Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLÜL 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYIN DUNYASINDA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY "]fodro"cidiığun Eleştîrisi Haldun Giilalp, GELİŞME STRATEJİLERİ VE GELİŞME İDEOLOJİLERİ, Yurt Yayınevi, Ankara 1983, 167 s. Yurt Yayınlannın beşinci kitabı Haldun Gülalp'in teorik yazılarını kapsıyor. Gülalp'i Yeni Emperyalizm Teorilerinin Eleştirisi (Birikirn Yavınlan, 1979) adlı kitabı ve ODTÜ Gelişme Dergisi'nde yayınlanan "Türkiye'de Ithal Ikamesi Bunalımı ve Dışa Açılraa" (Sayı 12, 1980) adlı makalesinden tanıyoruz. Söz konusu makale derginin sonraki sayılannda (34/1980 ve 34/1981) Hasan Olgun'un eleştirilerini ve Guntaç Ozler'in yorumlarını kapsayan bir. tartışmayı başlatmıştı. Bu ilginç tartışma, Cumhuriyet Türkiyesi'nde sosyoekonomik gelişme sorunlarının birçok yönlerine ışık tutacak nitelikteydi. siyaset ilişkisi konusunda, birincinin ikinciyi belirlediği şeklinde bir anlayışı reddetmek için "Marxistolmamak" da gerekmez. En aşırı şekilde insarun, insan bilinci ve eyleminin toplumsal gelişmeyi etkilemedeki rolünü sıfıra indiren determinist yaklaşımın, "iç sınıfsal yapının ve uluslararası işböliimünün" zorladığı çözümlerden farklı çözumleri savunanlar bakımından, çabalanrun boşuna olduğu, kadere boyun eğmekten başka çare bulunmadığı anlamına geldiği açıktır. Toplum yapısı "belirleyici", siyaset ise "belirlenen" olarak kabul edildiğinde, ne siyaset yapmanın ne de bilimin bir değeri kalır. Çünkü siyaset yapmak da bilim de, bir bakıma, (toplumu anlamayı ve değiştirmeyi içeren) bir "teknisyenlik"/ mühendislik ışidir. dönemde neden toplumun çok büyük kesiminin siyasal iktidann yanında yer almış olduğu belki daha kolay anlaşılabilir. Olgulara sırt çeviren, yalnızca "kitaplara uygun" çözümlemelerin nasıl koyu bir karanlık getirdiği; bu karanlıkta süren kör dövüşunün ülkeyi vahim siyasal sonuçlara götürmede ne denli etkili olduğu görulmuştür. Gülalp'in kitabının belki daha ilgi çekici olan ikinci bölümü, ülkemizde 1930'larda Kadro dergisi çevresinde ortaya atılıp günumuze kadar varlığını surdüren görüşleri eleştiriyor. Gülalp'e gore, Kadrocuların çağdaş kapitalizmde sımflararası çelişkinin yerini uluslararasındaki çelişkiye bıraktığı teorisi ile 1960'larda ortaya atılan NeoMarxist bağımlılık teorileri arasmda büyuk bir benzerlik vardır. İlki Marxizmi reddettiğı için tutarlı; ikincisi ise Marxizme uygunluk iddia ettiği için tutarsızdır (bkz. s.137). Fekefe tarihine Duyduk Gördük Bursa'nın ufak tefek taşları, Bursa'nın, Özel arabamzla yolunuz Bursa'dan geçerse, siz siz olun çevre yolunda 50 kilometrenin ustunde hız yapmaym... Hız sımrlamasını belirleyen en kuçük bir uyarı levhası gormeseniz bile... Sen, gidişli gelişli. hem de uç şeritli kaymak gibi yolu yap, trafik de o denli yoğun olmasın, gidiş yoluna da geliş yoluna da herhangi bir uyarı levhası koyma. Ama bir yerlere radarı sakla, birkaç kilometre öteye de trafik ekibini yerleşrir, geleni durdur, gideni durdur, bastır 1.500, lira cezayı. "Meskun yerde 72 kılomeıreyle gıdıyordunuz. 1.500 lıra odeyeceksınız. " Radara yakalanmışsınız bir kere. \e derseniz boş. Parayı odeyeceksiniz, ama bir şeyi sormak da hakkınız: "Pekı memur bey, yol boyunca tek uyarı levhası gormedım. " "Vardır efendım .." "Tamam memur bey. O halde 1500'u yatıran bir vatandaş açıklamayı yapıverdi: "Şimdi anlaşıldı. Bütçeye neden milyonlarca liralık ceza gelirinin konduğu... Eğer her yerde boyle çalısılıyorsa, altı ayda butçenin ongörduğü ceza geliri toplamr." özgün bir bakış E A. Lange, MATERYALİZMİN TARİHİ VE GÜNÜMÜZDEKİ ANLAMININ ELEŞTİRİSİ, 1. Cilt, Çev. Ahmet Arslan, Ege Ü. Edebiyat Fakültesi Yayını, İzmir 1982, 372 s. Felsefenin akademisyenlerini, yani başkalarının söyledıklerini yeniden soyleyenlerını bir yana bırakırsak, geri kalan felsefe yazarları içinde, "filozof" nitelemesıne rahatlıkla hak kazananlardan biraz uzak duran, ama "özgun" nitelemesıni de kola) kolay esirgeyemediğimız bir felsefe yazarı türü ayırdedebiliriz. Bu tur yazarlar ilk bakışta felsefe "tarih'Meri gibi gorunen yapıtlar verirler; o>sa dikkatlıce bakınca, bunların yazdıklan, bir yana bıraktığımız akademısyen "tarihçiler'Mn yazdıklanndan hemen ayrılır. Bu yazarlar gerçi öteki tarihçıler gibi felsefenin geçmişine bakarlar, ama bakışları alışılmış "felsefe tarıhçisi" bakışı değildır: Yanı, felsefenin geçmişine soğuk. tekduze, saydam; ozetlenecek, ayıklanacak, toparlanacak bir "konular toplamı" olarak değil; canlı, onemlı, renkli; değerlendırılecek, hesaplaşılacak, >argılanacak bir duşunce surecı olarak bakarlar. Kısacası, tarihe bakışları ozgundur. Bu yuzden de okur, bu yazarların yapıtlanndan yalnızca felsefenin tanhsel "şunu dedı bunu dedi"sını oğrenmekle kalmaz (kı, bu yapıtları okumanın amacı zaten o olmamalıdır), aynı zamanda, şu sozu çok ediîen ama ne olduğu pek de açık olmayan "felsefi bakış"la. ucundan da olsa, tanışır. "EVRENŞEL" BİR KÜLTÜRÜN TAŞIY1CILIĞI ÂBD ve öliim cezaları K4N2 Friedrich Albert Lange (18281875) bu tur yazarlardandır. Zamanının toplum yaşamında da "felsefı" tutumunu bellı eden Lange, ilericı (zamanının Denebilir ki Gülalp yeni kitaanlamında "sosyalist") görüşleri bında, yukarıda zikrettiğimiz çayuzundcn Almanya'da universılıştnalarında başlattığı incelemeBu teorilerin "DobbBaran" te hocalığından istıfa etmiş, senleri sürdurüyor. Iki ana bölümteorisine uygun olmamaları, gerdikacılıkla uğraşmıştır. "Uluden oluşan kitabın ilk bolümünçeğe ne denli yakınlaştıklarına, "Voluntarizm" sal" devlete yabancı duşen ve de, Gelişme Dergisi'ndeki yazıkuşkusuz, bir ölçu sayılamaz. ' Almanlık'tan uluslardışı, 'evlarda başlattığı "Türkiye gelişme Öte yandan bilinçli unsurun, Ama Gülalp'in bunları toplumrensel' bir kulturün taşıyıcısı oltarihinin yeniden yorumlanmakişilerin, siyasetin ülke içindeki sal sorunlara dar bir ekonomik mayı anlayan duşunurlerdendır. sı" çalışmasına devam ediyor. sosyal yapı, uluslararası işbölügelişme sorunlan açısından bakBuradaki temel yeniliklerden biBu açıdan. orneğin Nietzsche gımü gibi koşullann çizdiği çerçetıkları noktasından eleştirmesı ri, söz konusu "yorumlama"da bı kendini "ozgurAvrupah" save ve sınırlamalar içinde bir et yerinde bir eleştiri. NeoMarxist Latin Amerika ülkelen ile "karyan bir filozofu etkıleyebılmışkinliğe sahip olabileceğini göre teorilerin "gelişmenin ancak başılaştırmalı bir çözümleme"den tir. meyen,"voluntarist"bir anlayığımsızhkla olanakh olduğu göyararlanılması. Kitabın ikinci boMatervalizmin Tarihi de, yuruşu (nun)'' azgelişmiş ulkelerde şın savunulması da aynı ölçude lümünde ise "Kadroculuk diye karıda sozunu ettiğımız tarih an2. Dünya savaşı sonrası donemguçtur. Tarihe baktığımızda topnitelendirilecek olan yaygm golayışıyla yazılmış bir kıtaptır. de görülen gelişmeyi "açıklalumlann gelişmesinde bazı evrerüşlerin eleştirisi" yapılıyor. Bu Felsefenin başından başlayarak. makta' güçluk çekmesi" (s.115); lerde sosyoekonomik, yapısal 1 bölum de, bir bakıma, Gülalp belirli sorunlan "maddecilik" bu teoriler ışığında gelişmiş uikoşullann; bazı evrelerde siyasal çerçevesinde odaklaştıran çalışkeleri bağımsız olarak nitelemenin olanaksızlığı (s.133); KadroYaklaşık iki yıl once gazete ma, genış bir bakışla XIX. yuzGülalp "Kadrocu" tezleri, kapitalizmi cu gorüşlerin Türkiye'nin tarihmizde bu sayfayı başlatırken şöy yılın ortalarına dek gelir. Denn Inızca gelişmecV bir açıdan sel gelişimini açıklamakta karşıle bir tesbitten hareket edıvor tarıh bılgisine eşlık eden keskın laştıkları çeşitli guçlükler (s. duk: Ülkemizde, çeşitli açılardan bir eleştirel bakış, kitaba hem bir eleştirdikleri için eleştiriyor. Ama bu 87118); "Kadroculuğun" otorisurekli başvuru kaynağı olan hayli elverişsiz koşullara görüşlerin demokrasi, siynsal özgürlükler, ter rejimli bir tur devletçi toplumsal bilımler \erağmen, ozelliğinı, hem de yazannın gofelsefe milliyetçi kapitalizmin savunulalanlarında oldukça zengın bir ruşlerini oğrenmek için baştan insan hakları bakımından sonuçları ması olduğu, vb. Gülalp'in bu yayın hayatı suruyordu. Oysa çe sona okunabılecek bir yapıt olaçısından eleştirilmesine hiç değinmiyor. bolümde uzerinde durduğu şitli dergi ve gazetelerın bu yayın ma ozelliğıni kazandırır. Bu ikılı onemli noktalar... ları aydınlara duyuran, araların ozellık, kitabın aynı zamanda gorüş ve eylemin etkili olduğuin ilk kitabında başlattığı çalışdan bir seçme yapmalanna ola Alman felsefesınde bugune dek ğunu görüyoruz. Hangisinin son manın, (başlıca temsilcileri A.G. nak sağlayacak bılgıler veren hiz uzanan bir yazım geleneğı uze•'Kadroculuk" ve kertede belirleyici olduğu herhal siyasal özgürlük Frank ve A. Emmanuel olan) metleri çok yetersizdi. Bunun ya rinde yer almasını sağlar: Bu gede çozülebilmiş bir soru değıldir NeoMarxist emperyalizm/banısıra, yazılmakta olan kitapla lenek, en "ozgun", "yeni" koGülalp, "Kadrocu" ve Neove çözülemeyecek nitelikte bir soğımlılık teorilerinin eleştirisinin rın, çevrilmekte olan yabancı nularda bıle. ele alınan sorunla Marxist tezlen, kapitalizmi valrudur. sürdürülmesi niteliğinde. eserlerın çok kabaca da olsa, ni ılgili geçmiş goru^lere donme, nızca 'gelişmeci' bir açıdan eleşKitabın birinci bölumunde telikleri üzerıne bir fikir verecek onları tam anlamıyla eleşliretirdikleri için eleştiriyor. Ama bu Karşılaştırmalı Gülalp'in vardığı sonuçlardan bi"kitap eleştirileri" çok sınırlı ka rek yeni goruşler oluşturma getezlerin önerdikleri siyasal rejim; ri de şu: "Türkiye ithal ikamesilıyordu. leneğtdır. Hegel'e, Kant'a kadar çözümleme demokrasi, siyasal ozgürlükler, nin ikinci aşamasını 'popülist' Çok az kitap okunan ulkemiz gerı giden bu gelenek, hangi insan hakları bakımından vargıbir rejim altında geçirmiştir." "Gelişme Stratejileri" başlıkde, kitapları duyurma, tanıtma 'ekol'den olurlarsa ol^unlar, ları, sonuçları açısından eleştiril"Türkiye'nin 19601980 dönemıh ilk bölümde, Türkiye'nin bazı ve sevdirme işlevine ağırlık veren çağdaş Alman duşunurlerinde de mesine hiç değinmiyor. ni <19711973 yılları dışta tutulLatin Amerika ülkeleri ile karşısayfamıza gösterilen ilgi zamanla (orneğin Bloch, Habermas, GaAzgelişmiş ülkelerin önundemak uzere) 'popülist' olarak nilaşürılmasına dayanan çözümlearttı. Bu gelişmenin de verdiği damer) gorulur. ki sorunlan, yalnızca geliştelemenin doğru olacağı söyleneme ilginç sonuçlar veriyor ve bir cesaretle, miımkun olduğu ölçü BAŞARILI BİR ÇEVİRİ me/kalkınma sorunlanyla sınırbilir" (s.79). Popülist rejimler ise dizi tartışılmaya değer soru orde konuların uzmanlarına başKitabın çevirmeni, felsefe betaya çıkıyor. Bu çözümlemenin şöyle tanımlanabilir: Bu rejimle lanamaz. Üçuncü Dünya halklavurarak, eleştirel nitelıkli değer rakhlarının YazkoFelsefe'de rin "temelinde toplumlardaki de rının iktisadi gelişme ve eşıtlık kullanılan verilerin sağhklılığı ve lendirme yazılarına da yer \er 'tefrıka' edılen Anstoteleskadar, demokrasiye, siyasal hak ğişik sınıfların (özellikle sanayi yeterliliği; vanlan sonuçlann tumeye başladık. Metafizik çevirisinden tanıyaburjuvazisi ile işçi sınıfının) 'ge ve özgürlüklere de ihtiyaçları var. tarlılığı açısından irdelendiğinde Eleştirel nitelikli yazıların ya cakları Ahmet Arslan, rahmetli lişme' ekseninde buluşması (itti Siyasal hak ve ozgürluklerin bubirçok açık verdiği gösterilebilir. vınlanması, bizi, çalışmaları şu Nusret Hızır'ın "parlak" oğrenlunmadığı ortamlarda sorunlar fakı) ve ekonomik gelişmeden Ama, Gülalp'in "karşılaştırmalı veya bu yönden eleştirilen yazar cilerinden birıdir ve sağlam bir tartışılamaz ve (gelişme sorunlan her sınıfın belli bir pay alması çözümleme"sinin verımli bir larımızın bu sayfada "yanıt" (ve felsefe temeline sahiptır. Arslan da dahil) sorunlara çözum buyoluyla toplumsal siyasal sistem yöntem olduğu görulüyor. Baş"yanıta yanıt") verme talepleriyle ikmciel bir çevıri yaptığını açıkile bütunleşmesi yatar" (s.41 ve lunması buyuk ölçude güçleşir. ka ülkelerle karşılaştırarak topkarşı karşıya bırakıvor. Örneğin: ça soyluyor. ama buna karşın Bu açıdan denebilir ki, siyasal devamı). lumumuzu anlamaaçıklama çaözgurluk sorunu, iktisadi geliş Fahrettin Yağcı 4.8.1983 ta hiç de başansız gozukmuyor. balarımızı ilerletebileceğimize me sorunundan onde gelır. Siyarihinde yayınlanan yazısında Ya Terim seçimı açısından bırazcık kuşku yok. Popülist rejim sal hak ve ozgürluklerin birincil kup Kepenek'in Türkive Ekono 'eskicı* gibi gozuken çevırmen, Gülalp söz konusu karşılaştırTürkiye'de 19601980 rejiminin önemini, bunlardan en çok ya misi adlı kitabın "derleyıcı, sınıf gene de okunması kolay bir çemadan esas olarak şu sonucu çırarlanan aydınlar (acı deneyimlandırıcı ve butunleyici" olduğu viri yapmış, yararlı bir de onsoz "populistdemokratik" olarak kanyor: "L. Amerika ülkelerınin yazmış. lerimize rağmen) kavrayamıyornu, ancak bu kitabın analitık nitelenip nitelenemeyeceği tartısömürge dönemi sonrası gelişme (çozumleyici) olduğu yargısına Umarız Lange'nın ikinci cıldı şılması gereken bir konudur. sak, bunu toplumdan hiç bekleihleri, izlenen stratejiler açıyemeyiz. "pek katılmadığını" yazmıştı. de bir an once Turk felsefe okurAma bu rejimin "Filipin tipi" ya ian başlıca uç döneme ayrılYakup Kepenek'e gore ise, Yağ larına ulaşır. A.O.A. da "Cici demokrasi" olarak niGülalp'in 'Kadrocu' görüşleri maktadır. Bunlardan birincisi 19. cı'nın "toplumsal yapının tarıhtelendiğinde yanıtstz kalan bir eleştirisi, onları yalnızca 'gelişyüzyıhn ortalanndan başlayıp sel evrimi içinde, bunu belirleven çok soru, böyle bir yaklaşımla meci' açıdan eleştirdiği için ekBüyük BunaJım ile son bulan ıhdeğişkenlerle incelenmesini, busik ve yetersiz. açıklığa kavuşabiür. Soz konusu racata dayalı büyüme dönemi; tüncül bir yaklaşımı, kendi bilim ikincisi Bunalım ile başlayıp.. gekurgusuna uymadığı için kolaynellikle I960'lar ve 1970'lere kaO&LU ca" yadırgayacağı anlaşılır bir &AHA YEM dar süren, iç pazara dönuk sınaşeydı. ileşme dönemi; uçüncusü ise, 4 ftME< Kenan Somer 18.8.1983 ta> /1RTIK yerli ekonominin yeniden uluslarihli sayfamızda Gramsci ve SiBEM MUBdREK 6,'R rarası rekabet koşullanna açıldığı vil Toplum başlıklı çevıri dolayıK u ş DEĞ>:L;M BU ithal ikamesi sonrası donemdir. 3 4 Ğ BlRAKIN sıyla yazdığımız Gramsci'yi tanıBu dönemler aynı zamanda, sıtan satırlarda "Gramscr>e "karasıyla, oligarşik, popülist ve Türk Yeni mevsimde ra çalma"bulunduğunun ustelık otoriter yonetim olmak uzere, bu satırların kitapta yer alan matiyatro sahnelerinde seyredeceğimiz yabancı farklı siyasal rejimlerle de nıtekalelerden biriyle "hiç ortuşmelenmektedir... Bazı farklarla ve yerli filmler eskiye rağbet! diği"nin okurlara duvurulmasını Türkiye'nin gelişme tarihinin de ıstıyordu. aynı dönemlere aynlabileceği" Mehmet Alı Kılıçbay'ın görulmektedir (s.69). 15.9.1983'te yayınlanan yazısında Kabileden Feodalizme adlı çalışEkonomisiyaset ilişkisi 1 Ekim sayımızı 1 Ekim sayımızı mada "V. yuzyılda çok buyuk önceden ayırîın yaygınlık kazanan Colonus'ların önceden ayırtın Gülalp'e göre, azgelişmiş ulkedoğrudan uretici olarak koleyı lerde siyasal iktidarlar, hangi buyuk çapta gerilettiklerinden ideolojiksiyasal görüşte olurlarhiç söz edilmediği" ve "Roma L sa olsunlar, "iç sınıfsal yapı ve yla ilişkiye geçmelerinden sonra uluslararası iş bolümunde alınan Germenler'de de çok sayıda koyerin gerektirdiği" (s.73) ekonolenin varlığV'nın unutulduğu şektni politikasını benimsemek dulinde eleştiriler yer alıyordu. Harumunda kalmaktadırlar. Yeni lil Berktay, bueleştiriîerde"yanstrateji uygulanmaya başladıktan lış ve yanıltıcı" bılgi verildığinın, sonra da. bunun gerektirdiği yazira söz konusu hususların kitapıda bir siyasal rejim şekillenDünya sahnelerinde bın 237245 ve 260. sayfalarında mektedir (bkz. s. 70). Lorca sesleniyor: ışlenmış olduğunun belirtilmesıolup bitenler Çok yalın bir şekilde ifade «Tiyatroyu Kurtaralım» ni zorunlu gorüyordu. İlk yaz»: Amerika edecek olursak Guiaip, Hasan Ancak, iki haftada bir duzenOlgun'un "determinizm" (ya da Hıllııjrt leyebildiğimiz bu sayfada, ne yaekonomizm) olarak eleştirdiği, zık ki, ne "yanıt" ne de "yanıta siyaseti ekonominin belirlediği yanıt" niteliğindeki yazıları yatezinin bu uluslararası karşılaş1 Ekim sayımızı yınlama olanağımız bulunmu1 Ekim sayımızı tırmayla da doğrulandığını gosyor. Sayfamızın bir "tarttşma" termeye çalışıyor. Azgelişmiş ülönceden ayırtın önceden ayırtın sayfası halıne gelmesi durumunkelerde siyasal iktidarlann kenda ışlevlerini gereğınce yedi özgur iradeleriyle gelişme strarine getiremeyeceğinı, yazar, çeteji ve yollarını tayin edebilecekvirmen ve okurlarımızın takdır "Misaka biitiin BEKİR YILDIZ'ın leri göruşünu "voluntarist" bir edeceklerine inanıyoruz. tez olarak reddediyor. Balkan millctleri HALKALI KÖLE Yayınlanmakta olan ve yayınGülalp'in siyaseti ekonominin girmelidir" lanacağını sevinerek oğrendiğı^lirlediği şekildeki temel göruroman 1 miz dergiler, kitap tanıtma ve Birkaç s,ıındenben sehrımızde şü Türkiye'nin, Latin Amerika MAHŞERİN İNSANLARI eleştiri yazılarına ve bu konudabulunan sabık Yıınaıı nın ve tum azgelişmiş dunyanın ki tartışmalara çok daha geniş Başvekılı M l'enızelos dıın kitaplanndan sonra gelişme tarihine bakılarak kolayyer ayırabilme olanağına sahip bir muharrirıınızın sııallenne lıkla çürütülebilir. EkonomiCumhurıyet'te dızi olarak yayımı bulunuyor. Bu yayınlarda çıkaşu cevapları vermıştır: 3J ZK 439 plakalı kam>oneııbuyuk ilgı goren roponaj cak "yanıt" ve "yanıta yanıt" ni TurkYunan ınısukt mızin plakasının zayi olduğu ılan teliğindeki yazıları okurlarımıza hakkındakı ıhtısas ıe olunur. gereken titizlikle duyuracağımıâuşuncentz nelerdır? PTT Zınei'lıku\u Dağııim zı da belirtmek istıyoruz. Ş. A,. Bu mısukıi' uktıııden Merke7i Mtdurlı.âj dolayı, kendtmı mes'uı Basın 25015 şimdi bütün kitapçılarda • Huvıyet cuzdanlarımızı kay uddedıyoruın • BağKur karnemi kaybettim. bettik. Hukümsuzdur. JALE Fikrınızıe bu ımsuk, bir Hukümsuzdur. PARLA, TAHA PARLA, AYŞE TurkYunan ıttifakı PAKİZE BARUTÇÜ PARLA. ınahıyeıını haız nıidır? lulfeıı buyurun arabaya bınm, gerı donelım. Bana hız uyansıyla ılgili tek bir levha gosıerirsenız yeniden iki kat ceza daha odeıneye razıyım.. " "Beyefendı, şu halımıze bakın. Sabahtan beri bu sıcakta asfaltm ustunde ayaktayız. Bızım de durumumuzu anlayın lutfen.. " An kovanı gibi işleyen ekibe, Okurlarla sohbet Şikago Universitesi'nin yaptığı bir araştırma sonucu, on ABD yurttaşmdan yedisinin ölum cezasmdan yana olduğu ortaya çıktı. 1600 yetişkin arasmda yapılan kamuoyu araştırması, söz konusu kişilerden % 73.1'ininVo 80'i beyaz % 50'si zenci ölum cezasından yana olduğunu belirledi. 1972 yılında yapılmıs olan benzeri bir kamuoyu araştırması, bu oranın % 52.8 olduğunu ortaya koymuştu. Universitenin kamuoyu araştırma enstitusü sorumlularından biri, sonucu, neredeyse bir ortak toplumsal karar olarak niteledi. "Bu eğilim suç oranını yansıtıyor, olum cezası da buna uygun duşen bir karşılıktır" dedi. Ölum cezasına karşı olan koalisyonun başını çeken Bob Gross içinse, bu kamuoyu araştırmasından çıkanlacak tek sonuç, "msanlann korktuğu." Gross'a gore, ölum cezasının gerçekten etkili olup olmadığım hesaba katmayan "duygusal bir cevap" söz konusu. Gunümüzde ABD'nin 37eyatetinde ölum cezası uygulamyor. Geçtiğimiz 20 ağustosa kadar 1230 kişi bu cezaya çarptırılmış. 1977'den bu yana da 8 kişi idam edilmiş. Birçok eyalet ise, olum cezası uygulamasmı hızlandırmak için işlemleri basite indirgemeyi ongoruyor. Za rfta Cu m h u riye t oldıt mu gazeteye gelir Anlaşılan bir zarfın uzerinde "Cuınhuriyet"yazıldı mı ama neresine olursa olsun PTT'ciler yemiyor, içmiyor. gazetemize yetiştiriyorlar. Doğrusu, Cumhuriyetçiler açısından kıvanç duyulacak bir durum. Ama zarflarının uzerine "Cumhurıyeı" sözcüğunu yazanlan uyarmak da bizim açımızdan bir görev. Geçenlerde gazetemizin yazt işleri mudıir yardımcısı Ahmet Korulsan'a bovle bir zarf gelmişti. Bu kez ABDdeki Hang Laboratuvarları'ndan Istanbul'a gönderilen buyukçe bir başka zarf yine Cumhunyeı'te soluğu aldı. Zarfın uzerinde ne mi yazıyor. Aynen şoyle: Mr. K. Kauppinen Mobil Oil Türk AŞ Cumhuriyet Caddesi 26 Pegasus Evi Posta Kutusu 600 Istanbul, Turkey Doğrusu, Cumhuriyet Caddesi'yle gazetemizin arasmda epey uzaklık var. Ama biz yine Mr. Kauppinen in kulağını hukuyor ve zarfının elimizde olduğunu bildiriyoruz. Birisini gonderip aldırmak zahmetine kaüanırsa, bizi de, PTT emanetçiliğinden kurtaracaktır. <Sapolyx)rfıın göz koytlnğu vazo Sir Hilliam Burrell, Iskoçyalı bir armatormüş. Daha çocuk denecek yaşlarda sanat yapıtları satın almaya başlamış ve paraca bir sıkıntısı da olmadığından bu uğraşını 96 yaşında olünceye kadar surdurmus. Ama biraz karıştk bir sanat beğenisi varmış anlaşılan. Glasgow kentindeki Pollok Parkı'nda yeni açılan Burrell Sanat Galerisi'nde Ortaçağ goblenlerinin en iyi orneklerinden İ.O. 4000 yıllanna iliskin Çin seramiklerine. izlenimci ressamların tablolarmdan Rodin yontularına kadar çok çeşitli yapıtları bulmak mümkun. Ama bunların belki de en ilginçlerinden biri, galerinin bahçesinde duran dev bir Roma tas vazosu. Hatta bir soylentiye gore, vakti zamanmda Sapolyon, "Bir gun Ingiltere'yi fethedersem. ilk alıp gotüreceğim sanat yapıtı o unlu Roma vazosu olacak'' demiş. Eh, alışmış kudurmuştan beterdir. Koskoca Avrupa'yı avcumun içine alacağım derken ta Rusyalara kadar giden adamm goz koyduğu "vazo" da boyle olur, elbet.'.. HAYVANLAR İsmail Gülgeç Perdeler Açılıyor Perdeler Açılıyor ?rim%d* 29 Eylül TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan MllATTAhl OHCB 490 YILINÛA BU6ÜN,f>ER$LE#LE ATİNAULAR AHAS/NDA MAGATON SA I/Af/ YAP/LOt BATiyA DOĞRU G£NtÇL£ySN PEKS IM. PARATO/&MSU, ANAPOLU'YU t$6AL £TM/Ş, SIRA TKAKYA ISE YÜHANlSmH'A GELMIŞT1. PE£S ÎMPARATORUMG/US(MGA) ORDUSU VB DONANUASryLA, YUNAN Y4/?MAPASWA YURUCXJ.M/1TlADES KOHAUTASlNOAKt ATIAIA ORPUSU DA KUZ£Y£ DOSOJ HERL£YlP,OMLA/i!"MAGArON* DENSM YEKDE KARŞlLAD/ ANİBlR SALDIRIYLA, KISA SUREDE PE&SLERI BEKLBNMEOrK BtR yENlL Sl YE U6&TTI. SAt/A? 2&E& POMÜ$ÜNCE,HAgB?Cl PHEİPİPPIPES 8UMU ATİNA'yA BlLDlRMEKLE GÖREYLENDIftlLDİ. (ü240J/<40 BU KOÇU İLJ<''MARA7ÜN"OLARAK ANILACAKTIı 29 Evlül 1933 sentereler vereceğııu ıjade etmektır. Aktedilen ınısak Bulsarıstan ve oıekı Balkan de\leıleri uzerinde ne vıhı uksı tesırler yapmıştır7 Bunu bılemnorum. Çıınku hen seyahaıte ı'dını Guzeıe bıle okumağa \CIMI bulaınudım. Bınaenaleyh bırşey soylıyecek ınevkıde değılım. üazı Hazreılen. Isnıeı Paşa \e Te\ fık Rııstıı Beyle son mulökatlarmızdun ne gibi ıntıbalar hâsı! emnız? Gazı Hazreılerını taınamıle sıhhaı ve ufnette buldıını Perdeler Açılıyor MARATON SAVASI Perdeler Açılıyor S. V L \T \ SV\.\TI)ER(İİSİ 50 YIL ONCE Cumhurivet Bu sııale ıııısakt ııııza eıınış olan salâhıyettar şahsiyeıler cevap lerebılııiır. Anadolu Ajansına \erdığinız mulâkatta TurkYunan dostluğunun ve tesrıkı ınaaısının şıındne kadar buııın beklenen semerelerı \ erdıSını soy lenııştıniz. Bundar. ne kasıedı\o<suınız? Bu'.u sorduŞunuzu çok iyi emnız. O beyanalımla Ttırk> ıınun dostluğunun geçntış zuınunkı ıııııtena^ıp sıırettc seıııere verırıedısuu ılade eıınek ısıeınedını Makstıdım zamanla Turk > uının dostluğunun daha zengın ı<m:ı Hakırakalar doğuran mktlâp eserının ıtmaınma çalışmakta, dunya sulhu ıçın her tıırlu gayret sarjeımekte olduklannı ınuşahede ettım. Maltepe Pıyade Atış Mektebi Mudurlüğunoen: »e Atış mektebiM «80» lirm ücreOe bir doktor &lın*c&k • tar. Aakeri mütekaitler lercib o • Inaur. Istiyedenn mektep mii • Jflılüğuug müracaatleri. «5243» YAMAN GÖÇ YAZKO YAYINLARI