Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«•:. CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hip olmasının hiç bir yararı yok ba katmamıştı. Fransız devrimi Bilindiği gibi enflasyonun hıyıllarında sokaklara dökülen tur. zmı kesemiyoruz. Paramızın deSosyal bir politika izleyen ka halkın da temelde iki isteği var ğeri gittikçe gerilemekte. Elektrik kısıtlamasına başvuran bir pitalist bir ülkenin Başkanı Ro dı: özgürlük ve ekmek. ÜLKEMİZDE DURUM: kaç ülkeden biri olarak tanınıyooswelt bile bu durumu yıllarca ruz yeryüzünde. Devlet lstatistik önce kesinlikle belirtmiş, "yok ULUSAL GELtR AZALIYOR Enstitüsü'nün verilerine göre kişi sulluk içinde olan insan özgür Ülkemiz gelişmekte olan bir başına düşen ulusal gelir yıldan değildir" demişti. 6 ocak 1941 ülke. Bu gerçeği yadsımak olası yıla azalmakta. tarihli ünlü söylevinde, dört ana değil. Düne göre ileri durumda özgürlükten birinin "yoksulluk olduğumuz açık seçik ortada. Dev adımlarıyla yürüyen bir tan kurtulma özgürlüğü" oldu Ama yoksulluktan kurtulduğudünyada kannca adımlarıyla yüğunu vurgulamıştı. muzu savunamayız kolay kolay. rümek, üretimini bilimsel yönNe zaman kurtulacağımız GÖNÜL RAHATLIĞINI temlerle durmadan çoğaltan, geda belli değil. EkoSAĞLAMAK liştiren bir teknik karşısında ilBir toplumun dirlik ve düzen nomik düzenimizi oturtamamı kel yöntemlerle toprağı eşeleliği o toplumda yaşayan bireyle şız rayına. Dış alım ve satım mek, yürümek değil durmak sadengemiz bozuk. Uretim gücü yılır. Bu ağır aksak yürüyüşle, rin gönül rahatlığına bağlıdır. Gönül rahathğı, içsel ve tensel müz yetersiz. Buğday getirtiyo . sosyal devlet ilkesinin gerekleri gereksemelerin birlikte sağlan ruz dış ülkelerden. Nüfus poli yerine getirilemez, çağdaş uygartikasını ayarlayamıyoruz bir tür İık düzeyine ulaşılamaz. masıyla elde edilir. İçsel yanını özgürlükle, tensel yanını da doy lü. Pahalılık ve işsizlik gün günOnun için ülkemizi bir an önden artıyor. İnsan sayısı dört na ce mutlu ve özgür insanların yagunlukla giderebilir insan. la koşup gitmede. Gelin de MalBir zamanlar Mussolini, soruşadığı bir ülke durumuna getirnu yalnız tensel açıdan ele almış, tus'u anımsamayın bu durum mek zorundayız. Ters durumda karşısında. XVIII. yüzyıhn ün yoksul insanlann bannağı bir ül"halk özgürlük değil ekmek istiyor" diyerek yalnız ekmeği ver lü ekonomi bilgini Maltus bu ke olmaktan kurtaramayız yurmeye çalışmıştı Italyan ulusuna. gerçeği şöyle dile getirmişti bir dumuzu. özgürlüğün nimetlezamanlar: "Nüfus geometrik diÖzgürlük ve ekmek çağımızm rinden yararlandıramayız ulusuzi biçiminde artmaktadır. İki, da baş sorunudur, muzu. Yoksul insan özgür olmaÖzgürlük vermeyi gereksiz 'dört, sekiz.. gibi. Besin madde dığı gibi mutlu da değildir. XX. leriyse aritmetik dizi biçiminde yüzyılda mutluluk, insanın yalbulmuştu. Uygarlığm ilerlemesi çoğalıyor. Bir, iki, üç... gibi. Bu nız özgür olmasına değil, aynı sonucu, insanoğlunun hemen hemen her çağda ekmeğin yanın gidişle bir gün insanlar aç kala zamanda doygun olmasına bağlıdır. da özgürlüğü de istediğini hesa caklardır." 28 AĞUSTOS 1983 İSTİFET MODERN MODÜLER MOBİLVA SANAYİ Imattl •Toptan • ParakMHla Fabrika Sah> Maguau: Anadoftj SH«lAcı(Md«n KttMcBylatanbul T « 339 29 00 JT 8 4 9.1983 Spor v» Swgl Svayı'ndı Fuard Ekmek ve Özgürlük Dev adımlanyla yürüyen bir dünyada karınca adımlarıyla yürümek; üretimini bilimsel yöntemlerle durmadan çoğaltan, geliştiren bir teknik karşısında ilkel yöntemlerle toprağı eşelemek, yürümek değil durmak sayılır. ,. Evlenmek zor diyorlar. Biz inanmıyoruz.. M. İSKENDER ÖZTURANLI Avukat, Eski Baro Başkanı tsa'dan önce yaşayan Yunan düşünürü Demokritos, çok dpğru bir söz söylemiş: "Halkının büyük çoğunluğuna, en az ölçüde acıya karşılık büyük mutluluk sağlayabilen bir toplumun yaşamaya hakkı vardır." tki bin beş yüz yıl önce söylemiş bu sözü Demokritos. Insanoğlu, o günden beri yoksulluktan kurtulmayı özlemiş durmuş hep. Ama XX. yüzyıhn sonuna yaklaşmış olmasına karşın, dünyanın bir çok yerinde kurtulamamış yoksulluktan. Kurtulmak için çırpındığı halde kurtulamamış. Demokritos'un yargısı günümüzde de geçerlidir kuşkusuzGeçerlidir ama, bugün amaçlanan mutluluk yalnız belirli bir çoğunluğun mutluluğu değil, tüm bireylerin mutluluğudur. "Tek kişinin bile aç kaldığı bir Ulkede mutluluktan söz edilemeyeceğinî" savunanlar, yerden göğe kadar haklıdırlar bu nedenle. Yaşadığımız çağı İsa'dan önceki çağlarla bir tutamayız üstelik. Bir tutarsak, ilerleme dediğimiz olguyu yadsımış oluruz. Zamanla çok şeyin geliştiğini, değiştiğini benimsememiş oluruz. ülkelerde ise bu özgürlükler henüz emekleme çağında. Ama bunun savaşı veriliyor, verilecek de. Bu klasik özgürlüklerin yanında sosyal hak ve özgürlüklere de önem vermek gerek. Yoksulluktan kurtulma özgürlüğünü ise başa alma zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçek. İnsanın iki yanı var çünkü: İçsel yanı, özdeksel (maddi) yanı... Tinsel, içsel yanıyla özgür yaşamak ister insan. Baskı altında, korku içinde yaşamını sürdüremez. Özdeksel, tensel yanıyla da karnını doyurmak ister. Kısacası hem özgürlük ister, hem de ekmek. t a d ı Inllm • Imalil lıMaa »OrtJIOUJUnd.. kuMnnadaı 7gün Içind» deg k l d Y M O • H*r btri açrimca yatafc, kaHHimca koHuk olan. modvm olunna ünlMeri • Fvrmuarlı, yihanabmr kıhf • l«l po«UmanmumM(lMonnaolm^an.rWlMdBnlMI«n<>a[>9>'E>v«ıinlm'nd>o|>ll(TUI(M«^n)l<n>. » * taMtnıl • Odadan odaya. k^hkkn yatbga tannma kolaylı«ı • ) » • IMIyaca gore. M k M rm an Att uo ÖZGÜRLÜK, DOYGUNLUKLA OLANAKLI Öncelikle klasik dediğimiz özgürlükler gerçekleşmiş bazı ülkelerde. Sürekli uğraşılardan sonra söz özgürlüğüne, düşünce özYoksulluğun ve ezginliğin gürlüğüne, vicdan özgürlüğüne içinde kıvranan insan, özgür dekavuşabilmiş insanoğlu. Basın özgürlüğüne, toplanma ve ör ğildir çünkü bu çukurdan çıkagütlenme özgürlüğüne ulaşılmış bilmesi için yeterli olanak sağladünyanın bir çok yerinde. Bazı namazsa, klasik özgürlüklere sa ARADA Bffi SABAHATTİN ERGİ Emekli Albay Profesör Dr. Bayan Sara Akdik'i yitireli neredeyse yıl oluyor. 6 kasım 1982 günü aramızdan ayrılmasıyla bilim dünyamız çok kıymetli bir üyesini, Türk kadınlığı en değerli bir örneğini ve sanat ortamımız çok vefalı dostlarından birisini yitirmişti. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü'nün öğretim üyesi ve daha sonra İstanbul Üniversitesi'nde Botanik ve Genetik Kürsüsü Başkanı olarak yaptığı hizmetler ve biyoloji bilimine katkıları nedeniyle kendisinden yıllarca feyz almış meslek arkadaşlarının gerekli vefa borçlarını ödemek üzere hocalarının bilimsel uğraşlarını ve mesleğine hizmetlerini dile getirecek yazılarını aylardır bekledikten sonra bu konuda devam eden sessizlik nedeniyle bu işi kendi bilgilerim içinde kalarak üstlenmeyi bir görev saydım. Yakından tanıdığım bu aziz varlığın sosyal yönden bazı örnek nitelikleriyle Türk resim sanatına yaptığı dolaylı ve daima perde arkasında kalan hizmetlerini belirtmeye çalışacağım. Prof. Sara Akdik, ufak tefek bir fizik yapıya sahip olduğu halde kendisi tanıyanlarda heybetli bir insanla karşilaşmış olmanın etkisini yaratması çok ender insanda görülen büyük kişiliğinden ileri geliyordu. Bütün hayatı boyunca yol göstericiliğinden geri kalmayan bu nirengi insan, kuyumcu sabrıyla kendini bir elmas gibi yontarak parlak kişiliğini daima geliştirmekten geri kalmamış ve çevresindeki insanları yetiştirirken öğütten çok kendi varlığını ortaya koymayı yeğlemiştir. Kimi niteliklerini şöyle sıralayabiliriz. Çok geniş kapsamlı bir sorumluluk duygusu ki, bu duygu onu kendisini en iyi şekilde yetiştirmeye yönelttiği gibi aile bireylerine ve eşine yaklaşımında da ortaya çıkmaktadır. Ayrıca öğretim ve eğitim hayatında bu duyguya en üst düzeyde sadık kaldığı bilinen bir gerçektir. Öylesine ki okul hayatının dışındaki bütün zamanlarında onun çevresindeki insanlara bir şeyler öğretmeye çalıştığını görürdünüz. Türk vatandaşı ve dünya insanı olarak çağdaş ölçüler içinde şairin "Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin" mısraına inanmışlığın simgesi gibi idi. Yakınlarınca bilinen hayvan sevgisi yanında insan sevgisini daima eserleriyle kanıtlamıştır. Hayatında kendi çocuğu olmayan bu aziz insanın, şimdi toplumda hepsi saygın birer kişi olan pek çok insanın çok ufak yaştan ele alınarak bakılmasında, yetiştirilmesinde, eğitim ve öğretimleri ile değerli birer meslek sahibi olmalarında ne derecede emeği bulunduğu, onların hayata atılmasından sonra da karşılaştıkları güçlükleri yenmede Sara Hanımın desteğinden nasıl yararlandıkları, ayrıca bu insanların çocuklarına dahi sahip çıkmakta gösterdiği hudutsuz ilgi ve fedakârlıklar, hatıra getirildiğinde, çevresinden eksik olmayan minnettar bakışların manası daha iyi anlaşılabilir. Son yıllarında, en yaşlı günlerinde bile yakın çevresine girmiş bir küçük çocuğu benimseyip bağrına basmada gösterdiği yakın ilgi ve çocuğun mensup olduğu ailenin kaderine yön verme ve geleceklerini güvence altına almakta gösterdiği çaba unutulmaz. Sevgi, saygı, kadirbilirlik, vefakârlık, yardımseverlik ve fedakârlık kişiliğini süsleyen takılar olarak manevi varlığında parıltılı akisleriyle daima yaşayacaktır. Şeref Akdik'in atelyesinde geçirdiğimiz unutulmaz saatler nedeniyle bizi adeta bir rüya ikliminde yaşatmış olan Akdiklerin evlerine her fırsat bulup gittiğimizde Sara Hanım'ı bulamadığımız'zamanlar kendisinin pek çok rahatsızlıkları bulunmasına karşın çoğu kere hasta dostlarının yardımına gitmiş olduğu için evde bulunmadığını öğrenirdik. Ressam Şeref Akdik'in Ölümünden sonra yayınladığtm bir yazıda eşinin sanatına katkısı bakımından Sara Hanımla ilgili şöyle bir bölüm bulunmaktadır: "Şeref Akdik'in sanat yaşantısında ikinci etken Türklüğün sosyal ve bilim dünyasında en ileri çizgide bulunan bir kadını, eşi Sayın Prof. Sara Akdik olmuştur. llmi kariyeri yanında sanatla da çok yakın ilişkisi bulunan bu değerli hayat arkadaşı Şeref Akdik'e eserlerini kritik etmede en yetkili bir destek olabildiği kadar müşterek yaşantıları süresinde ressamın sanatında başarısını aksatabilecek bütün günlük etki ve dalgalanmalarda kendi varlığını siper ederek her zaman sanatçı eşi için bir koruyucu melek olmuştur. Onun ölümünden sonra da eserlerini hiçbir suretle paraya çevirmeyi düşünmemesi ve onları karşılık beklemeden müzelere kazandırmak için gösterdiği idealist çabalarla ressam için hazırlanan kitap ve tablolarının baskılarının gelirlerini Eğitim Vakfı Şeref Akdik Bursu yararına bırakması, bunların bütün giderierine çeşitli fedakârlıklarla ve severek şahsen katlanması gibi davranışları Şeref Akdik'in yaşadığı günlerde hayat düzeni ve moral ortam bakımından kendisine ne çapta destek olabilmiş bir eşi bulunduğunu göstermektedir." Şeref Akdik'in ölümünden sonra, o aziz insan, sahneden çekilmiş ressamı bütün canlılığı ile yaşatmayı hayatının son ve tek ideali haline getirmişti. Bu, on yılı aşan zaman içinde Sara Akdik'in girişimleri Sanat tarihimizin çok ilginç ve kişiliğine özel bir sayfası olarak kalacaktır. Onun için nice sergiler düzenlendi. Bu sergilerden ilki Şeref Akdik'in yaşamının çeşitli dönemlerine ait birçok değerli eserlerinin bulunduğu ve sanatçının hayatında açtığı bütün sergilerden daha kapsamlı olarak retrospektif düzende Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılmış sergisiydi. Bu idealist eş Ankara'da açtığı retrospektif sergiden sonra burada teşhir edilen çok değerli tabloların büyük kısmını İzmir Resim ve Heykel Müzesi'nde Şeref Akdil adını taşıyacak bir salonda daimi teşhirde bulunması kaydıyla karşılıksız olarak devlete armağan ediyor. Türkiye'de bir sanatçı eşi tarafından ilk defa yapılmış bu çapta bir bağışın dahi onun değerli adının sanat tarihimize geçmesi için yeterli olacağı kanısındayız. Sara Akdik'in eşinin arkasından geçirdiği yıllar içinde ileri yaşında çektiği pek çok hastalığa rağmen Şeref Akdik için verdiği hizmetler bunlarla da kalmamıştır. O Türkiye'de hiçbir sanatçının arkasından yaprimamış çapta (Şeref Akdik hayatı, sanatı ve eserleri) başlıklı bir kitap yayınlayarak, ressamın çok geniş kitlelere ve gelecek kuşakların sanat severlerine bütün değerieriyle tanıtılmasında eşine karşı hayatındaki en büyük hizmetini yapmıştır. İC BASIN HÜRRİYET Bir Kişilik tlanla aday arayanlar "Olaylar ve tnsanlar"da Hasan Pulur, gazete ilanıyla milletvekili adayı aranması konusunu işlemiş. Eski seçimlerde bir adayın dağıttığı ilginç bir el ilanına da yer verdiği 26 ağustos tarihli yazısında Pulur şöyle diyor: "Yarabbi ne günlere kaldık; partiler aday bulmak için gaelelere Uan veriyorlar. Oysa eskiden öyle miydi? Aday adayları ön seçimlerde delegeleri tavlayabilmek için ne ilanlar verirlerdi. Gazete ilanları bir yana bir de el ilanları dağıtırlardı. Aday adayı gelmişini, geleceğini, yaptığını, yapacağını, yedi sülalesini sayıp sıralar, delegeye şirin göriinmek için ne diller dökerdi, ne diller..." Cumhurbaşkam Kenan Evren'in, Tunceli konuşmasındaki, "millet yeni partilere fazla rağbet etmiyor, bundan müstağni kalıyorsa, eski politika oyunlarından nefret ettiğinden dolayıdır" sözlerini hatırlatan Pulur şöyle yazıyor: "Eğer bu teşhise katılıyorsak, tedavisine de hep birlikte katılmalıyız. Siyasetin ve siyasetçinin itibarını korumalıyız. Siyasete ve siyaselçiliğe soyunanlara öncelikle duyurulur. Seçimlere üç parti giriyor llrleyecek öteki etken, partinin, kitlelerden alacagı desteğin ölçüsüdür. Özalcı ekonomik güçlerin ve kitle desteğinin arasında oltıştunılacak denge, Anavatan Partisi'nin işlevini biçimleyecektir." MÎLLÎ GAZETE Kara Sinek Daha ucuz... daha cok kitap için okuriararası zorunlu dayanışma: Gtrgn Dergisi'nden tümden kiralandı. Otele baska şü savunuyor: ca tnüşteri alınmayacak. Parti "Tarihe, günümüze, yeni parkurucuları burada dört gün ça tilerin açıklamalanna ve kadrolışıp, illerin milletvekili listeleri larına bakdğımızda, siyasal yelni saptayacaklar. Kurucuların pazenin ağırlıklı bir noktasında çevreden etkilenmemeleri İçin, merkezci, devletçi, bürokratik kamp dışına çıkışlar yasak..." geleneğin kümelenmesi mııhteSON HAVADİS Demokrasiye geçiş döneminin mel gözükmektedir. Ekonomikendine göre sıkıntıları olabile nin ve toplumun yukarıdan Misafir ne yer? ceğini belirten Bekir Coşkun, daha dogrusu merkezden ve "Üç partili seçim" başlıklı yabunların unutulmadığına değine bürokrasinin ağırlıklı olduğu kararlarla yönlendirilmesi anlayışı, zısında, Abdullah Uraz, 6 ka rek şu görüşü dile getiriyor: öncelikle MDP'nin ve bir ölçüsımda seçime girecek partilerin "Biz tribündeki vatandaşlar de HP'nin özellikleri arasında sayısının belli olduğuna değinerek, şu görüşe yer veriyor: "Mi final yolundaki üç partiden şun sezilmektedir." ları bekliyoruz: safir umduğunu değil bulduğuIsmail Cem, önümüzdeki dönu yer derler. Bunun gibi seçmen MDP: Halkın kendisine gel nemde, hata paylarıyla, bu iki de 6 kasımda önüne gelen üç mesini beklemeden, kendisi hal partinin "ekonomik ve siyasal partiden birisini seçmek zorunka giderek, biraz sevimli olmak anlayışın, biri daha muhafazada kalacaktır! Demokrasinin zorunda. HP: Muhalefet görevi kâr, öteki daha liberal iki yoruönemli kaidelerinden birisi olan ni kabullenmiş de olsa, daha munu" getireceğini öne sürüyor. tercih hakkını dar bir çerçeve güçlü, daha yetenekli bir kadro Cem, Anavatan Partisi hakkıniçinde kullanmak zorunda kalaoluşturmak zorunda. ANA.P: da da şu yorumu getiriyor: caktır." Temkinli olmak zorunda. "Anavatan Partisi'nin kadroYeter ki golü vatandaş yemeGÜNAYDIN ları, programı ve açıklamalan sin sonunda..." dikkate alındığında, taşınacak Siyaset Ligi siyasal işlevin iki etken tarafınGÜNEŞ dan biçimleneceği sezilmektedir. "Siyaset liginde sahada üç taMerkezcidevletçibürokratik kım kaldı... MDP Spor, Ana Siyasal yelpaze anlayışı paylaşmayan, güçlü ve partispor ve Halkçıspor," diyor Ismail Cem, önümüzdeki se özelci ekonomik çevrelerin bir Bekir Coşkun 21 ağustos tarihli çimlerde yer alacak üç partinin tür siyasal iletişim aracı siyasal köşe yazısında. Futbolla ilgili hangi özellikleri taşıyacağı ve ne etki aracı olmak, işlevin İlk yabazı benzetmelerin yer aldığı yagibi işlevler üstleneceği konusu rısını oluşturabilecektir .Sözkozıda, Coşkun MDP üzerine şunna değiniyor 25 ağustos tarihli nusu çevreler, tarihte örnekleri ları söylüyor: yazısında. Bir partinin siyasal iş görüldüğü üzere, hem merkezdelevinin onun isminden, progra ki partinin içinde etkin olmaya, "MDP Spor önümüzdeki mmdan hatta yöneticilerinin ni hem de kendi öz partilerini gegünlerde takımını kampa alacak. yetlerinden bağımsız gerçekleşe liştirmeye herhalde çalışacaktır. Atatürk Orman Çiftiği'ndeki bileceğine değinen Cem şu görü Anavatan Partisi'nin işlevini beMarmara Oteli dört gün için Zübeyir Yetik, 25 ağustos tarihli "Bugünlük" köşesinde, "herhangi bir şeye yasak koymak, sınırlama koymak veya o şeyin kullanılabilir, uygulanabilir olduğunu belirtmek için şey üzerinde tam ve kesin egemenlik ve mülkiyet gereklldir," diyor. Zübeyir Yetik bu görüşünü şöyle açıklığa kavuşturuyor: "Siz, eğer, sözüngelişi bir karasinek üzerinde tam ve kesin mülkiyet veya egemenlik kuramamtşsanız, belli ki ona yasaklar koymak, sınırlamalar getirmek; bu arada karasineğe karşı savaş açıp üreme ve türemesine engel olma hakkınız, yetkinbt, yetkinliginiz, etkinliğiniz ve güciinüz de sözkonusu olamaz. Böyle bir hak ve yetkinizin, gücünüzün olduğunu varsayarak karasinek neslini tüketmeye kalkışır ve kimi sınırlı başanlar da elde edebilirsiniz, ama eninde sonunda bir kargaşaya, bir açmaza düşmekten de kurtulamazsınız." BİLJ5E KİTAP KUÜJBO Türkiye'nin neresinde olursanız olun, Bilge Kitap Kulübü'ne üye olun! Kulüp üyesi olmanın sayısız avantajlarından... hizmetlerinden yararlanın. Araytp da bulamadığınız, bulup da pahalı diye alamadığıniz her türlü kitap en kısa sürede, en uygun fiyatla elinize ulaşacak. Kitapçı kitapçı dolaşmadan... bütçenizi zorlamadan... posta ücreti ödemeden! Periyodik olarak gönderilecek ücretsiz bülten ve açıklamalı kataloglar sayesinde yayın dünyasının nabzını elinizde tutacaksınız. Uzman Kurul'ca seçilecek "Ayın Kltabı"nı önce siz okuyacaksınız. Bılge Kitap Kulubu Valı Konagı Cad 73 2 Nışantaşılstanbul Tel. 148 22 04141 51 24141 51 25 Bı<9« Kıfap KuluDu Bılgt Basın Yaym Uagılım ve Pgarlama A ş ye an bıı kuruluVur Ayrmtplı bıtgı ıçm aşaB'öa kl kupon'u kes^d yolîayını! 'Î.1Jİ' MİLLtYET Ciindetn "Türkiye'nln önünde bulunan sorun, iyimserler ile kötümserler arasındaki tartışmayı, bunlardan birinin kazanması değildir" diyor Mehmet Barlas, 27 ağustos tarihli başyazısında. Yakın tarihte, ülkenin anarşi ve terörün tuzağına düşmüş, devletin kararsızlığa gömülmüş olduğunu belirten Barlas, "işte o ortam içinde" diyor, "Türklye'de iyimser bir kişi bulmak zordu. TUrkiye bu bunalımı aşmayı başarabildiğlne göre, çözemeyeceği hiçbir problem yoktur". Bugün, bundan yüz yıl sonra da Türk devletinin, bütünlük ve bağımsızlık gibi bir sorununun olmayacağının görüldüğünü belirten Mehmet Barlas şu görüşleri savunuyor: "GUmdemde, bir siyasal takvimin, sivil bir demokrasiye uzanan yapraklannı orduya ve topluma zarar vermeden birer birer açmak gibi bir sorunumuz vardır. Bu arada, ekonominin beliren yeni problemlerini çözerek, siyasal istikrara iktisadi destek sağlama görevi vardır. Bunu tüm ulus olarak başaracağız, başarmaya mahkumuz.. Bu blzim kaderimizdir." Adınız.Soyadınız : Mesleğiniz Adresiniz: ., .,,....., Yaşıhiz: ...,.. ..'..::* TEŞEKKÜR Geçirdiğim rahatsızlığa teşhisi anında koyan Dr. ŞENER OLGUN ile iki aylık tedavim sırasında yakın ilgilerini gördüğüm ve beni tekrar eski sağlığıma kavuşturan Ankara Halil Aktar Pavyonu Servis Şefi Dr. NAMIK TOĞAY ve yardımcısı Dr. Mecit Çiçek ile sorumlu hemşire Gül Acar ve servisin diğer hemşireleri Hüsnüye Ünkazan, Neşide Condaş, Hatice Vardar, Birsen öztürk, Birsen Çoşar, Hanım Pirdoğan, Hadiye Karahan, Nezahet Kahvecioğlu, Gönül tnci, Aysel özen ile tüm personel ve görevlilere teşekkUril bir borç bilirim. NEŞE CIĞERİM/ORDU BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK HAKİMLtĞtNDEN DAVA DİLEKÇESİNİN İLANEN TEBLtĞl Dosya No: 1983/177 esas ' Muhataplar: 1 Cemil Demir Hüseyin oğ. Harem iskelesi sokak Harem apt. 82/8 Selimiye 2 Mustafa Altın Mehmet oğ. Aynı yerde 3 Loğman KuzuAli oğ. Aynı yerde 4 Cemal SönmezAhmet oğ. Aynı yerde Tebliğ olunan: Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü Vekili: Av. Turgay BarutAv. Ismail Öğrüce Dava: 17. mad. göre tescil Davacı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü vekili marifetiyle aleyhinize ikame edilen hükmen tescil davası sırasında adresleriniz meçhul olduğundan ve yapılan soruşturmayla da adresleriniz tespit edilemediğinden dilekçenin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, duruşma günü olan 16.9.1983 günü saat 9.30 da bizzat gelmediğiniz veya sizleri temsile yetkili bir vekil marifetiyle duruşmaya gelmediğiniz takdirde veya yasal süre içinde davaya cevap vermediğinizde dava dilekçesinin ilanen tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın 23540 DIS BASIN STUTTGARTER ZEITUNG Yunanistan'ın önerisi Federal Almanya'da yayınlanan "Stuttgarter Zeitung", Batı Avrupa'ya Amerikan füzelerinin yerleştirilmesinin ertelenmesi konusundaki Yunanistan önerisine değiniyor. Erteleme isteğinin ancak ikisi de anlaşmaya niyetli tarafların anlaşma için zamana ihtiyacı olmasıxdurumunda anlamlı olacağını belirten gazete, Papandreu hükümetinin yaptığı önerinin amacının bu olduğu kanısına varıyor. Yorum şöyle sürüyor: "AET Dönem Başkanlığını yürüten Yunanistan'ın hedefi de herhalde tarafların iyi niyetini ortaya çıkarmaktı. Ozellikle Yunan önerisini anında geri çeviren ve bu nedenle sosyal demokrat lider VVilly Brandt'ın ağır eleştirilerine uğrayan Dışişleri Bakanı HansDietrich Genscher var. Alman Dışişleri Bakanı, Cenevre görüşmeleri konusunda Amerikan yönetimine karşı Batı Almanya'da Batı Avrupa çıkarlannı yeterince korumamakla suçlanıyor. Bu suçlama bir bakıma gerçek de olsa, sosyalistlerin Genscher'e karşı gösterdiği dayanışmada silahlanma konusunda iç politikada çekilen güçlükleri n rol oynadıSı pörülüyor." 1972 yılından beri rafa kaldınlmış olan haklann yeniden verilmesini isteyecek, ve yönetimle uzlaşmamn yollannı arayacakn. ABD Başkanı Reagan ise Marcos'un sorumlu tutuldugu bir cinayetten sonra Filipinleri ziyarct etme programından vazgcçmeyeceğini açıkladı. Reagan havaalanındakl kan lekesini gözardı edemez ve bu nedenle Marcos'u ziyaretle ödüllendirmemesİ gerekir." MALİYE BAKANLIĞI HESAP UZMAN MUAVİNLÎĞİ GİRİŞ SINAVI Maliye Bakanhğı Hesap Uzmanları Kurulunca 26 Eylül 1983 Pazartesi günü saat 9,30'da Ankara, tstanbul ve lzmir'de Hesap Uzman Muavinliği giriş sınavı açılacaktır. Sınava katılabilmek için; a) Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1983 tarihinde 35 yaşını doldurmamıs bulunmak, c) Siyasal Bilgiler, tktisat, Hukuk, lşletme, tktisadi ve tdari Bilimler FakUlteleri ile bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca tasdik olunan yabancı fakülte veya yüksek okullardan birini bitirmiş olmak. Sınavlara giriş şartlarını ve sınav konulannı gösteren broşür, yukanda isimleri geçen öğretim Kurumlanndan ve Hesap Uzmanlan Kurulu Baskanlığı ile Ankara, İstanbul ve tzmir Grup Başkanlıklarından sağlanabilir. Isteklilerin 9 Eylül 1983 günü akşamına kadar Maliye Bakanhğı Hesap Uzmanlan Kurulu Baskanlığı ANKARA adresine belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmaları gerekir. Basm21744 THE NEW YORK TIMES THE NEW YORK TIMES Akino cinayeti Filipinler muhalefet lideri Benigno Akino'nun üç yılhk sürgünden döndüğü gün öldürülmesinin yol açtığı tartışmalar sürüyor. Muhalefet.devlet Başkanı Marcos'u Akino'nun ölümünden sorumlu tutarken, Marcos, cinayeti Akino'nun düşmanlarının işlemiş olabileceğini belirtiyor. The New York Times Gazetesi'ndc yer alan bir yazıda, Marcos Hükümeti'nin Akino'yu korumak için yeterli önlemi almadığı kaydediliyor. "Akino' Arjantin'in kayıpları nun ölümünden kim sorumlu" diye soran gazete " cinayet kalabalık bir sokakta işlenmedi. Akino uçaktan polisin koruması altında çıkarken çok yakın bir mesafeden vurularak öldürüldü" diyor. Marcos'un iddia ettiği gibi, "Akino'nun Ulkesine ölmek amacıyla gelmediğlnl" belirten gazete "Akino'nun uçaktan inmeden önce çelik yelek giymesi, kendini korumaya çalıştığını gösteriyor" diyor. Gazetedeki yazı özetle şöyle: "Akino ülkesinde cinayetle yargılamyordıı. Ve dönmesinin amacı, kendisini komünist ilan eden bir rejime karşı demokrat olarak savunmaktı. Yapma imkânını bulamadığı bir konuşmasında, 30 ekimde genel seçimlerin yapılacağı Arjantin demokrasiye dönmeye hazırlanıyor. Ancak askeri yönetimin 1970'li yıllarda sola karşı giriştiği kampanya sırasında kaybolanlar sorunu, sivil yönetimlerde de kamuoyunu meşgul edecek. "TheJVew York Times" gazetesi sivil yönetimlerin "digerleri gibi kaybolmamak için" askerlere karşı mücadele etmeleri gerektiğini söylüyor. Gazetenin Arjantin'le ilgili yazısında, 197579 yılları arasında 15 bin kişinin kaybolduğuna dikkat çekiliyor ve General Reynaldo Bignone yönetiminin kayıplarla ilgili olarak tutuklu bulunan askerleri affetme karan kınanıyor. KIRALIK Çiftehavuzlar Cemil Topuzlu Caddesinin deniz tarafında bir yıllığına kiralık ev. T ,. .„ 7 S „ SATILIK Değirmendere Yüzbaşılarda denize 150 M. mesafede sigorta kredili satılık daire. Mustafa Tataroğlu Kocaeli Tel.: 31660