19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 HABERLER 28 AĞUSTOS 1983 Davalar... Soruşturmalar... Barış Derneği Davası Ozdamar: Ikratmayan, yok etmek ister Sinema sanatçısı Semra özdamar savunmasında "Yurt savunması dışmda her türlü savaşa karşıyım. Ve savaş hepimiz için büyükbir tehlike, ortahğı kasıp kavurduğunda, insam savcı ya da sanık diye ayırmayan ve ne yazık ki hayal olmayan bir tehlike" dedi. Istanbul Haber Servisi Barış Derneği davasınm 25 ağustos tarihli oturumunda savunmasını tamamlayan sinema sanatçısı Semra Özdamar, gerçek sanatçının yaratıcı, yaşamsever olduğunu belirterek, "Yaratmayan insan yok etmek ister" dedi. Semra Ozdamar mahkemeye verdiği 31 sayfahk savunma metninde, barıştan yana olmanın yaşadığımız çağda bir zorunluluk olduğuna inandığını, bu zorunluluğun insanlara anlatılması gerektiğini, bunun için de eğitimin gerekli olduğunu söyledi. Tüm çocukların doğuştan "Biyofilik" (Yaşamsever) olduğunu, çocukların giderek "Nekrofilik" (ölümsever) eğilimler kazandığını, bunun da yanlış eğitimden kaynaklandığını ileri süren özdamar sözlerine şöyle devam etti: "Biyofilik olanlar, yaşamdan zevk alma yolunu, yaşayan canlüarda ararken, nekrofilik olanlar, ölümden, öldürmekten, korkudan, korkutmaktan zevk ahrlar. Çevremizi kuşatan şiddet kültürü içimizdeki nekrofilik eğUimleri siirekli olarak beslemektedir. Öyle ki, nekrofilia eğlencelerimize bile yansımaktadır. Televizyon dizileri, filmler, resimli öyküler, gazeteler, heyecanla, yıkım, sadizm ve kaba şiddetle doludurlar. Çocuklanyla birlikte tekdUze yaşam içinde olan milyonlarca insanı, öldürmeyle ilgili olanlan seyretmek ya da bu tiir öykiileri okumak ölçüsünde hiç birşey heyecanlandırmaz. Bu durum, ölttm hayranlığının birçoğumuzun içinde ne denli kök saldığını gösteren bir kanıt değil midir?" özdamar, daha önceki savaşlann ardında ne gibi nedenler yatarsa yatsın bu nedenlerin nükleer savaş için geçerli olamayacağını belirterek, nükleer savaş sonunda sağ kalanların bile ölüme gıpta edeceğini söyledi. olduğunu ve dünyada sürekli ve adil bir barış için gösterilen çabalann değerini bu toplantıda daha iyi anladım" dedi. Mütalada, 1 Mayıs gösterilerine katılmasınm da suç sayıldığını hatırlatan özdamar, 1 Mayıs törenine Barış Derneği'nin kortejinde değil, Sinema Sanatçılan kortejinde katıldığını belirtti. özdamar, amacının böyle bir töreni gözlemek olduğunu bildirerek sözlerine şöyle devam etti: "Aynca amacımız, film mesleğimizle ilgili sosyal güvence kapsamına alınmamış olmamız, uygulanan katı sansürü ve sinema alanını düzenleyecek bir Sinema Yasası'nın çıkanlmayışı gibi sorunlanmıo ve taleplerimizi kamuoyuna ve törene katılan parlamenterlere duyurabilmekti. Kaldı ki 1 Mayıs gibi yasal gösteriye, Barış Derneği gibi yasal bir dernekle katılmak da suç sayılamaz. 1 Mayıs'a bireysel katılmak da suç sayılamaz." özdamar, Barış Derneği'nin kurucularından olduğunu, ancak 1979 nisanından itibaren işleri nedeniyle derneğin Genel Yönetim Kurulu toplantılanna katılamadığını ileri sürdu. özdamar, hakkında tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nın soruşturma emri bulunmadan bu davaya dahil edildiğini bildirerek, "Sayın savcı kişisel hareket ederek, acaba hangi ölçülere, hangi hukuk kurallanna göre beni bu davaya katmıştır. Benlm bu davaya dahil edilmemdeki amaç nedir?" dedi. Semra özdamar, kendisiyle birlikte yargılananlann başlarına gelenleri hak etmediklerine inandığını bildirerek, "Bizim gibi az gelişmiş ülkede sanatçılar, aydinlar kolay yetişmiyor. Binbir acıyla, adeta karanlıkta el yordamıyla kendilerini yetiştiriyor bu insanlar. Onlan korumak gerek. Bu Ulkenin, aydınlanna güvenmesi, onlara sahip çıkması gerek" dedi. özdamar, Hitit lmparatoru IV. Tuthalia'nın, "Hüküm verdiğiniz ülke davalannda iyi hüküm verin. Haklı bir davayı kaybettirmeyin ve haksız bir davayı kazandırmayın" dediğini hatırlatarak savunmasını şöyle tamamladı: "Biliyorum ki, bu topraklarda ölümsüz eserler bırakan, kalıcı uygarlıklar yaratan toplumlar, hep devletin temelinin adalet olduğu gerçeğine inanmış toplumlardır. Beraat değil, adalet istiyorum yalnızca. Çünkü, benim için ikisi de aynı anlamı taşımaktadır." KAWA 3 idam istemli İllerde siyasi durum ve partiler AMASYA davası karara kaldı 557 tutuklu 89 sanıklı Uşak DevYol davasında 4 sanık tahliye edildi ANAP ve MDP adayları başvurularını yapmışlar Halkçı Parti il yönetimi müteşebbis heyet halinde çahşıyor. SODEP'e karşı ilgi yüksek IŞIK KANSU AMASYA "Başbakan'ın MDP'ye girmesi bir güvencedjr." Yeşihrmak'ın hemen kıyısındaki küçük bir kahve görünümündeki MDP il merkezinde MDP il ikinci başkanı Mustafa Dede ile il sekreteri Tahir Alpaslanlı bu yorumu yaptılar. MDP yöneticilerine göre, "MDP'nin hiçbir ard niyeti yok." Bu görüşün biraz açılmasını istediğimizde, Dede ve Alpaslanlı şu yamtı verdiîer: "Yani, vatandaş bir daha 11 SODEP tl Başkanı Gönenç eylüle geri dönmek istemiyor. HP tl Başkanı Arpacıoğlu Türkiye'de artık anarşi ve teröze karşı alaka gün geçtikçe art se seçimlerden çok ümltliyiz" di rün üstesinden gelecek görüşle maktadır. Şimdi biraz sonra 10 ye konuşuyorlar. riyle, idealiyle, MDP bulunmak kadar emekli öğretmen bekliyoBaşbakan Bülend Ulusu v tadır." ruz. Bize girecekler" biçiminde MDP tl yöneticilerine göre, değindi. Arpacıoğlu, "ya ikti bazı bakanların MDP'den ba Amasya'da kendi partileri dışındar, ya muhalefetteyiz" diyerek, ğımsız aday olmalannın oylaı da hi;bir parti barajı geçemeyeHalkçı Parti'nin şansını açıkla ne ölçüde etkileyeceği yolunda cek. Bunun gerekçesini "vatanmış oldu. İl başkanı Arpacıoğlu ki bir soruyu ANAP yöneticilt daşın kendilerine gösterdikleri Halkçı Parti'nin Atatürk ve Is ri, "bizim partimizin dışında bl yakınlık ve güvence" olarak gösmet Paşa'nın görüşleri doğrultu olay. Zaman gösterecek." biçi teriyorlar. sunda olduğunu belirterek, minde değerlendirdiler. Amasya'da bunun için HP örgüMDP'den Amasya'da milletAnavatan Partisi'nin Amas tünün kurulduğunu söyledi. vekili adayı olmak isteyenlerin ya'da milletvekilliğine adaylığı sayısı epey yüksek. Adaylığını SODEP 11 Başkanı Zeki Gö nı koyacakların hemen hemeı koymak için başvuranların banenç, program ve tüzüğünü ken hepsi belirlendi. ANAP gene şında MDP Genel Saymanı Madisine daha yakın bulduğu için merkezine başvuran adaylar şö> cit Zeren geliyor. Diğer adaylar bu partiyi Amasya'da örgütleme le: arasında şu isimler var: Hasan Yeşilova (Sivas YS1 işini yüklendiğini belirterek SOMümin Kavalalı (DM üyesi), Turan Kaynar (İl Başkanı, Pet DEP'e karşı istek ve arzunun eski Bölge Müdürü), Talat San çok yüksek olduğunu bildirdi. çoğlu (DM Uyesi), lsmet özaslaı rol Ofisi bayii), Mustafa Dede (İl (MEP Daire Başkanı), Kenu fkinci Başkanı, muhasebeci), Anavatan Partisi adına soru Ermiş (Esnaf), Salih Aygün (es Tahir Alpaslanlı (İl Sekreteri, larımızı il başkan yardımcısı Ci ki Parlamenter). müteahhit, çiftçi), Tekin Celep hat Gültekin ve merkez ilçe baş(Taşova Yönetim Kurulu üyesi, kanı Mustafa Öztürk yanıtladıeczacı), Rumi Polat (Suluova llAnavatan Partisi yöneticiler lar. Amasya'da seçimlere güçlü yeni bir ekol olarak ortaya çı* çe Başkanı), Kemal Yıldınm girecekleri söylenen ANAP yö tıklarını ve bu ytizden daha ço (tercüman). neticileri "örgütlenmemiz çok iyi ilgi topladıklarmı da sözlerin ESKI BELEDtYE gitmektedir. Allah kısmet eder eklediler. BAŞKANLARINDAN Halkçı Parti il başkanı Reşat Arpacıoğlu Amasya eski Belediye Başkanlarından. Kendisini aynı zamanda il merkezi gibi kullandığı bürosunda bulduk. Reşat Arpacıoğlu henüz "müteşebbis heyet halinde" çalıştıklaören'de çok temiz denizi kumu ve güneşi ile gürültüder. nnı ifade ederek, gerekli belgeuzak çicek denizi içinde geceleri sürprizli yarışma ve eğlencelerin verilmesinin uzun süre aller, indirilmiş ücretlerle; dığından yakındı. 1 Kişi Tam Pansiyon 2000 TL. Arpacıoğlu, "Amasya'da 6 2 Kişi Tam Pansiyon 3800 TL. Kasım'da ne olur?" sorusuna karşılık olarak, "Amasya'da 37 Bu Ücretlerden yararlanmanız için, şimdiden VÎLLA LA, bin 500 oy barajdır. Bunu aşan LE'nin Iş Bankası Balıicesir • Şubesi 4000 Np'uı ,hesabınat 4 milletvekili birden çıkanr" deyatınnız. di. Rez: Burhaniye 343 Istanbul 161 31 67 Balıkesir 11590 Halkçı Parti'nin durumu konusuna da Arpaaoğlu "partimi ÇOCUKLAR DOĞUŞTAN YAŞAMSEVER Semra Özdamar mahkemeye verdiği 31 sayfahk savunma metninde tüm çocukların doğuştan "Biyofilik" (Yaşamsever) olduğunu, çocukların giderek "Nekrofilik" (Ölümsever) eğilimler kazandığını, bunun da yanlı eğitimden kaynaklandığını söyledi... (Fotoğraf: Deniz TEZTEL) özdamar, savaş kültürünün insanları birer "Nekrofilik" olarak yetiştirdiğini bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşam yaratabilmek, güçsüz insanda bulunmayan bir takım nitelikler gerektirir. Yaşamı yok etmek için ise, yalnızca bir tek nitelik, şiddete başvurmak yeter. Yaratmayan insan yok etmek ister, işte bu yüzden bir yaratıcı olan gerçek sanatçı yaşamseverdir. Ölttmle eş anlam taşıyan savaşa karşı olduğu için de barışseverdir." özdamar, Türkiye'nin 12 Eylül'e gelmesinde çocukların, gençlerin şiddet ve savaş kültürüyle birer "Nekrofilik" olarak yetiştirilmelerinin de etkisinin bulunduğunu belirterek şunları söyledi: "Ben berşeyden önce bir anne olarak, binbir emekle btiyüt4üğüm çocuğamn, hayatımın en önemli varlığını yitinnek istemediğim için, sanatçı olarak insanlığın binlerce yılda oluşmuş ortak kültürünün mirasının yok olmasını istemediğim için ve bir insan olarak da, insanı hayvandan ayıran belki de en önemli özelliğin insanın barışı koruyabilmesi olduğu için, yurt savunması dışında her türlü savaşa karşıyım. Ve savaş hepimiz için büyük bir tehlike. Ortalığı kasıp kavurduğunda, insanı savcı ya da sanık diye ayırmayan ve ne yazık ki hayal olmayan bir tehlike." Özdamar, Barış Derneği kurulduktan sonra, derneğin kurucusu ve sanatçı olarak dünyadaki barış kurucularından oluşan bin beşyüz kişinin katıldığı Varşova'daki toplantıya katıldığını bildirerek, "Ben her türlü sistemin, dini ve politik inanç ve görüşlerin üstünde insanlan birleştirebilecek tek şeyin barış ideali lutanaklardan Olağanüstü Hal Yasa Tasarısı Devrimsel: Tasarıda getirilen kavramiur yorumlanmaya müsait RAFET GENÇ ANKARA Danışma MecIisi'nde bir haftadan bu yana Olağanustü Hal Yasa Tasarısı görüşülüyor. Siyasal yaşamın gündeme gelmesinden bu yana DM tatil yapmadı. Ama üyeler bir koltuğa iki karpuzu sığdırmak için tüm gayretlerini ortaya koyuyor. Hem siyasi faaliyette bulunmak için, seçtiği seçim bölgelerine "kaçamak" yapıyor, hem de DM Genel Kurulu'nu kaçırmamaya çahşıyor. Durum böyle olunca, yoklamadan sonra sayın üyeler birerikişer Genel Kurulu terk ediyor. Belli bir aralıktan sonra Genel Kurul görüşmelerini izleyen üyelerin sayısı hayli azalıyor. Bu arada Genel Kurul'dan önemli yasalar hızla geçiyor. Hızla yasalaşan tasarılardan biri de "Olağanüstü Hal Tasarısı" tasarı, Danışma Meclisi'nde "olağan bir biçimde" görüşülüyor. Bazı düzeltme önerileri yok değil, ama genelde tasarının getirdiği kurallara karşı çıkan çok az. Tasarının "valilere geniş yetki tanıyan" altıncı maddesi üzerinde duranlar oldu. Bu yetkilere karşı çıkanlardan biri de Şerafettin Yarkın olmuştu. Yarkın'ın bu konuşmasını tutanaklardan özetle aktarmak istiyoruz. Tabii diğer konuşmacılardan da örnekler vereceğiz. Şimdi tutanaklara dönelim: Şerafettin Yarkın: Bu tasarıyla valiye tanınan yetkileri halen Sıkıyönetim Kanunu'nda bulunan ve 12 eylül sonrası değişiklikleri de kapsayan Sıkıyönetim komutanlarına verilen yetkileriyle bu yetkileri, madde madde yetkileri mukayese etme imkânı bulamadım ama, hemen hemen bütününü veya çok büyük bir bölümünü içine alacak şekildedir... 12 Eylül öncesi olayların gerektirdiği ağır değişiklikler dolayısıyla Sıkıyönetim Kanununa girmiş olan bir hükmü, biz Olağanüstü Hal Kanunu ile tanıyacak olursak Anayasa'nın bu iki müesseseyi birbirinden ayırmış olmasımn değeri kalmaz. Yani sıkıyönetim müessesesi ile sivil müessese arasında... Bir kamu görevlisinin görcvine doğrudan doğruya son verilmesi hükmünü, Olağanüstüı Hal Kanununda valiye tanımak bence doğru değildir... Adnan Orel: Bu tasarı memleketimizin geleceği bakımından olan önem ve rolünün büyüklüğü, bilhassa 12 Eylül'den önceki müsibetlere bir daha devletçe milletçe düşmememizi sağlamak hususundaki tasandır. Büyük değeri takdir edersiniz.. Sistematik ve terminoloji hususundaki incelememde, kanun tasarısı metninin sistematiği diyebilirim ki bugüne kadar elimize geçen tasarıların en mükemmeli olarak nitelendirilecek durumdadır. Evliya Parlak: Bu tasarının, özellikle Anayasanın 119'ncu maddesinin görüşmelerinde tartışılan sebepleri vardır. Tabii afet sebebi, yaygın hastahk ve bir de ağır ekonomik bunalım sebebivle olaBanüstü halin ilânı... Anayasa görüşmelerinde bu konu hepimizin hatırlayacağı gibi uzun uzadıya tartışmalara sebebiyet vermişti. Fakat Anayasada açıkhk getirilmeyen bu hükümler maalesef bu tasarıda da açıklıkla ifade edilememiştir. tktidarların uygulayacakları yanlış politikalar sonucu ekonomik bunalım başladığı an çıkış yolu olağanüstü hali ilan etmek olacaktır, diye endişeler vardır. Ve birçok sayın komisyon üyeleri de bunu zikretmişlerdir. Aynı inancı ve endişeyi ben de taşımaktayım, Olağanüstü dönemde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin bu dönem bittikten sonra durumu ne olacaktır? Tasarıda açıkhk yoktur. Remzi Banaz: Şimdi Olağanüstü Hal Kanunu yapıyoruz, yani valiye olağanüstü hallerde olağanüstü yetkiler veriyoruz. Tasarıda valinin tl İdaresi Kanunu'nda yer alan bazı yetkileri yer yer yeniden yazılmıştır. Şimdi, hertürlü cephane, bomba. vb. hazırlanması, yapılması serbestmiş gibi, yasaklama yetkisi konmuştur. Bunu anlayamadım. Vali neyi yasaklayacaktır, askeri fabrikaların imalini mi durduracaktır. Fikri Devrimsel: Olağanüstü yönetim usullerinden Anayasa*mızda yer alan olağanüstü haller ve sıkıyönetim anayasal rejimdirler, birer hukuk rejimleridir. Devamlı, normal yönetim usulleri değildir. Olağanüstü Haller Yasa Tasarısı 'ndaki bazı kavramlar ve getirilen bazı çözümlere bakıyorum da ülkemizin gerçekleri karşısında bir istisnai rejim olan olağanüstü hal rejiminin devamlı bir rejim haline dönüşmesi tehlikesini görüyorum. Çünkü tasarıda getirilen kavramlar yönetimce yorumlanmaya son derece müsait ve demokratik eğilimden uzak, otoriter yönetime müsait idareciler elinde, iktidar yöneticileri elinde Türkiye'yi devamlı bir olağanüstü hal içinde sürdürme imkâmnı bir yerde tanımaktadır. Ağır ekonomik bunalımın ölçüsü nedir? Türkiye'de petrol krizi ağır ekonomik bunalım mıdır acaba? Fiyatların olağanüstü yükselmesi ağır ekonomik bunalım mıdır acaba? Personel rejimindeki bugünkü sadece aylık kirasını veremeyen kamu personelinin durumu, bu personel sesini duyurduğu zaman ağır ekonomik bunalım var diye hemen olağanütü hal ilan edilecek midir? Demokratik özünü ortadan kaldıracak biçimde kullanılabileceğinden endişe ediyorum. Haber Merkezi Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı 3 numaralı Askeri Mahkemesi'nde üç sanık hakkında idam cezası istenen toplam 11 sanıklı Kawa davası karara kaldı. Van ilinin Muradiye Belediye Başkanı Selahattin Mehmet Ağaoğlu'nu öldürdükleri gerekçesiyle idam cezası istenen üç samktan Fatin Kanat ve Hasan Asgar Gürgöz son savunmalarını yaptılar. Yine idam istemi ile yargılanan sanık Ali Biçer ise zaman yetişmediği için savunmasını bundan sonraki duruşmada yapacak. Sanık Fatin Kanat ve Hasan Asgar Gürgöz, savunmalarında suçsuz olduklarını, öldürme olayına karışmadıklarını, emniyet ifadelerinin baskı yoluyla alındığını belirttiler. Sanık avukatları ise son savunmalarında, bu davada öldürme olayma ilişkin hiçbir maddi delil bulunmadığını, olayda şüphe olduğunu bildirdiler. Avukatlar, ceza usulü kurallanna göre, şüphenin sanık lehine kullanılması gerektiğini kaydederek, müvekkillerinin beraatlerini istediler. Aynı davada yargılanan diğer 8 sanıkdan ise 5'i hakkında savcı beraat kararı isterken, bir sanığın dosyasının 1 nolu mahkemeye gönderilmesni ve bir sanığın davasının ise ortadan kaldırılmasını istedi. 4 TAHLİYE tZMİR Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanhğı 2 numarah Askeri Mahkemesi'nde devam etmekte olan 55'i tutuklu 89 sanıklı yasa dışı Uşak DevYol davasında 4 sanığın tahliyesi kararlaştınldı. Tevsii tahkikat safhasında olan yasa dışı Uşak DevYol davasına sanıklar tarafından gerçekleştirildiği öne sürülen olaylarla ilgili mahkemeye gelen belgelerin okunmasından sonra bazı sanık avukatları mahkeme heyetinden tahliye isteminde bulundular. Mahkeme heyeti duruşma sonunda askeri savcının da tahliye taleplerine katıldığı sanıklar, Ramazan Diker, Osman Erdoğan, Orhan Acartürk ve Müfide Akkuş'un durumlarını görüşerek tutuklu bulunduklan süreye göre, tahliyelerini kararlastırdı. bundan böyle yazlar serin geceçek. ... çünkü artık dünyaca iinlü RAKS var yıllardır kalitesine güvenduydugtmuz zarif, sessiz, güçKi" bir vantilatör üretti. kurulugundan bugüne 140.000 vantilatör ihraç eden RAKS RAKS şimdi Türkiye pazarlarında. ...bundan böyle sizde bir yazlarmız serin gönlünüz ferah dsun.. RAKSalın VEFAT Merhume Dürriye Buke ve merhum Halit Büke'nin oğlu, merhum Bekir Şar'ın damadı, Kevser Büke'nin sevgili eşi Kemal Şar'ın kayınbiraderi, Zeki Büke, Sema Doğan, Yıldız Büke'nin babaları, Sedat Doğan ve Yurdagül Büke'nin kayınpederleri, merhum İlhami Büke, merhume Adviye Erbeden, merhume Ayten Büke ve M.Şevket Büke, Dr. Hadiye Büke, Halide Sükan'ın değerli ağabeyleri, Saime Büke, Nahide Buke, Faruk Sükan'ın kayınbiraderi, Ayşin Oktayer, Aylin Aybar, Hüseyin, Murat, Baki, Can Sükan'ın dayıları, Nesrin, Ahmet, Kemal Büke'nin amcaları, Fatoş Akdağ, Kahraman, Mehmet Doğan, Selem Büke, Yasemin Zorlu, Halit, Hakan Büke'nin dedeleri, Anadoîu Sigorta Şirketi Kartal Kolektif Şirketi'nin sahibi, iyiliksever insan; RAKS ; üçlü vantüatör>} plastk sanayn ve tıcareü a.ş • ImaUlpı Flrmı : Cumhuriyet Balvarı 69/4 • İZMİR Telefm (61) 122210 (t Hıt) • Triekt • TSrklye Yetkili SıtKffi : HAMİT BÜKE Cumartesi günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz Naaşı pazartesi günü (yarın) öğle namazını müteakip Kartal Maltepe Camünden kaldıı ılıp aile mezarlığına defnedilecektir. Mevla rahmet eyleye 62572 Tktn Tr« 52ISS Tkpk Tr Istiklll Caddesl 349 • İSTMBOL • Telefon 1431760 Telefon : Izmlr 182000 • «nkıra 254724 • tdına 12145 ve Tüm Bayilnlnde AİLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle