25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 1983 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/U Liselerde tek dersten kalan öğrenciler üst sınıfa devam edebilecek KİM KİMDİR? d'Ormesson: Btttttn roman, yapısalcı Varoluşçu (Baştarafı 1. Sayfada) gazetenin büyük hissedarı oluncaya kadar da bu görevi surdürdum. O patron olduğunda, benim katılmadığım ikiüç karar aldı. Bunun uzerine gazetenin başından ayrıldım ama, haftaiık "Figaro Magazine" dergisine sürekli, gazeteye de aralıkh yazmayı sürdürdüm. Doğruyu söylemek gerekirse, hakkında çok şey yazılıp çizilen Hersant, bu yazılarıma bir kere bile kanşmadı. İktidardaki sosyalistkomiinist koalisyona karsı oldugunuz biliniyor. Bundan da biraz söz eder misiniz? Kelimenin tam anlamıyla bir liberalim. Bütün Tıkirlerin ozgürce yazılıp söylenmesinden, basın özgürlüğünden yanayım. Bu özgürlüğün yalnız dostlanmıza değil, karşımızda olan kişilere de tanınmasını hep savunmuşumdur. François Milterrand ki çok takdir ettiğim bir kişidir iktidara geldiğinde, Raymond Aron'la birlikte ona karşı çıkan ikiüç kişiden biri de bendim. özellikle de, Fransız Komünist Partisi'yle koalisyon yapmasına karşıydım. Mitterrand'ınkomünistleri iktidara ortak etmek gibi bir zorunluluğu yoktu. Ama yelpazeyi genişletmek, solun büyük bölumünü eylemine ortak etmek istedi. 1981 yıhnda buyuk çoğunluk arkasındaydı. Ben bir açık mektup yayımlayarak kendisine iki yıl sonrası için randevu verdim. Bugün kamuoyu araştırmaları onu destekleyenlerin oranınm yüzde 28'e düştüğünü ortaya koyuyor. Oysa General de Gaulle 1968 yıhnda düzenlediği referandumu yitirip çekildiğinde oyların yüzde 49'unu almıştı. Yazar olarak da çok ünliısünüz. Gazetecilik mi, yazarlık mı desek... Yazarlık. Pasaportumun süresi 1978'de bitmişti. Yeni pasaportumun meslek hanesine "yazar" olduğumu yazdılar. Herkes romancı olabilir. Ama bir gazete genel yayın müdürü, bir ordu komutanı, bir bakan yazamaz. Bu iş onlann butün gücünü alır. Aslında ilk üç romanım (ki bunlan Julliard yayınevi yayımlamıştı) haTıf şeylerdi. Asıl ünümü 1971 yılında çıkan "La Gloire de l'Empireİmparatoriuğun Şanı" adlı romanımla yaptım. Burada biraz durmak istiyorum. Bu romammda, HititBizans karışımı bir düşsel impatorluğu anlatıyordum. Bir tür evrensel insanlık müzesi sanki. Anadolu Medeniyetleri Sergisi'ni bu gelişimde gezince, romanımla bu sergi arasında önemli koşutluklar bulmak beni sevindirdi. Bu romanımla Fransız Akademisi Roman Büyük Ödülü'nu aldım. 1973'de de Fransız Akademisi üyeliğine seçildim. 1974'de ikinci önemli romanım "Au Plaisir de DieuTann'nın Hatırına" çıktı ve büyük ilgi gördü. Burada soylu bir Fransız ailesinin oyküsü anlatılıyordu. Çoğu kişi romanda anlatılanın kendi ailemin öyküsü olduğunu sandı. değildi aslında, Ama ailemden izler taşıdığına da kuşku yoktu. Bir vazar ancak iyi bildiği şeyleri, bildiği çevreleri yazar. Bu kitaptan, yine beğenilen bir TV dizisi yapıldı. Derken ara>a "Le Figaro" seriiveni girdi. Gazeteyi bıraktıktan sonra.. Anılarımı "Le Vagabond qui Passe Sous une Ombrelle TroueeDelik bir Şemsiye Altından Geçen Serseri" adıyla yazdım. Sonra "Dieu, Sa Vie, Son DevoirTann, Yaşanu, Ödevi" ve "Chateaubriand'ın Duygusal Yaşam Öyküsü"nü. Bu kitabım 250.000'den fazla sattı. BURJUVAZİNİN SONU YAKLAŞTI Sizinle yapılan bir konuşmada, burjuvazinin sonunun yaklaştığını ve rahat yaşamak için her türlü ayncalıktan vazgeçmeye hazır oldugunuzu söylüyordunuz... Ailemin 400 yıllık bir şatosu vardı: SaintFargeau. Bakımı güç olduğu için sattık. Çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği bu şatoyla ilgili çok anım var, ama sattığımıza da üzülmuyorum. "LeFıgaro"nun başındayken, hem ahçım vardı, hem de şoförlü makam arabam. Gazeteden aynlınca bunlar gitti, yine üzülmedim. Gençliğimde çok azla yetinirdim. Türkiye dahil, en ucuz otellerde kalarak gezmiştim dunyayı. Lüks otelleri çok severim. Ama zorunluysa, yine ilk gençliğimdeki kadar azla yetinebilirim. Kendimi bir tür, iyi giyimli hippi sayıyorum. ROMANCI KRİZİ Fransız romanının gerilediğini her fırsatta dile getiriyorsunuz. Buna karşılık da Türk edebiyatının. Güney Amerika edebiyatının büyük aşama yaptığını belirtiyorsunuz. Nedenlerini de açıklar mısınız? GÖZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) ve yazıyı yazanlar ve bastıranlar"\n ilgili yasa hükümleri gereğince sorumlu olacaklarını belirttikten sonra, bu gibi yayınların "tedbir yolu" ile toplanacağını öngörmektedir. Anayasa, bu mantığı ile "basın suçu neşir ile vücut bulur" kuralını bir yana bırakmaktadır. Tasarı, bu gibi durumlarda, bu suçlar için yasada öngörülen cezalarda üçte bir oranında indirim yapmaktadır. Anayasa'da tanımlanmaya çalışılan bu suçlar, tasarıda tek tek sayılmıştır. Sıyasal nitelikte olup da bomaddelere girmeyecek yazı yazmak ilerde görüleceğı gıbı oldukça hüner isteyen bir iştir. Hele "devlete aıt gizli bilgi" kavramı, basın için çok tehlikeli bir "mayın tarlası" olma yolundadır. Bir siyasal iktidar, dilerse, siyasal eleştiri nıteliğindeki her yazıyı sıralanan bu yasa maddelerinin içine sokabılir ve kamuyu ilgilendiren belgesel nitelikteki açıklamaları kolaylıkla "devlete ait gizli bilgi" sayabilir. Vay o zaman basının haline! Anayasa yazmış: Basın hürdür, sansür edilemez... Basın hürdür, sansür edilemez ama gerektiğinde, gece yarısı gazeteler toplatılabılır ve dağıtım önlenebilir. Bu haberlerin serbestçe toplanıp, serbestçe yayınına engel olmaz mı? Olur. Elbette olur. Peki, nasıl bir basın özgürlüğü bu? İşte böyle bir basın özgürlüğü bu.. Ne yapalım?. Anayasa'nın 30. maddesi, basımevi ve eklentilerınin "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Cumhuriyet'in temel ilkelerini veya milli güvenlik aleyhine işlenmiş..." olması halinde "zapt ve snüsadere" edileceğini öngörmektedir. Tasarı, Anayasa'dan daha ılımlı bir yolu seçmiştir. Anayasa, sıralanan suçların işlenmesi halinde basımevi ve eklentilerinın başka koşul aranmaksızın "zapt ve müsadere" edileceğini belirtirken; tasarı, basımevi ve eklentilerınin "suçlulardan bir veya birkaçına ait olmaları şartıyla.." diye ek koşul getırmektedir. Tasarı bu maddesiyle, Anayasa'dan bir adım ilerdedir. Hiç olmazsa, basımevi ve eklentilerinin zoralımı için suç konusu yayını yapan kişi ya da kişilerin basımevi ve eklentilerınin sahip ya da sahıpleri olmaları koşulu aranmaktadır. Anayasa'nın bu maddesi görüşülürken, Komisyon Sözcüsü, Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyyaz Gölcüklü'yü basın locasından içîm burkularak izlemiştım. Sayın Gölcüklü, SBF dergısinde yayınladığı makalede, herhangi bir yazı nedeniyle gazetenin kapatılmasını "ceza so~ rumluluğunun şahsiliği" ilkesine aykırı görürken, Danışma Meclisi'nde, ceza hukukunun temel ılkelerine aykırı olan bu maddeyi olanca soğukkanlılıkla savunuyordu. O günlerde Prof. Gölcüklü'nün bu yazısını yayınlamış ve bu çelişkiyi sergilemeye çalışmıştım.. Ama ne fayda! Şimdi, bazı Danışma Meclisi üyeleri, tasarıya karşı çıkmakta ve bu hükümlerin basın özgürlüğünü zedeleyeceğini ya da büsbütün ortadan kaldıracağını ileri sürmektedirler. Bu Anayasa'yı hazırlayan komisyonun bir başka değerli üyesi, adını özgürlükçü ve ilerici şair Tevfik Fikret'ten alan emekli Korgeneral Sayın Tevfik Fikret Alpaslan, tasannın, halkın haberalma hakkını da yokedeceğini belirtmektedir. Ne yazık ki, tasarı, genellikle Anayasa'dan ve o günlerde kimsenin toz kondurmak istemediği Anayasa'nın bu gibi sakmcalı hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, bugün bu tasanya karşı çıkan, çıkmaya çalışan sayın üyelere üstat Selahartin Pınar'ın bir şarkı sozü ile seslenmek isteriz: Daha önceleri nerelerdeydiniz9 (Baştarafı 1. Sayfada) adlı romamyla büyük ilgi gördü ve Fransız Akademisi Roman Büyük Ödülü'nu aldı. "Au Plaisir de Dieu ANKARA (Cumhuriyet Bü Tann'nın Hatırma" (1974) ününu pekiştirmesini sağladı. rosu) Milli Eğitim Bakanlığı, 1973 yıhnda da Fransız lise ve dengi okullarda ön koşulAkademisi'ne seçildi. 197478 lu derslerden de olsa tek dersten yılları arasında sağ eğilımli başansız olan öğrencilerin bir üst ünlü "Le Figaro" gazetesinin sınıfa devam edebiltnelerini kaGenel Müdürlüğü 'nü yapan rarlaştırdı. Jean d'Ormesson, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan UNESCO'da Uluslararası yapılan açıklamaya göre, tüm sınavlara girdikten sonra başansız Felsefe ve Toplurn Bilimleri olduğu dersi bire indiren tüm öğ Kurulu Genel Sekreterliği renciler bu dersten sorumlu ola görevıni yürutüyor. rak ült sınıfın derslerini de alabilecekler. (Baştarafı 1. Sayfada) naşmak olanağını buldular. Rakılar, viskiler içildi; "erkekçe" konularda karşılaştırmalı üstunMARMARİS (a.a.) Ünlü işadamı Adnan Kaşıkçı berabe lükler tartışıldı; Behiye Aksoyun konseri izlendi. Odalar Birlirinde bir grup misafıri olduğu halde özel yatıyla Marmaris'e ği Başkanı Mehmet Yazar, fazla ısrara gerek kalmadan Behiye geldi. Aksoy'un bazı şarkılanna katıAdnan kaşıkçı ve beraberindeki grubu, Türkiye lşveren Sendi larak ve daha sonra "sazı eline alarak" konukseverliğini göstekaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin, Marmaris Kayma rirken çeşitli illerimizin ticaret ve kamı ve Belediye Başkanı Dr. sanayi odalanndan gelen temsilAdil Olcay ve diğer ilgililer kar ciler, genç başkanlarıyla bir kez şıladı. Kaşıkçı geceyi Marmaris daha övünmek fırsatmı buldular. Bu arada kadehler boşalıp sohMartı Otel'de geçirdi. betier koyulaştıkça seçimlerden ve Türkiye'de politik yaşamın geleceğinden de söz edildi tabii. Behiye Aksoy'a iltifatlar yağdıran (Baştarafı 1. Sayfada) gelmiyor. O da ortada yok. Der işadamlanmızdan bazılarının ken biıtçe açık oluyor. Bu da "Türk Thatcher'ının kim olabienflasyona yol açıyor. Bir sfire lecegi" konusunda ısrarla bir isim üzerinde durmaları dikkati bu sıkıntıyı çekecegiz." çekti bu arada. "Cumhuriyet" muhabirinin Emektar Erenköy vapuru ori"Türktş Başkanı Şevket Yılmaz size gelecek, o zaman ne yapa jinal buluşlarıyla ün yapan Hasan Kazankaya'nın elinde altı gecaksınız" sorusuna da Başbakan ce klübü, ortası restoran, üstü teUlusu şöyle karşılık verdi: ras biçiminde düzenlenmiş. Es"Şevket Yılmaz bana gelir. ki buharlı kazanların bulunduğu Ben Ulusu olarak "Al Şevket Imaz kardeşim" diyemem ki. yer kazamlarak her katta bölüntüsüz mekânlar yaratılırken kıç jen işçiye zam yapılmasını canı tarafa konan büyukçe bir motorgönülden arzularım. Nitekim la geminin çatana sesleri çıkarben yazdığım direktifte "Bakın, tarak seyretmesi sağlanmış. tetkik edin, ne mümkün ise yaRenkli fayanslarla döşenmiş suspılsın" dedim. Ama bu bir Halü fakat biraz bakımsız tuvaletzine meselesidir. Maliye gönişünü bildirir ve iş lere doğm inerken makine dairesindeki çıplak makinistle karçi söz konusu olduğu için zam şılaşmak da Erenköy'ün orijinayetkisi Yüksek Hakem Kurulu'litelerinden biri herhalde. ndadır. Ben hayır da demiyoErenköy'ün önceki akşam Borum, tamamen Yüksek Hakem ğaz'da yaptığı gezide Arap koKunılu'na bırakıyonım." nuklann varlığı da düşünülerek YHK'NIN TOPLANTISI YHK Başkanı Naci Var hiç bir güvenlik önlemi unutulmamıştı. Cemal adh dolmuş molık dün biraz daha umut verici toru Erenköy'ün yedeğinde gelirbir dil kullanarak. "bakalım" dedi. Türklş Başkanı Şevket Yıl ken bir polis motoru da gezi boyunca deniz üzerindeki Turkmaz, ek zam konusunda acilen Arap yakınlaşmasını yakmdan karara varılmazsa önümüzdeki hafta Başbakan Bulend Ulusu ile izliyordu. Gezinin ilk anlarında durgun yeniden görüşeceklerini bildirdi. görünen konuklar, restoran kaYüksek Hakem Kurulu'nun tına çıkılıp masalara yerleşildikbugünkü toplantısından, sözleşten sonra biraz açıldılar. Balık bimeleri daha önce YHK'ca yapılçimdeki büyük tepsilerde masamış 1 milyon 833 bin 979 işçiye lara konan mezeler ve kristal kaek zam verilmesi konusunda dehlerde sunulan rakılar mideleolumlu bir karar çıkmasma fazre indikçe bazı masalarda kayla ihtimal verilmiyor. naşma oranı daha da yükselmeBuna başlıca neden, kurulun ye başladı. Arap konukların ken9 üyesinden 5'inin, yani hüküdi aralannda oturdukları masamet kanadını temsil eden üyelelarda gözlenen durgun hava özelrin Maliye Bakam'nm görüşüne likle bazı neşeli Türk işadamla"doğal" yakmlığı. Bakan Adrının bulunduğu masalarda yerinan Başer KafaoğluYHK'ya gönderdiği yazıda, ek zam konu ni karşılıklı espri ve gevrek kahkahalara bırakıyordu. Örneğin sunun serbest toplu pazarlık döBoğaz'daki yalısını uzaktan Arap nemine geçildikten sonra ele konuklarına gösteren bir Türk alınmasının daha yararlı olacaişadamı el kol hareketleriyle ğını bildirmişti. Bu güne kadar Arap konuklarına hayatın zevkhükümet görüşü doğrultusunda lerinden tad almanın önemini reket eden 5 YHK üyesinin anlatıyor, birlikte "felekten bir şımdi de bu tutumu sürdurmeleri gece çalmalarını" öneriyordu. ve Kafaoğlu'nun görüşüne uyArap konukların bazıları meyve gun davranmaları bekleniyor. suyunda ısrar ederken bazılarıYHK Başkanı, Yargıtay 9. nın "havaya girdigi" ve içkileri Dairesi Başkanı Naci Variık şimdevirdiği gözden kaçmıyordu. diye dek birkaç kez ek zamma Gecenin yıldızlan ise kuşkusuz gerek olmadığını belirtmiş, hatki yılların eskitemediği assolist ta çok kesin bir ifadeyle, "ek Behiye Aksoy ile Mehmet Yazam yok" demişti. Variık dün zar'dı. Sahnelerden bir süredir ANKA'ya, Türktş'in ek zam uzak kaldığını söyleyen Behiye isteğinin hükümet kanalıyla kenAksoy'a "en büyük Behiye, sendilerine ulaştığını, konuyu goriiden büyük yok" ve "fıstık gibişiip hafta sonuna dek bir sonusin vallahi" gibi sözlerle iltifatca varacaklarını söyledi. Variık bu kez "ek zam yok" demedi, lar yağdınlırken Behiye Aksoyun da birbirini izleyen şarkılarla "bakalım" diye konuştu: "Şimbu iltifatlara layık olduğunu kadiden bir şey söylenemez." nıtlamaya çalıştığı görülüyordu. Türkiye lşveren Sendikaları Oturduğu masadan Aksoy'un Konfederasyonu'nun (TlSK) şarkılannı kafasıyla tempo tutaYHK'daki temsilcisi, Konfederak izleyen Odalar Birliği Başkarasyon Hukuk Müşaviri Kubilay nı Mehmet Yazar'ın Behiye haAtasayar'ın ek zam isteğini desnımın küçük bir ısrarıyla önce teklemesi hiçbir şekilde beklenmikrofonu sonra da sazı eline almiyor. ması ise gecenin sürprizi idi. YaEk zammı savunacak YHK zar'ın özellikle saz çalmada hiç üyeleri iki kişi. Türkİş'in kurulde amatör gibi görünmediği daki temsilcileri Türkiye Maden Erenköy'de bulunan herkesin İşçileri Sendikası Genel Başkadikkatini çekiyor, çeşitli esprilen\ Kemal Özer ile Çimseİş Senre kcnu oluyordu. dikası Genel Başkanı Taraer Saat 18 sularında başlayan Eralan. sazlısözlüpolis motorlu TürkTürkİş'in isteğinin BaşbaArap dostluğu gezisi saat 23'de kanlıkça dikkate ahnmasıyla başladığı gibi Kabataş'da biterbaşlayan ek zam tartışmasında, işçilere verilen ücret zammını ye ken beyaz kostümüyle masalar arasında dolaşan Hasan Kazantersiz bulan ve ek zammı savukaya, kendisini kutlayanlara, nan işverenlerin sayısı artıyor. "her akşam saat 21.30'da kalkıDaha önce bu doğrultuda açıklamalar yapan Selçuk Yaşar, Ali yoruz", diyordu. Hasan Kazankaya'nın verdiği bilgide ErenKoçman, Sakıp Sabancı gibi isaköy'e müşteri olarak binmenin damlarına dün de Ege Bolgesı kişi başına faturası 8 bin Iiraydı. Sanayi Odası Başkanı Ersin FaBehiye hanımın programa ilave ralyalı ile Türkiye Petrol Urunedildiği cumartesi geceleri ise bu leri İşverenler Sendikası Genel fiyat 11 bin Hraya çıkıyordu. Başkanı İsmail Aytemiz katıldı. Adnan Kaşıkçı Marmaris'te TürkArap roman, yeni roman gibi akımlar savaş sonrası Fransız romanını çok etkiledi. Bunlar olumlu girişimlerdi, araştırmalardı, ancak okuru romandan uzaklaştırdr. Kahramanları yoktu, gerilimleri yoktu çunkü. Ben, Mkhel Tournier ve birkaç yazar dost, romanı eski yerine getirmeye çalıştık. Bir öykü anlattık, bir geri lim oluşturduk, kahramanlar yarattık. Okuru yeniden edebiyata kazanmaya çalıştık, çalışıyoruz. Burada söz konusu olan romanın krizi değil, romancı krizi. Sinemanm, videonun alabildiğine geliştiği çağımızda insanlara düşleyebilecekleri şeyler vermek gerek. Benim bir özelliğim de, aileye dönüşü desteklemem oldu. Andre Gide'den bu yana aile kurumuna başkaldınldı, devamlı karşı çıkıldı. Benim yazar olarak Fransız romanına getirdiğim iki şeyden biri aileye dönüş. Obürüyse, bir ışık, bir mutluluk, bir yaşama sevinci. 10. İstanbul Bınuk Moda Şöleni "Vizon Show", Marmara Etap Otelinde başladı. Otelin lobisinde hazırlanan ve 40'a yakın yerii hazır giyim kuruluşunun katıldığı vitrin sergisi ülkemizde ilk kez yapılıyor. Sergi süresince >arım saatte bir tekrarlanacak olan "Spontane Show"lan ziyaretçiler iıcretsiz izleyebili>orlar. Moda Şöleni içinde yer alan 15 firmanın 250 giyshi sunacağı "Vizon Show" defileleri ise 6 ekim perşembe günü başlıyacak ve her gun 4 kez tekrarlanacak. Defileler, içlerinde geçtigimiz yılların vizon güzellerinin ve bu yıl ki Türkiye güzeli Neşe Erberk'in de bulunduğu 40 manken tarafmdan sunulacak. Vizon Sho»'da Türkiye'de bu güne kadar hazırlanan en büyük defile pod\umu kullanılacak. 6 ekim gecesi yapılacak ilk defilenin geliri "Türkiye Çocuk Köyleri \akfı"na bırakılırken gecenin evsahipligini Turkan Şora> yapacak. Surekli vitrin sergileri. spontane showlar ve Vizon Show defilelerinden oluşan Büyük Moda Şoleni 9 ekim akşamı sona erecek. (Fotograf Ender ERKEK) Başbakan Türk edebiyatını da gelişenler, yükselenler arasında sayıyorsunuz ve Yaşar Kemal'i çok beğendiğinizi söyluyorsunaz. Başka tanıdıgınız Türk yazan var mı? Ne yank ki hayır. Ama Yaşar Kemal'in dilimizde çıkan bütün kitaplanm okudum. HaksızIığa başkaldırıyı, Anadolu'nun soluğunu, toprağın destanını dile getiren Yaşar Kemal benim için çok büyük bir yazar. En büyük dileğim onun Nobel Edebiyat Ödülü'nu alması. Vitrin sergisi Basın (Baştarafı 1. Sayfada) görevlendirmesi kabul edildi. DGM'lerin görevine giren suçlar dışında, yasada yazılı veya basın yoluyla işlenen suçlardan dolayı ağır cezayı gerektiren davalar ağız cezada, diğerleri asliye ceza mahkemesinde görülecek. Para cezalannın yanya indirilmesi benimsendi, cevap ve düzeltme hakkına ilişkin madde değiştirilerek kabul edildi. Cevap ve düzeltmeye itiraz eden sorumlu müdürün bu istemi sulh ceza hakimi tarafmdan reddedilirse, sorumlu müdür asliye ceza hakimine itiraz edebilecek. Asliye ceza hakimi cevap ve düzeltmenin yayınlanmasını isterse sorumlu müdür bu kez ağır ceza mahkemesinde itiraz hakkına sahip olacak. Tasanya göre basın yoluyla işlenen ve yasada yazılı suçlardan mahkumiyet hallerinde suç oluşturan yazının yayımlandığı mevkutenin bir aya kadar kapatılmasına mahkemece karar verilebilecek. Tasarıya göre, bu yasayla kaldırılan toplu basın mahkemelerinde görülen davalar sonuçlandınlıncaya kadar bu mahkemelerin görevlerı sürecek. Göruşmelerin tamamlanmasından sonra verilen bir önergenin kabulu uzerine açık oylama yapıldı. Oylamaya katılan 60 üyeden 34'ü kabul, 18'i red oyu kullandı. 8 üye çekimser kaldı. Tasarıya red oyu veren üyeler, Remzi Banaz, Ahmet Şanver Dogu, tsa Vardal, Şerafettin Yarkın. İbrahim Göktepe, Avni Şahin. Selçuk Kantarcıoğlu, Nermin Öztus, Muzaffer Ender, Ertuğrul Alatlı, Mahmut Akkılıç, Alattin Aksoy, Erdogan Bayık, Nedim Bilgiç, Abdülbaki Cebeci, Fahri Öztürk, Hilmi Sabuncu, Osman Yavuz. Oylama sonunda salonda çoğunluğun bulunmadığı belirlendiğinden tasannın tümü Genel Kurul'un bugünkü toplantısında oylanacak. Devlet memurlarının merkezi sınavla belirlenmesi ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Burosu) MGK, 9 yasa tasarısını görüşerek kabul etti. MGK'nın kabul ettiği tasanyla, devlet memurlarının merkezi sınavla işe yerleştirilmesine ilişkin uygulama 1 ocak 1985 tarihine ertelendi. Devlet Memurlan Kanunu'nda daha önce yapılan değişiklikle ilk kez devlet memurluğuna atanacaklann merkezi sınavla belirlenmesi hükmü konmuştu. Emekli Sandığı Kanunu'nda değişiklik yapan tasarı ise DPT, Sermaye Piyasası Kurulu ve Devlet Yatınm Bankası'nda sozleşmeli olarak çahşanlann istekleri halinde Emekli Sandığı Kanunu hukümlerine tabi olmalarını hükme bağlıyor. 657 sayılı devlet Memurları Kanunu'nda yapılan değişiklikle, yurt dışına koruma görevlisi olarak atananların bu görevlerinde dört yıl kalmalarına olanak sağlandı. Kabul edilen yasalar arasında özel kan bankalarını kaldıran tasarı da bulunuyor. Yasa özel kan bankalarını, Sağlık Bakanhğı'na ba51ı bir kurum halinegetiriyor. TARIM REFORM TASARISI Bu arada DM Tarım ve Orman, Köyişleri ve Kooperatifler Komisyonu Tanm Reformu Kanunu Tasarısı'nı kabul ederek, Başkanhğa sundu. Komisyon tasannın adından "loprak" kelimesini de çıkardı. Üniversite adayları sınava iyi hazırlanın! Avrupa (Baştarafı 1. Sayfada) oyla Türkiye'de seçimlerden sonra oluşacak parlamentoya karşı çıkan bir karar tasarısını kabul etmişti. Gözlemciler, Türkiye'nin karşı çıktığı karar tasansının, Avrupa Konseyi Genel Kurulu'nda da benimsenmesi olasılığının yüksek olduğunu ileri surüyor. PALME'NİN KONUŞMASI Avrupa Konseyi Genel Kurulu'nda dün bir konuşma yapan İsveç Başbakanı Olof Palme, Türkiye'de 6 kasım seçimlerinden sonra demokrasiye geçiş konusunda kaygılan bulunduğunu ileri sürdü. Palme konuşmasınm ardından bir soruya verdiği yanıtta Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne üyeliği konusunda karar verebilmek için vaktin erken olduğunu, beklemek gerektiğini söyledi. îlerisi için görüşünü açıklayan Palme, bir Almanya, veya Ingiltere için uygulanan demokrasi ölçüsünün aynen Türkiye için de uygulanmasını istedi. "Farklı bir muamele yapılamaz" diyen Palme, yine de adımlann yavaş atılmasını tavsiye etti. DOGRl DOĞRU SINAVA DOĞRU \ (Bu bölümü^ \ doldurun, \ / kesm, ) / yollayın) / Heraboneye bir kitap armağan ediyor! Sınava Doğru'ya abone olun, hem tasarruf edin, hem hiç bir sayısmı kaçırmayın! 30 sayı 2.250 yerine 1.800 TL. }u yıl emeklî olacak memurlara (Baştarafı 1. Sayfada) gulanacak. Yeni yasada yer alan gösterge tablosunda 5. dereceye kadar olan derecelerde emekli memurlar ile memurlar arasında gösterge farklıhkları giderildi. 1985 yıhnda 15, derecelerde devlet memurları gösterge tablosundaki rakamlardan yararlanacaklar. Böylece 1985 yılında emeklilerin maaşlarında kendiliğinden bir artış sağlanacak. Yeni gösterge tablosu ile emeklilere ve memurlara ayrı tabloların uygulanmasına son verildi ve emekliye ay'îlan memurun eline çalışırken aldığı paraya yakın bir para eeçmesi saglandı. Hizmet suresi 25 yıl olan erkek memur emeklilerine, yüzde 70, hizmet süresi 25 yıldan fazla olanlara da her yıl için yuzde 1 fazlası üzerinden emeklilik aylığı bağlanıyor. Ancak emeklilik aylığı bağlanmasına esas aylıkların yüzde 85'i aşılamıyordu. Yeni yasa değişikliğiyle bu oran yüzde 85'ten yuzde 95'eyukseltildi. Boylece 1 ocak 1984 larihinden sonra 40 yıldan fazla hizmeti olanlara her fazla hizmet yılı için yüzde 1 oranında artırım yapılarak ayhk bağlanacak, dolayısıvla hizmet sürelerinin 50 yıla kadar olan bölümü yüzde 95 olarak değerlenairilmiş olacak. Konuşo Konuşa Cemal Süreya ile en uzun söyleşi Milliıjet SINAVA DOĞRU Türkocağı Cad. 39/41 Adı. soyadi' Adres: Cağaloğluİstanbul SAX\TDEK(ıİSİ 1 Ekim sayımızı önceden ayırtın 1.800 TL'yi . . sayılı posta havalesıyte/pu! olarak gonderdım. Makbuzu ektedir. 30 sayısını adresıme göndermenızı rıca ederım. İmza
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle