24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 1984 EKONOMİ CUMHÜRİYET/9 EKONOMİDE DİYALOG Ulagay sordu, Kamhi yanıtladı: Sanayide fiyatlar ithalatla değil üretim artışıyla aşağı çekilebilir Türkiye'de "beyaz mal" deyimiyle anılan buzdolabı ve çamaşır makinesi gibi dayanıklı tüketim mallarını üreten iki büyük gruptan birinin başındaki kişi olan Jak Kamhi ile bu konuda bir görüşme yapmak istediğimizde kendisi öncelikle Çerkezköy'deki tesisleri gezmemizi istedi. Saytn Kamhi'nin bu isteğini yerine getirerek 100 bin metrekarenin üstünde bir kapalı alanda kurulmuş bulunan tesisleri gezdikten sonra kendisiyle yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz. SORU Sayın Kambi, yaklaşık üç bin kişinin çalıştığı bu entegre tesisleri gezerken altı haftalık bir aradan sonra iıretimin yeniden başladığını öğrendim. Sanıyonım geçen yılki ortalama kapasite kullanımı oranı da yüzde 50'nin altında.. KAMHİ Yüzde 33. SORU Peki siz bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Böyle bir tesisin kurulu kapasittsinin ancak iiçte birini kullanmasını. KAMHİ Biliyorsunuz 24 Ocak kararlarıyla gelen istikrar tedbirleri ülkemizde iç pazarda satınalma gücünü daraltmayı ve tasarruflan mümkün mertebe mevduata yöneltmeyi amaçhyordu. Bu o gün için bir ekonomik mecburıyetti. Biliyorsunuz o yıllarda 1 ürkıye'de bir arztalep dengesizliği vardı ve enflasyon ondan kaynaklanıyordu. O dönemde arzın yani üretim kısılmasının ise bir çok politik ve aynı zamanda ekonomik sebepleri vardı. Politik sebepler, ulkenin o gun içinde bulunduğu şartlar, grevler, bize hammadde veren fabrikalardaki üretim düşüklüğü, diğer taraftan döviz darboğazmın getirmiş olduğu sorunlar, bütün bunlar rnüesseseleri kapasitelerinin çok altında üretim yapmaya zorluyordu. Halk da yüksek enflasyona karşı kendisini korumak için satınalmaya yönelmişti ve bir talep patlaması vardı. Bu durum karşısında bir tedbir almak gerekiyordu ve 24 Ocak kararları da talebi mümkün mertebe frenleyerek arz ve talebi dengelemeyi amaçhyordu. 12 Eylül'den sonra ise yenı bir imkân ortaya çıktı, grevler nedeniyle, bunun gibi sorunlar nedeniyle üretim aksamaları kalmadı, böylece arzın yani üretimin artırılması için de bazı imkânlar doğdu. Bana göre o zaman talebin de bir ölçude canlı tutulması için bazı yeni olanaklar getirilmesi icabediyordu... SORU Ama bu yapüamadı ve bunun yapılmaması sizin sanayi kolunuzu nasıl etkiledi? KAMHİ Bizim tesislerimiz devamh talep yetersizliği karşısında üretimlerini devamh düşürmek zorunda kaldılar ve bu kere bu olay bir maliyet enflasyonuna dönüşmeye başladı. Üretim geriledikçe birim maliyetlerimiz arttı ve bir yandan da Türk lirasının değeri surekli düştükçe bizim maliyetlerimiz, aldığımız hammaddelerin fiyatlan da aynı şekilde yükseldi. Ayrıca finansman maliyetlerinin çok yüksek olması da bunu etkiledi. Bugün bizim maliyetlerimiz içinde finansman giderlerinin payı emek payının çok üstündedir... SORU Yaklaşık olarak bir oran vermek mümkün mü? KAMHİ Nerdeyse bire ikidir, yani finansman giderleri ücret giderlerinin iki katıdır. Bu durumda bizim maliyetlerimiz yükselince satış fıyatlanmız da yükseldi ve sanayi bir fasit dairenin içine girdi. Fasit daire dememin sebebi şudur. Satışlanmız geriledikçe biz üretimi düşürdük ve bu nedenle genel masraflann birim maliyete daha fazla miktarda yansıması kaçınılmaz oldu. tşte bunun için maliyet enflasyonu diyorum. Bunun en iyi ilacı ise talebin artmasıydı. Biz artan talebe göre üretimimizi artırdığınuz nisbette birim maliyetler düşecek ve dolayısıyla fiyatlan da muayyen bir seviyede tutma imkânı doğacaktı. Halbuki devamh şekilde talep düşünce maliyetlerimiz enflasyonun da üstünde yükselmeye başladı ve bu şekilde anormal bir fiyat artışıyla karşı karşıya kaldık.. SORU Burada karşı karşıya kaldık derken sizin ürünlerinize yaptığınız zamlan mı kastediyorsunuz? Zonınlu rauydu demek isliyorsunuz? Türkiyenin kumbarası KAMHİ Bakın geçen sene herkesin şikâyetçi olduğu fiyat artışlanna rağmen bizim müesseselerimiz kârh bir durum a girmiş değiller, kendi kaynaklarına yeni bir kaynak ilave etmiş değiller. Bütün çabalan finansman masraflarım karş:!amak olmuş. Beyaz mal firmalarının cirolanna göre kârlan yüzde 1yüzde 3 arasındadır. Enflasyonu hesaba katarsanız bu bir anlayışa göre zarar demektir. Durum böyleyken dayanıklı tüketim malı sektöründeki sanayicilerin fazla kâr peşinde koştukları için zam yaptıklarının söylenmesi ve yazılması çok üzücüdür. Yeni alınan kararlann sanayiciyi hakiki bir rekabetle karşı karşıya bırakacağı ve keyfi zamlar yapılmasına engel olacağı şeklinde tanıtılması da sanayici açısından haysiyet kırıcıdır. Bu soylentilerin zaman zaman hukümetleri de etkilemesi ve son getirilen tedbirlerin bu zamları engellemek amacıyla getirildiği intibaının yayılmak istenmesi düşündurücüdür. Halbuki biz fiyat zammını kendimiz için tamamiyle mahzurlu göriiyoruz. Biz toplumdaki gelir piramidinin tabanına hitap etmek istiyoruz ve ancak bunu yapabilirsek kendimizi başarılı sayıyoruz. Hızlı fiyat artışlan ise bunu engelliyor. SORU Şimdi burada şöyle bir iddia var. Dcniyor lci özellikle dayanıklı tüketim malı sanayiinde az sayıda firma pazara bakim ve bunlar hiçbir zaman fiyat rekabetine girmiyorlar. Fiyat rekabetine girseler hiç olmazsa biri ya da öteki kendi pazannı, kendi talebini genişleterek bu fasit daireyi kırabilir. Bu mürnkdn mü sizce? KAMHİ Bu anlaşılmaz bir iddia. Böyle bir şey olsaydı bugün sanayi bu duruma gelmezdi. 1982 senesinde beş buzdolabı firması varken 1983'de bu uçe inmiştir, 1983 sonunda ise iki firma kalmıştır. Rekabet mevcut ve bütün şiddetiyle devam ediyor. Biz rakibimizin piyasasuıı almaya bakıyoruz, o da bizimkini. Biz fiyatlarımızı düşürebilseydik ve rakibimizin pazar payını alabilseydik elbette ki maliyetlerimiz daha istikrarlı olabilirdi... SORU Fiyat düsürme imkânı olmadı mı? KAMHİ Demin de söyledim. Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi, girdi fıyatlarının, hammadde fiyatlannın sürekli artması bizi devamh şekilde fiyatlanmızı gözden geçirmeye zoriuyor. Bu durumda bizim neredeyse her gün yeniden fiyat tayin etmemiz gerekebilir, dolara göre fiyat tayin etmemiz gerekir. Bizim yaptığımız zamlar tamamen maliyetlerimizin yükselmesinden kaynaklanıyor. Tuhaf gelecek ama sonunda piyasada tek bir firma kalırsa, yani tam bir tekel olursa o firma belki daha istikrarlı maliyetlerle üretim yapabilecek, fiyatlannı daha duşük tutabılecektir. Çünkü kapasite kullanımını artırabilecektir. Bugünkü gibi bir ithalat liberasyonunun bizim sektörümüzde maliyet düşürücü bir etki yapacağını sanmıyorum. Çünkü biz, ana hammaddelerini Türkiye'den karşılayun ve bunlardan bütün ara mamulleri üreten entegre bir tesis kurmuşuz. SORU Söylediklerinizden anladığım kadar bu şartlar defismediği sürece, yani durgun iç talep, yüksek faiz. yükselen dolar ve artan girdi maliyetieri gibi şartlar degişmedikçe sizin fiyatlannızı düşürmeniz ya da belli bir seviyede tutmanız zor. Peki şimdi ittaalaün kısmi liberasyonuyla beyaz mallarda da rekabetin gundeme gelecegi ve bunun fiyat artışlannı sınırlayıcı bir etki yapacagı söyleniyor, ne dersiniz? KAMHİ îthalatın liberasyonuyla böyle bir netice alınması bence zor. Bizim bugünku fiyatlarımızda muayyen bir marjımız yok ki rekabet geldi diye bunu indirebilelim. Eğer hükumetimiz bizi sınırsız bir rekabetle karşı karşıya bıraksaydı müesseselerimizin kapanması gerekirdi. Türkiye'de bu sahada hakikaten bir tekel politikası olsaydı ve biz fiyatlanmızı bu nedenle yüksek tutmuş olsaydık elbette ki rekabetin gelmesi bizi normal fıyatlara çekerdi, ama bizde böyle bir durum yok. Jak Kamhi 1926'da doğdu. Yıldız Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'ni bitiren Kamhi, çeşitli muieahhitlerin yamnda şantiye şefliği yaparak iş hayaima atıldı. 1950yılınd<tinşaat malzemeleri ve yenı imalat teknolojileriyle uğraşan bir firma kuran Jak Kamhi, Fransa'da çelik konstrüksiyon üzerine etıitler yaptı. 1953 yılında Prof'ılo kuruluşunun temelini atan Kamhi, halen 17 kuruluşu bünyesinde banndıran Profilo Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı. Jak Kamhi, aynı zamanda tstanbul Sanayi Odası Meclisi ile tKV ve merkezi ABD'de bulunan World Business Council'in de iıyesi. SORU Peki ithalaün kısmi liberasyonu sizin bazı girdilerinizi ucuzlatma ve maliyetlerinizi düşürmenize imkân sağlama açısından olumlu bir etki yapabilecek mi? KAMHİ Efendim, henüz bunlar tam olarak belirgin degil. Bizim beyaz eşyada belki bazı hammaddeleri dışardan getirmek suretiyle bazı ufak ucuzlamalar temin edilebilir, mesela boya gibi. Ama bunlann maliyetteki payı sınırlı. Biz ana hammaddelerimiz olan sacda Ereğli'ye, alüminyumda Seydişehir'e, plastik hammaddesinde Petkim'e, bakırda ise Bakırsan'a bağımlıyız. Bu dört hammaddeden bütün ara mamulleri üreten entegre bir tesis kurmuşuz.. SORU Bu ara mallann bir kısmını daha ucuz ise dışardan ithal etseniz.. KAMHİ Bu yola gittiğimizde de engeller var. Biz bu ara mallan üretmek için yatınm yapmışız, kadrolar kurmuşuz. Bunları devre dışı bırakmak da bize yeni yükler getirecek ve bu öbür taraftan sağlayacağımız avantajı yok edecektir. Bu bakımdan bugünkü gibi bir liberasyonun bizim sektörümüzde maliyet düşürücü bir etki yapacağını sanmıyorum. SORU Peki demin sözünii ettiginiz fasit dairenin, kısır döngüniin kınlması için ne yapmalı? KAMHİ Bir kere toplumun normal ihtiyaçlannı karşılaması için muayyen bir talep seviyesine gelmek lazımdır. Bugün yatınmlann durmuş olması, işsizliğin artması, bütün bunlar talebi frenliyor. Altyapı yatınmlanna başlanması ve konut sektöriinün canlandırılması bu talebi artıncı unsurlar olabilir ve bu sağlanırsa enflasyon artmaz tersine enflasyona olumlu etki yapabilir. Tüm Cumhuriyet kuşakları için tasarruf sevgisinin unutulmaz simgesi, İş Bankası kumbarasıdır. Çağdaş tasarruf anlayışını, kuşaktan kuşağa, İş Bankası kumbarası iletmiştir. Ve 56 yıl önce, halkımıza ilk kez "para kutusu" adıyla kumbarayı tanıtan, çağdaş tasaraıf yollarını geniş kitlelere benimseten Iş Bankası, giderek bir anlamda Türkiye'nin kumbarası haline gelmiştir... İş Bankası kumbarasına atılan ilk para, tasarrufa atılan ilk adımdır. Kumbaranın kazandıracağı tasaraıf alışkanlığı, kumbara içinde biriken para kadar önemlidir. Ulusca refah güvencemiz, tasaraıf alışkanlığının genç kuşaklarımızda yaygınlaştırılmasıdır. Ülkemizde her gün yvni kararnameler çıkıyor, çok süratli değişiklikler oluyor. Bu nedenle yvni yntırım için imkân bulabilen de "dur bakalım ne olacak?" bekleyişi içine giriyor ve bu da yntırımlart frenliyor. SORU İthalaltan korkuyor musunuz? KAMHİ Biz son alınan kararlardan ve ithal mallarının rekabetinden korkmuyoruz, çunkü fıyatlanmız rekabet edecek düzeyde. Bizim korktuğumuz damping gibi normal olmayan yollann kullanılması.. SORU Bir de yasa dışı yollarla yapılacak ithalat... KAMHİ Tabii, bu da çok tehlikeli. Bu gibi uygulamalara karşı devlet gerekeni yapmalı ama en etkili tedbir halkın uyanık olmasıdır. Halkımız özellikle Türk standartlanna u>mayan, Türkiye şartlarında çalışması zor olan mallara itibar etmemeli. SORU En önemli maliyet unsuıian arasında saydığınız faizlerde 19 aralık kararlanndan sonra bir iniş oldu mu. yani kredi faizlerinde... KAMHİ Maalesef sanayicinin ödediği faiz, ilan edilen faiz değil. Bankalar türlü operasyonlarla bunu yükseltiyorlar. Bugün Türkiye'de faiz yüzde 80 civarında. Kredi faizleri hiç olmazsa mevduat faizine yakın bir seviyeye çekilebilse, bu bile sanayiciye biraz yararlı olur.. SORU Sayın Kamhi, size son olarak şunu sormak istiyonım. bugünkü şartlarda, bugünkü talep, faiz,dolar kuru gibi şartlar devam ederse yeni yatınm yapmayı diişünür miisünüz? KAMHİ Yeni yatırım için önce imkân gerekli. Biz bugün mevcut tesislerimizin problemlerini çözmekle uğraşmaktan yatırımı düşunmeye vakit bulamadığımız gibi buna maddi imkânımız da yok. İkinci olarak ülkemizde her gün yeni kararnamaler çıkıyor, çok süratli değişiklikler oluyor. Bu nedenle yeni yatınm için imkânı olan da " d u r bakalım, ne olacak" bekleyişi içine giriyor ve bu da yatırımları frenliyor. Ben bunu da çok tehlikeli görüyorum. TÜRKİYE $ BANKASI "Paranızın, istikbalinizin emniveti."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle