19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1983 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 neğin Transtürk Holding'in kendi grubuna ait olmayan şirketlerin tahvil veya hisse senetlerini vererek bankalardan almış olduğu borçlar, ya da müşteri senetleriki bu iki durumda da borcun vadesi geldiğinde muhatap Transtürk değil, üçüncü kişiler oluyor. Aynca Transtürk'ün yurtdışı kefaletler ya da ihracat ve diğer nedenlerle banka teminat mektuplan aracılığıyla sağladığı krediler de konsolidasyon kapsamı içinde yer almayan borçlar sayıhyor. Transtürk'ün Tanzim Fonu'na olan 7 milyar liralık borcunun ise Maliye ile holding arasında bir anlaşmayla çözüleceği ve Maliye'nin bu borçlar için Transtürk'e '^bankaların sağladıgına benzer, hatta belki de daha uygun koşullarla bir erteleme" olanağı tanıyacağı belirtiliyor. Transtürk Holding için hayati önem taşıyan taze paranın nasıl sağlanacağı konusu ise, henuz belli değil. Bu konuda çeşitli söylentiler dolaşıyor. Bu söylentilerden biri Transtürk'ün bu parayı bir kamu bankasından ya da Iş Bankası'ndan sağlayacağı. Bir diğeri ise Fuat Süren'in dıs ülkelerden borç bulabileceği. ABD eski Evren: Yeni bir politikacı tipi (Baştarafı 1. Sayfada) gelmeleri için biiyttk bir oyun ve gayret içindedirler. Zira ancak bu suretle durdurulan çarklannı tekrar döndttrebileceklerini biliyorlar. Biz ise yeni bir politikacı tipi yaratma ve onlarla yola çıkma çabası içersindeyiz. Inanıyoruz ki, millet de 12 Eylül'den evvelki politikacı tipi degil yeni politikacı tipi istemektedir. Bugün millet kurulan yeni parülere f azla rağbet etmiyor ve bunlara müstağni kahyorsa eski politika oyunlarından nefret ettiklerinden dolayıdır. Vatandaş ülkede her gün seçim varmış gibi bir havanın estirildiği o günleri bir daha görmek istemiyor. Seçim döneminden seçim dönemine mücadele yapılmasını, seçimden sonra herkesin seçim neticelerine razı olarak seçim mücadelesini bırakmak sureıiyle işiyle güciiyle meşgul olmasım arzüluyor. Belki bu seçimlerden sonra da eski alışkanlıklarla yine o havayı yaratmak isteyenler çıkabilecektir. Kendinizi onlara kaptırmayınız. Nasıl bir futbol maçında bir takım mağlup bir takım galip gelir ve futbol sahasında yapılan tezahiirat maçtan sonra durdurulur ve herkes yine kolkola girerek işiyle giicüyle meşgul oluyorsa, seçimlerden sonra da her şey unutulmalı, dostluklar düşmanhga dönüştüriilmemelidir. TELKİNLERE KAPILMAYIN Siyasi tecrübesi artmış vatandaşlanmın bunu gerçekleştireceklerine inanıyorum. Ve inanıyorum ki Tiirk milleti bu seçimlerde bu iilkeye en iyi hizmet edecek, eski günleri hortlatmayacak, 12 Eylül'ün felsefesine ters diişmeyecek, Anayasanın başlangıç kısmında söylendiği gibi, hiçbir düşiince ve mülahazanın Tiirk milli menfaatlerinin, Tiirk varlığının, devleti ve milletiyle böliinmezlik esasının Türklügün manevi degerlerinin Atatürk milliyetçiligi, ilke ve inkılâplan ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve layiklik ilkesinin geregi kutsal din duygulannın devlet işlerine ve politikaya kesinlikle kanştınlamayacağı prensiplerine ters düşmeyecek bir partiyi iktidara getirmek suretiyİe görevini en iyi şekilde yapacaktır, buna inanıyorum. Size bu konuda çeşitli kanallardan ve bilhassa eski politikacılar vasıtasıyla fakat onlar tarafından bizzat degil, onların ağzıyla konuşan başkalan tarafından türlü telkinler yapılacak ve filan partiye oy verirseniz din elden gidecek, o parti yönetimin kurduğu partidir, askeri idarenin devamı olacaktır, falan parti j^ty Jfnpprçz şöyle şöyle olacaktır gibi, aklînızı çelecek yalan yanlış fikirler aşılanmaya çalışılacaktır. Hiçbirine inanmayınız, aklı seliminizi kullanınız ve izanınızı kullanınız." Cumhurbaşkanı Evren konuşmasının son bölümünde TAınceli'nin çeşitli sorunlarına değindi. Cumhurbaşkanı, MGK üyeleri ve Başbakan daha sonra Tunceli Süt Fabrikası "ve bazı kamu kuruluşlarında incelemelerde bulundular. EVREN BİNGÖL'DE Saat 14.15'te beraberindekilerle Bingöl'e gelen Evren'e vilayette hemşerilik beratı verildi. Evren'e, Sivash bir yurttaşın yaptığı tablosu da hediye edildi. Cumhurbaşkanı, Bingöl konuşmasına kentin yeterli devlet desteği gören iller arasında bulunmadığını, buna rağmen 22 yılda Bingöl'de çok değişiklik olduğunu anlatarak, kentin sorunlarına değinerek başladı. Evren, Anayasa oylamasında "tüm genel ortalamada yüzde 92.5 evet oyu verilirken Bingöl'de yttzde 76.5 oy verüdiğine" işaret ederek, bunun için Bingöllüler'e "katiyen kırgın olmadıklanm" söyledi. Cumhurbaşkanı, "Bunda belki bizim de kabahatimiz var" diyerek Anayasa'yı tanıtma gezisi sansında Bingöl'e uğrayıp Anayasa'yı anlatmamış oluşunu, herkeste radyo ve TV olmadığından herkesin Anayasa'yı tam olarak öğrenememiş olabileceğini, aynca Bingöllülerin yeterli devlet desteği görmedikleri için "adeta devlete küsmüş" bulunduklarım belirtti. Evren, bunlara ek olarak, "burada bazı kişilerin ve din adamlannın da etkisi olduğunu" söyledi. Bu kişilerin "Anayasaya evet derseniz öteki dünyada yeriniz olmayacak ya da din elden gidecek" diye propaganda yaptıklannı anlattı. Bütün bunların sonucu olarak Bingöl'den yüzde 76.5 evet oyu çıktığını belirten Cumhurbaşkanı, "Kaldı ki, yüzde 76.5 kabul oyu da büyük bir orandır, bunu küçümsememek lazımdır" dedi. EVET MÜHRÜ Geri kalmışlık ve tanm sorunlarına değindikten sonra, Cumhurbaşkanı, 6 kasım seçimleriyle ilgili olarak "çeşitli entrikalann" söz konusu olduğunu söyledi, şöyle konuştu: ENTRİKALAR "Bu entrikalan ilk önce Anayasa oylaması sırasında oynamaya başladılar. Ancak muvaffak olamadılar. Millet onlara guzel bir ders verdi. Arkadan parti kurulması sırasında başka oyunlara başvurdular. Fakat biz bu oyunlann sergileneceg.ni tahmin ediyorduk. Bu nedenledir ki, partiler yasasına koyduğumuz geçici maddelerle bunlara da mani olduk. Şimdi seçimlerde de başka oyunlara tevessül edebileceklerdir. Sizleri seçim sandığına gitmeye, veya oylarınızı kullanırken birleşik oy pusulalannı boş atmaya veya evet mühürünü birkaç yere bastırmak suretiyle onu geçersiz saydırmaya, veya adaylann karşısına işaretler koymaya zorlayacaklardır. Bu oyunlara gelmemenizi, birleşik oy pusulasında yazılı partilerden hangisine oy verecekseniz, o partinin bulunduğu yuvarlağın içerisine evet mUhrünü basmanızı hatırlatmak isterim. Böylece o gibi kötü niyetli, memleketin menfaati için degil, sadece ellerinden giden makam ve mevkilere tekrar kavuşabümek için her türlü gayrimeşru yola başvuranların oyunlarını bozmuş olursunuz. Bu konuda sizleri bir defa daha ujarmayj faydalı buluypr musun?" diye soruyor. O zaman ne cevap veriyor, biliyor musunuz, sevgili vatandaşlann, "Paşam" diyor, "sen çok cahil kalmışsm. Kan ne demek? Çünkü Çinli de aynı kanı taşıyor. Rus'u da İngiliz'i de aynı kanı taşıyor. Ne demek aynı kandanmışız?" Bakın verdiği cevaba. Soyunu sopunu dahi inkâr eden bu insanlar, yola gelir mi sevgili vadandaşlanm? Türk kanından olduğunu inkâr eden bu insan, daha sonra ilave ediyor: "Siz" diyor, "bizi savcılar karşısında uzun uzun muhakeme ediyorsunuz. Eğer biz muvaffak olsaydık, üç kişilik bir heyetle bir günde sizin idamınızı gerçekleştirirdik." tşte bunların gerçekleştirmek istedikleri, devrim devrim dedikleri, o dillerinden düşurmedikleri devlet biçimi budur. Yapacaklan buydu. Onların oyunlarına gelmeyin." Genelkurmay Başkanı geldi tstanbul Haber Servisi ABD eski Genelkurmay Başkanı General Davld Jones, önceki gün özel bir ziyaret için Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in çağnlısı olarak Türkiye'ye gelen Jones, Yeşilköy Havaalanında 1. Ordu Komutanlığı ilgilileri tarafmdan karşılandı. Beraberinde eşi ve oftlu da bulunan ABD eski Genelkurmay Başkanı, dün Çanakkale yöresinde bazı ziyaretler yaptı. Pazartesi günü Ankara'ya gidecek olan David Jones, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılacak, daha sonra Egede turistik yerleri gezecek. (Baştarafı 1. Sayfada) Transtürk'ün bankalara olan borcunun konsolide olan 12 milyarının dışmda kalan 5.5 milyarlık bölümü içinse konsolidasyon sözkonusu değil. Çünkü bu 5.5 milyarlık bölüm, "teminatı kesin olan ya da gerçek ticari senetleri" içeren borçlar. Yani ör Transttirkbankalar UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) ve aldatıcı olduğunu şu örnekle anlatmak olasıdır: Olay şu: Amerikan gizli istihbarat servislerinde çalışan Ermeni kökenli bir Suriyeli kaçakçı, İtalya'dan Bulgaristan'ın Burgaz kentine bir gemi gönderir. Burgaz kentinde gemiye silah yüklenir, silahlar NATO ülkelerinde üretilen türdendir. Gemi Karadeniz kıyısındaki ilçelerden birinde boşaltılır. Karaya çıkarılan silahların bir kısmı Orta Anadolu illerimizden birinde milliyetçisağ görüşlü bir partinin eski ilçe başkanına satılır. Bu ilçe başkanı, silahları, Karadeniz illerimizin birinde solcu bir örgütün egemenliğindeki bir ilçede sol militanlara satar... Alın çıkın işin içinden. Olayı, bir bütün olarak değil de bu bütünün dışındaki tek tek olaylar olarak ele alırsak çok değişik sonuçlara varırız. Şöyle ki: Silahları getiren geminin Amerikan gizli istihbarat örgütlerinde çalışan bir kaçakçı tarafından gönderildiğini ele alıp "tamam" denilebilir: Silahları CIA gönderdi... Bu kaçakçının Ermeni kökenli olduğunu saptayıp silahların Ermeni örgütlerince Türkiye'ye sokulduğunu ileri sürebilirsiniz. Aynı düşünce yöntemiyle, silahların Bulgaristan'ın Burgaz kentinden yüklendiğini ön plana alıp, "İşte olay meydanda" dersiniz. Silahları KGB gönderdi... Bundan sonra silahların kimlere teslim edildiğıne dikkat edersiniz. Silahların bir kısmı, milliyetçisağ eğilimli bir partinin eski ilçe başkanınca satın alınmıştır. Solcuysanız, "işte" dersiniz. Bu işlerden şu parti sorumludur... Sağcıysanız, bunun tam tersi bir yorum yaparsınız. Milliyetçisağcı partinin ilçe başkanınca, bu silahların, sol örgütlere satıldığını tek olgu olarak benimseyip, değişmez yargınızı yineleyebilirsiniz. İşte gördünüz silahlar aşırı solculara satılıyor... Bu gibi konularda, bir başka yaklaşım daha geçerli olur. Silahların markalarına bakarsınız. Eğer, silahlar, NATO ülkelerinin markalarını taşıyorsa, "Türkiye'deki anarşi ve terörün Batıdan kaynaklandığını" ileri sürebilirsiniz. Yakalanan silahlar arasında Sovyet yapısı silahlar varsa, "İşte Sovyet parmağı" dersiniz. Dersiniz ama bunların hiç biri tek başına inandırıcı olmaz. Olay tam anlamıyla karmaşık ve çokulusludur. Olayda bir çok ülkenin payı vardır. Siyasal ve ıdeolojik görüşe göre • bu etkilerden bir tanesini alıp, abartmak ve öteki etkileri gözardı etmek yanıltıcı sonuçlar verir. Bizim çokuluslu terorizme soyunan yerli malımtz M. Ali Ağca olayı da böyledir. Bu örnek şu karmaşık ve çokuluslu yapıyı göstermeye, her halde yetmektedir. Her konu uzmanlık ister, her konu araştırmayı gerektirır. Basmakalıp düşünceler, değişmez siyasal ve ideolojik değer yargıları ve bunlardan kaynaklanan genel sözler gerçeğin ortaya çıkmasına yaramaz, tersine, bu gerçeklerin gizlenmesıne, örtülmesine ve demagoji dalgaları altında çarpıtılmalarına yol açar. Terörün bin türlü nedenı vardır. Bu nedenler, "lemcitpi/aw"gibi ısıtılıp ısıtılıp kamuoyunun önüne çıkarılan genel sözlerla araştırılmış olmaz. Terör başımızın belasıdır. Bu yüzden en seçkın aydınlarımızın bu konu üzerinde derinlemesine çalışmaları gerekir. Psikoloğundan, sosyoloğuna, sosyoloğundan ceza hukukçusuna, gazetecisine, bilım adamına kadar.. Terö/dadamagojıyet,paydos!. | r t , „, tAf'it Ziraat Bankası: Döviz sıkıntısıyla karşılaşmadık ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ziraat Bankası Genel MüdürU Rahmi Önen, "Ziraat Bankası olarak döviz sıkıntısıyla karşılaşmadık" dedi. Bazı çevrelerce Ziraat Bankası'nın döviz sıkıntısı içine düştüğünün ve transferlerini gecikme ile yerine getirdiğinin ifade edilmesi üzerine bir açıklama yapan Genel Müdür Rahmi önen, şunları söyledi: "TC Ziraat Bankası olarak, herhangi bir döviz sıkıntısıyla karşılaşılmadıgı gibi, bugün mevcutlanmız ithalat ve diğer konulardaki transfer taleplerinin çok üstündedir. Aynca, yabancı bankalar nezdinde de çok uygun koşullarla ve yeterli miktarda kredi imkflnlanmız mevcuttur. Tiirk Lirası nakit olarak yatınldığı sttrece döviz tahsisi anında yapılmakta. Iransferlerde kesinlikle gecikme meydana gelnıemektedir. (Baştarafı 1. Sayfada) görevine atanmış olmaktan ve görevini Orgeneral öztorun'a devretmekten büyük mutluluk duyduğunu bildirdi. "Orgeneral Necdet öztorun da 1. Ordu Komutanlığı görevine atanmaktan onur duyduğunu, sorumluluklarının bir kısmını bile kimseye devretmeyeceğini bıldirerek şunları söyledi: "Hepiniz gibi ben de Türk milletinin ve ulkesinin bütunlüğüne karşı oluşan, içinde kaçakçıltktan, Cumhurbaşkanı Kenan Ev vurgunculuğa kadar her turlü ren, yurttaşlara seslendikten so yolsuzlukları besleyen tehdidin na Devlet Hastanesi ve Süt Fab niceliğini ve niteliğini yakınen birikası'nı gezdi. Evren ve berabe liyorum. Bu tehdidin onemli bir rindekiler geceyi Bingöl'de geçir bölumunü meydana getiren kidiler. Bu sabah helikopterlerle şilerin, grupların hainliklerine ve Muş'a hareket edecekler. Evren gerçeği gormeyen kor olduklarıbu sabah Muş'ta, öğleden son na, etkisiz hale getirilmelerının ra Bitlis ve Van'da konuştuktan iç ve aynı şekilde dış barış için sonra Ankara'ya dönecek. zorunlu olduğuna inanıyorum" Saltık Şıklar: (Baştaraft 1. Sayfada) söyleyen Şıklar, bu kredi anlaşmasında Merkez Bankası altınlannm rehin olmasının "Sureti katiyede" söz konusu olmadığını belirtti. Merkez Bankası döviz pozisyonu tutan ve bu yolla ithalat transfer işlemini gerçekleştiren ticari bankaların işlevini kısmen yüklenmeye başladı. Son olarak alınan bir karar, "işlemlerin hızlandınlması" amacıyla bankaların 50 bin dolarin üstünde olan ithal talepleri için Merkez Bankası'na başv^urması olanağınl getırdi. Bu kaı'arvt(icari bankaların son zamanlarda döviz gi'rdisî yönünden bir "sıkışma" içinde olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirilirken, Merkez Bankası üst düzey yetkilileri bu kararın "geçici" olduğunu ifade ettiler. Geçtiğimiz hafta sonuna dek sürdürülen eski uygulamada bir ithalatçının döviz transfer talebinin 100 bin dolara kadar olan kısmı başvurulan ticari banka tarafından karşılanıyordu. Bu nedenle ithal taleplerinde bazı sıkışmalar olduğu göritldü. Nitekim bu konuda Cumhuriyet muhabirinin görüştüğü Merkez Bankası'nm bir yetkilisi, "tdari aksakhklann yol açtığı yanlış izlenimler vardı. Banka kendi bölgesinde nisbi bir sıkışma içine girince, bu, kamuoyuna transfer talebi bekliyor şeklinde yansımaya başladı" ifadesini kullandı. Merkez Bankası'nın sözkonusu kararı, bankanın tüm şubelerine resmen tebliğ edilirken, bilgisine başvurduğumuz Ticaret Bakanlığı üst düzey yetkilileri, "bekleme bir yana yeterli ithal talebi yok" dediler. Ticaret Bakanlığı'ndan isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey yetkilisi savını şöyle geliştirdi: "İthalat talebi istenen diizeyde olsaydı, bunun hemen Merkez Bankası vaziyet cetveline yansıması gerekirdi. Zira, ithalat ne kadar çok olursa, para hacmi de o kadar daralacaktır. bu da enflasyonist baskıyı azaltacaktır." Ote yandan Cumhuriyet muhabirinin bilgisine başvurduğu çeşitli ithalatçı şirketler "şimdilik" bir sıkışma söz konusu olmadığım bildirdiler. Şirketler çalıştıkları bankalarda bir aksama sözkonusu olmadığını, esasen böyle uir gelişim yaşanması halinde, durumun hemen yetkili makamlara iletilmiş olması gerektiğini ifade ettiler. 3JS FİRMA BATABtLİR Verdiği demeç Merkez Bankası Başkanı Şıklar tarafında yalanlanan eski DPT Müsteşar Yardıması ve Teşvik Uygulama Dairesi Başkanı Prof. Pakdemirli dün yerel bir gazetede sürdürdüğü açıklamanın ise "Tedbir alınmazsa, ihracat agustos ayında düşecek" dedi. Pakdemirli'ye göre bu koşulların sürmesi durumunda geçen yıl gerçekleştirilen ihracat rakamı bile zor tutturulacak. Pakdemirli ihracatla ilgili görüşlerini şöyle özetledi: "Gerekirse üçbeş firmanın batmasını göze alarak kaynakların ihracata yöneltilmesi gerekir." viİ7^ı* h a v ı i 7 i ı Akrl^nizV inAi nlz Sovyetler Birliği'nin Karade rından biri dün Akdeniz'e gitmek üzere tstanbul Boğazı'ndan geçti. Öğle saatlerinde tstanbul Boğazından geçerek Marmara'ya giren ve Akdeniz'e gitmekte olan 28 numarah yuzer havuz iki romorkör tarafından belirtiliyor. nılacağı çekiliyor. Yuzer havuzun Akdeniz'deki Sovyet savaş gemilerinin bakım ve onarımı için CAN) (Fotograf: Kadir kulla y y u z e r n a v u z u /\Kaenız e ı n a ı < dek i mOdern yüzer havuzia Iran ekonomisi savaşı ir çeşitli'kaygıların varlığı sezilebiliyor. Ama hiç kimse Türkiye1 den iki taraftan birine kesin biçimde meyleden bir tutum beklemiyor. Bunu ummuyor. Turkiye'nin tarafsızlığında titiz davranmasının, Batı stratejisi açısından her iki tarafla da diyalog kanalları açık bir bolge gücu olarak, Sovyetler'i devre dışı bırakmaya yarayacağını, bu nedenle İRAN'IN ÖNÜNDEKt Türkiye'nin bu işlevi yerine getiTEHLİKELER recek bir politika iz^yeceğini Tahran'da görüştuğumüz ve düşünüyorlar. İran karar mekanizması ile ilişAynca İranlılar, Türkiye ile kili kişiler çoğunlukla din aralannda hacmi her gün artan adamlarıydı Islâm Cumhuriyeticari ve iktisadi ilişkilerine de ti'nin onunde iki tehlikenin var guveniyorlar. Bunun yanı sıra, lığına değindiler: Turkiye ile Irak arasındaki ikti1. Iran'ın Irak'a kesin bir as sadi ve ticari ilişkilerdeki sürekkeri üstünlük sağlaması ve Irak li bir düşüşu Türkiye'nin siyasi topraklannda guçlu bir askeri tutumunu etkileyecek unsurlar varlık yaratması, buna koşut ola arasında görmek istiyorlar. rak Saddam rejiminin devrilmeSonuç olarak, Türkiye'nin de si gerçekleşirse, Iran'ın Irak'a galiba sabit bir faktör olarak saplanıp kalması. Irak muhalebundan böyle yer alacağı bir fefi böyle bir durumda iktidarı Körfez denklemi kuruluyor. devralacak beraberlikten yoksun olduğundan İran, Irak'ta tayin edici unsur haline gelebilir ve BİTTİ ABD, tıpkı Suriye'ye Lubnan'da göz yumduğu ve Suriye'nin Lübnan'da kemirilmesi politikasım surdürdüğü gibi, Iran da dolaylı Amerikan yeşil ışığıyla Irak'taki (Baştarafı 1. Sayfada) Şakir Ögünç ve arkadaşlarının iç çekişmelerin jandarması olagemi adamlarına yılda üç ay fiirak yıpranarak kalabilir. Kalsa bir türlü, herhangi bir sonuç sağ li hizmet süresi verilmesine ilişkin yasa önerisini ele aldı. önelayamadan çekilse bir türlü, açrinin tümü üzerinde konuşan maza girebilir. Öğünç, önerinin 15 bin gemi 2. Iran'da yönetim kademeleadamını ilgilendirdiğini bildirdi. rindeki çelişkiler de dolaylı ola"Geç kalmış bir hak, sahiplerine rak ABD politikasının uzantısıteslim edilmelidir" dedi. Merkez dır. ABD, tran'ın devrim olmaküyesi Selçuk Kantarcıoğlu ise, fitan çıkıp devlet haline dönüşmeili hizmet zammının köy öğretsini istiyor. Bu nedenle, lran'da menleri, PTT dağıtıcılan, orman klasik anlamıyla bir devlet cihamuhafaza memurları, sakatlar, zının oluşması, devlet sorumlustenograflar ve itfaiye personeliluğu ve devlet işlerliğinin kurulne de verilmesini önerdi. Genel ması, Iran'ın emperyalizmin çıkurulda daha sonra yasa önerikarlarına uygun biçimde oluştusinin maddelerine geçildi. rulmuş bölge statükosunu sarsan Kabul edilen yasa önerisine bir güç olmaktan çıkarılması demektir. olabilir. Ayrıcâ, Irari'm içindeki şimdiden kestirilemeyen, beklenmedik gelişmelerin de savaşın suresi ve seyrinde rol oynayacağı doğaldır. Ancak bu, yakın ve orta vade bakımından üzerinde en az durulması gereken faktordur. Iran iç butünlüğü, savaş coşkusunu surdurebilmesi nedeniyle rotasından sapacağa benzemiyor. ^ A l ^ d ö l ı (Baştarafı L Sayfada) ~ diğim gibi, şu aranızdaki birlık bir seçeneğin henüz oluşamamış olmasına bağlanıyor. Saddam, ve beraberliği bozmayın." çeşitli dış güçlerin birbirleriyle Cumhurbaşkanı Evren, Türkiye'de birliği bozmak, parçala ' kesişen çıkarlarının sağladığı mak isteyenlerin her zaman bu dengenin üzerinde iktidannı surdürebiliyor. ABD ve Sovyetler lunacağını, bu konuda dikkatli Birliği, Fransa, Suudi Arabistan, olunması gerektiğini belirterek, Körfez ülkeleri, Mısır ve hatta şöyle devam etti: Suriye. Bu sıralamaya tran'da AYNI KANDAN Türkiye'yi de ilave edenler var,. "Aynı soydan gelmiş, damarHatta Suriye de deniliyor, çunlanndaki kan asil Türk kanı olan kü Suriye'deki Baas rejimi varlıve şu yurdun muhafazası için bin ğını, pazarlık kozlarını, bolge senedir mücadele veren bu top dengesindeki yerini bir ölçüde lumu bölmek isteyenler olacak Irak'taki rakip rejimin devamıntır, bunlara sakın ola ki alet olda buluyor. Bu rejim yıkılırsa, bu mayınız. Kan dedim de, sevgili rejimin yıkılmasına yol açan vatandaşlanm, aklıma geldi. Bu muttefiki İran olsa bile, denge yakalanan anarşistlerden bazıla oynamaları giderek kendisini de rıyla sıkıyönetim görevlisi arkagöçertir. Bu nedenle Suriye, daşlanmız tarafından konuşulIrak'ın yerini İran yanlısı bir semaktadır. Bir general arkadaşıçeneğin almasından yana değil. mız bunlardan birisini karşısına Bu nedenle, Suudi Arabistan ile almış. "Yaptığın işlerden dolasürekli temas halinde. Saddam1 yı sen hiç üzüntü duymuyor muın yıkıhşı kaçınılmaz olacaksa, sun? Sen Türk kanı taşımıyor İran yanlısı bir seçenek yerine kendisine uygun gelen bir seçeneği araştırıyor. lznıır *uarı gurultulu (Baştarafı 12. Sayfada) sı konuşuluyordu. İzinsiz çalıştığı gerekçesiyle fuar karakolunda ifade veren Güngör Bayrak'ın "yine reklâm mı yaptığı" tartışılırken, aynı reklâm biçiminden Ahu Tuğba'nın da yararlanıp yararlanmayacağı gecenin konusuydu... 550 lira ile 1750 lira arasında ücret ödeyerek gazinonun pek de rahat olmayan sandalyelerinde saatlerce oturan dinleyiciler Ahu Tuğba'dan sonra assolist Emel Sayın'ı alkışlamaya başladılar. Emel Sayın, Ahu Tuğba gibi sonradan teşekkür etmedi, öncelikle İzmirlilere Egelilere teşekkür etti ve ilk şarkısını söylemeye başladı: "Kirpiklerin gölgesi güllerle bezenmiş, Rabbim yaratırken seni bir hayli özenmiş." Gazino hınca hınç doluydu, aynı kalabalığı gittiğimiz diğer eğlence yerlerinde de gözledik. Fuarın "en temız, en disiplinli, en kaliteli, en rakipsiz bahçesi" olarak ilânlarda tanıtılan Akasyalar Bahçesi'nde giriş ucretsiz. Içerde "neler oluyor", görmedik. "Ucretsiz girişli halk programında" halkın pek tanımadığı sanatçılar var. Yine de ilânlarda, gazinonun assolisti Gulen Yaman'ı "ilk defa ve bir kez dinlemeni!?*' tavsiye ediliyor... Fuar Ekici Över Gazinosu'nun assolisti Hülya Koçyigit. Onun kadrosunda da Bedia Akartürk, Gülistan Okan, Güngör Bayrak, Mujdat Gezen, Perran Kutman, Banş Manço ile İzzet Altınmeşe var. Fuar Açıkhava Tiyatrosu'nda da diğer gazinolardaki kalabalığı gözlemek olası. İzmirliler 300 lira ile 1250 lira arasında değişen fiyatlarla Ajda Pekkan'i ve "Büyük Kabare"yi izliyorlar. İzmir'de Büyük Kabare'ye 5 Yd Önce 10 Yıl Sonra Topluluğu ile Coşkun Sabah da katıldı. Bir süre once orkestra çukurunun betonlanmasıyla daha da genişleyen sahnede, Ajda Pekkan ve ÜGS dansçıları rahatça dansederken, orkestra çukurunun betonlandığını gördüklerinde şaşkınlığa düşen Devlet Senfoni Orkestrası yöneticilerini anımsadık. Ne gereği var orkestra çukurunun, betonlarsın, sahne genişler ve sanatçılar üzerinde rahatça "show" yapar! NOKTA (Baştarafı 1. Sayfada) dürlüğü 1. Şube'since "Nokta" dergisi yetkililerine tebliğ edilen kapatma ve toplatma kararında Nokta dergisinin yayınının süresiz durdurulduğu belirtildi. Nokta dergisinin yajınının 1402 sayıh Sıkıyönetim Yasası'nın 3/c maddesi gereğince durdurulduğu öğrenildi. NOKTA Dergisi 1982 Şubatında "siyasi içerikli magazin" dergisi olarak yayın hayatına başladı. 1983 yıh Mart aymda ise yeni bir kadro ile "haber" dergisine dönüştü. Sahipliğini Gelişim ve Süreli Yayınlar adına Ercan Anklı ve Sorumlu Yazı Işleri Müdürlüğü'nü Dr. Yazgülü Aldoğan'ın yaptığı dergi S aydan beri yeni şekli ile yayın hayatını sürdürüyordu. (Baştarafı 1. Sayfada) Yetkililer, Erzıncan Emniyet Müdürlüğü ve Üçüncü Ordu kurtarma ekipleri tarafından Bilal Karataş adlı kişinin cesedinin çıkarıldığını, diğer cesetlerin çıkarılması için çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söylediler. Minibüs (Baştarafı 1. Sayfada) cezası verilmesini öngörüyor. Konuya ilişkin olarak 21 ağustosta Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nda Erdal Inönü'nün ifadesi alınmıştı. Komutanhkça sözkonusu açıklamanın MGK'nın 76 numarah bildirisine aykırı görüşler taşıdığı bildirilerek, açıklamanın kendisine ait olup olmadığı sorulmuştu. Erdal Inönü de sözkonusu açıklamanın kendisine ait olduğunu, ancak MGK'nın 76 sayıh kararına muhalefet ettiği düşüncesinde olmadığını savunmuştu. Erdal Ne var ki ne Suriye, ne Suudi Arabistan, ne Mısır, ne ABD ve Sovyetler Birliği'nin birbirleriyle çakışan çıkarlarını ve hedeflerini uyuşturacak bir seçenek bulunabilmiş olmadığından Saddam rejimi sürebiliyor. Tahran'da sıkça işitilen değerlendirmeler bu yönde. ÇEŞtTLİ OLASILIKLAR Butun bunlar zımnen Saddam'a bir seçenek araştırıldığını da elbetteki ifade ediyor. Nitekim, İran'da çok kişiden savaşın Irak üzerinde ve dolayısıyla bölge dengesindeki yıkıcı etkilerini önlemek için bazı Arap devletle"Bitlis'te kurulmuş bulunan rinin bir saray darbesiyle SadBitlis Entegre Su ve Tanm Ühin dam'ı iktidarın tepesinden uzakleri Anonim Şirketi'nin ihraç ae laştırma ve yerini Başkan Yarmacıyla özel gayret ve çalışma dımcılanndan birinin alması forları var. Firmanın tesbit ettiği mülünü desteklediklerini duyamblem ve reçetede, tamamı ih duk. Başkan Yardımcılarından raç edilmek üzere verdikleri sipa tzzettin Duri'nin ve Taha Yasin riş üzerine firma adına Tekel'ce Ramadan'ın isimleri bu bağlam"Best" adı ile sigara Üretimine da sık sık geçiyor. İran, kastedildiği anlamda bir başlanıldı." Sözü edilen bir başka olasılık devlet olmaktan şimdilik uzak. ise Irak'ın "Lübnanlaşması". De Başta İmam Humeyni, Ayetullah ğişik mezhepler ve etnik grupla Montazeri ve Meclis Başkanı nn yaşadığı ve gerek coğrafı özel Rafsancani gibi önderler bu olalikleri ve gerekse mezhep ve et sılığın önünu tıkayan çizginin (Baştarafı 1. Sayfada) nik nedenlerin doğurduğu nüfus temsilcileri. Ülkenin en etkili kileri törenine katılması düşünülyığümalan nedeniyle Güney, Or şileri de bunlar. Dc^ayısıyla, yamüştü. Ancak, dün açıklanan ta (Bağdat ve çevresi) ve Kuzey kın ve orta vadede Körfez ve Orprogramın son şekliyle Ziya Ül olarak üç bölümde mütalâa edi tadoğu dengelerini etkileyecek Hak'ın ödül torenini beklemelen Irak'ın savaşın gelişme seyri olaylar zinciri için gözleri Irak'den Pakistan'a döneceği ortaya sonucunda, bu üç bölüme uygun ın içine ve İran Irak cephe hatçıktı. biçimde bölünmesi. tına çevirmek daha gerçekçi Dışişleri Bakanlığf ndan yapıBir üçüncü olasılık, Saddam olacak. lan açıklamaya göre, Türk rejiminin yıkılması durumunda Muhtemel olaylar zincirinin, Pakistan resmi görüşmelerinin çok dağınık, Irak halkı içinde her halkasıyla, bölgenin savaşan pazartesi günü tamamlanmasın pek derinlerde kök salamamış, iki ülkeye sınırdaş tek ülkesi dan sonra Ziya Ül Hak salı gü değişik çıkarlan temsil eden ve Türkiye'yi de yakından ilgilendinü Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1 dolayısıyla değişik ülkelere sırtmı ile birlikte 30 Ağustos Zafer Bay dayamakta olan Irak muhalefe receği açık. Tkhran'da Türkiye nin nasıl bir rol üstleneceğine daramı şenliklerine katılacak. tinin arasındaki iç çatışmalar neZiya Ül Hak, Ankara'daki res deniyle ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesi. mi programını tamamladıktan Cumhuriyet/Bilgisayar sonra çarşamba günü Konya'ya (Eksık sayılarınızın her bırını 40 Bütün bunlar sıralanan olasıTL'lık pul karşılığı ısteyebılırsınız) geçecek ve buradaki tarihi ve di lıklar. Tabii, bugünden farkediM m : TlHkouiı CK No. M41 ni yerleri gezecek. Aynı aksam lemeyen birtakım gelişmeler de Cı|alatlgllst»ıM yine Ankara'ya donecek. Irak'ın yazgısı üzerinde etkili (Baştarafı I. Sayfada) miş, son üç yıldan bu yana biraların satışında giderek artış saglanmıştır" dedi. Bakan, daha önce tahta kasalarla sevkiyatı yapılan ve büyük ağır şişelerdeki bira üretimine son verilmeye başlandığını, önce Ankara Bira Fabrikası'nda olmak üzere belli bir zaman içinde diğer fabrikalarda da yeni tip üretime geçileceğini kaydetti. Sigara ihracatının gerçekleştirilmesi amacıyla, dış piyasa araştırması yapılacağını bildiren Sadıklar, şöyle konuştu: Tekel'in Sıkıyönetimce görevine Ziya Ül Hak 'Baştarafı 1. Sayfada) bomba olduğunu ve bombanın kısa bir sure sonra patlayacağını söyledi. Bu ihbar üzerine Akdeniz yolcu uçağı, 108 yolcu ve beş murettebatı ile Yeşilköy Havalimanı'na geri dondu. Uçaktaki yolcular transit salonuna alınarak bekletildiler. Bu arada, Federal Alman uyruklu yolcu tarafından içinde bomba bulunduğu bildirilen çanta, bomba imha ekiplerince etkisiz hale getirildi. Çantanın içinde rakı bulunduğu bildirildi. Daha sonra Alman yolcunun bombayı rüyasında gordüğunu söylediği belirtildi. Yolcular, daha sonra üç saal 20 dakikalık bir gecikme ilt THY'nın Haliç adlı uçağıyh Münih'e gitmek uzere saa 14.55'de Yeşilköy Havalimanı ndan ayrıldılar. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü ifade edildi. Düşünde göre SSK'na tabi olarak çalışan tüm gemi ateşçileri, kömürcüler ve dalgıçlara yılda 4 ay fiili hizmet süresi verilecek. Emekli Sandığı veya SSK'ya bağlı olarak çalışan diğe. gemi adamlarına ise yılda 3 ay .'ili hizmet süresi verilmesi kabu edildi. SIKIYÖNE1ÎM YASASI Fuar sürüyor, yarım yuzyılı UYARINCA aşan yaşamıyla. "Kim ne derse Daha sonra Kamer Genç ve desin" her yıl olduğu gibi bu yıl arkadaşlarının Sıkıyönetim Yasa da hep eğlence yerleri, eğlence sı uyarınca işlerine son verilen yerlerindeki sanatçılar gürjdemkamu görevlilerinin emekli ol de.. malanna olanak veren yasa önerisi ele alındı. Kabul edilen öneri uyarınca ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis cezasından hükümlü bulunmayan, affa uğramış olsalar bile yüz kızartıcı herhangi bir suçtan mahkum olmayanlarla ahlak ve yetersizlik sebeplerinden dolayı kurumlarıntstanbul Haber Servisi Kaca re"sen ilişkileri kesilmeyen me sımpaşa'da su kuyusuna inen üç murlardan Sıkıyönetim Yasası kişiden 2'si zehirlendi. uyarınca görevlerine son verilenKaptanpaşa mahallesi Mürüler, eğer 20 yıl fiili hizmetleri varvet sokak üzerindeki 8 sayıh evsa emekli olabilecekler. de oturan Halil Yeğirmen (75) DM Genel Kurulu daha son bahçesinde 4 yıldan beri kurura merkez uyesi Nuri Özgöker ve muş bulunan ve koku yapan kuarkadaşlarının Emekli Sandığı yuyu temizlemek istedi. Bu neYasası'nda değişiklik öngören ya denle dün saat 14 sıralarında kisa önerisini kabul etti. buna gö racısı Yaşar Sulucu (37) ile birre, Emekli Sandığı'na mensup likte 7 metre derinliğindeki kukan veya koca eşinden 40 yaşa yuya indi. Ancak bir süre sonra veya daha büyükse ölümünde "imdat" seslerinin duyulması eşine yan nisbetinde aylık bağ üzerine komşuları Hüseyin Tepe Onların yardımına koştu. Dalanacak. Danışma Meclisi Genel Kuru ha sonra olay yerine gelen itfailu'nun öğleden sonraki birleşi ye erleri 3 torun sahibi Halil Yeminde ise Toplantı ve Gösteri ğirmen ili Yaşar Sulucu'nun ceHüYürüyüşleri Yasa Tasarısı üze sedlerini çıkardılar. rindeki görüşmeler tamamlana seyin Tepe'yi baygm halde bulrak tasarı kabul edildi. Tasarı du lar. Kurtarma çahşmalan sıtoplantı ve gösteri yürüyüşleri rasına itfaiye erlerinden Cuma için uygulanacak şekil, koşul ve Ceran'da kuyudaki gazdan hausulleri yeniden belirliyor. fif zehirlendi. Kasımpaşada kuyuya inen iki kisi öldü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle