27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1983 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle Dakka soruşturması Bangladeş'te, üniversite öğrenctterinin baskıst sonucu, askeri hükümet, Dakka Üniversitesi1 nde şubat aymda meydana gelen olaylarla ilgili olarak soruşturma açümasım kabul etti ve bir soruşturma komisyonu görevlendirdi. 7 kişinin ölümü ve 300'den fazla öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan Dakka Üniversitesi laylanndan polisin sorumlu oluğunu, kampüse girerek cop ve su püskürtücüleriyle saldırdığım belirten öğrendler, hükümetin soruşturma açmamakta ısrar etmesi durumunda ekim ayında kitle eylemlerine başvuracaklanm bildirmişlerdi. Japonya Tanm, Ormancıhk ve Balıkçılık Bakanı Ivazo Kaneko, Japonya'nın tanmsal ürünlerde liberal dış ticareti benimsemesi yolundaki ABD önerisinin, Başkan Reagan'ın aralık ayında Japonya'ya yapacağı ziyaret öncesi karara bağlanacağını söyledi. Resmi kaynaklar, Bakan Kaneko'nun bu açıklamayı, özellikle meyve dışahmında Japonya'nın liberal dış ticaret politikasını benimsemesini isteyen ABD göriişüne şiddetle karşı çıkan Japon lanm Kooperatifleri Sendikası Başkanı Şizuma Avamoçi ile yaptığı görüşme sırasında ortaya koyduğunu bildirdiler. Çad hükümeti: Fransa Libya ile savaşsm Hükümet güçlerinin isyancılara karşı saldırıya hazırlandığı bildiriliyor. Fransız askeri sözcüsü, ülkesinin, saldınyı destekleyip desteklemeyeceğini açıklamaktan kaçındı. NCAMÎNA (AP) Çad Devlet Başkanı Hissene Habre'nin sözcüsü Fransa'nın Çad Hükümeti kuvvetleriyle birlikte Libya'ya karşı savaşmasını beklediklerini bildirdi. Habre Hükümeti'nin Haberleşme Bakanı Soumaila Mahamat, Fransa'nın gönderdiği askerlerden ve sağladığı hava desteğinden dolayı minnettar olduklarını söyledi, ancak bunun yeterli olmadığını belirtti. Şimdiye kadar 3 bin kişilik Fransız birliğinin ve Fransız savaş uçaklarının isyancılara ve Libya kuvvetlerine karşı bir saldınya katılmasını istemediklerini belirten Mahamat, "Bunu istemedik, çiinkii şimdiye kadar buna hazır değildik. Hazır olduğumuz zaman, Fransızların bizim yanımızda yer almasını isteyeceğiz," dedi. Mahamat, isyancılara karşı başlatılacak saldırı için tarih vermedi. Fransa'nın Çad'a gönderdiği 10 savaş uçağı ve bir yakıt ikmal uçağının Ncamina'ya gelişinin ardından, Çad'daki operasyonun başına getirilen General Jean Poli de Ncamina'ya geldi. Önceki gün görevini fiilen devralan 54 yaşındaki general, daha önce Cezayir savaşında ve son otuz yıl boyunca birçok Afrika ülkesinde görev almıştı. Cad'da taraflar arasındaki ilân edilmemiş ateşkes sürüyor. Fransız askeri sözcüsü, Fransız kuvvetlerinin yerleştiği 640 kilometre uzunluğundaki 15. paralel cephesinde olay olmadığını bildirdi. Sözcü Fransız kuvvetlerinin görevinin Libyalıların daha fazla ilerlemesini önlemek olduğunu ve gönderilen Fransız savaş uçaklarının Faya Largeau kentine hava saldırıları düzenlemeyeceğini, sadece Fransız askerlerini saldırılara karşı koruyacağını söyledi. Sözcü, Çad hükümet kuvvetlerinin isyancılara karşı saldırıya geçmesi halinde Fransa'nın ne yapacağı konusunda bilgi vermekten kaçındı. tsyancıların radyosu, böyle bir saldırı halinde Fransa'nın Çad'a karşı savaş ilân etmiş sayılacağını ve isyancı kuvvetlerin Fransızlarla savaşacağını bildirmişti. Walesa, 31 ağustosa kadar hapse girmemeye çalışıyor Gdansk tersanesi işçileri, iş yavaşlatma eyleminin, önceden planlandığı gibi gerçekleşeceğini açıkladılar. Dış Haberler Servisi Polonya'da yasadışı Dayanışma Sendikası lideri Lech Walesa dün yapması beklenen bir konuşmayı son dakikada iptal etti. VValesa'nın bu kararı yüzlerce Dayanışma yanlısının Gdansk tersaneleri önünde toplanarak gösteri yapmalarına yol açtı. AP Ajansının haberine göre Lech Walesa dün Gdansk tersanesi işçilerine bir hafta önceden yapacağını söylediği konuşmayı iptal ettiğini açıkladı. VValesa "Bu konuşmayı yaparsam bir ayımı hapiste geçirmek zorunda kalırım" dedi. Walesa, 31 ağustosta Dayanışmanın 9. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenecek gösterilerde tersanede olmak istediğini belirtti. Lech Walesa gazetecilerin "tşyavaşlatma eylemini de iptal etti. niz m i ? " şeklindeki bir sorusu üzerine, "Yalnızca yapacağım konuşmayı iptal ettim. İş yavaşlatma eylemi benim insiyatifimde değil ve bu eylemi iptal etme hakkına sahip değilim" yanıtını verdi. Dayanışma Sendikasının yeraltı liderleri Polonya hükümetini bağımsız sendika hakkımn yeniden verilmesi için Lech Walesa ile görüşmeye çağırmışlar ve bu görüşmenin gerçekleşmemesi halinde dünden itibaren iş yavaşlatma eylemine başlayacaklarını açıklamışlardı. Gdansk güvenlik kuvvetleri sendika liderlerinin bu açıklamaları üzerine kentte olağanüstü güvenlik önlemleri almıştı. Lech Walesa konuşmayı iptal ettiğini açıklamasının ardından işçilerin 1970 Gdansk ayaklanmalarında ölenler adına düzenledikleri törene de katılmayarak tersaneden ayrıldı. Yüzlerce Dayanışma yanlısı, Gdansk tersanelerinin hemen dışmda bulunan ölen işçiler için dikilmiş anıt önünde düzenlenen törende zafer işareti yaptı ve dayanışma şarkıları söylediler. Çevrede hiçbir güvenlik kuvvetinin bulunmadığı bildirildi. 1970 yılında Gdansk'ta gıda maddelerine yapılan zamları protesto eden işçiler greve gitmişler, güvenlik kuvvetleri grevi zorla bastırmaya çalışınca çatışmalar çıkmıştı. Bu çatışmalarda 10'a yakın işçi güvenlik kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu ölmüştü. Gdansk tersanelerinde çalışan bazı işçiler gazetecilerin soruları üzerine iş yavaşlatma eyleminin önceden planlandığı gibi gerçekleşeceğini söylediler. Walesa ve işçiler tersanedeki üretimin sıkıyönetimin ilan edildiği 13 Aralık 1981'den bu yana belirgin bir oranda azaldığını belirttiler. DUN^ADA BUGÜN ALİ SİRMEN "Bana ne?" Nasreddin Hoca'nın bir fıkrası vardır. Sanırım bilmeyen yoktur. Birgün Hoca kahvede otururken, adamın biri kendisini dürtmüş ve, Bak hoca, demiş, bir tepsi baklava gidiyor. Hoca şöyle bir bakıp omzunu silkmiş: Bana ne? Berikı yapışkan: Ama, demiş, Hoca baklava sizin eve gidiyor. Hoca densizliğin bu kadarına sınirlenip yanıtını yapıştırmış: O zaman sana ne. Herkesin işine burnunu sokmamayı öğütleyen, bir bilge fıkrasıdır bu. Öykünün bilgeliğini vurguladıktan sonra, şu olguyu da belirtmek gerek Biz böylesi uyarılara fazla gerek duymayan zaten "Bana ne?"ci bir toplumuz genellikte. Hiç kuşku yok ki, bu niteliğimiz gün geçtikçe azalmaktadır. Ama yine de, tümüyle ortadan kalkmış değildır ne yazık ki. Oysa günümüz dünyası hızla küçülmekte, sorunlar birbirleri içıne giren girift bir görünüm almaktadır. İzinde bulunduğumuz sırada patlak verip, gelişen Çad olayları, bu olgunun en yeni ve çarpıcı örneklerinden birini oluşturuyor. Bilindiği gibi, Çad'da eskı Devlet Başkanı Gukkuni Veddeye önderliğindeki isyancılar, şimdiki Devlet Başkanı Hissene Habre yönetimine başkaldırmış bulunmaktadırlar. Hissene Habre yönetiminin Afrika'daki tek destekçisi, Zaire'nin lideri Mobutu. Bu arada, Sudan da Libya'nın desteklediği Veddeye'ye, salt L;bya desteğine sahip olduğu için karşı çıkmakta. Bunun dışında Afrika Devletlerı arasında Habre yönetimini destekleyen kimse yok. Ancak Afrika'nın dışında iki güç, emperyalist emellerle Habre'ye yoğun destek sağlarnaktalar. Bunlardan birincisi ülkeye 3 bin askerinin yanısıra dört Jaguar bir de yakıt ikmal uçağı göndermiş olan Fransa. Habre'nin öbür destekçisi ise Reagan yönetimı. Her iki ülkenin de, bu desteği sağlarken kendilerince haklı saydıkları bir gerekçe var. O da, Veddeye'yi Kaddafi'nin desteklemesi. Paris ve VVashington Veddeye hareketini Libya'nın . genişleme emellerinin bir ıç yansıması olarak yorumlamaktadırlar. Veddeye'ye Kaddafi'nin destek sağladığı, eski Devlet Başkanı yeni ası liderin de bu destekten çok hoşnut olduğu, ikt'idarı ele geçirdiği takdirde ülkesindeki Libya etkısinin artacağı da bir gerçek. Ne var ki, gerek Paris'in gerek VVashington'un görmezlikten geldıkleri bir gerçek Veddeye güçlerinin içerde önlerine gelen Habre kuvvetlerini altetmesindekı iç dinamik dış,destekten çok daha önemli bir öğe. Kaldı kı, Fransa'nın Çad'daki ve Afrika'daki varlığını sürdürmeye kararlı olduğunu açıklaması, bu alanda atılacak tek geri adımın bile Afrika politikasının iflası demek olacağını ileri sürmesi de kolay anlaşılır bir davranış değildir. Libya'nın Çad'da ne aradığını soran Fransa'ya sorulacak olan soru şudur: "Ya sen Afrika'da ne arıyorsun?" Aynı soru ABD'ne de yöneltilebilir. Üstelik, Reagan yönetimi "Çad'ın Fransız etki alanında olduğunu" söylerken, (şu açıklamadakı sinizme bakınız!) bir yandan da bölgede varlığını cıddi olarak pekıştırmekte ve Paris'in de hiç hoşuna gitmeyen bir oyuna girişmektedır. Reagan'ın, Mitterrand'ı da çileden çıkaran oyununun afdında yatan ger1 çek amaç, bu vesileyle Kaddafı'yı alaşağı edebılecek bir oldu bitti yaratabHmek, hiç değılse Libya önderini iyice köşeye sıkıştırıp güç durumda bırakabilecek bir ortamı oluşturmaktır. Çad olayı daha da gelışecek ve daha da tartışılacaktır. Tüm bu olaylar meydana gelır ve tartışılırken, örneğin Kâğıthane'de bir mobılya fabrıkasında çalışan işçı ya da ustabaşı Ahmed'e Çad sorunu hakkında ne düşündüğünü sorsanız, alacağınız yanıt büyük bir olasılıkla "Bana ne?" olacaktır. Oysa ustabaşı Ahmed bılse kı, fabrikasında yapılan ve bir zamanlar Libya'ya satılan kapıların yazgısı, dolayısıyla kendi işyerinin ve doğallıkla kendi yazgısı da bu olaya bir ölçüde bağlıdır, o zaman aynı derecede kolaylıkla omuz silkip "bana ne?" diyemiyecektir. Gerçekten, ABD'nin Çad olayının ardında hedeflediği kişi Kaddafi, ülke ise Libya. Bu durumda "bıze ne?" demek ise büyük bir aymazlık. Çünkü, Libya bir zamanlar, çok eski değil, 1981 yılında, en büyük dışsatım pazarımızdı. Gerçekten o yıl Türkıye Libya'ya 441,547 rhilyon dolarlık ihracat yapmıştı. Büyük dışsatım patlamasında daha sonra Irak ve ondan sonra da İran olayında olduğu gıbı, o yıl da Libya'nın payı vardı. Ne var kı, aynı Libya bir yıl sonra Reagan yönetimi tarafından köşeye sıkıştırılıp güç durumda bırakılınca, dışalımını kısmak zorunda kalmış, bundan da Türkıye büyük ölçüde etkilenmıştı. Nıtekım 1982 yılında aynı Libya'ya dışsatımımız 234,596 mılyon dolara ınmıştı. Bu düşüşü doğuran nedenler sürdüğüne göre, Libya ile ekonomik ılişkilerımizın daha da azalması beklenebılir. Böyle birolumsuz gelişmede doğallıkla Kâğıthane'de çalışan ustabaşı Ahmed'i de olumsuz yönde etkıleyecektır. işte Habre'den başlayıp, Kâğıthanelı Ahmed'e uzanan bu öykü günümüz dünyasında "Bana ne?" demenin ne derecede güç ve de anlamsız olduğunu kanıtlartıaktadır. Liberalliğe çağrı Zeytinyağı içmeli Pahalı olduğu için mutfaklanmızapek sokmadığımız zeytinyağının, kanser tehlikesini önemli ölçüde azalttığı açıklandu Dünya Sağük Örgütü (WHO) tarafmdan yapılan açıklamada, genç kalmayı sağlayan, insan ömriinü uzatan, birçok hastalığt tedavi eden maddeler içeren zeytinyağının, böbrek ve safra kesesi taşlannın oluşumunu ö'nlediği gibi, çağımızın öldürücü hastalığı kanser tehlikesini de vlttığı kaydedildi. Hüsnü Mübarek Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in 27 ağustosta Fransa Devlet Başkanı Françoîs Mitterrand'la görüşeceği bildirildi. Mübarek, BM toplantısı için gideceği New York 'ta bulunduğu süre içindeABD Başkanı Ronald Reagan'la da bir görüşme yapacak. Beyaz Saray, Çad'daki Libya müdahalesine karşı koymak için Çad hükümetine yardımcı olması amacıyla, ABD tarafından Sudan'a gönderilen iki AfVACS uçağının, ülkeye geri dönmesi konusunda hiçbir karar alınmadığım açıkladı. Amerikan ABC televizyonu, Pentagon kaynaklanna dayanarak, ABD'nin bu hafta sonundan itibaren, Suz. dan'a gönderdiği iki AfVACS uçağı ile bunlara eşlik eden 8 avcı uçağını geri çekeceğini bildirmişti. AWACSSudan Arjantinli çoğunluğunu kayıp annelerinin oluşturduğu 100 bin kişi, hükümetin askeri suçlular için genel af çıkarma kararım protesto etti. Arjantin hükümetinin, 197O'li yıllarda gerçekleştirdiği solcu avında binlerce kişi ortadan kaybolmuş, bu olaylarla ilgili olarak, bazı askerler tutuklanmıstı. Geçtiğimiz cuma akşamı, sekiz İnsan Hakları Grubunun çağrısı üzerine düzenlenen protesto gösterilerine, "Plaza de Mayo'nun Anneleri" adlı ve kayıpların yakınlarımn oluşturduğu örgüt kalabalık bir toplulukla katıldı. Göstericiler, başkent Buenos Aires'deki hükümet binasma yürudüler ve Arjantin yönetimini suçlayan sloganlar attılar. Arjantin'de askeri yönetimin iktidara geldiği 1976 yılından bu yana, sola karşı gerçekleştirilen sindirme kampanyasında, 15 bin kişinin öldüğü, yine sayıları 10 binle 15 bin arasında değişen Arjantinlinin de kayıp olduğu bildiriliyor. Protesto gösterilerinin, 1976 darbesinden bu yana gerçekleşen en büyük insan hakları gösterisi olduğu belirtiUyor. Filipinler Devlet Başkanı Marcos cinayet sııçlamalarını reddediyor MANİLA (AP) Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos, hükümetinin muhalefet lideri Benigno Akino'nun öldürülmesiolayına karıştığı yolundaki suçlamalan reddetti. Marcos önceki gün televizyonda yayınlanan konuşmasında sürgünden dönen Akino'nun öldürülmesinden hükümetin sorumlu tutulamayacağını açıkladı. Marcos cinayetin hükümeti üzerine düşürdüğü gölgenin etkisini uzun süre hissettireceğini belirtti. Marcos konuşmasında ayrıca hakkında çıkan çeşitli söylentileri de yalanladı. Akino'nun ölümünden sonra ülkede durumun gerginleşmesi üzerine çeşitli söylentiler çıkmış, kimileri Marcos'un öldüğünü ya da görevden alındığını söylerken, kimileri de Filipinler Devlet Başkanı'nın yeniden sıkıyönetim ilan edeceğini belirtiyordu. Marcos söylentilerin muhalefet tarafından kasten yayıldığını belirtti ve bu söylentileri " s a ç m a " olarak niteledi. Muhalefet liderlerinin Akino'nun cinayetinden Marcos hükumetini sorumlu tutmaya devam ettikleri görüluyor. Surgundeki muhalefet liderlerinden Charito Planas önceki gun yaptığı açıklamada, Marcosu Akino cinayetini düzenlemekle suçladı ve bu cinayetin Filipinlerdeki muhalefeti daha da radikalleştireceğini söyledi. Palme Isveç Başbakanı Olof Palme Yunan Başbakanı Papandreunun davetlisi olarak geldiği Atina'da Yunan Başbakanı ile Balkanlar ve Avrupa'nm nükleer silahlardan arınma önerilerinden başka Yunanistan ile Isveç arasında ekonomi işbirliğiyle ilgili görüşmelerde bulundu. Palme, bugün de Devlet Başkanı Konstantin Karamanüs tarafından kabul edilecek. Palme, Atina'daki görüşmelerini tamamladıktan mra eşiyle birlikte, tatilini geçirmek üzere Girit Adası'na gidecek. Atina'da Hafif canlanma Birleşik Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki ticari ilişkilerde hafif bir canlanma dönemine girildiği belirtiUyor. Gözlemciler, bu durumun, Amerikan iş çevrelerinin yönetime yaptıklan baskılar sonucunda meydana geldiğine işaret ediyorlar. Sigara bırakma ABD'nin Michigan Üniversitesi Tıp Kürsüsü tarafından sürdürülen çauşmalar sonucunda sigarayı kesin olarak bıraktıran likit damlahklar yapıldu Michigan Üniversitesi yetkilileri, yeni geliştirilen nikotinli burun damlasının, sigara tiryakilerinin nikotin ihtiyacını sigara içmeden karşılayabildiğini, bu nedenle sigarayı bıraktırarak sigaranın tüm risklerinden içicileri koruduğunu ileri sürdüler. De Cuellarhn önerileri konusunda Denktaş Ankara da sessiz İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE Kıbrıs Rum siyasal partilerinin " D e Cuellar'ın nabız yoklayıcı göriiş raporu" na ilişkin duşüncelerini açıklamalarıyla birlikte, Turk siyasal partileri de goruşlerini belirlemeye ve açıklamaya başladilar. KTFD Başkanı Rauf Denktaş, Dışişleri Bakanı İlterTürkmen'le goruştukten sonra, "De Cuellar'ın önerileri konusunda parti liderlerinin son goruşlerini alamadığı için toplum açısından genel bir değerlendirme yapamayacağım" söyledi. "Turkmen'le son gelişmeler ve genel urum konusunda göriiş alışverişinde bulunduğunu, BM Genel Sekreteri'nin önerileri ile ilgili goruşlerini Türkmen'e bildirdiğini" belirten Denktaş, "Önümiizdeki günlerde parti liderleriyle ayrı ayrı görüşerek goruşlerini alacağını ve toplum açısından vardığı genel değerlendirmeleri açıklavacağını" bildirdi. layan CTP Genel Başkanı Özker Özgür, Genel Sekreterın attığı adım, yerinde ve cesur bir adımdır. Ortaya koyduğu göruşler, seçenekli ve göriişmecilerin işini kolay:aştırıcıdır. Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın Kıbrıs'ta iki yıl görev yapmış olmasının yararı, kendini göstermeye başlamıştır. Kıbrıslılar, Tiirkler ve Rumlar olarak fırsatı iyi değerlendirmek zorundadır " dedi. ANKARA'NIN GÖRÜŞÜ Cumhuriyet Ankara Burosu'nun haberine gore, Ankara, Dışişleri Bakanı İlter Türkmen'in hafta sonunda KTFD'ye yaptığı ani ziyaret hakkında susmayı yeğledi. Dışibleri Bakanhğı Sozcusu Buyukelçi Nazmi Akıman, dun gazetecilerin yonelttikleri sorular uzerinde yorum yapmadı ve Türkmen'in daha once yaptığı açıklamalara atıfta bulunmakla yetindi. Türkmen ile KTFD Başkanı Rauf Denktaş'ın BM Genel Sekreteri Pere^ de Cuellar'ın son onerilerinin belli çekincelerle birlikte desteklenmesi konusurtda anlaştıkları yolunda Cu«ıhuriyet'te yer alan habeı>'tfatırlatıldığında, sozcü, '.*Bfz boyle bir beyanda bulıMmadık" dedi. Doe tsraiVde Liberya Devlet Başkanı Samuel Doe, Afrika ülkeleri liderleri tarafından Israil'e karşı lOyıldır sürdürülen boykotu kaldırarak, Israil'in başkenti Kudüs'e geldi. Kudüs'e vardığmda Israil Devlet Başkanı Efraim Herzog, Başbakan Menahem Begin, Bakanlar kurulu üyeleri, dini ve askeri li'erler tarafından karşılanan Doe^nun beraberinde 6 bakan ve iktidardaki Halk Kurtuluş Konseyi Partisi'nin 6 yetkili üyesi bulunuyor. En yeni Pamukbank Kendini sürekli yenilemeyi ilke edinen Pamukbank'm, Ankara Bölge Müdürlüğü ve Ankara Merkez Şubesi, 5 Eylül 1983 tarihinden başlayarak, hizmetlerini, Pamukbank'm malı olan yeni binalarında sürdürecekler. Pamukbank, tüm dostlarına kıvançla duyurur. Pamukbank Ankara Bölge Müdürlüğü Pamukbank Ankara Merkez Şubest Ziya Gökalp Cad. No : 5, KızılayAnkara Ankara Bölge Müdürlüğü Tel: 33 14 1233 04 17 Ankara Merkez Şube Tel: 31 27 6931 27 67 Pakistan'da 150 bin kişi gösteri yaptı KARAÇt, (AP) Pakistan'da önceki gun meydana gelen olaylarda 3 kişi oldu, 15 kişi yaralandı. Sind eyaletinin Ranipur kentinde düzenlenen gösteriye 150 bin kişi katıldı. 10 bin dolayında gösterici Ranipur kenti "ruhani lideri" Pir Taki Şah'ın başkanlığında yuruyüşe geçtiler. Göstericilerin komşu kent Kanipur'a yurumek amacında oldukları bildirildi. Yurüyuş boyunca gösteriye katılanlarla birlikte gösterici sayısının 150 bine ulaştığı belirtildi. Ayrıca göstericilerin bazı hükümet binalarını yaktıkları, bazılarını da tahrip ettikleri bildirildi. Göstericileri durdurmak isteyen polisin ateş açması sonucu uç kişi öldu, 15 kişi yaralandı. En kötü yıl Amerikan Kalkınma Bankası, borç yükü altında ezilmiş Latin Amerika ekonomisinin, 1984 yılında düzlüğe çıkmasımn beklendiğini açıkladı. Bankanın düzenlediği bir brifingde, ekonominin yüzde 1.5 oranında kötüye gittiği 1983 yıh, "en kötü yıl" olarak tanımlantrken, bölge ekonomisinin önümüzdekt yıl canlanacağı kaydedildi. PAMUKBANK Cumhuriyetçi Türk Partisi, De Cuellar'ın goruş raporuyla ilgili tut umunu ilk olarak Cumhuriyet'e açıkladı. "Yeni DüHaydarabad kentinde uç tıp zen" adlı organında, ustu kapalı öğrencisinin tutuklanmasını pro olarak ve başkalarına atıfta butesto eden yüzlerce kişi gösteri lunarak, De Cuellar'ın girişimini, "cesur bir adım" diye tanımduzenledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle