Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 OCAK 1984 * • HABERLERtN DEVAMI CUMHURİYET/J1 Şimdi Ne Olacak? (Baştarafı 1. Sayfada) etmıştır Bu durumda ne olacak' Turk parlamenterlerı, 30 ocak gunu yetkı belgelerıyle bırlıkte, Strasbourg'da Avrupa Konseyı'nın Genel Kurul salonunda yerlerını alacaklardır Ve çok buyuk olasılıkla parlamenterlenmızın yetkı belgelenne ıtıraz edılecek ve konu Konseyın ılgılı komısyonuna göndenlecektır Komısyon ıkı saat ıçınde de, ıkı ay ıçınde de kararını alabılır ve nıhaı oylama ıçın Danışma Meclısı'ne sunabılır Işte burada özen göstenlmesı gereken ılk nokta, nıhaı oylamanın mayıs ayına ertelenmesının sağlanmasıdır Acelecı bırtavrın her ıkı tarafa da bır yararı olacağı kanısında değılız Uç yıllık bır asken yönetım boyunca bazı makul nedenlerle verılmeyen bır karann, bır genel seçımden sonra alınmasına makul bır gerekçe bulunabıleceğını sanmıyoruz Bu bakımdan, bu sefer de gereklı esneklığın göstenlmesı yerınde olacaktır Nıtekım, Avrupa Konseyı Danışma Meclısı'nın eskı Başkanı Henrı de Koster de aynı kanıdadır Amsterdam'da gazetemıze bır demeç veren Koster, tarafların esnek davranmalarının gereğıne ışaret etmıştır Halen HolJanda Devlet Konseyı uyesı olan Koster, şu goruşlerı dıle getınyor demecınde "Ahrens'e, Steıner'e Öza/a, Avrupa Konseyı parlamenterienne, hepsıne bır mesa/ım var Turkıye'yı Konse/dsn çıkmaya kendını zorunlu hıssettırecek acelecı karahar almayın Çunkü Turkıye bır kez aynlırsa, gerı dönüş, bu aynlma kararından daha guç olacaktır Bu uzun, çok uzun gen dönuş ışlemını onlemek ıçın Avrupa Konseyı'nın belırsız bır "hayır" yenne "evet, ama ' demesı daha lytdır" "Evet, ama " denılmesı, Avrupa Konseyı1 nın temelınde yatan, bır bakıma onun varoluş nedenı olan demokrası ılkelerıne uygundur Zaman zaman bu kuruluşta sergılenegelen bazı anlamsız aşırılıklar dışında, Avrupa Konseyı'nın demokrasının temel ılkelerıne sahıp çıkmasını, ıç ışlerımıze bır "müdahale" olarak değerlendırme alışkanlığından artık sıyrılmamız yerınde olacaktır Çünku, demokrasıye sahıp çıktığımızı gosterecek bazı somut adımlara ıhtıyacımız olduğunu kendımız de gayet tyı bılıyoruz herhalde Bu bakımdan, tarafların esnek tutumlar benımseyerek ıpın kopmasını önlemelerı ve konuyu mayıs ayına doğru kaydırmalan sağduyuya uygun duşecektır Partamenterlerımızın 30 ocak toplantısına katılmalarına rağmen böyle bır uzlaşmaya açık yolların hâlâ bulunabıleceğı kanısındayız Müsteşarlık:Muzlar,kaçak nasıl (Baştarafı 1. Sayfada) alan "gobekti muzlar" Turkıye'ye " k a ç a k " olarak ıthal edılmıştı Musteşarlık yetkılılerı kendılen tarafından kaleme alınan ve 29 aralık tarıhlı Resmı Gazete'de yayınlanan ıthal rejımını gozden geçırdıklerınde muzu "musade>e labi ithal malların listesinde" 08 01 10 tarıfe pozısyonunda buldular Demek kı muzun ıthal edılmesı ıçın " i ı i n " gereklıydı ve bu ızın verılmemıştı Cumhurıyet muhabırı bunun uzerıne bır musteşarlık ust yetılısını aradı Yapılan goruşmeae şunlar konuşuldu Efendim muzlar kaçak çıkmış. Evet bır cıddı ıhbar bıze de geldı Şımdı konuyu araştırmakla meşguluz Muz izne baglı mallardan olduguna gore, bu malın hanka akreditıfi sizce nasıl açılmış olabilir ? Muhtelıf alternatıfler var Bunun dışında ıhracatçılara >urt dışında ıhraç bedelının bellı bır kısmını bıraktıran haktır Bu durumda ıthalatçı dovız talebınde bulunmayacağından bunu yurda getırmij olabılır Peki ama mal gumnık ekspertizinden nasıl geçer ? Geçıcı ıthal hakkı var, numune mallar ımkânı var Ama bunların hepsı tahkıke muhtaç tır Olay soruşturma sonunda bellı olacaktır Peki, siz girdı çıktıyı nasıl kontrol ediyorsunuz ? Malum olduğu uzere teşkılat yenı Merkez teşkılatı var ama taşra bınmlerı vok Ama kaçak muzlar konusu musteşarlığa bağlanmış bır gırışımı hızlandırma duşuncesını getırdı Gumruk kapılarmın denetlenmesı, ondan da öte belge doğruluğunun araştırılması ıçın satın alınmış bılgısayarlar en kısa zamanda devreye sokulacaktı Bunun ıçın muzlar bılgısayarla ızlenecek ve hatta manavdakı muz satışlan bıle faturalar yoluvla buyuk gözaltında tutulacaktı Musteşarlıktakı gelışmeler boyle ıken olay Anavatan Partısı Antalya II Başkanı Yener Ulusoy'un Devlet Bakanı Sudi Turel'ı zıyaretı sırasında uretıcııthalatçı çekışmesıne dönuştu Tanm Bakanlığı "Bu olay bizi ilgılendirmez" dedığı ıçın olava bu kez tapu ışlerınden sorumlu Devlet Bakanı Sudı Turel el kovmuştu Turel, "tthal edilen muz bir TIR dolusu degil, bir dalmış. Ama bir gram fazla ıse kaçak muamelesi yapıp toplattınnm" dı>erek, ıl başkanının yureğıne su serpıyordu (Baştarafı l. Sayfada) kiye'de tam bir demokrasiye doğru gıdildiğini gosteren sinyalleri gozlemesi gerektiğıni" behrttı De Koster'e sorulanmız ve Hollandalı sıyaset adamının yanıtları şo>le Turkiye'de askeri yonetimin işe başladığı 12 Eylul 1980'den bu yana Avrupa Konseyi Assamblesi Turkiye'nin uyeligi konusunda kesin bir karar almaktan kaçındı. Bu arada Turkive'de demokrasi yolunda anlamlı adımlar atıldı. Oysa tam şu noktada Turkiye'nin Avrupa Konseyi ile ılışkileri donum noktası sayılabılecek kritik bir nitelige burundu. Durumu nasıl degerlendırıv orsunuz? DE KOSTER Avrupa Konseyı parlamenter demokrasının çekırdeğıdır, demokrasıyle yonetılen ulkelerın buyuk çoğunluğunu bunyesınde toplamıştır ve demokrasıyı otekı ulkelere de yaymakla vukumludur Konsev, tam bır demokrasıden voksun olan her ulke>ı tıtızlıkle eleştırmekte haklıdır Ancak Avrupa Konseyı'nın asken yönetım oncesınde Turkiye'nin tam bır kaosun eşığıne gelmış bulunduğunu görmesı gerekir Sayın Evren yönetımı devralmakla doğru olanı vapmıştır, belkı geç bıle kalmıştır. Zamanın sıyası partılennın teronzmle başa çıkamadıkları ıçın demokrasıyı korumaktan acız kaldıklan göruşunu doğru buluyorum Bu partıler ıçın gelecekte yapılacak secımlerden men kararı da bence yerınde>dı 1981'de Turkıye'vı zıyaretımden sonra yazdığım raporda Turk ordusuna zaman tanınması gerektiğıni savundum Bu durumda Avrupa Konseyi nasıl bir tutum takınmalı? DE KOSTER Konsey, uyelerı arasındakı farklıhklan görebılmelıdır Türkıye'de durumun 1980 oncesıne dönmemesı ıçın orduya yenı demokrasıye yaklaşımı konusunda bır derece kadar serbestlık tanınmasını doğru buluyorum Turkiye'de derecelı ve vavaş bır şekılde tam bır parlamenter demokrasıye doğru ılerlendığını gosteren sınyallerın gözlenmesının akıllıca bır tutum olacağını duşunüyorum SENDtKALAR Assamble'den gelen eleştirilerin unemlı bolumu Turkiye'deki sendikaların durumuyla ilgıli... DE KOSTER Türk hukumetının sendıkalarla ılgılı tu' umunun Avrupa Konseyı'nde eleştırılmesını haklı buluyorum Artık Turk sendıkalanna özgurluklerı kademeh olarak gerı verılmelıdır Sendıkal özgurlukler hayh kısıtlandı Siz Konsey Assamblesi uyesi olsaydınız, 30 ocak toplantısında nasıl tutum alırdınız? DE KOSTER Turkıye'nın Avrupa Konseyı'nden ayrılmasına yol açacak hıçbır karar önerısıne olumlu ov kullanmazdım Çunkü tam anlamıyla parlamenter demokrasıye dönülduğunün kesın göstergelen var Avrupa Konseyi çevrelerinde "Turk parlamenterler ocakta değıl mayısta gelsın" egilimi var. Mayısta da aynı ınsanlar gelecegine gore. ne değişecek? DE KOSTER Zamanın Turkıye lehıne çahştığına ınanıyorum Yerel seçımlerden sonra durum daha da duzelebıleceğıne gore, Turkı>e zaman kazanmaIı ve Konsey'de acelecı bır tartışma>ı önlemelıdır. Konsey'ın ocakta alacağı bır yanlış karar yıkıcı olur. Avrupalı "üst düzey politikacısı" Henri de Koster^A vrupa Konseyı AssamblesiBaşkanlığı donemınde adı Turk basmmda sık sık yer alan ısımlerden bırı oldu 1981 'de Turkıye'ye geldı, Avrupa Konseyı ıçın rapor hazırladı 1914 doğumlu de Koster, 196771 yılları arasında Hollanda Dışışlerı Bakanlığı, 197173 arasında Savunma Bakanlığı yapmıştı 1973 ile 1977 arasında Hollanda Mıllet Mecltsı'nm Dışışlerı Sozcusuydu 1977'den sonra da senatonun savunma sözculuğunu yurutmuştu Avrupa KonseyıAssambleBaşkanhğı 1981 mayısmda sona eren de Koster halen Hollanda'nm en yuksek devlet kurumu olan Devlet Konseyı'nın uyesı. 21 uyelı konseyın başkanhğını doğrudan doğruya Hollanda Kralıçesı yapıyor Konseyın görevı hukumete danışmanlık nıtelığınde Parlamenıoya sunulan yasalar hakkında konsey goruş belırtıyor Kralıçe yurt dışında olduğunda temsilcısi bu konsey oluyor. Devlet Konseyı aynı zamanda Danıştay görevı yapıyor. De Koster "Avrupa politikası" duzeymde "yeri" olan bır ısım Ama Turk hukumetinin ocak toplantısına katılma kararının gen planında. "Şımdı parlamenterlerımızı gondermezsek seçılmış parlamenıomuza, de mokrasımıze ınanmadığımız ızlenımını uyandınrız" goruşu yatıyor. DE KOSTER Bunu anlıyorum Ama Sayın Ahrens ve Sayın Steıner Turkiye'nin durumunu savunmak nıyetındelerse bır ertelemeyı haklı kılacak neden lerı olabılır Turkiye'de demokrasının Avrupa Konseyı'nce kabul edılebılır olçüde ışlerlık kazanmadığını duşunuyorlarsa yerel seçımlen beklemek ıstıyorlardır Turkiye'de beledıye meclıslennın önemı buyuk Martta seçımler özgurluk ıçınde yapıhrsa hâlâ kararsız olan Assamble u>elerı yureklenebılır Bu bakımdan, heyetın göndenlmesını erteleme akıllıca olur Ama gorunduğu kadanyla Ozal Hukumetinin kararı kesin. Bu durumda 30 ocakta Strasbourg'ta ne olur? DE KOSTER Yetkı belgelerı uzerinde tartışma açılacağı kesın Turk üyelerın ozgur demokrasının tanıdığı butun olanaklarla seçılıp seçılmedığı konusunda, " 6 kasımda secmenlerin onundeki seçenekler kısıtlıydı" denecek Bunu dıyenler haksız olmaz Ama seçeneklenn çok daha genış olacağı yerel seçımlerden sonra yapılacak bır tartışma Turkiye'nin lehınedır İLtŞKlNtN SONU MU? Turk parlamenterler kabul edilmezse Turkiye Bakanlar Konsey i'ndcn de çekilecek, Başbakan Ozal'ın belirttiğine gore. Bu, TurkiyeAvnıpa Konseyi ilişkisinin sonu mu olur? DE KOSTER Savın özal'ı anlıyorum Turkiye'nin demokrasıye dönmekte olduguna kesınhkle manıyor. Ama boyle bır tutum olanakları kısıtlar Dıplomasıde tum fırsatların açık bırakılması gerekir Sayın Özal mukemmel bır parlamenter demokrasının varlığından emın olabılır, ama başkalannın da emın olabılmelerı bıraz zaman gerektırebıhr. Turkıye Bakanlar Kon seyı'nde kalır ve yerel seçımlerden sonrakı mayıs oturumunu beklerse tezı kuvvetlenecektır Turk heyetı ocakta gelır ve reddedilır, Turkıye de Bakanlar Konseyı'nden çekılırse mayısta heyetın tekrar gelmesı çok zor olur Turkiye'nin Konsey uyeliğinin sonu anlamına gelecek boyle bir karann sorumluluğunu Assamble alır mı? DE KOSTER Evet, ama tabıı Avrupa Konseyı yetkı belgelennı kabul ettığı zaman bu bır yıl ıçın geçerlı oluyor. Satrançtan bır benzetme yapayım " P a t " dıye bır durum vardır, bılırsınız, bu durumda oyunu kımse kazanamaz artık Turkiye'de Avrupa Konseyı de bırbırlerını hıç kımsenın kazanamayacağı bır duruma ıtmekten kaçınmalılar Bovle bır gelişmenın siyasal faturası ne olur? DF KOSTER Son derece yuksek olur Dunyada demokrasılerın sayısı çok az ve ben Turkiye'nin tam bır demokrasıye geçebıleceğını duşunüyorum Son seçımlerın bizım "ozgur demokratik seçim" tanımımıza tam uymadığını kabul etmek zorundayım Ama>ınede seçımler yapılmıştır Eğer şımdı bunun geçmışte ordunun haklı olarak yönetımı almasından sonra atılmış bır adım olduğu kabullenılıp, demokrasıye gıden yolun çok hızlı katedılmesı halinde anarşıyı gerı getırecek bır durumun ortaya çıkacağı savunulabıhrse, ılerde yapılacak seçımlenn yerel seçımler gıbı olacağı guvencesı verılırse, o zaman Konsey'ın geçıcı bır ıyı karar alması gerekir Tabıı bu, Ozal'ın Ahrens'e söyleyeceklerıne bağlı Eğer Özal, "tşte hepsi bu kadar. Biz tamamen normale donduk. Bundan sonraki seçımler de sonuncusu gibı olacak" derse Ahrens'ın ışı zor Ankara'yı ziyaret eden Ahrens ve Turk heyetinin durumu konusunda oy kullanacak Asamble uyelerine bir mesajınu var mı? DE KOSTER Ahrens'e, Steıner'e, Ozal'a, Avrupa Konseyı parlamenterienne, hepsıne bır mesajım var. Turkıye'yı Konsey'den çıkmaya kendısını zorunlu hıssettırecek acelecı kararlar almayın Çunku Turkıye bır kez ayrılırsa gerı donuş bu aynlma kararından daha zor olacaktır Bu uzun, çok uzun gerı donuş ışlemını önlemek ıçın Avrupa Konseyı'nın belırsız bır "Hayır" yerıne "Evet, ama..." demesı daha ıyıdır. Kim kimdir? UĞUR MUMCU GOZLEM Asken Savcılı'ğın elde ettığı kanıtlar, Ağcanın "ülkücü" adı verilen kışı, kuruluş ve çevrelerle yadsınmaz ılışkısını ve kacakçılarla yaptığı ışbırlığını yenıden gozler önune sermektedır Savcılık Ağca'nın, Abuzer Uğurlu ile bırlıkte karıştığı kaçakçılık olaylan savlarının, kaçakçılık suçları ile goreviendınlen Ankara Sıkıyönetım Komutanlığı Asken Savcılığı'nca ınceleneceğını belırterek olayın bu bölumünun, "Ankara 4 Nolu Sıkıyönetım Mahkemesı'ndekı soruşturma ve davalar/a bırlıkte ele alınmasında pratık yarar" gördüğünü belirtmektedır Karann bu bölümü, Ağca olayının bır boyutunu göstermesı bakımından ılgı çekıcıdır Ağca'nın, Ipekçı cınayetınden önce ve sonra, "ülkücü" adı verilen çevrelerle olan "organık bağlan" savcılık ıddıanamesınde somut olgularla belgelenmıştır Iddıaname Ağca'nın KartalMaltepe Asken Tutukevı'nden kaçırılması olayına da ışık tutmaktadır Savcılık, Yusuf Hududı adlı bır astsubayın Ağca'dan 300 bin TL. ruşvet alarak kaçışı kolaylastırdığını ılerı surmektedır Ağca'nın cezaevınden kaçırılması olayında yargılanıp beraat eden Astsubay Hududı, bu ıddıaname ile yenıden mahkeme önune çıkarılmaktadır Bu da yenı ve ılgınç bır gelışmedır İddıanamenın Abuzer Uğurlu ile ılgılı şu sunuş bölümu de ılgı çekıcı nıtelıktedır "Yılma Durak, Zütfıkar Yasan ve M Alı Ağca'nın cezaevınden kaçınlmasının temını ıçın rüşvet olarak cezaevı görevlılenne verilen parayı tedank etmek suretıyle fırara yardımcı olduğu ve kaçmayı hazırladığı, Yukarıda ozellıklen belırtılen ve cürüm ışlemek ıçın kurulmuş tesekküle dahıl olup, bu teşekküle parasal destek sağladıgı, Abuzer Uğurlu ve aıtesı ile ılgılı yayınlara engel olmak amacıyla Abdı Ipekçı'nın öldürülmesı fıknnı sahsı çıkarları açısından ortaya atarak, Oral Çelık ve Mehmet Şener'ı, Yalçın Özbey ile bırlıkte tahnk etmek ve Yılma Durak ile Zütfıkar Yasan'ın aynı konuda fıkırlerını desteklemek ve taammuden adam oldürmek suçuna katıldığı anlaşılmış ve hakkındakı delıllenn takdın mahkemeye bırakılarak, bu suçları nedenıyle kamu davası açılmıştır " Sıkıyönetım Savcılığı üzerıne duşen görevı yenne getırmtş ve söz konusu davayı açmıştır Artık söz mahkemenındır Devlet, Ağca olayı uzerinde gereken ılgıyı göstermış ve bütün kanıtlar mahkeme önüne getırılmıştır Italyan Sorgu Yargıcı Dr Martella'mn hazırladığı "Papa Suıkastı Davası" onumüzdekı ayiarda mahkeme önune gelecektır Istanbul'da bu ıddıaname ile açılan "Ağca dosyası" da askeri mahkemece ele alınacaktır Bin Istanbul, öteki Roma'dakı ıkı dava, "Ağca olayı" kadar çokuluslu kaçakçılık olaylanna ve terörun uluslararası yonüne ışık tutacaktır. Bu konuda, bugune kadar yazılan ve bır çoğu ya Amerıkan, ya da Sovyet göruşlerını yansıtma amacı güden yorumların "ıbret" ile bır koşede saklanması çok yararlı olacaktır Istanbul Sıkıyönetım Savcılığı bu konuda gorevını yapmıştır, sıra Italyan Sorgu Yargıcı Martella'dadır "Bütun yollar Roma'ya çıkar" sözü bugun yenı bır anlam kazanmıştır Bakan: Ithali yasak nasıl (Baştarafı 1. Sayfada) minde yer alan gerekli koşullan gerçekleştirdik. Rejımde ıhracatçı firmalann yurda getirdikleri dovizin yuzde 20'sini bankalara yatırmalan halinde bunun yuzde 25'i ile yurda izne gerek olmadan ithalat yapabileceği yer alıyor. Bizim ithal ettığımız muz izne tabi mallar bolumunde yer alıyor. Biz sayın bakanla çatışmak istemiyoruz. Ancak ya yonetmelik bilinmiyor, ya da başka kaygıları var." Almanya'dan 19 ton Ekvator menşeli muz ithal eden Karagözoğlu finnasının tutun ıhracatıyla sorumlu Genel Mudur Yardımcısı Hasan Pak«>r, "nasıl ithal ettiniz?" sorumuza ıse şu yanıtı verdı "İhracatçı firmalar >eni ihracat rejimine gore yaptıkları ıhracat doMzının yuzde 80'ını ihracal gerçekleştikten 90 gun içinde Turk Lırasına çevırmek zorundadıriar. Geriye kalan yuzde 20'} ı ıse gerek ıthalatta, gerek diger ihtıyaçlannda kullanmakta serbesttırler. Vuzde 20'nin yuzde 25'ıni teşkil eden kısım tahsıslı mallar listesındekı mallar için kullanılabilır. Dıgcr yuzde 75'lik kısım ıse lıberal lıstede (1 nolu liste) kullanılabilir. Bu ithalatta, ıthal y apmak istediğinizde Ticaret Bakanlığı'ndan tahsis istersiniz. Orneğin. televizyon getireceksiniz 10 bin dolar tahsis istersiniz, size iki bin dolar tahsis verirler. Oysa doviziniz varsa maracaata gerek voktur. Ticaret Bakanlığı'ndan fiyat tescilini alıp, elinizdeki dovizi kullanırsınız. Eldeki dovizi kullanmak için bir telgraf çekersiniz, malınız gelir. Tabii gelecek malın, ıthali yasak mallar arasında bulunmaması gerekir. Muz ithalı izne bağlı mallar arasındadır. Yalnız muz dcğıl. elma, armut bile." Sovyetler'le (Baştarafı I. Sayfada) nm Akturk'un Moskova'dakı resmı göruşmelere katılabılen tek ışadamı olması dığer ışadamları arasında huzursuzluğa yolaçtı Konuya ılışkın olarak ga zetecılenn sorulannı cevaplandıran Akturk, "Ben devlet menfaatine goruşmelere katılıyomm. DPT'nin temsilcısi olmadıgı için buradaki goruşmelerde Pakdemirli'ye yardım edıyorum" dedı ENKA Yönetım Kurulu uyesı Şerif Egeli de bu konudakı soruları şöyle >anıtladı Pakdemirli'nin SSCB ile yapılacak ticaretle ilgili hazırladığı listede size hangi mal gruplannın duştuğunu biliyor musunuz? Lısteyı hıç gormedım Akturk'un listeye katkısı oldu mu? Yıldınm be> fıılen belkı, ama resmen bizım şırkette değıldır Kendısı Ekrem beye yardım edıyor Ama Ekrem beyın bızı sevmesmın nedenı o değıldır Biz alınan ekonomık kararları en ı>ı uygulayan, en çabuk adapte olan ve en başanlı sonucu alan kuruluşuz Nıtekım mart veya şubat sonunda SSCB ile bağlantı vapacağız İŞADAMLARI TARTIŞTI Dünya Bankası9na (Baştarafı 1. Sayfada) uyum kredısı, aynı IMF kredılerınde olduğu gıbı kısa vadelı bır kredı ıdı ve bu kredıyı alan ulke kredi karşıhğı Dünya Bankası'nın hazırladığı "yapısal uyum kredi belgesine" ımza koymak zorunda kaüyordu Kredı, program kredılennden farklı olarak proje bazında değıl, ama genel olarak açılıyordu Genel kredı ıse ulkenın ızleyeceğı ekonomık polıtıkanın geleceğıyle yakmdan ılıntıhydı Clausen, her ne kadar Cumhuriyet muhabırıne, "bir mektup teatisi soz konusu değil" dıyorsa da yapısal uyum çerçevesmde desteklemeyı surdurduklen sektörlen şöyle açıklıyordu "Tanm, tanma dayalı sanayi, enerji ve ihracata donuk sektorler bizim oncelikli sektorienmizdir." Bu sözler, banka ile Ankara'dakı yetkılıler arasında göruşulecek belgenın ıçerığmı de açıklamış oluyordu lşın bu yönü buyuk oranda çözumlenmış \e yetkıhler gereklı onayı vereceklerını açıklamışlardı Buna karşılık Dunva Bankası Başkanının Turkıye gezısının Ozal hukumetı ıçın getırdığı buyük rahatlık, ekonomık paketı destekledığını açıklamasıydı Bunun ucu tıcarı bankalara kadar dayanacaktı Çunku Clausen, Mc. Namara'nın yenne başkan olduktan sonra açtıklan buyük kredılerle tıcarı bankaları da fınanse etmeye başlamıştı "CoFınancıng" olarak nıtelenen bu yöntemde Dunya Bankası açacağı bu kredıde, dığer bankaları da avnı çatı altına topluyordu Buyuzden Dunya Bankası'nın vızesı, tıcarı bankaları Turkıye'ye dönuk kısa donemlı kredılerden yana rahat kılacaktı. Oausen, >apısal uyum kredısı olarak açma>ı duşunduklen 300 mılvon dolar ıçın de, ozel bır önem verdıklerı tanm ve tanma davalı sanavıler konusunda Tanm ve Orman Bakanı Husnu Doğan ile uzun bır goruşme yaptı Turgut Özal'la yapılan sabah kahvaltısından sonra gerçekleştınlen OausenDoğan goruşmesınde neler ele alınmıştı'' Doğan, bunu Cumhurıyet'e şu tumcelerle anlattı " T a n m a giren her konu ele alındı Ancak goruşmeler daha genış platformlu idi. Tohum veya ozel bır madde uretimine gidilmesı turunden bir goruşme yapılmadı. Ancak goruşmelerın çok olumlu geçtiğini soyleyebilirim." Bu açıklamayı bır başka açıklamayla bırleştırdığımızde ortaya saydamlaşmış bır tablo çıkıyordu "Ekim ayında Türkıye've gelen bir OPIC heyeti gıdişınden once vaptıgı açıklamada Turkiye'nin so>a ve tohum ıthaline izin vermesi halinde bu alanda daha yararlı işbirliği oluşacağını soylemişlerdi. Daha sonra 29 aralık tarihinde yenıden duzenlenen ithalat rejımınde bu urunlerin ıthaline ızın verildı. Şundi ise yapısal uyum kredisi ile bu ilişki somuta donuşebilecekti." YA ENERJİ KONUSU Dünya Bankası'nın Turkıye dönuşu hazırlayacağı "ulke programı mektubu" (Country program letter)'nda enerjıye de yer verılecektı. Ama bu ıkıncıl önemdeydı Bu nedenle olacak, Enerji ve Tabıı Kaynaklar Bakanı Cemal Buyukbaş seçim bölgesı Eskışehır'de kalıp pancar konusunda temaslarını sürdurmeyı yeğledı NE EVET NE HAYIR Clausen enerji konusundakı ılgılennm bınncıl kaynaklar dan çok ıkıncıl olduğunu "Trakya'daki doğal gaz, jeotermal enerji konusu bizi ilgilendiriyor" sozlerıyle açıklamış oluyordu. Ya Ataturk Barajı? Bunu Türkıve'de bulunan "Financial Times" gazetesı muhabın David Barchard sordu Clausen Ataturk Barajı'nı desteklemek konusunda, " N e evet, ne de hayır!" dedı Ama mmldanır bır ıfadeyle, 1977 yılında getirdikleri ıtırazın artık var olmadığım söyledı. Ancak bankanın böylesı büyük fınansman gerektıren projeyı tümden desteklemesı de mumkün değıldı özetle, Ozal hukumetı önce IMF, sonra da Dunya Bankası'na verdığı bır mektup ve bır de belge ile "dış vize" yönunden önemlı bır mesafe katetmış oluyordu Çukurova Holding (Baştarafı 9. Sayfada) artış var Cıro rakamı, holdıngın tam kontrolundekı şırketlen ve holdınge bağlı bankaların gelırlerını (mevduatlarını değıl) ıçerıyor. • Dışsatım: 237 mılyon dolar • Şirket sayısı: 51 (İştıraklerle bırhkte) • Personel savısı: 1982 sonu ıtıbanyle 28 bin 540 1983'te personel savısında artış olmadı • " E n ağırlıklı oldugumuz sektor: Finansman. Bu sektorde 3 banka (Vapı ve Kredi, Pamukbank ve UlusJararası Endustrı ve Ticaret Bankası), 3 sıgorta şırketi (Genel Sıgorta, Halk Sıgorta ve Halk Reassurance) ve bır bankertik kuruluşuna (Genborsa) sahibiz." "Turkiye'nin finansman vapısında agırlıgı olan bır kunıluşuz. Bu alanda ıddıalıyız. Hele bankalarla ılgıli venı duzenlemderin uygulanacağı 1984'te bu sektorde etkin olacağımızı umuyonw." "Bankacıhk sektorunde 1983 yıh, mevduat artış hızının yavaşladığı, buna karşılık dış ışlemlerin hızlı oldugu \e kârlılığın genellikle dış işlemler ve komısyonlu ışlemlerden saglandıgı bir yıl oldu. Alınan faızlerle verilen faizler birbınnı karşıladı Genel giderierle personel gideıieıi komisyonlu işlerden sağlandı. Geçen yıl en kârlı bankamız Uluslararası oldu. Bunu sırasıyla Pamukbank ve YapıKredi izledi. Yani bankalanmızın şube sayılan ve mevduat miktaıianyla kârlılıklan ters orantı verıyor." Çukurova yetkılısı sanavı ve ticaret alanındakı faalıvetlen ko•ısunda ıse şu bılgılerı verdı "Tekstil sektorunde ulkemizdeki diğer firmalann yanında biz de vanz. 1983, tekstilde iç piyasanın ulke çapında bir onceki yıla oranla canlandığı bir donem oldu. Sıfır gibi stoklaıia, yani stoksuz çalıştık. Bu durum konfeksiyon sanayiinin dışa donuk yapısından ve bizım tekstilde ipİik gibı bez gibi ara madde oluşumuzdan da kaynaklandı. Bu sektorde kârlı bır yıl geçirdik. Sadece bizım için degil, sanırız çoğu tekstilci için kârlıydı 1983. Iç piyasaya mal veremedik ve sadece tekstilde 40 mılyon doların uzerinde dışsatım yaptık." "Çelik sanayiınde de vanz. Turkiye'nin ynvariak mamuldeki hammaddesınin yuzde 15.2'sını İzmir Aliağa'daki Çukurova Çelik uretiyor. Teknoloji ve verimlilik açısından dunyanın en onde gelen birkaç fabnkasından bin olan bu kuruluş. en parlak, en başanlı şırketımiz. Urettıgımız urunlerin kalite ve fiyatında ABD, Almanya ve Japonya ile rekabet edebılıyoruz. Ancak elektrik kısıtlamalan, bu alandaki en ciddi sorunumuz." "Ticarette iddialıyiz. Bir ithalat ve ihracat şirkeümiz var. Para maliyetlennin yukselmesi ve yatınmlardaki durgunluk, bizim branşımız olan iş makınelen ithaline talebi duşurdu. Bu nedenle ithalat şirketımizin kârları azaldı. thracatımız ise artan bir hızla gelişiyor. Bu alanda giderek organize oluyoruz." Clausen, özel sektöre (Baştarafı I. Sayfada) yıldız fabrıkasını gezen Clausen daha sonra Turkıye Sınaı Kalkınma Bankası'nın duzenledığı bır yemeğe katıldı Uzunca suren bu öğle yemeğınde Clausen'le bırlıkte Turkiye'de bulunan Dünya Bankası uzmanları ve Sınaı Kalkınma Bankası yetkılılen dışında, onde gelen ışadamlanndan Rahmi Koç, Halit Narin, Şank Tara. \lı Koçman, Ibrahim Bodur ve Nuh Kuşçulu da hazır bulundu Yemekte soz alan Clausen'ın hukumetın ekonomık alandaki uygulamalanndan övguyle söz ettığı ve dışarda bırçok bakımdan "ornek ulke" olarak görulen Turkıve'nın serbest seçımlerden sonra bu ununu daha da pekıştırdığını vurguladığı oğrenıldı. Dunya Bankası Başkanı'nın ekonomıdekı son uygulamalan Turk ozel sektorunun nasıl karşıladığını sorması uzenne soz alan bazı özel sektor temsılcılerı kışısel göruşlerını belırttıler TİSK Başkanı Halit Narin, alınan onlemlerle sanayıcının ıkıncı plana ıtılmek ıstendığı yolundakı goruşlerını bu yemekte de dıle getırdı Istanbul Ticaret Odası Başkanı Nuh Kuşçulu ıse konuşmasında bugune dek kaynakların hep sanayıcıye aktarıldığıru vurgulayarak, "Yıllardır hep sanayici korundu. Bu koruma duvarları zaman içinde azaltılıp sanaytci dışa açılma ve rekabete zorlansaydı bugun tembelleşmemiş bir sanayiye kavuşurduk," dedı Karşılıklı görüşlenn dıle getirıldiğı yemekte Clausen'ın Türk ışadamlanna enflasyonun asağı çekılmesı ve ıhracatın arttınlmasının önemını hatırlattığı belırtildi Türkıye've daha çok dış kaynak akmasının bu ıkı onkoşulun yerıne gelmesıne bağlı olduğunu kaydeden Clausen'ın ıç pazara dönuk projelerden once dışa dönuk projelerın desteklenmesıne ağırlık venleceğını yıneledığı öğrenıldı Edınılen bılgıve göre Dunya Bankası Başkanı'nın ışadamlarıyla yedığı yemekte uzerinde durduğu bır konu da Turk fınans kesımının durumu oldu. Fınans kesımının Turk ekonomısınde son yıllarda gözlenen olumlu değışıme a>ak uydurmakta guçluk çektığının anlaşıldığını soyleyen Clausen para ve sermaye pıyasalarında gereklı duzenleme ve reformların gecıktırılmeden yapılması ıçın hukumete >ardımcı olunması gerektiğıni vurguladı Ozal hukumetinin programını " L luslararası kredi piyasalarının desteğinı sağlayabılecek bir program" olarak nıteleven Clausen, Dunya Bankası'nın dolayh olarak hıssedan bulunduğu Sınaı Kalkınma Bankası'nın çalışmaları hakkında da bılgı aldı Clausen dun akşam Turkıye'den a>nldı Hazıne ve Dış Ticaret Musteşarı Pakdemırlı, onceki gun saat 18 OO'de înternatıonal Oteh'nde • 1983 yatınmlarımız: Topla 1249 numaralı odasında bır topmı 9 mılyar tutarındakı 100 Yıl lantı duzenledı Bu toplantıya Dokuma Fabnkası'nın 2 bölu davet edılmeyenler arasında olan mu (bez ureten bölum) tamam Yaşar Dış Ticaret temsilcısi, lanarak hızmete gırdı Ayrıca Iz Pakdemirli'nin odasına çıkarak, mır Alıağa'da Çukurova Çelık "bazı firmalann davet edilmeyeıçın 600 mılyon lıralık >atınmla rek devre dışı bırakümak istenLıman Işletmesı yapıldı ve 6 ay difi" ıddıasıyla thracatçılar Derda bıtırılerek hızmete gırdı neğı Genel Sekreten Tuna LçanIran'da anahtar teslımı olarak su ile tartıştı Bunun uzenne bır çımento fabrıkası kuracağız Pakdemırlı devreye gırerek top1986'da tamamlanacak fabrıka lantı>ı otel odasında lobıye alds ya ılışkın anlaşmayı Iran'la Işadamları burada 50 mılyon ımzaladık dolarlık ihracat barajını aşma* 1983'un en enteresan ışi: mış olmasına karşın Erkal GruIrak'ta sulama ışı yapı>or, ama bu'nun lısteve dahıl edılmesıne paramızı alamıyorduk Çunku karşı çıktılar Ram Genel VîuduIrak odeme guçluğu çekıyordu ru Yazıcı, "Aldığınız kararları Bu durumda biz Iraklılara "Ma sulandırmayın" deyınce Pakdedem paranız yok. Öyleyse bize mırlı, Erkal'ın Sovvetlerle 375 sizin satamadığımz, ama bizim mılyon dolarlık ticaret yaptığmı, satabileceğimiz mal verın" de bunu Turkıye uzennden yapmadık "Ağır fueloilimiz var" de sa da bu tıcaretın gerçekleştınldıler Araştırdık ve Rotterdam mış olduğunu belırttı pıyasasında ağır fueloılın genış Turk gazeıecılerının dun oğlebır pazarlama alanı bulunduğunu gorduk Şımdı Irak'tan her den sonra sorulannı yanıtlavan gun 1000 ton ağır fuel oılı tan Pakdemırlı, 1984 yıh tıcaretının 1983'un uzennde gerçekleşeceğıkerlerle Iskenderun'a taşıyoruz Orada depoladıktan sonra Rot nı belırttı, "Spekulasvon olmasın diye rakam vermıyorum. terdam'a goturup satıyoruz Boylelıkle Turk kamvonlarına Ama daha gitmeden 6070 milyon dolarlık bağlantı yapacagız" da çok mıktarda ış çıkardık Sonra odeme sorunları olmadı dedı ğı halde lran'a başvurarak onlaTekrar serbest dovız ılkesının rın ağır fueloıllennı de Rotter ağırlık kazanması konusunda dam'da pazarlamayı onerdık ve "Biz serbest dovızden kaçmıyoışebaşladık 1984'te 600 bin ton ruz ki. Bağlı muamelede de serağır fueloılı Rotterdam'da sat best doviz vardır" dıyen Pakdemayı umuvoruz ve bu ışten 100 mırlı, Erkal Grubu'nun 50 mılmılyon doların uzerinde bır ış >on baraına karşın listeye dahıl hacmı beklıyoruz " edılmesı konusunda da "Turkiye'ye donunce barajı aştıklannı bana teşvik edeoekler" seklınde YARIA: ENKA konuştu Pakdemırlı, >arın HOLDİNG Ankara'ya donuyor (Baştarafı 1. Sayfada) çımlerının sonuçları one surulerek "erken seçim" tartışmasırun dış kaynaklı olarak gundeme getırebıleceğınden ve Konsey'de temsıl sorununun surduruleceğmden endışe edıyor Hükumet çevrelen, ocak toplantısına katılma gınşımının Avrupa Konseyı'nde buyuk sorunlar çıkanacağı yolundakı kuşkulan ıse. "Konsey nyeliginın demokrasinin askıya alındığı 19801983 doneminde dahi duşmediğini" hatırlatarak karşılıyorlar. Ahrens'ın Ankara'da devlet ve hukumet yetkılılerı ile sıyası partılenn temsılcılerıyle yaptığı goruşmelerde fıkır bırlığı sağlanmamasına karşın, göruşlerın karşılıklı ıfadesının dahı olumlu bır adım sayılabıleceğıne dıkkat çekılıyor Dıplomatık çevreler, Ahrens'ın ocak >a da mayıs toplantısında teşmıl konusunda "muzakere yapma yetkisinin bulunmadığım" vurgulayarak, bu koşullarda Ahrens'in Turkıye'ye gelmeyı kabul etmesmın kendi başına önemlı olduğunu, nıtekım bu kararın dahı Avrupa Konseyı ıçınde tepkıvle karşılandığmı hatırlatıyorlar •• Ahrens, ikna Çad'da (Baştarafı 1. Sayfada) kuvvetleri ayıran kırmızı hattı gecerek Fransız bırüklennın bulunduğu yöreye saldırdı. Olayda 20 Fransız askennın tutsak düsmesı uzenne Fransız uçaklan zırhlı araçlara saldırdılar Bu sırada uçaklardan bır tanesi yerden havaya atılan fuzenın isabet etmesı sonucu düştü Fransızlar saldınyı Lıbyalı askerlenn duzenledığmı bıldırdiler. Olayın Pans'te duyulması uzenne Devlet Başkanı Mıtterrand Dışışlerı Bakanı Claude Cheysson ve Savunma Bakanı Charles Hernu ile olağanustu bır toplantı yaptı. Amerikalı Ozal: Bize (Baştarafı l. Sayjada) Ermenı Patrığı Kalutsyan da konuşmasında, Turkıye Ermenılerının vatanın savuı.ması ıçın, bundan sonra da havatlarını feda etmekten kaçınmayacaklannı so>ledı Başbakan Ozal, daha sonra Yahudılerın tstanbul dını lıderı Davıd Asseo'yu kabul ettı özal yaptığı konuşmada "Biz insanlar arasında aynlık tohumu ekmedik. Bilakıs birleştirici olarak ortava çıktık" dedı. Karadeniz Üniversitesi 'nde ek sınavlar iptal edildi TRABZON (Cumhuriyet) Karadeniz Unıversıtesı Fen ve Edebıyat Fakultesı'nde ek sınavlar, öğrencıler tarafından sevınçle karşılanırken, sınav YÖK kararlarına aykırı olduğu gerekçesıyle ıptal edıldı KU Rektorluğu'nden alınan bılgıye gore, YOK'ten önce Karadeniz Unıversıtesı'nın tum bırımlerınde 10'ar haftalık 3'lu donem eğıtımı uygulanmakta ve bır yılda okutulan bellı dersler A.B.C kod numarası ile 3 dönemde görulmekte ıdı (Baştarafı 12. Sayfada) "LaletUyin sokak kopegi" olarak mtelendırdığı kopeğın elçilık bınasını kırlettığı gerekçesıyle Turudu ile aralannda tartışma çıktığını öne surmuştu. Ikı elçilık mensubunun köpek davası dun Ankara 3'uncu Sulh Ceza Mahkemesı'nde sona erdı Duruşmada, Buyukelçı Sıtkı Coşkun'un savunma avukatı Faruk Erem,Coşkun'un olay sırasında ataşe tbrahim Tunıdu tarafından dövulduğu sırada "darba maruz kaldığı"na ılışkın doktor raporunu mahkemeye sundu Ataşe tbrahim Turudu, rapora karşı çıkarak, "Olay Afrika'nın ortasında olmuştur. Olaydan 15 gun sonra Turkiye'de alınan bir raporu kabul etmem. Buyukelçiyi belki başkası dövmuştur. Hem kendısi beni ısırdıgı zaman, ben de kendimi savunmak için buyukelçinin saçını çekmıştim. Darp o sırada olmuş olabilir" dıye konuştu Sonuç olarak mahkeme yargıcı, sanık Buyukelçı Sıtkı Coşkun'un 1 gun sureyle hapıs cezasına çarptırılmasına karar verdı Yargıç, bu cezayı da "Sanı• Nufus kâîıdınıı kavbe'ttm Hıı ğın bir daha suç işlemeyecegi kakuımuzdur MEMET\AMIk BA naati hasıl olduğundan" erteleŞAĞA dı