24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nin eğitim üzerinde bıraktığı yıkımı onaracak önlemler alacağımız yerde, o yıkımın üstune ulkede başka yolla karşılanması olanaksız büyuk bir eğitim boşluğu yaratılmıştır. Koca bakanlık ozden ve içten yoksun bırakılmıştır. BÜYÜK YANLIŞLAR Buyük yanlışlardan söz ederken 1973 tarih, 1739 sayılı yasayı anımsamamak elde değil. Bu yasa sayıları 400'e yaklaşan ve gün geçtikçe artan İmamHatip Okullarını, JmamHatip okullan olmaktan çıkanp düpedüz dinsel lise haline getirmiştir. Amaç, universitelerimizi, iş düzenimizi, devlet yonetimimizi ve toplumumuzu fanatikleştirmektir. Yasa, sayıları genel liselerinkinin iki katını çoktan aşan teknik okullan da teknik lise yapmıştır. Amaç, hukümet programındaki yerinden kolayca kestirilebileceği gibi, liseyi daha iyice oluşmaya fırsat bulmadan ortadan kaldırıp onun yerine bunu oturtmak ve ortaöğretimi pratik bilgi veren bir öğretim basamağına dönuştürmektir. Yasa bunlarla da yetinmiyor: yukseköğretimi paralı ediyor ve kuramsal nitelikteki değişken ilkeleri yasa yargılan olarak donduruyor; ve geçen on yıllık süre sonunda, bunlar ve benzeri yanlışlar yuzünden, acı meyvelerini vermeye başlıyor. Aslına bakarsanız, İmamHatip Okullarının laik okullarla ve laik universitelerle hiçbir ilişkisi yoktur: Biri Tanrı bilımi kurumu, öburü deneysel dunya bilimi kurumu. Bunların bir çatı altında bir araya gelmeleri her iki yana da zarar verir... Orta sanat ve meslek okullan ise yuksekoğretimin aşağı basamaklara sarkan uzantılarından başka bir şey değildir. lkinci basamak sanat ve meslek adamı yetiştirmeyi, daha çok pratik zekâlı çocukları kollamayı öngören, pahalı ama bir o kadar da değerli eğitim kurumlarıdır. Ancak, insan yetiştirme sistematiği içindeki tanımı ile ortaoğretim bundan çok fazla bir şeydir. Aşağıda vereceğimiz ortaoğretim tanımına gore bu çocukların eksiklerinin tamamlanması ve bir eğitim hesaplamasiyle yükseköğretim görmeleri sağlanmalı. Sorun, kararların tek tek kişiler tarafından alınarak topluluklara mal edilmesinden, çoğu kez edilmesine de gerek görülmemesinden doğmaktadır. Ortaoğretim kurumlannın tümü ile pratik bilgi veren okullar haline getirilmesi yolunda, maddeci görüşle bağdasık, bir eğitim duşüncesi akımı vardır. Dahası, bu tür okullarla lıseler arası, pratik yasama yatkınlık veren ve değişik adlarla adlandırılan başka bir akım da vardır. Ancak, ne bu görüşler ve uygulamalar, ne de benzerleri hiçbir kuram insanlığın tarihsel yaşam deneyimi ürunü olan liseyi kökünden sökup atamamıştır. Lise doğa ve toplum tabanına dayalı, insancıl ve laik duşünme eğitimi okuludur. Öbur yandan, Sputnik olayından sonra Batı, özellikle ABD, lisenin, pratik ve teknik yöne ağan yanı ile niteliği üzerinde yeni baştan duşünme zorunluluğunu duymuştur. Bugunün ortaoğretim düşunüşü 11.Dunya Savaşından önceki ile bir tutulamaz. Dünyanın yaşam koşulları "insanı insan etmenin ve insanları bu özde birleştirmenin" kaçınılmazlığını ortaya getirmiştir. Bu öz her çocuğun, gelişme çağı sona ermeden ve daha iyisi meslek eğitimi görmeden önce, eğitim bileşimine katılmalıdır. Toplum da bu bileşimden renk almalıdır. Insanın insan olmasından özveri duşünulemez. Kaldı ki gelişme çağındaki ortalama çocuk meslek bilgisi almadan önce kendisine verdiğimizle tam bir doyumluluğa varamamaktadır. Buna onun anadilini Osmanhca ağzına çevirmeğe zorlamayı, yaygınlaşmış yabancı dille öğretimi ve kıtabı lüks mal duzeyine çıkarmayı ekleyin! Milli diye övünerek adlandırdığımız eğitime bunlardan daha büyük kötülük ne olabilir? ÖGRETMEN YETtŞTtRMEDE ULUSAL BlRLİK Eğitim sorunlannın sağlıklıca çozumü öğretmen yetiştiren kurumların Milli Eğitim BakanlığV nın koordinatörlüğündeki birlik ve beraberliğinde aranmalıdır. Bu işin akademik ozgurluğe sahip yeni yeni üniversitelere tümü ile bırakılması perakendeci bir anlayışm ürünudür. Bu konuda obür ulkelerden örnek almak, aktarma kuramsal bilgilerle yetinmek tehlikelidir. Öğretmen yetiştirme görevi şimdiki Anayasa karşısında Bakanhğımıza bağlı bir öğretmen üniversitesine bırakılabilir. Gazi Eğitim Enstitusünun temeli atıldığı sıralarda Atatürk'ün hayal ettiği ulusal eğitim birliği bu üniversitenin nüve düşüncesini oluşturabilir. Böylece, öğretmen yetiştirme düzeni tarihsel köklerine, toplum tabanına, Bakanlık sorumluluğuna bağlanabilir, butunlük sağlanabilir. Ayrıca, Bakanlık görevlilerinin nöbetleşe akademik nitelikler ve dereceler kazanmalarına olanak bulunabilir. Üniversite ile kuramsal bilgi ve oğretimyönetim deneyimi alışverişi yolları açılabilir. Öğretmen yetiştirme ile ilişkisini kesmiş, özden yoksun, salt burokratik bir Milli Eğitim Bakanlığı sorunlannın yahnkat bir duşünme kolaylığı ile çözülebileceği doğrudur. Ancak, bugunün dunya koşullan içinde, bize özgü jeopolitik konumda varlığımızı koruyabilme, en güçlü savunma silahı olan eğitimi çok boyutlu bir duşünme yöntemi ile iyi kullanmamıza bağlıdır. 30 OCAK 1984 Son on yılı aşkın süredir, eğitim kapısı, çocuklanmızın yüzlerine ağır ağır kapanmakta ve Milli Eğitimin "milli"liği de bizden uzaklaşmakta, ortada yabnç bir "öğretim pazarlaması" kalmaktadır. "Milli Egitiiir'in Beklediklerî CUMHURİYET'tera OKURLARA... OKAY GÖNENSftt H. HÜSNÜ CIRITLI M. Eğ. Bakanlığı eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Kültür Müsteşarı özal hükümetinin programında Milli Eğitime ayrılan yerin darlığı ve geçiştirici niteliği Milli Eğitimin tabanı buyuk halk topluluğunu umutsuzluğa duşürmemeli. Atatürk'ten ve onu izleyen Köy Enstitüleri döneminden sonra bu, hep böyle olmuştur. Ama bu kez, biz bunu sayın Bakan'ın siyasal kişiliğine karşı duyulan guvene veriyoruz. Onun, bir kaç gün önce, eski BaIkanlar ve müstesarlarla yaptığı toplantılar ve toplantılarda gösterdiği saplantısız, yansız yaklaşım güvenin yerindeliğını kanıtlamıştır. KAMUOYUNDA EGİTİM Ülkemizin dört bir yanını sık örülmüş bir ağ gibi kaplayan ve her yurttaşı candan ilgilendiren bu koca kuruluşun Meclis'te de yeterince ilgi gormemesi toplumumuzda eğitim üzerine güçlü bir kamuoyu kurulamamış olmasındandır. Kamuoyunu, başta, özel meslek kuruluşlan yaratır. Hükümet programında bunu doğrulayan iki açık kanıt var: Milli Eğitim Bölümünde orta meslek eğitimine ve genellikle okullarda din ve ahlak eğitimine ağırlık verileceğinden söz edilmektedir. Bunlardan birincisi çalışma duzenimizdeki özel orgütlerce, ikincisi din gorevlileri arasındaki meslek kunıluşlarınca yaratılan kamuoyunun Milli Eğitime yansımasıdır. Bizim meslek topluluğumuzda sağlıklı, güçlü ve surekli, yasa ile korunmuş, bir meslek kuruluşu geliştirilemediği için kamuoyunda yerimiz boştur; sık sık ileri sürülen bu ve benzeri önemli isteklere karşı tavrımız belli olmaz. Mesleğimizin bütünlüğu ve değer yargıları savunmasızdır. Milli Eğitimin yapısal özü parti politikalanna, bağnaz dinsel saldırıya açık kalmıştır. Bu yuzden, hem meslekte,hem öğretmenın meslek kişiliğinde çok şey yitirilmiştir. Öğretim, en azız varlıklarımız yavrularımızı gonül rahatlığı ile ve tam bir güvenle sevecen ellerine teslim ettiğimiz öğretmenler ve onlara aydın bir gelecek umudu, tüm gönülleri ile açık öğrenciler arasında oluşur. Eğitim bunun bir arka planında, içten içe gelişen yetinin adıdır. İşte, son on yılı aşkın suredir bu iç kapı, eğitim kapısı, çocuklanmızın yüzlerine ağır ağır kapanmakta ve Milli Eğitimin 'milli'liği de bizden uzaklaşmaktadır. Ortada >alınç bir 'öğretim pazarlaması' kalmaktadır. StYASAL GEREKLER EĞtTtM GEREKLERt Bakanlığımızdaki büyük yanlışlann, başansızlıklann kaynağı bakanların siyasal konumları gerekleriyle Milli Eğitim kuruluşunun eğitim gereklerinin birbirlerine kanştınlması olmuştur. Siyasal yetkieğitimsel yetki katlan arası sınırın iyi çizilmesi başarının püf noktasıdır. Atatürk'ün Kurucu Bakanı Mustafa Necatı bu gize ermiş kişi olarak, benzeri az görülur bir örnek vermişti. Ama bugune kadar ona halkiyle uyan olmamıştır. Onun kurduğu Talim ve Terbiye Kurulu artık yoktur. 14 Aralık 1983 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 13 Arahk 1983 tarih, 179 sayılı kanun hükmundeki kararnamenin 42. maddesi ile kurulup Başbakan'ın ya da onun gorevlendireceği bir bakamn baskanlığında yedi bakandan oluşan ve eski Talim ve Terbiye Kurulu'nun görevlerini üstlenen Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu onu kendi sekreteryası statüsune indirmiştir. Oysa, yeni kurul, görulduğü gibi, siyasal bir organdır; bakanlığın dışındadır; en onemli sorunlar, eğitim sorunlan, uzerine karar alabilecek yapıda değildir. Genel Müdurler Kurulunun yeni Kuruluş Yasasında adı bile yoktur; kurul dağıtılmış, genel müdurler tek tek makamın buyruğuna bırakılmıştır. Teftiş Kurulu, adı yerinde olmakla beraber, artık kurul değildir; eğitime ozgu bir görevi yoktur. Ataturk döneminin, o altın çağın, Milli Eğitimde tek kişi yerine kurullarla eğitim kararlan alma ilkesine dayalı ve birbirleriyle bağlantılı olarak çalışan bu uç ana kurul yeniden kurulmalı ve tıpkı o zaman duşünuldüğü gibi Talim ve Terbiye Kurulu eğitim ilkeleri ve kuralları, Mudürler Kurulu bu ilke ve kurallan yürutme, Teftiş Kurulu yurütmenin denetlenmesiyle sonuç, urün üzerinde topluca duşünme, tartışma ve karar alma odaklan haline dönüştürülmclidir. Arkada kalan anarşi dönemi Gazetelerin ekleri B G G aydınlık, daha "geniş" bir salon için... 1983m SEMÎNER/SEPGÎ DİZİSlNDEN n$DUWRMALZEMELERl N İZOLASK3N M4LZEMELER/ C FLOTAL KRİSTALAYNA' Şişe Cam'dan 2.SEPGÎ yapı endüstri merkezi HarbiyeISTANBUL u hafta çarşambadan itibaren art arda 5 gün vereceğimiz "84'te Paranız" ekleri, Özal Hükümeti'nin art arda aldığı ekonomik kararların günlük yaşam üzerinde ileriye dönük etkilerini sade bir biçimde sunmayı amaçlıyor. Faizler ve ithalatla ilgili kararlar, ilk anda belli bir kesimin dışını ilgilendirmiyor gibi görünse de tümümüzün günlük yaşamına yönelik ürunlerini kısa sürede göstermesi bekleniyor."Q4'\e Paranız" ekleri bir yandan bu ekonomik gelişmelerin yapısını, özelliklerini araştırıyor bir yandan da ileriye dönük uyanlarda bulunuyor. azetelerin çeşitli türde ekler vermeleri bizde de dünyada da yeni yeni kurumlaşan ve tartışması süren bir konu. Sürekli eklerde ilk amaç gazetenin kendi okuruna, bir ölçüde ana yapısının dışında kalan ve günlük yayını içinde sunamadığı ürün, yorum, haber, yazı ve özel köşeler sunarak, bunlan başka yayınlarda aramasını önlemek oluyor. Batıda dergiciliğin gelişmesiyle biriikte çoğu gazetenin verdiği kaliteli baskılı, renkli fotoğraflan ve özgün röportajlarıyla hafta sonu ekleri çekici birer dergi niteliği kazanıyor. Günlük yaymmda magazin haberciliğine giremeyen en ciddi yayın organlan bile bu tür hafta sonu ekleriyle okuyuculannın "değişiklik" gereksinimlerini karşılamaya çaba gösteriyoriar. azetelerin ek vermesi tiraj artışında, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli bir etken. Sürekli olmayan okuyucu da doğal olarak bu tür "ekstra'Vara geniş ilgi gösteriyor. Bir gazeteyı sürekli izlemeyen okura bu tür eklerie yaklaşmak, gazeteyı sevdirmek en klasik pazariama yöntemi olarak hâlâ geçerli. Ancak bu çabalann geniş biçimde duyurulması, yani gazetenin kendi reklamını yapması zorunlu. Ve bu da bir kaynak sorunu. Örneğin geçen yıl Cumhuriyet kendi yayınlannı duyurmak için radyo ve TV'de yaklaşık 10 miiyon liralık reklam spotu yayınlatırken bu miktar Milliyet için yaklaşık 190 miiyon, Hürriyet için 112, mttyon, Tercüman, Bulvar ve Günaydın gazeteleri için 60'ar miiyon lira dolayında oldu. umhuriyet'in tiraj ve satışının hızlı artmaması birçok okurumuzdan aldığımız mektuplarda da eleştiri konusu oluyor. ömeğin İstanbul'dan yazan Özer Berkay, eleştirilerini özetled'ığini belirttiği sert ama içten mektubunda "Okuyucularınıza ve Cumhuriyet okumayanlara ne istediklerini sorun" diyor. "Yüksek tirajlara ulaşmak için, herkesin elinde bir Cumhuriyet görmek için neler yapılmalıdır?". Sayın özer Berkay yanıtlanması gereken soruyu böyle biçimlendirmiş. Kuşkusuz önerisi doğrudur ve bu yönde şimdilik dar kapsamlı çalışmalar da yapılmaktadır. Ama okurianmızın önerilerini, dileklerini, eleştirilerini yazmalan, bu arada kendi çevrelerindeki satışa ilişkin gözlemlerini (ömeğin bir satış merKezinde gazetenin erkenden tükenmesini, sergilenmemesini, ekin verilmemesini vb.) bize iletmeleri sürekli isteğimizdir. öneri ve uyarılannızı bekliyoruz. SİMESTRE « ^ ÇetikPMas tunzm sunar Ortur BURSA SAPANCA BOLU ABANT Vakıf Turistikotey 21.000. TATİL BASLADI yARATIM ıcın VARAT1M REKLAM HİZMETLERİ A.Ş. Pıyer Lotı Cad. Dostluk Yurdu Sok. Azıra Han, kat 34 Cağaloğlulstanbul Tel. 520 98 51 520 98 52 dcneyiınli yazar. \ ^ Turban Koru oteli Abant oteli 22.000.26.000.32.900 3 gece 4 gun 27.500. OK 4 gece 5 gun 35.500. OK 25.000.37.900.Özel otobus, tam pansiyon konaklama. Ortur Servisi B*RB*ROSBULV*RI, 3S BE$IM>ŞIST T E T I 6 M 0 7 4 1618226 I&1228I KAUIKOV 3376107 ÇAĞDAŞ YAYINLARI Metin yazan... • deneyimli metin yazan. Tercihan Ingilizce bilen. Dinamik ve az rastlanır bir u ^ m ortamında çalışacak metin yazan. Yaratım Reklam Hizmetleri A.Ş. Yazı Grubu için. PROF. MACİT GÖKBERK DEĞİŞEN DÜNYA DEGİŞEN DİL Gerçek bir kültür kitabı... Ederi: 150 lira tsteme Adresi: Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. No 39/41 CAÖALOGLU/İSTANBUL İHRACATÇ1 İTHALATÇI ve SANAYİCİLERE KAYBEVHZ Canım eşım, sevgıli babamız, GÜNCEL HİZMETİMİZ "1984 tthalat İhracat Rejimi, Kararlan ve üsteleri" ve Türk Parasını Koruma Kanunu hakkındaki 28 sayılı karara ilişkin tebiiğleıi " sizler için konunun uzmanlan İngilizce. Almanca ve Fransızca'ya çevirdiler. İNCELEME KURULU: Prof. Dr. Ergun Özsunay (Ing.). Prof. Dr. Ersin Çamoğlu (Alm.). Prof. Dr. Ata Sakmar (Fr.). Doç. Dr. Ömer Teoman (Alm.) • Bu çevrilerin tümüne veya yalnız sizi ilgilendiren bölümüne sahip olabilirsiniz. • Konu ile ilgili değişiklikler ve yeni tebliğler. bizden bu çevirileri alacak olan kişilere sırası geldikçe yeni bültenler halinde iletilecektir. • Başvuaınuzu İstanbul, Ankara ve İzmir dışından ödemeli olarak "Üniversal Tercüme Bürolan, Meckliyeköy. 2. Taşocağı cad. ^k)•. 3/1 İstanbul" adresinden yapabiteceğiniz gibi, Merkez ve İrtibat Bürolarımızı telefonla da arayabilirsiniz. İHŞAN TÜZÜNER'İ 26.1.1984 tarıhınde kaybettik. Kısa süren hastalığı sırasında ve olümu anında bızlerden yakın ilgılenni esırgemeyen tum akraba, dost ve yakınlarımıza teşekkur etmeyi bir borç biliriz. Nur ıçersınde yatsın. AILESİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞl Tebliğler Dergısi'nin 6.7.1982 gun ve 2090 sayılı nüshasında okullara kaynak kitap olarak' tavsıye edilmıştır. SÖYLEV (NUTUK) GAZİ M. KEMAL ATATÜRK Cilt 1 ve 2 bir arada 13. Bası, Ederi: 500 lira. Türkçeleştiren: Ord. Prof. H. V. VELİDEDEOĞLU Isteme Adresi. Çağdaş Yayınları. Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul Tel: İstanbul 167 24 88 İzmir 14 03 40 Ankara 17 87 44 Teleks: 22796 kırstr TERCÜME BÜROLARI TRANSLATION OFFICES Not: İstanbulİzmir ve Ankara'da Üniversal faturası almadan ödeme yapmayınız. S. üniversal • Nufus cuzdanımı, ehlıyetımi, öğretmen kimliğimi kaybettim. Geçersizdir. ÜNAL SA ÇINTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle