâyetler, ülser." Doç. Ahmet Çelikkol, "YÖK tedirginliği"nin oğrencilerde yorgunluk, genel uyumsuzluk, insanlardan uzaklaşma gibi bozukluklar yarattığını belirterek, "Bu öğrenciler tedirgin bir öğrencinin eğitimden alabildikleriyle mezun olacaklar " biçimınde konuştu. Sosyal banşın, işgücü tarafından sadece Sosyalist îşçi Sendikası ile imzalanması, İspanya'da Sosyalist ve Komünist lşçi Sendikalan arasındaki yakSinus Sosyal Araştırmalar laşım farklıhklannı tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyordu. lşçi kesiminde, Sosyalist îşçi Sendikası Enstitüsü ile, Yeşiller'in Hıristikadar ağırlığı olan Komünist lşçi Sendikası işve yan Demokrat iktidara alternatif bir dünyayı temsil ettiği karen ile karşılaşma yöntemini benimserken, sosyanısında. Araştırmaya göre Yeşillistler işveren Ue uzlaşmayı yeğ tutuyordu. Bu yakler, 1950'lerde ve 1960'larda laşım farklılığının nedenlerinden biri, parlamenSosyal Demokratlann ve onlann toda sadece 4 iskemleye sahip olan fakat Ko radikal gençlik kolu Juso'nun münist İşçi Sendikası içinde tamamen etkin olan (Genç Sosyalistler) sahip olduğu komünistlerin, hükümete parlamentoda yapama konuma yerleşti. Sosyal Demokdıkları muhalefeti, sendika aracılığıyla gerçekleş ratlar 1970'ler boyunca iktidartirmesiydi. Ancak Komünist lşçi Sendikası'nın da kaldıklan süre içinde pragmasosyal banşı imzalamamak için gösterdiği başlıca tik davrandılar ve tüm karşılıklı sebep ise, söz konusu anlaşmada, komünistlerin polemiğe rağmen, Hıristiyan Deüzerinde köklü reformlar istedikleri idari yönetim, mokratlarla aralanndaki karşıttarım ve kamu sektörüne ilişkin hiçbir perspektif lık törpülendi. Bu süre içinde bulunmayışı idi. Kaldı ki, anlaşmaya taraf olan Sosyal Demokratlara sempati hiçbir kesim, komünistlerin Utediği belli bir yeni besleyen geniş bir kesim, Hırisiş artışı konusunda herhangi bir söz vermeye ya tiyan Demokratlann iktidara ornaşmamıştı. Işte bu nedenler, komünist sendika tak olduğunu hissediyordu. BuCCOO'nun söz konusu anlaşmayı "lşçi sınıfı için nun sonucu, Sosyal Demokrattarihi bir yenilgi" olarak nitelendirmesine yol aç lann da Hıristiyan Demokratlarmıştı. la aynı kefede ele alınması ve yerel düzeyde gelişen küçük hareBu anlaşma Felipe Gonzalez için terörle mü ketlerin doğurduğu Yeşil Parti cadele konusunda Fransa'dan kopardığı tavizler oldu. den sonra sağlanan ikinci büyük basan idi. Felipe Gonzalez'in üçüncü büyük başansı, seçimlerin İki ayrı odak yenilenmesinden önce imzalanması beklenen, Sinus Enstitüsü, Yeşiller'in Ispanya'nın AET'ye girişini sağlayacak müzakerelerin tamamlanması olacaktı. Bu aynı zaman "solcu değerleri" kendi amaçlan da, bu ülkede oldu bittiye getirilen ve halen sin doğnıltusunda yorumlamayı badirilemeyen NATO üyeliğini de hazmetmeye ya şardığını, böylece Sosyal Demokratlann ideolojik egemenlirayacak bir siyasi adım olarak bekleniyordu. ğini kırdığını belirtiyor. Bu teze göre ideolojik düzeyde artık Hıristiyan Demokratlar ve Yeşiller iki ayrı odağı temsil ediyor. Bir yanda hukuk, dirlik düzen, ahİak, görev aşkı, verim, çalışkanlık, mülkiyet, refah gibi geleneksel değerler, diğer yanda yenih'k arayışı. Yeşiller halen Hessen eyaletinde Sosyal Demokrat azınlık yönetimini destekleyerek iktidara bir tür ortak durumda. Hessen'de Yeşiller belirli isteklerin yerine getirilmesi karşıhğında Sosyal Demokratları destekliyor. Anahtar parti Önümüzdeki yıl Batı Berlin, Aşağı Saksonya ve Saar'da yapılacak eyalet seçimlerinde Yeşiller'in Hessen'de olduğu gibi "anahtar parti" olması ihtimali oldukça yüksek. Buralarda Hür Demokratlann silinmesi de bekleniyor. Berlin'deki Sosyal Demokrat aday Hans Apel, Yeşiller'le kesinlikle işbirliği yapmayacağını açıklamış durumda. Ancak bunu Hamburg'da, Hessen'de söyleyen Dohnany ile Börner de sonra Yeşiller'le işbirliğine gitmiş ve kazançlı çıkmıştı. Saar'daki aday Oskar Lafontaine ise baştan Yeşiller'le işbirliği yapabileceğini açıkladı. Yalnız, YeşiHer'in kendisiyle koalisyon kurmasını şan koşuyor. Yeşiller için iktidan etkilemek için pahalı bir yol bu. İSVİÇRE GAZETESİNİN İDDİASI: Türkiye'de hlamcıhk güçleniyor İsviçre'nin Alman kesiminde yayınlanan "Anzeiger Von Uster" gazetesinde yer alan yazıda, Atatürk'ün Türkiye'yi yabancı istiladan kurtarıp Batı uygarhğına kazandırmasımn ardından, 1949 yıhndan bu yana dinin ağırlığımn sürekli arttığı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi isviçre'nin Alman kesiminde yayınlanan "Anzeiger von Uster" gazetesi, bir süre önce Türkiye'de yaşanan türban tartışmasından yola çıkarak, Türkiye'de dinin ağırlığının arttığı yorumunu yapıyor. Ege Üniversitesi öğretim görevlisi Nebahat Konı'nun başörtüsünu çıkarmayı reddetmesini ve YÖK'ün türban giymesi biçimindeki uzlaşma önerisini de kabul etmeyişini aktaran gazete, Bayan Konı'nun diretmesinde, Islamın güçlenişinin Türkiye'yi de etkilemesini görüyor. Arapçanın seçmeli ders olmasını, bira yasağını ve 19 Mayısta törenlere katılan kızların bu yıl kısa şort giymesine konan yasağı aynı yönde belirtiler sayan yorum şöyle devam ediyor: "Haziranda Ankara'da İslam ülkeleri belediye başkanlarının bir toplantısının kapanışında tüm heyetlerin Türkler dahilimza attığı ortak bildiride tüm dairelerde Kuran ve kıbleyi gösteren bir işaret bulundurulması ve sekreterlerin İslam'a uygun giyinmesi istendi. Özal ye ANAP'ın zaten güçlü olan İslamcı güçlere iktidarın kapısını açtığı suçlamalan giderek artıyor. Eski Başbakan Bülend Ulusu bir süre önce, radikal İslamcı gruplann komünistlerden daha büyük bir tehlike olduğunu söyledi." Atatürk'ün Türkiye'sinde köklü bir değişim olduğunu ileri süren yazıda Ataturk'ün Türkiye'yi yabantn istiladan kurtarıp Batı uygarhğına kazandırmasımn ardından, 1949 yıhndan bu yana dinin ağırlığımn sürekli arttığı belirtiliyor. Laikliğin \e medeni hukukun getirilişini, yazı devrimini ^e kadın haklannı vurgulayan yorumda "Ama bu kültürel devrim hiçbir zaman geleneksel güçleri tümüyle yenilgiye uğratamadı" deniyor. İmam hatip okullarında okuyan öğrenci sayısının giderek arttığına değinen gazetedeki yazı şöyle devam ediyor: "Eğitim Bilimcisi Profesör Kemal Aytaç, 'Din halkta derin köklere sahip, ama Atatürk ilkeleri de öyle" diyor. Bir süre önce görevden alınan sol egilimli bir siyaset bilimcisi ise öğrenciler arasında Arap yanlısı eğilimlerden söz ediyor: 'İslam güçlüyken, Türkiye buyük devletti. Bircokları o zamanın özlemini duyuyor." 45 milyonluk bu halkın Avrupa ile butünleşmesi daha zaman alacak. Türklerin yaklaşık yüzde 80"i Sünni, sadece yüzde 20'si Şii. Sünni çoğunluk bir Ayetullah'ın karizmasına pek kapılmaz. Türkiye İran örneğini izlemeyecektir. Ankara'daki bir Batılı diplomat ise şöyle diyor: 'Ama Türkler Avrupa tarafından anlaşılmadıklarını ve eleştirildiklerini hissediyorlar.' Batıya olan mesafe ve kimsenin demokrasi istemediği, insan haklarından şikâyet etmediği, İslam dünyasında aranan huzur, İslam'ın güçlenişinin bir sonucu olabilir." Kızlar gönderilmezse köy okulu kapatılacak Diyarbakır Valisi İhsan Dede, "Kız çocuklarınızı okula gönderin. Onların tüm ihtiyaçlarım ben karşılayayım" dedi. DİYARBAKIR, (a.a.) Diyarbakır'ın Ergani ilçesine bağlı Ahmetli köyünde incelemelerde bulunan Vali İhsan Dede, kızlarını okula göndermeyen köylülere, "Kızlan 10 gün içinde okula göndermezseniz, okulu kapatırım" dedi. Diyarbakır Valisi Dede, Erganı Kaymakamı Lütfi Bayram ile birlikte DiyarbakırErgani karayolu yakınındaki elektrik ve suyu olmayan Ahmetli köyünde incelemelerde bulundu. Köy Muhtarı Sıraç Güner'in okul ve camiyi onartma isteği üzerine, bu yerleri dolaşan Vali Dede, okulda 64 erkek öğrenciye karşılık bir kız öğrenci bulunduğunu öğrenince, tüm köylülerin okulun önunde toplanmasını istedi. Okula giden tek kız öğrencinin muhtann kızı Hanımşah Güner olduğunu öğrenen Vali Dede, köylülere şunları söyledi: "Cami ve okulun onarımını istiyorsunuz. Evlerinizde de ibadet edebilirsiniz. Köyde bir tek kız çocuğunun okula gittiğini ögrendim. Neden okutmuyorsunuz bu yavruları? Bunlann sonu ne olacak hiç düşündünüz mü? Eğer bunları 10 gün içinde okula yazdırmazsanız, okulu kapatır tüm öğrencileri buradan alınm. Kızlan okula göndermemek kanunen de yasaktır. Aynca hepiniz hakkında kanuni işlem de yaptınnm. Kız çocuklannı okula gönderin. Onların tüm ihtiyaçlannı ben karşılayayım. Eğer kızlan okula gönderirseniz cami ve okulunuzu da hemen onartırım." Tîyatroda kaza: Bir oyuncunun boynu kırılcü İSTANBUL, (THA) önce ki akşam Şehir Tiyatrolan Muhsin Ertuğrul sahnesinde oynanmakta olan Hırçın Kız oyununun birinci tablosu sonunda meydana gelen kazada iki oyuncu yaralandı. Boyun kemiği kınlan sanatçı Metin Çoban Şişli Etfal Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. THA muhabirinin hastane yetkiliierinden aldığı bilgiye göre, boyun kemiği kınlan Metin Çoban'ın durumu ciddiyetini koruyor. £