19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLER BodrunCda gün gün çoğalan barlarda, o 8üfli yerlerde bir şişe sodaya 100 lira ödemek insana koyuyor... Dinlence kişinin sömürülmesi mi acaba? bir konu" dedi. lleride gidip ya' zacağız. tlhan Berk'i, Deniz özen'in resim sergisinde gördük. Hilmi Yavuz da gelmişti. Ertesi gün Ender Uslu ile Berk'lere gittik. Sevimli, rahat bir evi var llhan Berk'in. Bodrum gürültüsünden uzak, denizle kucak kucağa bir ev. tlhan Berk, "artık Bodrum bltti" diyordu. Eşi caylanmızı getirip bizimle şöyle konuşuyordu Bodrum üzerine: Her yer mtizikli olda Bodrum'da. Biz eskiden arkadaşlarla sohbct etmek için yemeğe çıkardık, ama şimdi nerde... On beş yıl önce böyle miydi Bodrum? O beyaza kesmiş evler, mayıs ayında salkım saçak sarkan çiçekler bir özgürlüğü simgelerdi. DACTAŞ KAPATILDI Önceleri mavi bir aydınlık olan Bodrum şimdilerde kararmaya başladı. Deniz kıyılan yağmalandı, dağtaş kapatıldı. Yeni zenginler kültürsüzlüklerini örtmek için şatolar diktiler. Halikarnas Bahkçısı'nın anlattığı gibi, yaşadığı gibi değil artık Bodrum. Ne aydınlık bir sabahta uyanan sahil kasabası, ne kadınların evlerinin eşiklerine ve kumlara küme küme bağdaş kurdukları bir deniz kıyısı. Çocuklar da yayhm yayhm değil. Her başlangıcın bir bitişi vardır. Bodrum köylerinde zenginler yaşayacak artık. Türkbükü'ndeki villalar dikilmiş 1015 milyon lira değerinde. Çok kötü mü anlattım Bodrum'u? tçimden geldiği gibi yazdım işte. Bodrum'u, Bodrum insanını sevmeseydim yazar mıydım hiç böyle... 25 AĞUSTOS 1983 Mavi Ege"de gezinti Hlkmet ÇETİNKAYA POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL ismet Paşa'nm muhatefete düştükten sonra taksi hikâyeleri dillere destandı. Ama hep tanıklık edenlerden dinlerdik. Metin Toker anlatır, taksiyle gelirmiş, şoföre beş, on lira bir şey verirmiş, iner yürürmüş. Hemen ardından biri şoföre yanaşır, paranın üstünü bahşişiyle birlikte tamamlarmış... Bir hikâye de Cüneyt Arcayürek'ten... 'Vbn/ Iktldar Vfeni Dönem' adlı kitabın ikinci cildinden... "... Bir pazardı. Yeni Ulus'ta nöbetçi muhabirdim. Birden kap'" açıldı, içeri inönü girdi. Kimseler yoktu matbaada. Yerimdert fırladım, uzattığı eli öpüp başıma koydum. İnönü elini öyle uzatırdı ki insana, kızsanız da, sevmeseniz de öpmemezlik edemezdiniz. Namık Zeki'nln evinl biliyor musun? diye sordu. Evet, dedlm. Malatya'ya birlikte gittiğim, Meclis muhabirliği yaptığım için tanıyordu beni. Hadi, oraya götur, dedi. Aşağı indik. Kapının önünde külüstür Skoda marka bir taksi duruyordu. inönü b'ındi, şotörün yanına oturdum, adresi verdim. Namık Zeki Aral'ın Bahçelievlerdeki evine vardık. İnönü indi, içeri girdi. Bir süre sonra alt katta oturan Bülent Ecevit de yukarı kataçıktı. Şoförle yarenliğe başladık. Bir süre geçti, İnönü çıktı, arabaya bindi. Beni eve bırakın, dedi. Buyruğu buyruk, yerine getirdik. Köhne Skoda Çankaya yokuşunu zarzoruna çıktı. Pembe Köşke girdik. inönü indi, sağ cebinden para çıkarıp şoföre verdi. Beni Denizciler caddesine bırakmasını söyledim, duralayınca: Kaç para verdi Paşa? diye sordum. Bir onlukl Yüzüme ateş bastı. Çankaya'dan Denizciler'e, oradan Bahçelievler'e, Namık Zeki Aral'ın evinde uzunca bekleyişten sonra, yeniden Çankaya'ya, sonra Denizciler'e... O dönemde bile bunca yol ve bekleyiş için on lira azdı. Cepleri karıştırdım, bir iki buçukluk çıktı. Şoföre verdim: Benden bu kadar yeğenim, ister götür ister götürme canına sağlık, dedim. Şoför güldü: Paraya gerek yok, dedi, İsmet Paşa'nm verdiği onluğu çerçeveletip asacağım, anısı bana yeter. Hangi anlama söylemişti bu sözleri, bilemiyordum. İsmet Paşa'nın parayı kullanmada cahilliğini mi anlatmak istemişti, ya da haik arasında 'eli sıkı"ö\ye yaptığı ünü mü dile getirmişti, bilmiyorum." Atatürk, Çankaya'da oturduğu için yakınlan da Çankaya'da evler alıyorlar. Eski Ankara evleri zamanla iyice eskiyor. Kimi onartıyor, kimi yıktırıp yeniden yaptırıyor. Nitekim Atatürk de eşku Ermeni evin'ı bırakıp, yanına yenisini yaptırıyor. Bu sırada h met Paşa'nm oturduğu Pembe Köşk iyice bozuluyor. Atatürk: "Sen de, şu evi bir onartsana!.." diyor. "Onartamam." "Neden?" Bodruırfda mavi aydınlık karamyor Karia'nın başkenti Halikarnassos, yani Bodrutn. Söke ovasını aşıp, Bafa gölün.U solunuza aldınız mı Milas'a ulaşırsmız.Milas'tan Güvercinlik'e dolandığınızda, dantel gibi örülü denizi sağımza alır, bir süre gittikten sonra, önce'Torba'yı görürsünüz. öğle saatlerinde tepeden seyretmek güzeldir Halikarnas'ı. Beyaza kesmiş evlcr, o güzelim Bodrum mavisinin görünüsünde bir başka güzeldir. tçiniz bir başka coşkuyla dolar, yaşama sevinciniz artar. Cevat Şakir bilmem kaç yıl önce, sürgün kasabası Halikarnas'ı tanıdığında, kalenin önünde bir gece yarısı uyuyan o denizle kucaklaşmak istemiştir. Kaç yıl önce o daracık sokaklar bizim sarhoşluğumuza tanık olmuştur. Bu deniz suyuyla mavileşmişizdir, sevecenliğimiz böylesine büyümüş boy atmıştır. HALİKARNAS MAYISLA HUYSUZLAŞIR O beyaza kesmiş evlerde, tarçın kokusu yayılır kış aylannda. Yaz aylannda ise sokaklar çiçek kokularım anasona bırakır. Deniz gibi maviye duran renk renk begonviller bir başka güzeldir beyaza inat. Kış aylarında sakin ve ağır başlı Halikarnas, mayısla birlikte huysuzlaşır ve hırçınlaşır. Sanki özgürlüğün simgesidir Bodnım. özgürlüğü alabildiğine yudumlamak isteyenler doldururlar bu sahil kasabasını. Bodnım bir dinlenme kasabası mı? Bu soru kimilerine göre "hayır" olarak yanıtlanır. DİNLENCE KtŞtNİN SÖMÜRÜLMESİ Mİ? Bize göre "evet" yanıtını verenler giderek azahyor günümüzde. Çünkü Bodrum artık "eğlence" kasabası olma yolunda. ' Istanbullaşan Bodrum" diyenler çoğunlukta. Derme çatma biriki masa, amatör bir gitarcı, bir kemancı koydun mu, sözüm ona bir "müzikhol" açmış oluyorsunuz Halikarnas'ta. Ya da uvertür biriki şarkıcı ile işi bağlamak da olası. Sonrası, vur patlasın, çal oynasın. Istanbul'da, Ankara'da ya da Izmir'de bir şişe sodaya 100 lira, bir bardak cintoniğe 250 lira ödersiniz elbet. Ama Bodrum'da gün gün çoğalan barlarda, o süfli yerlerde bir şişe sodaya 100 lira ödemek insana koyuyor. Dinlence kişinin sömürülmesi mi acaba? Turizm adına yola çıkıp Bodrum'a kapağı atanların amacı nedir diye düşünürüz yıllardır. Çarpık sahil kentleşmesinin getirdiği sorunları sosyal ve ekonomik açıdan irdelemeye çalışırsak insan olayının birinci derecede önem taşıdığını vurguluyabiliriz. ÜnlU sanat elçimiz Zeki Miiren'in denize girdiği Bardakçı koyu ilginç bir görünüm içinde. Derme çetme tahta bozması iskelede güneşleyenler arasında "blzde vara" diyen rimelli, boyalı geçkin tazeler, anneanneler... özensiz yapılmış o üç yapı ilkelliğin, kültürsüzlUğün aynası. Oysa kaynağı Anadolu olan efsanelerde önemli bir yeri vardır Bardakçı'nın. Güzelim koy, kaynak su, efsanelerde, masallarda, şiirlerde anlatılır. PERİ KIZI VE TOY DELİKANLI Masallardaki peri kız Salmakis ile toy delikanlı Hermaphroditos bu gölde bütünleşmişler. Aşkların en görkemlisi burda yeşermiş ve boy atmış. Mavinin derinliklerinde, sarmaş dolaş olup, birbirlerinden hiç ayrılmamacasına tek bir gövde olmuşlar. "Hermafrodithe" sözcUğü, yani "Hünsa" bu efsaneden ortaya çıkmış. Efsaneye göre Bardakçı'da denize giren erkekler Sıkı İsmet Paşa... Halikarnas Balıkçm'nın anlattığı gibi, yaşadığı gibi de&il artık Bodrutn. Ne aydınlık bir sabahta uyanan sahil kasabası, ne kadınların evlerinin eşiklerine ve kumlara küme küme bağdaş kurdukları bir deniz kıyısı. Çocuklar da yayhm yaylıtn değiL seks güçlerini yitirirlermiş. Kişinin maviye, özgürlUğe duyduğu tutku ressamın fırçasında resime, ozanın dizelerinde şiire vurur. Hele bu Bodrum mavisi olursa. Raşit'in kahvede Vedat Türkali, Deniz Özen, Mustafa Yeşilova'yla çaylartmızı içiyoruz. Denizde beyaz lekeler... Bir gece önce Bodrum kalesi ışıklandırıldı. MUze Müdürü Oguz Alpözen konukları yatla gezdirdi, Kale'nin gece ıstklandırılması gerçekten çok gUzeldi. Vedat Türkall üç aydır ailecek Türkbükü köyünde yaşıyor. Türkbükü bahğı ünlü bir sahil köyü. Bu köy balıkçılarının bitmek tükenmek bilmeyen sorunları var. Vedat Abi "röportajlık YARIN: Yat turizmciligi aorunlarıyla birlikte bttyüyor. Davalarsoruşturmalar Barış Derneği Davası Oztorun: Savaşı eleştirmeyi " " yasaklayun ceza maddesi yok tstanbul Haber Servisl Barış Derneği davasının 22 ağustostaki oturumunda savunma yapan Adanâ eski milletvekili lsntail Hakkı öztorun silahsızlanma ve Türk ABD ilişkilerine ağırlık vererek, "Ben, partamenter olarak barışçı oldum, demokrasiyi savundum. demokratik hak ve özgürlUklerden yana oldum" dedi. öztorun, mahkemeye verdiği 24 sayfahk savunma metninde SALT anlaşmalarına değinerek, insanlığın silahsızlanmaya yönelmesiyle gerçek güvenliğin sağlanabileceğini belirtti. Sürekli bir dünya barışının ancak tam ve genel silahsızlanma ile kurulabileceğini bildiren Öztorun, savunmasını şöyle sürdürdü: "Farklı politlk sistemlerin varolduğu toplumların yanyana yaşadığı dünyamızda silahsızlanma ancak aşamalı olarak gerçekleşebilir. Akılcı yol, silahlanma yanşının belirli ölçülerde durdurulabilmesi ve silahsızlanma sürecinin geHştirilmesidir. Özellikle kitlesel kınm silahlannın önce nitelik ve nicelik bakımından sınırlandırılması, azaltılması ve giderek yok edilmesi bugiln için genel silahsızlanma yolunda atılacak en önemli adımlardır." öztorun, SALT anlaşma metinleri iddianameyi ve mütalaayı hazırlayan iddia makamı tarafından incelenmiş, burada yazılan ibarelere iddia makamı tarafından göz atılmış olsa, belki de durumun pek farklı olmayacağını bildirerek, "tddia makamı ABD'ni de SSCB Komünist Partisi'nin emrinde, Marksist Leninist bir devlet olarak gösterecek miydi diye merak ediyorum" dedi. öztorun, Amerika'nın Lozan'da bile Türk hükümetine karşı çıktığını, 1923'de Türkiye ve Amerika ile "Genel Antlaşma" imzalandığını, ancak bu antlaşmanın kapitülasyonları kaldırdığı için Amerika tarafından onaylanmadığını açıkladı. Oztorun daha sonra 17 şubat 1927'de ABD'nin büyükelçisini Ankara'ya ancak geçici bir antlaşma ile gönderdiğini, bu antlaşmaya karşı tepkilerin çok fazla olduğunu, metnin Amerikan Senatosu'na varıncaya kadar aradan bir yıl geçtiğini bildirdi. Amerikalıların o dönemlerde Türkleri küçük gördüklerini ileri süren öztorun, şunları söyledi: "Amerikalı, Ulusal Kurtuluş Savaştmızın ulu önderi Mustafa Kemal Atatiirk'e (hunhar, sefih, kepaze, canavar) gibi aşağılık sıfatları yakıştırırken, Amerikan generali iislerde çalışan Türkleri hırsızlıkla suçlarken, bizler yasal yollardan ve lisanı miinasiple Amerika'nın Ulkemiz ve ulusumuz üzerindeki izlediği politikayı halkımıza anlatryor ve eleştiriyorsak bu, iddia makamının gösterdiği kaynaklardan emir aldığımız için degil, ama Ulusal Bagımsızlık onuruna son derece iman ettiğimizdendir." öztorun, hangi alanda olursa ulsun yabancı egemenliğini tanımamak gerektiğini, NATO'yu hem güvenliğimiz, hem de dünya barışı açısından eleştirmelerinin nedeninin bir ideolojinin tutsaklığmdan kaynaklanmadığım, salt yurtsever olarak bu eleştirilerde bulunduklarını vurgulayarak, "Batı emperyalizmine karşı verdiğimiz Ulusal Kurtuluş Savaşımızın zincirleme bayramlarını savaşın önderi Mustafa Kemal'in anısını, yabancı üslerin ve nükleer savaş olasılığının gölgesinde anmayalım", dedi. Barış Derneği'nin Türk dış politikasma barışçı eleştiriler ge tirdiğini savunan Öztorun, buna en büyük kanıtın Barış Derneği'nin almış olduğu kararlarla dönemin hükümetleri arasında kurmaya çalıştığı diyalog olduğunu söyledi. Derneğin devlet güçlerinin bilgisi dışında tek eyleminin olmadığını ileri süren öztorun, Mehmet Aydan Bulutgil'in ifadesi üzerine Barıs Der Muğla DevYol davasında 6 sanık 4 ile 10 yıl arası değişen hapis cezasına çarptırılırken 4 sanık beraat etti. Kurtuhış davasında 4 sanık tahliye edildi. HABER MERKEZt Kapatılan MHP'nin Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in MHP ve yan kuruluşları davasında, Askeri Savcıya hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı dava karara kaldı. (3) No'lu Askeri Mahkemede görülen davada Türkeş'in avukatı Şerafettin Yılmaz savunmasını yaptı. Yılmaz savunmasında müvekkilinin sorgusu yapılırken sarfettiği sözlerin bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi hakaret olmadığını ve savunmanın sınırları içersinde kalındığını iddia etti. Alpaslan Tttrkeş, rahatsızhğı nedeniyle duruşmaya katılmadı. MHP davası sırasıuda Askeri Savcıya hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan MHP avukatı Nadir Latif tslam"ın yargılanmasına devam edildi. Aynı mahkemede görülen davada mahkeme heyeti, dava, özel bir ihtisası gerektirmediği için bilirkişi incelemesi isteminin reddedilmesiyle, Askeri Savcının esas hakkındaki görüşünü açıklayabilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numarah Askeri Mahkemesi'nde devam etmekte olan 10 sanıklı yasa dışı Muğla DevYol davası karara bağlandı. Sanıklardan 6'sı 4 yıl 5 ay 10 gün ile 10 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezalanna çarptırılırken, 4 sanık da kanıt yetersizliğinden beraat etti. Mahkeme heyeti sanıklardan llhan Bozkurt'u 10 yıl, Şenol Eskin'i 7 yıl, Muhsin Ciğerci, Ahmet Deda, Hüseyin Güler'i 5'er yıl, Kazım Avcı'yı 4 yıl 5 ay 10 gün ağır hapis cezalanna çarptırırken, haklarında yeterli kanıt bulunmayan Şahin Acar, Adnan Acar, Bayram Birgi ve Hasan İrfan'ın beraatlerini kararlaştırdı. 11 SANIKLI YENİ TKP DAVASI ANKARA Yasa dışı Türkiye Komünist Partisi üyesi olduklan ve bu parti adına eylemlerde bulundukları gerekçesi ile 11 sanık hakkında yeni bir dava açıldı. tddianamede sanıkların 5 yıl ile 15 yıl arasında değişen hapis cezalanna çarptınlmaları isteniyor. Haklarında 5 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezası istemi ile dava açtlan sanıklar şunlar: Mehmet Yüksel Keskin, Yıldız Dlnçer, Hüseyin Behçet Atlı, Abidin Koçak, Niyazi Koçak, Mehmet Çetin, Hüseyin Erbay, Cuma Karacay, Orhan Kömürcüoğlu, Ergiin Goncu, ve Mehmet Ozan Yapıcıoglu. KURTULUŞ DAVASINDA 4 TAHLİYE Mustafa Kemal Kaçar ve arkadaşlarının yargılandığı iki ayrı Kurtuluş davasında 4 sanık tahliye edildi. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (3) Nolu Askeri Mahkemesi'nde bugün görülen davalaıın ilkinde mahkeme heyeti, tahliye talebinde bulunan Mehmet Soykök ve Nureltin Aslan'ı, ikinci duruşmada da Nedim Yalcın ve Yalçın özdemir adlı sanıkları tutukluluk sUreleri ve suç vasfını göze alarak tahliye etti. Alpaslan Ttirkeş'in Savcıya hakaret davası karara kaldı "Param yok!' "Ben sana borç vereyim." Nitekim Atatürk borç veriyor, ismet Paşa da sağını, solunu onartıyor. Aradan yıllar geçti, ismet Paşa, muhalefete düşünce Atatürk'ün verdiği bu borç sorununu Demokratlar kürsüye getirdiler. İsmet Paşa ne diyecek diye hepimiz şaşkın bekleşiyorduk. Kürsüye çıktı: "Biz Atatürk'le arkadaştık," dedi. "Ben her şeyimi ona borçluyum. Birbirimizden, iki arkadaş olarak, borç alır verirdik." Tıssss... Kimse bir şey diyemedi. öyle ya arkadaş oluyorlar, borç alırlar, borç verirler kime ne? Bir de Malatya Bez Fabrikası için bir anı var. Demoktatla'r mecliste Paşa'nm fabrikayı gezmesi sırasında bir elbiselik kumaş aldığını dile getirdiler. Paşa, çok kızdı, hemen kürsüye fırladı. "Ben," dedi. "Su fabrikayı gezerken bazı armağanlar vermek istediler. Yavere sordum, armağan, dedi. Derhal parasını vereceksin diye emrettim. Parasını verdiler, işte makbuzul..." Cebinden bir makbuz çıkardı ve başkanlık divanında oturan katiplerden birine uzattı. Paşa'nm eli çok sıkı derler ama, böyle işlerde de ne kadar dikkatli değil mi? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL DtSK Ismail Hakkı Öztorun neği'nin TKP yanlısı olmakla suçlandığını belirtti. öztorun, Bulutgil'i hiç tanımadığını, Bulutgil'in kendisiyle ilgili söylediği şeylerin CHP'nin tüzük ve programında yer alan göruşler olduğunu ileri sürerek sözlerine şöyle devam etti: 141/1'lik suç işledigimi doğnısu ben de merak etmekteyim" dedi. 16 yıldır öğretmen, idareci ve parlamenter olarak ülkesine, ulusuna hizmet ettiğini, Yemen çöllerinde 7 yıl savaşmış, Kilikya'da Kuvayı Milliyecilerin safİarına katıldığı için Ermeniler tarafından diri diri yakılmış, Kore savaşlarında asker yolu gözlemiş bir ailenin çocuğu olduğunu belirten öztorun savunmasını şöyle tamamladı: davasında delillerin okunmasına devam edildi Ucret, Haciz ve Nafaka 2869 sayılı Yasa, lş Yasasının, haciz ve nafaka borçları karşısında ücretin durumunu da yeniden belirlemiştir. Yeni düzenleme ile, aylık ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemeyecektir. Ancak, nafaka borçları bunun dışında tutulmuştur. "Işçilerin aylık ücretterinin dörtte birinden fazlası haczedik. mez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak işçinin bakmak zorunda olduğu aile iiyeleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil degildir. Bu kayıtlamalar nafaka borcu alacaklarının haklannı kaldırmaz." Eski uygulama ise "İşçl ttcretlerinin ayda 240 lirası"nm haczedilemeyeceği yolundaydı. Bunun yanısıra da yeni uygulama "tşÇilerin aylık ücretlerinin" deyimini getirmiştir. Eski deyim "işçi ttcretlerinin" olarak geçmekteydi. Ücret kavramı Yasada şöyle tanımlanmıştır. "Genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılıgında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden Ödenen mebla^ı kapsar." Burada üzerınde durulması gereken, aylık ücret dışında ödenen ikramiye, prim, fazla mesai, hafta ve genel tatil günü ücretleri, temettü, çocuk zammı, yemek bedeli v.b. ödemelerin de ay lık ücret kavramı içinde düşünülüp düşünülemeyeceğidir. Kişisel görüşümüz yasada kullanılan "ay«k ücretler" deyimi nin, ay içinde alınan ve para ile ödenen ücretleri kapsayacağıdır Bunun dışında, yılvn belirli ya da belirsiz zamanlannda verilen ikramiye prim, temettü gibi ücretlerin haciz kapsamı içine alın maması gerektiği yolundadır. Haciz edilebilecek ücret, ay içindı ve iş karşıhğı alınan ücret olması gerektiğidir. Sosyal yardım ni leliğinde olan ve para ile ödenen, çocuk zammı, yemek bedeli izin ikramiyesi gibi ücretlerin de haciz dışı bırakılması gerektig görüşündeyiz. Aylık ücret deyiminden biz o ay içinde iş karşıhğı olarak öde nen para anlamını çıkarmaktayız. VEFAT Dr. CELAL ARAS'ı kaybclmcnin acısı içindeyi/. Değerli ye|entm Gttksel Aras'ın kıymclli e>i Scnıra ve irl'an'ın biricik babalan 24.8.1983 gUnü hakkın rahmclinc kavuiimı:>tur. Merhuma Tanrıdan rahınel, yakınlarına ba^sağlığı dilcri/. MtKAİL. OKYAY VE tŞİ tstanbul Haber Servisi DİSK davası yargılamasına 20 günlük bir aradan sonra dün delillerin okunması ile devam edildi. Dünkü yargılamayı tngiltere parlamentosundan üç milletveki"Bulutgil böyle ifade verdi dili ile Ingiliz konsolosu izledi. Yarye, şimdi biz demokratik hak ve gılamada 181 nolu deliüer dosözgürliikleri haşa savunmadık yası kapsamında DİSK ajanslamı, varolan kısıtlamaların kaldırından hazırlanan pasajlar okunrılması için çaba harcamadık mı du. "Savaşın dehşetinl, vahşetlni diyelim? Demokrasiyi savunan Dün sabahki oturumda ilerici kesim ve kuruluşlarla, daha çocuk yaşlarımda öğrendi Keramiktş Genel Başkanı Musğim için barışçı oldum. Ulusal bağlı bulunduğumuz siyasi partafa Aktulgah'nın genel kurul tinin amaç ve ilkeleri doğrultu Kurtuluş Savaşı'mızın önemini kcnuşması.DİSK'e bağlı sendisunda diyalog ve işbirliği arayı kavradığım için bağımsızlıkçı, kalara bomba atılması üzerine düşünceye saygı duyduğum için şı içinde bulunmadığımızı mı genel sekreterin yaptığı açıklabelirtelim? Ben parlamenter ola özgürlükçüyUm. Savaşın yükii ma, DİSK Genel Başkanı Abdulnü çekenlerin mazlum uluslar olrak 1977 seçimlerinden önce hallah Baştürk'ün Halil Tunç'a cekıma verdiğim söziin gerekleri duğunu Ulusal Kurtuluş Savaşı vabı, yurtdışında çalışan işçilere mızın tarihinden ögrendim. Sani jerine getirmek için barışçı olmesajı, yeni yıl mesajı, 12.1.1978 dum, demokrasiyi savundum, vaşın temelde insan ve onun en tarihli basın toplantısı konuşmademokratik hak ve özgürlUkler yiice değeri emeğine saldırmak sının yayınladığı ajanslar, delil olduğunu kavrayamayanlar, baden yana oldum." rışa, bağımsızlığa ve demokrasi olarak okundu. Bu arada, söz alan Genel Sekye karşı çıkmakla aslında kendiÖztorun, 5 nisan 1980'de derlerine karşı da savaş ilan etmek reter Fehmi Işıklar, delil nitelineğin Genel Yönetim Kurulu ğinde kabul edilerek okunan tedirler. üyeliğine seçilmiş olmalan nedeajanslann paragraflannda atlaniyle 1,5 yıldır yargılandıklarına Ozgürlük arzusunun in malar yapıldığını, bunları hatırişaret ederek, "5 aylık Genel Yö sanın doğasında bulunduğuna lamalarına imkâıı bulunmadığınetim Kurulu üyeliğim dönemin inananlar, demokrasi ve bağım nı ve usulü istem olarak tümüde iştirak ettiğim hangi karar, sızlık inancının da buradan kay nün okunmasını istediklerini bilkatıldığım hangi eylemimle naklandıgını bilmelldirler." dirdi. Yar^ıç, lşıklar"ın istemini "Heyetin icraatına müdahalc" olarak niıeledi ve işlcme koymadı. 24 aralık 1981 tarihinde başlayan DİSK davası yargılaması delillerin okunması aşamasında sürdürülüyor. Halen 78 sanıklı otan davada sanıklardan 68'inin idamı isteniyor. Bugüne kadar sürdürülen yargılama içinde 35 tutuklu sanık tahliye edilmiş buİsf. Tel. 356 44 12 355 16 99 5 kişi 10 gün 40.000 J^ •Tertemiz deniz. ekonomik tatil. lunuyor. Bir gıyab, bir de tutuk) Edremit korfezinde ALTINOLUKta ana yol ve deniz arasında suz sanığın bulunduğu davada 41 BÜTÜN DAİRELERİ DENİZE VE ORMANA CEPHELİDİR. tutuklu sanık yargılanıyor. £ 2 odalı geniş balkonlu, herblrinde buzdolabı ve ocakh mutfak bulunan dairelerlmlz tamamen müstakilDünkü yargılama sonunda söz dlr. Bebeğinlzle yaşlınızla tatil yapma Imkanı vermektedlr. Bol alan sanıklar tahliye isteminde su elektrlk, teleton mevcuttur. Sizlere emsalsiz doğa güzellibulundular. Mahkeme ğine sahip olan bu yörede unutamayacağınız bir tatil firsatı tahliye istemle.ini reddederek, veriyoruz. duruşmayı yarına erteledi. Plramıtler ve finvunlar diyann* tur 9 flün. uçak ile istanbul Kahlre • istanbut ve Luksor Kahire; 4 gece de (üke olellerde yanm pansiyon Konaklama, 4 gun delöks yuzcf ot«l İle Nit nehri u»ı4ndetenvpansiyon seyahat, Kattif» Assuan, UöHsor ve diğer fert d M ıiyaret!«r. tüm Mrmetler, 90.000 TL.+ 46SJ ' Utuslarsrası âğrend ve gençlik inctirfm karttan <*STC FIYTO HOST61.) Vurt dışında tisan kufslan ve Franaa "NANTES ÜNİVERSrreSİNOE4 II »an öğrencitlği MISIR ESKİ DÜNYA Tei. 147 81 KCKUIMaLIK A Ş. l| Iılnlıl T«l: 1«II S«H1 X» M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle