19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER bır nokta belırdı, yaklaştı, buyuye buvuye bır mınıbus oldu ve hıç durmadan kahıre yonune doğru geçtı gıttı Şoforler korna ıle selamlaştılar Çolde korna sesı bır tuhaf dalgalanıyor kulakta, va da oyle gelıyor ınsana • ** Yola çıkışımızdan ıkı buçuk saat sonra Mısır tarlaları, uzakta hurma ağaçları gorunmeve başladı Boylece çolden kurtulup vahaya ulaştık ve bıraz sonra da evlerın arasından geçıp kentın merkezıne vardık Elımızdekı Almanca gezı rehberıne gore, ortasında Fayvum kentının kurulmuş olduğu vaha. 1700 km 'lık genış alanı kapsayan çok verımlı bır toprak parçası Vakınındakı buyucek gol (Karun Golu), kılometrelerce uzun bır kanaldan gelen Nıl suyu ıle beslenıyor Bu kanalın her ıkı yakasında tarlalara su akıtan donmedolaplar var Fayvum vahası denız yuzevınden ortalama 4050 metre daha basık olduğundan, çok eskı zamanlarda suyu bol olan Nıl Nehrı bellı aralıkla kabardığında bu genış çukuru doldurur, sular çekılınce de yennde bır bataklık bırakırmış. Şımdıkı kurumuş vaha toprağının çok verımlı olmasının nedenı bu ımış. Karun Golu de bu eskı çağlarda oluşmuş ve sonra firavunlarca onarılan doğal kanal ıle Nıl'e bağlılığı surdurulmuş olduğundan kurumamış Kısacası bıze uzun gelen ıssız <,ol yolculuğundan sonra bu vaha, yeşıl tarlaları, bostanlan, hurmalıklan, senn golgelı başka ağaçları, kentın ortasından bır ırmak gıbı geçen kanalı ve vakınındakı guzel golu ıle dunya cennetı gıbı gorundu goz lenmıze. Epeyce dolaştık ve olaysız geçen çol volculuğundan sonra Kahıre'ye vardık Gezı progra mına gore ertesı gunu Almanyaya gerı doneceğız **•• Çol HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU 1979 >ıhnın kasım ayında Almanya'da bulunduğum sırada bır sesahat acentasının duzenledığı Mısır gezısıne katılarak dort saatlık bır uçuştan sonra Kahıre1 ye vardım. Bu benım Afrıka'ya ılk ayak basışımdı Çocukluğumdan ben yeryuzunün en uzun akarsuyu olan (6700 km.) Nıl Nehnnı ve deltasını, dunvanın yedı harıkasından bırı olan Mısır Ehramları'nı (pıramıtlerını), orta okuldayken tanh dersınde öğrendığım Mısır seferı sonunda Osmanlı Imparatorluğu'na katılan Kahıre ıle onun "Camıul Ezher" adıyla anılan Ezher Unıversıtesını ve belkı ınanmayacaksınız butun savdıklarımın hepsınden daha çok çöl ve vaha görunumunu merak ederdım Obürlermı bır yana bırakıp bu vazıda yalnız, yetmış yıllık bır duşlemden sonra yakından görmeyı başardığım çöl ve vahadan söz edeceğım Çöl, Kahıre'ye on kılometre uzakhktakı pıramıtlerle başhyor Bunlann doğusundakı vayvan te peye çıkıldığında çölun uzak, çok uzak çevrene (ufka) doğru bıitun görkemıyle uzanıp gıttığı göruluyor ve bu görunüm ınsana urpertı venyor Kıtaplarda ne kadar okumuş, sınematarda, resımierde ne denlı çok görmuş olsa da, ınsan çölun yanına, ıçıne varmadıkça onu butun gerçeklığıyle anlayamaz, onun yakıcı guneşını bedende duymak, sıcak kumlannda yurumek, çevrende (ufukta) gökkubbe ıle bırleştığını görmek gerek bunun ıçın • •• Pıramıtlenn ötesındeki yukseklıkten çölu bırkaç kez seyretmek de doyurmadı benı, daha uzağına, daha otesıne dalmak ıstı>ordum Nasıl derın bır uçurum, kıvısına gıden ınsanı bır yandan korkutur, bır yandan da kendıne doğru çekerse, çolun de buna benzer bır çekıcılığı var Hem urpertıyor, hem de kum deryasında çevrene doğru çekıyor ınsanı Yol arkadaşlanmdan uçu ıle anlaştık Ortaklaşa bır taksı kı ralayıp Kahıre'nın gunevbatısındakı yaklasık 90 kılometrelık çölu geçerek Mısır'ın bellı başlı kentlerınden bırı olan Fa>>uma gıdıp donecektık Bu kent aslında Lıbya vonundekı çolun ortasında, çok genış bır vahanın merkezı (Bılındığı gıbı, dort yanı çol ıle çevrılı, sulak ve yeşıllık toprak parçalarına "vaha" dentr Sankı çöl denızının yeşıl adalandır vahalar) Fayyum'a gıtmekle hem buyucek bır ıl merkezı ıle "Karun Golu"nu, hem de bu golu Nıl'e bağlayan "Yusuf Kana lı"nı görecektık Ustelık cehennem sıcağı saçan çöl ıle ıçındekı gölu ve boylece bırbınnın karşıtı ıkı doğa oluşumunu bırden gormuş olacaktık Ayrıca gıdış dönuş ıkı yuz kılometreye yakın bır çöl yolculuğu yapacaktık Otelın sağladığı tercumanın yardımıyla gırıştığımız sıkı pazarlık sonunda bır şoforle anlaş tık ve ertesı sabahm erken saatlerınde Kahıre'yı, pıramıtlerı arkada bırakıp çöle daldık Kahıre ıle Fayyum'u, guneşe dayanıklı sağlam bır asfalt yol ıle bağlamışlar Rahat gıdıyoruz Erken saatlerde çol senn oluvor Gecelerı soğuk olurmuş Asfalt yol sımsıvah bır kara vılan gıbı ıncele, ıncele uzanıvor kırmızıva çalan kumlann ortasında Yorede hıçbır şev yok Yaşam belırtısı olarak ne bır parça ot, ne bır avuç toprak, ne de bır damla su Her yanda sonsuza uzanan bır olum çoraklığı var çolde. Tek bır araç geçmedı Herhangı bır benzın ıstasvonuna da rastlanmıyor Arabada bır bozukluk olsa veya benzın tankı delınıp yakıtsız kalsak, çolun ortasında çakılacak mıvız 9 dıye duşunuyorum zaman zaman Yanımdakıler de oyle duşunuyordur belkı Ama kımse konuşmuyor Ortalama 4050 kılometre ıle gıdıvoruz Bır saat sonra guneş yukseldı ve ortalık ıvıce ısındı Benım venm şoforun yanında, hem karşıyı, hem ıkı yanı ıyıce gorebılıyorum Her yönde ıssız çol uzanıyor, ama yarım saat öncesınde olduğu gıbı dumduz değıl Engebeler başladı, çok uzakta alçak tepeler belırdı Bırden o vukseklığın ust çızgısınde uç devenın sıluetını gordum Bırının uzerındekı devecı de seçılıyordu Sınemalarda, ozelhkle kovbov fılmlerınde uzak bır tepenın gokle bırleştığı yerde bırden Kızıldenlı atlılar veya beyaz tentelı at arabaları beİırır ya, develer de ışte böyle bır görunumdeydı Hemen arabayı durdurup ınerek, fotoğraf makınemle o gorunumu saptadım Başarılı bır resım olmuş Her devenın enı boyu resımde ıkışer mılımetreyı aşmıyor ama, uzak çev rende (ufukta) yuruyen deve oldukları besbellı Bır saatlık yolculuktan sonra çok uzakta da olsa ılk kez canlı varlıklar goru yorduk, kım bılır nereye gıdıyordu bu develer Derken karşıdan Uçağımız Mısır'ı gerıde bırakıp Akdenız'e geçmeden once Nıl'ın denıze dokulduğu yerı, vanı çok merak ettığımı vukarıda soyledığım Nıl deltasını da bırkaç dakıka seyredebıldım Nehrın deltada ayrıldığı ıkı buyuk kol çok belırlı olarak goruluyordu Uçak kaptan pılotun anonsuna gore on bın metre yukseklıkte ve hava da çok berrak olduğu ıçın, sol yanda Lıbya'ya doğru uzanan 200 kılometrelık kıyı ve çol alanı da rahatça görunuyordu Bunu se>Tederken daldığım duşunce yol boyunca surdu Insanlar turlu turlu Kımılennın kafası, tıpkı şu çol gıbı çorak oluyor En yuksek okullarda, hatta Batı ulkelerınde oğrenım de gormuş olsalar, bu gıbılerının beyınlerınde "kultur vahalan" bır turlu oluşamıyor Kafadakı çorakhk her turlu bılgı ve olumlu duyguları, duvunç (vıcdan), erdem denılen ve ınsanı ınsan yapan tınsel ve kutsal varlıkları kokunden yakıp kurutuyor Boyle kafalar tumuyle bır çöldur ve öyle kalacaklardır Kımı ınsanlann kafası ıse tumuyle vahadır Bunlarda ne çol çoraklığı ne de vaha adacıkları söz konusu olamaz Çunku tumuyle senn, aydın, bılgılı, venmlı, duyunçlu, erdemlı ıçerıklerı vardır Kafanın her yanı vaha guzellık ve zengınhğı ıle dolup taşar Geçende yıtırdığımız rahmetlı Doğan Avcıoğlu ışte böyle bır kafa taşıyordu Kımı ınsanlann kafası ıse, ıçınde yer yer vahalar bulunan bır çöle benzıyor Bu gıbıler "çoP'luklerını uzun sure gızleyebıldıklen ıçın yorelerınde vaha etkısı yaparlar Ama zaman gelır, tek bır soz, bır davranış, bır yazı, ıçlerındekı "çoP'u kusturuverır Bır vakıtler aydınhk savdı ğınız o kafa, kapkara bır kafatası olarak çıkar karşınıza Boylelerı yukarıda sozunu ettığım "tam çol kafalflardan daha tehlıkelıdırler Hıç değılse bu sonun cuların ne olduklarını hemen bılırsınız Ama oburlerı, az onte soyledığım gıbı, gerçek kımlıkle rını uzun sure saklayabılırler Bu gıbılerın, kımıleyın para, kımıle yın mevkı ve un, kımıleyın de oç alma uğruna yapmayacakları ve yakmayacakları şey yoktur En yakın dostunun avağını kaydırıp ışınden ederek yureğını vakmak, dun soyledıklerının bugun hıı, utanmadan tersını savunmak, kıtap yakmak, can yakmak, da hası korumakla gorevlı bulun duklan adaletı yakmak bu gıbı ler ıçın olağan şeylerdendır *•• Dogadaki "çol" ile kafadaki çol arasında şu a>nmı goruyorum ben: Ooğanın çolu kendı içinde oluşan vahavı yakıp yok etmıvor. Ama kafanın çolu, bir vakitkr içinde oluşlugunu gozledif inız vahayı ergeç çolleştınp yok ediyor. O zaman anlıyorsunuz ki, vaktiyle onda gordufunuzu sandığınız "vaha" gerçek değil, sadece bir "serap'tır Not: Sayın okurlarımdan yıl boyunca aldığım mektuplarla bayram ve yılbaşı kutlamalan benı çok mutlu ediyor Ama son on yılda bunlara ayrı ayrı yanıt veremedığım ıçın uzuluyorum. Burada hepsıne ıçten teşekkurlerımı ve mutluluk dıleklerımı sunarken, gazetemızın bu en yaşlı yazarını bağışlamalannı dılerım H.V.V. PENCERE 29 OCAK 1984 Tarzan Öldü mü? Gazetelerde okuduk ' Sınemadakı Tarzan'lann en ünlüsü Olımpıyat yuzme şampıyonlanndan Johnny Veısmuller oldu " Iç ve dış basında çoğu gazete ve dergı haberı "Tarzan Öldu" başlığı altında verdı Gercekten Tarzan denınce akla veısmuller gelıyordu Çağımızın mıtoslarından bırıydı Tarzan, uyurgezer kıtlelerın duşlerını gıcıklıyor, bılınçsızhğın sannlann kahramanlaşıyordu Hollyvvood, Edgar Rıce Burrougs un romanlannı beyaz perdeye aktanrken 1928 Amsterdam Olımpıyatlannın yuzme şampıyonu Johnny Veısmuller ıseçmıştı Tarzan rolune çok denk duşmuştu eskı şampıyon, 16 yıl boyunca 12 fılm çevırdı, dünyayı buyuledı Hollywood buhurdanından yukselen bu tutsuyu çocukluğumda ben de genzıme çekmıştım Johnny Veısmuller'ın oldüğunü gazetelerde okuyunca, bu eskı kokuyu duyar gıbı oldum, hüzunlendım Tarzan gercekten ölmüş muydu 7 Tarzan, arıstokrat bır Ingılız aılesının cocuğuydu Anglosakson soyunun mavı kanı dolaşıyordu 'maymun adam"ın damarlannda Bu ustunluk, somurgecılık donemının Afrıka'sında tüm belırtılerını göstermış, Tarzan, maymunlara, fıllere, aslanlara, kaplanlara, tımsahlara, kurtlara, kuşlara ve karaderılı yerlılere gucunu duyurmuştu Balta gırmemış ormanların dennlıklerınde kımı zaman olağanustu bır çığlık duyulurdu Aaaaaaaaaaaaaaaa O dakıkada doğada yaşayan butun yaratıklar korkudan tır tır tıtrerlerdı Fıller efendılerının buyruğuna gırmek ıçın koşarlar, gorıller fıllere katılırlar, şempanzeler kulak kesılırler, yakın köylerde barınan zencıler başlanna bela yağacağını yureklerınde duyarak urkerlerdı Nıtekım "Afrıka'nın yamyamlan" yakaladıkları bırkaç beyaz ınsanı afiyetle mıdeye ındırmek ıçın tamtamların eşlığınde tepınerek görkemlı bır tören yapartarken Tarzan tepelerıne bıner, fıller köy kulubelennı yıkar, Çıta neşelı sesler çıkararak olan brtenı ızlerdı Tarzan, Amerıka'da ve dunyada sonradan yaygınlaşacak olan ustün ınsan (supermen) tıpının en olumsuz orneklerınden bırıydı, Amerıkan turetımı bıreycılığın doruk noktasına tırmanan bır dunya göruşünu sımgelıyor, "tyı adam"ın sureklı olarak kötülerı yendığı bır dünyada kahramanlaşıyordu 1930'lann 40'lann TCırkıye'sı Johnny veısmüller'ı bağnna basmıştı 1980'lerde televızyon Tarzan'ın başanlı örneklennı bır k*>daha sergıleyınce mahallede çocuk seslerı Tarzan'ın çığlık. rına dönüştu Tarzan dunyamızda oylesıne tutmuştu kı Afrıka'dan gemılerle Kuzey ve Guney Amerıka ya taşınmış kolelerın karaderılı torunları da karanlık sınema salonlarında Tarzan'ı ızlemek ıçın gışelerın önunde kuyruk oldular Guney Afnka'dan başlıyarak Kuzey Afrıka'nın somürge kentlennde Tarzan'ı zencıler çok sevdıler Ingılız Lordu'nun torunu, elınde bıçakla ve kıçında hayvan derısınden donla zencılerı onune katıp kovaladıkça, Afrıka'ya avlanmaya gelmış kolonyal şapkalı beyazlar arasında lyılerı gözetıp kötülere ders verdıkçe, bılınçsızhğın ışıksızlığından kararmış sınema salonları alkışlarla ınledı. Johnny Veısmuller öldu Ama Tarzan öldu m u ? Mıtoslarını çağdaş uygarlığın verılerı uzerıne kuramıyan bır dunyada Tarzan yaşayacaktır EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Zeki Müren için kampanya önerisi Sade bir vatandaş olarak yazacaklanmın bıraz onem taşıyacağını ve eksiklenmın de hoş goruleceğim umuyor, bunları yazmayı da onurlu bir görev sayıyorum. Sayın Zeki Muren 'in yamlmıyorsam 30 yılı aşkın ve sureklı grafiği yukselen gorkemh bir sanat yaşamı vardır. Bu gerçek sanat guneşimızin ulusumuza kazandırdığı pek çok şeyler vardır. Onu ornek alan ve onun gibi parlak bir sanatçı olmaya çaltşıp, milyonlann sevgisini kazanmak isteyen pek çok sanatçı olmuştur. Ben inanıyorum, gelecekte daha da alkışlar toplayabilecek sanatçılar çıkabılir ama, tum ozelliklerıyle bir Zeki Muren daha yetısmeyeceğim gıdisat gostermektedır. Şimdi ulus olarak bizim de onun ıçin (biraz da ulus olarak bir sanatçıya gereken değerı verebılecek bir anlayışa sahip olduğumuzu kanıtlamak ıçin) yapmamız gereken onurlu bır gorev vardır. Kendi alanmda kimsemn ulaşamadığı bır yere gelen bu ustun insanın, kimsenin sağlığında goremediğı bır şeyı gormeye de hakkı vardır. Evet, Zeki Muren her ne kadar gönullerımızde abideleşmişse de o. bu yerinı kendi yeteneklerıyle yapmıştır. Şimdi bizim gorevimiz, tum goreceli olarak onu ebedileştirmemiz ve gerçek sanat guneşimıze layık olabilecek bir anıt yaptırmaktır. Kendısi her ne kadar milyonlarca hayranımn gonlunde abıdeleştığmi biliyorsa da, sağlığında somut bir Zeki Muren Anıtı nı gormek onun hakkı, bunu yaptırmak da bizim gorevimizdir. Yurekten inanıyorum ki, hepimizin severek kanlacağt bir kampanya ile bu düşunce gerçeklesir. MUSTAFA BAŞTAN İZMİT \eya mahkum olana el uzatmak, insan, yurt ve mıllet se\gısını aşılamak, Ataturk de\rım \e ilkelerini bemmsetmek, Turk tarıhınt, kultur ve edebıyatmı tamtmak ve boş zamanlarını değerlendırmek ıçın memurıyetimızce "Kıiap Bağış Kampan vası'' açılmış bulunmaktadır. Bağıslama lutfunda bulunacağımz kitap ve dergilerin yasaklanmış olmaması, Ataturk ilkelerini taşıması, eğıtım ve ıstah yonu olması, hurrıyetçı demokrası ilkelerini ıçermesı, ıdeolojik rnaksat \e gayesı bulunmaması, birlık \e beraberlığı bozucu unsurları taşımaması gerekmektedır. AV\I BILGİN Ordıı C Sa\ıısı Yağmurlu bir sabah... Yağmur Neyse yağmur yağıyor" Akşama kadar yağsa, yann da surse, öbur gun de' Şöyle şakır şakır, bol bol, doyasıya bır yağmur Bılıyorum, kentın alçak yerlerını sular basar, borular patlar ıtfaıye yetışır ınsanlar sokaklarda kalır Ya öyle ya boyle1 lyılık, kotuluk olur kımı zaman Bırıne lyı gelen öburune kötu gelır Nıye herkes ıçın belırlı bır l ıyı" belırlı bır "kotu" olmaz"? Nasıl olmaz? Uygar toplumlar bu lyılıkkotuluk dengesını kurmasını bıhrler Eşıtlık, kardeşlık, dostluk adına değıl yalnız, 'ınsanca yaşamak" adına Insanız. öyleyse ınsan gıbı bır duzen, bır yaşam kuracağız Pencereden bakıyorum Geceden başladı yağmur Hızlandı bır ara, kalkıp pancurları, kapattım Bırden sular doluyor odalara.kapı pencere aralıklarından Sesı geldı sabaha kadar Şımdı de yağıyor, zaman zaman hızını azaltıp çoğaltarak Yağmurlu gunler saatler kışıyı gecmışe goturur, eskı yağmurlara, yağmur altındakı zaman parçalarına Çağrışımları kışkırtır yağmur Kendımı Taksım'den Şışh'ye gıden bır yolda buluyorum bırden Tam ktrk yıl oncesı, bır akşam ustu Sınemadan çıkmışız Arkadaşımı Şışlı'ye kadar göturuyorum Sırtımda şayaktan bır gıysı yenı almışım Suyu çektıkçe çekıyor Farkındayım, ama yanımdakıne bellı etmıyorum Yagmurda sıgara ıçmek ne güzel Ağır adımlarla yürümek ne güzel Bır genç kız arkadaşla söyleşmek ne guzel Aşk m ı 7 Yok, aşktan çok uzak bır duygu, arkadaşlık, ıkı ayrı cınsın arnadaşça bır yaşantı sürebılmelerı Bırbırlerıne kendı aşklarını anlatmaları hıç çekınmeden, her şeyı dostça açıp dokerek Sonra bır daha gıyemedım o şayak gıysıyı1 Ceketın kolları dört parmak kısalmış, pantolon da öyle Eve gelıp o sırılsıklam ceketle pantolonu bır yana aftım, kuruyunca çektı kısaldı, ufaldı Hıç unutmam o yağmurlu gunü1 Ne guzel de bır gıysıydı< Bır resmımı çekmıslerdı Taksım'de, bakar, anarım o yağmurlu akşam üstünu Daha nıce yağmurlu günler bırbırı ardına gelıyor karşıma Yabancı bır kentte yağmurlu akşam üstlerı Parıs'te şemsıye altında sokak sokak dolaşmam Bırını arayışım Sonra otele dönuşte onu benı bekler bulmam Bır kahvede şarap ıçerek yağmurun dınmesını bekleyışım Başka bır gorurrtu Boğazda bır evden baska eve taşınırken kıtap dolu çuvalları taşıyışım, yağmur altında ıslanan kıtapların acısını ıçımde duyuşum 1 Şımdı guç ış yağmur altında dolaşmak Hatta olanaksız Kollar, bacaklar tutuluyor, yılların bırıkımı kendını duyuruyor D H Lavvrertce'ın "Lady Chatterley"ınde sevgılıler kendılerını çırılçıplak yağmura bırakır, koşuşurlar, sonra da sevışırler Ingıltere yağmuru bu 1 Bızımkı gıbı ılık, yakın, dost da değıldır Her gün her gun karşılaşılan bır olay Bu yuzden Ingılız ınsanı hep elınde şemstyesıyle dolaşır Eskı Başbakan Chamberlaın'ın karıkaturlerınde bıle elınde hep şemsıye vardır O kadar kı, Munıh'e Hıtler'le buluşmaya gıderken şemsıyesını de bırlıkte gotürmuştur Ne olur ne olmaz ya yağmur yağarsa dıyerek' Insan yagmurda şemsıye ıle dolaşmamalı, sereserpe gezebılmelı, kendını yağmura verebılmelı Ama nerde1 Gençlığın 1 yağmurlan nerde "Bu yağmur bu yağmur bu küdan ınce Opuşten yumuşak yağan yağmur" dıye başlar bır şıırıne Necıp Fazıl "Bu yağmur, bu yağmur bır gün dınınce Aynalar yüzümü tanımaz olur" dıye bıtırır Gençlıktedır şıır, gerçek şnr, yaşamın şıın Ben denm kı şıır yırmıotuz yaşlannda yazılandır Buyuk şaırler altmışında, seksenınde bıle şıır yazar Onlara bır dıyeceğım yok, ama saırler "şıır" denen duyumsamayı genellıkle genç yaşlarda yaşamışlar, okurlarına da yaşatmışlardır Necıp FazıPın genclık şıırlenyle, yaşlılık dönemındekı 'şıır dışı" oğutsel çızıktırmelen ortada Yaşayan, ürun veren unlu şaırlerımızden de 'gençlık" havasını surdürenler azdır Bu uğraş "zorakı" olursa, daha da kotü sonuç venyor Yapay gençlık olmadığı gıbı, yapay gençlık şıın hıç olmaz Yağmura bakıp bakıp dalıyorum duşüncelere Nıce yağmurlu günler, geceler bır bır gelıp gıdıyor Tek tek yakalamak o anlan' Yakalayıp kâğıda dokmek' Öyku, şıır bıçımlerınde Cumalı'nın yazdığı gıbı ' Bırakın benı Dışarda yağan yağmurlar alsın" Alsın da götursün bır yerlere Umutun guneş gıbı aydınlattığı günlere Donup dolaşıp şııre gelırız Yağmur, guneş, aşk bır yoldur şnre acılan lyı kı şaır değılım, olmaya da kalkmadım Başkalannm şıırlerınden bu denlı hoşlanmazdım belkt de o zaman Nasıl, ntce şaırler yalnız kendı şıırsel evrenlerınden hoşnutlarsa, dışan adım atmak ıstemryorlarsa, oyle Yağmur dındı Sokağa çıkabılırım şımdı Şoyle çarşıya kadar Yenı bır sağnak gelmeden eve dönmelı, masa bekler, kâğıtlar, kalemler bekler, kıtaplar bekler, şaırler, yazarlar, okurlar bekler Ben beklerım yazı masamın başında, daktılonun onunde, o yağmurlu havada eskı gunlerını arayan, zaman zaman ıçınde yaşadığı gerçeklerden, acı göruntulerden, çırkınlıklerden bezmıs bırını yanı kendımı ( rzat'fintle kitnp Imğış kampanyası llımız kapalı ve \anaçık cezaeıınde kutuphane odası mnzım edılerek 1983 )ilı ıçınde hızmete açılmış bulunmaktadır. Bılerek \e\a bılme\erek ısledıklerı suçlarm doğal sonucu olarak ceza mevzuatımızın amır hukumlerıne gore tutuklanan TÜRKJYE HALK BANKAS1 ACI KAYBIMIZ Yaşamı boyunca mensubu Enstıtusu'nden mezun, Yurtlan'nda bılgısı ve sevgısı şıırlenyle kendısını yarınlara olmakla övündüğü ılkokullarda. Yetıştırme ıle bınlerce "evlat" kazanan, aktaran, hoşgörunun sımgesı TEVDItfT HESABI açıyor. Anapara ve döviz olarak ödüyor. Yıllık faiz oranlari: $ABDDolan DM Alman Markı FS IsviçreErangı FF Franaz Erangı HF Hollanda Fbrini £ Ingiliz Sterlini Vadesz 6 Ay Vadek novız %7 %5 %1 %8 %4 %7 1/4 Tum şubelerjnde yerli veya v^Bancı, özel veya tüzel kişiler adına ARİF ASLAN'ı 55 yaşında kaybettık Merhumu Sıvas'ın Karaözü köyünun toprağına, acısını yureğımıze gömduk Butun dostlarına ve "evlatlanna" duyururuz EŞİ MÜŞERREF ARSLAN ÇOCUKLARI ALİ, AYŞENUR, SİNAN ARSLAN BIRSEN, ALİ, OZGÜR GULMEZ YILDIZ, METİN ERSAN MADSEN SENDtKASI GENEL BAŞKANLIĞINDAN DUYURU Merkea tstanbul'da bulunan sendikamızın 29 Aralık 1983 cumartesı gunu yaptığı Olağan Gend Kurul Toplantısı'nda, sendıka organlarına seçılen asıl ve yedek uyelerın adlan 2821 savılı kanun gereğı ılan olunur MADSEN GENEL BAŞKANLIĞI VONETİM KURULU ASİL UYELERİ İsmaıl Tarman Genel başkan Cemal Yurdakul Genel başkanvekılı Mehmet Çutak Genel sekreter Cavıt Şenbaş Yönetım kurulu uyesı Şaban Aytaç Yönetım kunılu uyesı Bahattın Guler Yönetım kurulu uyesı H Ibrahım Yalçın Yönetım kurulu uyesı Idns Çahşkan Yönetım kurulu uvesı tbrahım Çelıkkurt Yönetım kurulu uyesı YONETtM KURLLU YEDEK UYELERİ Satı Çetm Nasır Sağnak Salıh Kava Mustafa Aslan Hüseyın Doğan Ibrahım Ozçakar Vahtet Akartuna 1 Yü Vadelı 1/2 3A %9 %5 563 %9 %5 %7 3/4 o/ ^r A) O %9 w % 3 14 / 1/2 1/2 1/2 %10 % 5 3/4 % 7 3/4 ONUR KURLLU ASİL UYELERİ Huseyın Selımoğlu Fehmı Zengmoğlu Ferıt Guçlu ONUR KURULU YEOEK UYELERİ Nazmıye Yolaçan Mehmet Kaj.»sız Yaşar Yılır.a^ DENETİM KURULU ASİL UYELERİ Muharrem Abay Husevın Turkoğlu Şevket Yıldınm DENETİM KURULL YEDEK UYELERİ • Dovız Hesabının açımında dovizin kaynaçjı araştırümaz. •Faız tahakkuklannda gelır vergısı stopajı yapılmaz. •Vadeaz hesaplara, faız oranının yukseltilmesi veya duşurulmea halinde, değişiklık tarıhinden itibaren yeni faiz oranı uygulanır Recep Can Ibrahım Artar Ismet Çahşkan Basın 892 DOYUMSUZ GÖZ Kaıuda da oturan Turklcr ve oteküer uzenne ılgınç goz lenıler ve anılar Çağdaş mızahı ve fantezı oykuler İLYAS HALlLm bu vapıtını seveceksmız Yenı çıktı Butun kılapçılarda Genel dagıtım Toplum Kıtabevı Zafer Çarşısı Yenışehır ' Ankara OKTAY AKBAL DÜŞ EKMEĞİ Roman Cem Yayınlan 200 TL TÜRKİYE HALKBANKASI \ayla bpor Kulubune ye nı u>e kavdına başlanmıştır U\e olacakların Yayla Spor Kulubune muracaat etmelen duyurulur ÜYE KAYDI İLÂNI YAYLA SPOR KULUBU YONETİM KURULU • Kadıkov Nulus Meınurlugu'ndan aldığım nufus kâğıdımı, İTU Makıne Fakultesı memur kımlığımı. ve memur yakka kımlığımı kaybettım Geçersızdır. A YFER SÜREN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle