24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 1984 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURlYET/ll OLAYLAREV Sonsuzluk düşüncesi bana korku Bankalar için döviz daştarafı 12. Sayfada) reyım. Rakam verirsem fiyatımı Peki kameranın karşısınARDINDAKI Sinemayı bir aydınlanma, sınırlamış olurum. kılavuzu yuyıntandı da? bir sonsuzluk ifadesi olarak ele GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) durumiarına itiraz yolları tıkanmaktadır. Cumhuriyet'ın 3 mensubunun Barış Davası'nda sanık olduğu biliniyor. Buna karşın gazetemiz*? konuya ilişkin tek yaym yafiümamıştır. Herhangi bir yayının sargı mekanizmalannda ters yorumlanacağı kaygısıyla birlikteyasalara saygılı duyarlılığı ağır basmıştır. Ama, adım anmak istemediğimiz gazetede Barış Davası'na ilişkin saldırgan içehkli yazı yayınlanabiliyor. Sonuçta, basınımızın yaşadığımız dönemde daha titiz bir sorumluluk taşıması gereğini vurguluyoruz. "Demokrasiye geçiş süreci" söz konusu ise, yönetime yardım ancak böyle gerçekleşebiiir. Konımak istediginiz, halırlamak istediginiz gerçek sahne(Baştarafı 1. Sayfada) ler mi? fazakar Ander Bjork ile Tabii. Fakat hayatta da gorüştuler. gerçek olmayanlar yok olmuyorBize verdikleri bilgilere göre, lar. Sadece ünlii yönetmenlerher 3 görüşmede de TBMM üyeleri, 6 kasım seçimlerinin nasıl le film yapıyorsunuz Scola, Fergerçekleştiğini ve Meclis'in nasıl reri. Wajda... Hayır. Bir yonetmenin ilk oluştuğunu anlattılar. thsan Tombuş Heyet Başkanı olarak, fılminde de çalışabilirim. Ancak Meclis'e gelir gelmez ilk iş ola ikinci ya da uçuncusünde çalışrak yerel seçimlerde diğer parti mak en iyisi. İlk filmini kuçük ler uzerindeki engelleri kaldır ve ortalama yönetmenlerle çevirmekten uygunu diye dıklarını anlattı. Tombuş verdikleri bilgilerin diişünüyorum. Bu insanı özgün arayışlara itikarşı tarafta bıraktığı izlenimi yor. Fassbinder küçücük bütçeaktanrken de şunlan söyledi: "Demokrasiye bu kadar su İerle işe başlamıştı. Bir oda kiratli bir geçişin olacağını kendi raladı, oyuncuları bir avluya leri de tahmin etraiyorlarmış. topladı, dekor diye bir şey yokBeklernedikleri için de tereddü tu. Neden ünlü bir ada ihtiyaç de duşmüşler. Türkiye aleyhin olsun? A ile başlayacağınıza B ile deki kanatlar onlara değişik şey• anlatmış. Seçimlerin netice başlıyorsunuz. r "Orta büyük" aktrisler kaleri onları şaşırtmış. Tabii onlann bekledikleri partinin kazan tegorisinde misiniz? Evet. Bir yönetmen beni semayışı da, şaşırmalanna yolaççiyorsa filmi yapmadan önce filmış." Tombuş, yürüttükleri temas min kamuoyunu yaratmaya çalarla, "Muayyen mahfillerin lışıyor demektir. Aksi halde başyaptıklan tesisleri ortadan kal ka bir aktristi seçebilirdi. Neden dırdıklannı" bildirdi ve "Kendi beni seçsin? Fiyalınız nedir? lerinde musbet yönde bir kana Bir rakam vermek istemiat degişikliği sağladık. Türkiye'deki gelişmeleri daha doğnı bir yorum. Bir sıçrama yapmak üzeşekilde aniadılar." biçiminde konuştu. İSVEÇLİLER NE DEDİ ? Görüşmeler sırasında genellikle dinlemeyi yeğleyen lsveç'li parlamenter ve diplomatlann soruları daha çok Yerel Seçimler Yasası üzerinde oldu. Türk parlamenterlerin ortaklaşa gozlemi yerel seçimlere bütün partilerin katılacak olmasının Avrupa Konseyi'nde işleri kolaylaştırdığı yolundaydı. tsveçlilerin üzerinde durduklan bir başka husus daha vardı: 6 kasım seçimlerine Doğru Yol Partisi ve SODEP'in katılmamasının yarattığı soru işaretleri... Türk parlameterlerin verdikleri yanıt: "O birim tasarrufumuz degil" oldu. Ozansoy da, "Bu olmasaydı daha iyi olnrdu" dedi. BEKÂRA KARI BOŞAMAK KOLAYDIR lsveçliler Turk parlamenterlere demokrasi konusunda belli standartlara sahip olduklarını, Türkiye'ye de bu standartlarla yaklaştıklarını anlattıklarında "ürk parlamenterlerin yanıtı, "Askeri idarenin de standartlan vardı" şeklinde oldu. Tombuş, bu noktada Türkiye'nin ozel koşulları bulunduğunu hatırlatarak İsveçlilere unlu bir özdeyişimizi İngilizce olarak ıfade etti. "Bekâra karı boşamak kolaydır". TBMM alıyorsunuz denebilir. Kendımi çok mutlu ve sinema yapma düşüncesinden heyecanlanmış hissettiğim, bu gerçek ve hayal dünyasında gidip geldiğim anlarda güneşe çıkmış kedi gibi mayışınm. Bu bana zevk verir. Ancak sonsuzluk duşüncesi bana korku veriyor. Bu düşünceye kapıldığınızda saklayacak, koruyacak bir şeyler bulursunuz. Fassbinder öldükten sonra onu televizyonda daha fazla seyretmeye başladık. Bir noktaya kadar bu onun olduğünü anlamamı engelledi. Luis Bunuel, "Anılar"ında "Başkalannın büyülenerek seyrettiği filmlerini ikinci kez görmeye dayanamadığını" anlatıyordu. Yaptıklarını seyrederken yapamadıklannı görüyordu. Bir aktör için ise durum herhalde biraz farklı. Gerçek sahneleri ve gerçek olmayan sahneleri fark ediyorsunuz. Avrupa'da Türkiye için (Baştarafı 1. Sayfada) ne söyledikleri bir söz var. Ve söylenen sözler hemen hemen tüm Avrupa hukümetleri tarafından aynen tekrarlanıyor: "Biz aslında hiıkümet olarak Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki yerini almasını istiyonız. Ancak, bizim parlamenterlerimiz hiikümetlerden bagımsız davranırlar. Hükümetlerin böyle istemesi, parlamenterlerimizin de aynı göriışü paylaştıkları anlamına gelmez. Bu nedenle, hiikiimetler boyle düşıinse de, parlamenterlerin verecekleri karar belirleyicidir." Bundan önce yine TürkiyeAvrupa Konseyi ilişkileri çerçevesinde Avrupa ülkeleri hukümetleri Türkiye'ye aynı sözleri söylediler. Dolayısıyla, şimdi yeniden aynı yöntemleri izliyor ve "hükümet olarak" olayın dışında kalmak istedikleri izlenimlerini veriyorlar. Hatta o kadar ki, hükümetlerle görüşen Türk yetkililerine "Biz bu işte bizim parlamenterlere etkili olamı\onız. Belki siz onlarla konuşursanız, bizim parlamenterlerimizi ikna edebilirsiniz" diye eklemekten kaçınmıyorlar. İşte, Avrupa Konseyi Başkanı Ahrens de "hiikümetlerden ayn olarak" AvrupaKonseyi'nndeki parlamenterlerin havasını yansıtmak üzere yann Ankara'ya geliyor. Ve getirdiği mesaj, hükümetlerin yansıtmaya çalıştığı havanın tam tersi. Ahrens'in burada parti üderleriyle, siyasette geçmiş dönemlerde rol oynamış önemli kişilerle ve elbette hükümet yetkilileriyle görüşmesi bekleniyor. Ankara'nın çeşitli çevrelerinin getirdiği mesaja tepkilerini almayı düşünüyor. Bu arada, olayın bir başka, ama çok onemli bir boyutu daha var: Amerika'nın tutumu ve Avrupa ulkelerine telkini. Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu Amerikan Dışişleri Bakanı Shultz ile göruşuren konu bir ara "TürkiyeAvrupa Konseyi ilişkilerine" ve ocak sonundaki toplantıya geliyor. Amerikalı bakanm söylediği şu: "Biz Turkiye'deki demokratik gelişmeleri Avnıpalı dostlanmızdan daha dikkatle izliyoruz". Shultz'un bu sözü Amerikan Yonetimi'nin şu anda Avrupa'da yürütmekte olduğu bir kulisi göz önüne seriyor. Amerikan yönetimi şu anda Avrupa ülkelerine kendi görüşünü ileterek "Avnıpa Konseyi'nde Türkiye'yi dışlamayın, bu yanlış olur" yolunda sürekli telkinde bulunuyor. Bir anlamda, "Türkiye adına Amerika Avrupa'da kulis yapıyor." Yann Ankara'ya gelecek olan Avrupa Konseyi Başkanı Ahrens, Amerika'nın yürüttüğü kulisten elbette haberdar. Buna rağmen, Ankara'ya "ocakta gelmeyin, gelişinizi mayısa erteleyin" önerisini getiriyor. Şimdi sorun şu: Acaba, Ahrens'in Ankara'daki temasları, getirdiği öneriyi değiştirecek mi? Çunkü, böyle bir mesajla gelebilir, ama giderken düşüncesini değiştirmiş olabilir ve Avrupa Konseyi'ndeki parlamenterlere de değiştirdiği düşüncesi doğrultusunda yeni telkinde bulunabiiir. Soru, Ankara'nın Ahrens'in düşüncelerini etkileyip etkileyemeyeceği noktasında düğümleniyor. Bakalım, iki günlük göruşmelerden hangi sonuç çıkacak?. Halen size zor gelen şeyter var mı? Evet reklam, ve basın. Tabii ki rolümüzün ardında kaybolabilseydik ne iyi olurdu. İsiP''i heceremediginiz. rnlunüzün hakkını veremediğiniz anlarda donup kalırsınız. Kamera aynı zamanda yonetmenin gözudür. UĞUR MUMCU GÖZLEM Düzeltme Önceki gün yapılan TÜSlAD Genel Kurulu derneğin yönetim kuruluna eski üyelerden Ali Koçman, Asım Kocabıyik, Osman Boyner, Ömer Dinçkök, Şakir Eczacıbaşı, Nurettin Koçak, Melih Özakat ve Ertuğrul Aker'in yerlerine Oguz Karahan ile Ersin Faralyalı seçildiler. Eski yönetim kurulunun olduğu gibı yeniden seçildiğini belirten dünkü haberimizi düzeltir, özür dileriz. ANKARA, (ANKA) 2000 sahifeden 14 sahifeye indirilen Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı, yeniden genişlemeye başladı. Merkez Bankası, yayınladığı 31 sayfalık bir genelge ile, döviz alımsatımı ihracat, ithalat ve diğer döviz işlemlerine ilişkin esasları açıkladı. Resmi Gazete'de yayınlanan genelgeye gore, bankalann yurt dışına efektif sevketmeleri serbest bırakıldı. Ihracata ilişkin hukümleri yeniden düzenlenen genelgeye göre, ihracat bedeli dövizlerin en az yüzde 80'inin fîili ihraç tarihinden itibaren 3 ay içinde yurda getirilmeleri ve bankalara satılmaları korundu. özelliği olan ihracat dövizlerinin yurda getirilme sureleri ise ihracat yönetmeliğiyle duzenlenecek. Genel ihracatta, dövizlerin yurda getirilmesi zorunlu olan bölumün süresinde yurda getirilmesine olanak bulunmadığı durumlarda, ihracatçılar zorunlu ve haklı sebeplerini ilgili meslek kuruluşlanndan alacakları belge ile kanıtlarlarsa, bankalarca döviz getirme sureleri uçer aylık devreler halinde toplam altı aya kadar uzatılabilecek. hhalata ilişkin hukümleri de yeniden duzenleyen genelgeye akreditifli ödemelerde, 5 bin dolara kadar olan ithalat bedellerinin akreditif açılmaksızın havale edilerek ödenebileceği hükme bağlanıyor. Görunmeyen işlemlere ilişkin hükumlerde ise, Turkiye'de yerleşik kişiler, dışarıda yerleşik kişilerden Turkiye'de yapacağı işler nedeniyle döviz kabul edebilecek. Merkez Bankası da yabancı ülkelerdeki ihalelere katılacak Turk girişimcilere iş kapasitelerini dikkate alarak avans niteliğinde doviz tahsis edecek. Bu arada, yurt dışında tedavi amacıyla gideceklere Merkez Bankası'nca toplam 5 bin dolara kadar döviz tahsis edilebilecek. Yeni düzenlemeye göre, kişi, aile ve kuruluş ihtiyaçlarında kullanılmak üzere yurt dışından getirilecek, ithali yasak mallar ile ithali izne tabi mallar listesi dışındaki maddelerle ilaç ve benzeri acil ihtiyaçlar için, proforma fatura, fatura katalog veya bedel gösteren belgelerde belirtilen adreslere havale edılmek kaydıyla Merkez Bankası yıllık bin dolara kadar tahsis yapabilecek. Resmi kuruluşların her türlü acil ihtiyaçları içinse bu miktar 5 bin dolara kadar çıkabilecek. • CUMHURİYET YILLIGI 841 günun olayları haberlerı. yorumları Thkocaiı Cad. 3 M 1 CıjıhH» Frtırtrt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca ilaç fiyatlarına yüzde 1020 oranında zam yapılması kesinleşti. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na, îlaç Işverenleri Sendikası ve İlaç Sanayicileri Derneği'nin yazılı ve sözlü olarak yaptıkları başvurudan sonra başlatılan çalışmalar son aşamaya geldi. Bakanlıkça ilaç ambalaj malzemesinin fiyatları üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Yürürlükteki fıyat kararnamesine göre, endeks fıyatlarınm belirlenmesine esas alınan, işçilik ucretlerinin YSK'nm 1984 işci ücret zamlarının henüz açıklanmamış olması nedeniyle belirlenemiyor. İlaç işverenleri, Sağltk ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydın'a yaptıklan başvurularda 1984 ücret zammının henüz saptanamadığını, bu nedenle ilaç fiyatlarına zammın ham ve yardımcı madde maliyetlerindeki artış yüzdesine göre yapüması istendi. Bakanlıkça bu istek Üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda ilaç fiyatlarına, hammadde maliyetinde ortaya çıkan artış oramnda zam yapılması karara bağlanıldı. Ilaca yüzde 1020 zanı kesinleşti Pazaroyun Çözümleri Dört as 1. 2. 3. 4. FÎKREJ HAKAN TÜRKÂN AKYÖL NEJAT UYGUR ERDAL İNÖNÜ «10 yıldır mutfağımdan Prili eksik etmiyorum. Çünkü denedim. Bence bulaşıkta eniyisi Limonlu Pril» Bn. ömür Boz (Baştarafı 1. Sayfada) ğunu böylece öğrenmiş olduk.. Bu konuda "montaj sanayii" de vardır. Bazı düşünceler ve ideolojiler birbirlerine "monte" edilir; bu yolla yeni ve tehlikeli ideolojiler ortaya çıkar. İdeoloji dediğiniz hıdırellez aşuresi. değil ki, elbette sanayii ürünü olacak.. Bu ışin ağır sanayii yıllardır çalışıyor. "İhraç ürünleri" de bizim gıbi ülkelerde pazarlanıyor. Şimdi de ithalat ihracat serbest.. Bu yüzden paşamız haklıdır: Sunalp Paşa, arkadaşımız Erbil Tuşalp ile yaptığı konuşmada bakın bu görüşün" tasıl dile getiriyor: Ben insanlan çok sevöığim halde hümanist olmayı kabul etmem. Hiçbir zaman hümanistim diyemem. Çünkü humanizm ve sosyalizmin komünizmin yan sanayii oiduğuna inanmışımdır.. Sayın Sunalp, konuşmasının bir yerınde de şöyle konuşuyor: Ben solculuk konusunda, tahminlerinizin aksine, bilgili bir insanım. Yüze yakın kitap okudum. Paşamızın "sol kültürü" konusunda, sanırım, kimsenin şüphesi yoktur. Bu konuda "yüze yakın kitap" okuduğunu da böylece öğrenmiş olduk. Solculuk konusunda "yüze yakın kitap" okumak yararlıdır; insan hiç olmazsa bu sayıda kitap okursa solculuğun ne olduğunu anlar. Asıl tehlike bundan sonra başlıyor. "Yüzden fazla kitap" okuyan birden bire diyalektik bir sıçrama gösteriyor ve "konsantre solcu" oluyor. Ya 141 kitap okursa, hali dumandır. Bir daha iflah oimaz.. Paşamız bu bakımdan, solculuk konusunda okuduğu kitap sayısını yüzden aşağı tutarak, tehlikeli bir dönemeçten dönmüş bulunuyor. Tanrı saklamış, ya 141 ve 142 tane kitap okumuş olsaydı?. Sayın Sunalp'ın şu sözleri özellikle dikkat çekicidir: istesem sağda geçinen siyasılerin söyledıklerini okur, çeviririm, bu adam Marksıst duşuncelıdir diyebilırim.. Tabii, insan solculuk konusunda "yüze yakm kitap" okursa, sağcı görünen gizli Marksistleri de suçüstü yakalar. Nitekim yakalıyor: Herşeyi temellerie açıklarsanız materyalist olursunuz. Materyalist olduğunuzda da Marksizme doğru düşünmeye başlarsınız... Sayın Sunalp, bu sözleri ile hiç şüphe yok, Sayın Başbakanımızı anlatmak istemektedir. Ozal'ın konuları ekonomik nedenlere bağlayan görüşü, daha önce, TBMM'inde Sunalp Paşa tarafından Marksistlik olarak nitelenmemiş miydi? Biliyorsunuz, Marksistler, "Kızıl Marksistler" ve "Yeşil Marksistler" olmak üzere ikiye ayrılır. "Yeşil Marksistler" sosyal adaleti İslami düşüncede bulan takunyalı ve tesbihli Arap sosyalistleridir Özal'ın bu bakımdan rengi yeşil olmakla bırlikte gizli Marksist olduğu yolunda doğrusu bu ya bende de kuşkular doğmaya başladı. Neden derseniz, Özal, "orta direk"vs.. diye diye çeşitli sımflar arasında çelişkiler yaratmaya ve bu çelişkılere dayalı "direk bilinci" oluşturmaya çalışmaktadır. Biliyorsunuz, en tehlikeli bilınç, "direk" bilincidir Çünkü bu bilince varanlar, kazığın nereden geldiğini anlariar. "Orta direkprogramı" tümüyle Marksist düşüncelerden esinlenmiştir. Çok hümanisttir, bu bakımdan komünizmin yan sanayii olarak görülmesinde tam bir isabet kaydedilmiştir. Paşaya burada bir küçük sırnmızı açayım: Benim öteden beri savunduğum görüş şudur: Ekonomi aslında tıkırında yürümektedır. Ancak, eski Marksistler, bir plan gereğı bütün holdınglere dağılmışlar ve ekonomiyi felce uğratmışlardır. Dünya Bankası'nda Arjantin masasına bakan uzman ' Karl Marks'ı "ortanın solunda" gören bir eski Türk Marksistidir. İşte itiraf ediyorum!. Arjantin bildiğiniz gibi güzel güzel kalkınırken, bu eski Marksist gitmiş, Dünya Bankasın'da böyle bir post kapmış ve Arjantin ekonomisini, bir daha iflah olmamak üzere, batırmıştır. Kendisini tanırım, üzerinize afiyet, çok hümanist bir arkadaştır! EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) rumu. Hiçbir zaman geçmiş dönemlerdeki çalışmalarını yapamazdı." Yanlış yoldan geri dönülür. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Atatürk'ün 1932'de dört güvendiği arkadaşına kurdurttuğu 'Dernek\ bugün bir 'devlet dairesi' olmuştur Ben en kısa sürede bu yanılgıdan vazgeçileceğine inanıyorum. Ama yitip giden değerli zaman, dil devrimine verilen zarar ne olacak? Bunun hesabını kim verecek? Evet, şimdiki 'devlet dairesi' ile Atatürk'ün kurduğu bilimsel ve devrimci derneğin; altı yüz aydının üyesi olduğu Türk Dil Kurumu'nun hiçbir ilgisi yoktur. Bu yüzden de dört kurucunun ve eski genel başkanlarla genel yazmanların resimleri duvarlardan indirilmelidir. Bu resimler Atatürkçü bir Dil Kurumu'nun duvannda bir gün yerini bulacaktır nasıl olsa... ihracat kavgası (Baştarafı 1. Sayfada) sermaye şirketi sayısı ise ancak 20'yi buluyor. Yine aynı düzenlemelerle getirılen "ihracatçı sermaye şirketi" tanımı da en az 50 milyon lirahk sermaye onkoşulu koyduğu için, özellikle küçük ihracatçıların ya büyuk bir şirket çatısı altında birleşmeleri, ya da mallarını "teşvik ve destek" pazarlıkları sonucu, büyük şirketler kanalından geçirmelerini zorun Bu resmi tamamlayınız Bir kup ve bir kure. Cisimlerin göreli ağırlıklan şöyledir: Silindir 13 Küp 8 Küre 4 Koni 3 lu kılıyor. Nitekim ihracatçı sermaye şirketlerinin ihracatlan içinde kendi üretimleri olmayan ürünler önemli bir yer tutuyor. 25 ihracatçı şirketin geçen yılın 10 ayındaki ihracatlarınm toplamı 1 milyar 400 milyon doları buluyor. Aynı dönemde Türkiye'nin toplam ihracatı 4 milyor 474 milyon dolar. Ihracatın 25 devinin 1982 ihracatlan 1 müyar 83 milyon dolar, 1981 ihracatlan da 460 milyon dolardı. Uyak 5 KADAR ALAKADAR DİNDAR KİNDAR KABARCIK DAĞARCIK ÖDENEK DENEK GEREK ENGEREK TAKLAK LAKLAK SANDALYE SARDALYE PARAGRAF AGRAF KULUNÇ BULUNÇ ZAB1TA RABITA BURJUVAZÎ MUVAZİ ÖZENT1 • GEZENTİ K A K S A 1RAKSAK KONYAK AMONYAK AMBER PEYGAMBER İHRACATTA PUAN DURUMU (Baştarafı I. Sayfada) Edpa Pazarlama 85. .51 Çukurova Dış Tic. (Çukurova Holding) 82. .80 İzdaş 60. .33 Tekfen Dış Tic. (Tekfen Holding) 53 19 Anadolu Eksport (An. Endüstri Holding) 51 19 Cam Pazarlama (Paşabahçe Gnıbıı).,. 51 38 Borusan ihracat (Borusan) 50 45 Sanpa (Okumuş Grubu) 50 26 Batı Pazarlama 40 36 Suzer Dış Tic 36 19 Sönmez Tekstil (Sönmez Holding) 35 25 Kilim Dış Tic. (Kilim Grubu) 31 12 Etken Tekstil (Çukurova Holding) 30 7 Hak Dış Tic. (Okumuş Grubu) 30 30 Paşabahçe Tic. (Paşabahçe Grubu) 21 19 Manisalı Evrensel (Özsaruhanh Metaş) 20 Proeks (Profilo Holding) 16 26 Oryantal Ihr. (Oryantal Holdinjs) 15 24 Eksel (ECA Grubu) 14 15 Derya Dış Tic. (Paşabahçe Grubu) 14 25 Gepa (Demirören Grubu) 7 21 Not: ihracat rakamları DPT ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü'nden alınmış gerçekleşen ve taahhüt edilen miktarlara göre düzenlenmiştir. • 34 F 2780 plakah otomun ruhsatı kaybolmuştur. Hükümsüzdür. C.ATA AKYÜZ • 34 DY 830 plakalı arabamın 1420,0 seri numaralı taksimetre kâğıtlannı yitirdim. Hükumsüzdür. HALİL ÇETİN Turyag Bulaşıklarınız 10 yıldır Pril'le pırıl pırıl. Pril, bir "TURYAĞ A.Ş" Izmir, ürünüdür. TÜRK KARA KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI ORDU/ULUS BİRLİĞİNİN ÇELİK HALKASIDIR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle