19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 SPOR 21 OCAK 1984 Biz biına atletizm dîyoruz "L Ikemiıde normal salon bulunmaması nedeniyle böyle bir karar alınmış olabilir. İzmir'deki Avrupa Salon Birinciliği'ne katılacak atletlerimiz salon hem ufak. hcm fasulye halinde. Açık pislle atletlerden, saTürkiye'de salon olmadığı için İzmir'de açık havadaJondaki derece beklenemez. Bekoşacaklar. Avrupa barajını atletlerin bu koşullar nim konudan şimdi haberim oluda aşmasına olanak görülmüyor. Atletizm Federasyor. Teknik Komite'de görevli ragmen, maalesef isim yonu Teknik Komitesi üyeleri durumu garip karşı olmamagörev yaptığıınız anlaşıolarak ladılar, "îşte bizim teknik komite üyeliğimiz de bu lıyor. Atletizm Federasyonu bir yönde haklı olabilir de. Bu kakadar" dediler. dar genç atlet var elimizde, bunkendilerinin değiştirmesinin söz NÜVİT TOKDEMİR lara gitmeyecek tnisiniz diyevekkonusu olamayacağını belirtirler? Salon yoksa ne yapacaksıİZMİR Avrupa Salon At lerken, Atatürk Stadı atletizm •«ız? ' salonu pistinin de yetersizliği neletizm Birincilikleri'ne katılacak İzmir Bölge Atletizm gonüllu atletlerin belirlenmesi amacıyla deniyle böylesi bir yola baş\ urulçalıştırıcılarından milli eski atlet seçme yarışmalarının ^ t a t u r k muş olabileceğini soylediler. Doğan Demirhan da. "Daha önStadı açık tartan pistiride yapı Atletizm Federasyonu Teknik celeri bazı yarışmalarda başarılı lacağı açıklandı. Atletizm Fede •Komitesi'nde görevli, milli eski görülen atletler. uluslararası rasyonu'nun aldığı karar gere atletlerimizden, YuPi Amatör ğince Türkiye Salon Atletizm Bi Atletizm Kulübü Başkanı Doç. alanda >anşma\a gönderiliyordu. SanıVorum bu kez sorun derincilikleri'nde açık pistte yapıDr. Arman Çağdaş ise, "Böyle ğişik şekilde çoziilecek" dedi. lacak seçmelere neden olarak sabir karardan haberim yok. l > Demirhan, şoyle konuştu: lonun yetersizliği gösterildi. gulanabilir de uygulanmayabilir Beden Terbiyesi Bölge Mü de" şeklinde konuştu. Çağdaş, "Açık pistte seçme >apılmasıdurlüğu yetkilileri, Atletizm Fe konuya ilişkin sorumuza şu ya nın nedeni, salonun olçulere u>derasyonu'nun aldığı bu kararı gun olmamasıdır. Bu bizim için nıtı verdi: SPORDA I Yücelman ÜNAL TOLUN 1936'da Ankara'da Samanpazan'nda doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara'da yaptı. Mimari tahsitini Stultgart'ta yaptı. 1969'a kadar Almanya'da kaldı, 1969'da Türkiye'ye geldikten sonra iki kez İstanbul Bisıklet Ajanlığı yaptı, 1981 'de Federasyon Başkam oldu. Halen Federasyon Başkanı olan Tolun, 1 kez bisiklette milli mayoyu giydi. BİZE OZGU GARİPIİKLER önemlı bir sorun. Bu dezavantajla atlellerin barajı aşmaları güç. Aynca, benim öğrendiğime göre, baraja yaklaşan. yani en iyi dereceyi yapan atletler ile barajı aştığı göriılen atletler, aşmamış kabul edilecekler. Aynca, Avrupa Atletizm Federa>>>onu da bunu kabul etmeyebiİir." Atletizm Federasyonu'nun kararı, Izmir"deki Türkiye Salon Atletizm Birincilikleri'nin sona ermesiyle birlikte açıklık kazanacak. 2 REKOR Öte yandan Türkiye Salon Atletizm Birinciliği, dün İzmir'de başladı. İlk gün yüksek atlamada Nermin Arısoy 1.68'le kendi rekorunu yeniledi. Yıldızlarda ise Nilüfer Okman 5.36 ile uzun atamada, Esin Aylançda 1.61'le yüksek atlamada yeni rekorların sahibi oldular. Bugünkü konuğumuz Bisiklet Federasyonu Başkanı Ünal Tolun Milliler Mısır'a 10 yenildî Mısır: 1 Türkiye: 0 Berker: G.Sarayh itham etmedim "Bisıklet Federasyonu Başkanı oldum, v bürokrasi yüzünden bisikleti unuttum Bugünkü konuğumuz Bisiklet Federasyonu Başkanı Ünal Tolun. Sayın Tolun bisiklet merakınız sanıyorum kiiçiik yasta başladı. tlk bisiklete ne zaman bindiniz? tlkokulu bitirdiğim yıl babam okulu bitirme armağanı olarak bisiklet almıştı. O tarihten bu yana bisiklete hem binerim, hem severim. Yani 1945'ten bu yana. Peki yanşa ilk girişiniz nasıl oldu? Babamın aldığı o bisikleti 1952'de yarış bisikleti ile değiştirdim. 90 liraya satıp yerine 216 liraya Fransız bisikleti aldım. Ama daha yarışçılık yok ortada. Bisikleti aldım ya, hava basayım diye her yeri o bisikletle dolaşmaya başladım. Sınıf arkadaşım Altan Necioğlu, şimde ODTÜ'de öğretim görevlisi, o bana bir gün "Ver şu bisikleti de ben yarışa gireyim" dedi. Biraz mırın kınn ettim, o zaman "sen yanşa gir" deyince mecbur oldum yanşa girmeye. İlk yarış 55 kilometreydi galiba. Ben öyle çıkmışım ki, herkesin önüne geçtim, ama çiftliğe varmadan bittim tabii. Nerdeyse ölecektim sanki. Almanya'da da koştunuz mu? Koştum tabii. Stuttgart'ta. 1959'da İstanbul'a Yugoslavlar gelmişti. tkili müsabaka yapılacaktı. Ben de o arada istanbul'a gelmiştim, milli oldum bir kere. Hepsi o kadar. Ama zaten bizim zamanımızda milli müsabaka yapılmazdı. Yaklaşık 30 yıldan beri bisiklet sporunun içindesiniz. Bize bisikletin eski dönemi ile şimdiki döneminin bir değerlendirmesini yapar mısınız? 31 yıldan beri bilfiil bisikletin içindeyim. 1945'e kadar olana yetişmedim, ama çok dinledim. Ben benim görmediğim, ama duyduklanma göre değerlendirdiğim dönemi birinçi zirve olarak değerlendiriyorum. 1936 Olimpiyadı'nda Olimpiyat 7'ncisi olan bir Talat Tunçalp'ın başansına hiçbir zaman ulaşamadık. Güreşi bir yana bırakırsak, atletizmde bir üçünçülüğümüz var. Ruhi Sarıalp almış, bir dördüneülüğümüz var maratonda, Ismail Akçay almış, ondan sonra Talat ağbinin 7'nciliği geliyor. Sonra yine Talat ağbi Rusya'da üç yarış koşuyor, ikisini kazanıyor, biri Moskova'da, biri Leningrad'ta. Bu başanlar bençe çok buyük. Peki o zamanki Talat Tunçalp ile bugünküleri karşılaştırsak De olur? Böyle bir değerlendirme yapamayız. O zaman vitessiz bisikletle koşarlarmış. Bugün teknik çok ilerledi. Yani bugün böyle bir şey yapmak bençe hata olur. O günkü şartlarda bisikletçilerimiz bir harika imiş. Bunu böyle kabul edeçeğiz. Daha sonraki yıllarda? Bisiklet sporu yürümüş. Ama dorukta kalmamışız. Talat Tunçalplar yetişmemiş. Benim dönemimde Aytekin vardı mesela. Bençe o da büyük bisikletçiydi. 60'h yıllarda Türkiye'de Rıfat Çalışkan, Çetin Yıice, Ali Hüryılmaz vardı, onlar için ne diyorsunuz? Onlar da gününe göre büyuk. Yani Rıfat'ı.Yüce'yi kimse inkâr edemez. Bisiklette bençe ikincî patlamadır, ikinçi zirvedir. Peki Rıfat mı, Çetin mi? tkisinin de durumu ayn. Rıfat startçıydı, Çetin ise, iyi yokuşçuydu. Bençe ayn ayn değerlendirmeli ikisini. Gelelim 70'li yıllara. Bence o neslin arkasından Erol Küçükbakıreı gelir. Ama Erol'un pek bisikletçi tipi yoktu. Yoksa yanılıyor muyum? Doğrudur. Erol'un bisiklet sporunu reddeden bir fiziği vardı. Uzun gövde kısa baçak. Oysa bisikletçilerin fiziği bunun tersidir. Yani kısa gövde uzun baçak. Ama Erol Küçükbakırçı'nın durumu bir istisna. Bakın bir şey söyliyeyim, kalp ve göğüs bisikletçide makinedir. Erol'un makinesi fevkaladeydi. Kafası ile fiziği ile koşardı. Bençe son neslin en buyük bisikletçisiydi. Gerçi bisiklet bu sporda önemlidir. Ama Eddy Merks'in bisikletine ben binsem ne fark eder? Önemli olan bisikleti kullanan insandır. Yalnız bisiklet de bu sponın temel aracıdır. Yerli malı ile yabancı arasındaki fark bisikleteinin derecesini etkiliyor. Bu da doğrudur. Bisikletin hafifliği, kalitesi, lastiklerin kalitesi, bunlar bir yarışçı için büyük avantaj veya dezavantajdır. Erol büyük bisikletçiydi, ama Rıfat Çalışkan bisiklet sporunu Türkiye'ye sevdiren ve tanıtan bisikletçi olmuştur. Yani bisikleti iyi bir ambalaj içinde kamuoyuna sunmuştur diyebilir miyiz? Deriz tabii. 70'li yıllardan sonra bisiklette bir düşiiş başladı. Bu diişiiş bugün devam ediyor mu? Bana göre bu düşüşü biz durdurduk sanıyorum. Yani bu düşüşü durdurduk derken, yeni bir Rıfat Çalışkan yarattık demiyorum. Ama bu düşuşü durdurmak için takoz gerekliydi, biz takozu koyduk. Iniş durmuştur. Bunu da eğitimle gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. İnişe takoz koymasaydınız ne olurdu? İniş çok kötü noktalara gidiyordu. Bir kere bisiklete tiçaret girmişti. Hatta bu tiçarette Türkiye Bulgaristan köprüsü kurulmuştu. Bisikletler, jantlar, lastikler o köprü ile Türkiye'ye akıyordu. Bisiklet sporu unutulmuş, herkes tiçari hesaplar ve planlar yapıyordu. Bir örnek verebilir misiniz? 1981'de Federasyon Başkanı oldum. Hemen bir ay sonra Balkan Şampiyonası var. Yarışmaya gittik, baktık yarışı terk eden terk edene. Terk edenlere bakıyoruz ortalıkta yok. Meğer hepsi alış verişe gitmişler. Yani kafalarında yarış marış yok, hep ticaret var. Böyle yanşçı olmaz, böyle spor olmaz dedik, kolları sıvadık. Öncelikle tuçcar zihniyetli bisikletçileri sildik, çeza heyetine verdik yani, takozu koyduk. Giderken bavullan aradık, gümrüklerde işi sıkı tuttuk. Evet sporcunun belki gittiği yerden bir şeyler alması hakkıdır. Ama bunlar işi iyiçe tiçarete dökmüşler. 100 tane lastik, beş yüz tane ayakkabı falan, yani tam ticaret anlıyacağınız. 1980'lerde donığa çıkacak bir bisikletçi söyleyebilir misiniz? Hasan Can'ı gösterebilirim. Ama ne yazık ki, ekonomik durumu, yaşantısı, evliliğe erken adım atması onun çıkışını durdurdu. Yoksa çok çok iyi bir bisikletçi olaçaktı. Peki ama evlilik bisikletçinin sonu demek mi oluyor? Dünyanın sayılı bisikletçilerinin çoğu evli. Bu apayrı bir konu. Bizde maalesef evliliği de çinsi yaşamı da bilmeyen bir ton insan var. Bu apayrı ve uzun bir röportaj konusu. Onun icin Hasan'ı da tek başına suçlamıyorum tabii. 1981'den bu yana görev başındasınız. Siz bu siire içinde ne kadar yol aldınız? Yani kendi kendinizi eleştirir misiniz? Türkiye'de herkes büyük bir yanılgı içinde. tsteniyor ki, iş başına gelen kim olursa olsun hemen şampiyonluklar, madalyalar getirsin. Böyle bir şey düşünülmez bile. Biz işe başladığımızda biraz önce size çizdiğim tablo ile karşılastık. Önce ayıklama dönemi geçirdik. Sonra baktık ki, elimizde eğitimci yok. Daha doğrusu eğitimci sayısı yeterli değil, 1981 bence boşa geçen zamandı. 82'de başlattığımız yatınmı83'te de sürdürdük. Eğitimci azlıgından dolayı mı, Türkiye'nin her bölgesine bisikleti götüremediniz? Maalesef öyle. Bir misal vereyim size. Diyelim ki, Yozgat bölgesi bisiklet sporu yapmak istiyorum dese, buna imkân yok derim. Nedeni şu: Yozgat'fa önce bisiklet eğitimcisi yetiştirmemiz gerek. Çünkü başka bir yerden Yozgat'a eğitimci gönderemem, gitmez çünkü. Oraya bisiklet de versem boşa gitmiş olur. Onun için önce biz elimizdeki 24 bölgeyi düşunüyoruz. Bilmem bisikletteki gerçeği size anlatabiliyor muyum? Çok haklısınız da bisiklete eğitimci yetiştiraıek için ne gibi planlama yapıyorsunuz? Sporda altyapıyı eğitimciler oluşturur. Tesis ve malzeme ondan sonra gelir. KAHİRE (Cumhuriyel) A Genç Milli takımımız ilk sınavını Kahire'de Mısır önunde verdi 01. Havanın soğuk olması nedeniyle STAT: Natıonal Kahtre. az sayıda seyircinin izlediği karşılaşHAKEMLER: Muhammed Hüsav (5), Mahmut Osman (5), Ahmet Bedevi mada her ikı laraf da kötu bir fut(6). bol sereiledi. Karşılaşmamn ilk yaMISIR: Thabel (S) Ali (6), Mahmut (5), Muhame (5), Rabie (7) Şevkı rısında tarafiar gole giımekle olduk(6), Imad Süleyman (6), Mustaja (5) Adel (5), Zekeriya (5), Emad (7). ça guçluk çekti. Bu arada takımımızTÜRKİYE: Yaşar (5) lsmml(5), Onur (5), Alper (S), Cem (5) Müjdal (6), da B. Metın en başarılı eleman olaGUngör (5), (KMetin), Cüneyl (5) lskender (5), (Ttıncay 5). Şenol (4), RMetin gozuktü. tkinci yarıda ise Mısır rak daha atak bir fulbol sergıledi. Mısır (7). atağında Emed Süleyman. Yaşar'a GOL: Dakika 54 Imad Süleyman. ragmen maçın tek golunü attı. Spor Servisi Fenerbahçe Basketbol Şubesi Komııe uyesı Engin Berker, "İki Galalasaravlı, hakem doverien federasyon neredeydi?" demekle, Oalalasaray'ı itham etmek islemediklerini, muhaıap olduklannın Baskeıbol Federas>onu olduğunu sovledı. Berker, boyle olaşların hakenı raporuna yazılamayacağını belirterek. "Nasıl sahada olan orada kah>orsa. soyunma odası koridorlannda olan da orada kalmaktadır" dedı. Engin Berker, Galaıasaray ile hıcbir sorıınlan olmadığını ve gerek Ali Ka/asm gerekse Tugnıl Demir'ın ı,ok \akın arkadaşlan \e dosılan olduğunu so>ledi. Basketbol Federasyonu'nun müessese kulüplerine gösterdiği yakınlıktan şikâyetçi olduklarını belırten Berker, "Galatasara\ hiç mi hakemlerin azizliğine uğramadı. Sözlerim vanlıs anlaşıldı. Bi/im amacimı/ Galatasara>'ı ihbar etmek degil, spor kulupleri ile. müessese kulüplerine u>gulanan işlemlerin farklı olduğunu vurgulamaktı" dedi. Berker, Halil Dagh'nın islifasının nedenini anlamadığını. persembe gunü yapnkları toplantıya da gelmedığıni soyledi ve Halil Daglı ile sık sık goruşıukleri halde, kendi fikrıni almadan istifa etıiği için '"ayıp" yapıığını belirtti Eczacıbaşı'nın finalist olması kesinleşti Spor Servisi lsviçre'nin Basel kentinde toplanan Avrupa voleybol Konfederasyonu, Eczacıbaşı bayan voleybol takımırun F. Almanya'da yapılacak Avrupa Şampiyonası'na katılmasına karar verdi. D. Alman Lokomotif takımırun lstanbul'dakı maça gelmeyeceğini bildırmesi ardından da Istanbul'a gelmesı uzerine karısan olay dun açıkıığa kavuştu. Her iki takımmdabelgeleri incelendikten sonra Eczacıbaşı haklı bulundu ve finalist olması kararlaştınldı. Bılındiği gibi Eczacıbaşı 1980 yılında Prağ'da Avrupa ikincisi olmuştu. tf*hvf*nt\r\ Tekv»ndo Federasyonu (arafından düzenlenen Marman , i e " ^ * « « U " Bolgesi Grup Birinciligi, d u n Burtıan Felek Spor Salonu'nda basladı. Edirne. Kırklareti, Balıkesir ve Bilecik bölgelerinin katılmadıgı yanşmalar, eleme usulü yapılıyor. Yan finale kalan sporcular şovle: 44 kilo: Ibrahim Yıldız (İstanbul), Nurgun Çolak (İstanbul). Erol Karaoğlu (Bursa). Burhan Alyay (Bursa), Erdogan Koçan (Zonguldak), Senayi tlogullan (Bursa). Şener Gumıış (Zonguldak). 43 kilo: Şiikrii Kaya (tstanbul), Erdal İnceçayır (tslanbnl), Levenl Cayan (İstanbul). Erol Yontem (İstanbul). Osman Er (Kocaeli), Cengiz Akın (tstanbul), Ismail Açıkgöz (Zonguldak). 52 kilo: Özdemir Ozcan (İstanbul), Muslafa Keskin (tstanbul). Vural Çolak (tstanbul), Muzaffer Koca (istanbul), Nuri Özbayrak (İstanbul), Sabri Bayraktar (Tekirdağ), Adnan Oguz (tstanbul). Yüksel Agcabal (tstanbul). 56 kilo: Okay Alper. Özkan Lçkan, Sezai Menleş, Çetin Muratoglu. Crvdet Cengiz (İstanbul). Ünal Öztürk (Bursa), Serdar Rahvan, Cemal Ot (Sakarya). Öte yandan kızlarda rakipleri geimeyince İstanbul'dan 48 kiloda Zerrin Gedik. Tennur Yeriisu. Falime Bank. Hacer \libeyaz, 57 kilo bayaniarda Dervin Tokgoz, Saniye Oyaşekerci, Zuleyha Tan, Kocali bölgesinden Neşe Can, rakipleri gelmeyince maç yapmadan finale kaldılar. 1974'ten bu yana Türkiye'ye tek bisiklet ithal edilmedi. Gelen bütün bisikletler kaçak. Ama biz yarışlara girdiğimize göre demek ki başarılı bir kaçakçıyız. Dileğimiz şu ki şu dönemde ithalat serbest, hiç olmazsa şu kaçakç damgasından kurtulaiım. Sayın Bakan Dinçerler'e Merhaba VEDAT N. TURKKAN Sayın Dinçerler merhaba, hoşgeldinız sportif yaşantımıza Yeni yılınızı kutlar, sağlık ve başarılar dilerim. Sizinle tanışmıyoruz. Ama bılenler, uygar, demokrat ve zarif kişiliğıniz olduğunu söylüyorlar. İşte bu bilgilerın doğruluğuna inanmış olarak seslenıyorum bu sütunlardan. Bir kez daha merhaba. Göreve başladığınız günlerde şöyle diyordunuz: "Spor konusunda uzman değilim, sadece iyi bir spor okuyucusuyum." Yürekten kutlarım sızi Sayın Dinçerler. Çok şeyi bildiğini, hatta herşeyi bildiğini sanan doğulu kafalara iyi bir ders verdınız. çağdaş bir örnek oldunuz. Herşeyi bilmek olanağı yok ne yazık kı. Çok şeyi bilmeye gelince, o da zor. Zaman ıster, görgu ve yetenek ister, gönül ister, ömür törpüsü.. • Ama bulunduğunuz yer politik bir yerdir. Uzmanlık gerekmez. Yeter kı görev alanınıza giren konuları ve de teknikleri iyi bılen kadroları oluşturabilesınız. Türkiye'de gerçekten iyi yetışmış 'kadrolar vardır, yalnız sporda değil, her alanda. Bu kadrolara yol açılırsa geleceğe daha bir umutla bakabıliriz. • Bir de şöyle diyordunuz ilk konuşmalarınızda: "Uzerime gelmeyin, öneri getirin." Yerinde bir çağn Sayın Dinçerler. Kuşkusuz, şimdi spor dediğimiz şu sosyal, ekonomik ve de politik toplumsal olay, toplumsal olgu ve gereksinme üzerine, konusunda gerçekten yetışmiş teknısyenler görüşlerıni sunacaklardır size.. Ne var ki, siz bu tür önerilerden oluşacak bir konjonktüru ' ve de sağlıklı bir perspektifi beklemeksizin eski bakanların oneriierine başvurdunuz. Gerçi bu buluşma kapalı kapılar ardında yapıldı. Konuşulanları duyamadık. Duyamadık amma. bu bulunmanın size ve de Türk sporuna hiçbir yararı olmayaca' ğını çok iyi bilmekteyız. Öyle değil mi? Kendi dönemlerınde çoğu, spor adamı değil de sadece bakan. hatta sadece partılı olmayı yeğleyen bu toplantı üyelerınin size verecekleri öğüt ne olabilirdı. Şimdi oturduğunuz odada bir hoş seda bile bırak. mamış olan ve Türkiye'yi 12 Eylül oncesi kargaşaşına getıren politikaların bu seçkin yöneticileri eğer bir şey bilselerdi, eğer bir şeyler yapabılselerdi, Türk sporu bugünkü durumunda olur muydu? Bu yüzden, yeni boyutlara, doğrulara açılacağını umduğumuz bu dönemin ilk gününde eskilere başvurmanızı çelişkilı bulduğumuzu söylemek isterim. Şimdi izninizle, gelelım size ilk önerime. Sayın Dinçerler, herşeyden önce, sağlam bilgileri alabilmek için "aracıyt" kaldırınız. Yaratana, yani üreticiye sorunuz gerçekleri. Bakanlığınıza bağlıörgütleri dağıtınız demiyorum. Üreticiye yöneliniz dıyorum. Üreticiyi dinleyiniz, sonra karar verın, sonra planlama yapınız diyorum. Bir alanda, bir tesiste sportif olayı, gösteriyi kim sunuyor bıze. Sporcu, yetiştirıci ve hakem. Opera ve tiyatro gibı, sinema gibi, kimler çekiyor bu yaratımın çilesini. Başarı anında kımler yaşıyor bu olayın kıvancını, ya da tersi, üzüntüsünü, acısını kimler çekiyor? Onlara sorun, ürünü ekene, biçene sorun. Hatta, bir spor dalında junior'ların sorunlarını yine kendilerine so. run. Onlan dinleyin, büyükleri değil. Çünkü çoğumuz çoktan unuttuk ondört, onaltı, onsekız yaşının özlemlerini, beklentilerini. fani, diyeceğim şu: Spor yaratımına, üretimine doğrudan dogruya kalıtanlara, bu işin emekçısine sorun. Kendi öz uğraşlaıını çoktan yitirmiş, yapacak başka işlerı olmayan, olsa bile, spor dışından gelip bakanlığınıza baglı örgütlerin köşebaşlarına yerleşenlere değil. Sayın Dinçerler, ıste ilk önerimı size iletmeye çalıştım. t'aşarı ve mutluluk dıleğımi yıneliyorum. Saygılarırtüa. Günün içinden Güreş Icra Komitesinde istifalar Türkiye Gureş Yüksek Danısma ve Koordinasyon Kurulu toplantısında seçilen Güreş İcra Komitesinden istisfalar başladı. Komitede basını temsiler görev alan Milliyet gazetesi spor yazarlanndan Erol Yaşar Turkal, TSYD Ankara Şube lemsilcisi olarak seçilen Mustafa Kaya ve TRT temsilcisi Nejat Çelebi, istıfalarını lcra Komitesi Başkanı Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'e sundular. Dinçerler 3 başkanı kabul etti BAŞBAKAM.A FOTOĞRAF ÇEKTtRDİLER Cç büyuk kulubun başkanlan Ankara'da Milli Eğitim Gençlik ye Spor Bakanı Dincerler'le göruştiîkr. Yeşilköy'de ise Basbakan Turgut Özal'la foloğraf çeklirdiler. (Fotograf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, Fenerbahçe Kulubu Başkanı Faruk Ilgaz, Galatasaray Kulubü Başkanı Ali Uras ve Besiktaş Kulübu Başkanı Mehmet Üstünkaya'yı dün saat 11.00'de makamında kabul ede rek bir sure görüştü. Beden Terbiyesi Genel Mudüru Yucel Seçkiner'in de bulunduğu göruşmede Bakan Dinçerler, uç buyuk kulubün baskarundan Türk sporunun çesitli sorunları ve kendi kulüplerinin meseleleri hakkında bilgi aldı. 84 için planladrgınız başka neler var? 83 yılında bütçemiz 35 milyondu, 84 için 36 milyon aldık. Peki bu bütçeniz ile ne kadar malzeme alabileceksiniz? Bir gerçeği söyliyeyim size, bisiklet federasyonlan 1974'ten bu yana tek bisiklet getirmedi dışardan. Gelenlerin hepsi de kaçak girdi. Beni de bu kaçakçıhğın başında gosteriyorlar. Doğrusu bu konuda bayağı başarıh bir kaçakçıyım. Ama inanır mısınız bu kaçak bisiklet ve malzemelerle bisiklet sporunu bu günlere getirdik. Mesela son 5 yılda 20 bin lastik kullandığımız halde ithal edilen kanuni lastik bini geçmez. Peki biz bu yanşları nasıl yaptık, neyle yaptık? Hesap ortada işte. Şimdi ümidimiz 1984'te serbest bırakılan ithalattan dolayı bisiklet ve lastiklerimızin Avrupa'dan sağlanması. İstiyoruz ki, şu kaçakçılık damgasından kurtulaiım. Yani bir şey diyeyim mi, bizim şu malzeme sıkıntısı içinde bisikleti yarışa sokmam bile başarı. Bir de nal topluyorsunuz diyorlar. Bizimki topal eşsekle kervana katılmaya benziyor. 1983'ü değerlendirirken, bunu böyle duşünmek gerekir. Devlet memuru Ankara'da bana soruyor "1983*te ne yaptın?" diye. Adamın işi bu, ben bu işi amatorce yapıyorum, kendimden fedakârlık yapıyorum, sen oturuyorsun bana istediğimi vermiyorsun, dediğimi yapmıyorsun, sonra da bana soru soruyorsun. Yani şimdi bütün ümidinizi ithalata bağladınız, öyle mi? Ümidimiz bu. Fakat yine de mucadeleye devam. Bir de yurt içinde bir firma ile anlaştık. 83'te sadece lstanbul'da bir kampanya açtık, Ataköy'de tam bin çocuğu bisiklete bindırdik. Bu tip kampanyalara devam edeçeğiz. Bisan ile yaptığımız anlaşma ile biz her yıl bisiklette 300 400 yeni bisikletçi ile kısa sürede bir ordu kuracağız. Federasyon Başkanı olmak sizi mutlu etti mi? Doğrusunu söyliyeyim etmedi. Bisikletten koptum sanki. Eskiden daha çok bu sporun icindeydim. Şimdi Ankara'ya git, imza bekle, onay için kuyruk ol, bazen ima, bazen soğuk davranış gör, bunları hazmetmek zor. Kendi kendime soruyorum çoğu zaman. Neden diyorum, ben Federasyon Başkanı olmak zorunda mıyım. Diyorum ki, alın Federasyon Başkanhğınızı verin benim bisikletimi. Başkan Üstünkaya yeniden aday .Besiktaş Kulübü Başkam Mehmet Üstünkaya mart ayında yapılacak olan kongrede yeniden başkanlığa adaylığını koyacağını açıkladı. Mehmet Üstünkaya futbolda şampiyonluk kovaladıklannı, bu nedenle de hem futbolcuları hem de basketbolcuları her turlü polemikten uzak tutmaya çalıştıklannı vurgulayarak, "Biz de Beşikta$lı taraftarlar gibi polemikleri izleyeceğiz" dedi. F. Bahçe baskette henüz bir şey kaybetmedi HİLMİ TÜRKAY Fenerbahçe'nin eski çalışiırıası Onder Seden, kulup camıasındakı ileri geri konuşmaların tum oyuncu ve >onelicılerı menfı yonde etkilediğini belirtti. Seden, daha sonra yönelttiğımiz soruları yanıtladı. Fenerbahçe lakımının şu andaki dunımunu nasıl buluyorsunu/? Fenerbahçe'nin almış olduğu sonuçlar maalesef istenilen sonuçlar olmadı. Benim inancım. geçen yılki takımın iki oyuncu ile takviyesi halinde bu yıl yeniden şampiyonluk için oynayacağı ve en azmdan geçen vılkı sonucu alacağıydı. Ancak gorulduğü gibi alınan sonuçlar en iyimser duşuneni dahi tatminden uzak oldu. Lig statusunun değiştirilmesi dolayısıyla grup rnaçlarındaki yenilgilerin büyük önem taşımadığı da bir gerçektir. Ancak alınan yenilgilerle bir takım 6.7 veya 8'inciliğe düştuğü takdirde playoff da 1, 2, 3 ile eşleşeceğinden şans yüzdesi düşebilîr. Ligin en güçlü takımları Eczacıbası ve Efes Pilsen'dir. Bu takımlann bile bugün için dorder yenilgileri var. Konuya bu açıdan yaklaşüdığı takdirde 6 yenilgisi bulunan Fenerbahçe'nin henuz bir şey kaybetmediğidir. Ancak herkesin görduğü gibi Fenerbahçe bugün için formsuz ve en önemlisi de moralsizdir. Süratle kendilerini loparlamaları gerekmekledir. Kulup camiasındaki ileri gerı konuşmalar tüm oyuncu ve yöneticileri menfı yonde etkilemektedir. Verilen dort maçlık ceza Fenerbahçe') i playoff'dan uzaklaşlırabilir mi? Verilen cezanın Fenerbahçe için bir ölcude dezavantaj olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak Ankara ve Bursa'da da taraftan olan Fenerbahçe'nin İstanbul takımlan ile oynayacağı maçlar kanımca büyük dezavantaj getirmez. Her şeye ragmen Fenerbahçe'nin playoff'dan uzaklaşmayacağı çoruşundeyım. l jl>ın'in olması halınde tlıınım daha degi>ik olabilir miydi? Calvm'in transferi tarafımdan gerçekleştirildiği için ben bu oyuncuvu beğenerek aldım. Skorer ve'cok Eski Teknik Direktor Önder Seden Cumhuriyertn sorıılarım yunttladt iyi ribaundçu olması birçok maçı kazanmamıza neden olmuştur. Bu yıl da oynamış olsaydı. Fenerbahçe daha iyi sonuçlar alabilirdi. Siyavuş'un gitmesini nasıl karşılıvorsunuz? Bu konuda yorum yapmamay daha doğru buluyorum. Prensip ola rak teknik bir kişinin bu türlu yorumlara girmemesi gerekir kanaatındayım. Genç oyunculann birçoğu Si>avuş tarafından kadro dışı bırakılratslardı. Bu şimdi de devam ediyor. Yedek sıkıntısı çeken Fenerbahçe'de bu oyunculara yer verilmesi daha iyi olmaz mı.' Kadro dışı bırakılan elemanlann şu anda görev yapan idare ve menecere karşı da bazı hatalı tutumları olmuşsa verilen surenin bitimini beklemek daha doğnı olur. Bu oyuncjlar dışannın etkisi altında kalarak da bazı hatalı davranışlarda bulunuyorlar. Kendilerine son kez ikaz yapılması gerekir. Aynı oyuncular geçen yıl da bazı problemler içindeydiler. Seydiç, yecleklerle antrenmana çıktı üalatasarav luıbol lakıiııı, pazar gunü Donanma Kupası'nda karşılaşacağı lenerbahçe ve 2. yan mavlarının ha/ırlıklarını Florva antrenman salıasında sürdurdü. Sarıkırmızılı futbolcular, Teknik Direktor İ\iç yönetiminde 2 grup halinde çalıştılar. Seydiç, dun yedeklerle antrenmana çıktı. Hipodromdan TAHMİN 1. KOŞU: F. Insırah (3), P. Churchill Dovvns (1). 2. KOŞU: F. Likya (2), P. Polatım (4) Zühtüm (5). 3. KOŞU: F. Demet (3), P. Şahcihan (5) Gülhan (8). 4. KOŞU: F. Nehir (4), P. Osmaniyeli (3) Gurur (1) Çat (7). 5. KOŞU: F. Merauşhan (8), P. Porto (3) Hurinigah (2). 6. KOŞU: F. Arslanbev (3), P. Tobruk (4). 7. KOŞU: F. Neslihan (9), P. Can (1) Sillehan (4) Pınarba>ı (3). YÜKSEL ERÜÇ GUNU1N PROGRAJVI1 BASKETBOL: ANKARA (Ataturk Spor Sarayı): 13.30 MTA Besiktaş (kızlar), 15.00 DSİ Spor lzmirspor (kızlar), 16.30 Ziraat Güney Sanayi. İSTANBIL (Spor Sergi Sarayı): 12.00 A. Hisarı ODTÜ, 13.30 Taçspor Kolejtiler, 15.00 Efes Pilsen Besiktaş, 16.30 ITÜ Galatasaıay. İZMİR (Ataturfc Spor Saloon): 15.00 Karşıyaka (,'ukurova Sanayi. VOLEYBOI.: İSTANBUL (Burhan Felek Salonu): 12.00 Altmyurt Oyak Reno, 13.30 Galatasaray Makospor. ANKARA (Seliın Sım Tarcan Satonu): 12.00 SSK Güney Sanayi, 13.30 Petrolofıs Arçelik. KOCAELt (Spor Salonu): 13.30 AEG Eti Kaııdıra Kolejlıler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle